Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: WilliamLin
    Bugün: 20
    Dün: 23
    Toplam: 90349

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1730
    Üye: 0
    Toplam: 1730

    FrpWorld.Com :: View topic - KARAKTERLER ÇZERİNE SÇYLEşİLER
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     KARAKTERLER ÇZERİNE SÇYLEşİLER View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Wed Jan 12, 2005 12:21 pm Reply with quoteBack to top

    THLYROTEL Mİ YOKSA MALHEVİAN MI?


    Merhaba arkadaşlar! Aranızda bilenlerin olduğu kadar, bilmeyenler de vardır haftasonları Vampire The Masquerade oynadığımı. Oyunu Erdinç, yani Thlyrotel arkadaşımız yönetiyor. Ve bir oyun sonrasında onunla röportaj yapmak istediğimi söyledim, memnuniyetle kabul etti o da; fakat o an için zamanı olmadığını anlattı ve ertesi gün için randevulaşarak az sonra okuyacağınız röportaj gerçekleşti.

    Buradan tekrar teşekkür ediyorum.


    Daeya: İyi günler Erdinç Bey. Sizinle eğer kabul ederseniz FrpWorld Postası için bir röportaj yapmak istiyorum.

    Thlyrotel: Tabi. Memnuniyetle.

    Daeya: O zaman bildiğiniz bir yer varsa oraya gidip röportajımıza başlayalım.

    Thlyrotel: Tabi. Eğer açsanız hem karnımızı doyurup hem de röportaja başlayabiliriz. Daha sonra da sahile ineriz.

    Daeya: Çok iyi…

    Siparişler verilir. Ve röportaj için son hazırlıklar yapılır…

    Daeya: Evet önce Malhevian karakteriyle başlamak istiyorum. Nasıl bir karakter bu?

    Thlyrotel: Malhevian denen ağabeyimiz haliyle şeytan kanı bulundurmasından dolayı… muamelesi görüyor. Fırlama muamelesi. Normalüstü gücü sayesinde Orklar arasında yer edinebilmiş. Kesinlikle güç delisi… Her şeyin en doğrusunun kendisinin bildiğini sanıyor.

    Daeya: Ukala mı yani?

    Thlyrotel: Evet. Humanoidleri küçümser. Çok zeki ve her şeyi bildiğini zanneden cahil türünden…

    Daeya: Neden Malhevian’ı oluşturdun peki?

    Thlyrotel: En başta amacım Powerplay yapmaktı ama sonradan vazgeçtim.

    Daeya: Neden vazgeçtin?

    Thlyrotel: Thlyrotel’in ölmesine sinirlenmiştim ama sonradan geçti.

    Daeya: şu Thlyrotel karakterini bir de sen anlat bize ki arkadaşlarımızın kafalarında soru işaretleri kalmasın.

    Thlyrotel: Vallaha bildiğimiz Elf ve insanların yanında yetişmiş. Ama onu yetiştiren; karısını kaybetmiş, çirkin bir adam. Bir gün bu adam Thlyrotel’i ahıra çağırıyor ve buna tecavüz ediyor. Bu olay üstüne Elf ormana kaçıyor. Bu olayı unutup tamamen ikinci bir kişilik oluşturuyor. Zaten o ikinci karakterin adı Thlyrotel. Sonra bunu ormanda özel bir klan buluyor. Bu klanda özel bir eğitimle yetiştiriliyor. Sonuçta da keskin bir nişancı olup çıkıyor, yani nişancılık eğitimi alıyor. İşte o yüzden vücudu dövmelerle kaplı kamuflaj için.

    Daeya: Ne tarz dövmeler bunlar?

    Thlyrotel: Çzel dövmeler ağaç, kuş resimleri. Eski Elf Rünleri. Hepsi yeşil ve yeşilin alt, üst tonları... Zavallımız savaşamadan öldü tabi o başka.

    Daeya: Gerçekten hiçbir savaşa girmedi mi?

    Thlyrotel: Girdi ama kendini savunma fırsatı bulamadan öldü. Zaten o fırsatı bulsaydı kim sağ kalırdı görürdük.

    Daeya: Neyse o günlere dönmeyelim. Peki, bu Malhevian karakteri Erdinç’ten bir parça taşıyor mu?

    Thlyrotel: Hayır.

    Daeya: Hiç mi?

    Thlyrotel: Bir düşüneyim. Hmmm. Belki zeki olması olabilir.

    Daeya: Çok da mütevazısin…

    Thlyrotel: Artık sahile gitsek mi?

    Daeya: Tabi

    Çarşıdan sahile gidilir ve boş bir banka denize sıfır manzarayla röportaja devam edilir.

    Daeya: Aldığımız duyumlara göre Lord Oren ile Kentaky’nin gizli bir planları olduğu ve büyük bir saldırının gerçekleşeceği söyleniyor. Bu konuyla ilgili bir bilgin var mı?

    Thlyrotel: Vallaha hiçbir bilgim yok. Hatta şu an senden duyuyorum.

    Daeya: Raistlin’in sonu gelecekmiş.

    Thlyrotel: Sıkar o biraz…

    Daeya: Peki bu Malhevian ağabeyimiz Reda’dan hoşlanıyor mu? Bir aşk doğabilir mi?

    Thlyrotel: Bir kere bizim eleman yarı şeytan olduğu için, Reda da insan olduğu için onu küçük görüyor. Reda’yı bir et parçası olarak görüyor. Ve ancak kendi ihtiyaçlarını karşılamak için yaklaşır ona.

    Daeya: Peki insan olmayan bir karaktere karşı bir aşk olabilir mi?

    Thlyrotel: Tabi. Ama bu aşk diğer aşklar gibi olmaz. Yani kendini onun için feda etmez. Malhevian’ın aşkı güce olan aşkıdır.

    Daeya: Peki Malhevian Drow dişisi Shi’el’Elesia ve soytarı hakkında ne düşünüyor?

    Thlyrotel: İkisi de cılız et ama soytarı da özel bir yan var, ondaki deliliğin zekâsı.

    Daeya: Peki bu soytarıda ki zekâ Malhevian’ın zekâsıyla kıyaslanırsa nasıl bir zekâ olur soytarının zekâsı?

    Thlyrotel: Malhevian çok zeki, soytarı da öyle, sayısal değerleri tam olarak bilemiyorum ama tahminimce eşit zekâlara sahipler.

    Daeya: Peki ya Shi’el’elesia ile Reda’nın zekâsı? Onların rolü nedir?

    Thlyrotel: Onlar Malhevian için bir şey ifade etmiyorlar. Çünkü ikisi de dişi. Onlar zayıfında zayıfları arada zevk verebilecek et parçaları.

    Daeya: Ama yuvayı dişi kuşlar yapar?

    Thlyrotel: Ve yuvada kalmalı Malhevian için.

    Thlyrotel: Çff ayakkabılara bak!

    Daeya: ?

    Thlyrotel: Onlara değil. şunlara… Bir de gelip yan bankımıza oturdular…

    Daeya: Aman boş ver onlar da bizim için aynı şeyleri diyorlardır…

    Daeya: Pekii Thlyrotel mi yoksa Malhevian mı?

    Thlyrotel: Thlyrotel derim.

    Daeya: Neden?

    Thlyrotel: Daha karizmatik de ondan...

    Daeya: Ah pardon! Ben bunu nasıl düşünemedim?

    Daeya: Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim. şimdi benim Aydın’a gitmem lazım yoksa otobüsü kaçırıp geç kalacağım.

    Thlyrotel: Rica ederim. O zaman kalkalım ben de seni servisin geldiği yere bırakayım.

    Daeya: Ah çok teşekkür ederim.

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:14 pm; edited 3 times in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Sun Jan 16, 2005 1:12 pm Reply with quoteBack to top

    BİR BARBARIN CESARET DOLU PLANLARI


    Daeya: Selam Kentaky ne haber?

    Kentaky: Sağ ol senden ne haber?

    Daeya: Teşekkür ederim.

    Daeya: Seninle FrpWorld Postası için bir röportaj yapabilir miyim? Söyleşi desek daha doğru olur.

    Kentaky: Tabi Memnuniyetle.

    Daeya: Çncelikle bu teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.

    Kentaky: Çnemli değil. Teklif ettiğin için ben teşekkür ederim.

    Daeya: Çncelikle sitede hangi karakterleri oynatıyorsun? Benim bildiğim Direniş adlı bi
    rp'de Falcon adında bir karakteri oynattığını biliyorum o kadar.

    Kentaky: Evet Falcon insan bir savaşçı. Bunun dışında aside düşerek ölen bir karakterim var; Tudor. Bir barbardı. Bağımsız olarak oynattığım bir karakter daha var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. O da profesyonel bir hırsız olan Suar'dır.

    Daeya: Hmm bu Suar hangi rp'de geçiyor ve hangi forumda?

    Kentaky: Dagoth Ur'da Morrowind rp'si. Hırsız Loncasında.

    Daeya: Peki. Biraz Falcon karakterinden söz et bize.

    Kentaky: Falcon, Kalamar'da doğup büyüyen bir savaşçıdır. şehrine belirli aralıklarla
    yapılan yaratık saldırılarının birinde ailesini kaybetti. şimdi ise intikam için yaşıyor.

    Daeya: Falcon'un özellikleri neler peki? Belirli bir niteliği var mı?

    Kentaky: Savaşmak. Amacı uğruna ölümü göze alan bir savaşçıdan bahsediyorum. Herhalde en belirgin özelliği budur.

    Daeya: Karakteristik ve fiziksel özellikleri peki? Mesela zekâsı?

    Kentaky: Çok zeki olduğunu söylemek yanlış olur. Yeri geldiğinde nasıl konuşacağını bilse de süper zeka olduğu söylenemez.

    Daeya: Peki Suar karakteri nasıl?

    Kentaky: Suar belki de canlandırmaktan en çok hoşlandığım karakter. Bir hırsız. Hem de oldukça profesyonel bir hırsız. Karakteristik özelliklerin gelince; duygusal biri, her gittiği diyarda birine âşık oluyor. Biraz saf. Daha doğrusu söylenenlere çabuk inanan bir karaktere sahip ama dediğim gibi, tüm bunların dışında Suar'ın en belirgin özelliği; işini çok iyi yapan bir hırsız oması.

    Daeya: Peki bu Falcon ve Suar'ın aşkları var mı?

    Kentaky: Falcon küçükken ufak tefek kaçamaklar yapmıştı. Fakat genç ve yetişkin olduğu dönemlerde hiç âşık olmadı. Suar ise tam bir şıpsevdi.

    Daeya: Peki bu şıpsevdilik Suar'ın başına dert olmuyor mu?

    Kentaky: Hayır aksine bayan arkadaşları ondan oldukça memnun. Daha öncede söylediğim gibi Suar oldukça duygusal ve romantik bir yapıya sahip. Bu da bayanları çekiyor haliyle.

    Daeya: İlginç...

    Kentaky: Tabi bu bayan arkadaşların tamamı farklı diyarlarda. Yani gittiği her yerde bir sevgili bulmayı başarıyor Suar. Yanlış anlaşılma olmasın; bayan arkadaşları hep bir arada değil. Hepsi farklı diyarlarda…

    Daeya: Ah tamam şimdi oldu.

    Daeya: Peki, şıpsevdi ne demek;? Ne anlam taşıyor senin için?

    Kentaky: Benim için mi suar içn mi?

    Daeya: Fark etmez ikisi içinde olsun seni mi kıracağım?

    Kentaky: Peki o zaman şıpsevdi olayını ikimiz için ayrı ayrı anlatacağım. Bence; şıpsevdi gördüğü her güzel bayana âşık olan tiplerdir. Suar'a göre şıpsevdi ise; gördüğü her kıza âşık olan değil de, gerçekten de gönül verdiği, romantikliği sonuna kadar yaşayabileceği ilişkidir. Bayanlar onu reddetmiyor. Bana kalırsa Suar bu konuda yanlış düşünüyor hehehe.

    Daeya: Neden yanlış düşünüyor? Ne düşünmesi gerekiyor?

    Kentaky: Yanlış düşünüyor çünkü her gittiği diyarda bir kadın gerçekten aşık oluyor. Böyle olmamalı. Tabi bu benim düşüncem. Suar'ın karakterini değiştiremeyeceğimize göre benim düşüncemin de bir önemi yok heheh. Bence sadece bir kadına gönül vermeli. Ama böyle olmadığı için şıpsevdi oluyor.

    Daeya: Peki ya Falcon? O şıpsevdi mi?

    Kentaky: Poahahah... Sence şıpsevdi mi?

    Daeya: Bence değil yalnızları oynuyor. Ama onu bu derece aşka küstüren ne?

    Kentaky: o, aşka küskün biri değil sadece ihtiyacı yok. İlgi duyduğu tek şey, daha fazla yaratık öldürmek…

    Daeya: Falcon'dan daha çok seviyorsun yani. Peki, Suar iyilerden mi çalar yoksa kötülerden mi?

    Kentaky: Ben sonsuza dek iyiliğin ve iyilerin tarafındayım.

    Daeya: Hmm anladım. Peki ya Kentaky?

    Kentaky: Hehe Kentaky sadece bir nick. Bir anlamı yok

    Daeya: Peki bu Falcon ve Suar karakterinden başka ne tarz bir karakter oynatmak isterdin?

    Kentaky: Barbar. Barbar forever.

    Daeya: Yani saf… Barbar karakterler biraz saf olurlar ve sende saf karakterleri oynatmayı seviyorsun öyle mi?

    Kentaky: Saf olmazlar. Sadece İnteligent'leri biraz düşüktür. Ama bu onların aptal olduğu anlamına gelmez.

    Daeya: Peki…

    Daeya: Aldığımız duyumlara göre Lord Oren ile Büyük bir plan içindeymişsiniz?

    Kentaky: Bunun nereden çıktığı hakkında hiç bir bilgim yok. Ayrıca böyle bir şey de yok.
    Kendime ait planlarım olduğu doğru fakat bu planların içinde Oren yok. Eğer olursa sizden bir şey kaçmaz zaten değil mi?

    Daeya: Biliyorsun ki basın camiası geniş ve bize gelen her türlü haberi değerlendirmek zorundayız.

    Kentaky: Elbette bu sizin işiniz. Ama yanlış haberlere dikkat edin.

    Daeya: Mutlaka... Peki bu plan kime ya da kimlere karşı düzenleniyor? Cephe aldığın kişi ya da kişiler kim?

    Kentaky: Kötülüğe, Kaos'a hizmet eden herkes benim düşmanımdır. Belirli bir kişiden bahsedersem bu yanlış olur. Planlarım tamamlandığında zaten kimlere karşı savaş açacağımızı göreceksiniz.

    Daeya: Açacağımızı dediğine göre yalnız değilsin?

    Kentaky: Elbette yalnız olmayacağım. İçinde iyiliği hisseden bir çok karakter de benimle bu yolda savaşacak. Size bu konuda söyleyebileceğim tek ve son şey; yakında diyar bir savaş eşiğinde bulacak kendini ve ikiye bölünecek. Fakat bunun için danışmam gereken bir iki kişi daha olacak. Daha sonra hayata geçecek bahsettiğim planlar.

