Büyü, kandan gelir. DoÄ?aya hükmeder. Enerjiyi maddeye dönüÅ?türür. GerçeÄ?i saptırır ya da tam tersi ortaya çıkartır. Büyücü olmak demek, yalnızlıktır. Kalabalıkta tanınmamaktır. Seni anlamazlar, anlamak istemezler. Senden gelecek kötülüÄ?ü beklerler sadece ve bir an gelsin diye beklerler, o anda da kaçarsın korkak gibi, bir ezik gibi, soysuz biriymiÅ? gibi.
Saf olan sakınır senden. Bilmez ki yüreÄ?inde yer alan masumluÄ?u. Söküp atarsan bil ki gölgeye düÅ?ersin, vicdanında tut onu ıÅ?ıÄ?a dönesin. Ã?fkene yenilme yoksa ateÅ?in arasında bulursun kendini. Söndürmek istersen onu bulur bir Å?ekilde Su seni. Teslim et kendini doÄ?aya, toprakta hisset gücünü. Tutamazsan içinde havaya saçıver, göklerde yankılansın.
BÃ?YÃ?CÃ?LER
BÃ?LÃ?M 1: BENLÄ°K KAYGISI
Â?Kafamı karıÅ?tıran bir sürü Å?ey var. AnlamdıramadıÄ?ım, mantıÄ?ımın kavrayamadıÄ?ı, kimselere soramadıÄ?ım. Ben neden BenÂ?im? Bu dünya üzerinde yaÅ?amakta olan, yaÅ?amıÅ? ve yaÅ?ayacak bir sürü insan var. Hepsinin farklı kiÅ?ilikleri var. KiÅ?ilikler genetiksel olarak anne ve babadan gelen genlerin katkıları baÅ?ta olmak üzere yetiÅ?me tarzımız ve küçüklüÄ?ümüzde yaÅ?adıÄ?ımız travmaların etkisiyle oluÅ?uyorlar.
Benim sorduÄ?um soru neden böyleyim deÄ?il, neden ben bu kiÅ?ilikte bir insanın rolündeyim? Bu neye göre oluyor? BaÅ?ka birisinin rolünü de üstlenemez miydim, baÅ?kası da aynı Å?ekilde ben olamaz mıydı? Bu bana sinir sisteminin maksimum düzeyde geliÅ?mesi sonucu meydana gelmiÅ? olan geliÅ?miÅ? bir beyin taÅ?ıyan insan zihninde bir Å?ans neticesinde kendine yer bulan ruhumuzun bulunduÄ?umuz bedene baÄ?lanması gibi geliyor. Ruhum neden bu bedeni seçti? Gerçekten de seçti mi yoksa gönderildi mi buraya?
Ä°rade sadece yanılsamadır diyenler de olur hem psikoloji alanında bilimsel çalıÅ?malar sürdüren bilim adamlarının bir kısmı hem de biz farkında olmadan bizi yaratan bir varlıÄ?ın istediÄ?i doÄ?rultusunda hareket ediyoruz diye bir yanıt veren kendi inandıÄ?ı dininde belli bir konuma yükselmiÅ? din adamlarının bir kısmı.
Benim doÄ?rularım ise iradenin ruha verilmiÅ? bir karakter özelliÄ?i olduÄ?unu ve biz bu insan bedenlerine hapsolmuÅ? ruhlar olarak tek ya da çoÄ?ul bulunduÄ?umuz evrenle ruhları var eden kim ya da kimlerse onların kendi yüce amaçlarına hizmet ediyor olduÄ?umuzu söylüyor. Yine de tek olması çok olmasından daha iyidir. Hem taraf seçme zorunluluÄ?u filan ruh karartır baÅ?ka bir iÅ?e yaramaz.Â?
GökhanÂ?ı anatomi laboratuvar kitapçıÄ?ını eline aldıÄ?ı günden beri vermiÅ? olduÄ?u bir karar vardı. Bu artık zorlayabileceÄ?i en son sınırdı. Bu zamana kadar her ne kadar hayallerinde çalıÅ?kan birisi olmayı istese de bir türlü tembelliÄ?in etkisinden kurtulamamıÅ? ve liseye adım attıÄ?ından beridir kötü notlar onu takip etmiÅ?ti.
Ailesinin iyi bir yerde iÅ? bulabilme olasılıÄ?ını artırabilmesi için edebiyat ve tarih iyi olan dersleri olmasına raÄ?men sayısal bölümüne gitmesi için manevi baskı yapmıÅ?tı. Aslında ortalaması sebebiyle sayısal bölüme giremiyordu. Fizikten kalmıÅ?tı ve yazın bütünleme sınavına girmiÅ?, onda da sınavdan düÅ?ük not almıÅ?tı. (GökhanÂ?a göre dört soruyu kesin olarak yapıp kırk puan almıÅ?tı, ama sonradan aslında on puan bile verilebilecek bir kaÄ?ıt vermiÅ? olduÄ?undan Å?üphe durmaya baÅ?lamadı deÄ?ildi.) Ama onun gibi ortalaması yüzünden sayısal bölüme girememiÅ? olan bir öÄ?rencinin o fizik sınavından geçmesi sonucu sayısal giriÅ? için gerekli olan not ortalaması düÅ?müÅ? ve Gökhan sayısal bölüme girebilmeyi baÅ?armıÅ?tı. Hayırlısı neyse bir Å?ekilde o oluyordu gerçekten de. Hayırlısı olan bu muydu, bir kaç yıl piÅ?manlık yaÅ?ayacak ama ardından kaderin yönlendirmesine Å?ükreder hale gelecekti.
Hayatının en ezik ve kanser olup ölmek istemesine neden olacak kadar kötü geçen senesi lise ikiye gittiÄ?i yıldı. Fizik, kimya, matemetik, geometri, ya insan dördündende mi kalır? (Aslında beÅ?, çünkü fiziÄ?in bir de fizik uygulama adında sadece GökhanÂ?ın kalmıÅ? olduÄ?u bir yan dersi daha vardı.)
Onu yaÅ?ama baÄ?layan tek bir Å?ey olmuÅ?tu. O da millete okutmak için karakterlerin isimlerini okutacaÄ?ı kiÅ?iyi cezbetmek amacıyla kurbanının ismiyle aynı yaptıÄ?ı öyküleriydi. Aslında hayal gücü gerçekten de çok geliÅ?miÅ?ti ve iyi kurgular da oluÅ?turduÄ?u oluyordu. Annesi orta okul yıllarında yazmıÅ? olduÄ?u uzaylılarla eline aldıkları kutsal kılıçlarla savaÅ?an iki aÅ?ık ergenin hikayesini anlatmıÅ? olduÄ?u Cehennem Tacı adını verdiÄ?i öyküsünü kitap haline getirmiÅ?ti. Sadece on kitap çıkartmıÅ?lardı, okuldan bir kaç arkadaÅ?ı ve akrabalarına daÄ?ıtmıÅ?tı tabi imzasını da ihmal etmeyerek.
Hatta kitabının tanıtımını yapabilmesi için okulda yapılan bir gösteride arkadaÅ?ının biri (lisede de aynı sınıfta olacaklardı, kader mi yönlendiriyor bazı Å?eyleri ne?) onu yanına çaÄ?ırıp konuÅ?ma yapmasını saÄ?lamıÅ?tı. Gökhan o zaman ne dediÄ?ini hiç bir zaman bilemeyecekti. AÄ?zından saçma sapan Å?eyler çıktıÄ?ına emindi ama. Bu kitabı yazmamda bana yardım eden baÅ?ta basım evi olmak üzere, arkadaÅ?larım, ailem, öÄ?retmenlerim, sayın okul müdürümüz ve sayın valimize çok teÅ?ekkür ederim Å?eklinde bir cümle de kurmuÅ? olabilirdi.
Lise üçte ise emindi, bir sene rahat takılmayı amaçlıyordu. Ne de olsa lisede hazırlık okumuÅ?tu. Bu nedenle üniversitede okumayacaktı. O boÅ? senesini ona sayabilirdi. Ã?niversite sınavına elbette girecekti, o sene dersaneye de gidecekti. Ama planlaması Å?u Å?ekildeydi: Gelecek sene evimize yakın olan dersaneye giderim, bir sene hem kafamı dinlemiÅ? olurum, hem yol parası da olmayacaÄ?ından aileme fazla yük de olmam bu sayede.
Lise üçte ilk giriÅ? yaptıÄ?ı ve bu boÅ? geçen yılında da iyice içine girdiÄ?i hayatını büyük ölçüde etkileyen, hatta yaÅ?aması için ona bahaneler sunan bir internet sitesi hayatında mihenk taÅ?ı olacaktı. Aslında ablası yazarlıÄ?ını geliÅ?tirebilmesi için öykü yarıÅ?maları arıyordu ve bu sitede bir öykü yarıÅ?ması vardı. Ä°lk kendisi o siteye üye oldu ve yarıÅ?ma ile ilgili sorular sormuÅ?tu. Ama lise üçte sınav telaÅ?ıyla Gökhan yarıÅ?ma ile ilgilenememiÅ?ti, ardından ise o siteye kendisi üye olacaktı.
O sitenin adı Frpworld idi, frp adında GökhanÂ?ın bir türlü kurallarını öÄ?renemediÄ?i bir hobi üzerine kurulu idi site aslında ama Gökhan daha çok öykü yarıÅ?maları sebebiyle sitenin OcakbaÅ?ı Hikayeleri diye adlandırılmıÅ? olan bölümünde genelde vakit geçiriyordu. O sitede tanıÅ?mıÅ? olduÄ?u kiÅ?iler ya büyük ölçüde ya da küçük dokunuÅ?larla hayatını etkilemeye hala devam ediyordu.
Bu benim son Å?ansım, bu sefer kesin olmalı psikolojisi yüzünden ikinci kez girdiÄ?inde sapsarı bir yüzle sınavın yapıldıÄ?ı okula giriÅ? yapmıÅ?tı. Ailesi endiÅ?elenmiÅ?ti, zaten bu yüzden de minibüslerde sürünmesin diye taksiyle gitmiÅ?lerdi. Ama yine de midesinin bulanması engellenememiÅ?ti. Gözetmen öÄ?retmenin de saati bulunmadıÄ?ından iki de bir GökhanÂ?a saati sorması (Gökhan her zaman kol saati, cüzdanı, öÄ?renci kartı ve cep telefonu kadrosuyla dolaÅ?ırdı) psikolojisine iyi yönde etkisi olmuyordu.
Biyoloji bölümü olmuÅ?tu sonuç olarak, sanırım mühendislik ya da mimarlık gibi alanları kazanmıÅ? olsaydı baÅ?ta fizik ve teknik resim yüzünden zorlanacaÄ?ından en doÄ?ru bölüme kader yine yönlendirmiÅ?ti. Aslında içi hep biyoloji bölümü olacak diyordu, planları bozulmamıÅ?tı ve farkında olmasa da aslında birisi sanki nasıl mutlu olacaksa o Å?ekilde her Å?eyin olması için uÄ?raÅ? veriyordu. En azından bu farkındalıkta o böyle düÅ?ünmeyi severdi, farkında deÄ?ilmiÅ? gibi yapmayı ihmal etmezdi ama.
Ã?çüncü sınıfta ise opsiyonlara ayrılmıÅ?lardı. Her ne kadar en iyi opsiyonlar Mikrobiyoloji ve Moleküler Biyoloji diye geçiyor olsa da moleküler biyoloji dersini ucu ucuna geçtiÄ?i için o opsiyonu hiç düÅ?ünmemiÅ? ve en azından Å?ansını denemek adında opsiyon seçme formunda mikrobiyolojiyi en üste yazmıÅ?tı. En büyük korkusu Botanik idi. Ã?ünkü o opsiyonda yer alan bir hocadan çok korkuyordu ve onun dersinden de kalmıÅ?tı zaten.
Zooloji dersler açısından en aÄ?ır opsiyon dense de onun planlarında bu opsiyon yer alıyordu, onu ikinci olarak yazmıÅ? olsa da kaderin onu o opsiyona yönlendireceÄ?ine emindi ve öyle de oldu.
Sanırım GökhanÂ?ı yeterince tanıdınız. Artık öyküye baÅ?layabilirim herhalde, ama aklınızda Gökhan ile ilgili sorular olursa Å?ayet yazar olarak tavsiyem yanıtını öÄ?rendiÄ?iniz zaman ömrünüze ömür, bilgi bankanıza sık kullanılacak bir veri katmayacaÄ?ı sürece sorma giriÅ?iminde bulunmamanızdır.
Ama bir soruya yanıt vermem gerekiyor, kaldıÄ?ımız yerden devam edebilmek için. GökhanÂ?ın anatomi laboratuvar kitapçıÄ?ını eline aldıÄ?ı zaman aldıÄ?ı karar neydi? Ã?alıÅ?acaktı, kendini geliÅ?tirecekti ve son tren kaçmadan yakalayacaktı. Böylece böcekler arasında bir tanrı olabilirdi belki de.
Devam edecek...
Last edited by catboy on Fri Nov 12, 2010 4:18 am; edited 1 time in total
Â?Ã?lümün ötesinde ne var, öldükten sonra bizi neler bekliyor? Gerçekten de bambaÅ?ka bir boyutta mı gözlerimizi açıyor olacaÄ?ız? O zaman düÅ?ündüklerim doÄ?ru, ruhlar yalnızca bu bedenlere baÄ?lanmıÅ?lar ve beden ölünce ruh o bedenden ayrılıyor.
Bize kiÅ?ilik kazandıran Å?ey yalnızca biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etmenler, ruh yalnızca bu kiÅ?iliÄ?i kontrol ediyor. Bize bu karakter düÅ?müÅ? ve biz de bu karakterin rolünde oradan oraya sürükleniyoruz. Ardından oyun bitiyor ve farklı kuralların yer aldıÄ?ı baÅ?ka bir gerçekliÄ?e ruhlar gitmek zorunda kalıyorlar. Ã?ünkü ne olursa olsun onları bu dünyada tutan tek Å?ey yer aldıkları bedenleri, o düÅ?ünce ruh da o bedenden ayrılıyor...Â?
Bu kadar çok seveni olduÄ?unu öÄ?renemeden ölmek en kötüsüdür, içten bir Å?ekilde cenaze töreninizde sizi kaybettikleri için aÄ?lamalarını göremezsiniz, hıçkırık seslerini iÅ?itemezsiniz.
Sis her tarafı sarmıÅ?tı. Cübbelerine sıkıca sarılmıÅ? insan topluluÄ?u (en azından yüz kadar kiÅ?iden bahsediyoruz burada) ölen kiÅ?iye son görevlerini yerine getirmek için gözgözü görmeyen sisin arasında yol almaktaydılar.
Herkesin tek bir renk içeren sade bir cübbesi vardı. KeÅ?iÅ?leri andırıyorlardı uzaktan bakıldıklarında. Altı farklı renk ayırt edilebiliyordu.
Kimisinin cübbesi kırmızı renkteydi, yüzlerinde öfke okunuyordu, ölen kiÅ?iye miydi bu öfke yoksa zaten hep öfke duymak için mi bahane arıyorlardı anlayamazdınız.
Kimisinin ise beyazdı, yorgun düÅ?enlere ilk onlar yardım elini uzatıyor, atkısını ve eldivenini unutmuÅ? olan üÅ?üyenlere kendilerininkini hiç düÅ?ünmeden veriyorlardı.
Cübbesinin rengi siyah olanlar ise diÄ?erlerinden ayrı durmaya özen gösteriyorlardı, sisten memnun gibiydiler sanki.
YeÅ?il cübbeli olanlar da vardı, onlar ne kadar soÄ?uk olsa bile açık havada çimenle ve toprakla baÄ?lantılarını kesmemek için çıplak ayakla dolaÅ?ıyorlardı. KuÅ?lar onların yanından geçerken saygılarını sunuyormuÅ?casına öterek selam veriyorlardı. Kökleri yolun üzerine kadar çıkmıÅ? aÄ?açlar onlar geçerken kimse takılmasın diye köklerini topraÄ?a gömüyorlardı. DiÄ?erlerinden daha çok giyimlerine dikkat etmiÅ? gibilerdi, özel bir günde olduklarının farkındalardı ve görevlerini en iyi Å?ekilde yapmaya da hazırlardı.
Koyu mavi renkte cübbeleri olanlar ise sabırla yürümekteydi, sessizlerdi ve gerekmedikçe konuÅ?muyorlardı. Aralarında en duygusal olanlar onlardı ve sessizliklerini arada bir gözlerinden damlayan gözyaÅ?larının yere düÅ?tüÄ?ünde çıkan ses bozuyordu. Ama aÄ?ladıklarını da fazla belli etmiyorlardı.
Bir de cübbeleri turkuaz renkte olanlar vardı. Sisin arasında öyle bir yürüyorlardı ki dıÅ?ardan görenler diÄ?erlerini onların hizmetkarı bile sanabilirdi. Ã?oÄ?u kiÅ?i biliyordu ki sisin ortaya çıkma nedeni onlardı. Kimse onlara bu konuda Å?ikayette bulunamazdı, ne de olsa ne tepki vereceklerini biliyorlardı.
