Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: KirbyJoine
    Bugün: 8
    Dün: 23
    Toplam: 90337

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1418
    Üye: 0
    Toplam: 1418

    FrpWorld.Com :: View topic - Alacakaranlık
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Alacakaranlık View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Mark
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 31, 2006
    Posts: 2004
    Location: Midkemia, portal/istanbul

    PostPosted: Fri Dec 12, 2008 9:14 pm Reply with quoteBack to top

    Koşuyordu. Tüm gücüyle koşuyordu.
    Duvarlar... Büyük bir binadaydı. Hızlı hızlı nefes alarak, sağa doğru dönüp sütunların arasında koşmaya devam etti. Yeri sarsarak birşey yaklaşıyordu. Arkasındaki tavana hızlıca bir bakış attı. Köşeyi dönerken, kocaman canavarımsı birşey görmüştü. İradesinin her zerresini topladı. Başka bir köşeyi döndü.
    " şişt! "
    Dönüp, sağına soluna baktı. Bir baş, ilerdeki kapının aralığından ona bakıyordu. Adam aceleyle, gel işareti yaptı. Hızlıca odaya daldı. Beş, altı kişiydiler. Hepsinin üzerinde askeri üniformalar vardı. Elerindeki silahları kapıya çevirmişlerdi. Liderleri olduğu belli olan biri, parmağını dudakları arasına götürdü.

    Buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu, belki kurtulabilirdi. Deli gibi kalbi atıyordu. Etrafına baktı. İlerdeki pencereye baktı, kaçıcak yer arıyordu.
    " Napıcam? " Yalvarırcasına sesi çıktı. Biri sus işareti yaptı. Hepsi korkuyla silahlarını kavramıştı. Gözleri kapıdaydı.
    " Büyü kitabım. Büyü kitabım, yanımda değil! " Titremeye başladı. Çzerindeki elbiseyi çekiştirdi. Ağzından çıkan kelimeyi yeni anladı.
    Bir asker, elindeki bir bidon benzini ona uzattı. Ona verebilecekleri, tek silah buydu. Elindeki bidona baktı, sonra pencere, sonra kapıya.
    Kalbi göğüs kafesini yırtıp çıkıcak gibiydi.

    Yer sarsılmaya başladı.

    _________________
    Kendi doÄ?anı öÄ?ren, bütün yanlarını kabul et, egemenlik ancak o zaman baÅ?layabilir. Kendini reddetmek herÅ?eyi reddetmektir.
    Back to top View user's profileSend private message
    Aegron Linwelin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 18, 2007
    Posts: 2614
    Location: Bursa

    PostPosted: Fri Dec 12, 2008 9:25 pm Reply with quoteBack to top

    Ve bir an sessizlik oldu. Sanki saatler ve saniyeler durmuş gibiydi. Ne yapabileceğinin bilemiyordu. Sessiz beklemekten başka çaresi yoktu. Sessizlik birden ani bir gürültüyle bozuldu. Saklandıkları yerin artık bir üst tavanı yoktu. Yaratık onlara baktı ve kükremeye başladı. Ne yapcaklarını bilmiyorlardı. Hepsi birden yaratığın üzerine doğru bilinçsizce silahlarının şarjörlerini boşalttılar. Yaratığı daha fazla sinirlendirmekten başka birşeye yaramış gibi gözükmüyordu. Asker üniformalılardan biri yaratğın dikkatini çekmemeye çalışarak arkadaşlarına seslendi.

    '' Buradan. Buradan''

    Herkes korkmuş durumdaydı. Herkes birden o yöne doğru yöneldi. Yaratık kaçacaklarını anlamıştı ve üniformalı askerlerden birini tutup yan taraftaki bir harabeliğe fırlattı. Adamlar ne olduğunu anlayamamıştı bile. ASkerler arkadaşlarının düştüğü tarafa baktılar birden. Yaratığın dikkati biraz dağılmıştı. Askerler arkadaşının kanlı bedenini uzaktan izlediler. Diğer asker:

    '' Acele edin. Hadi. Hadi.'' diye onları birkez daha uyardı.

    _________________
    Thanks Mario but The princess is in another castle!!
    Mr.Green Razz
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Mark
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 31, 2006
    Posts: 2004
    Location: Midkemia, portal/istanbul

    PostPosted: Fri Dec 12, 2008 9:43 pm Reply with quoteBack to top

    En yakındaki asansöre bindiler. Askerlerden yalnızca biri kadındı. Birden asansör sallandı. Kendini yerde buldu, bir kayış kopmuştu. Ayakta kalabilen iki kişi hariç, düşen askerler ayağa fırladılar. Herkes yandaki parmaklıkları kavradı. Kapı zorla açıldı. Deli gibi koşmaya başladı. Tüm gücüyle onlara yetişti. Pencereleri olan büyük bir odadaydılar. Ama burası yer altındaydı. Kalkmış tozun kokusu burnuna kadar geliyordu. İlerdeki çiftli kapı içeri doğru açıktı. Yandaki iki kapının yanına pozisyon almaya başlayan askerleri izledi. Odanın ortasındaydı. Kafasını uzatıp dehşetle, çiftli kapının ötesindeki karanlık yokuştan hızla inen yaratıkları gördü. Elini kapıya doğru, korkuyla kaldırdı. Tek birşeyi istiyordu, kapıların kapanmasını. Kapı birden kapandı. Ağzı açık kaldı. Baskıyı hissetti. İki elini birden çift kapıya doğru havada bastırıyordu. Etrafında askerlerin bağırışlarını duyuyordu. Ama zaman sanki donmuştu. Pencereler ansızın patladılar.

    Silah sesleri geliyordu. Pencerelere döndü. Ordan çıkan sürü halindeki yaratıkları gördü. Yaşamak için elinden ne geliyorsa, yapıcaktı. Askerler geri çekilemeden, üçüne doğru hücum ettiklerini gördü. Çlüceklerdi, onlar ölürse buradan kurtulamicağı hissi tüm ağırlığıyla baskın çıktı. Tek elini diğer yana çevirdi, sanki tekmelenmişler gibi öndekiler sağa sola fırladılar. Kafaları zeminde kanlı izler bıraktı. Diğer eli baskıya dayanamadı. Çift kapı sonuna kadar açıldı.

    _________________
    Kendi doÄ?anı öÄ?ren, bütün yanlarını kabul et, egemenlik ancak o zaman baÅ?layabilir. Kendini reddetmek herÅ?eyi reddetmektir.
    Back to top View user's profileSend private message
    Aegron Linwelin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 18, 2007
    Posts: 2614
    Location: Bursa

    PostPosted: Sat Dec 20, 2008 2:49 pm Reply with quoteBack to top

    Artık yapacak birşey kalmış gbi gözükmüyordu. Zaman yavaş yavaş akarken o ne yapabileceğini düşünüyordu. Artık saklanamazdı. Uzun süredir saklanıyordu. Saklanabilecek bir yerinin kalmadığına emindi. şu anda ölümsüz olmak istiyordu. Artık bu ülke için yararlı biri olmak istiyordu. Bu sayede gerçek ölümsüzlüe kavuşabilirdi. Ama beyni şu anda onun için çalışmıyordu sanki. Artık askerle bir olmanın zamanının geldiğini düşünsede önünden geçen yaratık sürüsü onu bu isteğinden vazgeçirmek için adeta nefsiyle oyun oynuyordu. Kararını vermişti kendi içinde. Bunun bozulmaması içinde neredeyse herşey, yapmaya hazır gibi duruyordu. Akıl oyunlarının sırası değildi. Artık durumuna bir sonuç getirmeli ve saklambaçlarla süren rezil hayatını bitirmeliydi. Herşeyi ağır çekimde izliyor ve bunun nasıl olacağını kafasında ayrıntılı bir şekilde düşünüyordu. Askerlere doru baktı ve kendi ülkeleri için korkmadan yaratıkların üzerine adeta ölümsüz bir melek gibi koştuklarını gördü. Koştukları sanki yaratık değil ufak tefek bir hayvan felandı. Birden içindeki cesaretin farkına vardı ve git gide artan heyecanı artık durmuş durumdaydı. Kararını vermişti....

    _________________
    Thanks Mario but The princess is in another castle!!
    Mr.Green Razz
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Aegron Linwelin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 18, 2007
    Posts: 2614
    Location: Bursa

    PostPosted: Sat Dec 20, 2008 8:04 pm Reply with quoteBack to top

    Hayatını bu şekilde sürdüremezdi. Artık onun için de üzülebilecek birilerinin olması şarttı. Yaratıklara zara veresi olağan dışı bir şey gibi gözüksede o bunu hiç önemsemiyordu. Sağ tarafındaki sivri demir parçasından başka yaratıklara zarar verebilecek birşeyi yoktu. Çlümsüz olmak için buda ona yeterdi. İlerdeki ASkerlere işaret etti saldıracağını bildirmek için. Askerler elleriyle yapmaması gerektiğini gösterselerde o yapmaya kara vermişti. Elindeki sivri uçlu 50 60 cm boyundaki demiri sıkıca kavradı. Tam tüm cesaretini toplayıp ölümsüzlüğe koşacakkken arkasından bir el onu tuttu. Elin tutuşuna bakılırsa kendisinden daha iri ve güçlü bir şey olduğu belliydi. Tüm bedenini kilitlemişti sanki. Kıprdayamıyordu bile. Cesaret ve ölümsüzlük artık onun için bitmişti sanki birden. Böyle olmamlıydı son arkasındakinin büyük bir yaratık olduğu düşüncesiyle korku içinde arkasına bakarken hayatının tüm güzel anıları gözünün önünden geçti. Neden kısa sürdüğü belliydi. Arkasına döndüğünde gözlerine inanamadı....

    _________________
    Thanks Mario but The princess is in another castle!!
    Mr.Green Razz
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Aegron Linwelin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 18, 2007
    Posts: 2614
    Location: Bursa

    PostPosted: Sat Dec 20, 2008 10:06 pm Reply with quoteBack to top

    Onu sımsıkıca tutan aslında bir yaratık değil kuvvetli, iri yapılı bir askerdi. Çzerindeki rütbelerden ve şapkasının değişik renkte olmasından diğer askerlerden üstün bir düzeyde olduğu belli oluyordu. Karşısında birden böyle bir adamı gördüğü için sevinse mi üzülsemi karar verememişti. Tam olarak ne deyeceğini bile bilmiyordu. İki tarafta bir birinin konuşmasını bekler gibi yirmi otuz saniye kadar birbirlerine baktılar. Sonra asker birden:

    '' Senin burda ne işin var'' diye sordu.

    '' Aslında ben.. şeyyy..'' demeye kalmadan ani bir sarsıntıyla her yer yıkıldı. Her taraf kahverengi bir toz bulutuyla kaplanmıştı. Kimse dibindekini bile göremiyordu. Yaratık haykırışları dışında duyulan tek ses askerlerin inilti sesleriydi. Az önce konuştuğu askerin üzerinde ölü bedenini gördüğünde bunu onu korumak için yaptığını anladı. Nedense içinden bir şeyler kopmuştu. Bu dünyada kimsenin onun için canını tehlikeye atabileceğini düşünmüyordu. Yaratıklara olan öfkesi git gide artmıştı ve ne yapacağını bilemiyordu. Askerin omzundaki büyük silahı aldı ve büyük toz bulutunun içine doğru oradan ne çıkacağını bilmeden yürümeye devam etti. Toz bulutu yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. Artık nalet olası yaratıkları görebiliyordu. İçindeki siniri dışarı kusarcasına elindeki tüfekteki mermiler'' bekle beni gerçek ölümsüzlük'' diye haykırarak yaratığın üzerine boşaltmaya başladı. Neye uğradığını anlayamayan yaratık aldığı büyük hasardan olsa gerek birden yüksek bir sesle yere düştü. Etraf bu düşmenin sonucu sallandı. İçinde büyük bir hzur duymuştu artık. Bu ülke için birşey yaabilemnin ne kadar olduğunu anladı. Yerden kalmaya çalışan yaratığa diğer elindeki demiri tam gözünün içine sokarak devirdi ve bir gülümseme atarak. '' Nalet olası şey'' dedi. Diğer askerlerin kendine doğru geldiğini gördü ve oda onlara doğru yürüdü......

    _________________
    Thanks Mario but The princess is in another castle!!
    Mr.Green Razz
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Aegron Linwelin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 18, 2007
    Posts: 2614
    Location: Bursa

    PostPosted: Sun Dec 21, 2008 8:16 am Reply with quoteBack to top

    Askerlerden biri ona doğru elini uzattı ve diğer askere göz işareti ederek silahı ona vermesini istedi. Kmutan olduğu her halinden belli olan adam:
    ''Savaş zamanı askersindir'' dedi. O da gülümseyerek kabul ettiğini ima etti. Evet istediği olmuştu çok mutluydu ama nedense hala içinde garip duygular yaşıyordu.Yaratıklarla daha ne kadar mucadele etmesi gerekecekti. Kendi içinde bu sorulara cevap aramaya başladı. Adeta beyninin içinde bir labirentteydi. Ne yapacağını bilmiyordu. şu an tek yapabileceği şeyin askerlerle yani yeni arkadaşlarıyla gitmek olmasıydı.

    (Arkdaşlar bu öykü Mark'ın rüyasının devamı olarak yazılmaktadır ve katkı verirseniz cidden sevinirim.)

    _________________
    Thanks Mario but The princess is in another castle!!
    Mr.Green Razz
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.55 Saniye