Author |
Message |
Aegron Linwelin
Kullanıcı


Joined: Jul 18, 2007
Posts: 2614
Location: Bursa
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 8:35 am |
  |
Sabah yine olmuştu ve uyku vakti sona ermişti. Onun için bu özgürlüğü elinden alınmış bir insan gibi olmaktı. Çünkü sadece rüyalarında birine bağlı olmadan yaşayabiliyordu. Kafasını yukarı çarpmamak için yavaş ve sakince kaldırdı. Eskiden aynı yere kaç kere çarpmıştı kim bilir. Kaldığı yer bir barakydı. Bir kişinin bile içinde zor yaşayabileceği ufak bir baraka. Kırık aynası, biraz suyu ve birazda ekmek kırıntısı vardı barakanın içinde. Her taraf karton ve naylonla kaplıydı. Ama bu yağmurlu havada yağmurun içeri girmemesi imkansızdı. Siyah saçlarını düzeltirken, sanki kendini gerçek bir evde aynanın karşısında hissediyordu. Sonra giysilerinin yırtık pırtık olduğunu görünce gerçek kimliğine anında kavuşuyordu. Bunu hergün yaşasada o iki üç saniyelik bu mutlulukla tatmin olmasını biliyordu. Hayatın bu kadar zor olması onu sanki artık etkilemiyordu. Çünkü kafaya takmamayı, üzülmemeyi zorla kabullenmişti. Onun dünyasında artık sadece kendisi vardı ve birkaç sefil arkadaşı. Her sabah olduğu gibi zengin olsaydım ne yapardım soruları içinde huzur bulmak için düşünürken artık iş vaktinin geldiğini anlamıştı. Bir saati yoktu ama dışardan gelen sesler işin başladığının bir kanıtıydı. Kafasını eğerek küçük barakasından dışarı çıktı. Yağmur çok yağmıştı ve her yer ıslaktı. Bugün işin çok zor olacağı şimdiden belliydi bile. Ama her harukerda bu işi yapmak zorundaydı. Bugünün nasıl geçtiğini düşünerek ilerliyordu. O kadar farklı şeyler aklına gelmiştiki o bile bugünün süper olacağına inanmıştı. Tam bu derin duygular içindeyken fabrikanın önüne geldiğini farketti. Cebindeki biraz parayı çıkartıp adama uzattı. Adam ilerdeki arabayı gösterip onu al dedi. Tamam dercesine başını salladı ve arabaya doğru yürüdü. Bu arabalr onalrın karton veya demir teneke toplamaları için hergün kiraladıkları iki tekerlekli çekmeli arabalardı. Arabanın tutma yerine geçti ve arabayı sürüklemeye başladı. Her zaman olduğu gibi bildiği en iyi mahalleden başlayacaktı. Arabanın boyunduruğu altına girdiğinde bugünün diğer günlerden farklı olmadığını anladı. Sonra düşünürken kendi içinde ne olacaktı ki zaten milyoner mi olacaktım birgünde diyerek gülümsedi. Aslında bu gülümseme kendisini yatıştırmak içindi. Kendide bunun farkındaydı ve kendini kandırmaya devam etti her zaman olduğu gibi. Kendisinin oldğunu zannettiği blgeye gelmişti. Belki bugün daha çok şey elde edebilirdi. Daha fazla kazanıp akşam yemeğinde kuru ekmek yerine az da olsa patates yemek istiyordu ve ya domates. Yanına içecekte fena olmazdı. Sonra birden kendini toparladı ve yoluna devam etti. |
_________________ Thanks Mario but The princess is in another castle!!
 |
|
Back to top |
     |
 |
Quarion
Kullanıcı


Joined: Aug 27, 2008
Posts: 737
Location: Izmir
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 8:42 am |
  |
Yoluna devam ediyordu. Canı sıkılmıştı, içinden şarkılar sölüyordu. Sağına soluna bakınırken ilersinde bir çöp kutusu gördü. Yavaş yavaş ilerlerdi.İçine baktığında bir ne görsün... |
|
|
Back to top |
  |
 |
Aegron Linwelin
Kullanıcı


Joined: Jul 18, 2007
Posts: 2614
Location: Bursa
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 8:56 am |
  |
Büyük bir metal kap bunun en azından bir 5 10 kilo çekiceğinden emindir ve buda onun patates yemesi için yeterli bir miktardı. Birden içinde büyük bir mutluluk hissetti. Gözünün önünü kapıyan siyah uzun saçlarını arkdaya topladı ve yırtık giysisinin kollarını sıvadı. Elini daldırdığında bu şeyin daha da ağır oldunu anladı ve çöpün içine girip öyle çıkartabildi ancak. Mutluluğu artık tavan seviyeyi bulmuş ve zorluyordu. Diğer çöpleride dolaşmalıymıydı acaba. Bu onun en azından bir hafta da kazanacağı paraya denkti. Fazla paranın zararının olmayacağını biliyordu ve diğer çöpleride aramaya başladı. Acaba diğer çöplerdede güzel birşey bulabilirmiydi. Bir çöp bulmak insanı normalde bu kadar sevindirebilirmiydi. İlerde bir çöp daha gördü. O kadar yorulmuştu ki yakın olan çöp ona çok uzaktaymış gibi gelmeye başladı. Mutluluğundan ve akşam yiyeceği pataesi ve meyve suyunu düşündü. Birden aklına acaba bu paralrı biriktirsem mi diye düşündü. Para biriktirmeye daha once denemişti ama sonra bir günde bitivermişti. Daha once topladığı paranın şu an arabanın içindeki çöpün yarısı bile etmediğini bilsede biraz tedirgin oldu. En azından bugün taze ekmek yiyeyim dei kendi kendine. Bu düşünceler içinde uzakta olduğunu düşündüğü çöpün yanıda buldu kendini birden. O kadar mutluyd ki bunu kimse anlayamazdı. Ama bir içinde bu parayla ne yapsam düşüncesi vardı. Çöpün içinde güzel bir şey bulmak umuduyla içine baktı. Demir bir anten görmüştü. Buda iyi para ederdi aslında. Onuda alıp arabasına koydu ve içindeki ufak teneke şişeleride arabanın içindeki bir poşete koydu. Bunların çok para edeceğinden emindi. Saatlerdir yürüyordu ve artık dönmesi gerektiğinin farkındaydı. Yol üstündeki bir kaç çöptendde ufak tefek şeyler topladı ve satacağı dükkanın önüne geldi. Kapı tam kapanacakken içeri girdi ve etrafına gülümseyerek bakındı. Alıcı adamın yanına gitti ve elindekiler verdi. Büyük demiri en soa saklmaıştı. Onu güçlükle çıkardı ve tartması için adama verdi. Düşündüğünden de ağır çıkmıştı. Diğerleri hayret içinde ona baktı veonu tebrik edercesine gülümsediler. Otuz kiloluk bir demir az değildi. Alıcı adam bunun cidden çok para edeceğini söyledi ve elindeki paranın büyük bir kısmını ona uzattı. Adam hiç bu kadar parayı bir arada görmemişti. Koşarak yakındaki bir fırının içine girdi ve taze ekmek istediğini söyledi. Soğuktan olsa gerek burnu akıyordu. Yırtık giysisinin üstüne burnunu sildikten sonra büyük bir mutlulukla adama parayı uzatıp ekmeği aldı ve barakasına doğru yürüdü. |
_________________ Thanks Mario but The princess is in another castle!!
 |
|
Back to top |
     |
 |
Quarion
Kullanıcı


Joined: Aug 27, 2008
Posts: 737
Location: Izmir
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 9:07 am |
  |
Sallana sallana yüzündeki gülümsemeyle ilerliyordu.Hayatında ilk defa taze bir şeyler yiyecekti. O bir taze ekmeğin tadını bile bilemiyordu. İlerlerken bir yanda ekmeği tırtıklıyordu.Bir yandan gülümsemeyle şarkı söyleyerek ilerliyordu. Havaya baktı, kara bulutlar vardı. Yağmur yağcağını düşünerek hızlı hızlı yürümeye başladı. Düşündüğü gibi oldu.Yağmur birden hızlandı. Yırtık pırtık giysileri onu zaten yeterince ısıtamıyordu.Hasta olması onun için çok kötü olurdu. İşe gidemizdi ve buda onun herşeyiydi. Çşümeye başlamıştı.Elinden geldiğince koşturuyordu ama çok halsizdi. Barakasına daldı, girdiğinde 3 tane sefil arkadaşı ona bakıyordu."Hey dostum gel.Bugün iyi para bulduk ve sanada ekmek aldık otur ye"dedi sefil arkadaşlarından biri.Sevindi ve oturdu.Elindeki paralı gösterdi,"Bugün çöplerden büyük demirler buldum ve ilk defa bu kadar çok para etti. Arkadaşlarına çok fazla güveniyordu. Arkadaşlarıda onun gibi sefildi. Beraber büyümüşlerdi. Sohbet edip bir yandanda mutlulukla ekmeklerini yiyorlardı. |
|
|
Back to top |
  |
 |
Aegron Linwelin
Kullanıcı


Joined: Jul 18, 2007
Posts: 2614
Location: Bursa
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 9:12 am |
  |
Aslında arkdaşlarının parasını çalmak olduğu aklına bile gelemezdi. Arkdaşları iyice onu sık boğaz etmeye başmamıştı bile. Garip davranışlar sergiliyorlardı. Ona sürekli bu demirleri nereden bulduğunu söylüyordu. O ise özel bir yeri yok sadece mahalledeki çöplerden bir,nde buldum dedi. Adamalar onun arkdaşı olsa bile birinin kendilerinden daha fazla para kazanmalarına ve ortada mutlu mutlu dolaşmalarına inanamıyordu. Adamlar parayı kırışmamız gerek biz kardeş değilmiyiz diye sinirli sinirli onun üzerinde yürüdüler. Baranın ufak olması sebebiyle içeride pek fazla duramadılar ve olay dışarı taştı. Bağırmalar yükselmişti.'' Biz kardeştik hani o paradan bizede vermelisin'' diyip dursalarda onun vermeye hiç mi hiç niyeti yoktu. |
_________________ Thanks Mario but The princess is in another castle!!
 |
|
Back to top |
     |
 |
Aegron Linwelin
Kullanıcı


Joined: Jul 18, 2007
Posts: 2614
Location: Bursa
|
Posted:
Sun Dec 21, 2008 5:38 pm |
  |
Arkadaşlarının bu kadar ısararını hiç anlayamıyordu. Başta ona şaka gibi gelsede elindekini almak isteyen 3 adam vardı karşısında. Kendi onlarla tek başına mücadele edemezdi. şu anda üç köpeğin arasındaki kediden farksızdı durumu. En fazla yapabileceği şey arakadaşlarının bu durumunun nedenini anlamaktı. Arkadaşlarının sabrı iyice dolmuştu. Onu itip kakalamaya başladılar. Ne olursa olsun o parayı alacaklardı. O ise arkadaşlarına hala neden böyle yapıyorsunuz gibi masumane sorular sormaya devam ediyordu. Durumun tam farkında değildi. Küçüklüğünde annesi onu terk ettiğinden beri onlarla kardeş gibi büyümüştü. şimdi ise bir kardeşin bir kardeşe böyle davranmasının uygun olmadığını düşünüyordu ve onlara biz kardeştik hani diyip duruyordu. Onlar ise bu ayakları bırak parayı ver gibi kaba sözler israf ediyordu. Tüm cesaretini toplayıp sonunda onlara vermeyeceğim o parayı size. Bu ölümüme neden olsa bile vermeyeceğim dedi. Diğerleri sana zarar vermek istemiyoruz diye ısrar etselerde o paraları sakladığını ve yerini asla bulamayacaklarını söyledi. Onlar ise paranın şu anda üzerinde olduğuna emin gibi davranıyorlar hala üzerine yürüyorlardı. Tam kardeşleri gibi davrandıkları adama saldıracakken arkadan bir ses yükseldi: '' Ayrılın. Onu bırakın. Yoska sizin kemiklerinizi kırmak istemem'' diye bir ses duyuldu. Evet bu onun sesiydi. Oralarda garibanların tanrıçası gibi olan bu güzemli adam. Diğerleri ona doğru baktılar ve arkasındaki ri yarı adamları görünce birden kaçmaya baaşladılar. Bu onu ikinci kurtarışı oluyordu. Daha öncede onu ölümden kurtarmıştı ve artık ona iki can borcu vardı. O garibanların babası gibiydi. Ne zaman başları sıkışsa yanlarındaydı. Yanına doğru yaklaştı ve teşekkür ettikten sonra: '' Artık sana iki can borcum var'' dedi gülümseyerek. Adam dikkatlice ona baktı ve..... |
_________________ Thanks Mario but The princess is in another castle!!
 |
|
Back to top |
     |
 |
|
|