Tapınak yüz kiÅ?iyi alamayacaktı, bu nedenle her bir taraftan on kiÅ?i alınacaktı. TartıÅ?ma çıkmaması için de düzen ve disiplin anlayıÅ?ıyla hareket eden yeÅ?il cübbeli olanların seçtikleri kiÅ?iler kabul edilecekti.
Ã?len kiÅ?i tapınaÄ?ın ortasındaki taÅ?tan yataÄ?a yatırılmıÅ?tı. Ã?zenle giydirilmiÅ?ti kıyafetleri, saçı taranmıÅ?, tıraÅ? edilmiÅ? ve son yolculuÄ?una hazır hale getirilmiÅ?ti. Cübbesi diÄ?erlerinden farklı olarak mordu. Ak saçına mor renkte kristallerle süslü altından bir taç da takılmıÅ?tı.
YataÄ?ının baÅ? ucuna ise avuçiçi kadar büyüklükte altı tane küre konmuÅ?tu. Her bir küre farklı bir tarafı temsil ediyordu. İçinde hiç sönmeyen aleviyle kızıl renkte olan ile turkuaz renginde yıldırımların içinde çaktıÄ?ı ve yaklaÅ?tıÄ?ında saÄ?ır edici kasırga seslerinin duyulduÄ?u olan en sol taraftaydı. Ortaya ise saf beyaz bir ıÅ?ıÄ?ın içinde hapsolduÄ?u küre ile içine dikkatlice bakıldıÄ?ında en büyük korkunla yüzleÅ?eceÄ?ine inanılan simsiyah bir sisin içinde hapsolduÄ?u küre konulmuÅ?tu. Herhangi bir yerinde delik olmadıÄ?ı için nasıl konulduÄ?uyla ilgili çeÅ?itli teorilerinin olduÄ?u içinde su dolu olan küre ile içinde hiç kurumayan yeÅ?il bir yaprak taÅ?ıyan küre en saÄ? taraftaydı.
Â?Seksen sekiz sene... Yine iyi dayandı. Ben onun konumunda olsaydım bu kadar sorumluluÄ?a iki sene bile dayanamazdım herhalde.Â?
�Bunu sen mi söylüyorsun?�
Firble yeÅ?il cübbeli, Efla ise beyaz cübbeli idi. Ã?len yaÅ?lı adamın bunca sene bu kadar sorumluluÄ?un altından nasıl kalkmıÅ? olduÄ?unu içten içe sorguluyordu Firble. Efla ile yakın dostlardı. Aslında aynı memleketten geliyorlardı. Ä°kisi dıÅ?ında yüz kiÅ?ilik topluluÄ?un arasında TürkiyeÂ?den gelen baÅ?kası yoktu. Herkese haber gönderilmemiÅ?ti bu cenaze törenine katılmaları için. Ã?ünkü tapınaÄ?a sıÄ?ılmayacaÄ?ı belliydi ve en azından her ülkeden bir ya da iki kiÅ?inin gelmesi gerektiÄ?i düÅ?ünülmüÅ?tü.
Â?Ondan sonra gelen kiÅ?inin sorumluluÄ?u daha fazla olacak.Â?
Â?Haklısın, Firble. Yeni gelen umarım sadece sorumluluk bilinci taÅ?ıyor olmaz, vicdanlı biri de olur.Â?
Â?Ben sorumluluk sahibi olmasını istiyorum, sen vicdan sahibi. Biri öncelikle sabırlı olsun isteyecek biri de tuttuÄ?unu koparan biri olsun ki fazla beklemek zorunda kalmayalım diye isteyecek.Â?
Â?Herkes bir Å?ey olmasını isteyecek, ama bir Å?eyi unutacak yine desene.Â?
İçinden fısıltıyla çıkan bu sesi yalnızca otobüste yanında oturan ve insanları sinir edecek Å?ekilde ıslık çalan liseli ergen duymuÅ?tu. Gayet üstüne alınabilirdi ki alınması da gerekiyordu, ama cep telefonunu çıkartmaya çalıÅ?ırken söylenmiÅ? bir gerizekalı sözcüÄ?ünün kendisine söylenmemiÅ? olduÄ?unu düÅ?ünüp ıslık çalmaya devam etti.
GökhanÂ?ın Å?arjı bitmiÅ?ti. Kimin aradıÄ?ını eve gidene kadar öÄ?renemeyecekti. Eve gidebilirse tabi...
Å?iddetli yaÄ?mur trafiÄ?i öyle bir hale getirmiÅ?ti ki on dakikalık yol iki saatte aÅ?ılabilir hale gelmiÅ?ti. En azından iki saat sonra evde olacaktı, buna da Å?ükürdü. Ama otobüsün arka tekerleklerinden biri (saÄ? mı sol mu hiç bir zaman öÄ?renemeyecekti) patlayınca yaÄ?murun altında kalakalmıÅ?tı. Durakta trafiÄ?in, Å?iddetli yaÄ?murun ve tekerleÄ?i patlayan otobüslerin yüzünden insan birikmiÅ?ti. Bu nedenle duraÄ?ın içine sızıp yaÄ?murdan kaçamazdı da.
YaÄ?muru hiç sevmezdi. Nedeni ise basitti. Gözlük silmekten hoÅ?lanmıyordu, hele ıslandı mı onu silmekle uÄ?raÅ?arak deÄ?erli zamanını boÅ?a harcamıÅ? oluyordu.
Kafeteryanın birine girdi ve dizüstü bilgisayarını çıkarttı. Eve gidince yaptıÄ?ı rutin iÅ?leri buradan da yapabilirdi. Her zaman eve varınca girdiÄ?i internet siteleri vardı, onlara bakması gerekiyordu. Bu gerekliliÄ?in çoÄ?u zaman bazıları tarafından ne derece gerekli olup olmadıÄ?ı sıklıkla sorgulansa da Gökhan üye olduÄ?u siteleri artık hayatının bir parçası yapmıÅ?tı.
Aslında Gökhan için önemli olan bir site vardı, Frpworld adında. Siyah saçı, saçının rengine uygun olsun diye sanki bir sürü alıÅ?veriÅ?i merkezi dolaÅ?ılarak alındıÄ?ı belli olan kazaÄ?ı ve akÅ?amyıldızı kolyesine bakarak fantastik edebiyattan az da olsa hoÅ?landıÄ?ını düÅ?ündüÄ?ü genç bir bayan sipariÅ?ini almaya geldiÄ?inde sitesine daha yeni girmiÅ?ti.
Â?HoÅ?geldiniz.Â? dedi bayan ve mönüyü GökhanÂ?ın önüne bıraktı. Ardından hızla kasanın olduÄ?u tarafa gitti, onun da bilgisayarda acele bir iÅ?i vardı anlaÅ?ılan.
Gökhan çayı çok fazla sevmezdi, öyle kahve tiryakiliÄ?i de yoktu. Ama salep ve sıcak çikolatayı özellikle böyle yaÄ?murlu ve soÄ?uk günlerde tüketmek hobisi olmuÅ?tu. Sıcak çikolatanın ayarı tam GökhanÂ?ın istediÄ?i Å?ekilde olmalıydı ama ne fazla çikolatası olacaktı ne de sütü küçük çocuÄ?a hazırlanmıÅ? gibi abartılı olacaktı. Salep ise zaten her koÅ?ulda içilebilir düzeyde oluyordu Gökhan için.
Bayan geri dönse sipariÅ?ini verecekti de bir türlü gelmiyordu. Gökhan ise meÅ?hur sitesine girip öykülerine yeni yorum yazan birileri olmuÅ? mu diye kontrol ediyordu.
Â?Hım anlaÅ?ılan DwaxerÂ?i bir kere daha dürtmem gerekecek. Ã?ok sıktım galiba artık selamlarıma bile yanıt vermez oldu.Â? dedi yüzünü ekÅ?iterek.
Â?Aman canım iki cümle okuyacaklar, anatomi kitabını okumuyorlar diye dua edeceklerine. Aaa, ama dur bugün en azından AlenthasÂ?ı ikna etmeyi baÅ?ardım. Bu da bir Å?ey sayılır. Tüh be, yine FirbleÂ?yi son anda kaçırmıÅ?ım baksana. Yine Å?u alamancılar mı ne girmiÅ? siteye, EflaÂ?ya diyeyim de Å?u sahtekarlara bir çözüm bulsun. Bu saatte Illyra siteye mi girmiÅ??Â?
GökhanÂ?ın genelde her saniyede yaklaÅ?ık otuz düÅ?ünce beyninde dolaÅ?ırdı. DüÅ?üncelerin bütün bir cümle haline geçmeleri ise çok nadir olurdu. Anca iÅ?te genelde kendi kendine soru sorup cevap verdiÄ?i bir kaç cümle olurdu. Bu yüzden telepati gibi bir yetenek iyi ki gerçek hayatta yok, yoksa o yeteneÄ?e sahip kiÅ?inin Gökhan ile karÅ?ılaÅ?ması tüm dünyayı felakete bile sürükleyebilir.
GökhanÂ?ı en iyi anlatan kelimeyi yakın zamanda hoÅ?landıÄ?ı kızlardan biri söylemiÅ?ti. (Gökhan bir gün o kiÅ?iyi bulacaktı, o kiÅ?iyi bulana kadar da onunla derste yanyana oturan, ondan kalem ucu isteyen ve otobüste yoldaÅ?lık etme gafletinde bulunan her kız potansiyel bir sevgili idi, ama GökhanÂ?ın arzusu bir kiÅ?i, daima o kiÅ?i Å?eklinde olduÄ?u için ruh eÅ?ini bulana kadar bir kıza açılmak gibi bir eyleme giriÅ?meyi planlamıyordu.)
�Sen çok garip birisin, Gökhan.�
Yani anatomi sınavına tombala kaÄ?ıtları hazırlayarak çalıÅ?an birisi elbette garip olurdu. Ama o anatomi Å?ekillerini öÄ?renmek için eÄ?lenceli bir yol geliÅ?tirmek geçen sene beÅ? kiÅ?inin geçmiÅ? olduÄ?u efsanevi anatomi dersinden geçmenizi saÄ?lıyorsa garipliÄ?i bir zeka pırıltısı olarak ele almak lazım.
Gökhan sıcak çikolatasını sipariÅ? etmek istiyordu artık. IllyraÂ?yı bu saatte sitede görmek hoÅ?una gitmiÅ?ti ve ona selamını da vermiÅ?ti ama üÅ?üyen elleri artık klavye tuÅ?larına basmakta zorlanıyordu. Bu yüzden acil sıcak bir Å?eylere ihtiyacı vardı.
Â?Sıcak çikolata içmek için bir kafeteryadayım ben de ama garson kız biraz yavaÅ?, neden bu kadar az müÅ?terisini var çözmeye baÅ?ladım diyebilirim.Â? diye yazdı IllyraÂ?ya.
Â?Ben çoktan eve gitmiÅ?sindir diye düÅ?ünmüÅ?tüm, Catboy.Â?
Neden Catboy gibi gayet saçmasapan bir takma isim kullanıyor kimseler bilmez, ama mangalarda geçen kediadamlarla bir ilgisi olmadıÄ?ı konusunda hayatında hiç manga okumamıÅ? GökhanÂ?ın üzerine size yemin edebilirim. Orta okulda bir kaç arkadaÅ?ıyla ilk kez internet kafeye gittiÄ?inde kendisine bir takma isim bulması gerekmiÅ?ti. Ä°lk kullandıÄ?ı aslında sadece Â?catÂ? idi yani bildiÄ?in kedi. Ã?ünkü GökhanÂ?ın çok sevdiÄ?i bir hayvandı.
ArkadaÅ?ları biraz daha karizmatik olsun takma ismi diye düÅ?ündüler ve o takma ismi Â?MegacatÂ? olarak deÄ?iÅ?tirmesini teklif ettiler. Ama afedersin kendini öküzün dıÅ?kısı sanan bir arkadaÅ?ın kullandıÄ?ı Â?MegadethÂ? takma ismine yakın olduÄ?u için bu takma ismi de geçici olmuÅ?tu, yani böyle ezik birinin takma ismine yakın olamazdı kendisinin kullandıÄ?ı takma isim diye isyan etmiÅ?ti o ukala arkadaÅ?. Böylece gel zaman git zaman Catboy evrimini tamamladı yani takma isim konusunda. Yoksa kuyruÄ?unun filan çıktıÄ?ı dedikoduları külliyen yalan.
Â?Å?u garson kız sipariÅ?imi alsa, sonra sıcak çikolatamı getirse, ardından üÅ?ümem geçse tekrardan yollara koyulacaÄ?ım da. Ä°Å?te bekliyoruz hala.Â?
�Merak etme canım, sıcak çikolatan geliyor.�
Â?Å?aka yapma, Illyra. Ben gerçekten de ciddiyim. En iyisi burada bir müÅ?terisinin olduÄ?unu hatırlatayım Å?una.Â?
Â?Gerek yok, bence o biliyordur. Hatta hazırlamaktadır sipariÅ?ini.Â?
Â?Ã?nce bir sipariÅ?imi alsa, hazırlar da. Hem sen onun ne diye avukatlıÄ?ını yapıyorsundur ki, belki tipsiz aptal sarıÅ?ının teki.Â?
Â?Bence sarıÅ?ın deÄ?il, siyah saçlı hatta siyah bir kazaÄ?ı var.Â?
Â?Bazen beni korkutuyorsun, Illyra. Tahmin yeteneÄ?ine hayranım.Â?
YaÄ?mur yüzünden herkes evine gitme telaÅ?ındaydı, bu yüzden de müÅ?teri olarak bir tek Gökhan vardı ki artık müÅ?teri deÄ?il misafirdi Damla için. Dizüstü bilgisayarlarını kaldırmıÅ?lardı. Gökhan hala dudaÄ?ının kenarını yalamaktaydı, üçüncü biraz fazla kaçmıÅ?tı itiraf ediyordu içten içe ama dördücüyü teklif etse hayır demezdi yine. Neyseki Damla yeterince GökhanÂ?ın midesinin sıcak çikolataya doyduÄ?unu düÅ?ünmüÅ?tü ve bir daha teklifte bulunmadı.
Â?Illyra... Yani Damla, kusura bakma sanal alem dıÅ?ında senin maddi olarak var olman bile garip geliyor bana. Ã?ncelikle Å?unu söylememe izin ver, sıcak çikolatayı muhteÅ?em yapıyorsun. Ellerinin ayarı hiç bozulmasın.Â?
Â?TeÅ?ekkür ederim, Gökhan. Ama bence biraz abartıyorsun.Â?
Â?Sadece içimden geleni dilim yoluyla dıÅ?arı aktarıyordum.Â?
Damla misafirini elinden geldiÄ?ince aÄ?ırlamaya çalıÅ?ıyordu. Ama yaÄ?murun Å?iddeti onu en az misafiri kadar germiÅ?ti. Ã?ünkü çoktan eve varmıÅ? olmayı planlıyordu aslında.
Â?Ä°stanbulÂ?dan gelen ve üniversitenin yurdunda kalanların dediÄ?i kadar var aslında, kabul etmek lazım.Â? dedi Gökhan. Yine içinden düÅ?ündüÄ?ünü farkında olmadan dıÅ?ına doÄ?ru aktarıvermiÅ?ti.
Â?Ne diyorlar ki burası ile ilgili?Â? diye sordu ilgiyle Damla. Bir yandan da camdan dıÅ?arı bakıyordu.
Â?Sidikli Ä°zmir...Â?
Â?Bence sorun buranın havasında deÄ?il, kibirli insanların da.Â?
Â?Ä°zmirlilerin kibirli olduÄ?unu düÅ?ünen bir Ä°stanbullu olduÄ?unu bilmiyordum.Â?
Â?YanlıÅ? anladın beni, ben Ä°zmirlilerden bahsetmiyordum. Havanın dengesini bozarak kendilerini bizden üstün olduklarını göstermeye çalıÅ?an onlardan bahsediyorum.Â?
�Bu çok... akla yatkındı.�
Damla birden GökhanÂ?a döndü ve onu incelemeye baÅ?ladı.
Â?Pardon, ben seni de Å?ey sanmıÅ?tım.Â?
Â?Å?ey derken? Ä°nanmıyorum sen de mi? Kız arkadaÅ?ım hiç olmadı ama bu demek deÄ?il ki...Â?
Â?Saçma sapan konuÅ?ma, sadece sitede uzun süre yer alan sıradan birisiyle ilk defa karÅ?ılaÅ?ıyorum. Ä°tiraf etmek gerekirse seni de bizden biri sandıÄ?ım için pot kırdım biraz yoksa sırları korumak için gölgelerde saklanmayı tercih etmiÅ?tim en baÅ?ta.Â?
Â?Ben sıradan biri deÄ?ilim bir kere, içinde meleklerin geçtiÄ?i upuzun öyküler yazıyorum, bu bence sıradıÅ?ı bir Å?ey sayılır. Tamam, fazla uçuk deÄ?il ama cep telefonuyla peygambere mesaj çeken kaç ölüm meleÄ?i gördün bir öyküde.Â?
Damla gülümsedi. Açıkçası sinirleri bozulmuÅ?tu. Olayı aydınlatmak için basit bir yola baÅ?vurdu. Bunun için önce kasasının altında yer alan çekmecesinden bir kalem aldı ve onu GökhanÂ?a uzattı.
�Kusura bakma ama bir kalem bedenime sahip olamaz, ruhumu veririm onun yerine daha az canım yanar.�
Â?Ã?yle bir Å?ey ister miyim senden hiç! Sakin ol, tut onu ve sonra ona bak. YoÄ?unlaÅ? ona ve aklına gelen ilk düÅ?ünceyi söyle.Â?
Â?Nasıl bir saçmalıktır bu?Â? diye isyan etti Gökhan kaleme doÄ?ru dürüst bakmayarak.
Â?Yoksa sana böyle bir Å?ey yaptırıyorum diye bir öfke mi duydun? Å?u anda beni alevlerin içine filan mı atmak istiyorsun?Â? diye sordu Damla heyecanla.
�Ne... Asla, sıcak çikolataların hatrına sana asla zarar vermem.�
Â?O zaman Å?u anda sakinsin, su gibi sabırla benim yapmaya çalıÅ?tıÄ?ım Å?ey neyse bitmesini bekliyorsun?Â?
Â?Å?imdi Å?urada su gibi akar gideceÄ?im, o olacak sonunda. Ben sabırlı biri deÄ?ilim, tamam mı? Bir oyunu otuz kerede bitiremezsem silerim anında bilgisayardan, o derece sabırsız biriyimdir.Â?
Â?Hım, çözemedim seni. Sende hissediyorum ama algılayamadıÄ?ım bir yan var.Â? diyerek pes etti sonunda Damla.
Â?Ã?özdüÄ?ün Å?ey bulmaca deÄ?il, bir insanı çözmek için kalem tek baÅ?ına yetmez.Â?
Diyen kiÅ?i Gökhan deÄ?ildi, zaten böyle bir Å?eyi aklına getirse bile diyemezdi. Ayıp olurdu. Durduk yere IllyraÂ?yı kırmanın alemi yoktu ne de olsa.
Â?Buraya bir daha gelmezsin diye düÅ?ünmüÅ?tüm, Walter.Â? diye yeni geleni karÅ?ıladı Illyra.
Walter denilen kiÅ?i turkuaz atkısını geriye attı ve gri paltosunun düÄ?melerini açtı, ardından GökhanÂ?a döndü.
�İçerisi fazla mı sıcak ne oldu?�
�Sa... sanırım.�
Â?ArkadaÅ? kekeme mi?Â?
Gökhan soruya yanıt vermedi. Ne de olsa hayır derken de kekeleyecekti.
Â?Ã?ıraÄ?ım Aegron ile buralarda geziyorduk, sonra ben düÅ?ündüm ki zaten bize hep sıcak, neden hafif de olsa serinleyemiyoruz? AegronÂ?un neyse ki çevresi geniÅ?, havadar dostlarıyla da arası bayaÄ?ı iyidir. EdmondÂ?un yeteneÄ?i konusunda Å?üphem yok, gördüÄ?ün üzere sen bile eve gitmek konusunda tereddüt yaÅ?ıyorsun, ama kibrine çok çabuk yenik düÅ?tüÄ?ü oluyor, sence de öyle deÄ?il mi? Yoksa BalçovaÂ?da yaÄ?mur yaÄ?arken, KonakÂ?ta kar, BornovaÂ?da da dolu yaÄ?masının baÅ?ka bir açıklaması olamaz.Â?
Damla sinirlenmiÅ?ti ve aÄ?zından çıkan her kelime diÄ?erinden daha da yüksek çıkıyordu. Dahası sanki kafeteryanın içerisinde gölgeler de büyüyor gibi gelmiÅ?ti GökhanÂ?a.
Â?EÄ?lendiniz, hadi artık gidin buradan. Daha fazla gölge etmek istemezsiniz, hele bana.Â?
Â?Hala farkında deÄ?ilsin, Illyra. Buraya seninle eÄ?lenmek için gelmedim. Misafirini götürmeye geldim. Sorun çıkartmaman dileklerimle tabi...Â?
Â?Sana garanti verebileceÄ?im bir Å?ey varsa o da sorun çıkartacak olmamdır, Walter.Â?
Birden Gökhan'ın önceden masanın gölgesi olarak düÅ?ünmüÅ? olduÄ?u siyah bir Å?ey WalterÂ?ı ayak bileklerinden yakaladı ve bedeninin çevresini sarmaya baÅ?ladı.
Â?Yine mi aynı numara?Â? dedi sıkkınlıkla Walter ve iki elini Å?ıklatmasıyla pencereler büyük bir gürültüyle patladı, ardından içeri alevler girdi.
Â?Sizler ya mutantsınız, ya uzaylı ya da büyücü? Lütfen yunan tanrıları ya da vampirlerin yer aldıÄ?ı saçmasapan bir gençlik masalının içine hapsolmuÅ? olduÄ?umu söylemeyin.Â? diye baÄ?ırdı Gökhan o anda, hayranlık dolu bir sesti aslında. Tabi alevler yüzünü rahatsız etmiÅ?ti ve merakına yenik düÅ?tüÄ?ünden gözlerini kapatmak da istemiyordu.
�Hala onu götürmek istiyor musun?� diye sordu Illyra bu soru ve ricanın üzerine.
Â?Emir aldım ve yerine getirmek zorundayım. Bu sefer Â?baÅ? adayÂ?ı ilk biz bulacaÄ?ız.Â?
Â?Ä°stersen on emiri yerine getir, umurumda deÄ?il, Walter. EÄ?er bu dediÄ?in kiÅ?iyse kusura bakma, ama benim de baÄ?lı olduÄ?um bir grup var ve o grubun itibarı için onu götürecek olan kiÅ?i ben olmalıyım.Â?
Â?Bu frp grubu gibi bir Å?ey mi?Â? diye araya girdi Gökhan.
Â?SUSAR MISIN?Â?
Kimin sesi daha baskındı, o anda pek anlamamıÅ?tı. Yine de susmayı tercih etmiÅ?ti.
Â?EÄ?er Edmond ne yapmaya çalıÅ?tıÄ?ınızı anlasa ihanete uÄ?ramıÅ? olduÄ?unu düÅ?ünür ve bir daha Aegron ona öfkeli metalci kalabalıÄ?ın arasında konsere gitmesini saÄ?layacak bedava bilet hediye etse bile sizinle görüÅ?mez.Â?
Â?Illyra, beni düÅ?ünmeni duygulandırdı demek isterdim ama benim duyduÄ?um duygu Å?u anda sana karÅ?ı öfke ve nefret, bu yüzden bu iÅ?i uzamadan bitirsek daha iyi olur yanık izleriyle dolu bir hayat geçirmek istemiyorsan tabi..Â?
O esnada itfaiye ve polis sireninin sesleri duyuldu.
Â?Sanırım seni elleri kelepçeli bir Å?ekilde giderken görmek bugüne kısmetmiÅ?.Â? dedi keyifle Damla. Â?Sıkıysa polislere de alev topu yolla, ardından öfkeli dostlarına hesabını verirken ben de yanında olacaÄ?ım, merak etme.Â?
Â?Bu iÅ? burada bitmedi, o çocuÄ?u senin götürmene izin vermeyeceÄ?im.Â? dedi Walter son kez ve sonra mekandan ayrıldı.
�Polislere ne anlatacaksın?� diye sordu Gökhan birden.
Â?Böyle zamanlarda her zaman hazırda patlamıÅ? olarak görünen bir tüpü elimde bulundururum neyse ki.Â? dedi göz kırparak Damla.
�Beni nereye götüreceksin peki?�
Â?Nereye gitmek istiyorsun Å?u anda?Â?
Â?Eve...Â?
Â?O zaman seni eve götürüyorum. Asla ama asla kimse seni istemediÄ?in bir yere götüremez. Bunu unutma, tamam mı?Â?
Damla, GökhanÂ?a artık bildiklerini anlatmaya baÅ?lamıÅ?tı ve açıklama çok uzun süreceÄ?e benziyordu.
Â?Bundan asırlar önce bizlere insanlar tanrı derlerdi, Zeus, Afrodit, Kali gibi dünyada bir sürü tanrı dolaÅ?ırdı. Kimisi havaya hükmederdi, kimisinin dört adet kolu vardı. Bazıları bu tanrısal özellikleriyle insanlara hükmetmeye baÅ?ladı.
"MısırÂ?da kendilerine firavun dendi. Ama bir kaç dönemin ardından her firavunun aslında tanrısal özellikleri olmadıÄ?ı ortaya çıkınca, insanlar kandırıldıklarını düÅ?ündüler. Böylece artık bize tanrı denmez oldu.
"Onun yerine melek demeye baÅ?ladılar. Yine aynı Å?ekilde havaya hükmedenlerimiz vardı, dokunduÄ?u zaman insanların canlarını alacak denli güçlü olanlarımız vardı. Ä°nsanlar melekleri yücelttiler, ama bir süre sonra artık onların aramızda deÄ?il de baÅ?ka bir yerde yaÅ?ayan ayrı bir varlıklar olduÄ?unu kabul ettiler. Bir kısmımıza peygamber dendi, denizleri ikiye bölenlerimiz oldu, ateÅ?in içine atıldıÄ?ında yanmadan saÄ? kalmayı baÅ?arabilenler oldu.
"Bu zamana kadar ne olursak olalım hep yüce bir varlık olarak kabul görüyorduk, ama ilerleyen dönemlerde tam tersi yönde bu oldu ve bizler cadı olduk, acımasızca avlandık ve yok edildik. Ama din gücünü kaybedip bilim yükselmeye baÅ?ladıÄ?ında bizim ne olduÄ?umuzla ilgili baÅ?ka teoriler geliÅ?tirmeye baÅ?ladılar.
Bilim adamları bizlerden yakaladıklarını gizli bir laboratuvarda incelediklerinde bizde mutasyona uÄ?ramıÅ? genleri fark ettiler ve bize mutant demeye baÅ?ladılar. Bir kısmımıza ise baÅ?ka bir dünyadan gelmiÅ?iz görüntüsü yedirilmeye çalıÅ?ıldı ve uzaylı olduk.
"Bazen bizden güçlerini daha da geliÅ?tirmek için sadistçe yollara baÅ?vuranlarımız oldu, onlara daha deÄ?iÅ?ik ve korkuyla anılan isimler verildi vampir, lamia, okami, cin, Å?eytan, vendigo, leprikon ve bunların benzer fantastik türevleri. Å?imdilerde daha çok yaptıklarımızı göz yanılsaması olarak örtbas edebiliyoruz, insanlar bizleri izlemek için para bile veriyorlar bu nedenle sihirbaz ya da daha çok büyücü olarak biliniyoruz.Â?
Â?Bu sanırım her Å?eyi açıklıyor.Â? diyebildi Gökhan.
Â?YaptıÄ?ımız Å?ey Å?imdi büyü olarak biliniyor. Peki bu büyü nedir? Nasıl yapabiliyoruz ve neye göre bu büyüyü yapma yeteneÄ?i bizlerde oluyor? DoÄ?ada madde ve enerji vardır. Birbirlerine evrilip dururler sürekli. Aslında her Å?eyin temelinde enerji vardır. Madde enerjinin bir halidir en indirgenmiÅ? bir Å?ekilde.
"Gördün sen de, gölgeleri hareket ettirebiliyorum. Ama gerçekte gölgeleri deÄ?il ıÅ?ıÄ?ın kırılma açılarıyla oynuyorum ıÅ?ık daha ileri yani daha büyük bir açıyla kırılıyor bu da gölgenin boyunu büyütmüÅ? oluyor. Ã?ünkü gölge bir cisim deÄ?ildir, bir engel sonucu ıÅ?ıÄ?ın geçememesinden kaynaklanan fiziksel bir olaydır.
"Peki ben bunu nasıl yapabiliyorum? IÅ?ık doÄ?rusal dalgalar halinde yayılan elektromanyetik bir enerjidir. O zaman benim ıÅ?ıÄ?ı nasıl manipüle ettiÄ?imi ve bu esnada neler olduÄ?unu fizik açıklayabilir. Ben ıÅ?ıÄ?a böyle bir komut verdiÄ?imde, bedenimde özellikle beynimde bir takım hormonlar ve sinirsel iletiler harekete geçiyor, ardından bir takım tepkimeler meydana geliyor. Kimya bu tepkimelerin Å?emasını çıkartabilir. Dahası benim böyle bir yeteneÄ?imin olması hücrelerimin her birinde yer alan genlerimde kayıtlı ve bu aileden gelen kayıtsal bir Å?ey mi yoksa doÄ?umum esnasında olan bir mutasyonun etkisi mi buna genetik yani biyoloji ortaya çıkartabilir.
"Bu yetenekler çocuklara aktırılıyor mu yoksa tamamen baÅ?ka faktörlere göre mi meydana geliyor bu bile daha belli deÄ?il. Bunu anlattım, çünkü bizler bu dünyada herkes gibi varız ve paranormal, ilahi ya da kurgusal bir Å?eyle açıklanamayız. Her Å?eyin bir nedeni ve sonucu vardır, her Å?eyin bir formülü vardır. Yani bizleri salt büyücüler olarak tanımlayamazsın.Â?
DamlaÂ?nın anlatacakları bitmiÅ?ti.
Â?Peki sizlere ne diye diye hitap etmem daha doÄ?ru olur?Â? diye sordu Gökhan sonunda.
Â?Ä°nsan. Bizler de insanız. Herkes gibi doÄ?arız, büyürüz, yemek yeriz, aÅ?ık oluruz, evleniriz, ebeveyn oluruz, sonra yaÅ?lanır ölürüz. Bazılarımız ölümsüzlüÄ?ün sırrı gibi saçmalıklarla uÄ?raÅ?ır dururlar ama bu Å?imdilik imkansız gibi.Â?
Gökhan heyecanla atıldı ama ardından.
Â?EÄ?er kromozomların uçlarında yer alan telomer yapılarının yaÅ?landıkça kısalmasını engelleyebilirsek ölümsüzlüÄ?ün sırrını bulmuÅ? oluruz. Bizim yaÅ?lanmamıza neden olan Å?ey bu telomerlerin kısalması olduÄ?u kanıtlandı, ama bu sürecin nasıl engelleneceÄ?i daha bulunamadı.Â?
Â?Sen biyoloji okuyordun deÄ?il mi?Â?
Â?Evet.Â?
Â?Senden önceki sanat tarihi profesörü idi. Bu yüzden daha çok estetik kaygıları gündeme getirir, eski çaÄ?larda bizi resmeden insanların neye göre bize kanat takıp neye göre elimize lir takmıÅ? vaziyete soktuklarını kavramaya çalıÅ?ırdı.Â?
�Benden önceki derken?�
KonuÅ?maları buraya kadardı. Damla, GökhanÂ?ı siyah renkli Megane marka otomobiliyle evine götürüyordu. Polisleri tüp patladıÄ?ına ikna etmiÅ?, yarım saat ambulansta aslında pek olmayan yaralarına pansumanları yapılmıÅ?tı. Ardından her Å?ey tatlıya baÄ?lanmıÅ?tı. Sahilden gidiyorlardı. Eve iyice geç kalmıÅ?tı. Å?arjı bittiÄ?inden ailesine haber de verememiÅ?ti. DanlaÂ?nın da telefonu patlama yüzünden bozulmuÅ?tu.
Arabanın arka tarafında birisinin olduÄ?unu Damla biliyordu. Ama Gökhan o ana kadar fark edememiÅ?ti.
Â?Demek bana onu bulduÄ?unu bile haber vermeye gerek duymadın, ustacaÄ?ım?Â?
Â?Aaa, sen de FrpworldÂ?densin. Bir türlü öykülerini bitiremeyen, hep yarım bırakan Alenthas sendin deÄ?il mi?Â?
��ok geveze çıktı bu sefer ki.�
�Hiçte bile.�
Baran sakin kalmayı ne olursa olsun becerebilen biriydi.
�Bu zibidiyi neden evine bırakıyoruz? Götürsek ya hemen!�
Â?Ona söz verdim, çıraÄ?ım. DiÄ?erleri gibi hareket edersek ürkütmüÅ? oluruz sadece onu. Hazır olunca kendisi gelecektir zaten.Â?
Â?O zaman da baÅ?kası bizden önce harekete geçerse. En son II. MuratÂ?ı biz bulmuÅ?tuk. Onu da az daha kaçırıyorduk. Yine senin gibi birisi yüzünden babasının ölümünü saklamıÅ?tık ve bize tepkisini on yedi yaÅ?ında tahta geçerek göstermiÅ?ti.Â?
Â?Babasının vasiyetini yerine getiriyordu. Bizle alakası yoktu bu iÅ?in. Hem onun yerine yedekte olan daha bizden çıkmıÅ?tı.Â?
Â?Onu da biz deÄ?il turkuaz kravatlılar bulmuÅ?tu.Â?
Gökhan sabır duasını okumayı bitirdikten sonra: Â?Neden bahsediyorsunuz? 6. Osmanlı PadiÅ?ahı on yedi yaÅ?ında tahta geçen ve beÅ? eÅ?i, yedi erkek çocuÄ?u, beÅ? kız çocuÄ?u olan II. MuratÂ?tan bahsetmiyorsunuz deÄ?il mi?Â? diye detaylarını vererek sordu ki iyice emin olabilsin.
Ä°kisinin garip bakıÅ?ını fark ettiÄ?inde: Â?Ne var, Osmanlı TarihiÂ?nin kuruluÅ? dönemi ilgimi çekiyor.Â? dedi.
Damla, GökhanÂ?ın evinin önüne kadar getirmiÅ?ti. Gökhan ilk defa bu kadar eve geç kalıyordu. YaÄ?mur da tekrardan baÅ?lamıÅ?tı. Damla ve Baran ile vedalaÅ?tıktan sonra birden büyücülerin dünyasından yine sıradan dünyaya geçiÅ? yapmıÅ?tı.
Baran, ustasına ne kadar sinirlenmiÅ? olsa da bunu belli etmiyordu. Ama Damla, çıraÄ?ının hislerinin farkındaydı.
Â?Onu serbest bırakmamı doÄ?ru bulmuyorsun deÄ?il mi?Â? diye sordu sonunda Damla.
Â?İçimden geldiÄ?i Å?ekilde konuÅ?mamı bekleme istersen, çünkü aÄ?ır sözler sarf etmek istemiyorum durduk yere.Â? diye yanıt verdi Baran.
Otomobil gecenin karanlıÄ?ında ilerlemeye devam ediyordu ki yolun ortasında kocaman bir ıÅ?ık süzmesi belirdi ve Damla otomobili aniden durdurmak zorunda kaldı.
�Bir ak vicdan sünepesi yakınlarda olmalı.� diye belirtti Baran.
Â?DiÄ?er taraflar hakkında konuÅ?urken dalga geçme diye kaç defa söylemem gerekiyor sana çıraÄ?ım.Â? diye azarladı Damla.
Otomobilden inmeden beklediler. IÅ?ık süzmesi otomobilin etrafını kapladı ve kocaman ıÅ?ıktan bir küreye dönüÅ?tü. Damla konsantre oldu ve otomobilin gölgesini geniÅ?letti, ardından binaların, direklerin, her Å?eyin gölgesi birleÅ?ti yol kapkara bir bataklık gibi oldu. IÅ?ık küresi de bu bataklıÄ?ın ortasında parlayan bir feneri andırıyordu. IÅ?ık küresi gölgelerin baskısına uzun bir süre dayandı, ama gittikçe küçülüyor gibiydi.
Â?Bu ıÅ?ık oyununu daha ne kadar sürdüreceksin?Â? diye göremediÄ?i düÅ?manına sordu Damla.
Â?Laneti kaldırmadıÄ?ın sürece senin devam etmene izin veremem.Â? diye bir ses duyuldu.
Sakallı, genç biriydi karÅ?ısındaki kiÅ?i. Beyaz yün bir atkı giymiÅ?ti. Ama bunun dıÅ?ında diÄ?er kıyafetleri bir sürü farklı renkten oluÅ?uyordu. Kot mavi pantolunu, gri kazaÄ?ı, siyak paltosu vardı yani beyaz rengi tüm kıyafetlerine yansıtmamıÅ?tı.
Â?Aaa, demek sensin, Efla. Lanet kırmada üstüne yok diye biliyordum. Ne oldu, bu sefer zorladım mı seni biraz?Â? diye alay etti Damla düÅ?manıyla.
Â?Adayı sizin taraftan baÅ?ka kimse götüremesin onun üstüne bir lanet yaptıÄ?ını biliyoruz. Belki farkına bile varmayacaÄ?ı bir lanet, ama yine de çok tehlikeli. Bizim taraf ya da sizin haricindeki diÄ?er taraflar onu ilk götüren olmasın diye çok büyük bir riske giriyorsun.Â?
Baran Å?aÅ?ırmıÅ?tı. Å?imdi daha iyi anlıyordu. Bu yüzden çocuÄ?un gitmesine izin vermiÅ?ti, bu yüzden rahattı ne de olsa diÄ?er tarafların hiç biri onu götüremeyecekti.
�Hangi laneti kullandı, usta? Ne zaman yaptın ben hiç anlayamadım bile.�
Soruya yanıtı Efla verdi: Â?Ustan büyük bir kumar oynuyor. BaÄ?lanma lanetini kullandı. Basit ve zararsız gözüken bir lanettir, ama eÄ?er aradaki baÄ?ı bozacak o üçüncü kiÅ?i ortaya çıkarsa çocuÄ?u öldürmüÅ? olursunuz.Â?
Â?Merak etme. Gözüm hep üstünde olacak. BaÄ?ın arasına üçüncü bir kiÅ?i girmeyecek. Ã?ocuk emniyette ve baÅ?ına bir Å?ey gelmeyecek. Sonuçta onu ilk götürecek olan gölgelerin tarafı olacak. Böylece hiç bir tarafta olmayan bir özellikle donanmıÅ? olacak ve uzun zamandır beklenen kiÅ?i olup hükmün gerçekleÅ?mesini saÄ?layacak.Â? diye karÅ?ılık verdi Damla.
Â?Hükmün gerçekleÅ?mesini bizler de çok istiyoruz. Ama vicdanımız buna el vermiyor. Ã?ünkü onu sen de gördün, çok temiz ve iyi niyetli biri. Onu gerçekten de düÅ?ündüÄ?ün kiÅ?iye dönüÅ?türebilecek misin? Dünya bunu kaldırabilir mi? Vicdanının sesini belki dinlemek istemezsin, ama en azından biraz düÅ?ün. Olması gereken bu olsa da, buna izin vermemelisin.Â?
EflaÂ?nın dediklerini doÄ?ru bulsa da Damla kararlıydı. Baran ise ne zaman harekete geçecek diye bekliyordu ustasını. Sonunda dayanamadı ve otomobilden indi.
Â?Uzattın ama. Vicdan da vicdan. Hep bu yüzden olmadı mı anılmasını bile istemediÄ?iniz Å?eyler?Â?
Damla da indi otomobilden ve çıraÄ?ına kızdı: Â?Sen bu iÅ?e karıÅ?ma.Â?
Â?Hayır, yetti artık. Birisi dersini alacak bu gece.Â? dedi Baran ve sol elinde oluÅ?turduÄ?u gölge topunu EflaÂ?ya gönderdi.
Efla tek bir bakıÅ?ıyla gölge topunu ona ulaÅ?amadan yok etti. Gölge ıÅ?ıÄ?ın geçmemesinden oluÅ?an fiziki bir olaydı ne de olsa. Gölge topunun meydana geldiÄ?i kaynak ise otomobilin altındaki gölgeydi. Efla hemen oraya ufak bir ıÅ?ık küresi göndermiÅ?ti böylece gölgenin oluÅ?acaÄ?ı bir engel kalmamıÅ?tı geriye.
Â?IÅ?ık bir alev deÄ?ildir, söndüremezsin. Su hiç deÄ?ildir, buharlaÅ?tıramazsın. Gölge ile kıyaslayamazsın bile, ıÅ?ık altında kaybolup gider. Toprak onsuz bir hiçtir, onunla ancak var olur. IÅ?ıÄ?ı yok eden tek Å?ey yüreÄ?imizde gizlidir. Onu açıÄ?a çıkartmak istiyorsan önce kendine Å?unu sormalısın: IÅ?ıktan neden nefret ediyorum?Â?
��ünkü kahrolası gözlerimi yakıyor. Kör olmak üzereyim seni amansız, osuruktan vicdanına edeyim emi?�
Damla: Â?Lütfen sakin ol, Efla sen de. Ä°nsanlar yine ufolar bizi ziyaret etti sanacaklar, bir Ä°zmirÂ?de eksikti onu da yaptın sonunda.Â? diye durdurmaya çalıÅ?tı.
Â?Ã?ıraÄ?ına söyle. Ã?nce fizik kurallarını öÄ?rensin, gölge ve ıÅ?ıÄ?ı meydana getiren olayları bilirse gücünü nerede, nasıl, ne Å?ekilde kullanır daha iyi öÄ?renir.Â?
�Dedim ona. Ama dinlemedi ki beni hiç.�
Â?Neyse anlaÅ?ılan laneti kaldırmayacaksın. Ã?yle olsun. Beyaz taraf bu konuda ne kadar rahatsız olsa da en fazla sözlü Å?ikayetlerimizi sürdürmeye devam ederiz. Ama kırmızı ve turkuaza dikkat edin, sıkı düÅ?manlarınız olacaklardır.Â?
Â?Beklenir bir Å?ey zaten. Ona da hazırlık yaptık.Â?
�O zaman bana müsaade. Size iyi geceler dilerim, Illyra ve Alenthas.�
�Size de Efla, Yüce Beyaz Efendi.� dedi saygıyla Damla.
Görmesi yavaÅ?ça düzelen Baran sinirle: Â?Yüce beyazmıÅ?, angora tavÅ?anı yününden yapılmıÅ? atkı takıyor sonra neymiÅ? ben beyazım. Hadi oradan...Â? dedi.
Ege DeniziÂ?nin ortasında bir yatta parti veriliyordu. Gecenin ikisi olmuÅ?tu. Partiye katılanların çoÄ?u soÄ?uk suya aldırıÅ? etmeden denize atlıyorlardı ve suyla uyum içinde yüzüyorlardı. Partiyi organize eden elinde kadehi ortaya çıktıÄ?ında herkes sessizlik içinde beklemeye baÅ?ladı.
Â?Biliyorum, aramızda suyun sakin sesiyle huzur bulamayanlar yoldaÅ?larımız da bulunuyor. Yine de partinin sahibinin seçtiÄ?i yer hakkında hiç bir Å?ikayette bulunmadıkları için öncelikle onlara teÅ?ekkür ederim.Â?
Kadehini kaldırdı ve içti. Arkasından misafirler de içkilerini havaya kaldırdılar ve sonra içtiler.
Havada bulut bile yoktu ama yatın ortasına aniden bir yıldırım düÅ?müÅ?tü. Yıldırımın düÅ?tüÄ?ü yerde siyah bir sis de oluÅ?muÅ?tu. Sisin arasından orta yaÅ?lı bir adam çıkıverdi.
�Beni davet etmeyerek yeterince üzdün, Artemis Efendi.� dedi kibirli bir ses tonuyla.
Â?Genel istek üzerine havadan ve ateÅ?ten davetli kabul etmemeye karar verdik. Seninle alakalı bir durum deÄ?il.Â? diye açıkladı davetin sahibi Artemis sakinliÄ?ini koruyarak.
Yatın etrafını ufak tekneler sarmaya baÅ?lamıÅ?tı. Artemis, DarkgnomeÂ?a bakarak: Â?DüÅ?ündüÄ?üm Å?eyi mi yapıyorsun yoksa? Cidden onlarla mı birleÅ?tiniz?Â? diye sordu.
Â?Her ne kadar kibirli biri olsam da, günahların efendisinin kibirden ziyade öfke olduÄ?unu iyi bilirim.Â? dedi sadece Darkgnome.
Yata çıkan kırmızı bereli ve üniformalı askerler yata çıkmıÅ?lardı. Yüksek rütbeli olan DarkgnomeÂ?un yanına vardı, elinde Glock 30 olarak bilinen tabancadan vardı sadece.
Â?Ã?fkemizi istediÄ?in an kusmaya hazırız, Darkgnome efendi.Â?
Â?Dalga geçmenin sırası deÄ?il, gölgeler de bizden yana olmadıÄ?ına göre bu iÅ?i iki taraf olarak hızlıca halletmemiz gerekecek. Efla ve Firble durumdan haberdar olursak inan bana ıÅ?ık ve topraÄ?ı bir arada görmek istemezsin.Â?
Â?Genç, beni bir avuç gece lambası ile turÅ?u kavonozu durduramaz.Â? dedi kibrin doruklarında Darkgnome.
Artemis ise sakince masasından kadehine bir bardak daha içki koyuyordu. Bu durum WalterÂ?ı öfkelendirmiÅ?ti.
Artemis içkisinin yudumlarken: �Sabretmesini bilmeseydim evlat, su gibi yolumu bulamazdım hiç bir zaman.� diye açıkladı.
Â?Suyun yolundan gidenlerle asla anlaÅ?amazsın, Walter. Dinleme onu.Â? diye uyardı Darkgnome.
Â?Buraya dinlemeye gelmedim, sen de öyle.Â? diye baÄ?ırdı Walter ve tabancasını ateÅ?ledi. ArtemisÂ?in önce elindeki kadehe ardından kalbine denk geldi kurÅ?un. Walter bununla da yetinmedi ve kurÅ?una odaklanınca ArtemisÂ?in kurÅ?un yarasından alevler yükseldi. Artemis acı içindeydi, bunu herkes biliyordu ama o sabırla duruyordu sadece.
Â?Kanındaki her maddeyi oksijen ile tepkimeye sokuyorum, geriye ne bir eritrosit ne de bir lökosit kalıncaya kadar kanını alev içinde yok edeceÄ?im. Sinirlerin tek tek kavrulacak, oksijen elementinin zaman içinde yok edemeyeceÄ?i bir baÅ?ka element yoktur. Ben sadece enzim görevi görüyorum, oksijenin tepkimeye girme süresini kısaltıyorum ve oluÅ?an alevleri yönlendiriyorum.Â? diye gururla açıklamasını yapıyordu Walter.
Tüm vücudu alevler içindeydi artık ArtemisÂ?in. Darkgnome kibrini filan unutmuÅ?tu, bir zamanlar onunla beraber yaÅ?adıÄ?ı güzel anılar bir bir aklına geliyordu. Onun bu yatını bile hediye eden Darkgnome idi. Ne kadar dost olurlarsa olsun, tarafları aynı deÄ?ildi. Zamanı geldi mi herkes birbirinin düÅ?manı olurdu ne de olsa. Onlara ilk öÄ?retilen Å?ey buydu: Dostlar sadece geleceÄ?in düÅ?manlarıdır!
Â?Bu vahÅ?ete daha fazla gözlemci olarak katılamam.Â? diye inledi ve WalterÂ?ın etrafındaki havaya konsantre oldu. Havayı sıkıÅ?tırınca oluÅ?an küre basınca dayanamadıÄ?ında oluÅ?an iki saniyelik hortum WalterÂ?ı yatın dıÅ?ına kadar uçurmaya yetmiÅ?ti.
Â?Bu içindeki alevi söndürmeyecektir yüksek ihtimal. Ama bir yerden yangını söndürmeye baÅ?lamak gerekir.Â?
Sonra külleÅ?miÅ? bedeniyle yerde yatan ArtemisÂ?in yanına koÅ?tu. Misafirler sakin kalmaya devam ediyorlardı, kıpırdamadan duruyorlardı çünkü kırmızı bereli askerlerin Å?akası yoktu.
Â?Neden karÅ?ı durmadın?Â? diye baÄ?ırdı Darkgnome.
�Sabırla beklersen su yolunu bulur.� dedi bir ses arkasından.
Bu ArtemisÂ?ti. Ama bedeninin bir kısmı hala suydu. Külden beden tamamen yok olurken birikmeye baÅ?layan su ArtemisÂ?in yarım kalmıÅ? bedenini de onarıyordu.
Darkgnome arkasında oluÅ?maya devam eden ArtemisÂ?e ne diyeceÄ?ini bilmeden baktı bir süre: Â?Hatalıydım, öfkeyle kalkan cidden zararla oturuyormuÅ?. Bunu kendi kibirli gözlerimle bir gördükten sonra bir daha asla yanlıÅ? tarafa bahis yatırmam.Â?
Â?Buraya sen de çocuk için geldin deÄ?il mi? Ve ona bizim ulaÅ?mamıza engel olmak için de bizi aradan çıkartmak için ateÅ? ile birleÅ?tin. Peki, sonunda iki taraf da çocuk için kapıÅ?mayacak mıydı sanki?Â?
Â?Onu götüren bizim taraf olacak, Artemis. Ã?lmemiÅ? olmana inan sevindim, ama o çocuk yüzünden karÅ?ı karÅ?ıya gelme durumumuz olursa seni kendi ellerimden özenle yarattıÄ?ım yıldırımlarla yok ederim.Â?
Â?O zaman savaÅ? baÅ?ladı, dostum. Altı taraftan birisi kazanacak, diÄ?erleri ise tamamen yok olup gidecek.Â?
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum