Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: JanieUtk58
    Bugün: 31
    Dün: 23
    Toplam: 90360

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1528
    Üye: 1
    Toplam: 1529

    Şu An Bağlı:
    01 : riabovasb4t5

    FrpWorld.Com :: View topic - Savas Alani
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Savas Alani View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Demian
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 28, 2003
    Posts: 181
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jan 18, 2006 4:13 pm Reply with quoteBack to top

    Niorgath saskin bir bicimde cevresinde ki ölüler yiginina bakiyordu. Surda bir savasci bir orkun kara okuyla ölmüstü. Baska birisi ise bir minatourun balyozunun darbeleriyle. Ama minatour da fazla yasayamamis üstüne culanan üc kisi tarafindan, kurban edilen bir boga gibi, parcalara ayrilmisti. Çc kisi ise arkalarindan saldiran goblinlerin mizraklariyla delik desik edilmislerdi ve goblinleri öldürenleride baskalari öldürmüstü ve onlarida baskalari.

    Bu binlerce kisiyi kapsayan ölüm zincirinin ortasinda ki tek sag kisi Niorgath'di. Ucsuz bucaksiz ovada ondan ve simdiden ölülerin gözleriyle ziyafet ceken kargalardan baska canli kisi yoktu. Garip bir sekilde yarali bile yok gibiydi. Sadece kargalar ve kilicindan kanlar damliyarak onlari izliyen saskin Niorgath.

    Arada tanidigi bir kac ölüde görüyordu. Dün beraber bira ictigi ve ona savas yaralarini grurla gösteren, onun ufak tefekligiyle ve yasiyla dalga gecen kizil sacli barbar saci kadar kizil kanlar icinde yatiyordu. Onun bir kisiyi bile öldüremiyecegine emin oldugunu söyleyen komutani ise ölümünden sonra bile parlayan zirhiyla kafasiz olarak ölülerin arasindaydi.

    Ama Niorgath onlarin arasinda degildi. Hatta tek bir cizik bile almamisti ve bildigi kadariyla bir düzine adam öldürmüstü. Kolu kilic salamaktan agriyordu ve yüzü düsmanlarinin kaniyla kizila boyanmisti...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Wed Jan 18, 2006 4:53 pm Reply with quoteBack to top

    şimdi ise hiçliğin ortasındaki boş ovaya bakıyordu. etrafında gördükleri hayret verici birşeydi. ölüm ve ardından gelen ucsuz bucaksız sessizlik. etrafına bakındı. ortalık aslında ölülerden başka büyükte bir hazineyle kaplıydı. hiç içinde bulunmak istemediği ve zorla ortasına atıldığı bir savaşın ganimetlerini alıp gitti diye kimse ona kızamazdı. zaten kimsede onu hatırlamazdı. etrafına bakındı saflarında savaştığıklarıda onun için düşmanlardan çokta farklı görünmüyordu. akıllıydı. en yakın birliğin buraya ulaşmasının iki gün süreceğini biliyordu. görevleri üçbin kişilik bir kuvvetle ana orduya katılmak ve savaş karargahından gelicek emirleri uygulamaktı. yolda ilerlerken ana hedeften sapmış düşman tarafından tuzağa düşürülmüi şlerdi. şimdi ise etraftaki tek canlı kargalar ve sağ kalmış bineklerdi. birazilerideki lordun bineği yerejderi dikkatini cekti. hayvan gençti ve daha efendi olarak kimseyi bellememişti. komutanı lordun elinden kontrol asasını aldı. hayvan emirlerine uymuştu. zaten birkaç kere onu beslemişliğide vardı. birkaç saat sonra koca hayvanın tüm eğer ve torbalarını doldurucak kadar ganimeti toplamıştı. şimdi ise yapması gereken onu ve geride kalan cesetleri bir arada kimse görmeden buradan uzaklaşmasıydı.
    gün onun günüydü. geride bıraktığı cesetlerden ve aldığı ganimetlerden dolayı hiçbir hüzün veya cekingenlik duymaması onu şaşırtmıştı. mutluluk ve huzurla tekrar hatırladı: bu bir savaştı ve ganimet savaşta görevini yapıp hayatta kalanlar arasında pay edilirdi.
    güçlü hayvanın üzerinde mutlulukla gerindi ve dün yakışıklılığından onu kıskanıp alay eden , çocuk kisvesi yapıştıran komutanı hatırladı. komutanın zırhı kendine daha çok yakışmıştı.

    bir hafta sonra altı dağlar geçidini geçeli 10 saatten fazla olmuştu. ejder ne soğuktan nede karanlıktan etkilenmeden bir aylık yolu dağlardan bir haftada geçmiş ve onu, kendisini kimsenin bilmediği ve tanımadığı topraklara getirmişti. artık bir yoldaşı parası ve dev bir yoldaşı olduğuna göre bu yanlız ormanlarda çalışıp kendini geliştirmeli ve altındaki hayvanın ve kendi zihninin saygısını kazanacak duruma gelmeliydi...
    Back to top View user's profileSend private message
    Demian
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 28, 2003
    Posts: 181
    Location: Ankara

    PostPosted: Fri Jan 20, 2006 2:19 pm Reply with quoteBack to top

    Ama daglar onun dusundugu kadar issiz degildi ve tek basina, parlayan bir zirhla ve ustunde ki ganimetlerle bir hayli dikkat cekiyordu. Gencti ve koskaca bir savastan tek basina sag ciktigi icin kendine sonsuz bir guveni vardi. O yuzden onu izleyen iki seklin hic farkina varmamisti. Her nasilsa bu ikisi onun binegiyle kendilerini ayni hizda tutmayi basarmislardi...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Mon Jan 23, 2006 12:43 pm Reply with quoteBack to top

    geçiti geçtiği günün üzerinden üç hafta kadar geçmişti. artık halinden memnundu. savaş çığlıklarını ve kanlı görüntüleri geceleri görmüyordu. bu dağlara ait olmasada ejderin kokusu hayvanlar tarafından fark ediliyor ve geceleri kamplarına hiçbir şey yaklaşmaya cesaret edemiyordu. artık ejderlede aralarındaki bağ oldukça kuvvetlenmişti. kontrol asası olmadan bile ejder söz dinlemeye başlamıştı.
    Niorgath zamanını kılıç ve ok talimlerşyle geçiriyor bu aradada savaş alanındaki büyücülerden topaladığı kitapları okuyabilmek için ölen büyücü çıraklarının ağırlıkarında bulduğu notları ve ders kitaplarını çalışıyordu. iki tarafında baş büyücülerinin kitaplarınıda almıştı. özellikle düşmanın baş büyücüsü önemli bir seviyede olmalıydı. zira kitabı bile güçlü bir büyüyle kaplanmış olduğu belliydi. ilk olarak dilini anlaması daha kolay olan kendi büyücülerinin kitaplarını okumaya çalışıyordu. zaten elinde tuttuğu kontrol asası bile önemli bir araçtı, büyücü çıraklarının kitaplarında yazan tüm büyüleri yapmasına olanak sağlıyordu. savaş lordları büyüyü büyücü kullarının işi olarak gördüklerinden büyüyle uğraşmayı bir ar sayar onun sadece nimetlerinden faydalanırlardı. halbuki Niorgath ın böyle bir derdi yoktu ve bu kuralı ukalaca bir kendini beyenmişlik sayıyordu. zira asa çok güclüydü ve bir ejderi bile kontrol etmesini sağlıyçak kadar güç üreten bu asa sadece üzerindeki küçük kılıcının içinde saklı adeta bir jöle kıvamında olan büyü macununa gerekli büyünün veya fiziksel saldırının elementlerini deydirerek onun özelliklerinide bünyesinde kullandırmaya başlıyordu. daha şimdiden asanın içine ejder ateşi tozu eklemiş ve bir şeye asayla sert vurduğunda küçük bir alev topu elde etmeye başlamıştı. ufak büyüler önemsizlerdi ançak büyü malzemelerinin ne kadar az bulunur ve değerli şeyler olduğunun farkındaydı. şu anda elindeki malzemeleri bitirse hiçbir yerden alindekilerin dörtte biri kalitesinde malzeme alamazdı. zaten büyücülük okullarının öğrencilerini bilerek aptallaştırdığının ve onlara fazla birşey öğretmediğinin farkındaydı. bu kitaplarda yazanlar onun zekasında biri için en fazla birkaç ay açlığını bastırırdı. ondan sonrasıda kişisel olarak bu işe yatkınlıkta bitiyordu. biranda bütün öğrenciler doğru düzgün yetiştirilmeye kalkılsa o kadar insana mlazeme yetiştirilemezdi bunun hariçindede o malzemeler için yapılması gerekli olan ayak işlerini ve diğer işleri yaptırıcak adam bulunamazdı. ama hissediyordu normalden fazlası bir kişilikti. ejder bile bunun kanıtıydı. ejderlerin hislerinin çok güçlü olduğu söylenirdi. daha şimdiden kendisine itaat ediyordu bu bile bir kanıttı.
    ancak son günlerde üzerinde bir rahatsızlık vardı.sanki izleniyormuş izlenimine kapılıyordu. bu mümkünmüydü. benzer bir rahatsızlığı bineğindede hissetmişti. kafasındaki soruları ise şu an cevaplıyamıyacağı için umursamamayı tercih ediyordu, sonucta polacaklar olacaktı...


    Niorgath kafasında bu hislerle uğraşa dursun iki kişi onları izlemeye devam ediyordu. bunlar etraftaki herşeyden kendilerini gizliyebilecek kadar rmana uyum sağlamış orman goblinleriydi. ejderi ve üzerindek bir lorda ait olduğu belli olan zırhlıyı geçitten beri izlemekteydiler. bu dağlık alanda sonrada bu orman ülkesinde ne yaptıklarınıa anlıyamamışlardı. ancak üzerlerindeki ganimette anlama kabiliyetlerinin üzerindeydi ve dayanılmaz bir açlıkla kendilerini çağırıyordu. en sonunda tek başlarına birşey yapamıyacaklarını anlamış ve kabileyi çağırmaya karar vermişlerdi. şu halde bile 50 goblin için bu ejder çok fazlaydı. yürüyen ejderlerin derisi derisi uçanlarınkine nazaran hem daha kalın hemde daha sağlamdı. üstüne üstlük bu ejderin savaş için yetiştirilmiş olduğu belli oluyordu. lav başlı bir kara ejderin bu genç hali bile 20m ye yakındı. yapılabilecek en doğru hamle insanı tek başına yakalayıp ejderi ondan sonra tek başına halletmeye çalışmaktı...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Mon Aug 21, 2006 2:35 pm Reply with quoteBack to top

    goblinler köylerinin yolunu tuttular. iki günlük mesafedeydi köyleri. dönüşleri beş gün kadar sürerdi.
    goblinler kendi açlıklarıyla uzaklaşırken , Niorgath da yeni bir eylence bulmuştu kendine: ejder süvariliği. hayatın neler getireceği belli olmazdı. içini kaplıyan kötü hisle beraber eksikliklerinin farkına varıyordu: ya saldırıya uğrarsa? böyle bir durumda olunabilecek en iyi yer ejderin tepesinde, eğerin üstünde , zırhlarının üstünde olmaktı. bir iki dikkatsiz denem sonuçunda ejdere etraftaki ormanlık alanı geniş biçimde yaktırmış, elevleri zor söndürmüşlerdi. ama bu ona etraflarının açık olmasının daha güvenli olduğunu öğretmişti. şimdi ise ejderha nın üzerinden ok atma denemeleri yapıyordu. ilerleyen günlerde herşey hızlanacak ejderhasıyla onu yeni maceralar bekliyecekti...
    Back to top View user's profileSend private message
    PHARAUN
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 30, 2006
    Posts: 18

    PostPosted: Wed Aug 30, 2006 6:20 pm Reply with quoteBack to top

    goblinler 2 gun sonra (tahmin ettiklerii zmnda) koye warmisti.Liderleri yeniydi her nekadar klandaki en guclu erkekde olsa dıger erkeklere gucunu ispatlamaliydi klanina geri donmus olan goblinin ona soledigi seyler gozlerini kamastirdi zaten pek fazla dusunmuyen klan lideri swenkah klanini sawas icin hazirladi we bir gun sonra yola ciktilar tahminen 3 gun sonra orda olmayi planliyordu daha once hic bi ejderle karsilasmamisti ama baskalarindan yeteri kadar bilgi aldini dusunuodu aradan 3 gun gecmisti sonbaharin ortalariydi hawalar bir ejdere gore gayet sıcak sayilirdi fakat sahibinin ince cildi icin artil sogumaya baslamisti.we kalcak yer olarak ormanin icinde bir magra bulmuslardi ejder icin cok kucukdu we bu yuzden magrada tek kalıodu. magrada 2 giris wardii.Niorgath uyudugu zmn ejder magranin guneye bakan tarainda dururdu magraya gri cikarken Niorgath hep burayi kullanirdi digerii ise magranin sonuna dogru tepedeydi Niorgath burdan disari cikamazdi cunku ii bi tirmanici diildi bi goblin kadar ama iceri girmek okadar zor diildi cunku magranin yuksekligi 2 metre ciwariydi.Niorgath in aksam uyudugu yer magranin sonuydu.O aksam yine her zaman ki saatinde yatmisti askerlikden kalma bi aliskanlikla yatagini yaniinda olurdu kilici aslinda o buyuk sawastan sonra basına hıcbırcatısma gelmis hatta ormanda ona tehlike olusturcak hic bi warlik gormemisti ama herseyin bi ilki wardir.klanin lideri swenkah insanin magraya girmesinden 1 yada 1.5 saat sonra isaretini werdi burasi goblinlerin bolgesiydi burdaki her agaci bildikleri gibi her magrayida ayrintilariyla bilyolardi we swenkah emriyle beraber klandaki en iri goblin magraya yukarrdan atladi we iceri girdi we hemen kendini duwara dayadi cunku atladikdan sonra baya ii bi ses cikarmisti .Niorgath gozunu acti karanlik magraya 2-3 dkka boyunca bakındı buraya geldiginden beri korkmassina gerek duycak hic bise gormedi we onun rahatliyla yatti goblinle arasinda sadece 10 metre wardi swenkah bu yabanciyi zirhindan we haywanindan dolayi cok ciddiye almisti we magraya goblinler teker teker inmeye basladi icerde cok kalabalik olmamalari gerekiodu cunku insanin neler yapabilcegi konusunda bi bilgileri yoqtu bi alew topu tuum klanin sonu olabilirdi icerde 6 kisi olmuslardi we swenkah durmalarini emretti assagidaki 6 kisilik drup yawas ve sezsiz bi sekilde ilerliyolardi tam bu sirada disardan bi ses duyuuldu bu ses ejderin sesiydi we Niorgath uyanmisti uyanmasiyla kilicini kapip ayaga kalkamis arasinda 1 snye gecmemisti karsisinda 6 goblin wardi enj irileri en ondeydi we kendisine dogru kosmya baslamisti ogrendigi buyulerden birini kullanmayi dusundu ama yeterli zmani yoqtu bu goblinleri hemen yarip 15 metre uzakliktaki ejderinini yanina gitmeliydi kilcini cekti ilk karsilastigi goblin grun en irisi sol omzundan basliyarak capraz bir kesme hareketi yapti Niorgath bundan kendini geri cekerek kurtuldu we cok hizli bi sekilde karninda bi cizik acti we ileri atildi onunde 5 goblin geliodu bunlarla iri olani arasinda baya fark wardi we bunu cok ii kullanmisti Niorgath kemerindeki hancerleri cok hizli bi sekilde atmaya basladi 7 inci hancerde gittiginde ayakda 3 goblin wardi fakat 2 side bacagindan yaralanmis we yurumekde zorlaniodu digeri ise yaralilara gore cok hızliydi we aralarinda 1.5 metre fark wardi
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    PHARAUN
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 30, 2006
    Posts: 18

    PostPosted: Fri Sep 01, 2006 6:45 pm Reply with quoteBack to top

    dewam eden yoq bare ben dewam edıımde hıkayyeyı iice katledimm Very Happy karsisina gelen ilk goblinin karnina yanlamasina bi kesis yapti goblin bu atagi hemn karsiladi we kendini geriye itti bu sirada yarali 2 goblin yanina gelmisti we onu yanindan sikistirolardi bu sirada yaptigi sert bi ileri sawurusla onundeki goblinin dengesinni bozmustu we yere dusmesini saglamisti bunu firsatt bilerek ileri dogru atildi we yere dusmekde olan goblinin yanindan hizli bir sekilde gecmisti goblin duserken bir sawurma hamlesi yapmisti fakat az farkla iskalamisti magradan disari cikinca ejderin ustune cikti bunu goren diger goblinler cekingen dawrandilar ama liderlerinin bagiris we kufurleri sayesinde ataga kalktilar kendisine yaklasik 40 tane goblin yaklasmaya baslamisti
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Sun Sep 17, 2006 7:43 pm Reply with quoteBack to top

    (şaka bir yana çok heyecanlı olmuş, bende çok hoşlandım vesselam Very Happy )

    sahibinin terinden ve korkusundan rahatsız olan ejder hınçla goblinlere baktı. hepsinin yerini biliyordu, zira ağır kokularını almak için bir ejder olmaya gerek yoktu. Niorgath zırhsız olduğu için ejderin üzerine iyice eğildi. kör bir goblin çiritine hedef olmak istemiydu. bu arada şaşkınlığıda geçmişti. huzur dolu rahatlığının bozulması, içini çiğerlerinden fışkırıcak gibi artan bir hınçla doldurmuştu. tüm goblinler öldürülmeli ve güven içindeliğinden gelen huzuru ona geri dönmeliydi. sinirle ejderin kulağına bağırdı:

    -efendinin huzuru için , yak onları !

    içi öfkeyle dolmuş ejder, büyük bir hırsla, rengi adeta siyaha dönmüş bir alev bulutu püskürtmeye başladı. tepenin üstündeki saklanmaya vakit bulamıyan 10 kadar goblin alevler içinde çırpınmaya vakit dahi bulamadan kül tozu olmuşlardı. arkada yarı korunaklı bir kayanın arkasına atlayan bir iki goblide kurtulamamış alevler içinde sağa sola koşturuyorlardı.
    ejderin öfkesinden korkan goblinler kaçarak ormana girmeye çalışıyorlardı. ama orman onların kaçarak kurtulabilecekleri bir mesafede değildi. çünkü ejder yaptığı ateş denemeleri sırasında yakın çevreyi günler önce kül etmişti.

    sabaha tüm goblinler ya yanmış ya parçalanmış yada ejderin midesini boylamışlardı. gelişmiş koku almasıyla ejder hepsini zorlanmadan yakalamıştı.

    Niorgath etrafı toparelarken yarısı kül olmuş, yarıda çok kötü ynmış ancak yinede bir goblin büyücüsü olduğu anlaşılan bir cesetin elinde hiç hasar almamış, adeta yeni yapılmış gibi duran, beyaz parlak bir mermeri andıran bir taş asa gördü. üzerinde bakır renginde parlak bir metal bir ateş duvarı biçiminde yükseliyordu.

    bu nasıl olabilirdi? ejderin alevleri goblinerin kemiklerini bile eritmişken bu taşta çizik bile yoktu. asanın metal kısmında bir şeffaflaşma oldu, neler oluyordu. içinde birşeyler belirmeye başlamıştı. metal tamamen koyu bir cam rengini aldı. oda ne camın içinde küçücük bir insan vardı. evet evet , bu yakından bakınca çok güzel bir kızdı. iyi ama bu nasıl olabilirdi?
    Niorgath o an artık kendini yeni bir maceranın beklediğini allak bullak olan içinde hissetmeye başlamıştı...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Mon Dec 18, 2006 11:40 pm Reply with quoteBack to top

    asanın içindeki kız:

    -lütfen kurtar beni!... dedi. kulakta hoş bir tınısı olan bir sesi vardı. Niorgath hiç böyle birşey görmemişti. şaşkınlığı sürüyordu.
    -pekala, pekala...bu mümkün olabilirmi?... , kendi kendine söyleniyordu.
    kız birden "elbette mümkün olabilir" dedi.
    niorgath iyice meraklanmıştı. demek ki büyünün sınırları bu kadar geniş olabilirdi. kafasının bir tarafıda hakkında hiç birşey bilmediği bu şeyin tehlikeli olabileceğini söylüyordu.
    -seni kurtarmam için öncelikle senin ne olduğunu anlamam gerekli, dedi.
    kız "ben bir orman perisiyim" diye cevap verdi.
    orman perisi en azından araştırabileceği bir şey öğrenmişti.
    -pekala , şimdilik seni kurtaramam. ama eğer uslu durur ve sorduğum sorulara doğru ve anlaşılır cevaplar verirsen birşeyler yapmayı düşünürüm, dedi. peri umutsuzca "peki..." demekle yetindi.
    niorgath ilk önce goblinlerden kalan eşyaları toparladı. bu ganimet toplama işine iyice alışmıştı. gerçi goblinlerden geriye fazlada birşey kalmamıştı. ancak yinede okuduğu kitaplardan birinde goblinlerle ilgili birşeyler görmüştü. goblinlerin güçlü zehirleri nasıl yapacakları konusunda derin bir bilgisi vardı. ayrıca büyücülerinde kitap olmasada, kimi zaman önemli tılsımlar ve büyü eşyaları olurdu. hiçbir büyücü bir goblin in büyü eşyalarını kullanmaya tenezzül etmezdi. ancak büyü yapmayan lordlardan farklı olarak büyüyle uğraştığı gibi pekala büyücelerden farklı olarak goblin büyüleriyle de uğraşabilirdi. keşke büyücüyü canlı bıraksaydım diye geçirdi içinden. neyin ne olduğunu anlaması oldukça zordu. goblin büyü malzemeleriyle ilgilide elindeki kitabların okuyabildiklerinde çok az bilgi vardı. diğerlerindede çok birşey olduğunu sanmıyordu.
    cesetleri bir yere toplayıp ejdere hepsini tekrardan yaktırdı. geriye kül tozun dan başka bir şey kalmamıştı.

    elindeki tüm kitapalrı karıştırdı. içlerinde perilerle ilgili bir bilgi dikkatini çekmemişti. zaten elinde inceli kalınlı 200 kadar kitap ve onun dışında büyücü çıraklarının notları vardı. bu haricinde bulabildiği bütün haritalarıda toplamıştı. bunalrın bir kısmını tasnif etmişti ama dilini anlamadıklarının nerelerin hartitaları olabileceğini bilmiyordu.
    peir olduğunu söyleyen yarartıkla konuşmaya karar verdi.

    - sanırım artık senle biraz konuşabiliriz. öncelikle adın ne?
    -adım Yeşilçiçek.
    -benim adımda Niorgath. açıkcası perilerle ilgili fazla bir bilgim yok. ancak bu kadar küçük olduklarınıda düşünmemiştim.
    -bu kadar küçük değilim zaten. orman perileri insan boylarındadır. ben buraya hapsedildim.
    -hapis mi edildin? bir suçun olmalı. suçun neydi?
    -orman perileri , ecelerini seçmek için aralarında yarışırlar. diğer tüm yarışların sonuçunda eğer iki perinin birbirini geçemediği düşünülürse iki peri ece olmak için döğüşür. kaybeden diğerinin kendisine vereceği bir ceza yı kabul eder.
    -kendinize ne sıklıkla ece seçiyorsunuz?
    -aslında bunun bir sıklığı yok. ece kendisinden sonra ece olacak kişiyi diğer perilere bildirebilir. ben kendi ece mize ecelik için meydan okudum...
    perinin üzerinde yeşil desen şeklinde çizgiler olan ve aşağı yukarı ten rengi olan yerlerine eşit oranda yer kaplayan derisi yeşilin açık tonlarına dönüşmüştü. utandığı belliydi.

    -beni burdan çıkaracakmısın?.. diye mahsun bir ifadeyle sordu.
    -peki, dedi Niorgath. ancak bir şartım var. seni özgür bırakınca bana bildiğin herşeyi öğreteceksin ve anlatacaksın.
    -tam olarak ne öğrenmek istiyorsun?
    -açıkcası sahip olduğun tüm birikimi. yani takdir edersinki hergün karşıma bir peri çıkmıyor. dün akşam öldürdüğüm goblin büyücüsü için dahi pişman oldum. şimdi ondan öğrenebileceğim herşey onunla beraber sonsuzluğa gömüldü. şayet kendi ecenize kafa tutabilecek kadar kendine güveniyorduysan önemli biri olmasın. en azından nasıl dövüşülmesi gerektiğini kendince yöntemlerle biliyorsundur. ormanda nasıl etrafla bütünleşileceğini , hayvanlarla nasıl iletişim kurulabileceğini, kendi peri dilinizi, bildiğin büyüleri... kısacası bilkdiğin ve benim bir orman perisinden öğrenebileceğim herşeyi.

    -zekisin. ama bu açlığın ve hırsın beni ürküttü açıkcası. sahip olmayı istemek kontrol edilmesse çok yıkıcı sonuçlar doğurabilir...
    -kabul ediyormusun, etmiyormusun? amacım seni zor durumda bırakmak değil. sadece muhtemelen hayatım boyunca başka bir orman perisi görmeyeceğim ve hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum. öğrenmeyi istemem kötü mü?
    -pekala kabul eidyorum , dedi peri.

    artık sıra onu asanın içinden çıkarması için ne yapması gerektiğini öğrenmeye gelmişti...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Tue Dec 19, 2006 12:09 am Reply with quoteBack to top

    - peki, şimdi seni çıkartmak için ne yapmam gerekiyor? , diyerek sırıttı Niorgath.
    -beni nasıl çıkaracağına dair bir fikrin yok mu yani?
    -şey aslında hiçbir fikrim yok. eğer istersen ejderhama üzerine bir ateş bulutu göndermesini söyliyebilirim ama işe yarayacağını anmıyorum.
    -sakın! asa paramparça olur bende ölürüm.
    -peki dün akşam niye hiçbirşey olmadı?
    -asa goblin büyücüsündeyken onun büyülerinin gücüde asanın üzeirndeydi. bu nedenle bir anlık korundum. ama şimdi denersen asa yokolur.
    -ilginç... senin goblinlerle ilgilide oldukça bilgin var sanırım...
    -olabilir, dedi peri. ama önce beni burdan çıkarmalısın!
    -tamam bunu nasıl yapacağım?
    -öncelikle kaybolan bedenim yerine bana bir beden toplamalısın.
    - iyide bu nasıl olacak?
    -dinlersen anlatacağım... bir taş blok bul. üzereni bir insanın yatabileceği kadar ve düz olsun. sonra bataklık zambakları toplamalısın. adeta bir yatak yapacak kadar çok olmalılar. daha sonra zambakların üzerini orman arılarının balı ve yeşil mantar tozu karışımı ile kapla. bir su damlası şeklinde ve içine bir insanın sığabileceği kadar büyük bir bal topu yapmalısın.
    -bunlar işin kolay kısımları sanırım, diye alay etti Niorgath.
    -aslında evet, dedi Yeşilçiçek.
    -bal öbeğinin içine benden bir parça koyman gerekli. o parçayı sana saldıran goblinlerin köyünde bulabileceğimiz umuyorum.
    -ne yani şimdi bir goblin köyüne mi saldırmam gerekiyor?!
    -sen bir savaşçı değilmisin. sadece büyük ve zengin lordların ellerinde binek olarak ejderhalar bulunur. neden bu kadar korkuyorsun?
    -ben lord filan değilim...bu gördüklerinse benim savaş ganimetlerimdir... ,dedi. biraz hüzünlenmişti. onca günden sonra şimdi sahip olduklarına nasıl sahip olduğunun ve ezildiği değersiz bulunduğu eski günlerle savaşın hatıralarını tekrar hissetmek, canını sıkmıştı. biraz uzaklaşmak istedi. bir süredir devam eden yanlızlığından sonra tekrar birileriyle konuşuyor olmak garip gelmişti...
    Back to top View user's profileSend private message
    trulias
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 21, 2005
    Posts: 603

    PostPosted: Tue Dec 19, 2006 12:38 pm Reply with quoteBack to top

    peri yaptığı itamın pek de hoş karşılanmadığını anlamıştı. kendi içinde bir burukluk hissetti. zaten goblin büyüleriyle bbu kadar ilgili olmasından karşsındaki insanın farklı bir kişilik olduğunu anlaması gerekirdi. o dönene kadar artık yapacak bir şey yoktu.

    bu sırada Niorgath da mağarasının üstüneki bir kayaya oturmuş kendi halinde, etrafına bakarak düşünüyordu. bu yerde daha ne kadar kalacaktı? yada ne kadar kalmalıydı? şu çok belli bir şekilde yaşamdan kaçıyordu. gerçi niye kaçmasındıki? burada özgürdü, güçlüydü, ömrü boyunca güvenebileceği bir ejderi, büyü kitapları haritaları , silahları vardı. belki bu yere güzel bir ev bile inşa edebilirdi. öte yandan içinden bir ses böylece saklanmaması gerektiğini söylüyordu. en azından bu şekilde saklanmamalıydı. bir şeylerle meşgul olmalı belki birilerine yardım etmeliydi. perinin söylediklerine alınmasıda çok doğru sayılmazdı. sonuçta o gördüğünü söylemişti.

    kayanın üstünde biraz daha zaman geçirdi. akşam üstüne doğru kararını bildirmek için peri nin yanına gitti.

    -aslında içimde sana yardım etmekle ilgili bir kararsızlık var. ama yinede sana yardım etmemin doğru olduğuna karar verdim. goblin köyüne saldırabilirim. ama orda tam olarak ne bulmamı istiyorsun? vücudundan bir parça gerektiğini söylemiştin. goblinlerde sana ait bir parçanın ne işi var?

    peri nin içi rahatlamıştı. demek ki hala yardım edecekti. gülümsedi:
    -goglinlerde benim eşyalarım var. ben döğüşü kaybedince tüm eşyalarım ve içinde hapsedildiğim bu asa ormanın uçsuz bir yeriene bırakıldı. eşyalarımı ve asayı goblinler buldular ve köyleirne götürdüler. yani tüm eşyalarım hala onlarda. benim çok önemli sihirli bir varlık olduğumu düşündükleri için, eşyalarım hemen hepsini ayinlerinde kullanacakları değerli putlarının ve eşyalarının yanına kaldırdılar. eşyalarım içinde bana ayit bir saç teli bulmanı ümit ediyorum.

    Niorgath ın yüzünü bir sırıtma kapladı.
    -çok zekice, dedi. tamam hazırlanmaya başlıyayım. umarım goblinlerin köyüne nasıl gidebileceğimizi biliyorsondur.
    -merak etme etraftaki tüm ormanları evimin odaları gibi iyi bilirim.
    -bizi köyde tam olarak ne bekliyor? yani orda ne kadar kişiyle karşılaşacağız?
    -güçlü savaşcıların hepsi zaten öldürüldü. büyücüleride yok. orda 30 kadar yeni tohum ve 5-6 tane yeni tohumlara bakmaları için kalan bekçi vardır. fazla endişelenmene gerek yok.
    -tamam öyleyse ejderi ve burada kalacak olan eşyalrı yarın hazırlarım. akşamada yola çıkarız. burdan ne kadar uzakta?
    -ejderin hızıyla sabah varmış oluruz sanırım.
    -peki. umarım beni anlıyorsundur. yapmak istediğim şeyler var. kendime burda belki bir ev inşa etmek istiyorum. ve büyüde ilerlemek. bunun yanında, kendimi ve bedenimide geliştirmek istiyorum. bu nedenle kafamda çok fazla şey var. açıkcası burada seni uzn süre kalmaya zorlamak istemezdim, ama benimle braber belki 1 veya 2 sene yaşamk zorunda kalacaksın. bu seni düşündürüyormu?
    -bence şimdilik bunları düşünmemelisin. ayrıca benim zaten dönebileceğim bir evim yok. burada bir süre kalıp düşünmek benimi içinde iyi olacaktır sanırım. umarım başarmak istediklerini başarırsın.
    peri gülümsüyordu. Niorgath da uzun süredir hissetmediği bir rahatlama ve kendine güven duygusu hissediyordu. birşeylerin kendisini yönetmesindense birşeylere yön verebilmek daha iyiydi. bu duygu hoşuna gitmişti. mağarasına gidip uzun süredir uyumadığı kadar rahat uyudu.

    sabah olduğunda artık yeni bir kaderin başlangıcını hissediyordu. değişen kendi kaderinin...
    Back to top View user's profileSend private message
    Lupus Nigra
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 24, 2005
    Posts: 236
    Location: Four Corner Square No:4 Old City/Silvermoon-SILVER MARCHES

    PostPosted: Thu Jan 04, 2007 10:24 am Reply with quoteBack to top

    Güzel gidiyomuş yaw niye kimse devralmadı ki Smile


    -----------------------
    Çnce basit birşeyler atıştırmakla başladı sonra asayı karşısına alarak bir plan kurcaktı. Periye sordu "Bu köy dediğin nasıl bi yer ve ne kadar uzaklıkta." Perinin desenlerinin rengi en koyu orman yeşiline dönmüştü. Mutlu ve heyecanlı gözüküyordu. Derin nefesler alarak konuşuyordu. "Goblinlerin köyü buradan 2 günlük yürüyüş mesafesinde ama ejderle bir günde gidersin. Ama öncelikle bilmen gerekiyorki eğer köyün ortasına girip ejderinle alevler püskürtürsen goblinlerin 'ev' dediği çamur ve ot yığınları günete kalmış çıra gibi tutuşur ve biz de ritüel için istediğimiz malzemeleri elde edemeyiz. O yüzden plan yaparken ejderi planlarının dışında tutmaya özen göster." Niorgath "makul bir öneri ama 30 goblinin ortasına dalmamı da beklemiyorsun heralde. Aslında aklıma bir fikir geliyor ama bunun için eşyalarının tam olarak nerede tutulduklarını bilmem gerekiyor" dedi.

    Peri düşünceli gözüküyordu. "Doğrusu tam olarak nerede tutulduklarını bilmiyorum. Sadece tapınak dedikleri klübede olduğunu tahmin ediyorum. Tapınağın hangi klübe olduğu ise ayrı bir konu." Niorgath peri düünür sağ ve sola döner kendi kendine birşeyler sayıklarken onu izliyordu. Birden peri aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve savaşçıya dönerek "Sanırım öğrenmenin bir yolunu biliyorum. Biraz riskli ama kılıcını bile çekmeden ihtiyacımız olanları elde etmemizi sağlar.İyi dinle şimdi..."

    Ejderi geride bırakarak yarın gün kadar ilerlemişlerdi ki Niorgath ağaçların üzerinden dumanları görmeye başladı. "Sanırım köye çok yaklaştık" dedi başını çevirip endişelendiğği goblin devriyelerini aradı ama ormanda her hangi bir tehlike gözükmüyordu. Peri asanın içinden o melodik sesiyle -ki Niorgath gittikçe bu sesi daha çok sever olmuştu- "tamam şimdi asayı canlandır kafanda ve sanki ONA emir veriyormuş gibi sana öğrettiğin sözü söyle; Eleitranesilia." Niorgath mağrada çalıştıkları ünlemlerle söylediğini yaptı perinin. Bir şey hissetmemişti. Ellerine baktı ama normal bir insanın elleri gibi görünüyordu. Beklediği değişim olmamış gibiydi. "Ne oldu niye olmadı?" diye çıkıştı periye ama peri gülümsüyordu. "şaşkın! Sen göremezsin ama çalıştı. Tam bir goblin gibi görünüyorsun." Niorgath bir kez daha baktı ellerine ama değil goblin derisi üzeründe bir büyü olduğuna dair en ufak bir belirti göremiyordu...

    _________________
    Bir kiÅ?inin ölümü bir trajedi, bir milyon insanın ölümü ise bir istatistiktir.
    Joseph Stalin
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.63 Saniye