Not: Bunu yaklaÅ?ık üç yıl önce yazmıÅ?tım, aslında ocakbaÅ?ı bölümünde de bunu yayınlamıÅ?tım. O zaman adı farklıydı. Ama belki devam ettirmek isteyen olursa diye, buraya koymak istiyorum. Artık bu tarz pek yazamıyorum, yine de ben de devam ettiren olursa yardımcı olurum.
Cadı Avı
Dodja kendindeki garip güçleri keÅ?fettiÄ?inde bunu kimseye anlatmamasının daha iyi olacaÄ?ına karar vermiÅ?ti. Ã?ünkü yaÅ?adıÄ?ı kasaba gerçekdıÅ?ı, garip yeteneÄ?i olan insanlara karÅ?ı hoÅ?görülü deÄ?ildi. Kendisi daha küçük bir çocukken yakınlardaki ormanda yaÅ?ayan cadılara karÅ?ı baÅ?latılan av yarıÅ?ını hatırlamaktaydı. Yakalanan cadılar yakılıyor, yakalayanlara da büyük ödül veriliyordu. Artık öyle bir hale gelmiÅ?ti ki olaylar, düÅ?en yıldırıma, aniden baÅ?layan yangına hep kasaba halkı cadıların yaptıÄ?ını iddia eder olmuÅ?tu.
Zaten ailesi de bu tür konularda çok önyargılıydı. Onun için annesine ve babasına da kendindeki garipliklerden bahsetmemekteydi.
Babası kasabanın en usta balıkçılarından biriydi. Kasabadaki herkes tarafından sevilen biriydi babası Faji. Annesi Mori de evlerinin altına açtıkları dükkânda terzilikle uÄ?raÅ?maktaydı. Dedikodudan hoÅ?lanmayan, sakin ve içine kapanık bir kadındı.
Fassa kasabası, bir liman Ã…?ehri olan Dena’ya yakın olduÄ?u için kasabalıların en önemli geçim kaynaÄ?ı balıkçılıktı.
Cadı avı vakası yavaÅ?ça hafızalardan silinmeye baÅ?lamıÅ?, herkes artık sıradan yaÅ?amlarına dönmüÅ?tü ama Dodja hala o yıllarda geçirmiÅ? olduÄ?u sıkıntıları unutamıyordu. Sanki cadıların düÅ?üncelerini okuyabiliyor, onların çektiÄ?i acıları o da paylaÅ?ıyordu. Onlar yakılırken kendisinin de ateÅ?in içinde olduÄ?unu hissetmekteydi.
O sene kıÅ? erken gelmiÅ?ti. Ã?Ä?le vakti köyün en yaÅ?lıca Bay Todd dizlerini ovalayarak:
“Dizlerimdeki aÄ?rı iyice azdı. Galiba fırtına yaklaÃ…?ıyor.”
YaÅ?lı adam haklıydı. AkÅ?ama doÄ?ru baÅ?layan yaÄ?mur yavaÅ?ça sert bir rüzgâr eÅ?liÄ?inde fırtınaya dönüÅ?mekteydi.
Dodja ilk yaÄ?mur damlaları yüzüne vurduÄ?unda kasabanın dıÅ?ına doÄ?ru yürümekteydi. Niye gittiÄ?ini o da tam olarak bilmiyordu. Tek bildiÄ?i oraya gitmesini gerektirecek bir Å?ey olduÄ?uydu. Ama yaÄ?murun Å?iddetleneceÄ?ini fark ettiÄ?inde geri dönmesi gerektiÄ?ine karar verdi. Tam dönerken yolun kenarında yüzü cübbesinin baÅ?lıÄ?ı yüzünden karanlıkta kalmıÅ? yaÅ?lı bir adam gördü.
Yanına en azından bir meÅ?ale almıÅ? olmayı diledi. YaÄ?murun etkisiyle kasabanın ıÅ?ıkları kasabanın yerini zar zor belli ediyordu. Yıldızlardan eser yoktu. Ay ise dolunay olduÄ?u halde halın ve koyu bulutların ardından orada olduÄ?unu ancak belli ediyordu. YaÄ?mur ise iyiden iyiye Å?iddetlenmiÅ?ti.
Yolun kenarındaki adamı gördüÄ?ünde "Bu havada dıÅ?arda olmak çok saçma." diye düÅ?ündü içinden, sanki kendi dıÅ?arıda deÄ?ilmiÅ? gibi. "Ama benim durumum farklı" diye düÅ?ündü. Ama ne iÅ?im var burda sorusuna bir yanıt bulamıyordu.
Bir Å?eyi öÄ?renmenin en iyi yolu sormaktı çoÄ?u zaman. YaÄ?murun ortasında duran yaÅ?lı bir adam bir içini ürpertmiÅ? olsa da onu bu soruyu sormaya motive edecek bir sürü duygu vardı.
"Bu yaÄ?murda burada ne yapıyorsunuz? Yardımcı olaiblir miyim" Dedi adamın yanına yaklaÅ?arak. Å?iddetlenen yaÄ?murdan dolayı bunu neredeyse baÄ?ırarak söylemesi gerekmiÅ?ti. Ve "Asıl senin ne iÅ?in var" gibi bir cevap vekliyordu. Ama böyle bir cevap gelmedi. YaÅ?lı adam Dodjanın suratına baktı. Suratında garip yara izine benzer birÅ?ey vardı. Yine de tam seçemiyordu. Sadece bi an için gözlerini biraz kıstıÄ?ını farkedebildi. Ve yaÅ?lı adm konuÅ?tu.
"Sanırım bileÄ?imi incittim evlat. ciddi birÅ?ey olduÄ?unu sanmıyorum ama bu yaÄ?murda tam anlamıyla yarı yolda bıraktı beni."
Kasabaya gidiyor olmalıydı. Kasabaya kadar ona eÅ?lik etmesi çok geç olabilirdi rüzgar da hızını iyiden iyiyye arttırıyordu. Ayrıca kasabaya bir yabancıyla girme fikri hoÅ?una gitmemiÅ?ti. Geçen yıllar onu kasaba halkı konusunda biraz temkinli davranmaya alıÅ?tırmıÅ?tı.
"Size yardım edeyim yakınlarda bilrdiÄ?im ufak bir maÄ?ara var. En azından yaÄ?murdan ve rüzgardan korur."
Sahiden de vardı. Bu maÄ?rayı seneler önce öylesine yürürken keÅ?vetmiÅ?ti. Yine o cadılardan birisi yakılırken öylece durup seyretmek yerine uzaklaÅ?mak istemiÅ?ti. Sonra benzer olaylarda sıÄ?ındıÄ?ı bir mekan olmuÅ?tu. Bu sefer de yaÄ?murdan sıÄ?ınmasına yarayacak gibi görünüyordu.
"Minnettar olurum." dedi. Adam sadece. AyaÄ?a doÄ?rulmaya çalıÅ?tıÄ?ında Dodja ileri atıldı ve atamın koluna girdiSol ayaÄ?ını yere basamıyor gibiydi. Sadece bir an destek alıp çekmek için kullanıyordu. Yardımcı olmak için sol yanına geçti.
...
Kısa bir süre sonra maÄ?aaraya vardılar. Yarım metre kadar yüksekte olması çıkarken biraz sorun yarattıysa da YaÄ?mur suyunun içeri birikmesini engellediÄ?i için memnun ediciydi. YaÅ?lı adamı maÄ?aranın içine uygun biryere bıraktı. Daha önceden ir kenara çalı parçaları koymuÅ? olduÄ?una Å?ükretti. Ã?ünkü kuru odun ya da çalı bulmak çok zor olacaktı.
Yakacakları geri getirdi ve maÄ?aranın giriÅ?ine yakın bi yere yaÅ?lı adamın yakınına koydu. Kesesinden çıakrdıÄ?ı çakmak taÅ?larıyla ateÅ?i yakmaya çalıÅ?tı. BaÅ?ardıÄ?ında. YaÅ?lı adama "AyaÄ?ınız nasıl oldu" diye sordu.
YaÅ?lı adam SaÄ? ayaÄ?ını ovuÅ?turarak, "zorlandıÄ?ı için biraz aÄ?rıyor ama daha iyi olacak sanırım dedi"
Dodja kaÅ?larını çatarak adamın ayaÄ?ına tekrar baktı. Adam saÄ? ayaÄ?ını ovuÅ?turuyordu sol deÄ?il...
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Joined: Mar 13, 2006
Posts: 958
Location: Tanrilarin Unuttugu Yerden...
Posted:
Thu Jan 15, 2009 10:52 am
Dodja'nın faltaÅ?ı gibi açılan gözleri adamın saÄ? ve sol ayakları arasında hızlıca gidip gelmeye baÅ?ladı. Dodja'nın Å?aÅ?kınlıÄ?ını yüzünden belli etmesinden sakallı adam anladı yanlıÅ?ını. Ne uydursa tutmayacaktı bu andan sonra. Dodja adamın tehlikeli olabileceÄ?ini düÅ?ünüp kendine doÄ?ru biraz kapandı. Yanında kendisini savunabilecek herhangi bir Å?ey olmadıÄ?ına lanet okudu. Gencin tedirginliÄ?ini gören sakallı adam konuÅ?mak için aÄ?zını açtı.
"Tamam evlat, korkma. Evet yalan söyledim..." Gözlerini maÄ?aranın aÄ?zına çevirdi. "Bu yaÄ?murda dıÅ?arda neden gezindiÄ?ini anlayamamanın nedeni de benim."
"Na-nasıl yani?!" diye kekeledi Dodja. Artık onu adamdan çok gerçekler korkutuyordu. Neden yaÄ?murda gezindiÄ?ini ve neden o yaÅ?lı adamla konuÅ?tuÄ?unu gerçekten bilmiyordu. İçinden öyle gelmiÅ?ti.
"Biz yetenekliler birbirimizi çaÄ?ırırız. Tabii insan toplumu bizi 'cadı' olarak çaÄ?ırmayı tercih ediyor. Cadı adına takılmıyoruz yanlıÅ? anlama. Aksine biz kendimizi cadı olarak çaÄ?ırırdık. Yalnız artık 'cadı' demek 'ölmesi gereken ucube' demekle eÅ? deÄ?er..." Gözleri bu sefer ateÅ?e yöneldi. "Biz doÄ?adaki enerjiyi kullanabilen yeteneklileriz. Sen de öylesin, bazı anormal -ki bize göre normal- yeteneklerinin farkındasın zaten. Sürekli doÄ?anın seni çaÄ?ırması da bu yüzden." Adam ayaÄ?a kalktı, elini uzattı. "Beni dinlemeyeceÄ?ini düÅ?ündüÄ?üm için yalan söylemiÅ?tim baÅ?ta, gençlerle iletiÅ?imim çok da iyi deÄ?ildir. Hadi adam gibi tanıÅ?alım: Ben Alevdöven."
Duydukları karÅ?ısında iyice Å?aÅ?kına düÅ?en genç korkakça Alevdöven'in elini sıktı. Ä°lk defa bir cadıyla tanıÅ?ıyordu, dili dolandı heyecandan. "Be-ben de Do-" Adam sözünü kesti.
"Evet Dodja, biliyorum. Seni bir süredir izliyoruz. Yetenekli olduÄ?unu fark etmiÅ?tik. Ä°nsanlar herkesi yaktıklarını sanıyorlar ama aralarında ajanlarımız hala geziniyor. Sadece cadı avları yüzünden azalan toplumumuzu koruyabilmek adına ormanın iyice derinliklerine sıÄ?ındık. Gene de gözümüz üzerlerinde..." Kısa bir duraksamanın ardından adam devam etti. "Neyse, seninle iletiÅ?ime geçme nedenime gelirsek... Ä°nsan toplumunun içindeki potansiyel yeteneklileri toplayıp eÄ?itiyoruz. Seni de götürmek istiyorum. Ama buna sen karar vereceksin, gene de bence doÄ?ru olanın yeteneklerini geliÅ?tirip insan toplumundan sıyrılmak olduÄ?unu söylemeliyim. Kararını ne zaman istersen verebilirsin."
DıÅ?arıda yaÄ?mur Å?iddetini daha da arttırmıÅ?tı, tam anlamıyla bardaktan boÅ?alırcasına yaÄ?ıyordu. Dodja'nın kafasında sorulacak bin tane soru dönüyordu ama bir tanesini bile toparlayıp soramıyordu Å?aÅ?kınlıktan...
_________________ I am Lord Amean, The King of North, Leader of Zederus..
Dodja, kendini Alevdöven olarak tanıtan yaÅ?lı adama Å?aÅ?kınlıkla bakmasını sürdürüyordu. YaÄ?murun sesi git gide beyninin içinde yankı uyandırmaya baÅ?lamıÅ?tı, yaÅ?lı adamın ise gözlerini kırpmadan ona bakmasından iyice rahatsız olmuÅ?tu. Artık bir Å?eyler demek zorundaydı.
"BahsettiÄ?iniz eÄ?itim tam olarak ne ile ilgili?" diye sordu birden.
"İçindeki potansiyeli açıÄ?a çıkartmayı amaçlayan bir eÄ?itim sürecinden geçeceksin diyebiliriz kısaca." diye yanıt verdi yaÅ?lı adam.
"Gerçekten de hala yaÅ?ayan cadılar olduÄ?una inanamıyorum." dedi bu sefer ne diyeceÄ?ini bilemeyen Dodja.
"Evet, hala varlar. EÄ?er inanmıyorsa kendine bakman yeterli, sen de bir cadısın, evlat. Bu gerçeÄ?i göz ardı edemezsin. Kaderinden kaçma aptallıÄ?ına düÅ?en bir sürü kiÅ?i tanıdım hayatımda ve diyebilirim ki son nefeslerini verirken aptallıklarına yanıyorlardı. Bu yüzden senden iyi düÅ?ünmeni istiyorum."
"Neyi düÅ?üneceÄ?im ki? Bana pek seçenek sunulmuyor gördüÄ?üm kadarıyla. Ailem cadı olduÄ?umu anlarsa onların yüzlerine bakmaya utanırım. Bu gerçeÄ?i saklayamam da, onların yanında olduÄ?um sürece de onları tehlikeye atmıÅ? olurum." diye söylendi Dodja.
"Bu konuda haklısın. Ailenin yanında duramazsın artık. Onları tehlikeye atmıÅ? olursun."
"Ama onlar benim ailem, bunu yapamam."
"Bazen fedakarlık yapmak gerekir." dedi kararlı bir sesle Alevdöven.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum