Ya tasvirlere hayran kaldım, bazı yerlerde uzun cümleler olmuÅ? onları bir kaç cümle halinde yayabilirdin de asıl okurken kompile her detayı kafanda canlandırabiliyorsun yaaa bunu nasıl yapıyorsun öÄ?ret bana...
Ayrı bir yorum baÅ?lıÄ?ı açtım ki herhalde devamını yazacaksın böyle patadana bitmemiÅ?tir diye tahmin ediyorum. Ã?ünkü patlamada amaç kimi öldürmekti, kimler öldü kimler kaldı kalan sahalar kimlere kaldı cevapları istiyorum hemen...
Last edited by catboy on Sun Nov 14, 2010 11:54 pm; edited 1 time in total
Joined: Oct 04, 2007
Posts: 2670
Location: Innsmouth
Posted:
Sun Nov 14, 2010 3:46 am
Heheh, saÄ? ol. Aslında Å?u aralar biraz kafam karıÅ?ık, böyle tasvirler yapmak yerine biraz daha hızlı olayların geliÅ?tiÄ?i, daha "kötü" bir anlatım biçimiyle mi yazsam diye düÅ?ünüyorum arada. Kötü derken, kötü anlamında kötü deÄ?il... Å?ey gibi iÅ?te... Sanat deÄ?il de zanaatmıÅ? gibi. Charles Bukowski gibi. Å?u an elimde Ä°ngilizce bir kitabı var, ondan rastgele bir yeri yazayım mesela:
Quote:
"Hi, Mr. Belane!" he said in a high pitched voice, but it didn't make him any smaller. He was the biggest son of a bitch I had ever seen. I walked around behind my desk, slid open the drawer and pulled out the .45. I leveled at him.
gibi. Ä°kisinin de güzel tarafları var, çok fazla tasvir / betimleme yapınca sanki ego tatmin etmek gibi oluyor, "bak ben böyle yapabiliyorum" diyormuÅ?sun gibi. Daha az tasvirli kitapların ayrı bir havası, albenisi var. Ne bileyim, hoÅ?uma gidiyor.
Ama eÄ?er böyle yazmak istersen üstatından öÄ?ren, benden deÄ?il. Halid Ziya UÅ?aklıgil'den Mai ve Siyah'ı öneririm. Ondan sonra böyle Å?eyler yazmaya baÅ?ladım ben. Mesela yine o kitaptan rastgele açtıÄ?ım bir sayfanın yalınlaÅ?tırılmıÅ? halini yazayım.
Quote:
Onu sarhoÅ? eden bu hayali kaybetmek istemeyerek gözlerini süzüyor; kirpiklerinin gölgesiyle karÅ?ısındaki manzaranın ıÅ?ık oyunlarını tamamlamaya çalıÅ?arak; hayalin yardımıyla tamamlayarak görüyor; Å?imdi Å?u çocuktan, Å?u incecik vücuttan uçan bir esir gibi sanki buharlaÅ?arak, sonra yavaÅ? yavaÅ? yoÄ?unlaÅ?arak özel bir biçim kazanan o on beÅ? yaÅ?ındaki genç kızı görüyordu. Gözlerindeki Lâmia'yı deÄ?il, fakat Å?u iÅ?te Å?u gözlerinin önündeki garip ve sersemlik veren bir sevda nefesiyle teneffüs ediyormuÅ?çasına titreyen yoÄ?un maddeyi, uzun, bütün hedeften ayrı kalan genç hulyalarının hüsranı kadar uzun, ciÄ?erleri koparan bir aÅ?k busesiyle öpüyordu.
Neyse, denemeye dönecek olursak. Aslında bunu yazarken sadece neler yapabiliyorum, onu test etmekti. O yüzden yorum sayfası açmamıÅ?tım, devamı gelmez diye. Yorumları oraya yaparsınız diye. Ama bundan sonra neler olabileceÄ?iyle ilgili bir kaç Å?ey geldi aklıma. Belki yazarım. Yazarım ama herhalde ya, eÄ?lendim çünkü.
Edit: Böyle yazabilmek için de kaç saatimi harcadım, kelimeler yerine otursun, baÅ?ka cümlede yaptıÄ?ım tasvirle yeni yaptıÄ?ım tasvir çakıÅ?masın diye.
ben zaten devamını yazman için seni zorlamayı amaçlıyordum bu yüzden bilerek ayrı bir baÅ?lıkta açtım ki yorumlarımı, devamını yazmak zorunda kalasın bir de bir isim bul Å?u öyküne deneme bir iki deyip durmayalım
bu bölüm biraz karıÅ?ık geldi, biraz daha üstünde durulup yazılsaydı daha güzel olabilirdi bazı sahneler gereksiz gibi görünüyor yani Å?u Å?ekilde mesela adamdan bahsediyorsun ama o paragrafın son cümlesinde kadın tuvalete gitti diyorsun, o cümle o kadar ayrık ve düzeni bozuyor ki okurken anlatamam.
tasvirler ilk bölüm kadar göz alıcı deÄ?il, peri tozu faslı ilk bölümdeki tasvir konseptine uymamıÅ? hani bazı yazarlar hep göndermelerle tasvirlerini yaparlar ya ama sen de uyumlu olmamıÅ? anlatabildim mi? ilk baÅ?ta da tasvirleri bu Å?ekilde yapıyor olsaydın sorun olmazdı ama birden tasvirin tipi deÄ?iÅ?ince Å?aÅ?ırdım açıkçası.
o son cümle, ah neden öyle bir Å?ey yazdın ki? adamlar ingiliz olabilir, ama türkçe çevirisini sen bize sunuyorsun bu nedenle kompile türkçe yer almalı ve hiç bir Å?ekilde bunun bana mantıklı bir açıklamasını yapamazdın, ingilizce replikleri tamamen bize türkçe olarak sunmalısın. Herkes jackpot ne demek bilmeyebilir ve tam tersi öyküden soÄ?utabilir böyle bir durum.
neyse bence bu bölümü en baÅ?tan düzgünce ele almalısın ya da devamını biraz daha dikkat ederek yazmalısın, çünkü ilk bölümdeki tasvirleri aradı gözlerim hep
Zaten catboy'un yorumlarda bahsettiÄ?i gibi tasvirler baÅ?arılı gerçekten. Ä°lk bölümde sinematik bir hava canlanıyor.
Ä°kinci bölümde de aslında olayın hareketlenmesi bence çok da kötü bir Å?ey deÄ?il. BaÅ?langıçlarda karakter tasvirleri daha sonra hikayeye daha çok döenülmesi benim sevdiÄ?im bir tarz. Mesela YaÅ?ar kemal severdim O baÅ?langıçlarda tasvirleri çok abartıyordu ama iltiraf ediyorum bazen sıkılıp atladıÄ?ım olmuÅ?tur
Neler olduÄ?unu tam oalrak anlayamadık tabi henüz devamını bekliyoruz
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Joined: Oct 04, 2007
Posts: 2670
Location: Innsmouth
Posted:
Tue Nov 16, 2010 5:20 am
Ä°kinci paragrafta adamdan bahsetmiyordum, mekanın tasvirini yaptıktan sonra içeriye giren iki karakterin yaptıkları Å?eyi anlattım. Yani "odada Å?unlar, bunlar vardı, A Å?unu yaparken de B bunu yapmaya gitti" tarzında.
Ä°lk bölüm "havalı" intro gibi bir Å?ey aslında. Adamlar benzin istasyonunu soyarlar ve mekanı yakarlar. Sonra arabalarına doÄ?ru yürürken arkalarında patlama olur ama onlar bakmazlar bile. Benim yazdıÄ?ım bunun daha softcore versiyonu oldu diyebiliriz. Ä°kinci bölüm ise yolculuktan ibaret biraz. Tabii yolculuk sırasında da olaylar olacak, hatta en önemli kısımlar yolculukta geçecek(tir umarım).
Jackpot yazmamın sebebi karÅ?ılıÄ?ının Bingo olmasıydı. Ve bingo da yabancı bir kelime, ayrıyetten çok ... sefil duruyor. Onun üzerinde düÅ?ündüm ve jackpot yazmaya karar verdim. Zaten bir roman olacaÄ?ı zaman gerekli Å?ekilde düzeltilir. Ayrıyetten ben Ä°ngilizce düÅ?ündüÄ?üm için ve eÄ?er mümkünse ilk olarak yurtdıÅ?ında Ä°ngilizce yayınlamayı planladıÄ?ımdan dolayı (ki eÄ?er yaparsam) böyle olması biraz normal aslında (Türkiyede yayınlamaya kalksam kim 50'lerin Amerikasında geçen bir romanı satın alır ki? ). Hatta o yüzdendir ki bir kiÅ?i bana "kötü dublajlı film gibi olmuÅ?" dedi
Ama beÄ?enmemeni anlayabilirim. Ä°lk bölüm için bir kaç saatimi harcamıÅ?tım, ikinci bölüm birdenbire oluÅ?uverdi. Bu tasvirlerin görünümü hikaye geçtikçe deÄ?iÅ?ecek. Bazen kısa, anlamsız bölümler olurken bazen uzattıkça uzatacaÄ?ım, yerine göre.
Niye almasinlar Alentas? Turkiyede bildigim kadari ile Amerikanin her donemine ilgi duyan insana rastlayabilirsin, ki 50ler aslinda en azindan bugun ABDnin en ilgi duyulan donemlerinden birisi ( aslinda ABDnin bugun ulkenin altin cagi deniyor 50lere )
Acikcasi bana karanlik bir ortam gibi geldi... Daha ben de oykuyu tam anlami ile yerli yerine oturtamadim, ama hikayenin akisi ve ozellikle karakterler epey ilgimi cekti.
Ama bence bize fazla arka plan anlatma... Olacaklari, ogrenmemiz gereken anda ogrenirsek daha iyi olur gibi geliyor bana..
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Joined: Oct 04, 2007
Posts: 2670
Location: Innsmouth
Posted:
Thu Nov 18, 2010 5:49 pm
Tutmaz ki. Standart bu bir kere. Kaç kiÅ?i Mad Men izliyor, kaç kiÅ?i Sarı Ã?izmeli Mehmet AÄ?anın Ã?iftliÄ?ini izliyor, karÅ?ılaÅ?tırdıÄ?ımız zaman sonuç ortada. Ayrıyetten ticari olarak da düÅ?ündüm. Kitabın yayınlama haklarını gidip Amerikada sattıÄ?ımda, o kitap da az biraz tanındık oldu mu kitabı Türkiyeye satacaÄ?ım zaman alacaÄ?ım para daha da çok olur. Ama Türkiyede milyonlar satsa ne yazar.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum