Ã?stat Yeminer, geniÃ…? odasında huzursuzca volta atıyor ve öfke içinde tümbu olanları düÅ?ünüyordu. Gerizekalı Spellweaver’ın yaptıkları yüzünden kule saldırı altına girmiÃ…?ti ve Zakhurr’un ihaneti yüzünden de gafil avlanmıÅ?tı.
Evet, Yeminer Zakhurr ile Zek’arab arasındaki konuÃ…?mayı biliyordu. SavaÃ…? boyunca sık sık kuleyle bütünleÃ…?ip, olanları kontrol ediyordu. Zakhurr ile Zak’arab arasındaki konuÃ…?mayı da dinlemiÃ…?ti. Kahrolası vampirin, çukur zebanisini yanlıÅ? bilgilendirmesi sonucu tüm bunlar olmuÃ…?tu.
And olsun ki Yeminer tüm bunlar bittiÄ?inde o vampiri yalvartacaktı.
Ama habis liçin kafasını kurcalayan daha büyük sorunlar vardı. Kuleyle her bütünleÅ?mesinde, kulenin daha da zayıfladıÄ?ını fark etmiÅ?ti. Ã?yle bir bir noktadan sonra kuleyle bütünleÅ?tiÄ?inde acı çekmeye baÅ?lamıÅ?tı Yeminer, ki o bin yıldan fazla zamandır acıyı hissetmemiÅ?ti. Sadece bu da deÄ?ildi, artık kuleyle bütünleÅ?meye çalıÅ?tıÄ?ında kule, efendisinin gücünü emmeye çalıÅ?ıyordu.
Yeminer, geniÃ…? odasında dolanmaya devam ederek düÅ?ünmeyi sürdürdü. Onun odası kulenin en üst katında-yani on üçüncü katta-idi. Buraya çıkıÅ? yoktu. Merdivenler, on ikinci kattaki Molissei’nin odasının ejderha kakmalı, süslü kapısının önünde son buluyordu. Buraya gelmenin tek yolu teleportasyondu. Ve Ã…?eytanın da bunu bulması gerçekten uzun zaman alacaktı.
Ã?stat Yeminer’in savaÃ…? baÃ…?ladıÄ?ında aÃ…?aÄ?ı inip mücadeleye katılmamasının elbette bir sebebi vardı. Kuleye ilk giren, çukur zebanisi olmuÃ…?tu. Onun kudretini daha o kuleye gelirken hissetmiÃ…?ti Yeminer. Kulede kendisinden baÃ…?ka hiçbir büyücü onunla mücadele edemezdi. Zek’arab’ı kendisi durdurmak zorundaydı.
Artık kuleyle bütünleÅ?me riskini göze alamayan habis liç, odasının köÅ?esindeki bir masanın üzerindeki ayaklı kaidesinde duran kristal küreye yönlendi. Elini kürenin üzerinde Å?öyle bir gezdirdikten sonra, yoÄ?unlaÅ?tıÄ?ı alanları gördü.
Kulenin her katını tek tek inceledi ve tüm büyücülerin yedinci katta toplandıklarını ve büyücülerin, Å?eytanları püskürtmeyi baÅ?ardıklarını gördü. Kule muhafızlıÄ?ını yapan yaÅ?ayan ölüler, elementaller ve gargoyleler ile daha önce kulenin zindanlarında olan mahkumlar da onlarla birlikteydiler. BaÅ?büyücüler, yeni bir saldırıya karÅ?ı olarak savunmalar hazırlattırıyorlardı ve bu da iyiye iÅ?aretti. Vakitleri vardı. Ama tüm büyücülerin yedinci katta toplanmaları demek, diÄ?er katların terk edilmiÅ? olması demekti. Peki ama neden yedinci kat?
Görüntüyü deÄ?iÃ…?tirerek yedinci kattaki tüm odaları teker teker arayan Kule Efendisi, sebebini BaÃ…?büyücü Necros Spellweaver’ın odasında buldu. Molissei, o odada kısa zaman önce açılan geçitten arka kalan enerjileri kullanarak bir geçit daha açmıÅ?tı ve bu geçit doÄ?ruca minik bir ekboyuta açılıyordu.
EÄ?er dudakları olsaydı, hiç Ã…?üphesiz Yeminer Ã…?imdi onları bükerdi. Molissei muhtemel bu ekboyutun nereye açıldıÄ?ını bilmiyordu ve diÄ?er baÃ…?büyücüleri de, kuleyi bu yolla tahliye etmeye ikna etmiÃ…?ti. Ã?nemli deÄ?ildi, nasıl olsa aptallıklarını en acı biçimiyle öÄ?reneceklerdi. Ne de olsa Pandemonium’un sonsuz tünellerinin karanlıÄ?ında hiçbir fani saÄ? kalamazdı.
Yeminer, kuleyi kontrol ederken bu ekboyutu fark etmiÅ?ti. Bu ekboyutu muhtemelen Zakhurr, belli bir amaç için yaratmıÅ?tı. Belki bir kaçıÅ? yoluydu, belki de baÅ?ka bir Å?ey. Habis liç Å?u anda bununla ilgilenmiyordu.
Kule Efendisi, görüntüyü deÄ?iÃ…?tirdi ve kulenin zemin katındaki geçide yönlendirdi. Ã…?eytanlar orada son bir saldırı için toplanıyor ve geçitten yeni gelen takviyelerle besleniyorlardı. BaÃ…?büyücüler ise farkına varmadan büyücüleri Pandemonium’a götürüyorlardı. Büyü Konseyi, Ã…?eytanlar ve iblisler arasına sıkıÅ?acaktı. Halbuki baÃ…?ka çıkıÅ?lar da vardı. Yeminer’in görüntülerde görebildiÄ?ine göre kulenin pek çok yerinde gedikler bulunuyordu. Bu imkânsızdı zira kulenin kendisi bile büyüden oluÃ…?ma bir yapıydı. Bunun olması ancak...
