Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: CecileAno
    Bugün: 36
    Dün: 35
    Toplam: 90400

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 2087
    Üye: 0
    Toplam: 2087

    FrpWorld.Com :: View topic - Sonsuz Güneşin Koruyucuları: Kadim Işığı Ararken...
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Sonsuz Güneşin Koruyucuları: Kadim Işığı Ararken... View next topic
    View previous topic
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.
    Author Message
    Squan
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Jun 09, 2004
    Posts: 557

    PostPosted: Thu Oct 19, 2006 7:33 am Reply with quoteBack to top

    Yılmax büyüsünü bitirdikten sonra salvador sessizliğe gömüldü.

    Bütün bu olaylar çok karmaşık bir hal almaya başlıyordu şimdi. Derin bir nefes çekti.

    V'ladhek in ve yılmax ın sözlerini bölmeden fikirlerini beyan etmesini bekledi. Daha sonra hafifçe sırıtarak

    "Dostlarım. Bir ejderha ile daha önce yüz yüze konuşmadım. Eğer diplomasi yapılması gerekiyorsa yaparım. Ama bir kırmızı ejderhayı nasıl etkilkerim bilmiyorum. Ve bunlar ejderha v'lad ında dediği gibi.

    Ama benimde düşüncem gümüş e gitmemizdir. Onu ikna ederek sağlam bir ittifak oluşturabiliriz. Kırmızıyla yapacağımız herhangi bir anlaşmanın iyi bir anlaşma olacağını sanmıyorum. Ama tabiki önce Nejah'la tekrar konuşmalıyız. Bize söylemediği birşeyler var gibi geliyor bana."



    Salvador derin bir iç çekti. Tekrar büyük bir sorumluluk. Acaba bunların hepsi geçmişte yaptığı hataların bir telafisimiydi? eğer öyleyse bu gerçekten çok ağır olmuştu.

    yılmax a dönerek "Sen ejderhalar hakkında ne biliyorsun? Sahsen ben pek bir şey bilmiyorum. Bu konuda senin bilgilerin yardımcı olabilir.

    Yılmax a meraklı gözlerle bakıyordu...

    _________________
    Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Yılmax
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 05, 2005
    Posts: 686
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Wed Nov 08, 2006 8:10 am Reply with quoteBack to top

    Yilmax, kendisine çıkışan V'ladhek'e çakmak çakmak parlayan yeşil gözleriyle sitemkâr bir bakışla baktı. Aslında onları da bir nebze anlayabiliyordu ama gerekirse... Gerekenni yapacaktı. Bir gümüş ejderha ya da 2 şövalye için binlerce neler olduğundan bihaber varlığın yokolmasına izin veremezdi. Hem burada nasıl yaşardı ki ? Diyar yok olursa vatan bellediği ikinci yeri de kaybederse...

    squan wrote:
    "Dostlarım. Bir ejderha ile daha önce yüz yüze konuşmadım. Eğer diplomasi yapılması gerekiyorsa yaparım. Ama bir kırmızı ejderhayı nasıl etkilkerim bilmiyorum. Ve bunlar ejderha v'lad ında dediği gibi.

    Ama benimde düşüncem gümüş e gitmemizdir. Onu ikna ederek sağlam bir ittifak oluşturabiliriz. Kırmızıyla yapacağımız herhangi bir anlaşmanın iyi bir anlaşma olacağını sanmıyorum. Ama tabiki önce Nejah'la tekrar konuşmalıyız. Bize söylemediği birşeyler var gibi geliyor bana."


    "İşte ben de bu noktadan bahsediyorum dostlarım. Nejah ne plân kurmuş bilemiyorum ama Horcoel ve diğerlerini bir göreve göndermesi de beni rahatsız eden bir konu. (Düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Sonra sol elini umursamaz bir ifadeyle sallayarak: )

    Her neyse en azından Nejah'ı dinlemek konusunda hemfikiriz. hem gümüşle konuşmak da iyi bir fikir olabilir."


    squan wrote:
    "Sen ejderhalar hakkında ne biliyorsun? Sahsen ben pek bir şey bilmiyorum. Bu konuda senin bilgilerin yardımcı olabilir."


    Salvadro'un sorusunu gülümseyerek cevaplamayı düşündü ama ne anlatacaktı ? Akademide öğrencilere verdiği ve daha da öncesinde eğitmenlerinden aldığı akademik bilgileri mi anlatmalıydı. Bu kalın kafalıların anlayacağını sanmıyordu. Ancak 3 yaşındaki öğrencilere anlatılacak bir üslûpla anlatmaya başladı;

    "Aslına bakarsan dostum Ejderha'lar hakkında bildiklerim onları düşman edinmeyi düşünmeyecek kadar kötü. Çnceki izlenimizden siz de farketmiş olmalısınız. Ejderha'lar en eski büyü kullanıcısı varlıklardır. şu aşamada büyü kullanımı konusunda onlarla boy ölçüşmem üzgünüm ama imkansız. O yüzden başka bir yol bulmalıyız diyordum ama sizin de bu kadar tepki vereceğinizi beklememiştim gümüş konusunda. Her neyse büyü kulalnırlar. Türlerine göre değişk nefes silahları vardır. Muhatabı olduğumuz Kırmızılar alev püskürtürken siyahlar asit tükürürler, muhtemel müttefikimiz olacak gümüş ise nefes silahı olarak buz konisi ve sersemletici bir gaz kullanır. Ejderhalar muhteşem varlıklardır. Olağanüstü bir zekâ'ya sahiptirler öyle ki bir ejderh'anın geçmiş bir dönemde bir şövalyeyi kandırarak tanrısına düşman ettiğini okumuştum. Ejderhaların bizi öldürmek için binlerce yöntemiş olabilir. Ejdehalar yaşlandıkça daha fazla güçlenirler ki kırmızının çok yaşlı olduğu söyleniyor beni tedirgin eden konulardan biri de bu. Onunla karşılaştığımızda eğer savaşmaya çalışırsak ölmemiz çok büyük bir ihtimal, ve diyarın yokolması da cabası. Neyse dostlarım bu kadar bilgi sanırım sizler için yeterlidir. şu Nejah artık bir an önce gelse de ne yapacaksak yapsak. Umarım bizi çıkışı olmayan bir yola sokmuyordur."

    Sözlerini bitirdikten sonra Yilmax ne yapacağını düşünmeye daldı tekrardan binlerce plan kafasının içerisinde âdeta raks eden bir çingene gibi dönüp duruyordu...

    _________________
    Ä°nsan labirentte, içgüdülerini ince, keskin bir uç gibi bilemelidir, neredeyse bir hançerin, bir kılıcın aÄ?zı kadar keskin, çünkü içgüdüler de hayatta kalmak için kullanılan silahlardır ve sık sık en az çelik kadar faydalı olduklar
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Wed Nov 08, 2006 10:01 pm Reply with quoteBack to top

    Aniden çarpılarak açılan kapı, üçlüyü irkiltti ve üçünün de bakışlarının kapıya çevrilmelerine sebep oldu. Nejah, ağzı kulaklarına varır bir halde kapıda duruyordu. Gözlerindeki neşeli ve kendinden emin parıltı sanki odanın loşluğunu aydınlatıyor, üçlünün içlerine huzursuz bir his salıyordu.

    Nejah ellerini ovuşturdu. “Evet, siz uyurken gereken her şeyi ayarladım. Eğer hazırsanız aşağı inin. Ben sizi geçireceğim.” Nejah sustu ve odada volta atmaya başladı. Yaşlı yüzündeki kırışıklıklar, sırıtması soldukça düzeldi ve gözlerindeki keyifli parıltı yerini çelik gibi bir ciddiyete bıraktı. “Size bazı detayları vermem gerektiğini biliyorum, o yüzden buradan çıkmadan önce size bilmeniz gerekenleri anlatacağım. Ama fazla vaktimiz olmadığından her şeyi söyleyemem korkarım.”

    Nejah, kendisini Yilmax ile Salvador arasındaki bir taburenin üzerine bıraktı ve ciddi gözlerle üçlüyü inceledi. “Bahsi geçen gümüş ejderha-ki Alagandor olarak bilinir-Tu’narath’tan çok da uzakta olmayan bir gökadada yaşamakta. Hakkında pek az bilgim var korkarım. Tek bildiğim bu minik gökadanın sıkı bir şekilde silahlanmış bir garnizon olduğu. Gökadanın kumandası Alagandor’da, bu yüzden ona ulaşmanız zor olabilir. Ama bunu başarmak sizin göreviniz.

    Benim görevim ise bambaşka. Normal şartlar altında şehirde sadece bu Tüccarlar Mahallesi’nde dolaşabilirsiniz. şehrin başka bölümlerine geçiş, githyanki olmayanlara yasaktır. Aynı şekilde şehre ve bu bölüme giriş çıkışlar çok dikkatli bir şekilde kontrol edilir. şehirden elinizi kolunuzu sallayarak ayrılamazsınız. Bizim gözetimimiz altındasınız ve sizi böylece dışarı çıkarmamız, bizi deşifre edecektir.

    İşte bu yüzden, çok kısa bir süre sonra limanlardan ayrılacak olan bir astral gemiye gizlice gireceksiniz. Gemi kaptanının bundan haberi olmayacak elbet, ama personelden biri benim tarafımda. O, sizi gizlice gemiye alacak ve Tu’narath’tan yeterince uzaklaşınca dışarı salacak. Geminin rotası Alagandor’un gökadasına oldukça yakından geçecek. Bu sayede oraya ulaşmanız da kısa zaman alacak.

    Alagandor’u öldürmek gerçekten çok zor bir iş olacak, bundan şüphem yok; lâkin Alagandor’u öldürdüğünüzün ispatına ihtiyacınız olmayacak. Zyladeus bunu zaten bilecektir. Ve yaptığınız bu şeyin karşılığında memnun kalacak olan Zyladeus, küreyi size verecektir.”


    Nejah, sözlerini bitirirken kaşları çatıldı ve ciddiyetle Yilmax’ı, Salvador’u ve V’ladhek’i süzdü. Gözleri birkaç uzun dakika boyunca V’ladhek’in yeni bacağına takılırken ciddiyet ifadesine merak karıştı, ama githyanki bir şey sormadı. En sonunda kararlı bir şekilde oturduğu tabureden kalktı Nejah. “Hazır olduğunuz anda aşağı inin. Sizi bekliyor olacağım.” dedi ve hızlı adımlarla odadan dışarı çıktı.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Rhonin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Dec 27, 2004
    Posts: 478
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Nov 09, 2006 2:48 pm Reply with quoteBack to top

    V'ladhek zırhına dikkatle baktı , daha iyi sıktı ve birazda düzeltti.Kılıcını alarak beline sıkıca taktı daha sonra diğer planları aklından bir süre atmış olarak Salvador ve Yilmax'a baktı..

    "Unuttuğumuz bir şey yoksa eğer aşağı inelim.Bu..Çok zor bir görev olacak gibi.. " dedi sonra unuttuğu bir şey var mı diye etrafına baktı.

    Nesaj her gümüş ejderhayı öldürme lafı ettiğinde V'ladhek iyiden iyiye sinirleniyordu.Ama kendisini tutması gerektiğini çok önceden öğrenmişti..Sabırın gerektirdiği önemi bazı şeyleri kaybederek anlamıştı.

    Gizlice bir gemiye gidecekler daha sonra girmesi zor bir yere girmeye çalışacaklar savunması delinemez bazı yerleri geçmeye çalışacaklar ve sonunda da Gümüşle konuşacaklardı...

    İşleri gerçekten çok zor olacaktı.Gümüş eğer iyiliğin kudretini tam olarak hala hatırlıyorsa ki bundan kuşkusu yoktu..Kendilerine yardım ederdi..

    _________________
     Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    Squan
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Jun 09, 2004
    Posts: 557

    PostPosted: Fri Nov 10, 2006 8:47 am Reply with quoteBack to top

    Salvador derin bir iç çekti. Gümüş ejderhaya gidiyorlardı. Zaten aldıkları karar buydu. Ama bu biraz zor olacaktı. Kaçak gideceklerdi. Ve orada kaçak olarak yakalanırlarsa gümüşle anlaşma ihtimalleri zor olurdu. Nejah odadan çıktığında aklından ilk bunlar geçiyordu.
    Rhonin wrote:

    "Unuttuğumuz bir şey yoksa eğer aşağı inelim.Bu..Çok zor bir görev olacak gibi.. "


    "Haklısın zor bir görev olacak. Hadi inelim."

    Kılıcını kınına takarak etrafını şöyle bir süzdü. Unuttuğu bir şey yoktu herhalde. Sonra kapıya doğru yöneldi.

    "Ama ben hala Nejah ın bazı şeyler söylemediğine inanıyorum"
    Kapıdan geçerken düşüncesini hafifçe sesli söylemişti. Sonra aşağı doğru ilerledi...

    _________________
    Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Yılmax
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 05, 2005
    Posts: 686
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Tue Nov 14, 2006 7:17 am Reply with quoteBack to top

    Yilmax diğerlerine bakıp konuşurken bir gümbürtüyle çarpan kapının sesiyle irkildi. Nejah hızla içeri dalmıştı githyankinin suratındaki ifade ve gözlerindeki ışıltı kendisini huzursuz etmeye yetmişti ve artmıştı bile. Ağzını açmaya yeltendi ancak nejah ondan önce davranmıştı.

    Lord Necros wrote:
    Aniden çarpılarak açılan kapı, üçlüyü irkiltti ve üçünün de bakışlarının kapıya çevrilmelerine sebep oldu. Nejah, ağzı kulaklarına varır bir halde kapıda duruyordu. Gözlerindeki neşeli ve kendinden emin parıltı sanki odanın loşluğunu aydınlatıyor, üçlünün içlerine huzursuz bir his salıyordu.

    Nejah ellerini ovuşturdu. “Evet, siz uyurken gereken her şeyi ayarladım. Eğer hazırsanız aşağı inin. Ben sizi geçireceğim.” Nejah sustu ve odada volta atmaya başladı. Yaşlı yüzündeki kırışıklıklar, sırıtması soldukça düzeldi ve gözlerindeki keyifli parıltı yerini çelik gibi bir ciddiyete bıraktı. “Size bazı detayları vermem gerektiğini biliyorum, o yüzden buradan çıkmadan önce size bilmeniz gerekenleri anlatacağım. Ama fazla vaktimiz olmadığından her şeyi söyleyemem korkarım.”

    Nejah, kendisini Yilmax ile Salvador arasındaki bir taburenin üzerine bıraktı ve ciddi gözlerle üçlüyü inceledi. “Bahsi geçen gümüş ejderha-ki Alagandor olarak bilinir-Tu’narath’tan çok da uzakta olmayan bir gökadada yaşamakta. Hakkında pek az bilgim var korkarım. Tek bildiğim bu minik gökadanın sıkı bir şekilde silahlanmış bir garnizon olduğu. Gökadanın kumandası Alagandor’da, bu yüzden ona ulaşmanız zor olabilir. Ama bunu başarmak sizin göreviniz.

    Benim görevim ise bambaşka. Normal şartlar altında şehirde sadece bu Tüccarlar Mahallesi’nde dolaşabilirsiniz. şehrin başka bölümlerine geçiş, githyanki olmayanlara yasaktır. Aynı şekilde şehre ve bu bölüme giriş çıkışlar çok dikkatli bir şekilde kontrol edilir. şehirden elinizi kolunuzu sallayarak ayrılamazsınız. Bizim gözetimimiz altındasınız ve sizi böylece dışarı çıkarmamız, bizi deşifre edecektir.

    İşte bu yüzden, çok kısa bir süre sonra limanlardan ayrılacak olan bir astral gemiye gizlice gireceksiniz. Gemi kaptanının bundan haberi olmayacak elbet, ama personelden biri benim tarafımda. O, sizi gizlice gemiye alacak ve Tu’narath’tan yeterince uzaklaşınca dışarı salacak. Geminin rotası Alagandor’un gökadasına oldukça yakından geçecek. Bu sayede oraya ulaşmanız da kısa zaman alacak.

    Alagandor’u öldürmek gerçekten çok zor bir iş olacak, bundan şüphem yok; lâkin Alagandor’u öldürdüğünüzün ispatına ihtiyacınız olmayacak. Zyladeus bunu zaten bilecektir. Ve yaptığınız bu şeyin karşılığında memnun kalacak olan Zyladeus, küreyi size verecektir.”

