Akşamın şarkısı Hakkında

Posted: Sun Dec 05, 2010 3:40 pm

Aslında hem biraz şiir hem biraz hikaye yazmak istedim. Kafamda da komple bir konu yoktu. Bunun için en güzel yer de kulaktan kulağa olur diye düşündüm. Konunun kendiliğinden gelişmesi daha hoş olabiliyor.

Hikayeyi devam ettirenler olursa sevinirim. Bir de pek sık hikaye yazmayan birisi olarak yorumları duymak mutlu eder.

Bir de isim bulmakta zorlandım. Hikayenin gelişimine göre ismi değiştirebiliriz. Yazmayı tamamladıktan sonra aklımda hala bir isim yoktu öylesine yazdığım kısıma göre bir isim koydum. İletki aşamalrda önerilere açıktır =)

Posted: Sun Dec 05, 2010 7:41 pm

Çstad, gerçekten çok güzel yazmışsın betimlemeler, akış ve davranış bir harika, bir eleştrim çok çabuk geçilmiş gibi geldi çocuk ile hayut kısmı ama o hiç çarpmıyor gözüne insanın, melodiyle uyutan ozan,

hey gidi hey Zamanında ilk ozanlarla böyle tanışmıştım, o anımı getirdi aklıma devamını yazmamak için zor tuttum kendimi, lakin bu öyküye de başlamak olmaz diye düşünüp geri çekildim sadece izleyeceğim umarım güzel bir öykü akar ozanın sesinden...

Posted: Sun Dec 05, 2010 9:02 pm

Bir zorunluluk gibi düşünme walter. Keşke tutmasaydın.

Sürekli devam etme zorunluluğu yok biliyorsun burası epey serbest bir yer. Bir kere katılım bile katılımdır.

Eleştirilerinde haklısın. Bazı yerlerin üzerinde daha fazla durabilirdim. Bazı şeyleri de daha çok anlatabilirdim.

Ama bir dereceye kadar olayları bulanık bırakmamın sebebi Kulaktan Kulağa'ya has sanırım. Yani Bu işin asıl eğlencesihikayenin başkaları tarafından da şekillendirildiğini izlemek. Ben de kulaktan kulağaya yazarken kritik bazı noktaları boşlukta bırakmayı seviyorum bir sonraki yazacak olana bir nevi kıyak gibi. Doğrudan kullanabileceği bir malzeme bırakmak hoşuma gidiyor.

Mesela karakterin adı, hikayenin geçtiği dünya ile ilgili hiçbir şey yok. Gerçek dünya mıdır orta çağ mıdır fantastik bir dünya mıdır. Bilinen dünyalardan birisi midir. Sadece kılıç ipucu verebilir. Ama işi iyice abzürdleştirmek isteyen birisi hikayeye devam ederek atıyorum günümüz dünyasında kılıç taşıyan manyak iki hayduttan da bahsedebilir.

Hatta bazen kulaktan kulağa öykülerinde o boşluklar öyle bir tamamlanıyor ki. Bir bütünlük oluşturduğu halde sadece ilk mesajla iki mesajı birden okumak arasında dünyalar kadar fark oluyor.

şiirim pek iyi olmadı. En azından istediğim kadar. Aslında şiirden çok şarkı demek lazım. Kendi kafamda bir melodiye uydurarak yazdım ama melodi yazarak anlatılmaz sizin de kendi melodiniz olur umarım.

Yorum ve devam isterim =)

Posted: Sun Dec 05, 2010 9:57 pm

zevkle okudum da ozan bir karakteri yazamam ben herhalde, eğer bu öyküye devam yazarsam başka bir karakter eklerim başkaları ya da sen efla bu ozan karakteri ilerletirsin aslında ben nedense sonlarına doğru karakteri bir leprikon olarak hayal etmeye başladım ne alakaysa. neyse sürükleyici olmuş, ben tam tersi detayların yerinde olduğunu düşündüm daha fazlası biraz fazla olurdu bence ama tabi bu kısım zevkler ve renklerle alakalıdır, yazara ve okuyucuya göre değişebilir düşünceler. Smile

eğer ben devam yazarsam cidden başka ve tamamen değişik bir karakter eklerim bilginize... Very Happy

Posted: Sun Dec 05, 2010 10:13 pm

Teşekkür ediyorum yorumlar için. Sizler gibi yazar arkadaşların yorumları değerli özellikle benim gibi pek sık hikaye yazmayan biri olarak...

Ama sanırım devam etme konusunda bir çekince var. Nedenini tam bilmiyorum. Bence ozan karakteri yazamamak için hiçbir neden yok. Hem nasıl ki iyi oyuncu her rolde oynamalıysa iyi yazar da herşeyi yazar. Ben sizin yazabileceğinize güveniyorum şahsen =) Neticede ben bile hikaye yazmışım.

şiir şarkı da görmek isterim tabi ama çok düşündürecek bir konu olursa o kısımları atlayabilirsiniz. Sadece müzikle geçebilirsiniz ya da ne bileyim sonra şarkısını söylemeye başladı deyip bırakabilirsiniz.

Katılın bence =)

Posted: Sun Dec 05, 2010 10:23 pm

Sorun Ozan karakter yazmak ya da yazamamk değil ki Efla, yazarız evelallah elimizde bir Nickoy var çok şükür, zor değil yazmak da. Ben bu hikayeye de atlarsam Dört atlı, Valcardo Rafuj ve Çlülerin Bekçisi gibi hikayelere yazmam neticesinde burayada yazmam bana ağır geleceğini düşündüğüm için,

Bir devam etsin bakalım yine bir karakter sokarım bende rahat durmam açıkcası... =)

Posted: Mon Dec 06, 2010 8:39 pm

anlatımın gayet güzel bence ama cümlelerin çok kısa, soluk soluğa okumak gerekirken soluklana soluklana okumak zorunda bırakıyo. şiirleriyle birlikte çok hoş bir hikaye, aynı güzellikte devam ettirilir ve devam ettirenlerden birisi olurum umarım.

Posted: Mon Dec 06, 2010 8:46 pm

scythe wrote:

anlatımın gayet güzel bence ama cümlelerin çok kısa, soluk soluğa okumak gerekirken soluklana soluklana okumak zorunda bırakıyo. şiirleriyle birlikte çok hoş bir hikaye, aynı güzellikte devam ettirilir ve devam ettirenlerden birisi olurum umarım.

Teşekkür ediyorum.

Aslında yazdıklarımı son derece yalın tutmayı seviyorum. Ağdalı, söylenen sözlerin söylenmek istenen şeyin çok ötesine geçtiği ve anlaşılmasını engellediği cümleleri pek sevmiyorum.

Ama yazdığıma tekrardan bakınca hak verdim. Gerçekten kısa cümleler hayli var. Yalınlıktan biraz öte olmuş. Neticede okumayı öğrenenler okusun diye masal yazmıyoruz. Bir dahaki sefere biraz daha sürekli cümleler denerim.

Zaten belki de mesele sadeliği kaybetmeden cümleki karmaşıklaştırmadan göz dolduran cümleler kurabilmek.

Bekliyorum efenim. Devam ettirecek olanlar şeref verecekler =)

Posted: Mon Dec 06, 2010 9:06 pm

hikayenin ucu açık, her yere çekilebilir gibi duruyo şimdilik. ben yazana kadar birileri yazmazsa,ben yazdığımda, senin aklındakinden çok uzağa çekmem umarım.)

Posted: Sun Dec 12, 2010 12:14 am

elektrikler kesilince korktum gitti sandım o kadar yazdıklarım bu yüzden kısa kestim, daha fazla yazamadım. umarım ana karakterin ismi kabul edilesidir, olmadı değiştirebilirsiniz hatırlamadığında karşı taraf kendisi öylesine bir isimle de seslenmiş olabilir. Karşı taraf ne diyecek orası devam edene kalsın dedim... Very Happy