Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Mon Mar 21, 2005 3:22 pm
Minatorun etrafı sarılmıştı ve kendini savunması artık çok zordu. Cervantes kan içerisindeki yaratığa ölümcül darbeyi indirmeyi umarak hazırlandı. "Açacağım yara diyarı kasıp kavuran karanlığı dağıtan ışık olsun..." diye kendi kendine Tanrı'sına dua etti...
"Yüzleş benimle yaratık! Canını almaya geldim!"
Cervantes yaratığın gırtlağını hedefleyerek çift eliyle tuttuğu kılıcı minatorun kafasını uçurmak için aşağıdan yukarı savurmaya hazırlandı *called shot: boyun bölgesi* ve kılıç bir kez yukarıya çıktığı anda yaratığı karnından yere mıhlamak için bu kez aşağı doğru kılıcını saplamaya çalışacaktı.
_________________ That which doesn't kill you, makes you stronger
Only God should have this power
Joined: Apr 15, 2004
Posts: 398
Location: Ýthaca, ABD
Posted:
Mon Mar 21, 2005 8:14 pm
"Demek ejderhayla anlaşma yapan adi sendin, eh pek de beklediğin gibi davranmadı bize, yoksa seni güvenilir biri olarak görmedi mi acaba??" diye cevap verdi yüzünde bir gülümseme ama içinde bir endişeyle. Bu şövalyede içini ekşiten bir şey vardı, kanını soğutan, gülümsemesiyle içini ürperten..
Vilthas atından çevik bir hamleyle indi ve karşısındaki yabancının ona doğru ilerlediğini göz ardı ederek büyüsünü yapmaya başladı.. "Estarogath olelos enolu et monulemos.... Lefebicz visagith mone sith etatih......." diye başladı kanının ılık bir bade gibi damarlarında süzüldüğünü hissettiği sırada.. Kollarını göğsüne yerleştirdi ve gözlerini tamamen kapadı, ardından kollarını hızlıca iki yana açtı, ruhunun sayısız kopyasının sağa sola dağıldığını hissedebiliyordu kapalı gözleriyle... Bir anlığına zihninde bir görüntü oluştu, kendi görüntüsünün kopyaları etrafını kaplıyordu.. Etrafında dalgalanan enerji halkasına sımsıkı yapıştı ve son sözleri söyledi..
"Gerçekle yalanı ayırt et ve bu yargıcın hükmüne tanık ol...."
Aramil atının arkasından ilkyardım malzemelerini getirmek üzere harekete geçmişti.Tylgoras ise bu sırada kervanın bulunduğu bölgeye gitmişti.İnsanlar korku içersindeydi.Lord Dragonfire ın karargahından geldiklerinden bu yana başları hiç kurtulmamıştı beladan.Birbirlerine yanaşmış veetrafı huzursuzca izlemek dışında yapabilecekleri birşey yok gibiydi.
"Thorgoriath şövalyelerinin koruması altındasınız kervan müdavimleri.saldırıyı şimdilik başarı ile atlattık sayılır fakat bu yol eskisinden çok daha tehlikeli göründüğü kadarıyla.
Yine de...
Kanımızın son damlası toprağa düşene kadar sizi korumaya devam edeceğiz.Güven ,yanında gücü de getirir.bize güvenin.güçlü olmaya çalışın."
Tylgoras bu sözleri söylerken uzakyol kumandanı Arkaine diğer askerlere emirler vermekteydi.
"Shanebell ,Herithias..." şu tepeliği takibe alın.kervanı ileride ne gibi tehlikelerin bekleyeceğini hiç bilemiyoruz.öncü güç olarak bizi önden kontrol edeceksiniz."
İki savaşçı olumlu anlamda başlarını salladıktan sonra atlarınabinerek ilerideki tepeliğedoğru yol almaya başladılar.
Arkaine kıvrılmış saçlarını geriye attı.ilerisinde yerde durmakta ola miğferine uzandı.başına sertçe geçirdi.Bu sırada Cervantes i izlemekteydi.
Evet ...O büyük bir savaşçıydı...
Aramil ise ilkyardım malzemeleri isteği üzerine Cervantes e getirmişti...
"Komutanım!" dedi sert ve saygı dolu bir tonla.malzemeleri ona doğru uzatmıştı.yardıma ihtiyacı olurmu diye beklemekteydi Cervantes in yanında..."
Ve ilerde artmakta olan toz bulutlarıyla beraber artan sirküle rüzgarlar ciddi biçimde dikkat çekmeye başlamıştı...
RP DIşI NOT:BİRAZ İLGİ...BİRAZ İLGİ...
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülükleri site yönetimindedir
Reltar atının yanına doğru gitti.Kanaması kesilmişti.Ama tehlike her yerde her an olabilirdi.Ne yapacağını bilmiyordu.Zaten kamp yeri hala hareketliydi.2 atlının ileri doğru gittiğini gördü.Kendisi ne yapacaktı şimdi?
şu an yatıp dinlenemezdi.Bu olmazdı.Burada yabancıydı ve kimseyi tanımıyordu.Hiç bir şey yapamazdı.En iyisi bu kamp yerinde tanıdığı tek kişinin,Cervantes in-adını askerlerden öğrenmişti- yanına gitmekti.En azından ne yapması hakkında bir bilgi verebilirdi.en azından etrafta boş durmaktan daha iyi olurdu.
Hızla savaşçının yanına doğru seğirdi.Minatouru karşılayan cesur savaşçı cervantes in yanındaydı.Belli bir mesafede durarak onların konuşmasının bitmesini bekledi...
_________________ Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
NOT: Harbormm son aldığın darbe ile yere düşmüştün.iğstersen baltanı yerde fırlatabilirsin tabi ama mesajını düzenlemeni öneririm.şimdi insiyatif Vilthas ta diyebiliriz.Arkaine ise gelmek üzere.diğerleri ise yolda...
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülükleri site yönetimindedir
Harbormm acıdan yere düşmüştü..Tüm bedeni acı içinde kıvranıyordu..
Adam ayağını sağ omuzuna bastırıyordu..
Aldığı darbeler ile acılar içinde kıvrılan tapınak koruyucusu hiçbir tepki göstermeden bekledi...
_________________ -I grow tired of shouting battle cries when fighting this mage. Boo will finish his eyeballs once and for all, so he does not rise again! Evil, meet my sword! SWORD, MEET EVÄ°L!!
Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Mon Apr 11, 2005 6:41 am
Eldarin wrote:
Zatara ileriden kendilerine doğru gelen 5 savaşçıytı farketti.Teki çıplaktı ve at üzerindeydi.diğer 4 ü zırhlıydı (biri en önde,atlı ve çok daha soylu bir görünümü var).
Cervantes için ise yeni bir savaş başlıyordu.Olan biten anlayabileceğinin ötesine geçmişti neredeyse.Yüzünün sağ kısmı sapsarıydı, sol kısmı ise terden ve kirden kararmıştı.Göğsü ise sargılarla sarmalanmıştı.Yine kirli gömleği birçok yerinden yırtılmıştı ve sert rüzgarla beraber dalgalanmaktaydı.Reltar ın yüzünde ise çok daha sert bir ifade vardı...
şovalye tepenin üstüne geldiğinde karşılaştığı manzara büyükçe bir adamın üstüne basan bir şovalye görmüştü. Adamın kılıcı vardı ve slahları çekiliydi. Atının üzerinde dengesini sağladı, fakat mükemmel bir binici olmadığı için serinkanlı ve dikkatli olmaya çalışırdı. Yayı elinde atının üzerinde yatarken, sadağından bir ok alıp yayının kirişine sürdü. şovalye henüz nişan almamıştı çünkü gelişen olayları bir bakışta anlaması mümkün değildi.
Atıyla adama yaklaşmaya devam etti böylece yakından olayı daha iyi değerlendirebilirdi.
Yerdeki figürün üzerine basan adamın soylu bir görünümü vardı fakat düşmanının üzerine basması saygılı bir davranış değildi. Yine de savaş, öfkeyle kavrulan insanlara bazen saygısızlık yaptırabilirdi. Adamın bir şeyler söylediğini fark etti ama bu mesafeden duyamıyordu. Atıyla yaklaşırken şovalye adama seslendi:
"Hey Yolcu! Kimsin? Neden o adamın canına kastedersin?"
_________________ That which doesn't kill you, makes you stronger
Only God should have this power
Reltar koşarken soluk soluğa kalmıştı.Yarası onu koşarken baya zorlamıştı.Ama hiç duraksamadan teklemeden tepeyi çıkmıştı.Hemen yanında Cervantes te yetişmişti.Reltar atına binmediği için bir an pişmanlık duydu.O zaman daha çabuk gelebilirdi buraya.Ama bunları kafasından atı.Hızlı bir şekilde ilerleyerek kılıcını çekip herşeye hazırlıklı olarak bekledi.İlerideki insanları çok geç fark etmişti.Bir anda cervantesin sesini duydu.İşte o an önünde gördüğü kişinin ayakları altında birinin olduğunu anlamıştı...
_________________ Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliÄ?ini ölçmek ve kendini o boÅ?luÄ?a bırakmaktır.
Harbormm yerden biraz kafasını kaldırdı ve atla ilerleyen birini gördü..
İlk başta tam olarak göremedi yüzünü ama daha fazla yaklaşınca atlının Cervantes olduğunu gördü..Onu ilk kez kasabada görmüştü ve sonra Cervantes oradan ayrılmıştı..
"Cervantes!"
Vücuduna aldığı kılıç darbeleriyle her yeri kanlar içinde olan dwarfın sesi acıdan tiz ve boğuk olarak çıkmıştı..Demek ki kervan yakınımızda olmalı diye düşündü..
Çzerindeki adamdan kurtulmak için debelenmeye çalıştı şovalye..
_________________ -I grow tired of shouting battle cries when fighting this mage. Boo will finish his eyeballs once and for all, so he does not rise again! Evil, meet my sword! SWORD, MEET EVÄ°L!!
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.