    Nejah, sözlerini bitirirken kaşları çatıldı ve ciddiyetle Yilmax’ı, Salvador’u ve V’ladhek’i süzdü. Gözleri birkaç uzun dakika boyunca V’ladhek’in yeni bacağına takılırken ciddiyet ifadesine merak karıştı, ama githyanki bir şey sormadı. En sonunda kararlı bir şekilde oturduğu tabureden kalktı Nejah. “Hazır olduğunuz anda aşağı inin. Sizi bekliyor olacağım.” dedi ve hızlı adımlarla odadan dışarı çıktı.


    Githyanki başladığı gibi hızlıca anlatarak geçmiş ve sözlerini bitirmişti. Plânı kulağa olabilir gibi gelse de gerçekten zor olacağı ortadaydı. Hoş zaten kolay olmasını beklememişti amayanında iki şövalye varken gümüşü öldürmeyi nasıl başarabilirdi ki? Belki de onlara uyarak gümüşü yardım etmeye ikna edebilirlerdi ki bu da gümüş için ölüm demekti. Ama önce düşünmek zorunda olduğu Alagandorun yanına nasıl gideceklerdi ? Gümüşün kontrol ettiği garnizon işleri biraz zorlaştıracak gibiydi. Yilmax kafasındakileri tartarken Nejah'ın bakışlarının V'ladhek'in yeni bacağına kaydığını gözlerindeki ifadenin meraka dönmesini farketti ve bundan öncekinden de çok rahatsız oldu. Demek ki bu bacak Nejah'ın işi değildi peki kimin işiydi ? Nejah dışarı çıktıktan sonra ilk söz V'ladhek'ten geldi ;

    Rhonin wrote:
    "Unuttuğumuz bir şey yoksa eğer aşağı inelim.Bu..Çok zor bir görev olacak gibi.. "


    "Unutacak neyimiz var ki Sör V'ladhek? Zor olacağı ise bir gerçek. şans bizimle olsa iyi olur."

    Squan wrote:
    "Haklısın zor bir görev olacak. Hadi inelim." , "Ama ben hala Nejah ın bazı şeyler söylemediğine inanıyorum"


    "Herkesin söylemediği birşeyler vardır değilmi Sör Salvador. Haydi artık gidelim buradan ne kadr erken yüzleşirsek o kadar çabuk kabulleniriz..."

    "Evet Salvador söylemediği şeyler var. Ne olduğunu tam olarak anlayamasam da Nejah birşeyler saklıyor. Tıpkı..." Aklından tam olarak geçenleri dile getirmemişti drow başbüyücü. Kendisine saklamıştı son düşüncelerini...

    _________________
    Ä°nsan labirentte, içgüdülerini ince, keskin bir uç gibi bilemelidir, neredeyse bir hançerin, bir kılıcın aÄ?zı kadar keskin, çünkü içgüdüler de hayatta kalmak için kullanılan silahlardır ve sık sık en az çelik kadar faydalı olduklar
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Wed Nov 15, 2006 7:26 pm Reply with quoteBack to top

    Kapıdan çıktıklarında üçünün de tartışması son bulmuş, üçlü derin bir sessizliğe gömülmüştü. Daha önce hiç bulunmadıkları bir boyutun tehlikeli bir şehrinde kapana kısılmış haldeyken ancak birbirlerine dayanabiliyor, tehlike doğurabilir düşüncesiyle çıt bile çıkartamıyorlardı. Adetlerini bilmedikleri insafsız bir ırk tarafından kuşatılmışlar, rezil bir muamele görmüşlerdi. Bu şartlar altında kim gözü kara olabilirdi ki?

    Bulundukları duruma rağmen merdivenden yavaşça inen iki şövalyenin başları dikti ve mağrur bir edayla yürüyorlardı. Yenilseler bile bunu asla düşmana belli etmeden, cesaretlerini çevrelerindekilere de aşılayarak ilerliyorlardı. Yilmax bile onların bu güçlerinden etkilenmişti, ama yine de ters giden bir durum karşısında ne yapacaklarını düşünemiyordu. Sonuç olarak ne kadar cesur olurlarsa olsunlar iki şövalye ne koca bir şehir dolusu askerle mücadele edebilir, ne de koca bir kırmızı ejderhayı yenebilirlerdi.

    Nejah onları merdivenin hemen yanındaki masada şarap içerek bekliyordu. Sandalyesine yayılmış, kısık gözlerle kalabalığı süzüyor, çeşitli kimseler için müstehcen yorumlarda bulunuyordu. Grupla ilk karşılaştığındaki asil halinden eser yoktu.

    Nejah onların varlığını ancak tam yanında Salvador’un zırhının tangırtısını duyduğunda fark etti ve aceleyle toparlanarak ayağa kalktı.

    “En sonunda geldiniz. Gemi neredeyse kalkmak üzere. Aslında çoktan gitmeliydi ama şükürler olsun ki izin belgelerinde bir sorun çıkartmayı başardım. Çabuk olun, şunları giyinin ve sımsıkı sarının. Asla da yüzünüzü açmayın ve şüpheli tavırlarda bulunmayın.” Nejah oturduğu sandalyenin yanındaki çuvaldan kahverengi üç pelerin çıkarttı ve üçlünün üzerine fırlattı. İki insan ve bir drow aceleyle pelerine sarınıp yüzlerini örterken Nejah çoktan bir bakır sikkeyi hancıya fırlatıp kapıya yönelmişti bile.

    Handan bir kez daha Tu’narath’ın sokaklarına çıktıklarında Salvador, V’ladhek ve Yilmax, bu kez şehrin sokaklarını ve caddelerini daha iyi inceleme fırsatı buldular. Nejah’ın verdiği bilgiye tıpatıp uyarcasına Tüccar Mahallesi’nin sokakları çeşitli ırklardan kişilerle doluydu: Orklar, insanlar, buçukluklar, elfler… Hatta Yilmax bir an için bir kuo-toa gördüğüne yemin bile edebilirdi.

    Bunun dışında binalar genellikle birkaç katlı apartmanlar şeklinde inşa edilmişlerdi. Nejah’ın yolda giderken anlattıklarına göre bu apartmanların çoğu çeşitli başarılarda bulunan githyankilere verilmişti. Githyankilerin arasında nil’ghar olarak bilinen bu arsa sahipleri, apartmanların her dairesini yirmi dört saatliğine bir altına kiraya sunar, Tüccar Mahallesi’nde konaklamak isteyenlere kalacak yer verirlerdi.

    Grubun gözüne çarpan şeylerden bazılarıysa binaların bir kısmının çelik mızraklar, dayanıklı kapılar gibi savunma ağırlıklı inşa edilmiş olmalarıydı. Yine bazı binaların aralarında yukarıda köprüler vardı. Yine Nejah’ın anlattığına göre bu binalar kiralık değildi ve burada ikamet eden githyankiler vardı. Hatta Tu’narath’ın kalan bölümlerindeki tüm binalar bu şekilde dizayn edilmişti. Bu da githyankilerin askeri yaşamı ne kadar benimsediklerinin açık bir göstergesiydi.

    Tüm bunlara rağmen şehirde sanat da hâlâ yaşamaktaydı. Bu kadar ırkın bir arada bulunmasına rağmen Tüccar Mahallesi kirli olmaktan çok uzaktı. Yollar özenle döşenmişti ve yollarda çeşitli işlemeler göze çarpıyordu. Çeşitli heykeller yol kenarlarını süslüyor, resimler ve kabartmalar boş duvarları dolduruyordu. Tüm bu kabartmalar sadece githyanki kültürünü yansıtıyordu, ama yine de bir şeyi gösteriyorlardı: Tu’narath, katı bir garnizon ile asil bir kültür şehrinin özelliklerini bir arada taşıyordu.

    Ne yazık ki bunun tadını herkes çıkartamıyordu. Yilmax ve Salvador hâlâ gergindiler, V’ladhek de öyleydi ama yeni bacağına alışmaya çalışarak topallarken sürekli zihninde homurdanmalar duyup duruyordu. Birileri hiç durmadan söyleniyor, küfürler savuruyordu. Söylenenleri duyamıyordu, ama bir şekilde bu ruh halini…biliyordu işte. Açıklayamazdı ama biliyordu. Sesi duyamasa da tanıdık geldiğini hissediyordu, ama kesinlikle çıkartamıyordu zira aynı şekilde bu sesi hayatı boyunca hiç duymamış olduğunu da bir şekilde biliyordu.

    Ve böylece Nejah’ı izleyen üçlü geniş bir meydana geldi. Meydanın öbür ucunda boydan boya uzanan koca bir bina Tu’narath’ın sonunu işaret ediyor, hemen arkasındaki iskelelere bağlanmış astral gemilere ev sahipliği yapıyordu. Meydanın tam ortasında bir ejderhaya binmiş ve kılıcını zaferle havaya kaldırmış bir githyankinin kocaman heykeli bulunuyordu. Heykelin kılıcı ve yüzü, üçüne de tanıdık gelmişti. Uçan hisarda onları salan githyanki komutanı Lykus’tu bu.

    Heykelin önünden geçerken Yilmax’ın gözleri bir anlığına kaidede oyulmuş çivi yazısına kaydı ve hızlı bir şekilde yazıyı taramaya başladı. Görebildiği tek şey Lykus’un githyanki ordularının başkumandanlarından birisi olduğu ve Ssharz’throg Meydan Muharebesi’nde komuta ettiği beş bin kişilik kuvvetiyle otuz bin kişilik düşman ordusunu bozguna uğrattığıydı.

    Tahmin ettikleri gibi Nejah onları liman binasına sokmamış, tam aksine çevresinden dolaşarak uç kısmındaki bir ek binanın önüne getirmişti. Diğerlerine göre daha az bakımlı olan ve taşlarında hafif ufalanmalar meydana gelen bu bina besbelli bir depoydu. Nejah binanın kapısına belli bir ritimle vurdu ve kapı birkaç saniye sonra açıldı. İçeri daldıkları gibi Nejah kapıyı kapattı.

    “Pekâlâ, şimdi sizi üç ayrı varilin içine yerleştireceğim. Sakın dışarı çıkayım demeyin. Varillerin ağızları kapalı olacak. Sizleri bu şekilde gemiye sokacağız. Gemideki adamıma inmeniz gereken yeri belirttim. Oraya geldiğinizde sizleri varillerden çıkartacak ve gizlice gemiden salacak. Daha fazla açıklama yapmak isterdim ama korkarım gemi kalkmak üzere. Son yüklemeler yapılıyor. Lütfen çabuk şu varillerin içine girin.”

    Nejah eliyle ilerideki bir grup varilin öndeki üçünü işaret etti ve aceleyle üçünü çekiştirerek varillere doğru itti. Salvador ve Yilmax, V’ladhek’i varile sokmaya çalışırken ayağıyla sabırsızca tempo tutuyordu. En sonunda üçü de varillere girdiklerinde hemen kapakları alıp kapattı ve iyice sıkıştırdı.

    “İyi şanslar beyler.” dediği duyuldu Nejah’ın ve daha sonra bir kapının kapanmasıyla üçü de Nejah’ın depodan ayrıldığını anladı. Sadece birkaç saniye sonra anlamadıkları dilde konuşan birkaç kişi karşı yönden depoya girdi ve sırayla varilleri alıp geminin deposuna taşıdılar.

    Birkaç saat veya birkaç gün… Ne kadar geçtiğini pek bilemiyorlardı, ama kesinlikle uzun zaman olmuştu. Dar bir varilin içinde cenin pozisyonunda kalmak yeterince zordu, V’ladhek’in durumunda bu daha da kötüleşiyordu. Bacağını kıvırırken zorlanıyor, varile sığmaya çalışıyordu. Geçen zaman içinde bazen birkaç kişi içeri dalıyor, ama çok sürmeden geri çıkıyorlardı. En sonunda yine birisi içeri girdi ve varilleri tıklatarak aynı anlamadıkları lisanda seslenmeye başladı. Sonra çatırtılar eşliğinde varillerin kapaklarını açarak üçüne de ayağa kalkmalarını işaret etti.

    Görünen o ki bu githyanki Nejah’ın söylediği adamdı zira hiç de şaşırmışa benzemiyordu. Ama ne tuhaftı ki dillerini de bilmiyordu. Sadece gözlerinde bir panik ifadesi okunuyordu. Daha varilden çıkar çıkmaz üçünü çekiştirmeye başlamıştı bile.

    Depodan ayrılıp güverteye çıktıklarında geminin kıç tarafına çıktıklarını anladılar. Githyanki tedirgin bir şekilde etrafına baktı, sonra da Salvador’un eline bir parşömen rulosu tutuşturdu. Ardından üçüne de trabzanı göstererek atlamalarını işaret etti.

    Astral Boyut’un gümüşü enginliğine atlamak… Tanrılara şükürler olsun ki düşmüyorlardı. O kadar uzun zaman düşmek muhtemelen inanılmaz korkutucu olurdu. Bunu bilmelerine rağmen üçü de atlamakta güçlü çekmişti. Geminin inanılmaz hızı yüzünden sırayla atlarken birbirleriyle araları oldukça açılmıştı, ama birkaç dakika geçmeden yeniden bir araya gelmişlerdi.

    Artık gözden kaybolan geminin rotasının sol tarafında ufukta bir gökada görünüyordu. Büyük ihtimalle Alagandor’un bahsi geçen gökadasıydı bu. Salvador bu esnada ilk defa elindeki parşömen rulosunu açtı ve içine baktı.

    Bu bir haritaydı. Büyük ihtimalle gökadanın bir haritası.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Squan
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Jun 09, 2004
    Posts: 557

    PostPosted: Thu Nov 16, 2006 7:05 am Reply with quoteBack to top

    Rahat olmayan bir yolculuk olmuştu. Salvador haritayı açıp inceledikten sonra kaslarını gevşetmek için gerindi. Bir kaç yeri tutulmuştu. Diğerlerininde aynı sorunu yaşadıklarını biliyordu. Sonra yılmax ve v'ladhek inde haritayı göreceği şekilde incelemeye başladı.

    "Sizce adanın ne tarafındayız?"

    Artık sinirlerinin yıprandığını hissetmeye başlamıştı garip bir şekilde. Her geçen dakika üzerlerindeki gerilim artıyordu. Binlerce can onlara güveniyordu. Bu işi ne kadar çabuk hallederlerse o kadar iyi olurdu.

    Adaya baktı. Sonra haritayla ilişki kurmaya çalıştı.

    "şimdi önerisi olan var mı?"

    _________________
    Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Yılmax
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 05, 2005
    Posts: 686
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Thu Nov 16, 2006 5:52 pm Reply with quoteBack to top

    Yilmax, Nejah'ın sözlerine itiraz bile edemeden fıçının içerisine girmek zorunda kalmıştı. Vakit geçtikçe oh geçiyormuydu geçmiyormuydu bu boyutta anlamsızdı değildi ama sanki geldikleri boyutta geçirdikleri aylar gibiydi zaman. En sonunda adamları gelip fıçıları açtığında yilmax istemsiz bir "OH" çekmişti. En sonunda o daracık fıçıdaki rahatsız yolculuklarından kurtulmuşlardı ama sonrasındaki işler aklına geldiğinde ister istemez o fıçının içerisinde kalmayı aklından geçirdi. Adamları hızla giden gemiden kendilerini boşluğa bıraktığında Yilmax istemsizce irkildi boşluğa doğru düşüyor olma hissi canını iyice sıkmıştı ancak sonrasında düşmedikleri aklına geldiğinde rahatladı. Diğerleriyle bir araya geldiğinde Salvador'un elinde bir parşömen olduğunu farketti yakından bakınca bunun bir harita olduğunu gördü.

    squan wrote:
    "Sizce adanın ne tarafındayız?"


    "Buna cevap vermek oldukça zor ama belki Sör V'ladhek harita okumaktan anlıyordur?"

    squan wrote:
    "şimdi önerisi olan var mı?"


    "Çnerim haritayı eğer anlayabilirsek adaya inmemizdir.Eğer gümüş ejderha öldürmeye çekindiğiniz gibi iyi tabiatlıysa yönettiği garnizonda bize zarar vermeyecektir burada da kıymetli canımı sizlere emanet edeceğim anlamına geliyor dostlarım. Ancak bana kalırsa temkinli olmakta fayda var, uzun yaşamım boyunca hiçbir ejderhaya güvenmedim, kromatik olsun metalik olsun. Evet Sör V'ladhek harita okumaktan anlarmıydınız?"

    Konuşmasını bitirdikten sonra haritaya bakarak bir anlam çıkarmaya çalıştı artık herşey daha zorlaşmaya başlıyordu...

    _________________
    Ä°nsan labirentte, içgüdülerini ince, keskin bir uç gibi bilemelidir, neredeyse bir hançerin, bir kılıcın aÄ?zı kadar keskin, çünkü içgüdüler de hayatta kalmak için kullanılan silahlardır ve sık sık en az çelik kadar faydalı olduklar
    Back to top View user's profileSend private message
    Rhonin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Dec 27, 2004
    Posts: 478
    Location: Ankara

    PostPosted: Sun Nov 19, 2006 10:44 am Reply with quoteBack to top

    V'ladhek gülümseyerek baktı " okuyabilmem haritanın zorluğuna bağlı önce bir bakayım isterseniz.." dedi sakince.Bu lanet olası yerde bu kadar zorluk çekerek insanları kurtarmaya çalışmak...Omuzlarındaki yük artıyordu..

    Her saniye daha da ileri gidiyorlardı ve daha da zorlaşıyordu işte bu sinirlerinin gerildiği anlardan biriydi..

    Durumları kritikti.Eğer orada gümüş ejderhaya ulaşmadan birileri kendilerini görürse bu kötü olabilirdi..O korumalarla anlaşmazlık çıkmasını hiç istemiyordu..

    V'ladhek parmaklarını saçlarının arasında dolaştırdı ve haritaya göz atmaya başladı..

    _________________
     Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Sun Nov 19, 2006 4:40 pm Reply with quoteBack to top

    V’ladhek haritayı eline aldı ve evirip çevirerek incelemeye başladı. Astral Boyut’ta yönleri belli edecek hiçbir şey olmadığından dolayı şövalye yön duygusunu yitirmişti ve şimdi haritada bu gökadanın ne tarafında olduklarına bakmaya çalışıyordu.

    Hem haritadan hem de önündeki gökadanın görüntüsünden görebildiği kadarıyla, bu gökada bir yerden kopartılmış bir kara parçasıydı. Gökadanın alt kısmı şekilsiz kayalardı. Çst kısmı ise bir vadi görünümündeydi. Gökadanın tam ortasında bir dağ yükseliyordu. Haritaya göre bu dağın çevresindeki kayalıklarda ve onu da saran çayırlarda çeşitli istihkâmlar kurulmuş ve gökada bir garnizona dönüştürülmüştü.

    Haritanın üzeri çeşitli sembollerle kaplıydı. V’ladhek bunları anlayamadığına göre büyük ihtimalle bu semboller githyankilerin kendi alfabeleriyle aldıkları notlardı. Haritanın çizimine ve üzerindeki bol bol karalamaya bakılırsa bir casusun çıkarttığı harita olmalıydı bu.

    Tüm bu karmaşık sembollere rağmen V’ladhek bazı sembolleri tanımıştı. Gökadanın çeşitli noktalarında çaprazlanmış bir çift kılıç çizilmişti. Büyük ihtimalle askerlerin kışlalarıydı buralar. Dağın eteklerinde bir yerde kapı benzeri bir şey çizilmişti. Dağın zirvesine yakın bir yere ise bir ejderha sembolü konulmuştu.

    V’ladhek bir elindeki haritaya, bir de karşıdaki gökadaya baktı ve sonra haritayı ters çevirdi. O anda haritaya bu sefer doğru yönden baktığını anladı. Haritaya göre dümdüz gökadaya ilerlemeleri halinde gökadanın tek limanına varacaklardı. Gökadanın kalan kısımları ise dikkatle korunuyordu.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Rhonin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Dec 27, 2004
    Posts: 478
    Location: Ankara

    PostPosted: Mon Nov 20, 2006 2:49 pm Reply with quoteBack to top

    V'ladhek anlamadığı şekilleri geçmeye başladı ardından bir kaç şeklin eskisi gibi gözüne oturduğunu farketti.Asker kışlaları..Haritayı tam karşısına koydu ve ayarladı ardından doğru baktığını anladı.

    Salvador ve Yilmax'ın görebileceği şekilde kendi çözebildiği yerleri gösterdi parmağıyla harita üzerinde gösterirken.Parmakları çaprazlanmış çift kılıcın olduğu yere geldiğinde orayı iyice gösterdi " Buralar asker kışlaları olmalı. " sonra ekledi " dağın yakın kısımlarında işte buraya ejderha işareti koymuşlar muhtemelen bizim gümüş oradadır. " dedi gök adaya bakarak ...

    "Liman kısmından gizlice girmemiz gerekli.Diğer taraflar iyi korunuyor gibi ne dersin salvador? " dedi gözlerini gök adadan ayırmıyordu.Sonra Yilmax'a baktı " görünmezlik büyünü yapabilirsen eğer belki geçebiliriz gizlenerek..Ama büyüsel gücü fark ederlerse sanırım kötü olabilir. " dedi düşünceli biçimde elini sakalında gezdirmeye başladı..

    Ardından haritaya baktı işaretleri anlamak için çaba sarfetmek gerekirdi çünkü anlamadığı dilde şeyler vardı orada. " Evet başka fikri olan var mı? " dedi haritayı dikkatle incelerken..

    _________________
     Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    Squan
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Jun 09, 2004
    Posts: 557

    PostPosted: Mon Nov 20, 2006 3:27 pm Reply with quoteBack to top

    Salvador haritaya tekrar baktı ve iç geçirdi. V'ladhek in dediklerini gayet güzel bir şekilde anlamıştı. şimdi haritaya daha dikkatli bakınca kendiside işaretlerin ve konum hakkında değerlendirme yapabilmişti.

    "Bence de liman kısmı akıllıca gözüküyor. En azından kışlalardan bir nebze uzak."

    V'ladhek in yılmax a görünmezlik hakkında sorularını dinlerken salvador un aklına bir şey gelmişti. şu an boşlukta uçuyorlardı. Acaba adanın üzerinde de uçabilirler miydi?

    "Sizce dağın tepesine kadar uçabilir miyiz? Ne düşünüyorsunuz?"

    _________________
    Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Rhonin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Dec 27, 2004
    Posts: 478
    Location: Ankara

    PostPosted: Mon Nov 20, 2006 9:37 pm Reply with quoteBack to top

    Salvador'un sorusunu düşündü. " Bunu engelleyecek bir şey olmalıdır.Muhtemelen sınırları geçtikten sonra yer çekimi devreye giriyor olabilir.Yani yoksa çok korunmasız bir yer olurdu değil mi? " dedi gözlerini Yilmax'a kaydırdı cevap vermesini beklercesine.

    Etrafa baktı nasıl girebileceklerini düşündü.Limandan gireceklerdi ama dikkatli olmaları gerekiyordu.Farkedilmemeleri gerekliydi.

    _________________
     Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    Yılmax
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 05, 2005
    Posts: 686
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Tue Nov 21, 2006 1:58 pm Reply with quoteBack to top

    Rhonin wrote:
    " Buralar asker kışlaları olmalı. " sonra ekledi " dağın yakın kısımlarında işte buraya ejderha işareti koymuşlar muhtemelen bizim gümüş oradadır. "

    "Liman kısmından gizlice girmemiz gerekli.Diğer taraflar iyi korunuyor gibi ne dersin salvador? görünmezlik büyünü yapabilirsen eğer belki geçebiliriz gizlenerek..Ama büyüsel gücü fark ederlerse sanırım kötü olabilir. "

    " Evet başka fikri olan var mı? " dedi haritayı dikkatle incelerken..



    Yilmax V'ladhek'in gösterdiği simgeleri gördüğünde içinden bir nefes koyverdi. O işaretlerin askeri birlik ve ejderha'yı işaret ettiğini zaten 5 yaşında bir çocuğa göstersen de anlardı. Anlamak istediği şu anda gökadayı nereden karşıladıklarıydı.

    "Sör V'ladhek; şu anda biz gökadayı hangi noktadan karşılıyoruz acaba? Çncelikle nerede olduğumuzu tam olarak biliyormuyuz? Eğer ne yönden karşıladığımızı bilirsek ona göre davranabiliriz."

    Bir süre durakladıktan sonra aklına büyüsünü kullanırsa son denediğinde çektiği acılar geldi ancak bunu aşacak güçteydi başbüyücü. Ancak asıl sorun ejderha idi ve büyücüleri. Gördüğü kadarıyla kendilerine githyanki diyen ırk çok iyi organize olmuştu. Ejderhaları binek olarak kullanabiliyor büyücülerle desteklenmiş güçlü birliklerle koruyorlardı gökadalarını. Eğer gümüş de böyle bir organizasyon kurduysa ki başka türlü kırmızıya rakip olamazdı, görünmezlik büyüsünü kullanması durumu daha zor hale getirebilirdi. Kısa bir iç çekişten sonra konuşmaya başladı;

    "Dostlarım, Nejah'ın ırkını gördünüz gökadalarını korumak için ejderha ve büyücülerden oluşan bir organizasyon kurmuşlardı. Sürekli etrafı gözlüyorlardı mutlaka görünmeyeni görecek büyüleri vardır. Eğer gümüş kırmızıya büyük bir rakip ise onun kurduğu birlikler de diken üzerinde olduklarından böyle önlemler almış olmalılardır. Eğer büyü kullanırsak durumu istemediğimiz bir şekle sokabiliriz. Yardım isteyecekken farklı şeylerle suçlanmak istemeyiz herhalde ?"


    squan wrote:
    "Bence de liman kısmı akıllıca gözüküyor. En azından kışlalardan bir nebze uzak."



    "Sizce dağın tepesine kadar uçabilir miyiz? Ne düşünüyorsunuz?"


    Yilmax, Salvador'un sözlerini duyunca yüzünü buruşturdu. Bu lanet şövalye hapisteyken diğer gökadada nasıl yerde kalabildiğini düşünürdü. Gayet çabasızca yerde duruyorlardı hatta uyumuşlardı. tam ağzını açacakken Vladhek'in sözleri geldi;

    rhonin wrote:
    " Bunu engelleyecek bir şey olmalıdır.Muhtemelen sınırları geçtikten sonra yer çekimi devreye giriyor olabilir.Yani yoksa çok korunmasız bir yer olurdu değil mi? "


    Sonunda biraz daha akıl işi bir cevap. Tekrardan açıklaması gerekecekti bu boyut hakkındakileri;

    "Dostlarım, daha önce anlattığım şeyleri hatırlatmaktansa size sorduğunuz kısmı anlatayım. Bu boyutta gördüğünüz gibi yerçekimi yok ancak gökadalar her kütlesi olan cisim gibi bir çekime sahiptir. Yani gökadaların üzerinden uçarak geçemeyiz. Bunu aklınızdan çıkarmanız gerek."

    _________________
    Ä°nsan labirentte, içgüdülerini ince, keskin bir uç gibi bilemelidir, neredeyse bir hançerin, bir kılıcın aÄ?zı kadar keskin, çünkü içgüdüler de hayatta kalmak için kullanılan silahlardır ve sık sık en az çelik kadar faydalı olduklar
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.89 Saniye