Modules
  • Ana Sayfa
  • AvantGo
  • Downloads
  • FAQ
  • Feedback
  • Forums
  • Journal
  • Private Messages
  • Recommend Us
  • Search
  • Statistics
  • Stories Archive
  • Submit News
  • Surveys
  • Top 10
  • Topics
  • Web Links
  • Your Account

  • Who's Online
    Şu an sitede, 2 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

    Henüz üye değilseniz, Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

    Languages
    Site Lisanını Seçin


    FrpWorld.Com :: View topic - Irfan Kulesi
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Irfan Kulesi View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    dwaxer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 21, 2007
    Posts: 6687

    PostPosted: Mon Jun 22, 2009 10:07 pm Reply with quoteBack to top

    .


    Ä°rfan Kulesi

    MavitaÃ…? Ormanı’nın kuzeyinde inci gibi parlayan muhteÃ…?em baÃ…?kent Zaphir, ülkenin en büyük Ã…?ehri olmakla kalmıyor, aynı zamanda eÄ?itim ve kültür merkezi görevini de sürdürüyordu. Memleketin uzak köÅ?elerindeki yerleÃ…?imlerinde anlatılan Zaphir’in fildiÃ…?i kuleleri biraz masalsı olsa da, (ama fazla deÄ?il) bu kentteki okul sayısı hakkında telaffuz edilen Ã…?aÃ…?ırtıcı rakamlar hiç de abartılı sayılmazdı. Ã?lkenin geri kalanındakinden daha fazla üniversite vardı Zaphir’de. Hâl böyle olunca, en fazla sayıda yazılı belge, parÃ…?ömen, kitap ve kütüphanenin de bu Ã…?ehirde olmasında Ã…?aÃ…?ılacak bir taraf yoktur.

    Ä°rfan Kulesi, Zaphir’in ve ülkenin en büyük kütüphanesi olmasının yanısıra bir efsaneydi. Her yıl, bu binayı ve içindeki kitapları görmeye, kaÄ?ıt ve mürekkebin ideal birlikteliÄ?inin yılların tozlu etkisiyle dinlendirilmesi sonucu ortaya çıkan o nefis kokuyu teneffüs etmeye binlerce hacı gelirdi.

    Neredeyse 100 metre yüksekliÄ?inde, beyaz taÃ…?tan yapılma, bol pencereli, devasa bir binaydı. “Beyaz Kule” de deniyordu ve uzak diyarlarda Zaphir Kütüphanesi’nden fildiÃ…?inden yapılma diye bahsedilirdi. Bina on katlıydı. Silindirik yapı, tabandaki çok geniÃ…? ve yüksek salondan baÃ…?layarak, göklere doÄ?ru her katta biraz daha daralarak, adeta sivrilerek, Ã…?ehrin ortasındaki görkemli bir daÄ? gibi yükseliyordu. Kulenin dıÅ? duvarlarında, bir yılan gibi sarılarak ve kıvrılarak yukarı doÄ?ru çıkan geniÃ…? bir merdivenli yol vardı. Bu yol kulenin en tepesine doÄ?ru sarmal Ã…?ekilde yükselirken, her biri deÄ?iÃ…?ik yönlere bakan her katın kapılarının önünden geçiyordu. Her katın kapısında nöbetçiler ve memurlar vardı, okuma salonlarına giriÃ…? çıkıÅ? yapan kiÃ…?ileri denetleyip, gerekiyorsa ücret tahsil ederlerdi.

    Zemindeki birinci kat, kütüphanenin tüm halka açık bölümüydü. Bu devasa salona girmek için bir bakır para ödemek yeterliydi. İçeride sayısız öykü, Å?iir, masal kitapları, romanlar, mitolojik ve tarihi kitaplar meraklılarını bekliyordu. Ä°yi dizayn edilmiÅ? ıÅ?ıklandırması, sesleri absorbe edip yankılatmayan iç mimarisi, rahat okuma masaları ve kaliteli sandalyeleriyle, okumayı sevenler için burası cennetten bir köÅ?eydi adeta.

    Ä°kinci kata çıktıÄ?ınızda bir gümüÅ? para ödemeniz gerekirdi. Bu katta bütün yasal mesleklere ait kaynak bilgileri barındıran kitaplar vardı. Mobilya yapımından, demirciliÄ?e, arıcılıktan, saat tamirciliÄ?ine kadar her türlü zanaat hakkında yazılı ve resimli eseri bu katta bulmak mümkündü. Loncaların artık çıraklık evresini atlatmıÅ? üyelerine genellikle bu katta rastlanırdı.

    Ã?çüncü kata girmek için ya bir altın para ödemeliydiniz ya da elinizde bir üniversite hocasından, mühürlü tavsiye mektubu olmalıydı. Bu katta her türlü bilimsel yayın faydalanılmayı bekliyordu. Ekonomi, kimya, mimari, biyoloji, tıp, astronomi, coÄ?rafya gibi sayılması meÅ?akkatli daha bir sürü bilim dalında, yüksek düzeyli, geliÅ?miÅ?, ciddi kitaplarla doluydu bu kat.

    Dördüncü kata giriÃ…? iki altın paraydı. Burası alternatif bilimler katıydı. Bazılarının “Popüler Bilim” de dediÄ?i, astronomi yerine astroloji, kimya yerine simya, alternatif tıp, rüya yorumları ve kehanet, astral düzlemlerle iliÃ…?ki kurma, beÃ…?inci element, altıncı his, vesaire gibi binlerce egzotik bilim dalı hakkında yararlanılası kitaplarla doluydu bu salon.

    BeÅ?inci katın kapısındaki oymalar, kabartmalar ve süslemeler muhteÅ?emdi. Her gün deÄ?iÅ?en notalarla çalan, belli belirsiz bir müzik duyuluyordu. Kapının önünde durup duyduÄ?u müziÄ?i -ıslıkla bile olsa- taklit edebilen olursa kapı kendiliÄ?inden açılır, müzisyen içeri giriÅ? ücreti olan on altın parayı ödemekten kurtulurdu. Bu salon sanatla ilgili bölümdü. Müzik, resim, vesaire çeÅ?itli sanat dallarıyla ilgili yazı ve özellikle de görsel eserlerin bulunabileceÄ?i mekandı burası.

    Altıncı katın kapısında gereÄ?inin iki katı kadar ve her biri çakı gibi disiplin sergileyen nöbetçiler bulunurdu. Bu kat savaÅ? sanatları bölümüydü. GiriÅ? yirmi altın paraydı ama askeri akademilerde öÄ?renci olanlar ve kralın resmi subayları için ücretsizdi. Teke tek dövüÅ? stillerinin anlatıldıÄ?ı kitaplardan tutun da orduların yönetilmesi, savaÅ? manevraları üzerine strateji kitapları ve ayrıca tarihteki büyük generallerin yazdıÄ?ı eserler burada bulunurdu. Altıncı kata çıkanların neyse ki genelde fiziksel kondüsyonları iyiydi. Ã?ünkü -bilgi ve okuma açlıÄ?ı çekenler için bile- yüzlerce merdiven basamaÄ?ını tırmanmak artık iyice yorucu olabiliyordu.

    Yedinci kat “Semavi Bilimler” bölümüydü. Buraya çıkanların hemen hepsi de dindardı. Ä°nsanı soluk soluÄ?a bırakan bu uzun tırmanıÅ?ın ibadet sayılacaÄ?ına dair ortak bir inanç kabul görüyordu. Yine de bazı, -dünya nimetlerinden nasibini almıÅ?- Ã…?iÃ…?man ve yaÃ…?lı rahiplerin, on sekizlik delikanlı keÃ…?iÃ…?lere taÃ…? çıkartırcasına koÃ…?turarak basamakları tırmandıÄ?ını görenler, bunun semavi türü bir büyü iÃ…?i olduÄ?undan Ã…?üpheleniyorlardı. Bu kutsal bölüme giriÃ…? elli altın para baÄ?ıÅ? yapmayı gerektirirdi ama eÄ?er inancınızı temsil eden sembolünüzden kutsal bir ıÅ?ık patlamasını kapıya yansıtabilirseniz, ücret ödemeden geçebilmeniz için kapı kendiliÄ?inden açılırdı.

    TanınmıÅ? ya da az bilinen ilahların ve dinlerin öÄ?retileri, çeÃ…?itli tapınak, ibadethane ve kütüphanenin halka açık bölümlerinde zaten fazlasıyla mevcuttu. Beyaz Kule’nin yedinci katındaki eserler, inananlardan öte, semavi varlık ve boyutlarla derinlemesine ilgilenenlere hitap ediyordu. Dinleri öÄ?retilerinden tarihsel geliÃ…?imine kadar her yönüyle ele alan, diÄ?er alemlere iliÃ…?kin hayret verici bilgiler barındıran, semavi varlıkları tanıtan tasvir eden, hatta resimli sayısız kitap ve el yazması belge ile doluydu bu kat. Ã?ok muhterem zatların, büyüklü küçüklü dini liderlerin, feylesofların, ermiÃ…?lerin ve derviÃ…?lerin yazdıÄ?ı çok önem arz eden sayısız kitabın arasında, hiç Ã…?üphesiz ki en revaçta olanları, semavi büyülerin nasıl yapıldıklarını izah eden kitaplardı, ama Ã…?u da bilinen bir gerçekti ki insan ne kadar okusa da, ne kadar ilmini tahsil etse de, içinde Tanrı’dan gelen bir ilham, bir enerji, bir nur hissedemedikten sonra semavi büyü yapmaya çalıÅ?mak beyhude bir çabadan öteye gidemezdi. Kitaptan öÄ?renerek yapılabilen büyülerle ilgili yayınlar bir üst kattaydı.

    Sekizinci kat “Rün” büyü sanatıyla ilgili ülke çapındaki en geniÃ…? arÃ…?ivin bulunduÄ?u okuma salonuydu. Zaphir’in yüz kilometre batısında, Serin Otlaklar’daki Büyücüler Lonca Kulesi’nde bile bu kadar çok ve çeÃ…?itli yazılı kaynak yoktu. Bu kata girenler yüz altın para ödemek zorundaydılar. Ancak iÃ…? bununla kalmıyordu. Ã?zerinde altın ve gümüÅ? kakmalı çeÃ…?itli semboller bulunan çelik kapının açılması için, gelen kiÃ…?inin kapının üzerindeki dakikada bir deÄ?iÃ…?en rünlerin oluÃ…?turduÄ?u Ã…?ifreyi doÄ?ru olarak okuyabilmesi gerekiyordu. Kapının üzerinde aynı merkeze yerleÃ…?tirilmiÃ…?, bitiÃ…?ik beÃ…? adet çemberden oluÃ…?an bir motif vardı. Her çemberin üzerinde saat kadranındaki gibi eÃ…?it aralıklarla dizilmiÃ…? on ikiÃ…?er deÄ?iÃ…?ik büyücü sembolü kabartma Ã…?eklinde yazılıydı. Bu çemberler hepsi farklı hızlarda ve birbirlerine ters yönde dönüyor ve her dakika rünleri yan yana deÄ?iÃ…?ik bir kombinasyonla diziyorlardı. Her diziliÃ…?in oluÃ…?turduÄ?u cümle o anki giriÃ…? Ã…?ifresini oluÃ…?turuyordu. AnlayacaÄ?ınız içeri girebilmek için gerçekten de büyü rünlerini okuyabilmek gerekiyordu. Zaten içerdeki parÃ…?ömen ve kitapların çoÄ?u bu özel alfabe ile yazılmıÅ? olduÄ?undan çok da iÃ…?güzar bir tedbir sayılmazdı aslında.

    Büyücülük sanatı salonuna açılan kapının bir baÃ…?ka özelliÄ?i de, kapının iki yanında 3 metre kadar boyunda, iriyarı, gladyatörleri andıran iki taÃ…?tan heykel olmasıydı. Bilmeyenlerin heykel zannedeceÄ?i bu yaratıklar aslında birer “TaÃ…? Golem”di. Büyüyle enerji verilmiÃ…? konstrüksiyonlar! Bunlar ancak belli durumlarda harekete geçip öÄ?retilen Ã…?ekilde davranırlar. En son iki sene önce, görevli memurların baÃ…? edemediÄ?i sarhoÃ…? bir turist olay çıkarıp kapıyı zorladıÄ?ında ve bununla da yetinmeyip kapıya iÃ…?emeye kalkınca bu golemlerin, söz konusu turisti 80 metre aÃ…?aÄ?ıdaki Ã…?ehir meydanının taÃ…? zeminine fırlatırken harekete geçtikleri görülmüÅ?tü. O zamandan beri de yerlerinde kıpırdamadan duruyorlar. Usta büyücüler buraya ya uçarak ya da boyut kapısı açarak gelirler. O kadar merdiveni tırmanmayı boÃ…?a yorgunluk olmasa bile zaman kaybı sayarlar.

    Dokuzuncu ve onuncu katlara çıkan pek görülmese de yukardan manzaranın tadını çıkararak aÃ…?aÄ?ı inenlere arada sırada rastlanır. Bunun sırrı, en tepedeki bu katların ortasında, ta aÃ…?aÄ?ıya kadar uzanan bir asansör sistemi olmasıdır. Bu katların müdavimleri, Ä°rfan Kulesi’nin zemin katındaki az kullanılan ve sıkı korunan arka kapısından girerler. Gizli bir koridordan geçerek asansör odasına varırlar ve buradan da dokuzuncu ya da onuncu kata çıkarlar. Asansör makaralı bir sistemle çalıÅ?ıyor gibi gözükse de iÃ…?in aslı büyüdür.

    Dokuzuncu kattaki kitaplar tür olarak zemin kattaki halka açık salonda bulunanlarla aynıdır. Ancak sayıları pek fazla deÄ?ildir. Burada sadece en tanınmıÅ? yazarların kitapları bulunur. Ayrıca ülkedeki son moda alıÅ?kanlıklar hakkında haberler içeren aylık parÅ?ömenler de en gözde yayınları arasındadır. Kitapların ciltleri en kalitelisindendir. Bu salona girebilmek için, günlüÄ?ü yüz altın paraya denk gelen yüksek aidatı ödeyip üye olmak gerekir. Yani zenginlerin okuma salonudur burası.

    Onuncu katın giriÅ? ücreti de, tıpkı dokuzuncu kattaki gibi senelik alınan ve günlüÄ?ü yüz altına denk gelen bir üyelik ödemesi gerektirmektedir. Ama buraya çıkabilmek için zengin olmak yetmez. Bu kat aristokratların okuma salonudur ve ancak kralın soyuyla bir Å?ekilde aile baÄ?ları olanlar çıkabilir onuncu kata. Kitapları tür olarak dokuzuncu kattakilerle aynıdır. Yanısıra asil insanlara ait adabımuaÅ?eret ve soy aÄ?açlarıyla ilgili orijinal el yazmalarına rastlamak mümkündür.

    ............

    Ä°rfan Kulesi’ndeki kitap sayısıyla ilgili pek çok spekülasyon vardır. Hatta yer altında da kütüphanenin gizli katları olduÄ?u ve gün yüzü görmemiÃ…? binlerce kitabın, rutubetten arındırılmıÅ? sandıklarda, karanlıkta sessizce bekledikleri konusundaki dedikodular da pek revaçtadır. (muhtemelen doÄ?rudur bu söylenenler)

    Bir gün sözde yasaklanmıÅ? kötücül Å?eytani bir kitap, nasıl olduysa oldu, katiplerin gözünden kaçarak kendini kütüphanenin üst katlarına kadar taÅ?ıtmayı baÅ?ardı. Kitap burada raflarda çok da beklemeden kendini okumaya meraklı ama ne okuduÄ?unu da tam olarak kavrayamayan birinin önünde buldu. Kadim zamanlardan kalma büyük kitabın tozlu sayfalarını çevirdikçe, okuduklarının dehÅ?eti okuyucuyu caydırmadıÄ?ı gibi aksine daha da meraklandırmıÅ?tı. Okuyucu okudukça asırlar kadar uzaktaki bir gücü uyandırdıÄ?ının farkında deÄ?ildi.

    ...........

    Ä°rfan Kulesi’nin ana kapısı büyük Ã…?ehir meydanına bakıyordu. Burası Merkez Meydan, Beyaz Meydan, (kule gibi beyaz taÃ…?tan yapıldıÄ?ı için) Kütüphane Meydanı gibi isimlerle anılırdı, ancak asıl ve unutulmak üzere olan ismi, uzak köÅ?esindeki bir kral heykelinin üzerinde, küçük pirinç bir levhada yazdıÄ?ı gibi Kral III. Dementhor Meydanı idi.

    Her hafta sonu olduÄ?u gibi meydana yine Pazar kurulmuÅ?tu. Yarısı yerli, yarısı da uzak diyarlardan gelmiÅ? yabancı tüccarlar tezgahlarını kurmuÅ?lar, üstüne gölge eden tentelerini germiÅ?lerdi. Satıcıların kafiyeli çıÄ?ırtkanlıkları, hararetli pazarlıkların vurgulu sesleriyle birleÅ?ip akordunu bulmaya çalıÅ?an bir armoni oluÅ?turuyordu. Güney ülkelerinden gelme egzotik baharatların kokusu hoÅ? bir Å?ekilde etrafa yayılmıÅ?tı.

    YaÅ?lı büyücü Tiq Otally de her hafta sonu yaptıÄ?ı gibi pazarı dolaÅ?ıyordu. Ã?zellikle uzak diyarlardan gelmiÅ? tüccarların tezgahlarına dikkat kesiliyor; iksir yapmak ve büyü ritüellerinde kullanmak üzere karıÅ?ım malzemesi, baharatlar, otlar, bitki kökleri, canlı cansız organik maddeler, kurutulmuÅ? bitki ve hayvancıklar, gübre, salya, öd, mide, baÄ?ırsak, sülfür, fosfat, karbonat, piramit tozu, minator boynuzu, gargoyle kafatası, basilisk gözü gibi sayısız, az bulunan, daha da az kiÅ?inin varlıklarından haberdar olduÄ?u ve pek az kiÅ?inin ne iÅ?e yaradıklarını bildiÄ?i bu ıvır zıvır malzemeleri arıyor, bakınıyor, tezgahın altında zulada olabilir diye her tüccarın kendi dilinde sorup soruÅ?turuyordu. Ã?ok da sıkı pazarlık ediyordu Otally.

    Tiq Otally, klasik insan büyücülerdendi. Bembeyaz saçı ve sakalı göbeÄ?ine doÄ?ru uzanıyor, suratı ise kırıÅ? kırıÅ?tı. GörünüÅ?te çok yaÅ?lıydı ama kimbilir hangi kadim sanatlarla ömrünü uzatıyorsa, bir genç gibi dinç hareket ediyor, keskin zekası kristal berraklıÄ?ında çalıÅ?ıyordu. Yerleri süpüren buruÅ?uk cübbesi, kukuletalı kocaman Å?apkası, deÄ?iÅ?mez kıyafetleriydi.

    YaÃ…?lı büyücü tam bir tezgahtaki kurutulmuÃ…? kertenkele kuyruklarını inceliyordu ki, öteden kalabalıÄ?ı yara yara, baÄ?ıra çaÄ?ıra kütüphane görevlisi 3.yardımcı Sebastian’ın geldiÄ?ini farketti. “Usta Otally! Usta Otally! YetiÃ…?in, kurtarın!” diye baÄ?ırıyordu. Nefes nefese kalmıÅ? bir hâlde büyücünün yanına vardı. Tiq Otally Sebastian’ın bu hâlini görünce hemen kafasını kaldırıp tepelerinde dikilen kuleye baktı. Adamın telaÃ…?ı kütüphanede bir sorun olduÄ?unu gösteriyordu.

    Tiq Otally, on beÃ…? sene önce sekizinci katın arÃ…?iv danıÅ?manı olarak kütüphane müdürü Tori Tinkiltenk ile sözleÃ…?me yapmıÅ?tı. KurulduÄ?undan beri, yani iki asrı aÃ…?kın bir süredir Beyaz Kule yönetim olarak baÄ?ımsızdı. Kütüphaneyi idare etme görevi o zamandan beri, seçkin bir gnom sülalesi olan Tinkiltenklere verilmiÃ…?ti. Tori Tinkiltenk, tıpkı kendisinden önceki ataları gibi her katın konseptine uygun, alanında uzman kiÃ…?ilerden danıÅ?manlık alırdı. Sekizinci kattaki rün büyüleri arÃ…?ivi hakkında da usta büyücü Tiq Otally’nin deÄ?erli görüÅ?lerinden faydalanıyorlardı. Büyücüye verilen ücret sembolikti; sadece üyelik aidatı almamak. Tiq Otally yaÃ…?adıÄ?ı Ã…?ehirde böyle muazzam bir kütüphane olmasını zaten eÃ…?siz bir lütuf sayıyor, seve seve hizmette bulunuyordu.

    TedirginliÄ?ini örtbas etmeye çalıÅ?arak, “ne oldu be adam, ne bu telaÃ…?ın!” diye azarladı Sebastian’ı.

    “Efendim, sekizinci katta olay çıktı, kitaplar, parÃ…?ömenler!..” diye yarı aÄ?layarak yarı nefesi tıkanarak geveledi Sebastian.

    YaÃ…?lı büyücü çoktan tılsımlı sözleri söyleyerek kendi etrafında dönmeye baÃ…?lamıÅ?tı. Gittikçe yükselen bir ezgiyle mırıldanırken, tuhaf Ã…?ekilde dans ediyordu. Birden cübbesini hıÅ?ırdatarak havalanıverdi. Kalabalık Pazar yerinde bir uÄ?ultu koptu, Ã…?aÃ…?kın baÄ?rıÅ?maların arasında tek tük alkıÅ? sesleri de vardı. Tiq Otally oluÃ…?turduÄ?u heyecan dalgasına aldırmadan Ä°rfan Kulesi’nin sekizinci katına doÄ?ru hızlıca uçtu.

    Birkaç saniye sonra Rün salonunun önündeki geniÅ? platforma kondu. Kapı açıktı ve içerden hayra alamet olmayan sesler geliyordu. Otally bir elini büyü tozu kesesine daldırıp parmak uçlarında bir tutam yarasa pisliÄ?i hazır etti. İçeri giriyordu. Tam bu sırada kulenin üst katlarına giden basamaklarından korkunç bir hırlama geldi. Büyücü bir an duraklayıp yukarı bakınca zenginlerin katından aÅ?aÄ?ıya inmekte olan iÄ?renç bir iblis görerek Å?ok geçirdi. Ã?yle böyle deÄ?il, en azından 3 metre boyundaydı! Tunç renginde, izbandut gibi doÄ?a üstü kaslara sahip bir yaratıktı. Açıktaki sivri diÅ?lerinden salyalar ve kan damlıyor, jilet gibi keskin pençelerinin arasında arada sırada kemirdiÄ?i bir insan bacaÄ?ı tutuyordu.

    Deli deli bakan gözleri Otally’i farkedince günah boyutlarından fırlamıÅ? yaratık hızını arttırarak büyücünün üzerine yürüdü. “Rean set cak tat!” diye yüksek sesle bir emir veren Tiq Otally derhal sekizinci salona daldı ve ardından kapıyı hızla kapattı. Bu arada dıÅ? kapının yanlarında heykel gibi hareketsiz duran iki taÃ…? golem iblise saldırıp tam zamanında engel olmuÃ…?lar, korkunç bir savaÃ…?a baÃ…?lamıÅ?lardı.

    Okuma salonunun bazı yerlerinde tavandan sarkan, yumruk büyüklüÄ?ünde tek bir göz ve oldukça geniÃ…? bir aÄ?ızdan oluÃ…?an, büyücülerin tuhaflıklarının ürünü birkaç eÃ…?ya-yaratık, (bunlara “ciyaklatan” deniyordu) solucan gibi kımıl kımıl sallanarak, ciyak ciyak sesleriyle baÄ?ırıp duruyorlardı: “Salonda büyü yapmak yasaktır! AteÃ…? yakmak yasaktır! ParÃ…?ömen ve kitapların yıpranmaması için gerekli özenin gösterilmesi önemle rica olunur!..”

    Bunlar böyle baÄ?ırdıÄ?ına göre olan olmuÃ…?tu. Nitekim Tiq Otally yerlere saçılmıÅ? parÃ…?ömenler ve yana devrilmiÃ…? bir kitap rafı gördü. Ã…?ifreli bir kelime söyleyerek ciyaklatanları susturdu. Tedbiri elden bırakmadan salonun arkalarına doÄ?ru ilerlediÄ?inde, kitap raflarının ardında siper alarak birbirine tehditler savuran iki adam gördü. Otally bulunduÄ?u yerden ikisini de görebiliyordu, bunlar tanınmıÅ? ve yüksek seviyeli büyücülerden, birbirlerinin ezeli rakipleri Zubin ve Toxilius’tu. Bu ikisi Otally’den sadece bir seviye düÅ?ük büyücülerdi, yani kontrolden çıkınca afet yaratacak kadar güçlüydüler. Ve Ã…?u anda da birbirlerine büyü fırlatmak üzere çeÃ…?itli hareketler ve kelimeler kullanarak hazırlık yapmaktaydılar. “Beyler sakin!” diye baÄ?ırdı Tiq Otally.

    “Sen bu iÃ…?e karıÅ?ma Otally!” diye baÄ?ırdı Zubin cevap olarak.

    Toxilius ise, “evet, sen karıÅ?ma Otally; birazdan bu büyücü bozmasını cayır cayır yakacaÄ?ım, arada kalmanı istemem!” dedi.

    Tiq Otally’nin öfkeden gözleri büyüdü, aÄ?zından tükürükler saçarak konuÃ…?tu: “Bu salonda ateÃ…? kullanan karÃ…?ısında beni bulur! Yazmaların kılına zarar gelirse, andım olsun ki piÃ…?man olmanız için zaman yaratırım size!” Ã?stad Otally’nin sözleri ve kararlı ses tonu oldukça ikna edici olmalıydı ki diÄ?erleri bir an sus pus oldular. Bu arada “ateÃ…?” lafını duyan ciyaklatanlar tekrar ciyak ciyak, “salonda ateÃ…? yakmak yasaktır! Büyü yapmak yasaktır!” diye baÄ?ırmaya baÃ…?lamıÅ?lardı. Tiq Otally uyaranları susturdu tekrar.

    “Haklısın bilge Otally!” diye diplomatik bir tonda konuÃ…?tu büyücü Toxilius. “Ã…?u beÃ…? para etmez sefil fareyi öldürmek uÄ?runa, parÃ…?ömenlerin zarar görmesi yazık olur!”

    Zubin ise sinirli bir kahkaha attı. “Zaten ben buz fırtınası büyüsünü hazırlamıÅ?tım, pabucumu bile yakamaz bu beceriksiz!” dedi.

    “Durun! Durun!” diye müdahale etti Otally. “Hangi büyüyü yaparsanız yapın kitaplar zarar görecek. Daha Ã…?imdiden ortalıÄ?ı daÄ?ıtmıÅ?sınız!” Ciyaklatanları tekrar susturmak için ara veren büyücü sözlerine devam etti. “Neden iki cesur adam gibi kapının önüne çıkıp, hançerlerinizi çekip kozlarınızı paylaÃ…? mıyorsunuz?” dedi.

    DiÄ?er ikisinin bu teklifi pek de heyecanla karÃ…?ılamadıkları belliydi. “Bu kalleÃ…?e güven olmaz!” diye endiÃ…?esini dile getirdi Zubin. Toxilius ise, “boÃ…?versene, korktuÄ?un pek belli, hanımevladı ödlek seni!” diye cevabı yapıÅ?tırdı.

    “Merak etmeyin ben aranızda hakem olacaÄ?ım, kalleÃ…?lik edene ben de saldırırım!” diye güvence verdi Usta Otally. “Haydi gelin dıÅ?arı çıkalım; gücümüzü borçlu olduÄ?umuz bu eserlere daha fazla zarar vermeyelim,” dedi elleriyle etrafını göstererek ve sonunda zarif bir hareketle tavanı iÃ…?aret ederek. Hepsinin de bildiÄ?i gibi sekizinci katın tavanında altın yaldızlarla süslenmiÃ…? kocaman bir Ã…?ekilde, o kadim tılsımlı dilde Ã…?öyle yazardı: “Bilgi güçtür!”

    DiÄ?erleri bu sözlere hak verdiler. Ä°steksizce de olsa siper aldıkları yerden çıkarak Otally’nin yanına yürüdüler. Etrafa daÄ?ılmıÅ? parÃ…?ömeler, saçılmıÅ? kitapları sanki ilk defa görüyorlar, sebep oldukları hasarın daha yeni farkına varıyorlardı. Ancak iki düÅ?man birbirlerine karÃ…?ı hâlâ tetikte duruyordu.

    Tiq Otally adamları nazikçe ittirerek çıkıÅ? kapısına doÄ?ru yönlendirirken aralarında durmaya özen gösterdi. “Sorabilir miyim aranızdaki husumetin sebebi nedir?” dedi.

    Zubin açıkladı: “Bu haddini bilmez adam, ‘Namevt Büyüleri Ekolü’nün, ‘Ä°llüzyon Büyüleri Ekolü’nden daha üstün olduÄ?unu iddia etti!” dedi.

    Toxilius alaycı bir kahkaha attı. “Gerçekler acıdır! Ä°llüzyon ise... sadece illüzyondur!”

    “Demek mesele buymuÃ…?!” dedi Usta Otally kafasını sallayarak, “gerçekten de çetrefilli bir konu!” Bu sırada kapının önüne gelmiÃ…?lerdi. Tiq Otally iki adamı hafifçe öne doÄ?ru iterken kapı açıldı ve dıÅ?arıdaki platformun üzerindeki bir iblis ile iki taÃ…? golemin akılalmaz mücadelesi gözler önüne serildi. Ä°blisin yaraları kanıyor, golemlerden birinin de bir kolu yoktu. Zubin ve Toxilius manzaranın dehÃ…?etiyle bir an donakaldılar.

    Büyücü Otally çabucak bir Ã…?eyler mırıldandıktan sonra, “siz densizler Ã…?unu iyi bilin: ‘Element Büyüleri Ekolü’ en güçlüsüdür!” diyerek, avuç içlerini adamlara çevirdi ve ani bir büyüsel etkiyle iki adamı dıÅ?arı fırlattı. Kapıyı hızlıca kapatırken, “bu arada kütüphane üyelikleriniz de iptal edildi!” diye baÄ?ırdıysa da diÄ?erlerinin onu duyacak hâlleri yoktu. Otally kapıyı kilitlediÄ?inde ciyaklatanlar ciyak ciyak baÄ?ırıyorlardı: “Salonda büyü yapmak yasaktır!”

    SON

    .
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     


    All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2005 by me.
    You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt

    Sayfa Üretimi: 0.20 Saniye