Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: Doyle41432
    Bugün: 13
    Dün: 35
    Toplam: 90377

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1712
    Üye: 1
    Toplam: 1713

    Şu An Bağlı:
    01 : afabut

    FrpWorld.Com :: View topic - Sihir Avcısı
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Sihir Avcısı View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Arién
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Nov 28, 2004
    Posts: 63
    Location: Midkemia

    PostPosted: Mon Jul 04, 2005 3:19 pm Reply with quoteBack to top

    O avcıydıÂ? Tıpkı vahşi hayvanların avlarının peşinden gittiği gibi o da kurbanının peşinden gidiyordu. Güzel yüzünde durumdan ne kadar zevk aldığını gösteren soğuk bir gülümseme belirdi. Zavallı kurbanını takdir etmiyor da değildi haniÂ? Adam her zaman büyü karışımlarında kullanmak için nadide bitki parçalarını topladığı ve güvenliğinden emin olduğu bir yerde olmasına rağmen neredeyse ardında hiç iz bırakmıyordu. Avcı bir dizi üzerine çökerken eliyle pelerinini geriye doğru savurdu. Sabahın hafif esintisinde sallanan gür ve yeşil çimenlerin üzerine yağmış çiğ tanelerinin yer yer dökülmüş olduğu yerlere bakarak avının izini bulduÂ? Yavaşça doğrulup ağaçların arasında gölgeden gölgeye ilerlerken boynundaki taş açlıkla nabız gibi atmaya başlamıştı. Avcı beyaz çiçekli bir bitkinin önünde eğilmiş adamı görünce aniden durdu. Kurbanı varlığını hissetmiş olmalıydı ki hızla doğrulup arkasını dönerken parmak uçlarında küçük ateş topları oynaşıyordu. Bakışlarıyla ağaçların gölgelerini tarayarak Â?Kimsin sen ortaya çık!Â? diye bağırdı. Avcı büyük bir sakinlikle ağaçların arasından dışarı adımını atarken pelerinin başlığını bir eliyle geriye doğru atıp yüzünün açığa çıkmasına izin vermişti. Adamın sert ifadesi değişerek yumuşarken parmak uçlarında oynayan ateş topları hafifleyerek yok oldu ve Â?Ah! Demek sendin.. çok uzun zaman oldu seni görmeyeli. Ne kadar sessiz olabildiğini unutmuşum, Seni neredeyse kızartacaktımÂ?Â? derken ElfÂ?e hafifçe göz kırptı. Avcı adama doğru bir adım daha yaklaşırken nereden çıktığı belli olmayan hançeri hızla elinden fırlayarak adamın kalbindeki yerini bulduÂ? Büyücü yere yığılırken Avcı berrak sesiyle tüm ormanın sessizliğe bürünmesine neden olan hüzünlüÂ? hüzünlü olduğu kadarda uğursuz bir ezgi söylemeye başladıÂ?
    Adamın gözlerindeki son ışıltı kaybolmadan önceÂ? Elfin boynundaki taştan ince bir sis uzanarak ruhunu sarmalarken. İçindeki büyü gücünü emerek çalıyordu. Nihayet büyücünün gözleri donuklaştığında taştan çıkan sis gün ışığında dağılmış gibi aniden ortadan kaybolduÂ?
    Arién Â?Hayır!!Â? diye haykırarak uyandığında gün henüz yeni doğuyorduÂ? Sabahın serinliğinde hala o uğursuz ezgiyi duyuyormuşçasına ürpererek kollarını kendi etrafına doladıÂ?

    _________________
    **Amin estela ta nauva anlema**
    Back to top View user's profileSend private message
    buzyeli
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 14, 2005
    Posts: 3

    PostPosted: Mon Jul 04, 2005 3:35 pm Reply with quoteBack to top

    Buzz çığlık atarak uyandı.
    Yine aynı elf kadını görmüştü rüyasında.
    Kendini öldürüyordu, her zamanki gibi. Hançerin kalbine saplanışını hissediyordu. Sonra o taş. O uğursuz taş..
    Tüm gücünü emip çekiyordu. Sihrini emerken daha da güçleniyordu.

    Halen titriyordu. Bunu birilerine anlatması gerekliydi.
    Back to top View user's profileSend private message
    AurieL
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 01, 2005
    Posts: 13

    PostPosted: Mon Jul 04, 2005 3:47 pm Reply with quoteBack to top

    AurieL o güne de kalp çarpıntısıyla başlamıştı. Kulakları uğulduyor ve kalbi hızla atıyordu. Yattığı yerde doğrulup bir süre oturdu. Düşüncelere dalmıştı. Günlerdir olanlara anlam veremiyordu. Aslında o kara günden beri olanlar onu huzursuz ediyordu. Girdiği bir çarpışma esnasında madalyonu kopmuştu. Onun uğurlu biricik madalyonu onu terkedip gitmişti. şimdi hangi ellerde diye çok merak ediyor ve her gece onu rüyasında görüyordu. Bir kız ona doğru ilerlemekteydi her defasında madalyonu renk değiştirmeye başlıyor ve AurieL kalp çarpıntıları içinde uyanıyordu. Sinirliydi hem de hiç olmadığı kadar. Çok sevdiği bir dostu ona bu denge madalyonunu vermişti. Madalyonun ucundaki sihirli taş birşeyler ters gittiğinde onu sakinleştirip daha mantıklı düşünmesini sağlyordu. AurieL içindeki öfkeyi o taşa hapsetmişti. Ve şimdi o öfkenin başkalarına zarar vermesinden korkuyordu. Onu bulacak olanı ya da onu bulmak zorundaydı. Ama aramaya nereden başlayacaktı günlerdir bunu soruyordu kendine. Elf kızı saçlarını savurup pencereyi açtı sabahın serinliği yüzüne vurduğunda değişen hiçbir şey yoktu hala kulaklarındaki uğultu aynı şeyi tekrar ediyordu. Â?Nereden başlamalıyım?Â? AurieL kendini çıldıracak gibi hissediyordu.
    Back to top View user's profileSend private message
    arven
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 03, 2007
    Posts: 8

    PostPosted: Sun Jun 03, 2007 1:22 pm Reply with quoteBack to top

    bunu düşünmek bile yetrince kötüyken bilinmezlk içine madalyonu göndermesi aurielin çıldırması için yeterli bir sebepti... buda yetmezmiş gbi madalyon başka birinin eline geçer diyede düşünmekten kendini alamıyordu... çarpışmayı tekrar hatırlamaya çalıştı bütün ayrıntıları bütün adımları... ve kararını verdi o madolyonu bulacaktı. acele etmeliydi çnkü o madalyon herhangi birinin eline geçecek olursa... Düşünmek bile istemiyordu. eşyalarını topladı ne az nede çok bi süre yetecek kadar gerçekten gerekli olanları aldı yol uzundu ve çabuk kat edilmesi gerekiyordu fazlalıklarla uğraşamazdı evden çıktı patikaya doğru hızı adımlarla ilerlemeye başlamıştıki bir çığlık duydu
    Back to top View user's profileSend private message
    arven
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 03, 2007
    Posts: 8

    PostPosted: Sun Jun 03, 2007 4:11 pm Reply with quoteBack to top

    beklemedği bi anda gelen bu sesin olduğu yöne doğru ilerledi pirufun ormanının içinden geliyordu. teredütsüz o tarafa yöneldi bunu neden yaptığını bilmiyordu ama içinden bi ses bunu yapması gerektğini söylüyordu normalde olsa umursamaz yoluna devam ederdi ama birşey sanki onu çağırıyordu.
    yürüdü yürüdü hiç durmadan 1 gün boyunca yürüdü ormanın en karanlık en korkutucu noktasındaydı sanki. içine yersiz bir ürperti gitmişti bu duguyu ilk kez yaşıyordu bir avcı nasıl olurda böyle bir şeyi hissdebilrdi işte tem bu düşüncelere dalmışken bir anda aynı çığlığı tekrar duydu ...
    adımlarını sıklaştırdı bi süre geçmiştki
    çok acıklı ama komik sesle birinin ağladığını duydu sanki viyaklamaktaydı merakla yaklaştı ve bir cincücenin ağladıığını gördü
    Back to top View user's profileSend private message
    arven
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 03, 2007
    Posts: 8

    PostPosted: Sun Jun 03, 2007 4:21 pm Reply with quoteBack to top

    bu tuhaf bi durumdu gecenin karanlığında hoş zaten günün hangi zamanı olduğu pirufun ormaında anlaşılması zordu ama cincücelerinde ağladığı görülmüş bir şey değildi cin cücenin yanına yaklaştı ve durumu anlamaya çalıştı...

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------

    tam cincüceyle konuşacaktı ki birden buraya gelmemiş olması gerektiği aklına geldi geri döndü ve hızlı adımlarla ilerledi cincüce arkasından bağırdı '' beni burdamıı bırakacaksıın!'' diye bunu duymuş olmasına rağmen yoluna devam ediyorduki bacağına bir anda bir şey dolandı bir ağacın kökü... ağaç onu kenine çekiyordu kurtulmak istiyordu ama nafile ağaç onu tam içine almıştıkii cincücenin ağzından birkaç sihirli sözcük döküldü ve AurieL i ağacın içinden çekti... bir anda kendine gelen auriel, ağacı tek kılıç darbesiyle ikiye ayırdı! cincüceye döndü teşekkür etti tam yoluna devam ediyordu ki cincücenin ona bir orman yasasını hatırlatmasıyla geri döndü . yasaya göre oda cincüce ye bir hayat borçluydu borcunu ödeyene kadar onunla kalması gerekiyordu... orman yasalarının hükmü bağlayıcı rol üslendğinden karşı gelemezdi sonuçta avcıda olsa ormana baş kaldırmak delilik sayılıyordu...
    cincüceyle yürümeye başladılar cincüce hiç durmadan konuşuyordu önlerine çıkan bir taş hakkında bile tam 1 saat knuşmuştu... aurielin aklına cincücenin adını bilmediği geldi esasında isimlerin onun için hç birzman önemi olmamıştı ama bu kadar çok konuşan birinin neden isimlerden bahs etmedği kafasına takılmıştı...


    Yener : Mesajlarınız Birleştirilmiştir.
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 2.09 Saniye