Bu gün anladım, aslında her şeyin kapkara bir delik olduğunu,
yaşamın nekadar soğuk,ne kadar gaddar olduğunu,
ve güneş batarken yeniden, yeni şafaklar için aç kalmayı öğrendim bugün....
Bu gün anladım, yaşamın aslında sadece saniyelerden ibaret olduğunu,
ve son nefesini verirken bile insan, o saniyelerin hala akmakta olduğunu...
Bu gün anladım, karanlıkta yolumu nasıl bulabileceğimi,
fakat yolumu bulduğum zaman, sırtımdan vurulacağım hiç aklıma gelmemişti...
saniyeler hala akıyor ve ben hala anlamaya deva ediyorum,
gözyaşım feryat ediyor, o kadar sıkılmışki akıp gitmekten bu bedenden,
Bu gün anladım ben, tek bir göz yaşımın bile ne kadar değerli olduğunu...
_________________ <div>Duvarlar renkli olsada, karanlıkta ne görebilirsinki?... Bir köre rengi, nasıl anlatabilirsinki?</div><br>
ve ben bugün anladım umudun var olduğunu ve hala yaşadığını..
Ve ben bugün anladım mezar kadar sessiz,cehennem kadar sıcak hayat geçitlerinin bir gün gül bahçesine çıkacağını..
Bugün anladım hayatımı ne kadar da yanlış şeyler ve kişiler üzerime koyduğumu. Geriye dönüp bir baktım, ve sadece hatalarla dolu olan bir yaşam gördüm. Dokunduğum her şeyi mahvetmişim meğerse.
Bütün hayatımı çürük bir zemin üzerine inşa etmişim. Malzemeden çalıp katları çıkartmışım. şimdi hepsi yerlebir oldu ve enkazın altında kaldım. Artık yerine kurulabilecek hiçbir şey yok, enkazdan kurtarabileceğim bir şeyler var mı? Sanmıyorum. Artık benim için hiçbir şey eskisi gibi olamaz.
19 senelik hatalarımın yüzümde tokat gibi patladığı bu gecede, her şeyi düzetebilmek için ikinci bir şansımın olmasını isterdim. İkinci? Belki de son demeliydim. Kaç şans verildi bana, ve kaç kere onları gözardı edip kendi bildiğimi okudum?
Bazı hatalar affedilmiyormuş. Ne kadar yalvarsak da, ağlasak da, çaresizce çırpınsak da bazen gidenler geri gelmiyormuş.
Kaybettiklerime en çok ihtiyacım olduğu gün bugün. Ama hiçbiri yanımda değil. Yanlızım. Neden? İhanet mi ettiler? Beni sattılar mı? Hayır, onları kendim uzaklaştırdım. Ne yaptıysam kendime yaptım, onların beni defalarca uyarmalarına karşın.
Ve onların yokluklarında belki de hiç olmadığı kadar acı çekiyorum, ama bu da benim cezam. Tüm yaptıklarımın cezası. Bundan kurtuluşum yok artık.
İyi sabrettiler. Çok iyi sabrettiler. şimdi dönüp baktığımda gerçekten de bunu görüyorum. Ben bu kadar sabredemezdim. Hem de öyle ki, zihnimin en kötü olduğu, akli dengemin muhtemelen tamamen kaynma noktasına geldiği, yaptıklarımın yarısından çoğunu hatırlayamamama rağmen, hatırladıklarıma dayanmış olmaları bile bir zamanlar bana verilen değeri gösteriyordu. Bilemedim.. Kıymetini bilemedim..
Küstahça sömürdüm. Gerek bilinçli, gerek farkında olmadan.
Ve ben de onlara en az onların bana verdiği kadar değer veriyordum. Bazı hatalarım da bu yüzden kaynaklandı. Onları korumaya çalışırken farkına varmadan onlara zarar verdim. Ama çoğunlukla, onlara verdiğim değeri onlara göstermediğim gibi, tam aksini ispatlayacak davranışlarda bulundum.
Bugün anladım, ne kadar aptal olduğumu.
Bir insan için gerçekten değerli olan bir şeyin kıymetini, insan ancak onu kaybedince anlıyormuş. Akılsız başım... Bugünkü aklım olsaydı bunları yapar mıydım? Onları kıracağıma kafamı kırardım.
Peki tüm bunları onlara anlatsam ne yazar? Bir kere inandırdım onları kendimin içten pazarlıklı birisi olduğuna. Çyle şeyler yaptım ki böyle algıladılar. Kimbilir, belki de gerçekten öyleydim. Artık değilim. Artık akıllandım. Ama dönülmez akşamın ufku çoktan gözüktü.
Artık hiçbir işe yaramayacağını bildiğim halde bir kez daha çaresizce özür diliyorum. Affedilmek için değil, bir şans daha için değil. Çünkü biliyorum ki artık yüzüme bakmazlar. Onlar baksalar bile, benim onlara bakacak yüzüm kalmadı artık. Çzür diliyorum, çünkü pişmanlığımı bilsinler. Onların hakkını yediğim için, onlara layık olduklarını veremediğim için, onlara haketmedikleri halde acılar çektirdiğim için, onlara bana duydukları güvenin karşılığını veremediğim için, kısacası onların dostluklarına dostlukla karşılık veremediğim için. ÇZÇR DİLİYORUM.
Allah'tan bir fırsat daha isterdim kendimi affettirmek, olanları telafi etmek için. Ama başka şans yok artık. Hiç olmazsa pişmanlığımı bilsinler. Hiç olmazsa artık her şeyin farkına vardığımı bilsinler.
Ve bugün anladım, kaybettiklerimin gerçek kıymetini.
Bunları neden buraya yazıyorum? Çünkü artık bunları paylaşabileceğim kimsem kalmadı. Bunları bir günlüğe yazar gibi yazıyorum. Aynı zamanda insanlara ibret olsun, ve benim düştüğüm hatalara düşmesinler diye yazıyorum.
Ve bugün anladım, gerçek dostluğun anlamını, ancak onu kaybettiğim zaman.
Tüm bunları uzun zamandan beri ilk kez kendim olarak yazdım. Lord Necros olarak değil, altadmin olarak değil, DM olarak değil, insanlara gösterdiğim farklı karakterlerim olarak değil, olmaya çalıştığım kişi olarak değil; sadece ben olarak, olduğum ben olarak, Burak olarak yazdım. Unuttuğum kimliğimi ancak onları kaybedince anladım.
Ve bugün anladım büründüğüm yalan maskelerinin ardındaki gerçek beni.
Affedin beni dostlarım.. Affedin.. Keşke size hakettiğiniz gibi davranabilseydim..
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Malzemeden çaldığın hayat, elbet çalacaktı senden inşa ettikleri, yıkacaktı başına belki en sevdiğin anları..
Ama yıkıntıların arasında açan o kocman bembeyaz orkideyi görüyormusun??Hadi ama sil o gözyaşlarını,ağlayarak göremezsin o güzellikleri..İşte o, yıkıntıların arasından, senin için çıktı..
Yalan değil, yanlış değil, acı değil, öfkeli değil, hüzünlü değil, kıskanç ve barbar da değil..
Yıkıntıları kaldır..
O güzel bembeyaz orkide ve hemen yanında parlak gözleri ile sana bakan o güzel kuş var ya, özgürlüğündür..
Ona sıkıca sarıl ve hiç bırakma..
Kendini acılarla zincirleme..
Seni affediyor ve çağırıyor mavi gökyüzü...
Hayat öyle birşey ki...
Çnünde üçsuz bucaksız bozkırlar, ovalar,
Arkanda ise kocaman camdan bir duvar.
Bırak geri gitmeyi;
şöyle bir durmaya kalksan bile,
Soluklanmak için bir fırsat arasan,
Ona bile fırsat bırakmaz.
Koşsan da, yürüsende farketmez,
Hep arkandadır,
Hep bir adım arkanda...
Sadece bakabilirsin geriye cam duvardan,
Ama bakmak için bile duramazsın...
Ne yöne gidersen git farketmez,
Yokuşlar da vardır hep, inişler de,
Kimisi daha dik, taşlı, dikenli,
Ama yine de;
Kabuk bağlar yaraların,
Nasır tutar ayakların,
Bir parça yardımcı olur yürümene,
Ama durmana hiç izin vermez,
Hep yürümelisin...
Ayağın taşa takılsa bile,
Tökezleyip devrilsel bile yürümelisin,
Bırak beklemeyi,
Acıdan kıvranmaya bile vaktin yok!
Elinden tutan olur bazen,
Tökezleyince kaldıran
Ama onlar bıraksa bile yürümelisin.
Kimi zaman gittiğin yerin,
Geride bıraktığından beter olduğunu bile bile yürümelisin,
Hiç bilmediğin, göremediğin yerlerin umuduyla yürümelisin...
Duvarın gerisi erişilmez belki,
Ama kendin seçersin gideceğin yeri.
Hem kimbilir...
Belki ilerisi daha güzeldir geldiğinden,
Kimbilir...
Belki yeniden tutan olur elinden,
Belki bıraktıkların geri gelir.
Kimbilir...
----------------------------------------------------------
Elden birşey gelmez. Belki biriki mısram ortak olur duygulara...
Efla'dan selamlarla...
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
Joined: Jun 14, 2006
Posts: 14
Location: İstanbul
Posted:
Thu Jun 15, 2006 1:32 am
Bu gün anladım.
Utandığın için bakamazsın sanırdım gözlerime, gözlerindeki yalanları görememem için bakmadığını anladım bugün. Herşeyim olmanın sebebinin, herşeyimi alıp gitmek olduğunu anladım. Çmrün sigara dumanından daha fazla olsada aslında pek bi farkınız olmadığını anladım. beni zehirleyip hayatımdan çıkan. Ama zehirlenmenin hoşuma gittiğinide anladım. Ve bi sigara daha yaktım. Hiç düşünmezdim o günleri anarken boşa geçtiğini düşünceimi. En güvendiğin insanın soğuk hançerini sırtında hissetmenin nasıl bi duygu olduğunu anladım. Kısa sürede kazanılan güvenin insanlar için önemli olmuycaını anladım. Ve bir sigara daha yaktım. Çfledim dumanını ve yokoluşuna baktım. Senin içimde nasıl yokolduğunu izlediysem onuda öyle izledim.Tek farkınız onun gözlerimin önünde yükselirken senin düşmendi. Belkide ben yapamıyorum artık. En ufak hatanda bile senin mazeretini ben bulurdum. Ama daha fazla yapamıyorum. Deniyorum olmuo. Son derbeni atlatamıyorum. Ve işte istediğin gibi hayatında yokum artık. Bi sigara dumanı olduğumu bugün anladım.
_________________ White?.. Or Black?..
Zoka will born soon...
650 yildir yasamis gibi yorgun hissediyordum bedenimi ve ruhumu...
etrafimda dolasan binlerce ama binlerce insan birbirlerinin ve benim ruhumu kemirmekten ve bedenimi elde etmekten baska hic bir dusunmuyormus gibi dusunuyordum ne zamandir...
insanlarin uyusturucu ile yasamaya basladigi; erkeklerin ve kadinlarin birbirlerini kullandiklari bir dunyadan geliyorum dunyaniza...
umutsuzlugun icindeydim...
onceleri cluplerden biktim sonrasinda insanlardan...
internete basvurdum ama sacma sapan sitelerden biktim....
kendisi gibi olan birilerini aradim durdum... yalandan sahteden uzak olmak istedim sadece...
insanlarin gercekten ozgur oldugu ama ozgurlugu ile basklarinin haklarina tecavuz etmeyen bir yer aradim uzun sure...
aptalca cikarlarin disinda olmak; yeniden cocuk olmak istedim. ama sonrasinda cocuklarin baslarina gelenleride okudum sayfalarca; gazetelerden, dergilerden, mail adreslerime gelen maillerden...
enistem dediki bana uzun zaman once:
"ne sen 1500 lu yillarin prensesisin;
ne de gercekten insanlarin yasadigi bir zamandasin..."
cok dusundum bu sozleri umutlarim kirildi....her yagan yagmura kirilmis umutlari yolladim gosyaslarimla....
her gun dogan gunesle dogdum ama gunes batmadan cok daha oncesinde battim karanligin icine...
ufak bir dunya cizdim kendime; msn, netlog, facebook, skye ve benzeri seyleri sokmadan...
manga arsivlari, anime resimeleri topladim biriktirdim kendimde...
yillar once ilk frp yi ogrendigim zamanlarda hakkinda hicbir bilgi bulamamistimki...
ne ben ingilizce biliyordum... nede bana anlatacak turkce sayfa vardi.....
yillar sonrasinda simdi ise hem ingilizce biliyorum hemde turkce sayfa bulabildim ....
tesekkur ederim....
dogan gunes batsa bile bende dogan gunes artik batmadigi icin......
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.