Ve cevap bir anda Yeminer’in aklında belirdi. Bunu nasıl düÅ?ünememiÃ…?ti?! Diyarın bozulan büyü aÄ?ının etkilerinin buradaki büyücülere yansımaması için kule kendi yapısındaki büyü özüyle, bozulan aÄ?ın kule içindeki kısmını onarıyordu! Yapılan her büyü, kuleyi yok etmekteydi! Ve kule can havliyle kendisini kurtarmak için, kendisiyle bütünleÃ…?en efendisinden güç emmeye çalıÅ?ıyordu!
Ve en kötüsü, Zek’arab Ã…?u anda Molissei’nin odasına açılan kapının önündeydi. Savunmaları kırarak içeri girmeye çalıÅ?ıyordu. Bir süre teleportasyon gücünü kullanamazdı, zira Yeminer, Zek’arab kuleye gelir gelmez teleportasyon gücünü kullanamaması için üzerine bir tılsım yerleÃ…?tirmiÃ…?ti. Ama yine de çukur zebanisi olaÄ?anüstü kuvvetini kullanarak, zayıflayan kulenin duvarlarını parçalayabilir ve Yeminer’e bu Ã…?ekilde ulaÃ…?abilirdi.
Kule Efendisi’nin artık son savaÃ…? için hazırlanması gerekiyordu.
***
“Spellweaver!!!” diye böÄ?ürdü Zek’arab nefret içinde ve pençesinin tek savruluÃ…?uyla ejderha kakmalı, süslü kapı paramparça oldu. Ã?ukur zebanisi dehÃ…?et dolu varlıÄ?ını aciz ölümlülerle dolu bu kulenin yeni bir odasına taÃ…?ıdı. Ã…?eytanları kulenin tek katı dıÅ?ında hepsini almıÅ?lardı ve Ã…?imdi de son bir saldırı ile o katı da almaya hazırlanıyorlardı.
Kan Ovaları’nın Efendisi’nin hatırladıÄ?ı en kısa savaÃ…?, bundan çok daha uzun sürmüÅ?tü. Fani varlıklar gerçekten de çok acizlerdi.
O halde bu acizlikleriyle kendisini devirmeye çalıÅ?an liç ve onun yardakçısı hain Spellweaver bunu ödemelilerdi.
GirdiÄ?i yer tıpkı diÄ?erleri gibi, ama çok daha geniÅ? bir odaydı. Ama burası boÅ?tu, bomboÅ?tu. Bu imkânsızdı çünkü vampir, onların en üst katta olduÄ?unu söylemiÅ?ti.
Vampir... Zek’arab gerçekten de ondan tiksiniyordu. Spellweaver’ın kaçıÅ?ının ona rapor edilmesinden sadece birkaç dakika sonra huzuruna gelmiÃ…? ve ona Yeminer’in planlarını ve Spellweaver’ın ihanetini anlatmıÅ?tı. Böyle hain varlıkları hiç sevmezdi Zek’arab, ama itiraf etmeliydi ki böyleleri zaman zaman iÃ…?ine yarıyordu.
Aradıklarını bulmak için kuleyle bütünleÃ…?meyi düÅ?ündü çukur zebanisi, ama geldiÄ?inden bu yana tıpkı Yeminer’in yaptıÄ?ı gibi kuleyle bütünleÃ…?meye çalıÅ?mıÅ?, ama kule onu Ã…?iddetle engellemiÃ…?ti. Yine de kule, onun büyü yapmasını engellemiyordu. Büyü yapılmasını teÃ…?vik eden ve destekleyen bir yapının bunu engellemesi doÄ?asına aykırıydı. Hem istemese bile, Zek’arab büyüleri için gereken gücü kuleden zorla alırdı.
Kapısı olmayan bir katın daha bulunduÄ?unu anlamak, Zek’arab’ın sadece birkaç saniyesini aldı. Bir an gözleri donuklaÃ…?an çukur zebanisi, içinden gelen büyü gücünü kullandı ve kendi çevresini Ã…?eytani, lanetli bir aura ile kapladı. Ve sonra böÄ?ürerek pençelerini tavana geçirdi.
***
Pençeler yeri parçalarken, Ã?stat Yeminer odasının tam ortasında, normalde ayinler için düzenlenen bir kaidenin üzerinde ve tam ortasında, ellerini sımsıkı yummuÃ…? bir vaziyette durmuÃ…?tu. Kendisini çevreleyen, gümüÅ? tozundan bir çember vardı: Kötü yaratıkların giriÃ…?ini veya çıkıÅ?ını engelleyen bir çember. Bununla birlikte Yeminer’in bu çemberden çıkamayacaÄ?ı gibi, Zek’arab da bu çemberden giremeyecekti.
Pençeler yeni bir darbe ile deliÄ?i geniÅ?letti ve taÅ?lar parçalanarak havaya fırladı. Habis liç, kulesinin sızlanıÅ?larını duyabiliyordu ama bu biricik yaratısının acılarına Å?imdilik göz yummak zorundaydı. Bir kez çukur zebanisi ve emrindeki Å?eytanlar defedilip vampirin icabına baktıÄ?ında, kuleyi restore edebilirdi.
