Herkes bilir Ergenekon destanını. Türkler, etrafı daÄ?larla çevrili bir yerde mahsur kalır ve uzun bir süre orada çoÄ?alırlar. Bir süre sonra o kadar kalabalıklaÅ?ırlar ki bulundukları yere sıÄ?mamaya baÅ?larlar... Ã?ıkmak için çareler ararken bir demirci, daÄ?ların arasında bol miktarda demir bulunduÄ?unu ve bunları eriterek bir geçit oluÅ?turabileceklerini söyler. Odun ve kömür yıÄ?ılır, ateÅ? yakılır ve herkes çıkar oradan... Fakat yüzyıllardır herkesin çıktıÄ?ı(!) dönüp geriye bile bakmadıÄ?ı o yerde, Ergenekon'da kalanlar vardır... Orayı terk etmeyenler daha doÄ?rusu edemeyenler...
GüneÅ?in doÄ?masından hemen önceydi. Gökyüzü alacalı bir renkteydi ve hûma kuÅ?ları uçuÅ?uyordu. Türk ulusu uzun süredir hapis kaldıÄ?ı bu cehennemden (!) kurtulacaktı Gökyüzü aydınlanmaya baÅ?larken kurtlar gezinmeye, kargalar kuÅ?lar ötüÅ?meye baÅ?lıyordu. Kargalar sanki "Gaag... Gaag" demiyor, "Kaaalk, Kaalk.." diyorlardı. Demirci Basat bu sırları iyi bilirdi..
GüneÅ?in doÄ?uÅ?unu izlemek için her sabah tepedeki kulubesinden dıÅ?arı çıkar, ufuktan yükselen güneÅ?in tüm yeryüzünü aydınlatmasını izlerdi... Yıllar önce keÅ?fettiÄ?i bir maÄ?ara, Ergenekon adındaki bu yere gelen ilk kiÅ?iler olmadıklarını gösteriyordu. Oradan öÄ?rendiÄ?i bilgiler sayesinde bu gün çaÄ?ının en önemli demircisi, kavminin en bilge kiÅ?isiydi.
Basat, her yer aydınlandıktan sonra ateÅ?inin baÅ?ına geçti her zaman yaptıÄ?ı gibi. AteÅ?ini harladı, demirini dövdü... Her gün aynı iÅ?lemler....
Derken çıraÄ?ı geldi yanına. 16 yaÅ?ında henüz bıyıkları tellenmeye baÅ?layan bu çocuÄ?a ayrı bir sempatisi vardı Basat'ın. "Gün aydın usta ! " diye içeri giriÅ?iyle birlikte, Demirci Basat yine gülümsemeye baÅ?lamıÅ?tı. Tütün içmesinden dolayı daha sert bir ses tonu olmasına karÅ?ın ser-Å?efkatli bir ses tonuyla konuÅ?mayı baÅ?arırdı her zaman. "Gel evlat ! " dedi çömezine. "Gel bakalım haberler nedir ?"
Delikanlının yüzünden endiÅ?eyle dolu bir gölge geçti.
"Geçen gün köy meydanında biriyle karÅ?ılaÅ?tım.Adı YaÄ?uz. Bana ilginç bir Å?ey anlattı.Aynı zamanda endiÅ?e verici.Å?u ünlü maÄ?aranın önünde tek baÅ?ına avlanıyormuÅ?.Tuhaf bir ses duyduÄ?unu söyledi.Kükreme gibi."
Ã?ıraÄ?ı düÅ?ünceli bir sesle yanıtladı.
"Ben de ilk baÅ?ta bunu düÅ?ündüm.Fakat bir kaç kiÅ?iyle daha konuÅ?tum.Onlar da buna benzer sesler duyduÄ?unu söylediler.Hepsi birden hayal görmüÅ? olamazlar."
Basat sakalını sıvazladı.
"Bu iÅ?e bir de ben el atayım.Ã?Ä?leden sonra ben de köye inmeyi düÅ?ünüyordum.Ã?amuÅ?'tan yeni bir örs alacaÄ?ım.O zaman söylentilerle ilgilenirim.
Fakat seninle baÅ?ka bir Å?ey konuÅ?mak istiyorum.O maÄ?aradaki demiri ne zaman eriteceÄ?imizi kararlaÅ?tırmalıyız. Oduna ihtiyacımız olacak.Neredeyse köylünün deposundaki büyün odunları almamız gerekecek.EÄ?er baÅ?arısız olursak, karda kıÅ?ta odunsuz, dımdızlak kalırız."
Kalfası bir miktar düÅ?ündü, sonra da itiraz etti.
" O kadar hızlı çoÄ?alıyoruz ki bu gidiÅ?le ısınamamaktan deÄ?il, gıdasızlıktan öleceÄ?iz.Bu yüz yıllık yurt bizi daha fazla besleyebilecek güçte deÄ?il ustam." dedi. Å?akacı biriydi. Basat Usta konuÅ?maya baÅ?lamadan önce ekledi. "Ki zaten, baÅ?arılı olursak da donacaÄ?ız ha Usta ? "
Basat bir kenara oturdu. Ã?ıraÄ?ının boÅ? espirilerine alıÅ?mıÅ?tı hafifçe tebessüm etti fakat konuÅ?madı. Sustu. Onun suskunluÄ?unu gören genç adam da sessizce ustasının yeniden konuÅ?masını bekledi.
" Mecburen bu riski göze alcaÄ?ız.Bir hafta mühlet verelim köylüye. Göç için hazırlansınlar. Bu memleketi terk etmek bir çoÄ?una zor gelecektir.Fakat herkes nüfusumuzun bilincinde.Ben köy meydanına inip haberi yayayım sen de gerekli malzemeleri toplamaya baÅ?la. YaÄ?, parÅ?omen, eski elbiseler... Yanabilecek her Å?eye ihtiyacımız var. AkÅ?am üstü burada tekrar görüÅ?ürüz."
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum