Site Yazarlarımızdan Deniz'in yazdığı, fantazi üzerine hoş bir deneme. Beğenerek okumanız dileğiyle...
Bu gün dünyada milyonlarca insan fantastik kitaplar, filmler, çizgi romanlar, oyunlar alıyor.Gerçekte olmayan yada olması şimdilik mümkün olmayan şeylere karşı ilgi duyuyor.Bunlarla uğraşmaktan memnun oluyor.Peki neden ?Ne oldu da insanlar bunlardan zevk almaya başladı yada değişik bir soru:Bu duygu insanlara nerden geliyor?Ne zamandan beri insanlar fantastik olaylara ilgi duyuyor?Asıl cevaplanması gereken soru olabilir mi?Arke eski yunan varoluşçularının araştırdıkları her şey olmadan önceki ilk sebep sorusunun Latincesi. Tam çevirirsek;Â? ilk sebep, ilk neden nedirÂ? olabilir?Bense bu soruyu fantastik dünya için soruyorum.
İnsanın fantastik konulara olan ilgisi, insanlık tarihiyle yaşıt. Modern bilim insanın diğer primatlardan ayrılmasını aslında bugünkü anlamda zeki insanın baş parmağını kullanabilme yatesine sahip olduğu zaman var olduğunu söylüyor. Sadece baş parmağımız sayesinde beynimizin yüzde altmış beşine yakın kısmı gelişmiş.Bu gelişmeyle beraber insanın kazandığı bilinç(farkındalık düzeyi) önce olduğu yere aitlik duygusu, ardından da inanma, sığınma isteği olarak boy göstermiş.Bugün bile her doğan bebek önce aitlik ardında acizlik duygularını öğrenmez mi.İnsandaki acizlik duygusu bilinç düzeyine gelince bu gün ki bildiğimiz anlamda fantazinin ilk kökenleri atılmış.(Fantaziyi ejderha büyü olarak düşünmemek lazım bu sadece faztazinin bir türü doğru ama sadece bunlardan ibaret düşünmek çık yalnış olur)Anne,baba veya bebeği yetiştiren kişi onun için sonsuz bilgi kaynağı bir anlamda tanrı sayılır.Bir müddet sonra bilinç bunu anladığında aslında sonsuz bilgi kaynağını sonsuz görmemeye başladığında çocuk için öncelikler değişir.Bugün anneden sonra önce öğretmen ardından bildiğimiz anlamda ilah (allah,yehova,tanrı) yada devamlı değişen farklı kişiler insan için sonsuz bilgi kaynağı olmaya devam eder.
Aynı zamanda bu psikolojinin ilk nerde doğdunu da tartıştığımızdan gelin daha geriye dönelim; Eski zamanlarda insanın anne baba yada onu yetiştiren kişiyi, bilinç olarak çözdüğünde tapınıcak daha büyük bir şeyler aradı ve gariptir ki öyle büyük bir şey yarattı ki uzun süre bilinç bile çözemedi.Bu günkü gibi ilkel beynimizin yarattığından önce korktuk ardından anlamaya başladık ama bu anlama süresi çok uzun sürde ilk anlama sürecine göre.Çrnek olarak mitolojileri alalım:
İlk tanrılar ortaya çıktığında her kasabanın farklı bir tanrısı vardı.Hatta Mısırda bazen kasabalar arası tanrıların değiştirildiği olurdu.Ardından tanrılar değişmeye ve globalleşmeye başladı(belki komik ama doğru).Yaradılış mitleriyle beraber tanrılar insanlar arasında bilinen anlamda ayrıldılar ve bir daha asla değişmediler ama belirli bir süre geçtikten sonra bilinç anlamaya ve korkmamaya başladı.Buna en iyi örnek yunan mitolojisinde Prometheus'un hikayesidir:
Titan Promethe insanlara yardım ederek onlara tanrılarınkine yakın güzel bir suret verdi.Ardından ateş tanrısı Herakloitos'un ocağından ateşi çalıp insanlara götürdü.Kimilerine göre insanlara götürdüğü ateş saf bilgiydi.Bunu duyan Zeus Promethe'ye çok kızdı, onu bir kayaya bağladı.Her gün bir kartal gelip zincirli Promethe'nin ciğerlerini parçaladı.Ertesi gün olana dek Zeus Promethe'nin ciğerlerini yeniden iyileştirdi ve bu sonsuz acı sonsuza kadar sürdüğü söylenir.
Bu hikayenin önemi insanın tanrılara karşı savaşını özgürlüğü aydınlanmayı simgelemesidir. Belirli bir süre sonra tanrılar yok gitti.Ama paganizmle bir din haline geldi.Bu nokta çok önemlidir paganizm aktif olarak orta çağ Avrupasına kadar devam etti.O noktadan sonra insanlar için tanrı büyük güç olarak tabiki yerini korudu ama önemli olan yüksekte bir çıta haline geldi ta o zamandan beri insan biliçaltının dürtüsüyle tanrı olmak için çalışıyor ve bugüne kadar geldi.Bu gün insanı klonlamaya çalışmamız neden yada uçmaya çalışmak binlerce onbinlerce kilometre uzakla yanımızdaki konuşmamız neden uzaya gidiyoruz neden bütün dünya bizimmiş hatta bütün evren bizimmiş gibi davranıyoruz?
Cevapları basit değil mi? Bu sadece yunan mit inde böyle değil. Mesela doğu mitolojisinde ying ve yang ın uyumunu bütün vücudunuzla anlabilirseniz (nirvana'ya ulaşabilirseniz) tanrının seviyesine yükselirsiniz. Eski Türk boylarında çocuklar doğdukları anda tanrısal nitelikler beklenir ve isim verilirdi eğer bu özellik yoksa öldürülüp gömülürdü. Çrnekler çoğaltılabilir...
Biliyorum belki komik gelicek belki de salakça ama bugünkü geldiğimiz teknoloji bugünkü geldiğimiz gelişmişlik düzeyini kendi fantastik düşüncelerimize borçlu olabilceğimiz aklınıza gelmedi hiç? Kişisel olarak bize ne katıyor,fantaziyle uğraşmadan önce nerdeydik nereye geldik?Bunun cevabını ben değil siz vermelisiniz...
Abdullah Deniz(Eru)...
Copyright © FRP World © Fantezi Edebiyat ve FRP sitesi T�m haklar� sakl�d�r.