paladine kalenin içinde azalinin varlığını hissedip ona doğru yaklaştı onu göremiyor fakat orda olduğunu ve bilincinin bir parçasıyla kendisini izlediğini biliyordu "lordum ordunuzda yer alıp sizin için savaşmak istiyom bu tpraklardaki herkez sizin gücünüzün ve iradenizin büyüklüğünü artık öğrenmeli eğer amacınız buysa sizin için kan dökmeye ve kanımı vermeye hazırım " dedi azalinin iradesi hala orada onu izliyor fakat hiçbir ipucu vermiyordu paladine lordundan gelecek cevabı beklemeye başladı
Uzun yürüyüşün ardından kaos artık umudunu kaybetmeye başlamıştı.Daha sonra görüş alanına bir kale girdi ve umut kıvılcımları da sönen kaos un umudu arttı yıllar önce kendi diyarındaki kaosun tanrısına hizmet ederken bu gücü hissemişti.Ama bu daha farklı idi.Doğruca kaleye doğru koşmaya başladı.3 metrelik adam yer e her adımını bastığında adeta yer sallanıodu.Her yerinden dikenler fışkıran zırhı ağır gözüküyodu fakat bu sadece normal insan lar için geçerli idi.Kaos normal insan lardan çok farklıydı bunu daha önce ki tanrısnın verdiği ünvan ile açıklıodu.O kaosun şovalyesi idi...
İntikam ve Acının yarı tanrısı kaosun koruyucusu, BuRock un o haşmetli baltasında son feryatını koyduğunda Çığlıkların Kalesine hapsolmuş olan ve zaten azalinin orayı terk etmiş olmsından dolayı inleyen ruhlar ölen lordun arkasından 10 Townsu tam bir korku seline bırakan bir son bir çığlık koyverdi.
evlerin camları patladı sokaklardaki kandiller söndü. çocukar artık ağlamaktan katılır hale geldiler.
sonra...
kale temellerinden sarsılmaya başladı. Azalin in kontrol ettiği üç gücü temsil eden kuleler sırayla kırılıp dökülmeye başladırlar. önce intikam sonra acı ve en sonda kaosun kulesi üstlerindeki maske şekilleri bir bir yok olarak yıkıldı.
kalenin kanayan duvarları çatladı ama yıkılmadı.üstlerindeki taze kan kurudu ve duvarlarda gezen suretler oraya kazınmış birer resimişçesine sabit kaldılar.
ruhlar huzura kavuşmuş onlara acı çektiren intikamlarını kavurup yakan ve içlerindeki entropiyi ateşleyen güç gitmişti. kaleyi ayakta tutan irade yok olmuştu.
ve çığlıklar, kalenin adını aldığı intikam yeminleri atan acı içinde kıvranan çığlıklar artık yoktu.
Diyar huzura kavuşmuştu.
Çığlıkların Kalesi sonsuza dek sessizdi.
_________________ Sonsuz gücü elinde tutanın içindeki boÅ?luktan daha büyük ne olabilir?
Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Tue Sep 28, 2004 7:31 am
Saatlerce yürüyen Hellfire, çığlıkların kalesinin yıkıntı halindeki görüntüsü karşısında dizlerinin üzerine çöktü ve onu kamçılayan umudu da yitirdi.
Azalin sonsuza kadar kaybetmişti ve geri dönüşü olmayacaktı. ne kadar insan kurban edilirse edilsin, ne kadar kan dökülürse dökülsün Azalin artık yoktu. Hellfire yıkıntıların arasına girdi ve en karanlık en dipteki dehlize Azalin'i ve uzak bir tarafa da Burock'tan arta kalanları yatırdı.
"Kaos başsız kalmayacak Azalin... Eğer sen başaramadıysan, ben başarırım..."
Hellfire kalenin yıkıntılarının arasında çıktı ve gökyüzüne yükseldi... Saçlarındaki karartı artmaya devam ediyordu.
_________________ That which doesn't kill you, makes you stronger
Only God should have this power
Kaos aniden yerin adeta bir salıncak gibi sallandığını hissetti.Sonra sarsıntı giitikçe şiddetini arttırdı ve birden bile acı,intikam ve kaos u temsil eden kuleler yok olmuştu.Artık kaos anlamıştı yeni bulup da ona bağlılığını sunamadan tanrıs diyarı terk etmişti.Daha sonra yıkıntılara doğru yürümeye başladı birden bire yıkıntılar ın içinde bir insanın gezdiğini gördü.Yanına doğru yaklaştı ve
-selam sana sawaşçı dedi
Adam kaosun büyük lüğü karşısında adeta dilni yutmuştu.
Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Wed Sep 29, 2004 2:11 pm
KAOS yıkıntıların arasından bir adam çıktığını düşündü.
"Selam sana savaşçı"...
gölgelerin arasından üç metre boyunda kara-kırmızı bir yaratık ortaya çıktı. Alnından fırlamış iki vahşi boynuzu ve incecik yüzlerce dişi vardı. Çstündeki cehennem zırhı tıngırdarken, dev kanatlarını gerdi. Gözleri öfkeyle alev almış yanmaktaydı... Kırmızı saçlarına adeta ışığı emen bir karanlık bulaşmıştı.
Yarı-iblis sırtından en az KAOS'un vücudu kadar büyük bir kılıç çekti.
Kılıç kırmızı cehennem metalinden yapılmıştı. İki tarafı da keskin olan kılıcın tam 4 tane kan oluğu vardı. Kabzasındaki kurukafanın gözleri kırmızı bir ışıkla parlarken, ağzından kara bir tütsü etrafa yayılıyordu.
Yarı-iblis Hellfire öfkesini zar zor kontrol altında tutarken pençeli elleriyle kılıcını kavramaktan parmaklarının boğumları bembeyaz olmuştu. Tanrısını kaybettiği için müthiş bir hayalkırıklığı duyan Hellfire, amaçsızca şuursuzca öldürmek ve yok etmek istiyordu. Yaratığın kendi zırhını bile titreten kalın bariton sesi adeta bir savaş borazanı gibiydi:
"Bu lanetli kaleyi terket ya da geber!"
Çç metrelik iblisin ellerindeki akıl almaz bir kötülüğün saf hali olan dev cehennemi kılıç nefretle titriyordu.
"...ve bir daha dönme..."
_________________ That which doesn't kill you, makes you stronger
Only God should have this power
Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Tue Oct 05, 2004 8:42 pm
Bir zamanlar Çığlıkların Kalesinin olduğu yerde artık yalnızca yıkıntılar vardı... Garip bir girdap eskiden Azalin isimli Tanrı'nın var olduğu derin mahzenlerden birinde karanlık bir girdap oluştu... Girdap büyüdü büyüdü...
Etrafındaki herşeyi yutan bir fırtına oluşturdu. Karanlık hızla büyürken, yer depremle sarsılmaya başladı... Kara bir nehir sel gibi akarak merkezden 5 farklı yöne doğru ilerlemeye başladı... Göklere yükselen bir hortum kara bulutları etrafına toplarken şimşekler ve gökgürültüleri dinleyenlerin kulaklarını adeta yırtarken, yer sarsıntısı garip çatlaklar oluşmasına neden oluyordu. Kara nehir bu çatlaklara dolarken adeta bir şekil oluşturuyor gibiydi...
İki kilometre yarıçapındaki kara pentagram tamamlandığında yer çökmeye başladı... Pentagramın ortasında 100 metre yarı çapında dev bir çukur açılırken havadaki kara bulutlar çukurun içerisine doğru akıyordu... Artık çakan şimşekler kırmızı bir ışık yayıyordu. Kara bulutlar adeta dünyanın karanlığı ve kötülüğü gibi yoktan varolurken millerce büyüklükteki bir alanı tamamen karanlığa boğdular...
Yerler sarsılmaya devam ederken, bu bölgeye yaklaşanlar korkunç ölüm çığlıklarını adeta zihinlerinde duydular... Kalpleri korkuyla ve kötülüğün gücü karşısında ölesiye atarken, karanlık pentagrama bu kadar uzak bir mesafeden bakmak bile dehşet içinde titremelerine neden oluyordu...
Bu korkunç manzara'ya en yakın köy olan "Dulbırakan" sakinleri korku içerisinde bütün yakın şehirlere ve kasabalara, dehşet verici oluşumla ilgili haberciler göndermişlerdi...
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.