Buz gibi rüzgar yüzünü yalayıp geçerken güçlü barbar karların içinde bata çıka can havliyle koÅ?turmaktaydı. Kar taneleri iyice sıklaÅ?mıÅ?, rüzgarla beraber saÄ?a sola savrulurken artan sis ile beraber görüÅ?ü iyice kısıtlıyordu. Barbarın görünen heryanı kalın giysiler ile kaplanmıÅ?ken, sımsıkı sarıldıÄ?ı pelerini aslında tunrada yaÅ?ayan bir daÄ? aslanının kürküydü ve beyaz üzerine kömür karası dalmaçyalar görünmekteydi. Barbar yüzünü deri bir maske ile kapatmıÅ?, ellerine kapkalın elidivenler geçirmiÅ?ti. AÄ?ır giysilerinin altında endiÅ?eli bir Å?ekilde daÄ?lık alanı aÅ?maya çalıÅ?ıyordu.
GeniÅ? vadi bir kez daha sarsıldı. Yerin dibinden gelen uÄ?ultu benzeri sesler esen yoÄ?un rüzgarın ıslıÄ?ının içinde kaybolmaktaydı.
Barbar Å?imdi daha da hızlanmaya çalıÅ?ıyordu. Barbar pelerininin altından çıkardıÄ?ı matarasından dibinde kalan son Å?arap damlalarını çabucak içti. Savrulan pelerinini tekrar kontrolü altına alarak ilerleyiÅ?ine devam etti. Sonunda daÄ?ın eteklerini aÅ?arak öte tarafa geçiÅ?i saÄ?layan pasaja varmıÅ?tı.
Derin bir uÄ?ultu tundranın içersinde duyulur oldu. Belki de yüzyıllardır duyulmamıÅ? bir acının ilk somut ifadesiydi bu. Ses saniyeler boyunca inlemeye devam etti.
Barbar derin ve güçlü soluklar alıp vererek pasaj boyunca ilerlemeye koyuldu. DaÄ?ın içersinden açılan ince bir tünele baÄ?lanıyordu bu pasaj. Ama tünel...Å?imdi ortalarda yoktu!
Barbar bir an duraksadı. Tünel yıkılmıÅ?tı. Tünele yakın noktalarda da daÄ?ın belli bölümlerinde bazı kopmaların bu yıkımı tetiklediÄ?i görülebiliyordu. Aynı zamanda daÄ?ın üzerinde sedef hastalıÄ?ına tutulmuÅ? bir insan yüzünde olduÄ?u gibi bir deÄ?iÅ?me ve bozulma meydana getirmiÅ?ti.
Barbar tünelin açıklarından geçmeye uÄ?raÅ? verirken daÄ? bu sefer oldukça güçlü bir Å?ekilde titredi. Ã?yleki, horizontal sallantı tüm tundra üzerinde Å?iddetle hissedilmiÅ?ti.
Barbar bu Å?iddetli sallanma ile beraber dengesini kaybetti, yere düÅ?tü.
Tundra üzerinde son ve en büyük sarsıntı patlak verdi. Bu sırada müthiÅ? bir patlama ve gümbürtü ortalıÄ?ı salladı, bu sefer tüm Aduria bölgesi kökünden sarsılmıÅ?tı.
Barbar ise, önce dev kayaların altında kaldı, sonra cazırdayan lavların içinde son nefesini verdi...
-------------------------
Barbarın baÄ?lı bulunduÄ?u kabilenin Å?efi, Ulu Bearnal kısık gözlerle tundrayı izlemekteydi. Yüzünde vahim ve endiÅ?eli bir ifade vardı ve son Å?iddetli sarsıntıdan sonra hızla kabilesinin yerleÅ?iminin bulunduÄ?u alanı kuÅ?bakıÅ?ı gören tepelik sırtlara yöneldi. AÅ?aÄ?ıda, kabile mensupları korku ile etrafa kaçırken Ulu Å?ef tepelik sırta kısa sürede vardı, burası Tundranın tüm güney kısmının izlenebileceÄ?i yüksek bir noktaydı.
Kabile Å?efin aÄ?ır giysisi rüzgar ile beraber saÄ?a sola savrulurken tüm kabile tepede onu bir nokta halinde görmüÅ?lerdi. Bu durum karÅ?ısında neredeyse hepsinin nutku tutlmuÅ?tu.
Bir süre sonra hepsi yere kapandı. Ellerini göÄ?e açarak Ulu Fazgihl e dualar mırıldanmaya baÅ?ladılar...
Bir süre sonra Tundranın merkezindeki Krethras daÄ?ı son kez sarsılacak, ardından günler boyu devam ederek Aduria bölgesini küllerine boÄ?acak müthiÅ? volkan harekete geçecekti...
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülü
Last edited by Eldarin_ on Sat Dec 10, 2005 9:14 am; edited 1 time in total
SavaÅ?çıların Tepesinde kısa süren bir büyüsel ıÅ?ımanın ardından farklı noktalarda iki kiÅ?i birden beliriverdi.
Maelthrachath ve Andero birbirlerinden 150 metre kadar uzakta, fakat aynı tepeliÄ?in üzeride belirivermiÅ?lerdi. Ä°kisi de büyüsel gücün etkisinden hoÅ?lanmamıÅ?lardı.
Ä°kisi de kadim Efsanelerin adından bahsettiÄ?i SavaÅ?çıları tepesindeydiler Å?imdi. Birbirlerini tanımıyorlardı, ve neler olacaÄ?ı hakkında da fikirsizdiler...
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülü
Joined: Jun 24, 2004
Posts: 758
Location: Ä°stanbul
Posted:
Sat Dec 10, 2005 9:38 am
Sanırım alıÅ?maya baÅ?lıyorum diye içinden geçirdi Andero. Büyüye alıÅ?kın bedeni her ne kadar ilk baÅ?larda bu büyüsel sarsıntılardan az da olsa etkilense de artık rahat bir Å?ekilde kabullenebiliyordu. Kendisini kilometrelerce uzaÄ?a taÅ?ıyan bu büyü gücünü seviyordu. Apocalypse'in kendilerine verdiÄ?i güçler tartıÅ?ılmazdı.
Samuray dizleri üzerinden doÄ?ruldu ve kumul zeminin siyah pelerininde bırakmıÅ? olduÄ?u tozları saÄ? pençesini kullanarak hafifçe silkeledi. Ardından baÅ?ını kaldırdı ve kızıl gözleriyle çevresini süzmeye baÅ?ladı.
- Tam yazdıÄ?ı gibi... dedi kendi kendisine hafifçe. Küpüthanelerindeki kitaplar burayı gerçekten güzel anlatmıÅ?lardı. Efla'nın büyüsünde sapma yaÅ?amaması da buna bir iÅ?aretti aslında. Artık baÅ?lıyordu...
Kızıl gözler etrafı tararken Andero kendisine yaklaÅ?ık 110-120m uzaklıkta bir Å?ekil daha çarpmıÅ?tı. Andero'nun gözleri kısıldı. BoÅ? arazide, her ne kadar karÅ?ısındaki Å?ey gibi seçtiÄ?i kadarıyla çelimsiz bir Å?ey de olsa, böyle birden birini gözüne kestirmek düÅ?ünülmesi gereken bir olguydu. Buranın yakınlarında bir yerleÅ?im birimi olup olmadıÄ?ı hakkında bir fikri yoktu zira hiçbir harita en ufak yerleÅ?im birimine kadar göstermezdi. Aç herifler diye geçirdi Andero içinden gülümseyerek. Ã?elimsiz vücut ona bunu gösteriyordu. Tek sorun, belin yanındaki parıltılardı...
Andero normal bir hızla Å?ekle doÄ?ru ilerlemeye baÅ?ladı ve 50 m kadar ilerledikten sonra durarak,
- Hey sen, kendini tanıt hemen. diye bariton sesiyle baÄ?ırdı.
_________________ Sadness is my reward because I hate, because I am alone, because I exist. It is the thing which reveals my rage, my envy. I neither live nor die. I will always pursue her. I am sad, I am angry and, I am waiting my time, because I am it, revenge itself.
Joined: Jan 15, 2005
Posts: 1310
Location: Ä°zmir
Posted:
Sun Dec 11, 2005 12:07 am
Rasnar günlerdir yollardaydı. Bu sürede envai çeÅ?it yaratık görmüÅ?, büyük bi kısmıyla savaÅ?mak zorunda kalmıÅ?tı. Ancak ne olursa olsun tek parça halinde yola devam edebilmiÅ?ti. Å?imdi de tek dileÄ?i tanrısının isteÄ?ini yerine getirmekti. Tanrısından görevini aldıgı zamanı aklına getirince içini bir ürperti sardı. "SavaÅ? Babası" Clangeddin inananlarına farklı yollarla gözükürdü, Rasnar dahi O`nun farklı tezahürleri ile karÅ?ılaÅ?mıÅ?tı. Bir seferinde O`nu devasa müzik aletlerinden oluÅ?an gümbürdeyen bir koro, bir seferinde baÅ?tan aÅ?aÄ?ı zırhlı bir cüce olarak görmüÅ?tü. Ancak ilk defa en son seferdeki gibi Å?ekilsiz soÄ?uk bir bulut Å?eklinde deÄ?ildi. Bulut düÅ?lerinin arasında belirmiÅ? ve kendisine SAvaÅ?çıların Tepesine gitmesini buyurmuÅ?tu. Ana rahmine düÅ?tüÄ?ü andan beri Kutsal Varlıkların kendisi ile konuÅ?masına alıÅ?mıÅ? olan Ransar için bu yıkıcı bir etki göstermemiÅ?ti. yürürken bir yandan kendi kendi söyleniyordu
-"Puff eminim ki Büyük Yarıkta gördüÄ?üm rahipler tanrılarının bu tip bir tezahürünü görseler yataklarından kalkamazlardı !"
Bu cücenin eski dostlarını" ne ilk ne son hatırlamasıydı ve ne zaman sınırlarını zorlasa aklına kabul görmediÄ?i günleri getirir ve bundan güç alırdı. Bu seferde öyle yapmıÅ?, içinde yorgunluktan sonra kalan son kıvılcımları tutuÅ?turmuÅ?tu. Ne kadar dayanıklı da olsa bu cüceninde bir sınırı vardı ve tükeniyordu...
---------------------
Ransar elindeki kaba haritayı bir sefer daha inceledi. AnlayaibldiÄ?i kadarıyla doÄ?ru yerdeydi ancak burası boÅ? ve kurak bir araziye benziyordu. Ã?nündeki topraklara bakarken "yine dayanıklılıÄ?ımı sınama zamanı" diye düÅ?ündü. "Sanırım bu sefer burada hayatta kalmam ve devler, goblinler, ejderler ve daha hangi lanet tanrının cezası yaratıklar varsa onları haklamam gerekiyor herhalde..."
SavaÅ? sesleri Ransar için neredeyse yüreÄ?inde hissettiÄ?i tanrısının fısıltıları kadar hoÅ?tu ve bunu kendine itiraf tmekten hiç çekinmiyordu. Her ne kadar tam emin olmadan körce bir çatıÅ?maya girmektense konuÅ?mayı yeÄ?lese dahi iÅ?ler kaçınılmaz noktaya geldiÄ?inde genelde yüzünde ufak bir gülümseme olurdu. "Clangedin`in ta kendisi gibi" derdi eski ve tek sevdiÄ?i rahip olan Moradin baÅ?rahibi. Yine aynı kiÅ?inin O`na Clangeddin`in yüzünde gülümseme ve ilahi dudaklarında savaÅ? Å?arkıları ile çatıÅ?maya girdiÄ?ini anlatıÅ?ını hatırladı ve derin bir soluk alarak bir cüce baladı söylemeye baÅ?ladı.
-"AÅ?tık geldik ormandan, daÄ?lardan ve yoldan"
"Korksun artık goblinler sopadan ve baltadan"
"Hey ya huldan hey ya holdan......."
.............
Bir süre sonra ileride 2 insanımsı Å?ekil görünce Ransar gözlerini kısarak Å?arkısına son verdi ve ileridekilerin kim yada ne olduklarını anlamaya çalıÅ?tı...
Buçukluk tepeye doÄ?ru ilerlerken Maltyr Gölü kıyılarına en kestirme yola varmak için nereden dönmesi gerektiÄ?ini düÅ?ünüyordu. Hava çok kötüydü.. Karın soÄ?ukluÄ?unu ilk defa bu kadar uzun hissediyordu. Kalacak bir yere ihtiyacı vardı. Bir an tepede sanki bir ıÅ?ık görmüÅ? gibi geldi. IÅ?ıÄ?ın olduÄ?unu düÅ?ündüÄ?ü yöne ilerledi.
Dakikalar geçmiÅ?ti ama ıÅ?ık nereden gelmiÅ?se kaynaÄ?ına bir türlü ulaÅ?amıyordu. Sonra uzaktaki Å?ekli gördü.. Å?ekle yaklaÅ?tıkça yanında birisini daha fark etti. Büyük olan daha çok bir hayvana benziyordu. Boynuzları vardı boyu çok fazlaydı. Ve derisi... Demire benziyordu ama bütün bedenini kaplıyordu. Derinin üzerinde sanki bi Å?ekiller vardı ama ne olduÄ?unu anlamadı. Ama bu bir insan derisi olamazdı ya da buçukluk ya da cüce. Ailesinin anlattıÄ?ı o garip ırkları hatırladı. Ã?ocukken annesi ona masal anlatırdı. Belki o zaman onu seviyorlardı da. Hiç olmazsa biraz. Ne olursa olsun tüm uzunlarla mesafeli olması gerektiÄ?ini söylemiÅ?ti. Ve o durmamıÅ?tı.
DüÅ?ünceleri kafasından atmaya çalıÅ?tı. Orada muhtemelen bir hayvan ve sahibi vardı. Ona yardımcı olabilirlerdi. Yine de onları biraz gözlemleyip nasıl birileri oldukları hakkında bilgi edinmek en doÄ?rusu gibiydi. Sessizce etraflarından dönüp rüzgarı arkasına almaya böylece onlaın bakmakta zorlanacakları yöne hareket etmeyi denedi. Bir yandan gözü hayvanın ve sahibinin üzerindeydi.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Hobbit kara bata çıka soÄ?uÄ?u ileklerine kadar hissederek ilerledi. Artık rüzgar arkasında olduÄ?u için önündeki hayvanı ve sahibini daha net görebiliyordu. Onlar kendine baktıklarında ise yüzlerine gelecek kar tanelerinin kendisini görmelerini düÅ?ündü. Daha dikkatli bakıldıÄ?ında hayvan çok daha korkunç görünüyordu. Bir an adamın onun gerçekten sahibi olup olmadıÄ?ını düÅ?ündü ama sahibi deÄ?ilse orada iÅ?i neydi. Gerçi kendinin orada iÅ?i neydi onu da hatırlamıyordu. Hayvana biraz daha dikkatli baktı. Sanki derisinin üzerinde aleve benzer bir Å?eyler gördüÄ?ünü sandı. Her halde yanılıyordu. Hem gördüÄ?ü hareket eden Å?ey her neyse kırmızı deÄ?ildi. Hayvanın arkasında sallanan bir Å?ey var gibiydi. Sanki bir giysi gibi. Buçukluk bir an acaba bu önümdeki gerçekten hayvan mı diye düÅ?ündü. Sonra köye zamanında gelen bir Å?ekilde kendisinin sözünü dinlemeyi öÄ?rettiÄ?i bir ayıyı giydiren bir adamı hatırladı. Ama böyle korkunç görünen bir hayvana sözünü dinletmeyi kim baÅ?armıÅ? olabilirdi ki.
Bir anda arkasında biri varmıÅ? gibi bir his duydu ve arkasını döndü. Kar bu defa kendi gözüne gelse de gördüÄ?ü kiÅ?i çok yakındaydı. Uzun sakalları kendisinde daha uzun olsa da uzunların kısa uzun anlamına gelen cüce taktıÄ?ı ona anlatılan hikayelerdeki ırkı hatılamasını saÄ?ladı. Bir cüce. Masalda duyduÄ?u bir varlık bir anda önünde belirmiÅ?ti. Ne söyleyeceÄ?ini ne yapacaÄ?ını bilemeden, cücenin önünde öylece durdu.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Maelthrachath büyüsel taÅ?ımanın ardından büyüye alıÅ?kın bünyesine raÄ?men kendisini bir an halsiz hissetti.
SavaÅ?çı iç güdüleri hemen alamra geçti. Karlı ortam ve fırtınalı hava onu sonsuz alev topu kadar rahatsız etmiyordu ama soÄ?uk aÅ?ması gereken bir sorundu. Neyseki büyücüler grubu ile geçirdiÄ?i kısa sürede ve kaçak olarak geçirdiÄ?i mücadele dönemlerinde yer yüzü hakkında biraz bilgi toplayabilmiÅ?ti. Ã?zerindeki pelerine iyice sarındı yavaÅ?ça doÄ?ruldu. Kızıl gözlerini birazcık kıstı ve etrafını incelemeye baÅ?ladı. KarÅ?ısında gördüÄ?ü(yarı iblis) ve Å?u anda henüz tam olarak konuÅ?makta zorlandıÄ?ı "ortak lisanda" kendisine sesleniyordu. Ä°blisler ve iblislerden bozma yarı iblisler Karanlık Altında alıÅ?ılmıÅ? varlıklardı ama ya yer yüzünde?
Deri eldivenleri pelerinin altında yavaÅ?ça kılıçlarına kaydı. Dik durdu ve karÅ?ısındaki devasa yaratıÄ?a doÄ?ru ilerlemeye baÅ?ladı.
Karanlık altının keskin dilinde "Görevini arayan bir savaÅ?çıyım, Å?imdi sen kendini tanıt."
Vücudundaki adrenalinin yavaÅ? yavaÅ? tırmanmaya baÅ?ladıÄ?ını hisseti. Hafifçe gülümsedi. Kaslarını bir yay kiriÅ?i gibi gerginleÅ?tirdi. Gerekiyorsa- hazırdı...
_________________ "What is locked can be opened; What is hidden can be found; What is yours will be mine."
Joined: Jan 15, 2005
Posts: 1310
Location: Ä°zmir
Posted:
Wed Dec 14, 2005 8:33 am
Cüce bir anda karÅ?ısına çıkan buçukluÄ?a doÄ?ru Å?üpheli gözlerle baktı. Zaman zaman kafası bir böcekten hallice olan bazı goblinler üst baÅ?larını buçukluk yada gnomlara benzetirlerdi - iÅ?in doÄ?rusu Ransar bunları hiç görmemiÅ?ti ancak Büyük Yarık`taki kayıtlarda olabileceÄ?ini okumuÅ?tu - Goblin ve devlerin beklentisi içindeki Ransar Å?arkısını yazdıÄ?ı günü hatırladı. Bür sürü goblin vardı ve ele gelecek kadar da dev. Suratına geniÅ? bir gülümseme yayılan cüce buçukluÄ?a benzeyen Å?eyi - ki olmamasını umuyordu - iyice süzdükten sonra iyi iÅ?lenmiÅ? baltasının sapına elini yerleÅ?tirip karÅ?ısındaki ufaklıÄ?a iÅ?aret etti
Sıcak hava kuÅ?aÄ?ı altındaki SavaÅ?çıların tepesi ve hükmettiÄ?i bölgeler üzerinde Å?imdilerde oldukça keskin bir soÄ?uk hüküm sürmekteydi. GüneÅ? tepede belli belirsiz gözükse de neredeyse ilikleri donduran rüzgarlar bölgeyi etkisi altına almıÅ?tı. Tepelik alan yer yer karın da etkisi altında kalmıÅ?tı, doÄ?u yakası hafif bitki örtüsüne sahipti. Tepelik ise en yüksek noktasında yerden 40 metre yüksekteydi, oldukça geniÅ? bir alana yayılıyordu. Tepenin en üst kısmında ise hafif koruluk bir alan göze çarpıyordu. Burada artan bitki örtüsü karında tutmasını saÄ?lamıÅ?tı. Ve koruluk, tepeliÄ?in merkezi sayılabilirdi.
Mael pelerinine sarındı, hemen ilerisinde kabaran alevlerin etrafını sardıÄ?ı oldukça aÄ?ır zırhlar kuÅ?anmıÅ? bir savaÅ?çı vardı. Adamın ne zamandan beri burada olduÄ?unu bilmiyordu, yine de temkinli yaklaÅ?ılması gereken birisi ile karÅ?ı karÅ?ıyaydı.
Andero ise karÅ?ısında ince suretli bir drow görüyordu. Daha önce mabedlerinde de yer altından gelen bu zalim ırkın mensuplarını görmüÅ?tü. Muhtemelen diÅ?i drowların baskısına dayanamayarak yüzeye kaçmıÅ? birisiydi bu drowda. Andero için bu, gülünesi bir durum sayılabilirdi.
Ransar ileride gördüÄ?ü buçukluk, goblin benzeri ufaklıÄ?a baktı. Rivro hemen karÅ?ısında tıknaz bir cüce görmekteydi. Oldukça iyi zırhlanmıÅ? ve bir cüceye göre oldukça özenli bir giyime sahip bir cüce sayılabilirdi karÅ?ısındaki. Ve dosdoÄ?ru kendisini çaÄ?ırmıÅ?tı demin. Belki de Rivro bu kadar çabuk fark edilmesini beklemiyordu. Ã?yle ya da böyle, bir Å?ey fark etmezdi. Cüce onu yanına çaÄ?ırmıÅ?tı. Rivro nun gözünde bu karÅ?ılaÅ?ma da oldukça komik sayılabilirdi. DıÅ?arıdan oldukça Å?aÅ?aalı bir giyime sahip olsa da o müthiÅ? giyimin altında yine bir cüce olacaktı. Rivro nun gözünde cüce replikleri hep birbirine benzerdi. Kralından iÅ?çisine kadar hepsi aynı durumlara aynı tepkiler verirler, aynı Å?eylerden hoÅ?lanır, aynı Å?eylere sinirlenirlerdi.
Bu esnada savaÅ?çıların tepesine baÅ?ka birisi yaklaÅ?maktaydı. Yine üzerindeki pelerine sarınmıÅ?, atletik görünümlü kısık gözlerle tepeliÄ?i izleyen bir baÅ?kası.
Thuh Saka nın engin daÄ?lıklarında yaÅ?amıÅ? Kami Lantern SavaÅ?çıların Tepesine varmıÅ?tı. GeldiÄ?i yönden doÄ?ru baktıÄ?ında ilerisinde yükselen geniÅ? tepeliÄ?i ve uç noktalarına sıralanmıÅ? yayvan koruluÄ?u görebiliyordu. TepeliÄ?in üzerinde baÅ?ka birileri de vardı, fakat henüz onları seçememiÅ?ti.
--------------------------------
SavaÅ?çıların Tepesinin karlı tepelerinin içinde kısa bir anlıÄ?ına mavi kızıl ıÅ?ıklar aydınlandı. Korulukta yaÅ?ayan birkaç minik hayvan bu ufak parıltı ile kovuklarından çıkmıÅ?lardı. Kapkara gözüyle bir sincap, gri bir yaban tavÅ?anı burunlarını oynatıyorlar, bir anda yayılan ıÅ?ıktan ötürü etrafı izliyorlardı.
KoruluÄ?un içinde eski püskü cüppeleriyle bir baÅ?kası belirmiÅ?ti. Alnında kalın siyah bir bandana bardı ve dalgalı saçları nı tepesine kadar sarıyordu bu bandana. Yüzünde belli bölgelere özenle yerleÅ?tirilmiÅ? gibi kırıÅ?ıklıklar bulunmaktı ve bu, bakıÅ?larına daha bir sertlik katmaktaydı. Orta yaÅ?lı adamın oldukça iri ve atletik bir bedene sahip olduÄ?u söylenebilirdi.
Drekkar koruluÄ?un hemen merkezinde belirmiÅ?ti. Etrafı dikkatlice izledi. Hemen sol tarafında müthiÅ? bir savaÅ?çı heykeli vardı. Dev atının üzerine binmiÅ? bir atlı süvari, elinde 5 metre kadar ileri uzanan bir mızrak taÅ?ımakta, at Å?aha kalkmıÅ?ken, mızraÄ?ını tepeden aÅ?aÄ?ı doÄ?ru yatay bir açıyla ileri yöneltmiÅ?ti. Bu müthiÅ? bir kare gibi göründü DrekkarÂ?a. Heykel hafif tümsek bir alanın üzerinde yerleÅ?tirilmiÅ?, yer yer çatlamıÅ? ve kopmuÅ? parçaları ile oldukça eski görünümlüydü. Kayalık tümseÄ?in üzerine bazı rünler iÅ?lenmiÅ?ti. Drekkar, heykele yaklaÅ?ırken bu rünleri okumuÅ?tu. Â?Demek buraya SavaÅ?çıların Tepesi denmesinin sebebi buymuÅ?Â?Â? dedi içinden.
Sonra bir büyünün sözlerine baÅ?ladı, oldukça uzun ve aÄ?dalı bir büyü olduÄ?u belliydi. Adam el hareketlerini normalden çok daha hızlı yapabiliyordu ve büyülü sözcüklerde dudaklarından bir o kadar çabuk çıkmaktaydı.
Büyü kısa sürede sonra erdi, Drekkar son olarak, heykelin üzerine tek bir dokunuÅ? bıraktı.
DokunuÃ…?tan hemen sonra heykel ortadan kaybolmuÃ…?tu!. Ya da;
Drekkar büyüsünün iÅ?leyiÅ?inden memnun bir Å?ekilde dimdik karlık zemine baktı. Hafif yere doÄ?ru eÄ?ildi, yerdeki minik oniksi aldı. Gözünün tam önüne getirerek saÄ?lı sollu inceledi. Orjinalinin aynısıydıÂ?
Drekkar oniksi belindeki keselerden birine yerleÅ?tirdi. Yerden bir tomak kar birikintisi alarak avuçlarının içinde oÄ?uÅ?turdu. Koruluktan aÅ?aÄ?ıya, grubun kendisini bekleyeceÄ?i söylenen noktaya doÄ?ru yol almaya baÅ?ladıÂ?
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülü
Hobbit çete içinde geçirdiÄ?i günlerin alıÅ?kanlıÄ?ı ile cücenin üzerini inceledi. Pek deÄ?erli çalınacak bir Å?ey yok gibiydi. Baltalar ve kalkan çok büyüktü. Süslemeler de güzel görünüyorlardı. Biraz da korkutucu ama yerlerinden çıkartılamazlardı ki.
Cücenin sözleri Hobbit'i irkiltti. Ne yapıyordu? Ã?nünde kim olduÄ?unu bilmediÄ?i birisi vardı. En azından yarı uzun denecek birisi.. Uzunların eÅ?yalarını çalmaya çalıÅ?an çocuklara karÅ?ı bazen ne kadar kızabildiklerini canlarını yakabildiÄ?ini görmüÅ?tü. Bunu hiç anlamıyordu. Bazen yıllardır ellerini sürmedikleri eÅ?yaları alındıÄ?ında insanlar aldıÄ?ında uzunlar niye bu kadar kızıyorlardı ki.
Cüceler hakkında duyduÄ?u farklı hikayeler vardı. Dikkatli olmalıydı. Cücenin elinin yavaÅ?ça baltasına gittiÄ?ini görünce daha da irkildi.
Sonra gözü cücenin üzerinde yaklaÅ?maya karar verdi. EÄ?er ona saldırırsa hızla yanından kaçmayı düÅ?ünüyordu. Arkasını dönüp de kaçabilirdi ama bu beklenen bir hareket olurdu.
Cüceye bir iki adım yaklaÅ?ırken selam verdi. Bu arada üÅ?ümenin ve korkunun yarattıÄ?ı titremeyi engelleyemiyordu. Merhaba bayım dedi cüce kelimesini kullanmaktan çekinerek insanlar hobbitlere de buçukluk derdi ama bazı buçukluklar bundan hoÅ?lanmazdı. Aslında kendisi de bu tanımı sevmezdi. Uzun olan insanlardı çünkü ama söylendiÄ?inde hiç tepki göstermemiÅ?ti.
Selam Adım Rivro dedi. Ma... Hobbitköylüyüm. -Maltrydan geldiÄ?ini söylemesi doÄ?ru olmazdı. Ne kadar insanların birçoÄ?u onu bilmese de o hırsızdı. Ã?stelik son olay nasıl sonuçlandı bilmiyordu.- Ama oradan ayrıldım. Bi ıÅ?ık görmüÅ?tüm de tepede... Hava çok soÄ?uk olduÄ?undan.. dedi titremesini sürdürerek. Siz de mi gezginsiniz? Sözleri birbirine karıÅ?mıÅ?tı farkındaydı ama soÄ?uk korku birleÅ?erek onun zihnini zorluyordu. Son cümleryi bitirdikten sonra kendini zorlayıp cücenin gözlerinin içine bakarak ama baltaya götürülmüÅ? elinin hareketine de dikkat etmeye çalıÅ?arak bekledi.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Hobbit cücenin hareketini beklerken omzundaki yükünün ve dalın aÄ?ırlıÄ?ını hissetti. O hayvana benzeyen ama birisinin giydirdiÄ?i Å?ey her neyse iÅ?te. Ve bu cüce ona yükünü unutturmuÅ?tu. EÄ?er kaçacaksa bunlar ona aÄ?ırlık yapacaktı. Hem uzunları gözlediÄ?inde onların da güvendikleri kiÅ?iklerle konuÅ?urken eÅ?yalarını bıraktıklarını görmüÅ?tü. Her ne kadar bu güvenin ne kadar gerçek olduÄ?undan emin olmasa da.. Hobbitlerde bu çok fark etmezdi. Cücelerse.. Onları bilmiyordu. Ne olursa olsun eÅ?yalarını bırakması daha iyi olacak gibiydi. Odunu sırtından indirdi. Ve ucundaki torba ile yere koydu. Cüceye bakarak birkaç parça eÅ?ya ve yiyeceÄ?im var içinde dedi. EÄ?er paylaÅ?mak isterseniz. Ama önce sıcak bir yer bulmak gerek sanırım.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Joined: Jun 24, 2004
Posts: 758
Location: Ä°stanbul
Posted:
Wed Dec 14, 2005 7:12 pm
Andero 2,40'lık boyuyla tepeden baktıÄ?ı drowa sivri diÅ?lerini açıÄ?a çıkartan ufak bir sırıtıÅ?la karÅ?ılık verdi. Bu ırkı çok iyi bilirdi. Daha diÅ?ilerine hükmetmeyi becerememiÅ? ezik bir ırklardı ama savaÅ?larda iyi harcanabiliyorlardı. Kendisinden korkarak kaçan kara Å?övalyenin, grubundaki bir drowu sadece iki hamlede nasıl öldürdüÄ?üne tanık olmuÅ?tu. Bunlar zayıf yaratıklardı. Vücutlarında rastlanmayan ve efsanevi bir savaÅ?çıda olması gereken en önemli Å?eyden, kastan yoksunlardı. Peh!
Andero drowun cevabını dinledi sessizce ve ardından sorusunu cevapladı.
- Kendimi tanıtmak? Hah! dedi ve ardından devam etti yarı iblis...
- Senin hayalini bile kuramayacaÄ?ın Å?eyler yaÅ?amıÅ?, senin gibilerden çoÄ?una komutanlık yapmıÅ? ve belki de en önemlisi, görevini bilen birisiyim asker. dedi.
Canlılar üzerinde yarattıÄ?ı etkiyi bilirdi. Korkunç fiziÄ?inin ve görüntüsünün sıradanlaÅ?masına hiç de yardımcı olmayan zırhının etrafa yaydıÄ?ı korkuyu ve potansiyel savaÅ? hissini çok iyi biliyordu, zira daha önce bir çok kez bunu tecrübe etmiÅ?ti. Ä°nsanların onun savaÅ?tan baÅ?ka iÅ?e yaramadıÄ?ını düÅ?ünmesi ilginçti. Ne de olsa o bir samuraydı.
- Irkının bazı üyelerinin, kim bilir belki de senin de, taptıÄ?ı kaosun yüce tanrısının ölüm arzusunun yeryüzündeki haliyle karÅ?ı karÅ?ıyasın drow. Bana Katliam'ın Eli derler. diyerek devam etti.
- Demek görevini arıyorsun... dedi ve kısa bir an susarak düÅ?ündü. Efendi Glasya kendisine SavaÅ?çılar'ın Tepesi'nde birileri ile buluÅ?acaÄ?ını ve o kiÅ?ilerin kendisine arayıÅ?ında yardım edeceÄ?ini söylemiÅ?ti. O zaman bu onlardan birisiydi. DiÄ?erleri neredeydi peki? Andero olayların ne kadarını anlatması gerektiÄ?ini tarttı bir an.
- Görevin bana arayıÅ?ımda hizmet etmek drow. dedi ve devam etti,
- Ã?zerinde yürüdüÄ?ün bu topraklar yakın zamanda yok olacak. Zayıf zihnin bunu anlayabilir mi bilmiyorum ama yapacaÄ?ımız Å?ey bir tanrıyı bulmak. Bu yüzden buraya gönderildim ve bana burada bazı savaÅ?çılarla buluÅ?acaÄ?ım söylendi diyerek drowu göstere göstere yeniden süzdü kızıl gözleriyle ve,
- Ki seni bulduÄ?uma göre bunlar doÄ?ru. Bekle. DiÄ?erleri de gelecektir. diyerek pelerinini siyah zırhlı bedenine sardı. Pandemoniumun ana boyutu olduÄ?u bir yarı iblis için hava gerçekten soÄ?uktu...
_________________ Sadness is my reward because I hate, because I am alone, because I exist. It is the thing which reveals my rage, my envy. I neither live nor die. I will always pursue her. I am sad, I am angry and, I am waiting my time, because I am it, revenge itself.
Joined: Jan 15, 2005
Posts: 1310
Location: Ä°zmir
Posted:
Wed Dec 14, 2005 8:49 pm
Ransar buçukluÄ?un konuÅ?masını duyduÄ?u ilk anda hayalkırıklıÄ?ına uÄ?ramıÅ?tı. "Lanet yer savaÅ?çıların tepesi olmalıydı, bu hakikaten de bir buçukluk" diye düÅ?ünürkeni karÅ?ısındakinin sözlerini dikkatlice dinledi. Esasında bu ufak halktan pek hoÅ?lanmasına raÄ?men bir goblin bulmayı tercih ederdi ancak yinede buçukluÄ?un çaresiz ve iyi niyetli görüntüsü onu etkilemiÅ?ti. Tam ismini söylemek için aÄ?zını açtıÄ?ı sırada buçukluÄ?un çantasını yere bırakıp yiyecekleri paylaÅ?mayı teklif ettiÄ?ini gördü.
Merakla çantaya bakan Ransar karÅ?ısındakine cevap verdi
-Benim de adım Ransar ufaklık. Söyle bakalım burada ne iÅ?in var ve Å?u karÅ?ıdaki LANET olasıca Å?ey de hangi cehennemin dibinden gelmiÅ? öyle?
Cüce buçukluÄ?a ilgisini kaybetmemiÅ? olmakla beraber onun nazik bir yaratık olduÄ?unu tahmin etmiÅ? ve ilgisinin büyük kısmını gözüne bir yerlerden tanıdık gelen iri yaratıÄ?a odaklamıÅ?tı. Büyük Yarık`taki Moradin TapınaÄ?ında farklı yaratıklardan bahsedildiÄ?ini hatırladı. Bu yaratıÄ?ı hatırlayacaktı....
Hobbit karÅ?ısında duran canlıya yine baktı. Sesini çok da yükseltmemeye çalıÅ?arak konuÅ?tu. Bir hayvan gibi geldi ilk baÅ?ta bana ineklerin erkek olanlarında olduÄ?u gibi. Ama daha dikkatli bakınca sanki arkasında bir giysi var gibi. Bi de derisinin üzerinde ateÅ? gibi harekt eden bir Å?ey gördüm gibi geldi. Ama ateÅ? olamaz sanırım çünkü kırmızı deÄ?il siyah renkte. Cüceye bakıp ekledi bizi o kadar rahat görüyor olamazlar o ve yanındaki uzun.. Bize baktıklarında rüzgar karı üzerlerine sürükliycek.
Sonra ilk soruyu hatırlayıp durdu. Ben yine biraz durup ne söyleyebileceÄ?ini düÅ?ündü. Ben gezginim. DediÄ?im gibi Hobbitköyden.. Buranın aÅ?aÄ?ılarında bir göl olmalı. Büyük bir göl. Oraya gidiyordum. Göl kıyısında evler varmıÅ?. Onlardan birinde iÅ? bulurum diye düÅ?ünmüÅ?tüm. Biraz durup ekledi. Temizlik gibi iÅ?ler için mesela. Sonra kar yaÄ?maya baÅ?ladı. Ã?Å?üdüm biraz tepede bir ıÅ?ık görünce belki bir ev vardı diye buraya çıktım. Ve bu Hayva... bu her neyse iÅ?te onu gördüm.
Hobbit hızlı konuÅ?tuÄ?unu farketti DurduÄ?unda nefes nefese kalmıÅ?tı. Cücenin ilgisi iyice o hayvana benzeyen Å?eye yönelmiÅ? gibiydi. YavaÅ?ça torbasını eline aldı. Onun yanına gitmeyi mi düÅ?ünüyorsunuz bayım diye sordu.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Mael hızlı bir bakıÅ?la etrafını inceledi ve yarı-iblisin sözlerini tarttı.
Drow hızla kılıçlarından birisini çekti ve önünde yere sapladı. Kırmızı iÅ?lemeli sapına tutundu hafif eÄ?ildi ve gülümsedi.
"Senin gibi bir alt ırk için biraz fazlamı soÄ?uk büyük önder?"
Pelerinin baÅ?lıÄ?ını gözlerine kadar çekerek rüzgar ve kardan kendisini sakındı.
"Bekleyelim o halde..."
_________________ "What is locked can be opened; What is hidden can be found; What is yours will be mine."
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum