Modules
  • Ana Sayfa
  • AvantGo
  • Downloads
  • FAQ
  • Feedback
  • Forums
  • Journal
  • Private Messages
  • Recommend Us
  • Search
  • Statistics
  • Stories Archive
  • Submit News
  • Surveys
  • Top 10
  • Topics
  • Web Links
  • Your Account

  • Who's Online
    Şu an sitede, 1 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

    Henüz üye değilseniz, Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

    Languages
    Site Lisanını Seçin


    FrpWorld.Com :: View topic - Dört Atlı
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Dört Atlı View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Tue May 04, 2010 11:44 pm Reply with quoteBack to top

    "Etkilendim." dedi siyahlı adam kırmızı parlak bir elmayı sertçe ısırdı, yavaÅ? yavaÅ? yemeÄ?e baÅ?ladı, "Kuralları bozup duygularla oynarsanız, böyle olur iÅ?te mahÅ?erin dört aptal atlısı..."

    Birden bire dört atlı bir evin oturma odasında izlediÄ?i televizyonun arkasından bir adamın belirdiÄ?ini fark edince yerlerinden sıçradılar. SavaÅ? diÄ?erlerine göre daha sakin kalabilmiÅ?ti, o bile "Sen nasıl.." diyebildi sadece,

    "Nasıl mı serbest kaldım, uzun uzun bir hikaye, sizin gibi beceriksiz kıyamet arzulu yaÅ?lı pisliklerden çok daha ileriyim., Siz duyguları, kontrol edersiniz ben ise onları yaratırım, bu aptalca oyun sizin gözünüzde nasıl sona erdiÄ?ine bakın.

    "Duyguları kontrol ederseniz kuralları bozmuÅ? olursunuz, ki merak ile konuÅ?up bu Å?efkati ikna etmesini söyledim görünüÅ?e göre baÅ?armıÅ?, siz kiminle oynadıÄ?ınızı bilmiyorsunuz aptallar siz benim yanımda çocuk sayılırsınız."

    Dördünün de gözleri Å?eÅ?kınlıkla, açıldı. Retlaw'ın gülümsemesi ölümden bile soÄ?uktu, "SEN !" dedi Ã?lüm Å?aÅ?kınlıkla,

    "GörünüÅ?e göre en sonunda beni tanıdınız." dedi siyahlı adam elmasının çöpünü bir kenara atarken, "Unutmayın ben zamnında bir kumar oynadım, onu kaybetmeyi de hiç istemiyorum."

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Wed May 05, 2010 12:44 am Reply with quoteBack to top

    Dortlu, Ankara'da ODTUnun yanibasindaki Yuzuncu Yil Mahallesindelerdi. Genelde burada ODTUlu ogrenciler otururdu. ODTU kizlarin eline gecince burada yasayan erkekler de ayrilmis ve kizlar erkeklerin evlerine yerlesmisti. Dort Atlinin icinde bulundugu ev o kadar duzensizdi ki, bu erkek ogrenciler icin bir yasam tarzi olsa da kizlar evi derlenip toplanmayacak kadar umitsiz bir vaka olarak gormuslerdi. Eeee Kiyametin Dort Atlisi icin sorun yoktu. Cipslerini ve gazozlarini almis televizyon izliyorlardi.

    Retlaw'in iceri girdigini gorunce Savas gulumsedi.

    Savas dur bakalim Retlaw dedi... Sevkat oyunu kadin ve erkek isyaninin liderleri ile oynayarak hata etti. Izle ve gor isler onun dusundugunden farkli gelisecek.

    Iki cocuk telefon baglantisi ile programa katilinca once bir sessizlik oldu. Sonra ilk konusan Kerem Usta oldu.

    Iste kizimin durumu kadinlarin ne kadar acimasiz oldugunu gostermiyor mu soruyorum dedi. Ben evden kendi istegimle mi ayrildim. Esim atmadi mi evden beni... Kizimi da boyle babasina dusman yetistiriyor iste esim... Biz iste bizi kizlarimizdan ayiran bu duzen icin de mucadele ediyoruz. Erkeklerin uzerinde kadin baskisi bitmeden kizlarimiz da ozgur olamaz.

    Fatma Gunal oglunun durumuna uzulmustu. Ama Kerem Usta'nin kadinlara boylesine saldirmasi onu oylesine cileden cikardi ki, o da karsilik verdi. Efendim, kimin kime baski yaptigini goruyoruz. Bu programi bile erkek sunucu bile acmadi mi? Yillardir kimin baski gordugu acik degil mi? Asil erkekler kadinlara baski yaptikca ozgur olamazlar. Asil biz kadinlar icin mucadele ederken tum insanlik icin mucadele ediyoruz. Ben kadinlari savunurken oglum icin de guzel bir gelecek yaratiyorum.

    Yahu kadin, ac acina birakinca ogluna neyin gelecegini yaratiyorsun diye bagirarak karsilik verdi Kerem Usta.

    Ben kendim mi istiyorum sizi ac birakmayi. Neden ogrenmediniz yemek yapmayi o zaman siz erkekler, bir de ustayim diyorsun kendine... Doyursana erkekleri... Olmuyorsa da ozur dileyin bitsin diyoruz. Dilemiyorsunuz. Simdi de cocuklarimizi bize karsi kullaniyorsunuz. Hep cocuklarimiz icin sustuk biz kadinlar simdi onlar icin konusacagiz.

    Boylesine acimasiz bir zihniyetle anlasma olanagimiz yoktur ne yazik ki diye karsilik verdi Kerem Usta. Buradan acikliyorum Fatma'nin ogluna elimden geldigince destek olacagim ben... Melek'e de annesi bakamiyorsa ona da bakarim.

    Melek'in annesi birden telefonu kizindan kapti. Nasil bakamiyorum kizima Kerem. Gul gibi de geciniyoruz. Asil sen ayarttin kiz degil mi telefona ciksin diye.

    Fatma Gunal da kafasini sallayarak. Ayartirlar ayartirlar efendim bu erkekler cocuklari da ayartirlar. Bakin benim cocugumu da kullaniyorlar kendi kizini da kullanir bu erkekler...

    Kerem Usta dayanamayarak Sen ne diyorsun be kadin diye bagirdi.

    Ne dedigimi sana mu soracagim diye karsilik verdi Fatma Gunal.

    Evet soracaksin, kadinligini bil hanim efendi ol dedi Kerem Usta.

    Simdi hanimefendiligi gorursun dedi Fatma Gunal. Ve studyodaki vazoyu aldip Kerem Ustanin kafasina indirdi. Son anda kenara cekilen Kerem hafif siyrikla atlatti olayi ama o da buldugu cam bir bibloyu Fatma Gunal a firlatti. Bir anda studyo karismisti.

    Erkek sunucu, uzgunuz sayin seyirciler programa devam edemiyor burada programi kesiyoruz. dedi.

    Studyodan kilometrelerce uzakta, Ankara Yuzuncu Yil Mahallesinde Hastalik kahkaha atarak iste budur dedi... Sevkat basariz oldu...

    Savas dusunceli bir ifade ile agzina bir cips atti, sodasini icti. Disarida slogan atan kadinlarin sesi duyuluyordu, demek ki program izlenmisti.

    Hayir dedi tam olarak basarisiz olmadi... Bu program sayesinde yarin insanlar cocuklarini dusunecek, hem erkekler hem kadinlar. Sonuc en azindan iclerinden bir bolumu baris ve anlasma isteyecek, ve eger baris yapmak ve anlasmak isteyenlerin konusmasini engellersek onlar giderek guclenecekler.

    Peki o zaman nasil engelleyeceksin onlari diye sordu Olum bir yandan agzindaki gazozu yutmaya calisarak...

    Basarisiz bir anlasma denemesi dedi Savas.... Bizi cok guclendirebilir Olum. Sonuc olarak benim cogu savaslarin temelini attigim yerler baris konferanslaridir.

    Sonra Retlaw'a dondu, hep beraber guzel bir oyun oynayabilecegimiz guzel bir sahne yaratacagim Retlaw, senden ricam o sahne olusana kadar bekle... Sonra seninle istedigin kadar oynariz.

    Derken bir kisneme sesi duyuldu ve hic yokluktan bir at belirdi. Savas ata atlayarak simdi izninle dedi bir parca isim var. Sonra Yuzuncu Yil Mahallesindeki evin penceresinin cami buyuk bir sangirti ile parcalandi, sonra Savas pencereden ati ile disari cikti ve neresi oldugu bilinmeyen bir yere at surmeye basladi..

    Bu konusmadan iki gun sonra, Fatma Gunal ile Kerem Usta Dunyanin tum kadin ve erkeklerinden temsilciler secip Turkiye'ye yollamalarini istediler. Amaclari tum Dunyaya yayilmis kadin erkek catismasinin bitmesi icin anlasmakti ve artik anlasmazlik tum Dunyada yanki bulduguna gore tum kadinlari ve erkekleri temsil eden yapilar olusmali bu yapilar birbirleri ile anlasmaliydi.

    Bir hafta sonra secimler yapildi, 3 milyar erkekten yaklasik 800 milyonu secime katilmisti. Dunyada o zamana kadar erkek izci gruplari disinda hic erkek orgutu yoktu, bu ilk defa erkeklerin sadece hemcinsleri arasinda organize olma cabasiydi. Yine de onca unlu bilimadami, sporcu, sinemaci erkek varken onlarin onculugunde nisbeten organize olmalari kolaydi.

    Kadinlarda ise katilim muazzamdi. 3 milyar kadindan yaklasik 2 milyari katilmisti, Afrikanin ucra koselerindeki kadinlar bile bir sekilde organize olup temsilci yollamisti Turkiyeye... Kadinlar anlasilan epey dertliydi.

    Bir ay sonra ise, Dunya Kadinlar Birligi Konferansi ile Dunya Erkekler Birligi Konferansi ayni anda kadinlar Sivas'ta Cifte Minareli Medrese'de, erkekler ise Corumda Hatusas sehrinde olmak uzere toplaniyordu. Iki konferansa da 10000 kadin ve erkek katiliyordu. Kadinlarin konferansinda radikal sloganlari sert yuzleri ile Fransiz kadinlar ozellikle goze carpiyordu.

    Ayni anda Tokyo'nun firtinali bir gununde ise baska bir toplanti vardi. Dunya'nin zenginler klubu olarak adlandirilan G8 liderleri, Dunya'ya yayilan krizi konusmak icin toplanmisti. Disarida korkunc bir firtina altinda, Japon Imparatorluk sarayi onunde kadin ve erkek gruplari birbirlerini protesto ediyorlardi. Polis iki grubu guclukle ayiriyordu. Guc ulkelerin liderlerinin elinden hizla kayiyordu. Bir seyler yapmak lazimdi. Toplanan liderlerden sadece Ilgiliz basbakani kadindi. Geri kalanlar, ABD, Almanya, Italya, Fransa, Cin, Rus, Japon liderleri erkekti.

    Imparatorluk Sarayinin buyuk salonunda ilk Rus Basbakani konustu.
    Bir cozum bulmaliyiz arkadaslar, bu kadinlarin yaptigi deliligi sona erdirmeliyiz.

    Ingiliz basbakani Maria Hillmeyer kizginlikla Ne demek kadinlar sayin basbakan, bir ozur bile dilemeye dilleri varmayan erkekler degil mi?

    Italyan basbakani Julius Gisuppe, lutfen sinyora dedi Ingiliz Basbakanina biz de kavga edersek bu is hic bozulmez. Sonra diger liderlere de bakarak, Artik Dunya kadinlari ve erkekleri kendi birliklerini de kurmak uzereler, bunu yaptiklarinda Dunyadaki tum ulkelerin ikiye bolunmesi bile olasi. Bu isin tek cozumu var dedi. Iki tarafin barismasi icin bir konferans toplanmasini onerelim. Yeri de her seyin basladigi Turkiye olsun.

    Antalya dedi Rus Basbakani Igor, Antalya guzel yerdir Turkiye de konferans orada olursa guzel olur.

    ABD baskani Peter Meyer, ama dedi, oneriyi hep beraber yapmaliyiz.

    Ve eslerimiz de yanimizda olmali dedi Cin baskani Chang..

    O aksam ABD basbakani Peter Turkiyenin basbakanlik koskunu aradi. Cumhurbaskani da koskteydi. Cumhurbaskanligi koskunde basbakan ve cumhurbaskaninin esi kaliyordu. Cumhurbaskani da basbakanin yanina tanismak zorunda kalmisti. Peter Turkiye Cumhurbaskani ve Basbakanindan kendisini destekleme sozu aldi.

    O aksam Rus basbakanin esi Olga da Cumhurbaskani koskunde kalan basbakan ve cumhurbaskaninin esini arayarak onlarin da destek sozunu aldi.

    Boylece bir yandan Sivas ve Corumda konferanslar surerken, once 8 ulkenin devlet baskani ve esleri, sonra da Turkiye Cumhurbaskani ve Basbakani ve esleri kadinlar ve erkeklerin arasinda bir baris konferansi cagrisi yaptilar. Konferans yeri olarak Antalyayi onerilmisti, Rus basbakani Igor un istedigi olmustu.

    Cagrinin yapildigi aksam Turkiyedeki kadinlar televizyonu ATVye cikan Fatma Gunal, Bizim onerimiz sudur dedi, Tum Dunyada tum sirketlerin erkek yoneticilerinin yaninda bir de kadin yoneticileri olmalidir, sirket sahipleri hisselerinin yarisini eslerine devretsinler, tum parti liderleri bir kadin es baskan atamalidir. Tum universitelerin en az ucte biri kadin ogrenci ve profesorlerden olusmali olmazsa universitelerin yarisi kadin universitesi olmalidir. Evet su uc gunde Sivasimizin bu guzel medresesinde bu taslagi olusturduk, ama bunu tartismak uzere Antalya ya gidecegiz. Cunku biz kadinlar her zaman fedakarizdir. Ancak artik ezilmeye katlanmayacagimizi da tum Dunya erkekleri bilsin, bilsinler ki artik bizim orgutumuz neredeyse tum Dunya kadinlarini temsil ediyor, ona gore tavirlarini belirlesinler.

    Ayni gun Kerem Usta da, Biz kadinlarin bu deliligi baslattigi yemek yarismasini iptal etmeye raziyiz. Ama bakin iste daha dun ozur diyen kadinlar simdi neler istiyorlar, yarin bizden kolelik de isteyecekler. Biz erkeklerin kendi cabasi emegi ile elde ettigi mallara, konumlara goz diktiler. Korkarim bu zihniyetle uzlasma sansi yok. Ama biz yine erkekligimizi gosterecek ve Antalya konferansina katilacagiz.

    Boylece hem Dunya Kadinlar Birligi hem de Dunya Erkekler Birligi konferansa katilmak icin 100 er kisilik heyet sectiler. Yine de iki birlik de kendini fes etmedi, 10000 kadin Sivas'ta ve 10000 erkek de Corum'de kalarak konferansi takip etmeye karar verdi. Tum devlet yapilarinin uzerinde, biri 2 milyar, oburu 800 milyon kisiyi temsil eden bu iki birligin var olmasi bolunme riskinin hala cok guclu oldugunu gosteriyordu.

    Kadin ve erkek heyetleri Antalya sehrinin kale icindeki ufak otellerine yerlestiler. Aksam da Akdeniz manzarasina hakim iki farkli lokanta da toplandilar. Kadinlar, mercimek corbasi, yaprak sarma, peynirli borek, tel kadayifi yerken... Erkekler Kerem Usta'nin Iskenderini yediler. Sonra iki grup da ertesi gunku konferans da nasil bir taktik izleyeceklerini konustu. Kadinlar bir yandan da Turk kahvelerini ictiler, ama erkeklerde ne yazik ki kahve yapmayi bilen yoktu.

    Ayni aksam, Savas Antalyanin meshur sahil seridine indi. Akdenizi seyreden Baris'a, ne guzel bir deniz degil mi kardesim dedi. Ne cok kapisirdik seninle bu denizin ortasinda.

    Evet dedi Baris.... Akdeniz'e baris getirmek icin cok ugrastim ben.

    Yine de barisi getiren hep Savas'ti eninde sonunda degil mi kardesim. dedi Savas Baris'a... Sevinirsin diye dusundum, bak Antalya Baris Konferansi basliyor yarin.

    Bu konferansi savas cikartmak icin kullanmak istedigini biliyorum kardesim. Bil ki ben de bos durmayacagim. Bu konferans seninle en buyuk carpismalarimizdan biri olacak sanirim. diye karsilik verdi Baris...

    Oyle ise sanirim kardesim, her sey baslamdan once benimle Antalya baris konferansi icin icersin degil mi dedi elindeki sarap kadehini Barisa uzatarak.

    Iyi oyle ise dedi Baris, Antalya Baris Konferansina

    Antalya Baris Konferansina dedi Savas ve carpisan kadehlerin sesi duyuldu. Antalya Korfezinin dogu yakasinda, ertesi gunku firtinanin oncesinde, bir huzurlu gece yasatmak istercesine Ay yavasca Akdenizin sularinin uzerine doguyordu.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Wed May 05, 2010 3:10 am Reply with quoteBack to top

    Retlaw kızgındı, SavaÅ?'ın onu kale bile almamıÅ?tı, Böcekler, dört atlıymıÅ?. O dördü onun için bir böcekti. Yüzüncü yıl mahallesinden Sıhhıyeye kadar yürüdü Bir sigara aldı cebinden, yakmak için siyah parkasının üstünü aradı ama yine bir Å?ey bulamadı. Ã?akmaÄ?ı düÅ?ürmüÅ? olmalıydı.

    "Neyse öteki tarafta bir iÅ?im vardı. " diye mırıldandı, sonra etrafa baktıÄ?ında büyük sıhhıye katlı otoparkını gördü. " Bu iÅ?e yarayabilir."

    YavaÅ? yavaÅ? ilerleyerek, merdivenlerden çıkıp otoparkın kapısından içeri girdiÄ?inde, boyut deÄ?iÅ?ti. Å?imdi karÅ?ısında kırmızı duvarlı geniÅ? bir salon vardı, İçeride dört kiÅ?i yeÅ?il örtülü bir masada oturup kaÄ?ıt oynuyorlardı.

    Retlaw kaygısızca sephanın üzerindeki sadece dalları olan çiçeÄ?e doÄ?ru ilerledi. Masadakiler Å?aÅ?kınlıkla dönüp ona doÄ?ru baktılar. Oynadıkları masanın gerisinde sarı bir ıÅ?ıkla bezenmiÅ? Yedilerin Yeri yazmaktaydı. Retlaw onları umursamadan sigarasını kuru dallara uzattı. Aniden dallar alev alarak sigarayı yaktı. Retlaw dumanı zevkle içine çekerken ona Å?aÅ?kın Å?aÅ?kın bakan dörtlüye doÄ?ru üfledi dumanını.

    "Ne diye Å?aÅ?ırıyorsunuz sonuçta Cehennemde deÄ?il miyiz zaten ?"

    İçlerinden iri olan, sakallı dev gibi bir adam, ona doÄ?ru sert sert baktı, "Beni kızdırıyorsun sorun bu oyun oynuyoruz Å?urda !"

    "Niye hepiniz insan formundasınız hala Ira ?" diye sordu, Retlaw "Yoksa öfke mi demeliydim ?"

    �fke sinirle homurdandı.

    "Ä°Å?ten yeni geldik tatlım," dedi Ã?fke'nin karÅ?ısındaki güzel kadın, Retlaw'a bacaklarını göstererek bacak bacak üstüne attı. " O yüzden böyleydik istersen deÄ?iÅ?elim hemen."

    "Gerek yok, Asmodeus," dedi Retlaw, elini önemsemezce sallayarak. "Zaten sizi iÅ?e çıkarmaya geldim."

    "Ben de Liderimizin niye buralara geldiÄ?ini merak ediyordum. MeÄ?er bizi kullanmak içinmiÅ?, Ah senin yerinde olmayı ne kadar isterdim." dedi İçeriden kısa boylu çirkin bir cadıya benzer olan Kıskaçlık, geldi.

    "Invidia seni görmek ne hoÅ?," ded Retlaw, " Sessizce Å?urada duran Mammon ile Yine tıkınmakta olan Gula 'da burada, ya Arcedia nerde ?"

    "Ne kadar gerizekalısın ?" dedi Ã?fke sinirle homurdandı. " Miskin'in hep uyuduÄ?unu bilmiyor musun ?"

    "O zaman onu kaldırı ver Ä°ra sana zahmet ?" dedi Retlaw, "Yarına iÅ?imiz büyük, Yedi büyük günah orada olmalıyız, MahÅ?erin dört atlısına iyi bir ders verebilmek için."

    Asmodeus, güzel bacaklarını indiridi, kaÅ?ların çatıp kırmızı güzel dudaklarını yaladı, hoÅ? erkekleri ve güzel kadınları düÅ?ündü O Å?ehvetti

    Mammon'un gözleri parladı hemen ayaÄ?a kalktı, Gözlerinde fırsatçılıÄ?ın ifadesi okunuyordu. O Açgözlülük dü.

    Ä°ra, ters bir Å?ekilde homurdanarak, ArkadaÅ?ını kaldırmaya gitti, rahatsız edildiÄ?i için sinirliydi O Ã?fkeydi.

    Gula, sıkıntıyla aÄ?zına bir çikolata attı, yemek yerken rahatsız edilmekten hiç ama hiç hoÅ?lanmazdı Ã?ünkü o Oburluktu.

    Invidia, histeri ile tittredi, o da bu durumdan hoÅ?lanmamıÅ?tı, ve Retlaw'ı hiç sevmiyordu çünkü o Kıskançlıktı.

    Arcedia, yataÄ?ında huzursuz bir uykudaydı çünkü liderlerinin geldiÄ?ini hissetmiÅ?ti ama kalkmak istemiyordu Ã?ünkü o Miskinlikti..

    " Peki nereye gidiyoruz Lucifer ?" diye merakla sordu Mammon, gözlerindeki ifade hiç deÄ?iÅ?memiÅ?ti.

    "Antalyaya Mammon Antalyaya." dedi Retlaw gülümseyerek. "Bu arada bir daha bana lucifer demeyi kes yoksa dilini keserim. Bir Å?ey diyeceksen Retlaw de yeter."

    Lucifer, tehlikeli bir biçimde gülümsedi, Ã?ünkü onu hiç bir zaman küçük düÅ?üremezler kaale almamazlık yapamazlardı Ã?ünkü O Kibirdi.....

    Ve 7 büyük günahın hepsi o gün cehennemden çıktılar ve Antalyaya doÄ?ru ilerlediler....

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Thu May 06, 2010 5:48 am Reply with quoteBack to top

    Antalya sahilinde Dort Atli senzlonglara uzanmis konusuyordu. Dordu de yasli kadin gorunumundeydiler. Bembeyaz solgun cildi ile Hastalik ozellikle dikkat cekiyordu.

    Bulunduklari yer kadinlarin bolgesi idi. Oradan gecen 16 yaslarindaki bir kiz Hastalik in o halini gorunce dayanamayip "Teyze" dedi. "Derinin rengi cok solgun bir doktora gitsen diyorum."

    Hastalik bunu duyar duymaz once diger uc atliya bakti, sonra bastonunu alip, kiza bakarak Ne Diyorsun ya? Doktor diyor bana doktor diyor dedi ve kizi kovalamaya basladi.

    Yaklasik bir dakika sonra uclunun yanina dondu.

    Yahu doktor diyor bana ya... Nasil bana doktora git der... Nefret ediyorum doktorlardan... Hele son yuzyilda ne hastalik cikardiysam hepsini cozduler..

    Oyle deme Hastalik dedi Savas, Bak benim sayemde Savaslarda doktoralar biyolojik silah diye bir sey de uretiyor, yeni hastaliklar cikariyor. Bu kiyagimi da unutma...

    Basini masum masum one egen hastalik Oyle dedi, ama cogu yine de hastaliklari cozmeye ugrasiyor. Su Hipokrat Yemini diye bir sey var ya... O Egeli doktor cikardi 2500 yil once... Yani kanser etsem Hipokrati yeriydi... 25 yuzyildir unutturamadim doktorlara su yemini...

    Neyse konumuza donelim dedi Olum. Durumumuz cok ciddi. Yedi Gunah yola cikti. Yarin burada olurlar. Ne yapacagiz?

    Aslinda bize tam olarak nasil zarar vereceklerini anlayamiyorum. Kadinlarla erkekler arasinda tam olarak nasil baris yaratabilirler ki? Hirs, ofke, kibir, nefret, kiskanclik en fazla erkekler ve kadinlarin kendi iclerinde ayrilik cikarir degil mi? Eeee bu da kadin erkek savasi olmasa da baska bir savas cikarmamizi saglar. Kadin erkek arasi gerginlik de ortada kalir, bir gun gelince de yine kullanmak uzere... Hatta belki yeni savasin bile bir parcasi yapabiliriz.

    Oburluk ve Sehvet var ama dedi Hastalik.

    Oburlugu cok seviyorum ben dedi Aclik Obur insanlar hep actir.

    Evet ama Oburluk ancak erkeklerin kadinlara boyun egmesini saglar. Ama bu gercek bir baris olmaz, cunku bir zaaflari erkekleri teslim olmaya iterse erkekler icten ice hep bir ofke tasir iclerinde... Sonra gozunun onune guzel bir bedene sahip Sehveti getirerek Sehvete gelince o da gercek bir baris saglamaz diye dusunuyorum. Cunku insan birine sehvet duysa bile yine de ondan nefret edebilir.

    Ama yine de... Yuzunu burusturarak ekledi Savas, sanirim en cok cekinmemiz gereken Sehvet...

    Yontemlerinden emin olamayiz dedi Olum. Ama bildigimiz bir sey var ki, Yedi Gunah bu Evren de yaratilmis herseye karsi gelebilirler. Bize bile...

    Her zaman hic alismadigimiz yontemleri kullanirlar, ve onlar olmadan bile Baris ve Sevkat gibi karsimizda yer alanlar var. Tek avantajimiz Kiyamet in bize verdigi gucler... Sonra bir soluk aldi, ve Akdeniz'in sakin sularina dogru bakarak ekledi Yine de bu cok ciddi bir durum, gerekirse Olum un bile olaya karismasi gerekebilir.

    Ama dikkatli ol dedi Savas, Olum Barisi da getirebilir unutma...

    Evet dedi Olum dikkatli olacagim. Ama durumun ciddiligini dusunerek liderligi aliyorum Savas dedi. Buraya kadar iyi yonettin ama artik benim tecrubeme ihtiyac var.

    Savas cok mutlu degildi hafifce yuzunu de burusturdu. Ama Olum hakliydi.

    Tamam dedi...

    Oyle ise simdilik bekleyecegiz dedi Olum ne yapacaklarini gorecegiz? Ne yaparlarsa yapsinlar bunun BIZIM isimize yaramasini bir sekilde saglamak zorundayiz.

    O aksam Kadinlar Konseyinin Fransiz Temsilcisi Jean Chiron etkileyici bir konusma yapti.

    Bakin dedi gelen kadinlara. Erkek Mahallelerinin ve Kadin Mahallelerinin farkini gordunuz hepiniz. Tum bu olanlar gostermiyor mu? Kadinlarin erkeklerden cok daha ustun bir medeniyet kurabildiklerini tek basina... Insanligin eserlerinde asil buyuk payin kadinlarda oldugnu gostermiyor mu? Yarin biz kadinlar insanligin yarattigi bu medeniyette yuzyilardir hak ettigimiz onurlu yeri alacagiz. Birileri arka planda olacaksa onlar erkekler olacaktir. Turkiyede yasananlar bunu onlara ogretmedi ise aynisi yakinda Tum Dunyada yasanacak...

    Dinleyen kadinlarin heyecanli yuzlerine bakarak ekledi. Dunya Kadinlarinin Hak Ettigini Almasi Icin dedi yumrugunu yukari kaldirarak.

    Eveeet Yasaaaa diye bagirdi salonda bulunan diger tum kadinlar... Fatma Gunal yaninda bulunan Afrikadan, Asyadan Avrupa ve Amerikadan gelmis onca kadina bakti. Jean in yaninda en ser konusanlardan biris Senegalden gelen Naomi idi... Olmaz denen oluyordu, Dunya kadinlari haklarini aramak icin birlesiyordu. Antalyanin kuzeyindeki Karanlik Bey Daglarina bakti... Bu ismin ne kadar ironik oldugunu dusundu gulumsedi...

    Antalyaya giderek yaklasan Yedi Gunahtan da habersizdi.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Thu May 06, 2010 10:38 am Reply with quoteBack to top

    "Invidia, ilk sen git kadınların arasında çekememezlik oluÅ?tur, Kadınlar özellikle kadınları kıskanırlar bu en büyük ayrılık olacaktır kadınlar için ve erkeklere dönmelerini saylayacaktır." dedi Retlaw, gülümseyerek, biricinci kozunu sahaya sürdü, bekliyordu. MahÅ?erin dört atlısı KıskançlıÄ?ı hiç hesap etmeyeceÄ?ini düÅ?ündü.

    Ä°nvindia, yaÅ?lı bir kadın görünümünde bütün, kadınların arasında dolaÅ?tı, Birden bire Fatma hanımın neden onların baÅ?kanı olduÄ?u konusunda, tartıÅ?malar baÅ?lattılar, bu yeni ortaya çıkan liderlik konusununda, büyük tartıÅ?malar patlak verdi. Fransizlar neden lider türk biz daha büyük bir milletiz diye söyleniyordu. TartıÅ?malar gittikçe Å?iddetleniyordu.

    "Biraz ortama doz at Ä°ra." dedi Retlaw gülümseyerek, Ã?fke homurdanarak ilerlerken, Retlaw ekledi. " Dört aptal atlı sadece duyguları arttıracaÄ?ımızı, düÅ?ünmekle hata ettiler, Onların erkeklere duyduÄ?u öfkeyi azaltıp o öfkeyi birbiri arasına yönelt Ä°ra, Kadınlar öfkeden kudursun ve erkeklerine dönsünler.Aynı Å?eyi erkeklere de yap."

    Ã?fke ilerleyerek Retlaw'ın dediklerini yaptı kavga Å?iddetlenmiÅ? diÄ?er dünya ülkelerinden gelen kadınlar, çekip gitmeye baÅ?lamıÅ?tı. Ã?te yandan Memmon, Gula ve Asmeoeus, erkeklerin zihinlerine kadınlara sahip olmamanın boÅ?luÄ?unu, yaptıkları yemeklerin ne kadar güzel ve hoÅ? olduÄ?unu, ve cinsel tatminsizliklerini hatırlattılar, Ve Retlaw gülümseyerek yakılıp yıkılmıÅ? konfersansta ilerleyerek, ilk büyük melek olma gücünü kullandı, aynı anda bütün tartıÅ?an kadınlara ve erkeklere bir an için gururu bırakmalarını telkin etti sessizce.

    Ve o gün akın akın evlere geri dönüÅ? baÅ?ladı, konfersanta çoÄ?u eÅ? birbirilerine sarılarak konferastan ayrıldılar,çocuklarını alıp evlerine yerleÅ?meye baÅ?ladılar. Artık çoÄ?u kiÅ?i bu tartıÅ?manın aptallıÄ?ına gülüyordu, çünkü özür dileyip gururu bırakmıÅ?lardı. bu retlaw'a çok acı verse de,gelecek günahlar için bir yatırım görevini görüyordu.

    Retlaw, Arcedia hariç diÄ?erler iblisleri bütün tartıÅ?an kadınlar ve erkekleri bulmaları için yolladı, "Hepsini telkin edin bir daha bu sorun çıkmasın kadınları ve erkekleri birbirine baÄ?layın, unutmayın biraz Å?eytanlıÄ?ınızı kullanın." dedi o donuk gülümsemesiyle,

    "Ya ben ne yapacaÄ?ım peki , patron." dedi Arcedia, esneyerek, belli ki ayakta durmaktan yorulmuÅ?tu,

    " Sen benim tedbirimsin." dedi Retlaw "Bizimkilerin atladıÄ?ı bir kaç kiÅ?i olabilir ya da hala erkeklerden nefret eden grup liderleri de olabilir bu ve bunun gibi sorun çıkarabilecek insanları, bul onları öyle, TembelliÄ?e batırki bir daha konferansmıÅ?, yok savaÅ?mıÅ? devrimmiÅ? gibi Å?eylerle uÄ?raÅ?masınlar."

    Arcedia, görevi aldıÄ?ı anda esnemesi kesildi, görevi aldıÄ?ı anda miskinliÄ?i uçar giderdi. Anında Retlaw'ın yanından kayboldu. Retlaw ters devrilmiÅ? bir sandalyeyi düzelterek oturdu bir sigara yaktı. BakıÅ?larını karÅ?ısındaki giriÅ? kapısına doÄ?rulttuÄ?unda beyaz takım elbiseli adamı görünce Å?aÅ?ırdı.

    "Ah Pax, seni beklemiyordum." dedi Retlaw gülerek., "Dört atlının kuduz gibi üzerime saldıracaÄ?ını sanıyordum."

    "Bana niye Latince sesleniyorsun Å?eytan," dedi BarıÅ?, Retlaw'a tepeden bakarak, "Bu iÅ?e neden karıÅ?tın ?"

    "Lütfen bana Retlaw de," dedi siyahlı adam, "Latince kulaÄ?ıma daha hoÅ? geliyor, ayrıca bir melek olarak da adın buydu deÄ?il mi ?"

    "Ã?yleydi," dedi BarıÅ? sakince, "Senin yardım etmene Å?aÅ?ırdım doÄ?rusu."

    "Sinirimi bozdular," dedi Retlaw, gülümseyerek, "Bilirsin sinirim bozulunca, herkese karÅ?ı çıkabilirim."

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat May 08, 2010 4:30 am Reply with quoteBack to top

    Aspendos Tiyotrosu'nun kralin kizina asik bir mimar tarafindan yapildigindan bahsedilirdi. Oylesine insaa edilmist ki, tiyatronun en alt bolumunde fisiltiyla konusan birisinin cumleleri en yukarida oturanlar tarafindan bile duyulabilirdi. Cok sukur ki, Antalya'da olanlari fark ettiklerinde Olum un liderliginde hizla buraya gelen Dort Atliyi kimsenin duymasi mumkun degildi.

    Tiyatronun mermerlerinin uzerine serdikleri gazetelere oturmus siradan belki biraz fazla titiz ziyaretcileri andiriyordu Dort Atli, ama konustuklari konu ciddiydi.

    Yedi Gunah yarattigimiz catismayi bitirmeyi basardi dedi Hastalik mimizlanir gibi bir ses tonu ile...

    Hakli dedi Savas Acikcasi bu kadar hizla bu catismayi sona erdirmelerini beklemiyordum. Insanlarin icindeki gunahlari azaltmalari gercekten supriz oldu.

    Surpriz oldu evet dedi Olum. Ama unutmayin onlarin gucu biraz da insanlarin gunahkarligina baglidir. Dolayisi ile azalttiklari gunahlarin yerine yenilerini yaratmalarini en azindan bir yere kadar bekliyordum. Beni sasirtmadilar.

    Erkeklerin ve kadinlarin birbirlerine karsi ofkesi, kiskancligi... Erkeklerin duydugu oburluk hissi, sehvet acgozluluk duygulari ve de....

    Ve de evet her seye ragmen Dunyadaki tum erkek ve kadinlarin birlesmesi gerektigine inananlarin yasadigi tembellik...

    Bunlar bizim ne isimize yarayacak ki diye sordu Hastalik...

    Tum bu duygular diye acikladi Olum Bir savasin cikmasi olumun acligin ve hastaliklarin yayilmasi icin birebirdir. Yeter ki onlari dogru sekilde kullanabilelim. Kadinlarla erkekler arasinda bir savas imkansiz hale gelmis olabilir. Ama unutmayin Corum ve Sivas'ta toplanmis 20000 kadin ve erkek var. Bu insanlar Dunyanin en unlu kisileri digerlerini en cok etkileyecek kisiler, ki cogu zaten Dunyanin her yerindeki kadin ve erkeklerle secilmisler.

    Ve eger onlarin duygudugu ofke ve kiskancligi bir catismaya donusturebilirsek dedi Savas. Ulkelerine donduklerinde tarihin en muazzam savasini baslatabilirler.

    Diger tum savaslardan daha delice tum Dunyaya yayilmis neredeyse hicbir mantik ve anlam icermeyen bir savas. dedi Olum. Iclerindeki ofke ve kiskancligin tum diger anlamlari orttugu o nedenle insanlarin ne icin carpistiklarini bile bilmedikleri bir savas.

    Iste bu gercekten ilginc bir durum olur dedi Hastalik.

    Evet dedi Olum. Aslinda senden de ozel bir sey isteyecegim Hastalik dedi Olum. Cok ozel bir hastalik tasarlamani istiyorum. Her seyden once tedavisi olmayan hicbir hastalik yaratamayiz biliyorsun bu bize yasaklanmistir. Senden zaten ilaci bilinen ama artik hicbir yerde uretilmeyen bir hastalik yaratmani istiyorum. geriye cok az ornek kalmis olsun ilactan. Hastalik tum Dunyaya yayildiginda mevcud Dunaynin her yerindeki tum ilac fabrikalarinda bir ayda en fazla on bin sise uretebilsinler... Yani mevcud ilacin uretimi cok pahali olsun.

    Oysa dedi Hastalik, Dunyanin her yerinden gelen insanlara bulastiracagim bir hastalik ilk haftada bile yuzbinlerce kisiye yayilir sonra da milyonlara... Bunu sevdim dedi Olum e Hastalik... Orta Cagdaki Kara Vebadan beri kendimi hic bu kadar genc hissetmedim.

    Simdi dedi Olum hizli olmaliyiz. Basarimiz biraz da hizimiza bagli... Ayni anda hem Corum'da Dunya Erkekler Birliginin toplanma yerinde, hem de Sivas'ta Dunya Kadinlar Birliginin toplanma yerinde olmaliyiz. Ama erkekler daha onemli.... Ama her seye baslamadan once yine de son bir sey var bilmenizi istedigim

    Nedir o? diye sordu Savas Olume.

    Olumse anlatti. Diger Uc Atliya birden anlatti.

    Bundan sonra olaylar hizli gelisti. Corumda ve Sivas'ta toplananlar tum kiskanclik ve ofke krizleri patlak verdiginde birkac dakika icinde icinde bulunduklari sehri terk edecek durumda degillerdi. Hazirlanmalari ulasim icin bir yol bulmalari gerekiyordu. Ve bu arada Olum Aclik ve Savas hizla calismaya basladilar.

    Aclik ozellikle aralarinda kiskanclik ve ofke hissi olan erkek ve kadinlar bir arada yemek yedikleri saatlarde iclerindeki aclik hissini arttiriyordu. Konferansta tum yemekler toplu yapiliyordu. O nedenle yemekleri paylasirken erkek ve kadinlarin arasinda kavgalar cikarmak kolaydi.

    Ama zaten yemek saatleri disinda da her yerde her an kadin ve erkeklerin arasinda kavga vardi. Ve Savas bu kavga duygusunu daha da tesvik ediyordu. Ulasim sorunun cozulmesi bir gunden fazla zaman alinca kiskanclik ve ofkenin yarattigi kavgalarin fiziksel catismalar donmesi zor olmadi.

    Burada da Olum devreye girdi. Fiziksel Kavgalarda zaten insanlarin artik Ofkeden en cok gozunun dondugu anlarda farkli ulkelerin ya da ayni ulkelerin farkli bolgelerinden olan insanlarin kavgalarinda kadin ve erkeklerin olmesine on ayak oldu. Artik Dunyanin neredeyse her ulkesinden gelen gruplar baska ulkelerden gelenler histeri duzeyinde bir ofke duyuyordu, hatta cogu ulkeden gelenler kendi iclerinde bolunmus farkli bolgelerden olanlar birbirleri ile kavgali olmustu.

    Tum bu kavgalarsa kameralarla tum Dunyaya duyuruluyor. Dunyanin her ulkesindeki insanlar en cok sevdikleri en cok ornek aldiklari erkek ve kadinlarin kavgalarini kimi zaman olumlerini izliyor, kavgalar catismalari, soylemler tum Dunyaya yayiliyordu.

    Ama bir istisna vardi. Kucuk bir istisna... Ortadogu, Balkanlar, Orta Asya ve Kafkas Bolgesinden gelenler arasinda tuhaf bir sekilde bir dostluk gelismeye baslamisti. Belki de yillardir onca savasin ve gerginligin yasandigi bu bolgenin insanlari tum Dunya Savas a dogru gittigi sirada bir anda kendilerine gelmislerdi. Ama belki Dort Atlinin da burada bir rolu vardi. Ornegin tam da Filistin temsilcisi kadin Israillilere kendi yaptigi tatlilardan ikram edecekken, Israillilerin aclik hissi bir anda kuvvetliniyor dolayisi ile Israilliler Filistinliler arasinda bir dostluk duygunun olusmasi mumkun hale geliyordu. Ya da Fransiz Erkekleri Sirplara saldirdiginda Bosnalilar Sirplara yardim edip kurtariyor ve iki grup arasinda bir kardeslik hissi olusuyordu. Yavas yavas Dunyanin en cok catisma gormus bolgesinden gelenler geri kalan bolgelerden gelenler arasinda bir ofke histerisi gelisirken hic olmadiklari kadar sagduyulu hale gelmeye baslamislardi.

    Neden bunu yapiyoruz diye sordugunda Aclik.

    Cunku demisti Olum... Isimizi dogru olarak yapmamiz icin Dunyanin geri kalani savasa tutustugunda bir Baris Bolgesi gerekli bize... Ve bugunku kosullarda baris bolgesi icin en dogru secim. Ortadogu Balkanlar Kafkasya ve Orta Asya yi kaplayan bolge... Ve elbette bu bolgenin merkezindeki Turkiye...

    Bir hafta sonra Sivas ve Corumdaki tum kadin ve erkekler evlerine donmustu. Ama ofke histerisi tum ulkelere yayilmis bir dusmanliga donusmustu. Almanya Italya ve Ingiltere'deki insanlar ile Fransa, Ispanya ve Baltik Devletleri'deki insanlar devletlerinin birbirlerine savas acmasini istiyordu. Polonya Cekya ve Slovakyayla Savasin esigindeydi. Ukrayna, Estonya, Litvanya, Beyaz Rusya ile Rusya arasinda gerginlik cikmisti. Ama Rusya asil Cinle de Savasin esigine gelmisti.

    Cin le savasin esindeki bir ulke de Hindistandi, Japonyadaki insanlar ise Cinle birlikte Hindistan ve Rusyaya savas acilmasini istiyorlardi. Avusturalya Cinhindi Bolgesi ve Okyanusya devletlerine savas acmak uzereydi.

    Dunyanin en buyuk askeri gucu ABD ikiye bolunmustu. Kaliforniya, Utah, Yeni Meksika, Arizona, Teksas gibi bir cok Guneybati eyaleti ABDden ayrilmak gerektigini savunuyor. Washingtonda ise boyle bir seyin savas anlamina geleceginden bahsediliyordu. Ayrilacak eyaletler kendilerine Kuzey Meksika Bolgesi diyordu. Meksika da bu eyaletlerle birlikte ABDye Savas ilan etmek uzereydi. Kanada ise ABDnin yaninda Meksikaya karsi savasa girecekti.

    Guney Amerikada ve Orta Amerikada Arjantin ve Brezilya arasindaki gerginlik tum kitaya yayilmis ve devletler bu iki ulkeden birisinin yaninda yer almislardi.

    Afrika ulkelerinden Libya Italyaya, Tunus, Cezayir ve Fas Fransaya savas ilan etmisti. Geri kalan Afrika ulkelerinde Misir haricindekilerin hepsi birbirleri ile savas halindeydi.

    Fransa'da ayrica Guney Fransizlar ve kuzey Fransizlar birbirlerine karsi sert soylemlerle ortaya cikiyorlar ve ulke bir tur ic bolunme yasiyordu. Benzer sekilde Rusyada yasayan Ukraynali ve Beyaz Rusyalilar, Ingilteredeki Irlandali ve Iskocyalilar, New Yorktaki Guney Bati Amerikalilar bu ulkelerdeki ve sehirdeki diger insanlarla giderek catisma noktasina dogru gidiyordu.

    Cinde de aralarinda aslinda cok kucuk bir ideolojik fark olan olan iki parti Kuomang ve Kutamang taraftarlari birbirleri ile catisma esidindeydi. Paris, Londra, New York, Moskova ve Pekin'in bazi mahallelerinde catismalar meydana gelmisti. Catismalarda olumler de yasanmis ve bu olumler tepkiyi daha da arttirmisti.

    Tum bunlar meydana gelirken bir ay kadar once Dunya Kadinlar Birligine sahiplik etmis Sivasta bir konferans toplaniyordu.

    Bu konferansta, Iran, Irak, Suriye, Israil, Filistin, Misir gibi Ortadogu devletleri, Kuzey ve Guney Kibris, Yunanistan, Sirbistan, Bosna, Kosova, Macaristan gibi Balkan Devletleri, Afganistan, Kazakistan gibi Orta Asya Devletleri, ile Ermenistan Azerbaycan gibi Kafkas Devletleri aralaridaki tum sorunlari donduruyor. Ve karmasaya giden Dunyada 10 yil boyunca gecerli olacak bir baris ve saglik, teknoloji, altyapi ve daha nice alanda gecerli olacak bir isbirligi anlasmasi imzaliyordu. Bu bolgede 100 yildir devam eden nice sorunlar ilk defa cozume bu kadar yaklasiyordu. Bunun icin Dunyanin geri kalaninin bir cilginligi yasamasi gerekmisti demek ki...

    Konferans'i Cifte Minareli Menderse'nin balkonundan izleyen Baris hic beklemedigi sirada kardesini arkasinda buldu...

    Evet kardesim dedi Savas Barisa... Ne kadar birbirimize ters de olsak yine de kardesimsin sonucta. Ben de sana hediye vermek istedim.

    Neden? diye sordu Baris. Once Retlaw. Sonra da sen niye alabileceginizin tamamini almiyorsunuz? Niye bu ulkeleri de savasa sokmadin sen?

    Cunku kardesim. Bir yerlerde sicak yataginda savasi izleyenler olmadan benim icin savasin anlami olmaz.. Cunku kardesim ben ne kadar Savaslardan guc alsam da insanlara bir secenek oldugunu hatirlatmak isterim. Cunku kardesim her zaman son ana kadar bir dengenin var olmasina izin vermek bizlerin hepimzin var olus sebebidir. Sadece ve sadece Retlaw ve diger alti gunah bu sebebin disindadir. Ve o nedenle kardesim sana bir daha onunla konusurken dikkatli olmani oneririm.

    Baris hicbir sey demedi. Belki de boyle bir gun ve anda en dogrusu konusmamakti.

    Icki ister misin diye sordu Savas Baris a. Kardesinin hayir dedigini gorunce de guldu kendi kendine... Sen hic elindekinin degerini bilmedin dedi ve Medresenin kapisindan cikip Savasa dogru giden Dunyanin ufak bolumunde barisi yasatan konferansi izleyen kardesini kendi dusunceleri ile bas basa birakti..

    Retlaw tum olanlari izliyordu. Olanlari engelleyebilirdi. Buna gucunun yetecegini biliyordu. Ama tum Dunya bir ofke, kiskanclik ve nihayet kibir histerisinde yuzerken, Retlaw hic olmadigi kadar gucluydu. Ve evet insanlarin bu gunahlarin icinde yuzmeleri onun kendisini hic olmadigi kadar iyi hissetmesini sagliyordu. Kadin erkek catismasi ayri bir seydi. Dunyanin neredeyse her ulkesindeki insanin neredeyse hicbir mantikli amac olmadan ofke kiskanclik ve kibirle birbiri ile catismasi... Bu daha farkliydi...

    Dort Atlinin istedigi oldu diye dusundu bir an bu ona huzursuzluk verdi. Ama sonra yine dusundu. Dort Atli neydi ki sonucta. O Retlaw di dort atliyi istedigi zaman durdurabilirdi. Hele bu savas tam anlami ile ciktiginda gucu oylesine artacakti ki, simdilik o dort aptalin istedigi olsundu.... Retlaw bekleyebilir hatta belki onlara yardim edebilirdi...

    Dunya bir yandan kaosa giderken... Bir yandan neredeyse Dunyanin her yerinde tuhaf bir hastalik belirmisti. Bir tur mide hastaligi gibiydi. Ilk basta hafif bir sey oldugu dusunulmustu. Ama hastanelere basvuranlarin sayisi giderek artiyordu. Ve ciddi bolumu de hastanelerde tedaviye alinmisti.

    Tuhafti, ABD ve Fransa da ulkedeki ofke histerisi agir hastalar arasinda bile fiziksel kavgalarin cikmasina neden olmus ve olenler olmustu. Ulkelerin ordulari sinirlarda ucak filolari havaalanlarinda bekliyordu. Fransa, ABD, Ingiltere, Rusya ve Cinin sehirlerinde her gun gittikce siddeti artan catismalar yasaniyordu. Acligin da yonlendirmesi ile insanlar marketler hucum etmis ve alabildikleri kadar besini depolamislardi... Ama cogunun evlerinde sadece bir buzdolabi vardi, aldiklari yiyeceklerin cogu birkac gun sonra curumeye baslayacakti.

    Ve tum bu kaosta doktorlar bu yeni hastaliga bri cozum bulmaya calisiyorlardi...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Fri Jul 02, 2010 8:25 am Reply with quoteBack to top

    "Ne yapacaÄ?ız ?" diye söylendi karanlıkta bir ses,

    "Bilmiyorum çok da umursamıyorum açıkcası." dedi diÄ?er bir ses bir gece lambası yaktı.

    "Dünya savaÅ?a gidiyor ama ?" dedi ilk ses, itiraz halinde

    " O haklı dedi." odadaki üçüncü ses "Å?u durumda bu bizi ilgilendirmez."

    Gece lambasının ıÅ?ıÄ?ında solgun görünen ikinci ses gülümsedi, sadece mavi gözleri bir an için parlamıÅ?tı.

    "Benim zamanım henüz gelmedi, niye beni buraya çaÄ?ırdınız anlamıyorum ?" dedi odadaki dördüncü ses.

    "O da haklı." dedi üçüncü ses tekrardan, gözlüÄ?ünü tek parmaÄ?ıyla yukarı kaldırırken. " Onu ne diye çaÄ?ırdınki."

    Ä°lk ses ıÅ?ıÄ?a doÄ?ru yürüdü uzun boylu yakıÅ?ıklı sarıÅ?ın bir adamdı. " Ã?ünkü barıÅ? bizden yardım istedi, ben baÅ? melek olarak siz üst melekleri buraya çaÄ?ırdım."

    "Ah Mikeal, Micheal, Michel, ya da kendine ne diyorsan." dedi ikinci ses, "Biz ne yapabiliriz ki mahÅ?erin dört atlısı geçmiÅ? harakete, üstelik içlerinden bir tanesi bana hesap veriyor, durum kontrol altında yani."

    "DURUM KONTROL ALTIN DA MI ? Å?u an dünyanın durumuna bir bak istersen, ölüm kayıtlarını, inceledim aralarında vadesi gelmeden ölenler var yaptıÄ?ın iÅ? bu mu Azrail." diye kükredi Mikhail, "Hepiniz kendinize gelin biraz."

    Azrail'in suratı bir an öfkeyle çarpıldı, lambanın gerisine gidip,karanlıÄ?a karıÅ?tı.

    "Kontrol edecek." dedi, dördüncü ses " �yledir o bilirsin."

    "Etsin de görsün," dedi sinirle...

    "Azrail'in sorulacak hesabı olabilir belki ama bizim bunlarla ilgimiz yok, birimizin görevi bitti diÄ?erinin görevine ise daha vakit var." dedi üçüncü ses.

    "Siz... anlamıyorsunuz...." dedi Mikhail, "Belki de daha üst mercilere baÅ?vurmalıyım."


    ******


    Retlaw bir sigara yaktı, gazate okuyordu. En sonunda Amerika iç savaÅ?a girmiÅ?ti, daha çok ölüm daha çok vahÅ?et aha çok günah, olabilecek en güzel Å?eydi bu

    "ıra." dedi yanındaki koltukta uzanan iri adama.

    "Hıı" dedi öfke sinirle Retlaw'a baktı.

    "�ocuklara söyle, duygu limitini standarta indirsinler, gökyüzündeki büyüklerin dikkatini çekmek istemeyiz."

    Ã?fke homurdanarak çekip gitti. Retlaw gazeteyi katlayıp bir köÅ?eye koydu. Bütün iÅ?leri o dört aptal atlı baÅ?latmıÅ?tı, gökyüzündekiler bu durumu fark ederlerse suçu onların üstüne atacaktı tabi ki... KaÅ?ınan onlar olmuÅ?tu hatta kendisi onları durdurmaya bile çalıÅ?mıÅ?tı....

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Thu Oct 21, 2010 1:58 pm Reply with quoteBack to top

    "Bir sonraki asama..... "

    Paris in unlu kafelerinden birinde oturan dort alimli hanimdan birisi idi bunu diyen. Baslayan savas Dunyada, ve bu arada Fransa'da da bircok sehre buyuk zarar vermisti. Yine de ulkeler kimi buyuk sehirlerini yikimlardan korumayi basarmislardi. Cunku bu sehirlerin ayakta durmasi ulkelerdeki insanlarin morellerini korumasi icin cok onemliydi.

    Evet alimli hanim, yani daha dogrusu alimli bir hanim kiligin girmis Savas da tam da bundan bahsediyordu.

    Bir sonraki asama, insanligin barisa olan inancini yikmak, onlarin bu kaosun artik onlenemeyecek duzeye geldigine inanmasini saglamak. diye devam etti.

    Iyi de Dunyada hic savasin olmadigi bir baris bolgesi olurken bunu nasil basaracagiz? diye sordu Aclik.

    Sorun degil, dedi Savas. Insanlarin en sevdigim yani belli guc simgelerine cok fazla anlam yuklemleri. Guclu olduklarina hic yikilmayacagina inandiklari bir sey yok oldugunda alt ust oluyorlar. Ve en fazla anlam yukledikleri guc simgeleri de muhtemelen sehirler. Bir iki saniye durup ekledi. Roma sehrinin yikilisini hatirlarsiniz.

    Nasil hatirlamam, dedi Hastalik kanalizasyon sistemleri temiz su kaynaklari yok olmustu. Kiyamete en cok yaklastigimiz zamanlardan biri idi sanirim.

    Evet dedi Savas, cunku Roma hic yikilmayacak bir sehirdi, ve o yikildigi an, insanlarin buyuk bolumu Dunyadaki tum duzenin yikildigina inandilar. Ustelik de o zaman Romanin cokusunu Dunyaya duyuracak televizyonlar, bilgisayarlar da yoktu.

    Nereye geleceksin? diye sordu Olum.

    Suraya gelecegim dedi Savas. Bugunku Dunyada da boylesi guc simgesi sehirler var, guclu devletlere ait, ve bu devletlere ait gucun simgesi olmus sehirler. Bu sehirlerin en yikilmaz olanlari bir anda hep birlikte coktugunde bu baslayan kaosun tersine cevrilebilecegine insanlarin inanci cok azalacaktir. O nedenle Dunyanin savasin icine cekilmis bolumlerinde, insanlar ya savasa teslim olacaklar ya da umutsuzca barisin oldugu bolgelere kacmaya calisacaklar. Boylece biz de son asamaya gecebilecegiz.

    Hangi Sehirler peki sence bugun Dunyadaki gucun simgesi olan sehirler? diye sordu Aclik.

    Bes sehir dedi Savas. New York, Londra, Moskova Pekin ve de....

    O anda oturduklari unlu Fransiz Kafesini titreten kulaklari sagir edecek kadar guclu bir patlama sesi duyuldu.

    Evet basliyor dedi Savas. Besinci sehir Paris.

    Guney Fransa hareketinin lideri sehrin dort bir yanina yayilan adamlarina talimat vermekle mesguldu. Birkac gun once Marsilyadaki isyani bastirmak icin Fransa bu sehri bombalamisti, simdi onlar bu saldirinin intikamini alacaklardi, hem de Fransanin kalbini yok ederek, gun bugundu. Konkord Meydana dogru ilerleyeceksiniz dedi bir gruba, etraftaki tum mahalleleri yakip yikin, hayir esir almayin. Sonra diger gruba Lurve muzesini siz ele gecireceksiniz dedi, tum sanat eserlerini yok edin hicbirine ihtiyacimiz yok. Sonra ucuncu gruba, evet dedi, sizin goreviniz Eyfel Kulesi... Evet sembolik bir hedef ama onemli... Evet O KULE YIKILACAAAAK. Tamam haber bekliyorum sizden...

    Ayni anda New Yorkta Vahsi Batililar adi verilen bir grup Harlem uzerinden Manhattan a dogru yuruyordu. Sehirde yillardir ertelenen catisma baslamis gibiydi. Polis ve asker bu boyutta bir isyan beklemiyordu. Times Meydani savas alanina donmustu. Isyancilar binalarin icine giriyor ve temellerine patlayicilar yerlestiriyordu, gokdelenler buyuk bir gurultu ile yikiliyordu.

    Londrada olaylar Parlemento binasinin onunde toplanan bir Iskoc ve Irlandali grup baslatmisti, Ingilizlerin arasina karistiklari icin bu grubu fark etmek mumkun olmamisti. Simdi Parlemento coktan harabeye donmustu, grup Buckingham Sarayina girmeye ugrasiyordu. Ingiliz Mahallerinin cogu savas alani idi.

    Pekin de o gune kadar iki grup catismayi onlemeyi basarmisti. Ama bir anda Yasak Sehirde baslayan tartisma buyuk bir catismaya donusmustu. Iki grubun da uyeleri sehrin her yerinde catismaya katilmisti. Yasak Sehir buyuk olcude yangin yeri gibiydi.

    Moskovadsa Ukraynalilar, Kremlin basta olmak uzere belli basli binalari kundaklamisti. Simdi bu binlarin alevleri altinda moskovanin her mahallesindeki her evi yikmaya calisiyorlardi.

    Birkac saat sonra Dunyanin her yerine haberler gelmeye baslayacakti, Moskova, Paris, Londra, Pekin ve New York yaniyordu. Dunyanin en yikilmaz zannedilen bes sehri ayni anda cokmustu. Icinde milyonlarca insan barindiran bu sehirlerde hayatta kalabilen insan sayisi onbinlere dusecekti. Kentlerin anitsal binalari da harabeye donecekti.

    Dunyanin baris bolgesinde yasayanlar bile bu haberi dehsetle izleyeceklerdi. Ustelik de bu haberi bir kotu haber daha eklenecekti. Dunyanin en iyi doktorlarini barindiran bu ulkelerin sehirleri cokerken, Dunyayi saran hastaliktan dunyanin farkli yerlerinde yasayan binlerce insan olmeye baslamisti, tek bir gunun icinde... Ustelik de bu sadece baslangicti.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Thu Oct 21, 2010 6:20 pm Reply with quoteBack to top

    Haberler gittikçe yayılıyordu, savaÅ? ve kan ölen onca insan iÅ?lenen bunca günah, Retlaw gazetesini okuyordu. Å?u durumda olmaması gereken Å?eyler oluyordu ve bunun onunla bir baÄ?lantısı yoktu. O yüzden Napolinin bir kasabasında kahvesini yudumluyordu sadece BeÅ? Å?ehirde oluÅ?an tahribat yıkım ve ölüm acaba Pax bu konuda ne yapacaktı. BarıÅ? bölgeleri oluÅ?turmaları çok ironikti... OrtadoÄ?uda barıÅ? avrupada savaÅ? buna ancak aptallar kanardı.

    Gazetesinden baÅ?ını kaldırıp baktıÄ?ında gölgeler içinden birininin yanına geldiÄ?ini gördü karanlık yüzünde derin bir öfke vardı.

    "AnlaÅ?mamız vardı sen onu bozdun," dedi sert bir sesle masaya yumruÄ?unu vurdu, masa ikiye ayrıldı. Karanlıın gücü öfke öfke kabarıyor adamın üzerinde kukuletalı bir pelerin oluyor gibiydi.

    Retlaw ayaÄ?a kalkarak iki adım attı. " Bir tek tırpanın eksik Uriel, olanların benle ilgisi olup olmadıÄ?ını nerden çıkardın. "

    "Lucifer ya da Å?eytan kendini hangi adla çaÄ?ırıyorsan Dört atlıdan sonra senin hesabını sormaya geleceÄ?im..." dedi ve gözden kayboldu....

    Retlaw Å?aÅ?kınlık içinde orada kalakaldı. Azrail'le anlaÅ?masını bozacak hiç bir Å?ey yapmamıÅ?tı. kuralları bozan onlardı sadece, Azrail'Ä°n bu tavrı meleklerin ona karÅ?ı tavır alması demekti. Mikhael bunu biliyordu ki tepesine bunu göndermiÅ?ti...

    Ä°blislerle meleklerin savaÅ?ı baÅ?lıyor gibi görünüyordu, Ã?stelik vaktinden önce, hepsi bu salak dört atlı yüzündendi, duyguları geri çekmekte çok geç kalmıÅ?tı, oyun üzerine oyun, ayaÄ?a kalktı tuvalete gitmek ister gibi kapıya doÄ?ru yürüdü kapıyı açıp kapadıÄ?ında cehennemdeydi...

    Yapılacak iÅ? çoktu.......

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat Oct 23, 2010 4:15 pm Reply with quoteBack to top

    Sidney Opera binasının yıkıntılarının üzerindeydi SavaÅ?. Moloz yıÄ?ınlarının arasında, Å?ehrin farklı yerlerinde insanlar yiyecek bir parça yemek bulmak için uÄ?raÅ?ırken o lüks bir otelin salonundaymıÅ? gibi kahvesini içiyor ve tatlısını yiyiyordu. Belki de en kendine özgü yanıydı SavaÅ?'ın ortalık karıÅ?tıkça o daha da sakinleÅ?ir, sanki her Å?ey her zamankinden normalmiÅ? gibi davranırdı. Ama bu defa her Å?ey normal deÄ?ildi.

    Uzaktan beliren Ä°skelete benzeyen meleÄ?in giderek kendisine yaklaÅ?masını bekledi. Melek yeterince yaklaÅ?ınca, Ah dedi Azrail, yine her zamanki gibi çok Å?ıksın. Kahve alır mısın bu arada dedi, içinde kahve bulunan termosu göstererek.

    Sen dedi, Azrail SavaÅ?'a, DuyduÄ?um kadarı ile Atlıların liderliÄ?ini üstlenmiÅ?sin SavaÅ?. O halde her Å?eyin sorumlusu sensin.

    Eh Ã?lüm son derece iyi bir lider aslında, hala da resmen liderimiz o. Ama insiyatifi bana verdi bu seferliÄ?ine. Sana çok benzediÄ?ini söylemiÅ? miydim bu arada Ã?lüm'ün.

    Sözlerimi çarpıtma sakın SavaÅ?. Ne yapmaya çalıÅ?ıyorsunuz? Ã?lüm listelerini kontrol ettim. Ã?lmesi gerekenden çok daha fazla insan ölmüÅ?. Sayıları da giderek artıyor. Söyle ne yapmaya çalıÅ?ıyorsunuz.

    O anda dev bir patlama sesi duyuldu. Sidney Å?ehrinin insanları arasındaki savaÅ?.

    Ne yapmaya çalıÅ?ıyorduk diye sordu SavaÅ?, kendi kendine düÅ?ünüyormuÅ? gibi görünerek. Ha hatırladım. Sanırım Azrail, biz kıyameti getirmeye çalıÅ?ıyoruz. Evet dediÄ?in gibi son zamanlarda çok insan öldü, sayıları da giderek artıyor. Ne dersin, acaba kıyamet yakın olabilir mi?

    Ben Azrail'in SavaÅ?, siz dört atlı bana karÅ?ı gelemezsiniz.

    Yanılıyorsun Azrail. Sen, ve diÄ?er melekler sizlerin sorumluluÄ?u bu Dünya'nın düzenini saÄ?lamak... Bizler ise zamanı geldiÄ?inde bu Dünya'nın sonunun gelmesine katkı saÄ?lamak için buradayız. Görevlerimiz farklı Azrail. Yoksa neden, sen varken aramıza bir Ã?lüm daha eklesinler ki.

    Azrail bir süre sessiz kaldı. Sonra devam etti. Bu konuyu diÄ?er meleklerle toplanarak konuÅ?acaÄ?ız SavaÅ?. Unutmayın amacınız onu yok etmek siz de Å?u anda bu Dünya'nın parçasıyız. Ve biz bu Dünya'dan sorumluyuz.

    Ama biz bu Dünya'nın doÄ?al parçaları deÄ?iliz Azrail. Bir tür yabancı madde gibiyiz. DeÄ?il mi? Bizlerin, kaçınılmaz olarak gelecek kıyametin dört atlısının iÅ?ini yapmayı engellemek, Dünyadaki kimi insanların kaçınılmaz ölümü engellemeye çalıÅ?ması ile aynı Å?ey deÄ?il mi?

    Azrail bir kere daha asık bir suratla SavaÅ?a baktı. "DediÄ?im gibi SavaÅ?. Bu konuyu konuÅ?acaÄ?ız." dedi SavaÅ?a. Uzakta, Sidney kentinin öbür ucunda bir patlama sesi daha duyuldu. "Kutlarım bu arada SavaÅ?. Kıyamete gerçekten yaklaÅ?mıÅ? görünüyorsun. Ama unutma bu Dünyada olan herÅ?ey bizi ilgilendiriyor. Kıyamet bile" dedi SavaÅ?a. Sonra yavaÅ? yavaÅ? gözden kayboldu.

    "Haklısın Azrail" dedi SavaÅ?. "Ama öyle bir an gelir ki kıyameti kimse engelleyemez. Siz bile"

    BarıÅ? hala anlamaya çalıÅ?ıyordu. Neden? Neden SavaÅ?, Dünya'nın yıllardır hiç savaÅ? görmemiÅ? bölümlerinde bir savaÅ? baÅ?latmıÅ?tı da, yıllardır savaÅ?ın içinde hapsolmuÅ? bölgelerde bir barıÅ? döneminin baÅ?lamasına izin vermiÅ?ti. Gerçi hakkını vermek lazımdı. Afrika, Latin Amerika ve Uzak DoÄ?uda yakın tarihte az savaÅ? görmemiÅ?ti ve Å?imdi onlar da bu çılgınlıÄ?ın parçası idi. Ama Dünyanın tam ortasında koskoca bir bölge....

    Å?imdi ülkelerin ortasındaki SavaÅ? artık onun önlemesi neredeyse imkansız hale getiren bir hal almıÅ?tı artık kimin kimle savaÅ?tıÄ?ı belli deÄ?ildi. Hastalık ve açlık önceleri ideolojiler ve hatta vatan savunması için yapılan savaÅ?ları basit bir Å?ekilde var oluÅ? savaÅ?larına dönüÅ?türmüÅ?tü. Ã?lkelerin liderleri hala umutsuzca içerideki ve dıÅ?arıdaki düÅ?manlarını bir çırpıda yok etmenin planlarını yapmak istiyordu. SavaÅ? bölgelerindeki büyük Å?ehirlerin çok azı yıkıntıya dönüÅ?memiÅ?ti.

    BarıÅ? Å?imdi, bu savaÅ? çılgınlıÄ?ından kaçmak isteyenleri olabildiÄ?ince en hızlı yoldan BarıÅ? bölgesine gitmesine katkı saÄ?lamaya çalıÅ?ıyordu. Dünyanın geri kalanındaki savaÅ? elbette bitecekti. O zaman belki bu barıÅ? bölgesinde hayatta kalan medeniyetin tüm Dünyayı yeniden inÅ?aa etmesini saÄ?layabilirdi. Ya da saÄ?layabilir miydi? SavaÅ?, bu barıÅ? bölgesinin var olmasına ne kadar izin verecekti? Amacı kıyameti getirmek deÄ?il miydi? Ã?yle ise eninde sonunda kıyamet bu bölgeye de gelmeyecek miydi? BarıÅ? Å?imdilik bu konuyu düÅ?ünmemeye çalıÅ?tı. BarıÅ? bölgesindeki insanların birbirleri arasındaki kardeÅ?liÄ?i elinden geldiÄ?ince güçlendirecek. Ä°lerideki olası oyunlara onları hazırlamaya çalıÅ?acaktı. Å?imdilik elinden gelen buydu.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Wed Oct 27, 2010 5:01 am Reply with quoteBack to top

    " Yapma neden çıkamayacaÄ?ını söylüyorsun ki."

    "Vakit gelmedi."

    " Vakti biraz ileri aldılar diyelim, ya da o dörtlü böyle bir Å?eyler yaptıı. Felakete hoÅ? geldin. Neler yapacaÄ?ını gerçekten merak ediyorum."

    Karanlık içinde çukuru kazan mavi gözlü adam duraksadı arkasından onu ikna etmeye çalıÅ?an adamın ayak sesleri ona hızla yaklaÅ?maktaydı. Elinden kazmayı bırakıp Adama doÄ?ru döndü, Ona doÄ?ru dönerken yakıÅ?ıklı yüz hatları soldu sol gözü kırmızılaÅ?tı.

    "Emin misin ?"

    "Tabi... ehmm adım gibi."

    "Sen bunu söylüyorsan birileri sorumluluÄ?u almıÅ? demektir, o zaman artık özgürüm. Sen dört atlının mı elçisisin."

    "Evet, kısmen öyle." dedi ayaklarını hafifçe yere vurarak.

    "Ä°yi, çok iyi." dedi adam gözleri kıvılcımla parlayarak yeryüzüne doÄ?ru topraÄ?ı hızla delmeye baÅ?ladı. "Artık özgürüm." dediÄ?i duyuldu delip yukarı çıkmadan önce....

    "Ohhh Süper, deccal artık özgür." dedi bariz bir rahatlamayala sonra telaÅ?la arkasına baktı. " Yaptım gördün mü Å?imdi söyleyecek misin."

    Arkada topraÄ?ın içinden tanıdık bir yüz çıktı "Tabi Merak, söyleyeceÄ?im, cehennemin sırlarını merak ediyorun öyle deÄ?il mi ? "

    "Tabi tabi çok merak ediyorum Retlaw çok."

    "Ah" dedi Retlaw gülümseyerek Merak'ın omzunu tuttu. " Göstereyim."

    Birden görüntü deÄ?iÅ?erek cehennemin dumanlı karanlık alevli topraklarına girdiler, içeride Å?eytanlar bir meleÄ?in buraya adım attıÄ?ını görünce hemen etrafını dizdiler. dilleriyle sivri diÅ?lerini yalıyor meleÄ?e bir yiyecekmiÅ? gibi bakıyorlardı.

    "Oh oh cehennem çok çok farklıymıÅ? çıkar beni burdan Retlaw çıkar..." dedi merak çıÄ?lıkla

    Retlaw onu tuttuÄ?u gibi, Å?eytanların ortasına attı.

    "Parçalayın."

    Å?eytanlar iÅ?tahla meleÄ?in üzerine çullandılar. Retlaw onları umursamadan ilerledi, ilerde altı arkadaÅ?ı onu bekliyordu.

    "Biri gitti." dedi yavaÅ?ça "Artık savaÅ? baÅ?layacak..."

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Thu Oct 28, 2010 12:34 pm Reply with quoteBack to top

    Isvicre'deki Alp Daglarinin en unlu kayak tesislerinden birindeydiler. Tesisler bombostu. Her yer terk edilmisti. Yine de Savas, tesisin en luks lokantasini bir anda eski haline yakin bir hale sokmayi basarmisti. Ama bugun Savas in degil Hastalik in gunu idi...

    Evet sonunda tasarladigim hastalik isini gormeye basladi. Ozellikle Avrupa'da olen insan sayisi onbinleri buldu bu hafta neredeyse.... Avrupalilar tabii yoksullugu yillardir yasamadilar, o nedenle en dayaniksiz olanlar onlar... Ama Guney Amerika ve Hindistan, Cin de Avrupa kadar kotu durumda... Afrika Amerika ve Avusturalya'da olumler daha az, buralarda insanlar daha fazla kucuk yerlerde yasiyor, hastaligi bulastirmak zor oluyor tabii. Ama tum Dunyada sanirim bundan sonra her hafta yuzbin insan bu hastaliktan olecektir.

    Peki ya baris bolgesi diye sordu Olum Hastalik'a

    Orada henuz olum yok. dedi Hastalik... Hasta insanlar hastanelerde daha iyi kosullarda bakiliyor, eh sonucta savas yok orada Aclik da yok henuz... Bu da orada hastalik in ilerlemesini geciktiriyor. Birkac saniye durup ekledi. Ki bu da bizim istedigimiz bir durumdu sanirim.

    Elbette ki oyle... Zamani gelmeden oradaki insanlarin buyuk sorunlarla karsilasmalarini istemeyiz.

    Aklima takilan bir durum var dedi Aclik. Biliyorsunuz, kiyamet yaklastikca ortaya cikacak bir suru alametten bahsediliyor. Eh gorunen o ki kiyamete de yaklasiyoruz. Bu alametler ortaya cikarsa, ya da ciktiginda biz ne yapacagiz.

    Savas yuzunu hafifce burusturdu. Biliyorsun Aclik, bizim gorevimiz kiyameti getirmek ve sadece bu... Ama kiyamet gelirken nelerin olacagini tam olarak biz de bilemeyiz. Tek yapacagimiz, cok acil bir durum olmadigi surece, oncelikle gorevimizi en iyi sekilde yapmaktir.

    Muhtemelen, Kibir ve Yedi Gunah icin kiyametin gelmesi buyuk bir firsat olacak diye gorus belirtti Hastalik.

    Elbette dedi Savas, kiyamet cogu insanin Yedi Gunahtan birini islemesine, kisacasi onlarin eline dusmesine olanak saglayacak, ama tabii bu konuda bir sey yapamayiz ne yazik ki... Yalniz.... Dunya'nin ters yuz oldugu boyle bir zamanda Yedi Gunah bununla yetinmeyebilir.

    Tum evreni alt ust etmek icin zamanin geldigini dusunecekler dedi Aclik...
    Peki bu durumda biz ne yapacagiz?

    Isimize bakacagiz dedi Savas... Biz isimize bakacagiz.

    Dort melek yeniden bir araya gelmisti. Yeryuzunde yasayan insanlarin hayal edemeyecegi bir ortamdi. Bilinen anlamda madde burada yoktu. Isik her saniye her an sekil ve renk degistirerek meleklerin etrafini sariyordu.

    Azrail konusmaya basladi.... Tum bu olanlarda en basindan beri bir gariplik oldugu acik sanirim. Kiyamete dogru gidiyor bile olsa her sey olmasi gerektigi gibi gitmiyor.

    Cebrail sordu. Israfil, kiyamet konusunda en fazla bilgisi olan sensin. Tum bu olanlar olmasi gerekenler mi, yoksa bizim olanlara mudahale etmemiz gerekiyor mu?

    Israfil, Ben dedi sadece kiyameti kesin zamani geldiginde bilecegim. Kesin zaman benim bile tam olarak bilmem imkansiz... Ama... diye ekledi. Kiyamete giden surece gelince... Dunya yok olusa dogru giderken, olmasi muhtemel bazi olaylar vardir. Eger gercekten kiyamet yaklasiyorsa en azindan bunlarin bir kisminin olmasini bekleyebiliriz.

    Deccal dedi Cebrail... Onun ortaya cikmasi ve tum insanligi karmasaya suruklemesi muhtemel...

    Zaten insanlik karmasa icinde dedi Azrail...

    Bu karmasa hic bir sey degil dedi Mikhail... Tum bu olanlar doga kurallarina aykiri degil su anda... Yasadiklari tum dehsete ragmen insanlar hala kurallari belirli bir Dunyada yasamanin rahatligi icindeler, bu rahatligi fark etmeseler bile... Oysa Deccal kurallari degistirecek bir varlik... Hem de bunu muhtemelen insanlardan alacagi gucle yapacak...

    Peki biz melekler Deccal ortaya cikarsa ne yapacagiz. diye sordu Cebrail..

    Deccal in gucu ve tam olarak nelere yol acacagini bilmiyoruz. Ama yedi Gunah in onu kiyamet yaklasirken insanlari gunaha suruklemenin otesinde amaclarla kullanmak da isteyecekleri neredeyse kesin... Ve en azindan bunu denemelerine izin verilebilir dedi Israfil birkac saat once Savas in sozlerini farkinda olmadan tekrarlayarak. Ve o zaman kiyamet sadece insanlar degil, melekler icin de bir sinav haline gelir. diye de ekledi.

    Oyleyse dedi Cebrail, biz melekler hazir olacagiz.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Fri Oct 29, 2010 5:47 am Reply with quoteBack to top

    "Orada ölüm yok...."

    Deccal, Kael Bin Ä°zhad son darbesiyle arabistan çöllerinin ortasında bulmuÅ?tu kendini bilmediÄ?i barıÅ? bölgesinin orada. Ä°nsan Suretinde Kael hiç bir kimse içinde en yakın Å?ehire doÄ?ru onu izleyen kızgın güneÅ?le beraber ilerledi Bu Å?ehir Mekkeydi.

    ****

    "Ne diye bir MeleÄ?i öldürdük Retlaw." diye kükredi Ã?fke....

    "Hiç kimse beni küçük düÅ?üremez Ira, bu ne dört atlı ne de Uriel, hiç kimse küçük düÅ?üremez..." dedi yavaÅ?ça ilerledi. Dünyanın her yerinde ortadoÄ?u hariç her yerinde savaÅ? devam ediyordu. Bu küçük balkan ülkesi huzurluydu tekrar birleÅ?menin mutluluÄ?unu yaÅ?ıyordu. Ä°ki adamda bu kalabalıÄ?ın arasında tatıÅ?maktaydı.

    "Kıyameti hiç istemeyen sendin kıyamet senin ölümün demek bunu biliyorsun, Neden bir meleÄ?i öldürüp bunu bir savaÅ? haline getirdin ha ?"

    " Ã?ünkü hiç kimse beni küçük düÅ?üremez." dedi Retlaw gülümseyerek, "Melek öldüÄ?üne göre anlaÅ?ma bozuldu, Deccal erkenden harakete geçti. Artık bazı Å?eyler deÄ?iÅ?ti herÅ?ey olmak zorunda olduÄ?u gibi olmayacak. Yani Kıyametten önce ya da sonra ölmeyeceÄ?im. Deccalın kalbini ele geçirdiÄ?imde güçlerim artık onun bile üzerinde olacak..."

    Ã?fkenin yüzü korkuyla, büzüldü ama bir Å?ey demedi ne de olsa Å?eytanların babasına karÅ?ı çıkamazdı. Onun yerine baÅ?ka bir Å?ey sordu. " Neden buraya ikimiz geldik ?"

    "Å?u an yapacaÄ?ımız Å?ey için ikimiz yeterizde ondan ?" dedi Retlaw, "Hem burası sana nostaljik gibi gelmedi mi ?"

    "Hı, evet burada bir sırpı çoÅ?turup prensin birini vurdurmuÅ?tuk da savaÅ? baÅ?lamıÅ?..." bir an duraksadı. "Yoksa burada da...."

    "Aynen Ä°ra aynen Å?u çocuÄ?u görüyor musun ?" dedi Retlaw genç bir adamı gösterdi elini çantasına sokmuÅ?tu kararsızca etrafa bakıyor, bu ülkeleri birleÅ?tirmiÅ? balkan liderlerine nefretle bakıyordu.

    "Hadi Å?u çocuÄ?u biraz ikna edelim." dedi Å?eytan gülümseyerek. Adam içinde öfke ve kibir duygusuyla kararsızlıÄ?ı kayboldu silahını çıkarttıÄ?ı gibi ateÅ?ledi. Lideri GöÄ?sünden üç kez vuran çocuk kaçmaya baÅ?ladı. Ve ortama kargaÅ?a hakim oldu. Bu balkanlarda ve ortadoÄ?uda olan savaÅ?ın ufak bir baÅ?langıcıydı.

    "Å?u dört atlı artık dikkatli olsa iyi olur." dedi Retlaw " Ã?ünkü Yeni Tanrı ben olacaÄ?ım..."

    *****

    "Yapacak bir tek bir Å?ey var." dedi Cebrail, "Azrail dıÅ?ında biz gökten inemeyiz o ise meÅ?gul bu aralar bunu ancak sen baÅ?arabilirsin BarıÅ?,"

    "Ne istiyorsunuz." dedi BarıÅ? saygıyla baÅ? meleÄ?in önünde eÄ?ilerek.

    "Mehdiyi bulmanı..." dedi Cebrail kararlılıkla...

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat Oct 30, 2010 11:09 am Reply with quoteBack to top

    Bir zamanlar Ortadogu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya olarak adlandirilan, son savasin cikisindan itibarense Dunyanin hemen her yerindeki insanlarin kisaca baris bolgesi olarak adlandirdigi bolgede catismalar hizla yayiliyordu. Birbirleri ile catisan insanlari bolecek kesin cizgiler olusmamisti henuz bu sayede devletler catismalari kontrol altinda tutabiliyorlardi. Ama zaten Deccal in da istedigi buydu, kesin bir kaos degil, yavas yavas kaosa ilerlemekte olan bir ortam... Boyle bir ortamda insanlari kolayca etrafinda toplayabilirdi. Bunu yapmaliydi, cunku Deccal in gucu oncelikle onu takip edecek insanlardan gelecekti.

    Kudus sehrinin yer alti mahzenlerinde basitce dosenmis odada onuc kisi bir masanin etrafinda toplanmisti. Masanin basinda bir zaman sahip oldugu ismi unutmus kisacasi Deccal olarak adlandirilan kisi vardi.

    Diger kisilerse, o gunun Baris bolgesi olarak adlandirilan bolgesinin en etkili ulkelerinden gelen kisilerdi. Turkiye, Yunanistan, Israil, Gurcistan, Arabistan, Kazakistan, Iran, Sirbistan, Romanya, Bulgaristan, Misir, Ermenistan ve Turkmenistan'dan gelen tam 12 kisi vardi... Zamaninda Isa peygamberin sahip oldugu 12 havariya karsilik Deccal e ait 12 Havari... Deccal onlari, Dunyanin farkli yerlerine yayilmis, yillardir onun gelisini bekleyen binlerce insanin arasindan secmisti.

    Sonunda ortaya ciktiniz, dedi Turkiye'den gelen Cenk.

    Dogrusu bu son savas basladigindan beri bekliyorduk diye ekledi Yorgo...

    Oyle dedi Deccal once ikisinin sonra da diger on kisinin uzerinde goz gezdirerek. Bu savaslar, bu... kehanetlerde bahsedilen kaos devri dusundugumden erken basladi. Ama tam olarak zamani kim tahmin edebilir ki....

    Oyle ise yeni duzeni kurmaya artik baslayacagiz dedi Iranli Farhad ...

    Evet baslayacagiz dedi Deccal. Bu kaos bize hep o hayal ettigimiz sahneyi hazirladi... Bir yandan savasan karmasa icindeki bir bolge... Bir yandan catismanin, hastaliklarin, acligin kendi yasadiklari yerlere de ulasacagindan korkan insanlar... Ustelik de simdi korkulari gerceklesmeye basliyor.

    Insanlar kurtarici bekleyecek dedi Misirli Sadik.

    Evet bekleyecekler dedi Deccal, Bu da onlari insanligin gercek anlamda yukselisinin baslayacagi duzeni kurma konusunda ikna edecek... Oncelikle Baris Bolgesinde olanlari, sonra da adim adim duzen bugun savasin oldugu bolgeye de yayilacak...

    Gorevimize ne zaman basliyoruz diye sordu Romanyali Vlad...

    Hemen dedi Deccal, hepiniz kendi ulkelerinize gideceksiniz, teknolojik olanaklarda size yardim edecek, ama once sokaklardan baslayacaksiniz... Elinizden gelen en hizli sekilde olabildigince cok taraftar toplayacaksiniz ve onlari devletlerin kontrolunu benim elime gecmesi icin mucadele etmeye ikna edeceksiniz. Boylece de, Baris Bolgesinin uzerinde, yeni duzeninin yaratacagi devlet kurulmus olacak...

    13 Adam bu konusmalari yaparken, Baris kardesi Savasla Istanbul Kapili Carsinin Cay Bahcesinde bulusmustu. Musteri sayisi cok azalmis bile olsa dukkanlar acikti ama insanlarin surati asikti.

    Seninle konusmak icin hic de hevesli degilim dedi basladi soze Baris. Ama saniyorum oyle bir noktaya geldik ki seninle konusmak zorundayim. Cebrail in soyledigine gore Deccal yeryuzunde su anda.... Bunun anlamini biliyorsun... Kiyametten bile daha korkunc bir seyler baslayabilir. Cebrail benden Mehdi'yi bulmami istedi, biliyorsundur, kehanette Deccal ile ancak onun bas edebileceginden bahsedilir. Ben de yardim edebilirsin diye dusundum.

    Savas elini cenesini uzerine koydu dusunceli sekilde, eger isler bu noktaya geldiyse Deccal yakinda harekete gececektir, ve efsanedeki gibiyse de hele ilk basta cok etkili olacaktir saniyorum.

    Oyle ise sen ne yapacaksin? diye sordu Baris Savas'a.

    Henuz bilmiyorum, biz Dort Atli ya verilen gorevler aciktir biliyorsun... Ama isler eger bizim icin uygun degilse o zaman biliyorsun geri cekildigimiz donemler de olur, eger Deccal in gelmesi bunu gerektirirse yine geri cekilebiliriz.

    Geri cekilmeniz yetmeyebilir dedi Baris, hepimizin, meleklerin de duruma mudahale etmesi gerekebilir.

    Biliyorsun dedi Savas, Deccalle ya da baska bir dusmanla mucadele ederken bile biz meleklerin dogru seyi yapmasi yetmez, ayni zamanda dogru zamanda yapmasi gerekir, biz Dort Atlinin isi cok acik, eger tum melekler Deccalle mucadele icin isini terk ederse Dunya nasil bir yer olur dusunsene...

    En azindan Mehdi'nin bulunmasina yardim edebilir misin diye sordu Baris.

    Her zamanki gibi sabirsizsin kardesim. Eger Mehdi ortaya cikacaksa o da dogru zamanda cikmali.. Herseyden once onu ortaya cikartacak olan insanlarin inancidir denir... Henuz insanlardan da boylesine bir inanc beklemek icin erken. Korku her yanlarini sarmis durumda... Ama zamani gelecek...

    Senin bu sogukkanliligindan nefret ediyorum dedi Baris...

    Eh benim gibi karizmatik bir kardesi kiskanman dogal tabii dedi Savas masadan kalkarak, Ben kalkiyorum, sanirim bir satranc takimi alacagim kardesim diye ekledi, belki seninle de bir ara oynariz, son 400 yildir mac yapmadik, tabii ondan onceki 4000 macin hepsini ben kazaninca... diyerek bitirdi sozlerini dudaginda belli belirsiz bir gulumseme ile...

    Baris Savasin bu halinden nefret ediyorum dedi elini ciplak tahta masaya vurarak, sonra masalarin arasinda dolasan siparisleri alan adama seslendi. Bir cay daha alayim ben, koyu olsun...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Walter
    Yönetici





    Joined: Oct 22, 2005
    Posts: 528
    Location: Gilead

    PostPosted: Sat Nov 06, 2010 6:14 am Reply with quoteBack to top

    "Duydukki bir savaÅ? olacakmıÅ? ?" diye bir ses duydu BarıÅ? yolda giderken , "Bu senin durumuna ters düÅ?üyor öyle deÄ?il mi ?"

    "Bence de öyle." dedi biri daha barıÅ?ın önüne dikilerek.

    "Sizin burada ne iÅ?iniz var." dedi, BarıÅ? karÅ?ısına gelen iki adam bakarak.

    "Bizi Mikhail gönderdi." dedi ilki, iri bir vücudu vardı, gürleyerek konuÅ?tu. " Senin gibi bir salon beyfendisini kolay lokma sanabilirlerdi."

    "Nitekim Merak bu yolla yok edildi." dedi sesi daha sakin olan adam baÅ?ını önüne eÄ?miÅ? öyle konuÅ?uyordu.

    "Bilgi, Cesaret." dedi BarıÅ? Å?aÅ?kınlıkla, "Siz beni miÄ? koruyacaksınız."

    "Aynen." dedi iki melek aynı anda....

    SavaÅ?lar devam ediyordu dünya nerdeyse top yekün savaÅ? halindeydi, kimsenin ne yapacaÄ?ı belli olmuyordu. Dünya fokur fokur kaynarken. Dört Atlı Gizli bir tapınakta oturuyor, endiÅ?eli görünüyorlardı.

    "Durum karıÅ?tı." dedi Hastalık asık bir suratla, "Ã?oÄ?u ölüm hastalıktan olmuyor, nükleer bombalar aktif hale geçince kimse hasta olmayacak."

    "Ã?yle deme." dedi Ã?lüm gülümseyerek. "Bu Radyasyondan olan hastalıkları arttırıp ölümleri çoÄ?altır."

    "Kesin Å?u saçmalıÄ?ı." dedi SavaÅ?, "Ã?ok büyük güç odakları oluÅ?tu yaptıÄ?ımız bu iÅ? boyunca Retlaw ve günahları Deccal ve adamları, Birde melekler, aralarındaki savaÅ? sadece dünyevi Å?eyler olmayacak. Azrail'e karÅ?ı rahat konuÅ?tum ama bizimde gücümüz tükenebilir üstelik Retlaw bize bu kadar hırslıyken.

    "O baÅ?ındaki meleklerle uÄ?raÅ?sın." dedi Açlık, "Durup duruken bir meleÄ?i öldürdü, Å?u ana kadar bu savaÅ?ların makul seviyede olmasını isteyen Å?eytan sonunda çıldırdı. OrtalıÄ?ı birbirine katacak."

    "Bizde onu izleyeceÄ?iz." dedi Ã?lüm gülümseyerek.

    "Birden bire bu kadar deÄ?iÅ?miÅ? olamaz, bir Å?ey yüzünden harakete geçti. Tam da Deccel'ın çıktıÄ?ı sırada." dedi SavaÅ?, "Ayrıca kardeÅ?im gelip, Mehdiyi benden bulmamı istedi. Ã?ok tuhaf."

    "Neden biz mehdiyi bulup onlardan önce öldürmüyoruz,." dedi Ã?lüm ellerini ovuÅ?turarak.

    "Bu Å?ekilde Retlaw'ın ekmeÄ?ine yaÄ? sürmüÅ? oluruz." dedi SavaÅ? baÅ?ını ellerinin arasına almıÅ?tı."

    "Retlaw delinin teki ne yaptıÄ?ını bilmiyor mehdi ile alakası olacaÄ?ını sanmıyorum." dedi Açlık homurdanarak.

    "Onun bir planı var" dedi SavaÅ? düÅ?ünceyle "Bir planı var ve biz onu Å?u anda bilmiyoruz."

    ******

    "Onu bulabilecek mi sence ?" dedi Ä°srafil, gökyüzünden barıÅ?ı izliyordu

    "Bunu zaman gösterecek." dedi Mikhael "Ã?nemli olan bulunduÄ?unda Mehdi'nin güvende olduÄ?undan emin olmak."

    "Merak etmeyin." dedi Cebrail, "Bunun için orada ben olacaÄ?ım..."

    _________________
    BeÅ? dakika süren savaÅ?lar binlerce yıl süren efsaneler yaratır. O yüzden savaÅ?ta korkuyla deÄ?il tatmin hissi duyarak ölmelisin. O zaman arkandan aÄ?layacak insan kalmıÅ? olur.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     


    All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2005 by me.
    You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt

    Sayfa Üretimi: 0.24 Saniye