Zek’arab yere konarken, Ã?stat Yeminer’in bulunduÄ?u kaide, pırıl pırıl parlayan, gökkuÃ…?aÄ?ı gibi bir yarı küre ile kaplandı.
Å?eytan, dipsiz kuyuları anımsatan kara gözleriyle odayı inceledi. Burası çok daha yüksek, geniÅ? bir odaydı. Ama liç yalnızdı.
Ã?stat Yeminer hemen cevap vermedi. “Gerçekten de vampirin sana söylediÄ?i yalanlara inanmadın, deÄ?il mi çukur zebanisi? Hayır, buraya geliÃ…?inin muhtemelen baÃ…?ka bir sebebi vardı. Sen sadece onun anlattıklarını, yaptıklarına gerekçe göstermek için kullandın.”
Kadim Ã…?eytan zalim bir kahkaha attı. “Zekisin liç, ırkının uzun zamandır gördüÄ?üm en zekilerindensin. DiÄ?erleri muhtemelen bana yanıldıÄ?ımı anlatmaya çalıÅ?ırlardı.”
“Seni üzerime saldırtmaya çalıÅ?tı. Ä°lginç. Açıkçası ölümümle ne elde etmeyi planladıÄ?ını merak ediyorum. Kule sadece bana itaat eder. Ona asla uymaz.” diye mırıldandı habis liç.
“Hâlâ fark edemedin mi zavallı yaratık?! Belki de cevabı o kadar uzakta arıyorsundur ki, gözünün önünde olmasına raÄ?men onu görmüyorsundur!” diyerek cevabı yapıÅ?tırdı Zek’arab. “O vampirin ruhunun varlıÄ?ı ile bu kuleyi çevreleyen korunun varlıÄ?ı aynı! O vampir, korunun vücut bulmuÃ…? hali!”
Yeminer bir an afalladı. Bu gerçekten olabilir miydi? Zakhurr, Nhimmar’ın efendisi, daha doÄ?rusu kendisi olabilir miydi?
Yeminer öfkeyle titrerken, Zek’arab keyifli keyifli güldü. “Merak etme liç, seni ve o aÃ…?aÄ?ılık Spellweaver’ı hallettikten sonra, vampirin de icabına bakacaÄ?ım. Gerçekten de, Spellweaver nerede?”
Yeminer bir süre cevap veremedi. Bedeni uzun zaman önce ölmüÅ?tü. Bu yüzden de duyguları yüzünden vücuduna bir hormon salınımı olmuyor, bu sayede de kontrolünü fani yaratıklar gibi yitirmiyordu. Ama Å?u anda öfkesi o kadar büyüktü ki, kontrolünü kaybetmek üzereydi. Lanet vampirle yıllarca dip dibe yaÅ?amıÅ?lardı ve o bunu hiç fark etmemiÅ?ti! Kendi en büyük düÅ?manını, kendi dibinde, kendi elleriyle yetiÅ?tirmiÅ?ti!
“Spellweaver, sen onu alıp götürdükten sonra buraya hiç gelmedi. Onu öldürdüÄ?ünü umuyordum açıkçası. Ne oldu ona?” diye zorlukla cevap verdi liç, hâlâ öfkeden titreyerek.
Zek’arab ilk defa Ã…?aÃ…?ırmıÅ?tı ve bu yüzünden belli oluyordu. KarÃ…?ısındaki liçle tuhaf bir Ã…?ekilde birbirlerini anlayabiliyorlardı. Bu yüzden yalan söylemediÄ?ini biliyordu. Ä°kisi de çok kudretliydi. Kadim varlıklardı. Bilgiye açlardı. Ã?arpıÅ?maları da kaçınılmazdı. Neden boÃ…?u boÃ…?una kelime oyunlarıyla zaman kaybetsinlerdi ki?
“Onun idam emrini verdim, ama bir Ã…?ekilde kaçmayı baÃ…?ardı ya da kaçırıldı. Ben buraya döndüÄ?ünü veya buradaki bir müttefikinin onu geri getirdiÄ?ini düÅ?ünmüÅ?tüm. Tuhaf... Her halükârda buraya saldırmamın asıl sebebiydi o. Ve onu ele geçirmek dıÅ?ında her Ã…?eyi yaptım.”
“PiÃ…?manlıklar mı çukur zebanisi?” diye sordu Yeminer, alayla gülerek.
“Hayır liç, aslına bakarsan kulen önümde en adi tanar’ri birliÄ?i kadar bile direnemedi. Ama yine de ölümlü ruhları ele geçirmek iÃ…?ime geliyor. Fazladan asker ölüyorlar. Kim bilir, belki senin ruhunu da kullanırım.” dedi çukur zebanisi cevabı yapıÅ?tırarak.
“Senin gibi bir varlıÄ?ın piÃ…?manlık duyması gerçekten de çok ironik olurdu zaten Zek’arab. Zaten piÃ…?man olsan da fark etmez, buradan ancak cesedin çıkacak.” dedi Yeminer soÄ?ukkanlılıkla.
“Güzel.. O halde, ne bekliyoruz?” Zek’arab bir kahkaha patlattı.
Ä°ki ölümsüz varlık birkaç saniye için birbirlerini süzdü. Ä°kisi de kendi zayıflıklarını biliyordu. Ä°kisi de birbirlerinin zayıflıklarını biliyordu. Ä°kisi de kendi zayıflıklarını kapatmanın, ve karÅ?ısındakinin zayıflıklarını kullanmanın yöntemlerini biliyordu.
Ve ilk Yeminer baÃ…?ladı. Avuçlarını açtı ve bir avucundaki tanar’ri boynuzu ile diÄ?er avucundaki melek kanat tüyünü gözler önüne serdi ve seri hareketlerle havaya semboller çizerken, sözcükler çürümüÅ? aÄ?zından dökülmeye baÃ…?ladı.
Büyü gayet basitti. Yeminer her ne kadar bu yaratıÄ?ı öldürmek istese de, bu uzun zaman alacaktı ve fazladan yapacaÄ?ı her büyü, kulesini etkileyecekti. Bu yüzden bu ilk büyüsü ile çukur zebanisini geldiÄ?i boyuta gerisingeri sürgün etmeyi planlıyordu.
Sürgün sözcüklerini bitirdiÄ?inde bir anda boyutların Ã…?effaf duvarları, Zek’arab’ın dört bir yanını kapladı ve üzerine sertçe bastırarak onu Avernus’a dönmeye zorladı. Yeminer’in büyüsü galip geliyordu. Zek’arab olduÄ?u yerde kalmaya direnirken duvarlar onu giderek sıkıÅ?tırıyor ve Zek’arab’ı iki büklüm bir vaziyette kalmaya zorluyordu.
Ã?ukur zebanisi öfke dolu bir kükremeyle gerildi, iki kanadını da açtı ve artık diplerinde ateÃ…? yanan kara gözleriyle Yeminer’e baktı. Yeminer’i çevreleyen yarı küre, onu her türlü saldırıdan koruyacaktı. Yeminer normalde yürüyerek o küreden çıkabilirdi, ama Zek’arab’ı uzak tutmak için yaptıÄ?ı çember, onu da içeride tutuyordu. Bu durumda Zek’arab, en iyi ihtimalle yarı kürenin etkisi geçene kadar beklemek zorunda kalacaktı. Küreyi geçse bile, çember onu Yeminer’den uzak tutacaktı.
O düÅ?ünürken, zaman geçiyordu ve Yeminer ikinci büyüsüne baÃ…?lamıÅ?tı bile. Yeminer’in ellerinden çıkan, buz mavisi bir ıÅ?ın, çukur zebanisine çarptı ve Zek’arab acıyla kükredi. Bedeni soÄ?uk ile titrerken, vücudunun üzerinde buz parçaları oluÃ…?muÃ…?tu. Ã?ukur zebanisinin gözleri öfkeyle kısıldı. Gerçekten de saÄ?lam bir rakipti, ama onu alaÃ…?aÄ?ı edecekti. Onun gibileriyle daha önce de savaÃ…?mıÅ?tı. Kan Ovaları’ndaki üstünlüÄ?ünü, tahtında kıçını büyüterek korumamıÅ?tı.
Yeminer, Ã…?eytanın, kendi koruması karÃ…?ısında aciz kaldıÄ?ını fark etti ve yeni büyüsüne baÃ…?ladı. Tam havaya ilk sembolü çiziyordu ki Zek’arab koÃ…?arak geldiÄ?i çukurdan geri atladı.
Neler oluyordu? Ã?ukur zebanisi bu kadar çok mu korkmuÃ…?tu dövüÅ?ten? Belki de bu, Yeminer’i küreden çıkartmak için bir hileydi, ama iÃ…?e yaramayacaktı. Ã?ıkabilseydi bile, Yeminer buradan çıkmazdı.
Liç, Ã…?eytanın nereye gittiÄ?ini düÅ?ünerek sadece birkaç saniye daha harcayabildi. Aniden ayaklarının altındaki yer parçalandı ve Zek’arab’ın kuvvetli pençeleri, Yeminer’i ayak bileklerinden kavrayarak aÃ…?aÄ?ı çekti. Yeminer’in aÄ?zından bir Ã…?aÃ…?kınlık nidası yükseldi.
Zek’arab bir zafer böÄ?ürtüsü koyuverdi ve vücudunun doÄ?asından gelen kudreti kullanarak, Zaten Yeminer’in bedenini kavramakta kullandıÄ?ı pençelerinin birisinden kudretli bir ateÃ…?topu yolladı. Ani bir alev patlamasıyla Yeminer’in bedeni kavrulmaya baÃ…?larken Zek’arab, ateÃ…?e baÄ?ıÅ?ık vücudu sayesinde sadece hafif bir gıdıklama, bir meltemin okÃ…?ayıÅ?ı gibi yumuÃ…?ak bir dokunuÃ…? hissetti.
Ama Ã?stat Yeminer, aciz bir ölümlü deÄ?ildi. Vücudu acıyı hissetmezdi. Bu yüzden vücudu kavrulurken bile dudaklarından büyünün kadim sözcükleri döküldü ve her Å?ey bir anda dondu.
Ã?stat Yeminer, zamanı dondurmuÅ?tu!
Büyünün fazla sürmeyeceÄ?ini biliyordu Yeminer. Sürmek... Hem de donmuÅ? bir zamanda... Yeminer, durumun tüm vahimliÄ?ine raÄ?men çürümüÅ? dudaklarından arta kalanlarla çarpık bir gülümseme sergilemeden edemedi ve hemen kendisini çukur zebanisinin pençelerinden kurtardı. Bu durumda ona zarar veremezdi, ama yaptıÄ?ı bir büyünün süresi, zamanı donduran büyüsünün süresinden uzun olursa...
Yeminer gülümsedi ve hemen havaya sembolleri çizmeye baÅ?ladım kadim lisanın sözlerini sarf etmeye baÅ?ladı. Normalde böyle bir büyü, malzeme isterdi ama kadim liçin kudreti bunları aÅ?ıyordu. Bu büyü, ateÅ?topunun patlama zamanının ayarlanabilir bir versiyonuydu; ama habis liç, büyünün enerjileri üzerindeki güçlerini kullanarak büyünün element yapısını ateÅ?ten, elektriÄ?e çevirdi zira tüm Å?eytanlar ateÅ?e karÅ?ı baÄ?ıÅ?ıktı.
Yeminer’in elinden fırlayan minicik, elektrik mavisi ve beyazı renkler saçan bir topçuk, Zek’arab’ın hemen önüne gitti ve durdu. Patlaması birkaç saniye alacaktı. Yeminer bu zamanı iyi deÄ?erlendirdi ve Zek’arab’ın odasına girmekte kullandıÄ?ı deliÄ?e gitti. Basit büyüler konusunda o kadar uzmanlaÃ…?mıÅ?tı ki, onlar için ne bir sembol çizmesine, ne bir söz sarf etmesine, ne de zaman harcamasına gerek yoktu. Büyüyü düÅ?ünmesi yeterli oluyordu.
Ve böylece Ã?stat Yeminer, kendi odasına yükseldi. Yukarıda Zek’arab’ı bir sürpriz bekliyor olacaktı.
Zaman bir anda tekrar akmaya baÃ…?ladı ve Zek’arab, pençelerinin arasındaki liçin kaybolup yerine minik bir topçuk bıraktıÄ?ını gördüÄ?ünde afalladı. Bu zaman kaybı ona pahalıya patladı. Minik topçuk infilak ederek odayı bir elektrik fırtınasına boÄ?du. Zek’arab’ın vücudu Ã…?okla titrerken, acıyla böÄ?ürdü.
Titremesi geçtiÄ?inde delirmiÃ…? gözlerle çevresine bakan çukur zebanisi, odada kimseyi göremeyince Yeminer’in yukarı çıktıÄ?ını düÅ?ünerek bir adım attı ve sonra durdu. Daha iyi bir planı vardı.
Zek’arab, Yeminer’i koruyan kubbenin altındaki deliÄ?e girdi ve kanatlarını çırparak yükseldi. Hemen birkaç sözcük sarf eden Zek’arab, ayaklarının altına taÃ…?tan bir zemin oluÃ…?turdu ve güvenle üzerine bastı. Ardından kadim büyü sözcüklerini, daha önce pek az büyücünün dile getirmeye nail olabildiÄ?i sözcükleri seslendirdi ve kendi varlıÄ?ı ile prizmatik kubbenin varlıÄ?ını birleÃ…?tirdi. Ã?ukur zebanisinin varlıÄ?ını tanıyan ve onu kabullenen kubbe, Yeminer’i dıÅ?ladı. Kubbe bir anda Zek’arab’ı korur hale gelmiÃ…?ti, tıpkı gümüÅ? tozundan oluÃ…?an çember gibi.
Yeminer’in büyüleri kendisine zarar veremezdi, ama o, liçe zarar verebilirdi.
Zek’arab bakıÅ?larını odada gezdirdi ve liçi buldu. Ve bir saniye bile beklemeden pençesinin içinden bir ateÃ…?topu fırlattı. AteÃ…? topu liçe çarpıp bedenini ve çevredeki eÃ…?yaları kavururken, liç hemen bir soÄ?uk konisi oluÃ…?turdu ve kürenin ilk katını yok etti. Zek’arab durmadı ve ikinci bir ateÃ…?topu yolladı. Bu ateÃ…?topu bir rüzgâr dalgasıyla, bir diÄ?eri bir tozlaÃ…?tırma büyüsü ile, diÄ?er ateÃ…?topu bir geçiÃ…? büyüsüyle karÃ…?ılandı. Liçin bedeni alev alevdi, ama küreyi yok etmeye kararlı görünüyordu. Sinirlenen Zek’arab, bu sefer büyünün kadim lisanını konuÃ…?tu ve bir yıldırım dalgası asit oku yolladı liçe. Liç buna, bir büyülü ok dalgasıyla karÃ…?ılık verdi ve kubbenin bir parçası daha yok oldu. Liçin bedeni cidden harap haldeydi ve çok uzun süre ayakta kalamazdı. Zek’arab bir ateÃ…?topu daha yolladı. Yeminer, buna bir günıÅ?ıÄ?ı büyüsüyle karÃ…?ılık verdi ve geriye tek bir katman kaldı. Zek’arab durmadı ve hemen bir baÃ…?ka büyü yaptı. Yeminer, afallamıÅ? bir vaziyette kalakaldı.
Neden? Bedenini harap ederken liç neden kaçmıyordu? Filakterisine mi güveniyordu? Ve üstelik... Ã?stelik yok ettiÄ?i son üç katmanın da onun kubbeden geçmeye çalıÅ?ması durumunda ona vereceÄ?i karÅ?ılıÄ?a liç baÄ?ıÅ?ıktı. O halde...
AldatılmıÅ?tı!
Liç kendine gelip son bir büyü bozma ile son katmanı kaldırırken Zek’arab gürledi. Ã?fkesi o kadar muazzamdı ki, gümüÅ? çember bile onun kudretine boyun eÄ?di ve küle dönüÅ?erek yok oldu. Ã?ukur zebanisi ileri atıldı ve liçin sahte kopyasını pençeleriyle paramparça etti.
Zek’arab, kanatlarının arasına saplanan bir Ã…?ey ile titredi ve acı bir çıÄ?lıkla kendisini öne atıp arkasına döndü. Gerçek Yeminer orada duruyor ve daha önce kendisini gizlemek için kullandıÄ?ı önünde uçan, enerjiden yapılmıÅ? kılıç onu savunurken, kendisi de büyüsüne baÃ…?lıyordu. Zek’arab kopyasını yok ederken saklamak için kullandıÄ?ı görünmezlik efsununu üzerinden atmıÅ?tı.
Zek’arab hızla çevresine bakındı ve yanındaki masalardan birinde duran deri eldiveni kaptıÄ?ı gibi havaya ardarda üç sembol çizdi ve rünleri seslendirdi. Ã?nünde enerjiden oluÃ…?an bir el, kılıcın ona saldırmasını engelleyerek kılıçla dövüÅ?e girdi.
Yeminer büyüsünü tamamladı ve bu sefer bir asit topu-yine ateÃ…?topunun elemental yapısını deÄ?iÃ…?tirmiÃ…?ti-Zek’arab’ın önünde patladı. Derisi daÄ?lanıp erirken çukur zebanisi, Yeminer’in üzerine bir ateÃ…?topu daha fırlattı ve ardından ileri atıldı. Yeminer’in bir kez daha kavrulmaya baÃ…?layan bedeni, Zek’arab yanına geldiÄ?i anda büyüsünü tamamladı ve Zek’arab’ın bedeni tarif edilmez acılarla kıvrandı. Yeminer, Zek’arab’ın vücudundaki suyu buharlaÃ…?tırıyordu.
Ã?ukur iblisi inledi ve dev pençesini liçin suratına savurdu. Yeminerin kemikleri çatırdadı, ama hemen yeni bir büyüye baÃ…?ladı. Zek’arab ise bu sırada alevden oluÃ…?an kılıcını çekti.
Ve Yeminer, zamanı bir kez daha dondurdu.
Liç kendisini bir kez daha çukur iblisinin pençelerinden kurtarırken, yerine bir kez daha minik bir elektrik topçuÄ?u bıraktı. Kendisine koruma ayarlayabilirdi, ama öncelikle harap olmuÅ? bedenini iyileÅ?tirmeliydi. Habis liç, oldukça geniÅ? olan odasının saÄ?lam kalan pek çok bölümünden birine gitti ve deÄ?neklerden birini çekerek bedenine fani varlıklar için ölümcül, ama onun gibi yürüyen ölüler için Å?ifa getiren negatif enerjiyi nakletti. Kırılan kemikleri kaynaÅ?ıp, bozulan uzuvları düzelirken, liç rahatladıÄ?ını hissetti.
Zamanın nehri, sularını kaldıÄ?ı yerden akıtmaya devam etti.
Yeni bir elektrik patlamasına hazır olan Zek’arab, kanatlarının da yardımıyla kendisini hemen geriye attı. Elektrik onu yine Ã…?oka tutmuÃ…?tu, ama en azından bu sefer dibinde patlayamamıÅ?tı.
Zek’arab’ın gözleri Yeminer’i aradı ve buldu. Bedenini restore ettiÄ?ini gören çukur zebanisi, ortalıÄ?a okkalı bir küfür salladıÄ?ında habis liç zalim bir kahkaha attı.
“Yetmedi mi Ã…?eytan ha, yetmedi mi? Ne zaman dizlerime kapanıp hızlı bir ölüm için yalvaracaksın ha?!”
Zek’arab, yere kanlı bir balgamla tükürdü ve alev alev yanan gözlerle ona baktı. “Ruhuna öyle uzun zaman iÃ…?kence edeceÄ?im ki liç, sen bile ebediyet kavramını hatırlayacaksın!”
Zek’arab en sonunda planını kurmuÃ…?tu ve seri hareketlerle büyüyü seslendirdi. Yeminer, bir an büyünün ne olduÄ?unu anlayamadı ama sonra anladıÄ?ında dehÃ…?et içinde büyüyü karÃ…?ılamaya çalıÅ?tı.
YetiÃ…?emedi.
�ukur zebanisinin alaycı kahkahası odayı çınlatırken, �stat Yeminer ses çıkartamıyordu.
Hiç ses çıkartamıyordu!
Zek’arab, ateÃ…?li gözlerindeki bariz, sadistçe bir zevkle Yeminer’in çaresiz halini izledi ve onunla oynamaya baÃ…?ladı.
Buna raÄ?men Kule Efendisi çaresiz deÄ?ildi. Basit büyüler onun için neydi ki? Söz mü? Rün mü? Zaman mı? Onları aldırmadan yapardı. Elementleri kolaylıkla deÄ?iÅ?tirebilirdi. Büyücüleri zorlayan malzemeler, onun için birer fazlalıktı.
Liç, elini salladı ve bir baÃ…?ka asit topu, çukur zebanisine doÄ?ru uçtu. Zek’arab kanatları yardımıyla kendisini geriye attı, ama patlayan asitler yine de onu hedef aldı.
Ä°ki ölümsüz varlık birbirlerini birkaç saniye süzdüler ve Yeminer bu kez aynı Å?ekilde bir yıldırım topu yolladı. Yana atlayan çukur zebanisi bunu da bertaraf etmesine raÄ?men elektriÄ?in bir kısmının vücudunu bulmasına engel olamadı.
Yeminer bir baÃ…?ka hareketle Zek’arab’a bir asit oku yolladı. Okun tam göÄ?sünü bulduÄ?u çukur zebanisi öfkeyle kükredi ve bir savaÃ…? narası atarak Yeminer’e doÄ?ru koÃ…?maya baÃ…?ladı.
Yeminer yeniden elini salladı ve elinden fırlayan üç elektrik ıÅ?ını ile Zek’arab çıÄ?lıÄ?ı bastı ve olduÄ?u yerde haykırdı. Dalga bittiÄ?inde, Zek’arab dizlerinin üzerine çöktü.
Yeminer bir hareketle daha, beÅ? tane büyülü oku çukur zebanisine yolladı ve ardından kahkahayı bastı.
Sesi geri gelmiÃ…?ti.
Ama kahkahası içinde, Zek’arab’ın büyü sözlerini ancak çok geç olunca yakalayabilmiÃ…?ti. Bu oydu! Zamanı dondurmak için kullandıÄ?ı büyü!
Zek’arab, suratındaki manyakça sırıtıÅ?la büyüyü tamamladı ve zamanın akıÅ?ı bir kez daha-bu kez habis liç için-durdu.
Zek’arab’ın bedeni ciddi biçimde harap olmuÃ…?tu ve acilen kendisini iyileÃ…?tirmesi gerektiÄ?ini biliyordu. Liç kendisini deÄ?neklerle iyileÃ…?tirmiÃ…?ti. Mutlaka çevrede kendisini iyileÃ…?tirecek bir tane olmalıydı. Ã?ukur zebanisi gözlerini odada gezdirdiÄ?inde aradıÄ?ı deÄ?neÄ?i buldu ve zorlukla ayaÄ?a kalkıp deÄ?neÄ?e ulaÃ…?tıÄ?ı.
DeÄ?neÄ?in Ã…?ifa verici gücü bedenini doldurup yaralarını iyileÃ…?tirirken Zek’arab rahat bir nefes verdi. Büyünün süresi bitmek üzereydi, ama biliyordu ki eÄ?er filakterisi yok olmazsa, Yeminer’in ruhu yok olduktan sonra oraya dönecekti ve kısa süre sonra tekrar beden bulacaktı. Bir sonraki karÃ…?ılaÃ…?malarında Zek’arab ona yenilebilirdi. O halde...
Ã?ukur zebanisi büyünün son saniyeleri sayılırken panik içinde odada göz gezdirdi ve aradıÄ?ı Ã…?eyi buldu: Siyah, safir bir taÃ…?. Hem de tam Yeminer’in birkaç metre ötesindeki rafta. Bu kaderin bir oyunu muydu? Yoksa tamamen rastlantı mıydı? Her halükârda, çukur zebanisi buna gülmeden edemezdi.
Ve büyü biterken, Zek’arab ileri koÃ…?tu, kanatlarını gerdi ve havaya sıçradı. AteÃ…?ten oluÃ…?an kılıcını baÃ…?ının üzerine kaldırırken, Yeminer’e doÄ?ru hızla iniyordu. Onu gören Yeminer, elini, onu Zek’arab’ın darbesinden koruyacak bir güç duvarı oluÃ…?turmak için kaldırdı ve kadim sözleri sarf etmeye baÃ…?ladı.
Ä°ki ölümsüz varlık... Birisi cehennemin sonsuz ateÅ?ini, diÄ?eri ise ölümün bitmeyen soÄ?ukluÄ?unu temsil ediyordu. Biri hayatını kötü hareketlerle geçiren birisinin cezasının, diÄ?eri ise o cezadan kaçıÅ?ın vücut bulmuÅ? halleriydi. Ä°ki kadim varlık, destansı mücadelelerinin son saniyesine geldiklerinde birbirlerine baktılar. Cehennemin dipsiz kuyuları kadar kara, ve sonsuz alevleri kadar parlak gözlerle; ölümün karanlıÄ?ı kadar koyu, ve mezarın korkutucu soÄ?uÄ?u kadar soÄ?uk gözler kesiÅ?tiler.
Avernus’un Kan Ovaları’nın Efendisi Zek’arab, muazzam bir savaÃ…? ve zafer narası eÃ…?liÄ?inde var gücüyle alevden oluÃ…?an kılıcını, Büyücülük Kulesi’nin Efendisi ve Büyü Konseyi’nin baÃ…?kanı, kadim liç Yeminer’in kafasına indirdi. Kılıç, liçin çürümüÅ? kafasını, kaburgalarını, omurgasını ve kalçasını parçaladı.
Binlerce banÃ…?inin senfonisi gibi tiz, korkunç bir çıÄ?lık, bütün kulede, hatta Nhimmar’da yankılanırken, Zek’arab’ın zafer böÄ?ürtüsü ve Zakhurr’un sadist kahkahası ona eÃ…?lik ediyordu.
Kadim liç Yeminer, ölmüÅ?tü...
Yani, hemen hemen...
Ã?fkeliydi. Gerçekten çok öfkeliydi. EÄ?er o aptal kahkahayı atmasaydı ve çukur zebanisinin zamanı dondurmasını engelleseydi hiç Ã…?üphesiz onu öldürebilirdi. Ruhu, yok olan bedeninden süzülüp hızla filakterisine çekilen Yeminer, kendisine küfrediyordu. Bu böyle olmamalıydı. Ama olsun, filakterisinde güçlenecek ve yeniden beden bulacaktı. Zek’arab, Zakhurr, hatta bunları baÃ…?ına saran o aptal Spellweaver ölecekti!
Ã?ekiÅ? yönü mü deÄ?iÅ?miÅ?ti ne? Birden ruhun çekiliÅ? yönü deÄ?iÅ?ti, ama kadim liç aldırmadı. Filakterisi neredeyse oraya gidecekti. Sadece birkaç gün beklemesi lazımdı. Birkaç gün, onun için neydi ki?
Birden durdu ve Yeminer, filakterisinin huzur verici konforunu içine çekti...kesinlikle huzur verici deÄ?ildi.
DehÃ…?et içinde, siyah bir safirin içinde hapsolduÄ?unu fark etti. Ruhu hapseden büyüler... LANET OLSUN! TaÃ…? yok edilmeden kurtulamazdı. Ve bu halde o kadar güçsüzdü ki... Tamamen...Zek’arab’ın insafına kalmıÅ?tı.
Bir çukur zebanisinin insafına...
Yeminer, ebediyet kavramını yeniden öÄ?renmenin baÅ?langıcındaydı sadece.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Zakhurr, kapalı gözlerini açmadan memnuniyetle gülümsedi. Tıpkı planladıÄ?ı gibi Zek’arab, Yeminer’i öldürmüÅ?tü. En sonunda Nhimmar’ı, Yeminer belasından kurtarmak üzereydi. Ama vampir çok iyi biliyordu ki kuleyi Ã…?eytanlara bırakamazlardı. Ã?ıkarcı ve zeki olan Ã…?eytanlar, kuleyi bir üs olarak kullanacaklar ve burası üzerinden diyara saldırılar düzenleyip, ölümlü ruhlara sahip olacaklardı.
Hayır, kule yok olmalıydı. Nhimmar’ın bir kez daha kulenin gölgesinde kalmasına izin veremezdi.
Ä°Å?te bu yüzden hazırlamıÅ?tı yedek ekboyutunu. Yeminer’in düÅ?ündüÄ?ü gibi bir kaçıÅ? rotası, ya da Molissei’nin düÅ?ündüÄ?ü gibi unutulmuÃ…? eski bir laboratuar deÄ?ildi orası. Pandemonium’a açılan ve iblisleri kuleye getirecek olan bir ekboyuttu.
Ä°blisler... EÄ?er Å?eytanların, semavi varlıklardan daha çok nefret ettikleri bir Å?ey varsa, o da iblislerdi.
Zakhurr beklemedi ve kristal küresinde Necros Spellweaver’ın odasını görüntüledi. Ä°Å?te, Reynald oradaydı. Molissei ise...ekboyutu açmıÅ?tı?! Gerizekalılar kuleyi burası üzerinden tahliye etmeye çalıÅ?ıyorlardı belli ki. Ã?nemli deÄ?ildi. Pandemonium’da ne kadar saÄ? kalabilirlerdi ki?
Kafile Pandemonium’un karanlıÄ?ına adım atarken Zakhurr, büyüsünün karmaÃ…?ık sözcüklerini dökmeye baÃ…?ladı. Kafilenin son üyesi, kara cüppeli genç bir adam-bu Zek’arab’ın, Necros’un odasında öldürmek üzere olduÄ?u genç büyücü deÄ?il miydi?-geçitten geçtikten sonra, ekboyutta ikinci geçit açıldı ve Pandemonium’da bekleyen iblisler, ekboyuta aktı.
Molissei gerçekten de çok komikti. Alelacele laboratuara dönen büyücü, tahliye için açtıÄ?ı her iki geçidi de kapamıÅ?tı, ama Zakhurr birkaç yeni sözcükle laboratuara açılan geçidi tekrardan açtı. Ä°blisler odaya hücum ederken Molissei ve Reynald, laboratuardan fırladılar ve odanın kapısını mühürlediler.
Zakhurr gülümsedi ve ince bir sis tabakasına dönüÅ?erek kapısının altından süzüldü. Kuleden de bu biçiminde yavaÃ…?, ama güvenli bir biçimde ayrılacaktı. Gerçi bu ihanetini öÄ?rendiÄ?i zaman Zek’arab’ın suratında belirecek olan ifadeyi çok merak ediyordu, ama tahmin edebilirdi.
Büyücülük Kulesi, artık Kan SavaÃ…?ı’na sahne olmak üzereydi.
Zakhurr gönül rahatlıÄ?ıyla koruya inecekti. Kulede süregelen savaÃ…? muazzam boyutuna ulaÃ…?acaktı ve kulede kullanılan büyüler, kuleyi iyice kullanılmaz hale gelecekti. Zakhurr, ertesi gün, Ã…?afak sökerken Büyücülük Kulesi’nin infilak etmesini keyif içinde izleyecekti, ama iblislerin ve Ã…?eytanların savaÃ…?ından kalan bir bozulmuÃ…?luk Nhimmar’ı kaplayıp yaÃ…?amı öldürmeye baÃ…?ladıÄ?ında bu keyif yok olacak ve koruyu kurtarmaya uÄ?raÃ…?acaktı. Ama beyhude çabaları sonucunu vermeyecek, ve Zakhurr ertesi günü göremeyip çürüyen koruyla beraber yokluÄ?a karıÅ?acaktı.
Reynald ise savaÃ…? deneyimleri sayesinde önderliÄ?i eline alacak ve duvar büyülerini kaldırdıktan sonra iblislerin ve Ã…?eytanların birbirlerine düÅ?melerini fırsat bilerek, kuleyi gedikler aracılıÄ?ıyla tahliye edecekti. Kaçmayı baÃ…?aran büyücüler, bir zamanlar dostane olan ama artık onları büyük bir düÅ?manlıkla karÃ…?ılayan Nhimmar’dan tüm zorluklara raÄ?men saÄ? salim kaçmayı baÃ…?aracak, ve kıyamet diyarı sararken bozulmanın gerçekleÃ…?mediÄ?i tek yere, Makval’a yola koyulacaklardı.
Kimbilir, belki de onların torunları torunlarına, onlar da çocuklarına bu mücadeleyi aktaracak, ve kadim bir tarikatın nasıl da tek günde çöktüÄ?ünü nesiller boyu unutturmayacaklardı.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum