M.Ã? 600 civarlarında yazıldıÄ?ı tahmin edilen ve bir lordun hikayesini anlatan bir hiyerogliften bahsedilir. Bu aynı zamanda tarihteki ilk kriptografik belgedir. Å?ifrelenmiÅ?, mühürlenmiÅ? ve saklanmıÅ?tır. Açıkça anlaÅ?ılıyor ki, bahsi geçen sıradan, kibir denizlerinde boÄ?ulmuÅ?, kansever, silik bir kiÅ?iliÄ?e ve unvana sahip bir lord deÄ?il. Hayatında Å?ifrelemeye deÄ?er neler olmuÅ? bu efendinin?
Eski zamanlardan bahsediyoruz ve bu bize basitliÄ?i çaÄ?rıÅ?tırmalı. Sistem oldukça kolay;
kullanılan yöntem Ä°brani Peygamber Yeremya'nın bulduÄ?u ATBASH Å?ifreleme sistemi. Alfabenin ilk harfi sondan birinci harfle, ikinci harf sondan ikinci harfle, üçüncü soldan üçüncüyle olacak Å?ekilde yer deÄ?iÅ?tirir. Belge'den bir parça göstereyim;
"Bzljöa utrogtm trtÄ?, bzljöalömezj miÄ?mkzlöböa."
(Yalnız deÄ?ilsek eÄ?er, yalnızlıktan korkmalıyız.)
Evet,zihnim çürüyor,sanırım Å?u an son nokta kuantum kriptografisi. Bilemiyorum..Yakında öleceÄ?ime göre pek önemi yok velhasıl. Yalnız önemli bir nokta var;
_________________ “I reject your reality and substitute it for my own.” Adam Savage
.
"Devam edin profesör," dedi Axel Brown. Ganç arkeolog, profesorün ölümcül hastalıÄ?ından haberdardı ve yaÅ?lı adamı fazla yormak da istemiyordu. Fakat anlatılanlar oldukça ilgisini çekmiÅ?ti.
Profesör Teodor Hansen, iki senedir Axel'in danıÅ?manlıÄ?ını yapmaktaydı ve hevesli öÄ?rencisi ile aralarında kuvvetli bir baÄ? oluÅ?muÅ?tu. Axel yakıÅ?ıklı, boylu poslu bir gençti. Profesör, onun popülerlik peÅ?inde koÅ?mak yerine, tarihin gizemlerini araÅ?tırmaya zaman ayırmasını takdir etmiÅ?, sanki bu çocukta kendi gençliÄ?ini görmüÅ?tü.
Profesör gelmekte olan bir öksürük nöbetini zar zor bastırabilmiÅ?ti. Birkaç öksürükle atlattıÄ?ı için Å?anslı sayılırdı. Masasının üstündeki sıcak bitki çayından bir yudum aldı ve boÄ?azını temizledi.
"Bir metni neden Å?ifreleme gereÄ?i duyarsın Axel?"
Cevabın gelmesini pek fazla beklemeden konuÅ?maya devam etti.
"Belki can sıkıntısından, düÅ?ük bir ihtimal de olsa... Ama o zaman bunu pek saklamazdın. Ã?öp ktusuna atılan yüzlerce sayfanın arasına katılırdı."
"Herkesin bilmesini istemediÄ?im için Å?ifrelerdim muhtemelen." Yanıt genç adamdan biraz geç gelmiÅ?ti.
"Bu doÄ?ru... Fakat cevaplar hep yeni soruları getiriyor bizim de iÅ?imiz bu. Cevapları bulup yeni sorulara ulaÅ?mak.
DıÅ?ardan bakınca pek de önemli gibi durmuyor. Yani bunu kimden gizlemek isteyebilirsin ki? Bu durumda ya Å?ifreyi çözme konusunda ciddi bir hata yaptık..."
Profosör çayından bir yudum daha almak üzereyken bu sefer genç adam tamamladı."
"Ya da Å?ifreyi henüz çözemedik."
"Tahmin ettiÄ?imden daha hızlı kavrıyorsun. Evet ya da Å?ifreyi henüz çözemedik. Belki de bu aÅ?amadan sonra kriptografiyle bir çözüm aramanın da anlamı yok. Bu kez sayın Lordun zihninin Å?ifresini çözmek gerekecek."
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Sat May 01, 2010 5:47 am
Profesör bir ay önce ölmüÅ?tü. Geride çözülmesi gereken gizemli bir belge bırakmıÅ?tı. Ve yakaladıkları en iyi ipucu Axel'in kafasını daha çok karıÅ?tırmaktan öteye geçememiÅ?ti.
Geçen son bir ayda, Axel iÅ?ini terk etmiÅ?, tüm zamanını bu belgeyi çözmeye adamıÅ?tı. Axel en baÅ?tan baÅ?layarak belge üzerinde kafa yormaya baÅ?ladı.
"Zamansız bir zamanda, esiri oldum zamanın. Pek fazla kalmadı zamanım."
diyerek baÅ?lıyordu gizemli lord yazısına.
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
.
Axel bir tıkırtı duyarak belgeyi okumayı bıraktı. Zaten ezbere biliyordu gerçi. Sanki her okuduÄ?unda kelimeler biçim deÄ?iÅ?tirip de baÅ?ka bir yazı mı ortaya çıkacaktı? KaÄ?ıdı mum ıÅ?ıÄ?ına tutup limon suyuyla yazılmıÅ? eklentilerin görüneceÄ?ini bile umut etmiÅ?ti bir seferinde.
Bu tıkırtı da neyin nesiydi? Kapı kilitliydi. Son zamanlarda bir tedirginlik hissi ele geçirmiÅ?ti Axel'i, sanki takip ediliyormuÅ? gibi hissettiÄ?i bile oluyordu.
Derken kapı çalındı. Her kim ise zili kullanmıyor, eliyle kapıya hafif hafif vuruyordu. Ä°yi de sokak kapısını nasıl aÅ?mıÅ?tı bu davetsiz misafir. Tedirgin bir Å?ekilde kapıya yaklaÅ?tı ve gözetleme deliÄ?inden baktı. GördüÄ?üne inanamıyordu Axel. Derhal kapıyı açtı. KarÅ?ısında siyah saçlı, ince yapılı, hipi giysili bir kız kocaman siyah gözlerini açmıÅ?, tedirgin bir tebessümle genç adamı süzüyordu.
"Laila ne iÅ?in var burada?" dedi Axel kararsız ve Å?aÅ?kın bir tavırla. Eski sevgilisini bir daha görebileceÄ?ini hiç zannetmiyordu çünkü.
Sadece unuttugum bir esyami alacaktim dedi Laila ve Axel i beklemeden aniden iceri girdi. Sonra masanin uzerinde duran ufak balikci heykelcigini gordu. Axel de hatirlamisti, heykelcigi Laila getirmisti, birlikte yasadiklari zamanlarda..
Laila muhtemelen cok fazla kalmak istemiyordu. Bir ay once aralarinda gecen o siddetli tartismayi hatirladiginda Axel de istemiyordu aslinda... O nedenle kizin hizla girip heykelcige uzanmasini sadece seyretti.
Ancak Laile belki de acelesinden dolayi heykelcigin yanindaki su bardagini gormemisti. Heykelcige uzanirken eli bardaga carpti ve su yazinin uzerine dokuldu.
Bir an ikisi de hareket etmeden durdular. Sonra ikisini de sasirtan baska bir sey oldu. Yazilarin hemen yaninda bir sekil belirdi. Bir balikcinin resmi... Ve dikkatli baktikca Axel resmin heykelle neredeyse ayni ayrintilara sahip oldugunu gorebiliyordu.
Birden Axel Lailanin soylediklerini hatirladi, balikci heykeli 5 yasinda kaybettigi annesinden kalmisti. Hakkinda cok fazla sey bilmiyordu, sadece ne zaman basladigini bilmedigi bir gelenegin sonucunda heykelin nesilden nesile, her seferinde en buyuk cocuga aktarildigini biliyordu.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Joined: Oct 04, 2007
Posts: 2670
Location: Innsmouth
Posted:
Sun May 02, 2010 8:07 am
Kız yerinden fırladı. "Ã?-özür dilerim, Axel. BardaÄ?ı göremedim."
Axel kızı duymadı bile. "Balıkçı..." dedi düÅ?ünceli bir tavırla kaÄ?ıda yaklaÅ?ırken. "Bunun ne gibi bir anlamı olabilir ki?"
"Sanırım gitsem iyi olur. GörüÅ?ürüz." kız arkasını dönüp gidiyordu ki:
"Dur." dedi Axel. "Bu heykelcik hakkında bilgisi olabilecek birisini tanıyor musun? Belki bir akraba, herhangi birisi?"
Laila biraz düÅ?ündü. "Dayım bir Å?eyler biliyor olabilir. Ama Paris'te yaÅ?ıyor..."
"Evinin nerede olduÄ?unu biliyor musun? Beni götürebilir misin?"
Laila gulumsedi, Axel hala beni ikna etmeye calisiyor dedi icinden...
Ayrilmaya calistiklarinda da turlu yollarla onu kararindan dondurmeye calismisti, ama Laila nin karari kesindi. Hayatini eski parsomenlere veren biri ile iliskisini surdurmeyecekti.
Axel e biraz da iliskisinin gecmiste kaldigini anlatmak icin, Adnan seninle Paris e gitmemi cok hos karsilamaz dedi. Adnan'i Axel duymustu, Laila nin yeni erkek arkadasi idi, galiba Turktu, dogrusu cok da onemsemiyordu Axel.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
.
Genç adam sert bir hareketle kızı bileÄ?inden yakaladı. "Benimle oyun oynama Laila! Bunca aydan sonra buraya gelmen, hem de tam ben Å?ifre üzerinde çalıÅ?ırken..."
"Å?ifre mi ne Å?ifresi!" diye kolunu kurtarmaya çalıÅ?tı kız.
"Bana numara yapma Laila! Bu heykilciÄ?in aynı silüeti kaÄ?ıdın üzerinde belirdi görmedin mi? Senin de bu olayla bir ilgin var deÄ?il mi; konuÅ?Å?!" Kızı sarsmaya baÅ?lamıÅ?tı.
"Bırak kolumu, acıtıyorsun bırak!" diye aÄ?lamaya baÅ?ladı Laila.
Axel kızı koltuÄ?a doÄ?ru fırlattı ve heykelcik ile belgeyi alarak ödenin köÅ?esine doÄ?ru yürüdü. IÅ?ık altında daha iyi inceliyordu Å?imdi heykelciÄ?i ve belgeyi. Tuhaf bir Å?ekilde Laila'nın varlıÄ?ını unutmuÅ? gibiydi.
Laila önce biraz korkmuÅ?tu. Axel o kaÄ?ıtları Å?ifrelerini hep çok sevmiÅ?ti. O konuda da hep çok hassastı. Zaten bu yüzden yürütememiÅ?lerdi daha önceden. Laila ise her Å?eyden çok özgürlüÄ?üne düÅ?kün biriydi. En büyük ızdıraplardan biri hep ertesi gün ne yapacaÄ?ını bilerek yaÅ?amak olurdu herhalde hayatta onun için. Axel ise ondan farklıydı. Her gün aynı Å?eyleri yapmaktan sıkılmazdı. Hayatını iÅ?ine adamıÅ?tı. Aslında ona hiç de aynı gelmiyordu her ayrıntı onu ayrı bir dünyaya taÅ?ıyordu en heyecan verici noktası da buydu.
laila Axel'in hassasiyetini biliyordu ama daha önce ona hiç böyle davranmamıÅ?tı. Her zaman bir Å?ekilde nezaketini korumuÅ?tu. Bu davranıÅ?ında bir gariplik vardı kesinlikle. Belki de ayrı kaldıkları zaman onu deÄ?iÅ?tirmiÅ?ti. Belki de içten içe bir nefret beslemiÅ?ti ona karÅ?ı. Oysa ki kapıdan ilk girdiÄ?i zaman sanki eski Axel'in aynısıymıÅ? gibi görünmüÅ?tü gözüne.
