Sessiz olmaya özen göstererek yürümesini sürdürdü. AttıÄ?ı her adım ona iÅ?kence gibi gelmeye baÅ?lamıÅ?tı. Ã?lüme yaklaÅ?tıÄ?ını biliyordu, ama artık beklemekten yorulmuÅ?tu. Bunu kendisi için yapıyordu aslında, bu iÅ? için gönüllü olmasının tek sebebi ondan uzaklaÅ?abildiÄ?i kadar uzaklaÅ?abilmekti. Onun gözlerinin içindeki parıltıyı görebilmek, teninin sıcaklıÄ?ını hissedebilmek, narin sesini iÅ?itebilmek baÅ?larda mutluluk ve huzur getirmiÅ? olsa da hiçbir zaman ona olan hislerini açıklayamayacaÄ?ını anladıÄ?ı an artık huzurun yerini her geçen gün artan acı almıÅ?tı.
Elindeki notlara son bir kez daha bakma ihtiyacı duydu. Cebinin derinliklerinden çıkartması sandıÄ?ından daha uzun sürmüÅ?tü çoÄ?u yeri yırtılmıÅ? olan kâÄ?ıt parçasını. Ama hala büyük bir kısmı anlaÅ?ılır bir Å?ekilde okunabiliyordu. En azından iÅ?ine yarayacak olan kısımlar silinmemiÅ?ti.
“On kala bekle, ardından hızla koÃ…?” diye sessizce okudu notu. Ã…?ifreli bir Ã…?ekilde yazılmıÅ?tı, eÄ?er yakalanırsa ne için dıÅ?arıda olduÄ?unu belli etmemesi gerekiyordu.
YaÄ?mur Å?iddetlenmiÅ?ti, ama bu onun hoÅ?una gidiyordu. Ellerindeki ve yüzlerindeki kurumuÅ? çamurdan yaÄ?mur sayesinde kurtulmuÅ?tu. Ã?amuru hiç sevmezdi, kaÅ?ıntıya neden olurdu. Yine de yaÄ?murun iÅ?ini zorlaÅ?tırdıÄ?ı gerçeÄ?ini göz ardı edemezdi. Ã?ünkü yerlerde göletler oluÅ?muÅ?tu ve bu sessiz olmasını imkânsız kılıyordu.
Bir göletin yanına yaklaÅ?tı ve suyun yansımasında yüzünü gördü. Belki son defa kendisini görebiliyordu. Alnının saÄ? tarafında yer alan yara izi hala geçmemiÅ?ti. UzamıÅ? saçlarını yara izinin olduÄ?u yere doÄ?ru tarardı genelde, kızların yara izini görüp rahatsız olmaması için. Mavi gözünden de rahatsız olurdu, bu yüzden daha normal görünmek için kahverengi lensler takmayı tercih ediyordu.
Göletten uzaklaÅ?tı ve bir duvar dibine sindi. Siyah kot pantolonu ve deri ceketi fazla ıslandıÄ?ından hareket ederken de zorlanıyordu, bu yüzden duvarın dibinde bir süre beklemeye karar verdi. Sırt çantasından girmesi gereken binanın haritasını çıkarttı.
Haritada yerler kutucuklar ve dairelerle gösterilmiÅ?ti. Dikdörtgen bir kutunun çevresinde düzenli bir Å?ekilde yerleÅ?tirilmiÅ? dört adet kare kutu vardı. Kare kutularının da etrafında altı daire yer alıyordu. Dikdörtgen kutunun hemen arkasında ise baÅ?ka bir daire vardı, bu karelerin etrafına sıralamıÅ? dairelerden daha büyük çizilmiÅ?ti. Haritanın altında Å?ekillerin anlamları verilmiÅ?ti. Dikdörtgen kutu, merkez üs olarak geçiyordu. Büyük dair enerji santralini, kareler ise kıÅ?laları simgeliyordu. Son olarak karelerin etrafına sıralanmıÅ? ufak daireler de alarm direkleri olarak belirtilmiÅ?ti.
Duvarın üstünden baÅ?ını hafiften kaldırmayı baÅ?ardıÄ?ında alarm direklerini görebildi. Uzun metalden yapılmıÅ? direklerdi ve üstlerinde de radarı andıran ufak bir cisim yerleÅ?tirilmiÅ?ti. Bu cisim etraflarındaki ısı deÄ?erlerini ölçüyordu. Ani ısı farklılıÄ?ı ölçüldüÄ?ünde, mesela canlı bir varlıÄ?ın direklere yaklaÅ?masında olacaÄ?ı gibi hemen alarm ötüyordu.
Direklerin yakınından geçemezdi, yoksa hemen fark edilirdi. Sol koluna taktıÄ?ı elektronik saate baktı. Saat gecenin üçüydü. Ne yapacaÄ?ını düÅ?ünürken baÅ?ını yukarı kaldırıp yıldızları seyretti. YaÄ?mur dinmiÅ?, bulutlar çekilmeye baÅ?lamıÅ?tı. Yıldızlar göz kırpıyordu. Sanki yol göstermek istiyorlardı ama uzakta olduklarından ne yapmaya çalıÅ?tıkları anlaÅ?ılmıyordu.
Haritayı çantasına koyarken bir fotoÄ?raf iliÅ?ti gözüne. FotoÄ?rafta kendisiyle beraber üç kiÅ?i bir deniz kenarındalardı. GüneÅ?in gülümsemesi her birinin yüzüne yansımıÅ?tı. O zamanlar alnındaki iz yoktu. Yanında olan diÄ?er iki kiÅ?i ise hiç onlardan ayrılmayacaÄ?ını düÅ?ündüÄ?ü dostlarıydı. Ama Å?imdi onlardan çok uzaktaydı. Yapması gereken bir iÅ?i vardı, öleceÄ?ine emindi ama yapması gerekiyordu.
FotoÄ?rafın arkasındaki yazıyı okudu: “Dostlar hiç terk etmezler, yanında deÄ?illerse bil ki yanına varmaya çalıÅ?ıyorlardır.”
FotoÄ?rafı da yerine koyduktan sonra ayaÄ?a kalktı ve ilerlemeye devam etti. Ne yapacaÄ?ını anlamıÅ?tı. Ã?antasına koymasını istedikleri her Å?eyi koymuÅ?tu sorgusuz sualsiz, haritayı anlamıÅ?tı ama neden bu eski fotoÄ?rafı koyması gerektiÄ?ini anlamamıÅ?tı. Onların dehasına yaklaÅ?mayacaÄ?ını biliyordu, ama bu kadar da detaylı bir plan yapacaklarını düÅ?ünmemiÅ?ti doÄ?rusu.
El fenerini çıkarttı ve sakince bir süre bekledi. Onu yakınca alarmın öteceÄ?ine emindi, çünkü fenerin ıÅ?ıÄ?ının yayacaÄ?ı ısı alarmı çalıÅ?tıracaktı. Fenerin ıÅ?ıÄ?ını açtı ve saymaya baÅ?ladı ondan geriye. Sayması bittiÄ?inde feneri yere bıraktı ve hızla koÅ?abildiÄ?i kadar koÅ?tu en yakın bir kayanın arkasına.
Fenerin alarmın ötmesine neden olacak kadar ısı yayması için on saniye beklemesi gerekiyordu. Kayanın arkasında beklerken alarmın ötmeye baÅ?ladıÄ?ını duydu. KıÅ?ladan çıkan kiÅ?iler doÄ?ru fenerin olduÄ?u yere koÅ?tular.
DüÅ?manları ilk defa bu kadar yakından görebiliyordu. Genelde uzaktan sinsice öldürmekten zevk aldıklarından yakından kimse pek görebiliyordu onları. Yüzlerindeki yaraları metal bir maskeyle kapatmaya çalıÅ?salar da kanlanmıÅ? gözlerini saklayamıyorlardı. Askeri üniformalarının üstünde koyu yeÅ?il renkte yarım bir yıldız vardı, yarım yıldızın üstünde de Eras-Tus yazıyordu. AÄ?ır silahlar taÅ?ıyorlardı, yürümelerini zorlaÅ?tırıyor olsa da silahların gücü yüzünden pek hızlı ve çevik davranmaları gerekmiyordu zaten.
“Hangi aptal fenerini düÅ?ürdü? Kapatın Ã…?u alarmı, baÃ…?ım Ã…?iÃ…?ti.” diye baÄ?ırdı subaylardan biri. Ã?niformasında yer alan kırmızı düÄ?me subay olduÄ?u anlamına geliyordu.
Alarmlar susmuÅ?tu. Ä°ki dakika boyunca da direklere enerji verilemeyecekti. Bu fırsatı deÄ?erlendirmeliydi. Kayanın arkasından dolandı ve çalılıklara daldı. KıÅ?lalardan birine yaklaÅ?ıyordu. Ama varması gereken yer enerji santraliydi.
“Sinan yardım etti, Ã…?imdi de Kerem’in sırası geldi.” diye düÅ?ündü hafifçe gülümseyerek. FotoÄ?rafta yer alanlardan biri olan Sinan, elektrik-elektronik mühendisiydi. Ona elektronik aletler ve piller ile ilgili bir sürü Ã…?ey anlatmıÅ?tı. Bir pilin insanın dokununca fark edebileceÄ?i kadar ısı enerjisi yayması için en az on saniye geçmesi gerektiÄ?inden de o bahsetmiÃ…?ti.
Bu sefer çantasından çıkarttıÄ?ı Å?eyse bir tabancaydı, ama kendisi ne olursa olsun birilerine zarar vermeyi reddettiÄ?i için ona sersemletici silah verilmiÅ?ti. KıÅ?lada kimse yoktu, ama biraz sonra el feneri sorununun çözüldüÄ?ü anlaÅ?ıldıÄ?ında askerler kıÅ?lalarına geri gönderilecekti.
O da bekledi bir süre, iÃ…?ine yarayacak askerin gelmesini bekleyene kadar da ikinci notu hatırlamaya çalıÅ?tı, artık cebinden kâÄ?ıt parçasını çıkartmaya korkuyordu ses çıkartır diye: “Onu bulduÄ?unda öksürdüÄ?ünü anlayacaksın.”
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum