Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: NathanielH
    Bugün: 35
    Dün: 23
    Toplam: 90364

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1422
    Üye: 1
    Toplam: 1423

    Şu An Bağlı:
    01 : usezymum

    FrpWorld.Com :: View topic - Corax Tigerheart Efsanesinin doğuşu...
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Corax Tigerheart Efsanesinin doğuşu... View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Tue Oct 07, 2003 10:08 pm Reply with quoteBack to top

    FRENZIED BERSERKER BARBARIAN CORAX TIGERHEART
    Image

    BÇLÇM 1:"Kara Umut" dünyaya gelir...

    Dünyanın en büyük insan imparatorluğu olan Korinn imparatorluğu topraklarının doğusundaki yol vermez dağlarda insan tarihine göre İsa'dan önce 22.000 yıllarında bir oğlan çocuğu dünyaya geldi...
    Annesi oğlunu doğururken tek bir çığlık bile atmamıştı... Kabilede bu doğum sessiz bir gülümseme ile karşılanacaktı çünkü Letharil'in çığlık atmaması, kabile reisi ve Yüksek şaman Ghuntar Tigerheart'ın yeni doğan oğlunun çok güçlü olacağı inancını doğururdu. Kabilede anaların bu gücünün doğumda çocuklarına da aktarıldığı inancı hakimdi...

    Normal insanoğlundan daha uzun ve büyük bebek bir süre ağladıktan sonra hemen sustu... Açık yeşil gözleriyle kafasındaki birkaç kızıl ıslak saçı seven annesinin gözlerine baktı ve ağlamayı kesti... Gururlu baba Ghuntar çocuk ağlama sesini duyduğu anda şiddetle irkildi. Kırmızı uzun saçları ağlamanın sesini silen kuzeyden esen sert bir rüzgarla savrulurken omzundaki kurt postalarını bile titredi ve göğsündeki kara deri zırhının üzerindeki kaplan desenini gözler önüne serdi. Bütün barbar kabileleri arasında en çok korkulan ve saygı gören aynı zamanda en eski kabilenin şefi, iliklerine işleyen soğuğa aldırmayarak güçlü büyük çadırdan içeri girdi ve arka perdelerden birinin arkasındaki karısının yanına gitti. Kadın bebeği mutlulukla okşuyor, bebekse sakince ona bakıyor fakat yüzünde hiç bir ifade barındırmıyordu... Sonunda sanki karşısındakini tanımış gibi bir ifadeyle mutlulukla gülmeye başladı ve tombul yanakları ve çenesindeki gamzeleri ortaya çıktı... Ghuntar karısının yanına gelip onu alnından yavaşça öptü fakat dudaklarından hiç bir kelime dökülmedi...

    Ghuntar oğlunu ellerine aldığı anda zihnine saniyelik bir karanlık çöktü fakat anında yok oldu... Ghuntar bebeği kundağını çözüp yatağa koydu ve çıplak bebeğin gözlerinin içine baktı... Bebek tanımak isteyen bir ifadeyle sakince ona bakıyordu. Saçları sakallarına karışmış ve onu annesinin sıcak ellerinden almış garip adam onu korkutmuştu fakat onda sanki yakın bir şeyler de hissediyordu. Bebeğin ifadesi ağlamakla gülmek arasında değişirken Ghuntar'ın zihni tekrar karardı...

    Karanlık ordular Korinn üzerine ilerliyordu. Başlarında muhteşem ve görkemli bir savaşçı vardı... Muhteşem güzellikte mavi-beyaz bir metalle işlenmiş ağır zırhın içerisindeki savaşçının elinde dev bir kılıç vardı... Savaşçı ordularına yürü emri verdi. Göğsünde korkunç bir kaplan sembolünün arkasında melek kanatlarına benzeyen şekiller geniş omuzları arasında açılmıştı... Sol önkoluna takılı ufak kalkanın üzerinde gairp bir sembol vardı... Aynı sembol sol gözünün üzerine de savaş boyasıyla çizilmişti... Sembol sanki sürekli değişiyordu... Bir Tanrı'ya ait olduğu belliydi ama hangi Tanrı olduğunu hiç kimse bilemezdi. Sonunda savaşçı göklere kılıcını kaldırıp dualar haykırıken açığa çıkan kudret ve üzerine yağan nurlar ve düşen yıldırımla daha da korkunç bir görünüme kavuşurken aynı Tanrı'nın sembolü güneşi saklayan kararmış gökleri de aydınlattı ve alev topları uzaktaki şehrin üzerine düşmeye başlamıştı... Savaşçı yüzündeki korkulacak derecede vahşi ifadeyle üzerine saldıran askerlerin arasına girdiği sırada Ghuntar şiddetle sarsıldı ve karanlık gözlerinden çekildiğinde bayılacak gibi oldu...
    "Sen geleceğimizin umudu olacaksın... Çok insan senin yüzünden acı çekecek ama sen acıların en büyüğünü onlar için çekeceksin. Senin adını "Kara Umut" koyuyorum... Bundan sonra adın Corax Tigerheart yeni gelen..."

    Corax karşısındaki adamın korkunç yüz ifadesinden korkup ağlamaya başlamıştı... Annesinin sıcaklığını istiyordu ve buraya dolan hava çok soğuktu... Ghuntar bebeğin ağlamasına hiç aldırmadan onu alıp çadırdan dışarı çıktı. Çlümün kendisi kadar soğuk rüzgar hiç bir insan kabilesinin yaşayamayacağı bu yükseklikte varolmayı becermiş bu barbarlar kadar sert bir şekilde esiyordu... Ghuntar oğlunu karların üzerine oturttu ve etrafından karlar alıp tüm vücudunu karla sıvazladı... Ghuntar'ın elleri çift kat eldivenine rağmen üşüyordu ve çıplak bebeğin ağlamasını beklerken tam tersiyle karşılaştı. Dudakları mosmor titreyen Corax bu korkunç fırtınada karların üzerinde etrafına bakınıyordu ve dağların üzerinden batıya baktı... Ghuntar da batıya baktı ve Korinn şehrinin ilk uzantılarını farketti.
    "Evet oğlum... Oraya gideceksin değil mi? Ve benim seni durdurabilmek için yapabileceğim hiç bir şey yok..."
    Tepedeki kara bulutlar arasında şimşekler çakıyordu fakat kar yağmayı asla kesmedi... Ghuntar dualarından bir kaçını söyleyip oğlunu dağların gücüyle kutası ve çadırın içine geri götürdü... Corax kansızlıktan zayıf düşmüş annesinin şevkatli kollarında sütünü emerken hala çadırın çıkışına bakıyordu...

    Corax her gün babası tarafından karda kutsandı ve bir daha hiç ağlamadı... Delilikle lanetlenmiş ya da kutsanmış barbar kabilesinin içinde hiç bir bebeğin ağlamasına izin verilmezdi çünkü erkek barbarların kanı çok basit şeylerden bile onları vahşete sürükleyebiliyordu. Yalnızca rüzgar kar ve yıldırımdan oluşan bu büyük kasabaki barbarlar güçlerinden ödün vermekten nefrete ettiklerinden sık sık av partilerine gider ve savaş ve avlanma yeteneklerini geliştirirlerdi. Yakınlarda yaşayan orc kabileleri barbarların inanılmaz kudreti karşısında çözüm olarak güneye göç etmeyi uygun bulmuştu fakat yollarına çıkan her türlü kötü varlığı da öc için dağlara göndermekten geri kalmamışlardı. Yine de barbarlar herhangi bir tehdit karşısında yılmadan savaşmaya devame diyorlardı... Dağın üçbin metre aşağılarındaki ikinci bir yerleşim merkezinde silah ustası barbarlar ticaret gibi meselerle ilgileniyorlardı ve Korinn imparatorluğuyla cüce toprakları arasındaki zorlu yolları aşmayı göze alabilenlere silah kalkan satıyor konaklama gibi hizmetler sağlıyorlardı. Delilikle lanetli iki metrelik barbar hancının hanında kavga çıkartığı için kafası uçurulmuş cüce sayısı yalnızca bir değildi... Hanın önünde "Kavga çıkarmak yasaktır" isimli tabelanın iki yanında bir cüce ve bir insanın kafası donmuş asılı dururdu...

    Corax 2-3 yaşına geldiğinde kabilenin yerleşim merkezinden çok uzak bir alanda arkadaşlarıyla oynayarak az biraz konuşmayı öğrendi... Kabileden uzak bir nokta seçilmesinin nedeni büyüklerin öfkesinden uzak durmaktı...
    4 yaşından sonra Corax babası ile birlikte yolculuk etmeye başlamıştı bile ve genelde babasının ona dağlarda yaşam hakkında öğrettikleriyle ilgilendi... Bir sene daha arkadaşlarıyla oyunlar oynayıp güreşmesine izin verildi sonra çocukluk dönemi artık bitmişti. 5 yaşında hayat mücadelesinde başarılı olması için gerekli güce ulaşmasını sağlayacak eğitimi başladı... Corax önce kerestelerin taşınmasında köylülere yardımcı oluyordu ve hayvan av partilerini izleyip deneyim kazanmasına izin verildi...

    6 yaşında 10 yaşındaki bir çocuk kadar büyük görünüyordu ve en az o kadar güçlüydü... Corax babası Ghuntar'ın emriyle ağaç kesmekte köylülere yardımcı olmaya başladı ve ovalarda at binmeyi öğrendi... Ticaretin arttığı yaz aylarında ise alt köyde silah yapımında ustalara yardımcı oldu ve bir süre taş ocağında çalıştı. Ghuntar oğlunun 10 yaşlarında normal bir insan kadar güçlü olmasıyla çok gurulanıyordu ve köydeki her baba oğluna Corax'ı örnek gösteriyordu. Corax'ın kendi içindeki düşünceleri ise çok karışıktı... Hayatı boyunca yaptıkları onu güçlendirmişti ama kudretini av hayvanları dışında başka insanlar üzerinde de denemek istiyordu... Oğlunun hırsına ve azmine saygı duyan Ghuntar 10 yaşından sonra Corax'ın kabilenin savaşçı eğitimde de yer almasını sağladı...

    _________________
    That which doesn't kill you, makes you stronger
    Only God should have this power
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.56 Saniye