Axel bir ıÅ?ıÄ?ın altına çekilmiÅ? heykeli ve yazıyı inceliyordu deli gibi. Bu kadarı onun için bile fazlaydı. Olanlara bir anlam verememiÅ?ti. Bir an için küçüklüÄ?üne gitti. Dayısının heykelle ilgili bir lanetten bahsettiÄ?ini hatırlıyordu sanki. Ama annesi hemen dayısını susturmuÅ?tu. O zaman çok meraketmiÅ?ti annesine sorduÄ?unda dayısının onu korkutmak için Å?aka yaptıÄ?ını söylemiÅ?ti. Bir daha hiç gündeme gelmemiÅ?ti mesele.
Bir an için saçmaladıÄ?ını düÅ?ündü. Büyülü nesnelere falan mı inanacaktı? Ama bu ani deÄ?iÅ?imi de baÅ?ka türlü açıklayamıyordu. içinde yine o merak duygusu filizlenmiÅ?ti üstelik macera da körüklüyordu onu. Paris'e gitmek istiyordu. Ama Adnan'a ne diyecekti?
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Axel iyice iÅ?ine dalmıÅ?tı bu da Laila'ya Adnan'ı nasıl ikna edeceÄ?ini düÅ?ünmek için süre verdi. Belki de en iyisi doÄ?rudan her Å?eyi anlatmaktı. Axel'in yanına doÄ?ru yürüdü. Axel geldiÄ?ini fark etmemiÅ?ti. OlabildiÄ?ince sakin bir ses tonu ile, " Axel ben düÅ?ündüm ki" dedi eski erkek arkadaÅ?ına... Axel hafif kızgınlıkla döndü Laila'ya...
DüÅ?ündüm de dedi Laila Paris'e gidebiliriz tamam. Ama önce bir Adnan'ı arayayım haber vereyim. Ondan sonra hemen bu akÅ?am yola çıkarız.
Axel bir an Laila'nın kendisinden kurtulmak için yalan söyleyip söylemediÄ?ini merak etti, ama hayır Laila bunu yapmazdı. Gerekirse bir erkekle yumruk yumruÄ?a mücadele edecek bir kızdı Laila. Asla dolambaçlı yollara baÅ?vurmazdı.
Tamam Laila dedi Axel. Senin Å?u Adnan'ı ara bakalım. Böylece Laila Adnan'ın telefon numarasını çevirdi. Olan olayları anlattı. Adnan Å?aÅ?ılacak derecede sakin bir ses tonu ile bir sorun olmadıÄ?ını söyledi Laila'ya. Bu tuhaftı. Ã?ünkü Laila çoÄ?u zaman Adnanın böyle durumlarda kendisini kıskandıÄ?ını hissederdi. Bir de ses tonu ne kadar sakin de olsa, sanki belli belirsiz bir gerginlik hissetmiÅ?ti Laila Adnan'ın konuÅ?masında... Belki de böyle kendi zihninin oynadıÄ?ı bir oyundu bu.
Ben kendime bir kahve yapıyorum sen de ister misin dedi Axel e... BaÅ?ını hayır anlamına gelecek Å?ekilde salladı Axel. Laila bu nedenle terk etmiÅ?ti iÅ?te onu... O heykellere eski parÅ?omenlere aÅ?ıktı, Laila ya deÄ?il. MutfaÄ?a geçti. Suyu ısıtmaya baÅ?ladı. Sonra Amerikan Kahvesi kutusunu çıkardı. Türk kahvesine fena alıÅ?mıÅ?tı. Ama artık Å?imdilik Amerikan kahvesi ile idare edecekti çaresiz.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Laila o gece evine döndü. Ä°nternetten ParisÂ?e uçak biletlerini ayırtmıÅ?lardı. Ertesi gün Axel, yolu üzerindeki LailaÂ?yı uÄ?rayıp almak için taksiyle gelmiÅ?ti. Ä°kisi de sadece askılı birer çanta almıÅ?lardı yanlarına. Axel fazla konuÅ?muyor, Laila da onunla bu yolculuÄ?u çıktıÄ?ına yavaÅ? yavaÅ? piÅ?man oluyormuÅ? gibi bir tavır sergiliyordu. Bu sırada ana caddede trafik tıkanır gibi oldu ve arkadan bir araba gelip hafifçe taksilerine çarptı. Taksici hıÅ?ımla çıkıp arkadaki arabanın sürücüsüyle aÄ?ız dalaÅ?ına girdi. Trafik durmuÅ?, olayı anlamayan daha gerideki arabalar korna çalıyorlardı.
Â?Hay Allah aksiliÄ?e bak!Â? dedi Laila.
Axel de sıkıntılıydı. Â?uçaÄ?ı kaçırmasak bari!Â? diyerek arabadan çıktı ve taksicinin yanına giderek olayları yatıÅ?tırmak istedi. Aradan bir kaç saniye geçmiÅ?ti ki LailaÂ?nın çıÄ?lıÄ?ını duyarak geri döndü. Siyah giysili, motor üzerindeki iki adamdan arkada oturan, arabadan AxelÂ?in çantasını çekmek istiyor, Laila da bir ucundan asılmıÅ?, adamların çantayı gasp etmelerine engel olmaya çalıÅ?ıyordu. Axel daha harekete geçemeden motorlular gaza basıp LailaÂ?yı da arabanın dıÅ?ına düÅ?ürerek kaçtılar. Neyse ki kızcaÄ?ız çantayı bırakmayı akıl etmiÅ?ti yoksa feci Å?ekilde yaralanabilirdi.
Laila Axel e baktiginda gozlerinin tuhaf bir sekilde parladigini gordu. Sonra Axel sertce kolunu tuttu ve sikmaya basladi.
"Afedersiniz" Bir anda tanidik sesi duyan Laila arkasini dondu. Axel in eli hala Laila nin kolundan tutuyordu.
Kiz arkadasimin kolunu birakir misiniz dedi adam Turk aksani ile Ingilizce konusarak. Sonra saskin saskin bakan Axel in suratina yumruk atti.
Yeri dusup bir eliyle burnunu tutan bir eliyle heykeli kavrayan Axel e bakti... Sonra parsomenin heykelin uzerinden kaymis oldugunu gordu. Hizli bir hareketle parsomeni aldi. Laila ya benimle gel dedi. Laila saskinlikla belki de hic dusunmeden erkek arkadasi Adnani takip etti.
Bir dakika kadar sonra arabadalardi. Nereye gidiyoruz dedi Laila.
Yeniden dusunme yetenegini kazanmaya calisarak Sen dedi Laila Sen kimsin?
Adim Adnan. Ama Dunyanin tum ulkelerine yayilmis, tum dilleri konusunda uzman bir organizasyonun uyesiyim. Biz kendimize Zamansiz Zamanin cocuklari deriz. (RP Disi Not: Artemisin yazdigi bolume bakin )
Peki sen benimle neden... diye kirik dokuk bir soru sormaya calisti Laila ama Adnan onun sormasini tamamlamadan cevabi verdi.
Heykelin sende oldugunu biliyordum. Seni uzun zamandir takip ediyoruz. Bir takim onemli seyleri elinde tutanlari izleriz. Son birkac aydir arkadasin Axel konusunda suphelenmistik. O nedenle seninle arkadas olmaya karar verdim. Ve suphelerimiz sanirim dogruymus...
Nedir supheleriniz? Ne olmus Axel e? diye sordu Laila
Simdilik aciklamaya vaktim yok dedi Adnan araba Londra havalanina girerken. Eger yanilmiyorsam Axel bizi takip edecektir. Havaalaninda bizim orgutumuze ait bir ozel ucak var. Bircok havaalaninda birer ucak tutariz acil durumlar icin...
Simdi bu ucaga hizla ulasmamiz lazim Axel bizi bulmadan..
Nereye gidecegiz peki diye sordu Laila
Sonra dedi Adnan, simdi konusmaya hic vaktimiz yok. Cok hizli hareket etmeliyiz.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum