Faşistlikle ne alakası var? Düşünmeyi reddeden asıl sizlersiniz. İki parça kelimeyi bilmeyip koskoca (%95'inden fazlası Türkçe olan) çeviriye laf atmayı bilirken siz, faşist olan ben oluyorum... Yazık.
Sayamadın değil mi? Ya da saydığın rakam az geldi, kaçıyorsun böyle... Hahahaha... Yazık bu gençliğin haline...
Joined: May 20, 2003
Posts: 818
Location: Istanbul
Posted:
Fri Mar 31, 2006 2:22 pm
Normalde böyle bir konuya bakmam bile ama bu kez hem bakıyorum hem de yazıyorum, iyi dinleyin, tekrarı yok.
Çncelikle bu çeviri ne bir kişi tarafından yapıldı ne de öle iki haftada filan yapıldı. Dil uzmanlarına da danışıldı, kimi yerlerde onların önerileri kullanıldı. Yani bir düşünün, namevt tek bir kişinin iki hafta düşünüp da uyduracağı birşey mi?
Kitabın çevirisine gelirsek, gördüğüm kadarıyla kendilerini terimleri çevirmeye, bir terminoloji oluşturmaya o kadar adamışlar ki kitabın anlatım bölümlerine aynı özen göstermeye zaman kalmamış. Terimlerin çevirisi bence başarılı, düşünülmüş şeyler ama anlatım çok kötü, bir yazının daha iyi bildiğim dilde yani türkçesini okuduğumda ingilizcesini okuduğum kadar anlam çıakramıyorum. Anlatımda bir sistematik yok, oysa bu bir kural kitabı, birebir çevirmek yerine anlamına göre çevirmeleri gerekirdi.
Yani kitap anlaşılmıyor ama terimler yüzünden deil, kendini anlatamadığından.
Bir de terimlerde yapancı kelimeler kullanılmış diyorsunuz. Bunun sebebi çok açık, alın bir ingilizce-türkçe sözlük ve hayalet kelimesine bakın, şunlar yazacak ingilizce tarafında:
phantom. ghost. apparition. shadow. phantasm. shade. spectre. spirit. spook. sprite. wraith.
Bunların nerdeyse hepsinin oyunda bizim hayalet diye bildiğim şeyden farklı anlamları var. Dolayısı ile uydurma kelimeler yada farklı dilden kelimeler almak zoruda kaldılar. Kitabın tümünü çevirmek istiyorsanız bu yapılmak zorundaydı.
Fakat ben kitapın sadece anlatım kısmının çevirilmesinden yanayım. Terimleri boşuna çeviriyoruz. Kimsenin birbirini anlayamadığı farklı gruplar oluşturuyoruz.
Sneak Attack olduğu gibi kalsın, anlatıldığı yeri türkçe yazalım, anlatılırken de türkçesini de yazarız gerekirse, yada kitabın arkasında bi liste olur filan.
şunu kabul edelim, bu oyunun özü ingilizcedir. OEK çıkana kadar da hepimiz "sneak attack oldu, attack of opportunity verirmiyim?, at bi d20" şeklinde oynuyorduk bu oyunu. Kimse de anlamıyorum demiyordu, hatta daha kolay anlaşıyorduk. Terimleri çevirmeye çalışmanın ne anlamı var şimdi. Bu oyunun nasıl oynanıldığını anlatan terimler değil ki.
Doğrudur Dilbao. Benim derdim, kelimelere laf edenlerle zaten. Burock da, anladığım kadarıyla bu motomot anlatım çevirisine laf ediyordu. Fakat araya kelimeleri sıkıştırıp ya da "büyü isimleri" meselesini sokmasaydı daha iyi anlaşırdık kanımca...
Yine de terminolojinin Türkçe'ye çevirilmesinden yanayım. Hatta anlatımın daha düzgün çevirilmemesinin Amerika'dan izin gelmemesiyle bir alakası ol"ABİLİR" diye düşünüyorum. Zira, öncelikli olay oradan gelecek olan izinlerdir, senin de bildiğin gibi. Eğer motomot çevirin dendiyse, yapılabileceğin en iyisidir bu kitap bence.
5- Findor sen hiç konuşma, daha FRP nedir bildiğin yok sağa sola atlama. Modern dilde kullandığın, anlayabildiğin 300 pratik kelimeyle mi çevirecekler? Saçma sapan konuşma iki dakka.
Samimiyetine inandığım ve arkadaş saydığım abi bildiğim için bişe demiyorum.
Sınırları bilmek gerek
_________________ DiÄ?erleri acı çektirirse
ben kan kustururum...
Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
gereken bir intikam varsa BEN alırım.
Bu kadar konuşmaya gerek yokmuş aslında ama yine gereksiz bir sapmaya uğramış konuşma.
İngilizcesini rahat anladığımdan türkçesini hiç kullanmadım bu kitapların ama kendimce türkçelerini bildiğim şeyleri türkçe olarak kullanmaya çalıştım. Kitap çıkmış daha çok terimde türkçeleştirme olmuş kutlarım. Ancak buradaki kelimeler kendisini hala kabul ettiremedi. Bunun sebebide bu kelimelerinin hala ingilizce olarak kullanılmasıydı. Yani mühim olan asıl kullanmak. şu anda biz sitede çalışma olarak sadece çeviri için değil aynı zamanda kullanım içinde çalışıyoruz.
Türkçelerin kullanılması oyunun havasınadan almaz. Sadece küçükken bazı kişilerin anlamadığı terimleri söylemekten zevk aldığımı hatırlıyorumda, türkçeleşme sonunda daha anlaşılır olacağı için belkide havasından çıkacağını düşünenler vardır. Ancak sen anlatınca bilmeyenlerin anlaması daha öneli bir olay.
şimdi bazı şeyler varki sitede ben gördükçe üzülüyorum ve bunun terimlerin çevirisinden daah önemli olduğunu düşünüorum. Terim olamayn kelimelerinde ingilizce olarak kullanılması. Aklıma gelen en bariz örnek official.
offical: resmi
"Senin verdiğin bu silah unofficial bir kaynaktan!"
"Official Dungeons and Dragons, Players Handbook kitabından bakacak olursak ..."
"Official kurallara göre oluşturulmuş bir höchöc, gümbür böceğini rahatlıkla yener!"
İlk önce bu gibi kelimelrden kurtulalım. Benim asıl temennim budur. Terimleri daha sonra zaten kullana kullana yerleştireceğiz. Bu sitede bulunan kişler zaten pek çok kişi arasında RYO alanında sözü geçen kişiler. Biz böyle kullanırsak daha büyük bir kesiminde böyle kullanmasını sağlayabiliriz.
Türklider: Aslında seninle bire bir diyalog kurmaktan pek hoşlanmıyorum ama şunu söylemem gerek. Sen buraya giren pek çok kullanıcıya ve misafire göre artık abi olacak yaştasın. Kelimeleri seçerken biraz daha dikkatli olsan iyi olur. Çniversiteye girmiş birinin daha olgun kelimeler seçmesini anlarım. Geyik yaparsın, saçmalarsın bunların olgunlukla alakası yoktur, ama kendine ve daha önemlisi etrafına zarar verecek kelimlerin ne olduğunu bilecek ve bunları neden kullanmaman gerektiğini anlayacak yaştasın. Lütfen biraz daha dikkat.
_________________ Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
"
Joined: May 20, 2003
Posts: 818
Location: Istanbul
Posted:
Fri Mar 31, 2006 4:59 pm
Türklider wrote:
...Hatta anlatımın daha düzgün çevirilmemesinin Amerika'dan izin gelmemesiyle bir alakası ol"ABİLİR" diye düşünüyorum. Zira, öncelikli olay oradan gelecek olan izinlerdir, senin de bildiğin gibi...
Kitabın çeviri hakları satıldığında nasıl çevirileceğinden bahsedilmez. Kitabın orjinalini falanını filanını çevirilecek dilde kullanma hakkı tamamen yayım evine geçer. Yani isterse bambaşka birşey yazar koyar, isterse orjinalinde hiç bulunmayan birşeyler ekler ama bölüm eksiltemez.
Yani çevirinin sonucunu etkileyecek hiçbirşey istenmez. İyi yada kötü olmasının tek sorumlusu çeviren yayım evi olacaktır.
Ben bana söyleneni söyledim ve üzerine görüşümü belirttim sadece, kişinin hangi sözcüğü nasılda araştırıp bulmuş olduğu değil ama sorun aslında. O sözcüklerin yerine, daha kullanışlı ve akılda kalır sözcüklerin bulunamadığıdır. Bu konuda da bi araştırma olmamış Lugat alınmış ele, çevrilmiş herşey, gibi geldi bana. Uzmanlarla diyaloğa girilmişse sözümü geri alıyorum tabiiki. Yine de kitap kullanım açısından daha efektif hale getirilebilirdi bence.
