Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Tue Feb 27, 2007 9:51 pm
Günlük 13 - Devam 2
Ozan Solaron söylerken susuyorsun. Eline alıp flüdü, biraz doğaçlama yapıyorsun. Çok
güzel bir şiir okuyor. Ama burnun havada Batı. Kendi düşüncelerini, kendine ispat etmeye
çalışmak senin için çok acınası. Ama şimdi bunları düşünmenin zamanı değil öyle değil mi?
şimdi şarkı söyleme zamanı. Solaron sonunu getirirken sen flütten ağzını çekiyor ve tekrar
söylemeye başlıyorsun. İyice şiddetlenmiş yağmuru umursamadan, hatta ondan ilham
alarak.
Yıkasan beni, evet yağmurla
Her bir damlanla götürsen beni
Ve rüzgara inat, evet rüzgara
Her nefesinle, uçursan beni
Düşürsen beni, hayır düşlesen
Gözündeki çapaklar, sebebi olsam
Ve sakınsan benden, hayır saklasan
Bir oyun gibi, aranıp dursam.
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
şarkı sözleri ve fırtına.... İçkilere hiç ihtiyaç kalmamıştı. Elimni fırtınanın kulakları sağır eden gürültüsüne saklanarak tahtaları yerlerinden çıkardı. Artık bir arabanın tek bir arabanın çıkması için gerekli açıklık vardı.
Herimes nerede ise bayılıyor gibiydi. Elimni onu zorlukla arabaya taşıdı. Kolu kesilen çocuk da arabadaydı. Kafilenin diğer üyeleri ise bir yerlere saklanıyor gibiydi. Elimni arabayı çıkışın hemen önüne hayvanlarla birlikte sürükledikten sonra önce Batı'nın ve Solaron'un ARABA diye bağırdı askerleri umursamadan parmağı ile arabanın olduğu yeri gösterdi. ÇIKMAYA HAZIR. ALACAKLARINIZI ALIN VE AYRILALIM. Sonra hızla arabaya yürümeye başladı.
RP DIşI: Arkadaşlar hiçbir şey almıyorsanız sadece arabaya bindiğinizi belirtin. Ancak kimbilir belki yanınıza almak istedikleriniz de olabilir di mi? : ) ) ) )
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Thu Mar 01, 2007 2:45 pm
Günlük 13 - Devam 3
şarkı henüz bitmemişti. Bunun sana verdiği moral bozukluluğu ile arabaya doğru
koşuşturuyorsun. Hiç bir şeyi umursamadan... Yağan yağmur ve 5 metre yakınına
çarpıp seni uzağa fırlatmış bir yıldırım bile umrunda değil. Kolundaki ağrı, ağzından
akan kan yıkanıyor yağmurla.
Arabaya atlıyorsun. Başarmış olman önemli değil. Geride kalanlar önemli değil. Senin
için o anda önemli olan tek bir şey var.
şarkı henüz bitmemişti...
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
Elimni bir daha geriye baktı. şarkı söyleyen ozanlardan biri gelmemişti. Arabadan atlayıp yağmur altında koşarak Solaron'u yakasından tuttu ve arabaya sürükledi. Solaron un tüm eşyaları Herimes in arabasında kalmıştı. Oysa şimdi Elimni nin arabasındalardı. Genç rahibe arabayı sürdü. Böylece grubun tüm eşyaları ve onlarla beraber yola çıkmış Ozan Edmond ile Ozan Novel de geride kaldı.
Araba kente tırmanan tepenin üzerinde hızla ilerliyordu. Genç rahibe birden önüne çıkan arabayı son anda fark etti. Yine de atlara hakim olarak arabayı durdurmayı başardı.
Mavi urba, sakalları ile Doğulu olduğunu belli eden arabanın sürücüsü şaşkınlık içinde haykırdı. Arabalar çarpışmaktan son anda kurtulduğunda sakinleşmek için bir sürenin geçmesi gerekti.
Nihayet biraz sakinleştiğinde grubu inceledi. OZANA BENZİYORSUNUZ dedi gür ve yüksek bir sesle. BENİM GELDİğİM YERDE DE BİRİLERİNE KIZIP SONRA KAÇAN OZANLAR ÇOKTUR. Sonra yüksek sesle güldü.
Grup üyeleri 35 40 yaşlarındaki adamın adamın yağmuru umursamadığını fark etti. Adamın üzerindeki mavi urba onun ıslanmasını engelliyordu. Aynı urbadan arabanın arkasındaki 25 yaşlarındaki çocukta da olduğunu fark ettiler. Arabanın üzerinde urba ile aynı renkteki kumaşla kaplanmış ürünler vardı. Bu adam muhtemelen bir tüccardı.
BEN VRİSTE dedi adam. VANLIYIM. şU DOğUDAKİ URARTUNUN BAşKENTİ. Sonra küçümser gibi gülümseyerek ekledi. FRİGLERİN ÇOğU DÇNYADA SADECE GORDEON VAR SANIYO DA.... Sonra bu kadar açıklamanın yettiğine karar verdi. NEYSE İşTE OZANLARI SEVERİM. ONLARA KIZANLAR DA GENELDE AHMAKTIRLAR. SİZ DE BANA KATILIN. TÇCCAR GRUBUNDA OLDUğUNUZU SÇYLERİM dedi. Sonra deri ile kaplanmış paketlerden birini açık dört mavi urba çıkarıp grup üyelerine verdi. BUNLARI GİYİN dedi. SİZİ YAğMURDAN KORUR. Elimni ile Herimes kendilerine uzatılan urbaları giydiler. Onlara bakan Vriste gülümsedi izleyin beni dedi. Sonra arabayı yukarı doğru sürmeye başladı.
Elimni Herimes ve Batının gözlerinin içine baktı. Sessizce Kibeleye şükürler olsun dedi. Sonra arabayı sürüp Vanlı tüccarı takip etti.
Grup ilerledikçe Gordeonun yüksek duvarları şiddetle yağan yağmura rağmen görülmeye başladılar. Büyük bir kapı ardına kadar açılmış ışıl şıl parlayan kırmızı taşlarla kaplı bir meydana uzanıyordu. Mavi urbanlı adam ve kadının sürdüğü iki araba kapıdan durudurulmadan geçti. Sonra dokuma tezgahları hayvan motifleri geometrik şekillerle kaplı herbiri değişik renklerle boyanmış bazıları heykellerle süslenmiş evlerin arasında güneş desenleri kılıç resimleri ile süslü üzerine buğday taneleri serpilmiş yoldan ilerlediler.
Kırmızı taşlarla kaplı meydana gelmeden hemen önce Vriste arabasını durdurdu. Hemen gerisinde Elimni de durdu. Vriste Elimni ve Herimese bakarak BENİM OğLAN ARABAYI DEPOYA GÇTÇRÇR dedi. MALLARIN HEPSİNİ DEPODA KAYDEDİLMESİ GEREKLİ.Sonra gülümsedi. GORDEON A İLK DEFA GELMİş GİBİSİNİZ. BEN DE SİZİ HAMAMA GÇTÇREYİM İSTERSENİZ. dedi. KENTTE SAYGI GÇRMEK İÇİN ÇNCE TEMİZ OLMAK GEREKLİ. diye ekledi.
Elimni başını öne eğdi. Ben gelemem dedi. Tapınağa.... diye başladı. Ancak sözünü devam ettiremedi. Vriste kadının suskunluğunu umursamadan PEKİ dedi. O ZAMAN KALANLARINIZ BENİMLESİNİZ. dedi.
Onlar daha arabadan inemeden onbeş yaşlarındaki iki çocuk yanlarına yaklaştılar muhtemelen bir atölyede çıraklardı. Sırılsıklamdılar ancak bu onları daha çok eğlendiriyor gibiydi.
Ozanlara bakıp HOşGELDİNİZ diye bağırdılar. Biri hınzırca gülümsedi. Gordeon a gelen ozanlar meydana girmeden kente bir şarkı hediye eder dedi. Sonra sözünün anlaşılacağını umarak bekledi.
Herimes ,Batı ve Solaron a baktı. sonra gülümseyerek sanırım her birimiz birer şarkı söyleyebiliriz dedi. Arabadan indi, sonra söylemeye başladı.
Çok eskiden yoktan yaratılırken Dünyamız
Çç mücevher koymuşlar Anadoluyu süslemeye
Kibele Anamız ve Zeus Babamız
En büyüğüymüş Gordeon mücevherlerin
şekli düzensiz üzeri kirli
Büyülüyormuş yine de bakanları bu kent
Kir ve karmaşa bile güzelleşiyormuş
Işığın cesaretin ve toprağın birleştiği
Bir kentin yaratıldığı topraklarda
Gordeon'da
RP DIşI: Bilmiyorum nasıl bir giriş oldu? : ) ) ) ) Olabildiğince iyi yapmaya çalıştım. Ancak ister istemez bu uzun bir geçişti. Neyse sonunda iki oyuncu ile olsa da Gordeondasınız.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Thu Mar 22, 2007 10:49 am
Günlük 14
"Rüzgara bir şarkı armağan etsene..."
"şarkı armağan etmek küçümsenecek bir şey değil Lilian."
"Evet ama, onun sana kattığı bunca şeyden sonra..."
"Rüzgarın mı? Hıh.. O bana hiç bir şey katmadı. Benden aldıklarını ise saymaya
gerek bile görmüyorum. Hadi gidelim burdan." Elini tutmaya yeltenirsin, ama bir
kedi gibi çeviktir.
"Ya ben, Batı." Arkan dönüktür, yaşlanan gözleri göremezsin. "Bilmiyorsun belki
diye söylüyorum, beni buraya rüzgar getirdi."
"Hep böyle olur. Rüzgar getirir..." Yürümeye devam edersin.
"...ve sonra rüzgar götürür..."
Bazen bir solukta gelirler.
İçine çektiğinde havayı, seninle olur.
Ama nefesini bıraktığında..
Ortadan kaybolur.
Bazen tatlı bir esintiyle gelirler.
Çnce hissedersin teninle
Sonra dansedersin..
Ama her tatlı esinti,
Derler rüzgarla yok olur.
Rüzgar getirdiyse onu.
şöyle bir sarsar seni, kendinden alır.
Hoş bir koku, sana onu anlatır
Tatlı bir öpücük sarmalar seni.
En sonunda, yine eve döndüğünde
Rüzgarı da yanında getirirsin.
Ama rüzgar dönmek istediğinde,
Seni çoktan unutup, kaybolur.
--------------------------------------
"Herimes, içimde bir his var. Acele etmemiz gerektiğini söylüyor. Kalbim sıkışıyor
burada. Neden böyle hissediyorum bilmiyorum."
Sen Batı, evet, dizlerinin üzerine çöküp düşüyorsun o anda. Çünkü kimseyi
kandırmıyorsun bu sefer. Çok derinlerde bir ağrı var. Ve bunun ilacının ne
olduğunu biliyorsun...
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
Herimes sözleri işittikten sonra bir süre meydanın binalarına göz gezdirdi.
Büyük hamam ve han binalarına, güneş üzerinden gitmesine rağmen hala ışıl ışıl parlayan Apollon un mabedine ve bir de dev sarayın surlarına baktı.
Evet ama ne yapabiliriz ki? Bir şekilde kralın önüne çıkmamız lazım ve bizler henüz sadece ozanlarız daha fazlası değil... Kralın bizi kabul etmesini nasıl sağlayabiliriz ki? Bunun bir yolunu bulmak Gordeon a gelmeden mümkün değildi. şimdi de kenti tanımadan bunun yolunu bulabilir miyiz? Aklında bir yol varsa söyle Batı?
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.