Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: yqiqufa
    Bugün: 16
    Dün: 23
    Toplam: 90345

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1788
    Üye: 1
    Toplam: 1789

    Şu An Bağlı:
    01 : robert989

    FrpWorld.Com :: View topic - Gölgedeniz Tapınağı
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Gölgedeniz Tapınağı View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Dragonfire
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Sep 21, 2003
    Posts: 2005
    Location: Abyss

    PostPosted: Fri Jun 04, 2004 8:58 am Reply with quoteBack to top

    şaşkın bakışlarını hemen üzerinden atıp alışagelmiş sırıtışını takınan sarışın adam;" Aslında nadiren oyun arkadaşlarımın toza dönüşmesini isterim. Ben bir sanatçıyım o da sanat esrim. Ama bu mesleklerde hiç bir yerde olmadığı gibi kibire yer yok. Hediyelerinizi memnuniyetle kabul ediyorum yüce rahip."

    "şimdi bizi ne bekliyor, yeni görevimiz nedir?"

    *Talen Quicksilver

    _________________
    "What is locked can be opened; What is hidden can be found; What is yours will be mine."
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailMSN Messenger
    Palisdan
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 25, 2004
    Posts: 654
    Location: Ankara

    PostPosted: Fri Jun 04, 2004 9:39 am Reply with quoteBack to top

    Palisdan esrarlı bir gülüş takındı, "Çok eğlenceli bir tane yoldaş Talen, çok eğlenceli bir tane. Çrümcek ağlarının iplik sayısını şaşıracak, iplikler yollarını bulacak ama."

    Gülümsemesi kahkahaya dönüştü, tüm tapınak kahkahayla çınladı.

    Kendine geldiğinde Talen'e döndü, "şu anda daha senin için düşündüğüm görevin alt yapısı hazır değil ama vakti yakın. Bu sırada eğer istersen (Savaş Karargahı'ndaki) Fedailik Okulu'nu bir ziyaret et, görüşlerini duymak isterim, her ne kadar daha 'sıradışı' eğitimimiz daha başlamamış olsa da."

    _________________
    TaÅ?lar unutana dek...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Blade3
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 09, 2004
    Posts: 35
    Location: ankara

    PostPosted: Fri Jun 04, 2004 12:09 pm Reply with quoteBack to top

    Blade tapınaktan ayrıldıktan sonra gölge lordunun ona zihinsel telepati yoluyla söyledikleri aklına gelir. Lordu ona bir gün lordu için savaşacağını söylemişti bu aklına gelince tekrar tapınağa geri dönmeye karar verir. Bu hem onun gölge lorduna olan nedenini bilmediği bir vefa borcunu ödemeye hemde tapınak için fayadalı bir iş yapabilmek, lordunun adını daha yükseklere taşıyabilmek için yanıp tutuşan ruhunun ateşini bastırabilmesine yardımcı olacaktı ama bu ateşi hiç bir zaman söndüremeyeceğini biliyordu...
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteAIM AddressYahoo MessengerMSN MessengerICQ Number
    Blade3
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 09, 2004
    Posts: 35
    Location: ankara

    PostPosted: Fri Jun 04, 2004 12:24 pm Reply with quoteBack to top

    Blade tapınağa vardığında sessizce ama hızlı bir şekilde tapınağa girer ve hemen dost Palisdan'ı bulmak üzere tapınağı araştırır. Tapınağa hizmet etmeninin düşüncesi bile onu deli ediyordu elleri hızlı kan akışı yüzünden karıncalanıyor, avuç içlşeri kaşınıyordu. Sanki kendini eskisinden daha güçlü, daha bilge, daha çevik hissediyordu.bir anda değiştiğini farketti. Aklında sürekli olarak olası bir çarpışmada uygulayacağı kılıç teknikleri vardı hepsi hızlı hızlı gözünün önünden geçiyordu. Daha önce hiç bilmediği teknikler aklına geldi. Sonra da bir anda sanki bir rüyadan uyanmış gibi hissetti. Kendini Tapınağın içinde ordan oraya koştururken bir yandanda kılıçlarını arkasında sallanan sadağıyla yayını tutmaya çalışırken buldu.. Bir savaşcı olarak bunlar onun en yakın dostu hatta hayat güvencesiydi, ama artık sanki başka bir güvencesi daha vardı... c :?
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteAIM AddressYahoo MessengerMSN MessengerICQ Number
    Azalin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 26, 2003
    Posts: 1056
    Location: izmir

    PostPosted: Fri Jun 04, 2004 9:34 pm Reply with quoteBack to top

    başrahibin kafası bir anda lordunun sesi ile doldu:

    "diyarda yeni yükselen gücün merkezi belli oldu.

    10 towns un güneyinde hafif bir yükselti üstüne kurulmuş, içindeki çığlıklar nerdeyse her yerden duyulan bir kale, her yerden görülebilen bir kale... "

    _________________
    Sonsuz gücü elinde tutanın içindeki boÅ?luktan daha büyük ne olabilir?

    Tanrıların getirdiÄ?i çaresizliÄ?e tanık olun...
    Back to top View user's profileSend private message
    Palisdan
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 25, 2004
    Posts: 654
    Location: Ankara

    PostPosted: Sat Jun 05, 2004 9:27 am Reply with quoteBack to top

    "Gel elf savaşçı, içgüdülerin seni doğru yönlendiriyor. Bugün senin Fedailik eğitimine ilk adım atmanla beraber artan rütbeni vereceğiz."
    Palisdan elf savaşçının eline dokunur ve bazı güç sözcükleri ile yüzüğü görünür kılar, yüzüğün halka kısmında şu an bir kırmızı taş vardır. "Bu kırmızı taş senin ünvanını Fedai adayı olarak belirleyecek ve ilerledikçe, iyi işler yaptıkça rütben artacak. Kim bilir belki Büyük Dai bile olursun." deyip gülümsedi, gülümsemesinin tek sebebi de elfe duyduğu yakınlık değildi yeni yükselen tapınağın haberini almıştı ve bir süredir bu haberi bekliyordu.

    _________________
    TaÅ?lar unutana dek...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    feverbeast
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 14, 2004
    Posts: 158
    Location: In Hell

    PostPosted: Sat Jun 05, 2004 6:44 pm Reply with quoteBack to top

    Tapınak'tan içeri giren garip, siyah deri giysili adamın yüzünde normal olmayan bir şeyler vardı: Sanki... Daha insan yüzü değilmiş gibi. Uzun beyaz saçları, sert rüzgârla dalgalanırken, tapınağın basamaklarını kararlı adımlarla çıkıyordu.

    şu "aranan" tiplere benziyordu; her yerde kavga çıkaran tiplere. Yapılı bir vucudu olmasına ve geniş omuzlarına rağmen hastalıklı bir duruşu vardı; sanki bedeni, ruhunu taşıyamıyordu. Ama yine de insan yüzüne bakınca ürkmeden edemiyordu.

    Sonunda giriş kapısına vardığında, uzun bir yoldan geldiğini haykırırcasına soluklandı. Biraz güç topladıktan sonra içeri girdi: Kendisiyle ilgilenecek bir yüz arıyordu...

    _________________
    If youÂ?re with me, i share my house and food;
    If youÂ?re my enemy, iÂ?ll fight till last drop of my blood.
    Back to top View user's profileSend private message
    Propeth
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 05, 2004
    Posts: 4

    PostPosted: Sat Jun 05, 2004 11:32 pm Reply with quoteBack to top

    Tapınağa yaklaşan *Kahin* asasına yaslanarak yapıyı incelemeye koyuldu. Gri gözleri ile girişi ve az önce oradan girmiş olan adamı süzüyorken buldu kendisini. İçeri girmeye karar vermişti.
    Back to top View user's profileSend private messageICQ Number
    Palisdan
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 25, 2004
    Posts: 654
    Location: Ankara

    PostPosted: Mon Jun 07, 2004 9:55 am Reply with quoteBack to top

    "Selamlar" dedi karşılarındaki siyah çember sakallı ela gözlü orta boylu yarımelf, elinde gece mavisi bir lir tutuyordu, "Ben Brogel Okulundan çıkma yarımelf ozan Palisdan Baldar, Gölge Lordun Başrahibi ve Fedai Okulunda Büyük Dai." durdu sonra devam etti, "Gölge Lordunun ve onun yolundan gidenlerin basit bir hizmetkarı."
    "Hoşgeldiniz, neden biraz dinlenip bir şeyler yemiyorsunuz?"
    Elini uzattı ve baktıkları yerde üç rahat koltuk ve ortasında pek çok çeşit yemeğin -tam da sevdikleri yemeklerin- bulunduğu bir sofra duruyordu.
    "Belki de yerken biraz konuşuruz. Gölge Lordun en kutsal mabedinde, loncanın kalbindesiniz, konuşacak pek çok şey bulacağımıza eminim." gülümsedi.

    _________________
    TaÅ?lar unutana dek...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    feverbeast
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 14, 2004
    Posts: 158
    Location: In Hell

    PostPosted: Mon Jun 07, 2004 12:39 pm Reply with quoteBack to top

    Diyara yeni gelen Mordred, yarımelfin kendisine gösterdiği sofrayı görünce kendine hakim olamadı. Doğrudan masaya saldırıp ne tesadüfse en sevdiği yemek olan domuz pirzolalarını ağzına tıktı. Yağlı elleriyle tuttuğu şarap bardağı arada bir kayıyordu.

    Uzunca bir süre sonra yemeği bitti ve yaşadığı olaylar bir bir gözünün önünden geçti. Günlerdir açtı, yorgundu. Sonunda yere yığıldı...

    _________________
    If youÂ?re with me, i share my house and food;
    If youÂ?re my enemy, iÂ?ll fight till last drop of my blood.
    Back to top View user's profileSend private message
    Propeth
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 05, 2004
    Posts: 4

    PostPosted: Mon Jun 07, 2004 4:57 pm Reply with quoteBack to top

    Çnündekinin adeta "tıkınma"sını izledikten sonra yarım elfe yaklıştı ağrı adımlarla. "Buraya yemek yemeye yada sadaka almaya gelmedim. Buraya kendi kendime görev edindiğim uyarıyı vermeye geldim.
    Sen rahip, gölgenin ezeli takipçisi! Sana uyarını veriyorum, zaman lehine değil alehine işleyecek. Sözlerimi iyi tart ve oyunlarını ona göre oyna."

    Yaşlı adam geldiği gibi asasına yaslanarak ağır adımlarla diğerlerini umursamadan merdivenlere yöneldid.

    _________________
    I shall propechy you, your life.
    Back to top View user's profileSend private messageICQ Number
    feverbeast
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 14, 2004
    Posts: 158
    Location: In Hell

    PostPosted: Mon Jun 07, 2004 5:38 pm Reply with quoteBack to top

    Ayıldığında ne yaptığını hatırlayan hırsız, umursamaz bir şekilde ayağa kalktı. Kulağına gelen belli belirsiz uyarıyı dikkatle hatırlamaya çalıştı. Bir anlam veremediğindeyse boşverip koltuğa oturdu.

    "Gölge Lord" hakkında bilgi istiyordu. "Bana Lordunuzu anlatın," dedi yarımelfe.

    _________________
    If youÂ?re with me, i share my house and food;
    If youÂ?re my enemy, iÂ?ll fight till last drop of my blood.
    Back to top View user's profileSend private message
    Palisdan
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 25, 2004
    Posts: 654
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Jun 10, 2004 6:56 am Reply with quoteBack to top

    Palisdan kahine döndü, hüzünlü bakıyordu, "Biliyorum biliyorum. Zamanımın sonuna yaklaştığının farkındayım fakat sen de bu uyarının tapınağı değil sadece beni ilgilendirdiğini söyledin sonuçta. Ben zamanımı sonlandırdıktan sonra tapınak var olacak, sadece benim yerime başkası geçmiş olacak. Bilge tavsiyen için sağol. Bu arada ben sadece size saygımı ve iyi niyetimi göstermeye çalıştım, sizi dilenci olarak görüp sadaka verme niyetinde değildim. İsterseniz bunu görebilirsiniz sonuçta. Sizi her zaman bekliyorum kahin. Yeni uyarılar için veya bu sefer dostluğunuz için."

    _________________
    TaÅ?lar unutana dek...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Palisdan
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 25, 2004
    Posts: 654
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Jun 10, 2004 7:03 am Reply with quoteBack to top

    Palisdan vaktiyle yaptığı bir konuşmayı hatırladı, "Gölge Lordun felsefesini elimden geldiğince anlatmayı denerim."

    İlerideki sade bir tahta masanın yanına gitti ve üzerinde duran iki elmayı aldı, her birini bir elinde tutuyordu.

    Â?İki elma. Genel deyişle birisi ilüzyon birisi gerçek. şimdi iseÂ?ilüzyonÂ? ve Â?gerçekÂ? kelimelerinin anlamlarını sorgulayalım.Â?

    Elmalardan birisini havaya kaldırır, Â?Bu elmanın gerçek olduğunu düşünmemizin sebebi nedir? Dokunduğumuzda hissederiz, sıcaklığını duyumsarız, varlığını görürüz, kokusunu ve tadını alırız. O zaman şuna bak ve bana neden gerçek olmadığını söyle.Â? dedikten sonra aşağıda tuttuğu yani ilüzyon diye bahsettiği elmayı fırlattı.

    Aldı, elinde tartıp kokladıktan sonra ısırdı. Soran gözlerle PalisdanÂ?a bakıyordu. Palisdan gülümsedi, Â?Gözlerinde şüphe görüyorum. Sana gerçek elmayı verdiğimi, ilüzyon üzerine bu şekilde bir sınamada bulunduğumu düşünüyorsun. Fakat beylik deyişle ilüzyon denen şey elinde tuttuğuna verilen ad. Yani bir oyun değil bu.Â?

    Bir nefes aldıktan sonra devam etti, Â?Elinde tuttuğunun gerçek olduğunu düşünüyorsun çünkü dünyayla senin arandaki tek iletişim aracı olan duyuların sana öyle söylüyor. Belki onlara inanmalısın, belki de inanmamalısın, bu sorunun cevabını zamanla öğreneceksin.Â? gülümsedi, Â?Ya da öğrendiğini sanacaksın.Â?

    Â?O elma gerçektiÂ? dedi Palisdan ve gelecek olan itirazı eliyle durdurup lafına devam etti, Â?O elma gerçekti, çünkü gerçek görecelidir. Bir şeyin gerçek olduğundan bahsetmeden önce Â?kime göre gerçekÂ? sorusunu sormalıyız. O elma gerçekti çünkü sen onun gerçek olduğuna inanıyordun. O elma sana göre gerçekti.Â?

    Â?Peki elmanın sana veya bana göre gerçekliği ne demek? Herkes aslında var olanı farklı algılar ve yorumlar demek. Sana göre sen elinde büyük, kırmızı bir elma tutuyorsun. Sana göre gerçek bu. Ben ise senin elindeki elmayı küçük algılıyorum, çünkü uzaktan bakıyorum. Bana göre sen küçük bir elma tutuyorsun. Bu da benim gerçekliğim. Hangisinin mutlak gerçek olduğuna hükmetmenin bir yolunu görüyor musun? Elmaya ne kadar uzaktan bakılırsa gerçek boyutunda görüleceği mutlak gerçek şekilde saptanabilir mi? Renkleri seçemeyen birine göre gri bir elma tutuyorsundur. Kör olan birisi içinse siyah dışındaki renkler tamamen yalandan ibarettir. Böyle biri eliyle yokladıktan sonra senin büyük siyah bir elma tuttuğunu söylerse kendine göre kesin doğru bir ifade kullanıyordur, fakat sana göre bu ifade yalandır. Senin sözünse ona göre yalan, yani aslında senin de göreceğin gibi hayatımızın her anında söylediğimiz her sözcükte yalan söylüyoruz, fakat bu yalanlar aynı derecede doğru. İkinizin de uzlaştığı bir nokta vardır, o da elmanın varolduğu. Çevresiyle olan iletişimini sağlayan duyularını yitirmiş birisine göre de o ifade yalandır, elma yoktur.Â?

    Â?Daha farklı bir örnekle yaklaşalım konuya. Elma belki diyar içinde gerçekliğiyle oynanabilecek kadar küçük bir varlık diye düşünmüş olabilirsin. Her ne kadar bir varlığın zaten anlamsız olan boyutu onun gerçekliğiyle oynamada bir fark yaratmayacak olsa da. Ve gene bir şeyin Â?gerçekliğiyle oynamakÂ? kelimesi aslında pek yanlış ve varolmayan bir eylemi ifade ediyor olsa da.Â?

    Durdu, konudan saptığını fark edip örneğe dönmeye karar verdi, Â?Büyük bir örnek vereceğiz dedik. Â?Güneş doğudan doğarÂ? ifadesini ele alalım. İlk bakışta ne kadar da mutlak gerçekliğe benziyor. Bana göre veya sana göre gerçek, kişi yeryüzünde nerde olursa olsun da gerçek. Sanki gerçekliği hiç bozulmuyor gibi. Fakat gerçekten aslında o kadar uzak ki. Eğer ki seni tamamen bizim dilimizi konuşan fakat Â?batıÂ? ve Â?doğuÂ? kelimelerini yerini değiştirerek kullanan insanların bulunduğu bir ülkeye götürseydim sen Â?Güneş doğudan doğarÂ? dediğinde diğerleri senin yalan söylediğini düşünecekti ve gerçekten de onlara göre yalan söylüyor olacaktı. Bu basit yaklaşımı da dilin gerçeklik ve yalanlar üzerindeki önemini belirtmek için söyledim. Eğer benim var olamayacağını iddia ettiğim mutlak gerçeklik eğer var olsaydı bile kavramları ifade etmede inanılmaz derecede kısıtlı, yetersiz hatta yanlış olan dilimiz bu gerçekliği olduğu şekilde ifade edemeyecek gene de yanlış yapacaktı. Kaldı ki bu ifade bir dil hatasından da öte hatalar içeriyor. Doğu nedir batı nedir? Neye göre saptanır, varsayalım ki pusulaya göre saptadın. Eğer seni astral düzleme götürseydim hala Â?Güneş doğudan doğarÂ? ifadesi sana göre doğru olacak mıydı? şüphesiz ki hayır. Demek ki bu da bir yanılgıdan ibaret.Â?

    Â?Bu durumda mutlak gerçek olan hiçbir şey yoktur. Yani tüm varlıklar için geçerli olan bir gerçeklik yoktur.Â?

    Â?Mutlak gerçek yoktur ama gerçek vardır ve görecelidir. Gerçeğin ölçüsü de bu gerçekleri ifade edebilecek zekaya sahip varlıklardır. Gerçek, yani her şey. Her şeyin ölçüsü akıllı varlıklardır.Â?

    Â?Kainat mükemmel bir yanılsamadan ibarettir.Â?

    Â?Peki nasıl oluyor da ben, söylediğim her şeyin kelimesi kelimesine yanlış olabileceğini bildiğim halde pek çok şey hakkında doğru veya yanlış diye yargıya varabiliyorum? Çncelikle şunu sormam lazım, evrenin gerçeklerinin gerçeklik veya yanlışlık düzeyi benim kullandığım ifadelerle değişir mi? Hem evet hem hayır, bana göre değişir ama diğerlerine göre aynı kalır. Bu durumda madem nasıl sözcük kullandığımız bir şeyi değiştirmeyecek, işimize gelen ve uygun gördüğümüz ifadeyi kullanmamız oldukça yeterli olacaktır. Nasıl olsa karşıdaki bu sözü duyan kişi kendi eleğinden geçirdikten sonra neyin kendisine göre yanlış veya doğru olduğunun seçimini yapma şansına sahip kalacaktır. Gerçekliğin var olmadığının bilincine sahip olmak yeterli, onu hayatın her alanında kendimizi kısıtlayacak şekilde kullanmamız herhangi bir yarar getirmeyeceğine göre hayatımızda alabildiğine pratik düşünmeli ve kararlarımızı öyle almalıyız.Â?

    Â?Madem hayatımızı alabildiğine pratik yaşamalıyız ve davranışlarımız genel anlamda gerçekliği değiştirmeyecek neden burada gerçeğin gerçek olup olmadığını tartışıyoruz? Aslında tam da bunun günlük hayatta kullanımları olduğu için ve daha da fazlası. Diğerleri için bir şeyin gerçekliğini değiştiremeyiz ama kendimiz için değiştirebiliriz.Â?

    Palisdan ilerdeki şöminenin yanına gitti, ateşin içine elini daldırıp içerden kor bir kömür aldı ve çıkartıp geri getirdi.

    Â?Senin gerçekliğin bir insanın o şömineden eli yanmadan kor bir kömür alamamasını gerektiriyordu ve bu senin için doğruydu da. Fakat bir insan kendi gerçekliğine en ufak bir şüphe bile duymadan inanırsa kendi gerçekliğini ve dünyasını yaratmış olur. Hiçbir şey gerçek değilse her şey serbest demektir. İraden ve kendini bu gerçekliklere en ufak tereddüt yaşamadan inandırabilmen önemli. Ben ateşin zararsız bir ilüzyondan başka bir şey olmadığını gördüğüm için şu anda senin benim için imkansız gördüğün şeyi yaptım.Â? Elinin içini gösterir, yara, yanık izi yoktur, Â?Ve bu gerçeklik elimin yanmamasını gerektiriyordu, yanmadı da.Â?

    Â?Sen de aynısını yapmayı dene, ne düşüneceğini biliyor olman lazım. Benimle aynı şekilde düşünmen gerekmiyor. Gölge Lord seni koruduğu sürece ateşin seni yakamayacağını da düşünebilirsin, ateş seni yakmaz. Ancak ve ancak kendini buna tam anlamıyla hiç şüpheye yer kalmayacak şekilde inandırabilirsen.Â?

    Â?Ve bunu yapmayı denerken bugünkü konuşmamızı özümsemeni sağlayacak birkaç soru soracağım. Bunların cevabını bana sesli şekilde söylemek zorunda değilsin ama söylemeni tercih ederim, cevaplarını tartışabiliriz o zaman.Â?

    Â?Birinci sorum: Eğer bir gün için güneşi doğudan değil de batıdan doğduracak bir ilüzyon yaratsaydım, bunun her gün güneşin doğudan doğduğu gerçekliğiyle ne farkı olurdu?Â?

    Sonra Palisdan kendi içinden dışarı bir adım attı ve kendisiyle aynı bir ilüzyonu oluştu. Â?Evet tüm duyularımızın söylediği üzere bu PalisdanÂ? dedi ilüzyonu göstererek, Â?Yani bizim için bu Palisdan gerçekÂ? Sonra bir Palisdan diğerine hançeri sapladı ve kalbini söküp dışarı çıkardı ve elfin ayaklarının dibine attı, Â?Kalbin veya yerde yatan cesedin gerçekliği yapabildiğin tüm yöntemlerle sınamakta serbestsin, onun gerçek olduğundan başka bir şey göremeyeceksin. Bu durumda Palisdan öldü mü? Palisdan öldüyse ben nasıl burada yaşıyorum? Hangimiz gerçeğiz ve burada hem gerçeklik hem yalan birbiriyle çakıştı mı?Â?

    _________________
    TaÅ?lar unutana dek...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    majenta
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 06, 2004
    Posts: 633

    PostPosted: Thu Jun 10, 2004 3:49 pm Reply with quoteBack to top

    Tapınağın içine girdi sessizce ve başrahibin karşısına yürüdü."Galiba konuşması gereken bir anlaşma vardı." dedi ve beklemeye başladı.

    _________________
    Sıkıntılarla dolu hayat, yer kalmıyor yaÅ?amaya.
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.59 Saniye