Dilbao'nun terim ve anlatım çevirimi hususunda söylediklerine katılıyorum.
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülükleri site yönetimindedir
İşte Darkgnom arkadaşımız, benim söylediğim konuyu güzelce özetlemiş (merak etme ben de senle diyaloğu sevmiyorum ama yiğidi öldür, hakkını yeme )
Çnemli olan mesele, İngilizcelerine alışmış olan insanların yadırgaması ve diğerlerindeki önyargıyı şişirmeleri. Türkçe OEK ile başlamış kimse yadırgamadı, ben de onlardan birisi olarak (dediğim gibi, 3rd'e geçişim Türkçedir...) yadırgamadım. Fakat zaten yarısı kadarı 3rd sevmeyen, ingilizcelere alışmış bir kesim, Türkçe'ye daha anlaşılır şekilde çevirilseydi bile zaten benimsemeyecekti, ben onlardan zaten ümidi kestim Türkçe kullanım konusunda Benim derdim, bu kesimin diğer yeni kesimleri etkileyip onlarda geri dönüşü olmayan tahribatlar yapmamasıdır.
1- Çeviribilim diye bir bilim dalı olduğundan,
2- Bu bilim dalında çeviri eleştirisi diye bir çalışma alanı olduğundan,
3- Güncel çeviri eleştirisi yöntemlerinden,
Beni bilen bilir, bilmediğim konuda konuşmam, bildiğim ya da bilmediğim herhangi bir konuda benden daha iyi birisi varsa saygı duyup çekilir ve dinlerim. Bu tartışmaya bir yerinden Zulkarneyn'in de katılmasını bekliyordum, bu konuda benden daha bilgili ve argümanları benimkinden daha sağlam olan üstada yer vereyim. Tartışmadan çekiliyorum...
Joined: Jun 05, 2004
Posts: 754
Location: NOWHERE NOW HERE
Posted:
Mon Apr 03, 2006 1:06 pm
Osmanlıdan atalardan cetlerden dem vurmaya ne gerek vardı anlayamadım bu tartışmada.Ayrıca şu an ülkedeki herkesin atası da osmanlı değildir olmak zorunda da değildir.Çyle olması gerektiğini savunmak ya da böyledir demek siyasal ideolojilerden hangisine uyar sanırım herkes biliyor. Ha bunlar başka konu başka platformda tarışılır.
Gelelim Türkçe OEK 'ye.
Gerçekten takdire şayan bir deneme.Her FRP oynayan arkadaş oyun sırasında bidiği kadarıyla türkçesini kullanmaya çalışıo zaten.Ancak Türklider'in de belirttiği gibi birçok kelime Osmanlıca ama Türkçe değil.Bu nokta da anlaşılmayı zorlaştırıyor. Dahası komikleştiriyor.Karşısında değiliz ancak eleştiriyoruz mutlaka beğenmek de gerekmiyor sanırım.
Çalışmayı destekliyoruz ancak olmamış olamamış daha iyisi yapılmalı.
_________________ "We were young and unexperienced.We were proud and ready to die for justice.But now it is time to break the chains.Long live Chaos Legion"
Gerçekten takdire şayan bir deneme.Her FRP oynayan arkadaş oyun sırasında bidiği kadarıyla türkçesini kullanmaya çalışıo zaten.Ancak Türklider'in de belirttiği gibi birçok kelime Osmanlıca ama Türkçe değil.Bu nokta da anlaşılmayı zorlaştırıyor. Dahası komikleştiriyor.Karşısında değiliz ancak eleştiriyoruz mutlaka beğenmek de gerekmiyor sanırım.
Aşağıdaki alıntılar, Çeviribilimci Akşit Göktürk'ün kitabı Çeviri: Dillerin Dili içerisinden:
Quote:
Gündelik basında, dergilerde, çeviri yapıtlarla ilgili tanıtma yazıları ile incelemeler, birtakım uluorta yargılarla işi geçiştirir hep: "Rahat okunur", "özgün yapıta bağlı", "yazarın sesini aktaran", "özgününden daha güzel", "akıcı" türünden övücü, ya da karşıt nitelikte, yerici yargılardır bunlar.
Nedir bu yargıların dayanağı? Anlamları nedir? Çeviri yapıtlarının böyle ele alınışında, değerlendirilmesinde gözetilen yol yordam nedir? Bu sorunların yanıtı öyle pek araştırılmaz. Bir yabancı dili biraz bilen, sözlüğe bakmasını da çat pat beceren herhangi bir kimse, çeviri konusunda uzun kısa yargı yürütme yetkisini görür kendinde. (Çeviri yapma yetkisini de görebileceği gibi). Bu genelleyici, yüzeysel tutum, kendine biraz nesnellik süsü vermek isterse, falanca sözcüğün ya da deyimin çevirisi şöyle yapılmış, oysa doğrusu şudur, türünden bir yanlış avcılığına da yeltenir. Çeviri eleştirisi alanında değerlerin, ölçütlerin belirlenmemişliğinden dolayı, bulanık bir ortamda etkili de olur.
Çeviri: Dillerin Dili. s. 80. Vurgular bana ait.
-----------------------------------------
Quote:
Yazın çevirilerinin düzeyindeki gerilemeye gelince, bu durumun en önemli nedenlerinden biri, bir yazın çevirisi kuramının yokluğundan dolayı, iyi çevirilerin değerlerinin, üstünlüklerinin nesnel çözümlemelerle betimlenememesi, yukarıda değindiğimiz gibi basmakalım övgülerle [ya da yergilerle] geçiştirilmesidir. Buna karşılık, başarısız bir çevirideki yetersizlikler, büyük bir kolaylıkla, yanlış-doğru mantığıyla göz önüne serilebilmektedir. Gerçekte sözlük anlamlarından yola çıkarak, bir çeviriyi kötülemekten daha kolay bir şey yoktur. Çnyargıyla davranıldığı zaman, iyi bir çeviri bile bu yöntemle yerin dibine batırılabilir. Ne var ki, sözcük düzeyinde bu yanlış-doğru kovamacası, çeviri eleştirisinde en son düşünülecek yöntemlerden biridir. Kısacası, yapıcı bir çeviri eleştirisinin yokluğu, başarılı çeviri çabalarının kıyıda bucakta kalmasına yol açar. Çeviri eleştirisi adına yürütülen yüzeysel yanlış-doğru tartışmaları da, çok çok, çeviri yapıtları saygıyı daha da azaltmakla kalır.
Türklider'in affına sığınarak zulkarneyn'in mesajına kendi açımdan yanıt vermek istiyorum.
zulkarneyn, alıntı yaptığın eseri okumadım, bilmiyorum, bilme ihtiyacı da hissetmiyorum. Ben edebiyatla ilgilenen bir insan değilim. Bu çevirinin edebi değeriyle de zerre kadar ilgilenmiyorum; çünkü ben çeviri kötü olmuş demedim! Benim derdim çevirinin kalitesi değil. Daha önceki msjlarım okunursa başka sorunlar tespit ettiğim anlaşılacaktır.
Yoksa çevirinin kalitesine laf etmek haddim değil.
Türklider'in affına sığınarak zulkarneyn'in mesajına kendi açımdan yanıt vermek istiyorum.
zulkarneyn, alıntı yaptığın eseri okumadım, bilmiyorum, bilme ihtiyacı da hissetmiyorum.
Sanıyorum, önceki tartışmaların harareti ile olacak, gayet olumsuz bir tepki ile görüş bildirmeye başlamışsın. Çnemli Türk düşünürü Demet şener'e ait olduğu söylenen bir deyiş var: "Kitap okumuyorum, eksikliğini de hissetmiyorum." Nedense bu veciz sözleri hatırladım.
Quote:
Ben edebiyatla ilgilenen bir insan değilim. Bu çevirinin edebi değeriyle de zerre kadar ilgilenmiyorum; çünkü ben çeviri kötü olmuş demedim!
Belki alıntıladığım kısım kafanı karıştırdı. Akşit Göktürk aynı sayfada çeviri eleştirisinin yöntem sorununu yalnızca yazınsal metinlerle ilişkilendirmiyor. Teknik metinlerle ilgili sorun da aynı. Yarın kaynak olunca ilgili kısmı aktarırım. (Gerçi, edebi çeviri ile ilgilenmemenin gerekçesini hiç anlamadım.)
Quote:
Benim derdim çevirinin kalitesi değil. Daha önceki msjlarım okunursa başka sorunlar tespit ettiğim anlaşılacaktır.
Ben senin yerine ne dediğini alıntılayarak belirteceğim müsaadenle:
Quote:
ben bile -ki kendimi en hafifinden tecrübeli bi oyuncu olarak nitelierim- örneğin bi büyünün adına bakıp da onun neye karşılık geldiğini tanımın bakmadan çıkaramıyosam, çeviri başarısızdır. bu beğenmemekteki ilk argümanımdır.
İlk olarak bu kısmı ele alalım. Savın çok yerinde gibi gözüküyor. Ne yazık ki, bu söylediğin çeviri için uygun yöntemi belirleyecek bir kural olamaz. Yine önemli bir çeviribilimci, Hans Vermeer, çevirileri şekillendiren şeyin "amaç" (skopos) olduğunu söylüyor. Buradaki amaç, Vermeer gibi diğer işlevsel yaklaşımdan çeviriyi ele alan Reiss ve Nord gibi çeviribilimcilerin de belirttiği üzere, kaynak metnin amacından çok farklı olabilir. Zaten adını zikrettiğim bu çeviribilimciler, işlevsel yaklaşımla yapılmış çevirilerin kaynak metni yalnızca bir model olarak kullandıklarını söylüyor. (Tüm bunlara dair bilgi için, Jeremy Munday'in Introducing Translation Studies isimli kitabının "functional approach" üzerine olan kısmına bakabilirsin.) Bu noktada belki işlevi üzerinden OEK'i incelememiz yerinde olur, zira genelde yazınsal metinlere uygulanan eleştiri yöntemi farklı.
Quote:
bunun dışında, frp gibi, çok yaygın olmayan; fakat çeşitli nedenner dolayısıynan yayılma eiliminde olan bi altkültür içinde paylaşım yoluyla ediinilebilecek bilgi akışını sınırlandıırma ihtimali nedeniynen ben, ferepe terimlerinin türkçeleştirilmesini pek dooru bulmuyorum.
Yoksa çevirinin kalitesine laf etmek haddim değil.
Ama çeviri başarılı mı başarısız mı söyleyebiliyorsun?
Bu yaklaşımını vakit kaybı olarak görüyorum. Madem çevrilmesini gerekli bulmuyorsun, sana ne çevirisinden? Laissez faire.
Belki, sana ve seninle aynı görüştekilere hatırlatmak gereken bir şey var: Çeviriler; bu oyunu "özgün" (özgünlüğün ne olduğu da tartışma konusu) kaynağından oynamayı marifet sayan seçkinciler için değil, kaynak metne ulaşamayanlar, Türkçe konuşanlar için yapılıyor.
Ben DnD gibi yabancı bir kaynağa bağlı kalındıkça hiçbir çevirinin sağlıklı olacağını düşünmüyorum.
Yeni bir DnD yaratılsın Türk DnD si olsun da demiyorum. DnD den belki esinlenip belki onu da yapmadan her oyunun özgün kuralları ile oynanması bence en doğrusu...
Bunun dışında elbette... 50 hit pointin var efendim AC sine kaç bonus aldı gibi laflar beni rahatsız eder... Ama hani Fedır Fol büyüsü sözü o kadar rahatsız etmiyor... Nede etmiyor....
İngilizce hayatımızın o kadar yerine girmişken bunun başlanması gereken yer olduğunu düşünmüyorum.
Çrnek olarak
Stadyum faul, korner, aut gibi futbol sözcüklerini, E-mail, link gibi sözcükleri de verebilirim.
Sadece ben ingilizce biliyorumu gösterebilmek için Türkçesi rahatça söylenebilen kelimeleri ingilizce telefuz edilmesini tercih ederim.
AMA eğer DnD denen mevzuyu ingilizler çıkarmışsa o halde ingilizceyi de çok şükür öğrenebilmişken eğer okumak istersem orjinalini okumayı çevirisine tercih ederim.
Açıkçası çeviri yerine harcanan emeğin çok da fazla olmaması daha çok yeni bir şey üretmek için süre harcanmasını doğru buluyorum. FRP alanında ya da başka alanda....
Tabii ingilizce bilmeyen birine bu büyü Fedır Fooool büyüsü demem.... Bu Tüy düşüşü büyüsü yada ağırlığını azaltan bir büyü derim ona... Sonuçta ingilizce bilmeyenlere okulda zamanında aldığım Sitirenth ( FRP de Olan) dersini bile Mukavemet diye çevirdim. Aynı şekilde dersleri olabildiğince Türkçe açıklamaya çalışırım ingilizce bilmeyenlere...
Ancak elbetteki yaratanların yarattığı dildeki kitabın kalitesine çevirenler muhtemelen ulaşamayacaklardır. Ne kadar çok az sayıda bunun örneği olsa da bildiğim kadarıyla çevirilerin çoğu da böyledir.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.