    Daeya: Ama bunu gerçekleştirmen için sağlam bir orduya ihtiyacın olacak gibi görünüyor.

    Kentaky: Evet. Tabiî ki kolay değil. Bahsettiğim şeyler zaman içerisinde olacak. Güç en önemlisi ve bu gücü elde edebilmek için iyi planlar yapmam gerekiyor. Tüm bunların dışında en sonunda Oren'e ihtiyacım olacak. Biliyorsunuz ki mutlak güç şu anda onda. Böyle bir şeye kalkışıyorsam güçlü bir varlığın beni desteklemesi gerekiyor. Yolum Oren'den geçecek eninde sonunda... Bunlar şu an için tamamen sözde olan şeyler.

    Daeya: Peki ya Oren kabul etmezse?

    Kentaky: O zaman kendi başımın çaresine bakmak zorunda kalırım. Hem reddetmesi için bir sebep yok. Mantıklı bir planla gidersem kabul edeceğini sanıyorum. Sonuçta ikimizin amacı da aynı; iyiye ve güzele zarar vereni yok etmek, adaleti sağlamak.

    Daeya: Peki Oren inananı olduğunuz doğru mu?

    Kentaky: Doğru henüz tapınağa girmedim ama Oren onun yanında olduğumu biliyor. En yakın zamanda yepyeni karakterimle tapınağa girip diyarda Oren'in yanında olduğumu resmiyete dökeceğim. Çok yakında.

    Daeya: Peki bu tapınağa nasıl bir karakterle gireceksin?

    Kentaky: Barbar ya da Paladin. Bilemiyorum. Belki de insan bir savaşçı. Kararsızım!

    Daeya: Adı hazır mı? Oynatacağım karakterin adı şu olacak dediğin bir isim?

    Kentaky: Hayır. Tapınak için beklemede olduğum için karakter üzerinde henüz düşünme fırsatım olmadı.

    Daeya: Hmm... Pekiyi yedek bir planın var mı olası bir kötü durum için?

    Kentaky: Hiç düşünmedim. Eğer yedek planlar üzerinde düşünmem gerekirse düşünürüm. Fakat şuan ana plan üzerinde yoğunlaşmış vaziyetteyim.

    Daeya: Yani o an, içinde bulunduğun kötü duruma rağmen plan üretmeye vakit bulacağım diyorsun?

    Kentak: Evet öyle durumları çokça yaşadım. Benim için zor olsa da sonunda mutlaka bir çıkış yolu bulurum diye düşünüyorum. Unutmayın ki bu bir savaş ve savaşta kazanmakta vardır kaybetmek de... Bunları konuşmak için daha çok erken.

    Daeya: Ama kaybedersen büyük ihtimalle yaşıyor olmayacaksın...

    Kentaky: Tabi bu da bir ihtimal planlar arasında ölüm olmasa da. Sonuçta karşınızda bir rakip var. Düşünebilen ve planlar yapabilen bir rakip. Bu nedenle saldırırken defansı da unutmamak gerekir.

    Daeya: İyiliğe bu kadar az tapan kişiler varken, bu tarz girişimlerde bulunmayı planlamak cesaret ister doğrusu...

    Kentaky: Adaletin yanında olanların az olduğunu hiç sanmıyorum. Tapınağa göz atma fırsatınız oldu mu?

    Daeya: Oldu tabii. Ama Kaos dediğim zaman nedense gözüme daha fazla inanan sayısı geldi gibi.

    Kentaky: Belki öyledir ama bilinçsiz büyüme, büyüme sayılmaz. Kaos'un hakkından gelebilecek güçteyiz.

    Daeya: Güç senin için nedir?

    Kentaky: Hmm... Güzel bir soru.

    Daeya: (biraz bekler ama hala cevap gelmez)

    Daeya: Eee? Nedir güç senin için?

    Kentaky: Bir düşüneyim... Benim için güç, hırstır. Peki, hırs nedir? Hırslı olmak? Bir şeyi elde edebilmek için harcanan olağanüstü çaba. Ya da bunun için kanın akmasını bile göze almak. Hırs gücü tetikler, güç ise hırsı getirir. Gücün bana göre birçok tanımı var ama bu yaptığım tanım bana en uygun olanı.

    Daeya: Peki güçlü olmak uğruna her şeyden vazgeçer misin?

    Kentaky: Sanırım geçerim. Ama emin değilim o an ki psikolojime bağlı bu sorduğunuz soru
    eheheh.

    Daeya: Hmm peki size Raistlin gelip güç vaat etse, Kaosa inanır mısınız?

    Kentaky: Hayır. Ben kötü gücün, asıl güç olduğuna inanmıyorum. Ben iyiden yanayım bunu biliyorsunuz. Güçten iyilik gelir.

    Daeya: Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

    Kentaky: Düşüncelerime.

    Daeya: Peki para güç müdür?

    Kentaky: Evet, gücün bir çeşididir.

    Daeya: Aracı mı yoksa amacı mı?

    Kentaky: Bana kalırsa aracıdır.

    Daeya: O zaman Suar bu aracı iyi değerlendiriyor?

    Kentaky: Hahaha kesinlikle öyle. Ama şuan hırsızlıkla pek ilgilenemiyor Suar. Bir görevi var. Her ne kadar bu görev hırsızlık olsa da, oldukça tehlikeli bir görev…

    Daeya: Görevi ne peki?

    Kentaky: Çok tehlikeli bir bölgeden, bir şey yürütmesi gerekiyor. Fakat yürütmesi gereken şeyi şu an için kendisi de bilmiyor. Bahsi geçen bölgeye gittiğinde onu yönlendirecekler.

    Daeya: Değerli bir şey sanırım?

    Kentaky: Çok değerli. Çyle ki; buraya bir ordu gönderilmedi. Sadece profesyonel iki hırsız gönderildi. Bir de dostu Vien var.

    Daeya: Peki Suar itaatkâr mı? Yani çaldığı şeyin değerini iyice anladıktan sonra bir ihanet söz konusu olabilir mi? Ne de olsa hırsız?

    Kentaky: Hayır. Çyle bir karaktere sahip değil. İhanet etmez kesinlikle.

    Daeya: Peki o zaman seni daha fazla sıkıştırmak istemiyorum. Bu güzel sohbet için sana çok teşekkür ederim.

    Kentaky: Asıl ben teşekkür ederim bu güzel sohbet için.

    Daeya: İyi günler, bol Rp'li günler...

    Kentaky: Ehehe sağ olun. Size de kolay gelsin.

    Daeya: Çok merci.

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:17 pm; edited 3 times in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Tue Jan 25, 2005 5:39 pm Reply with quoteBack to top

    KARANLIK BÇYÇYOR!!


    Daeya: Merhaba Sayın Dreamshadow sizinle FrpWorld Postası için bir röportaj yapabilir miyim?

    Dreamshadow: Tabi memnuniyetle içeri girin lütfen.

    Daeya: Çok teşekkür ederim. Nasılsın?

    Dreamshadow: İyiyim ya sen?

    Daeya: Teşekkür ederim.

    Dreamshadow: İsterseniz çalışma odama geçelim.

    Daeya: Olur tabi.

    Dreamshadow: Başlamadan önce içecek bir şeyler alır mısın? Kola, meyve suyu?

    Daeya: Kola lütfen.

    Dreamshadow mutfağa gider kocaman bardaklardaki kolayla döner.

    Daeya: Sorularıma geçiyorum.

    Dreamshadow: Tabi buyurun sizi dinliyorum.

    Daeya: Çncelikle evinizin kapılarını bize açtığınız için tekrar teşekkür etmek istiyorum.

    Dreamshadow: Hayatım benim evim senin evin. Hem şu resmiyeti kaldırabilir miyiz aradan?

    Daeya: Çff ben şuan senin hayatın değilim burada röportaj için bulunuyorum.

    Dreamshadow: İyi peki.

    Daeya: Sitemizi nereden öğrendiniz acaba?

    Dreamshadow: Tabi ki sizden.

    Daeya: Daha önce herhangi bir rp yaptınız mı ya da hiç frp sitesine girdiniz mi?

    Dreamshadow: 1-2 yıl önce ufak bir deneyimim olmuştu. Fakat bulunduğum ortamdaki –
    özür dileyerek söylüyorum- ukala tipler yüzünden frp’den bir hayli soğumuştum.

    Daeya: Tekrar geri dönmenize neden olan şey nedir?

    Dreamshadow: Sen.

    Daeya: Peki bu ukalalık konusu bizim sitemize bir gönderme niteliği taşıyor mu?

    Dreamshadow: Hayır kesinlikle. Bu oyunun düzen ve birlik içinde oynanması gerektiği kanısındayım. Aksi takdirde bu oyundan pek zevk alacağımı sanmıyorum. Frp hakkında büyük bir bilgiye sahip değilim ama bu oyunu tam anlamıyla öğrenmek için bir hayli gayret gösterdiğim kanısındayım. Değerlendirme sizin.

    Daeya: Aman efendim ne demek. Sizi sitede hemen Raistlin’in Mabedin’de gördük. Siteye girdiğinizde ilk gördüğünüz rp bu mu oldu da girdiniz yoksa diğer rp’lerle karşılaştırıp “bu tapınak benim ilgimi daha çok çekti” mi dediniz?

    Dreamshadow: Çncelikle bir bilgi aldım site içi. Farklı şeyler yapmak cazip geliyor. Kötülüğün karşısında iyilik, iyiliğin karşısında kötülük var. Bu hep böyle. Ama iyiliğin yanında olmak gibi klasik bir seçim yapmaktansa, kötülüğün yanında olup şansımı burada denemeyi daha alışılmadık gördüm.

    Daeya: Ne şansı bu?

    Dreamshadow: Nasıl ne şansı bu?

    Daeya: Dediniz ya kötülüğün yanında olup şansımı burada denemeyi daha alışılmadık gördüm diye.

    Dreamshadow: Bu oyunu gerektiği gibi oynamak için yeterli olmadığını görüyorum. İyiliğin yanında olup klişeleşmiş iyi cümlelerle hayal gücümü geliştiremeyeceğime inandığım için, kötülükle başlayıp…

    Daeya: Daha sonra mı iyilik adına hizmet edeceksin?

    Dreamshadow: Olabilir ama bu karakterin ölene kadar kötü olmasını istiyorum. Hem cümlemi bitirmemiştim. Ne diyordum? Hah iyiliğin yanında olup klişeleşmiş iyi cümlelerle hayal gücümü geliştiremeyeceğime inandığım için, kötülükle başlayıp, hayal gücümün ufuk çizgisini benden biraz daha öteye taşıyacağımı düşündüm ve kendimi bu konuda şansa bıraktım.

    Daeya: Peki bize biraz karakterinden söz eder misin? Sitemize yeni girdiğin için bilgimiz çok fazla değil.

    Dreamshadow: Tabi. Karakterin adı Thor. İnsan savaşçı. Kürek kemiklerine kadar uzanan kum rengi saçları var, siyah gözlü, buğday tenli genç bir adam. İçgüdüsel olarak biraz agresif fakat sakinlikten daha çok hoşlanıyor. Nadiren konuşur.

    Daeya: Thor nereden geldi? Kısaca özgeçmişinden bahseder misin?

    Dreamshadow: Eeeh şimdi Thor doğar doğmaz annesini kaybediyor ve belli bir yaşa kadar ağabeyi ve babası tarafından birçok nitelikle donatılıyor. Savaş konusunda ağabeyinden fazlasıyla ders alıyor. Bir süre sonra babasını da yitiriyor ama ölüp ölmediğini bilmiyor. Bir gün çekip gidiyor babası hiçbir şey söylemeden. Babası kötülüğe hizmet eden iyi bir savaşçı. İyi savaşçı derken üstün savaş niteliklerine sahip bir savaşçı demek istedim.

    Daeya: Acıların çocuğu yani.

    Dreamshadow: Yok hayır acıların çocuğu değil. Fakat yaşadıkların sonucu ve taşıdığı kan, onun iyilik yapmasını engelliyor. Fazlasıyla kötü bir kişiliği var ve çok hırslı. İstediğini elde etmek için aklına gelen her şeyi yapıyor.

    Daeya: Thor’u yaratırken esin kaynağın ne oldu?

    Dreamshadow: Bir şeyden esinlenmedim. Tamamen doğaç. Farklı olmasını istedim. Ailesinden zulüm görmeyen ya da ailesinin gözleri önünde öldürülmeyen bir karakter olmasını istedim.

    Daeya: Bu özelliğini ne zaman fark etti? Yani kötü biri olduğunu?

    Dreamshadow: İnsanlarla pek diyaloğa girmiyor. Hatta onlardan nefret ediyor.

    Daeya: Ama bildiğim kadarıyla Mabed’de senin komutanlarından biri olan –eğer Balor’un sınavından geçersen- Reda, kadın insan savaşçı.

    Dreamshadow: Kötülüğe hizmet ediyorsa neden olmasın? Ayrıca fazlasıyla itaatkar. Amacı doğrultusunda verilen emirleri yerine getirmek için her şeyi yapacak. Çünkü fazlasıyla disiplinli bir eğitimi var. Bu yüzden suskun. Zaten onunda hırsları doğrultusunda emir alacak birine ihtiyacı var.

    Daeya: Peki Thor, Balor’un sınavından geçebilecek mi?

    Dreamshadow: Bu biraz da Balor’un, Thor hakkındaki düşüncelerine bağlı. Ben ortaya iyi bir şeyler koyacağımdan eminim.

    Daeya: Balor’dan ve Balor’un sınavından korkuyor mu Thor?

    Dreamshadow: Thor’un Balor’dan haberi var fakat neye benzediği hakkında bir fikri yok. Hayatı boyunca bir orc bile görmemiş.

    Daeya: Hiçbir savaşa girmeden, hiçbir olay yaşamadan kendini böyle bir yere atması onda soru işaretleri oluşturmuyor mu?

    Dreamshadow: Fazlasıyla genç. Merak ettiği şeyler var, birebir çarpışmaya girmemiş fakat defalarca bunun uygulamasını yapmış. Soğukkanlılığı ona biraz gizem katıyor. Karşısındaki kişiler bu gizem sonucu, onun ne yapabileceği konusunda fikir sahibi değiller.

    Daeya: Thor hiçbir çarpışmaya girmediğini ama defalarca uygulamasını yaptığını söyledin. Gerçek bir dövüş, savaş uygulamaya benzemez.

    Dreamshadow: Hmm… Biraz kendinden emin. Hırsı, karşısındakilere yapabileceklerinin aynası. Sapkın bir karakteri var ve gücünün farkında. O yüzden bir çarpışmada kime boyun eğip kimi alt edeceğini biliyor. Zorda kalmadıkça saldırmıyor. Fakat sıkışıp iş çığırından çıktığında kanının son damlasına kadar savaşmaya hazır.

    Daeya: Aşkı içinde aynısını yapar o zaman?

    Dreamshadow: Yapar niye yapmasın ki. Ama öyle bir niyeti yok sanmıyorum. Ama kim bilebilir ki!

    Daeya: Karanlık Thor için ne demek? Onun için ne ifade ediyor?

    Dreamshadow: Thor’un aradığı biraz huzur. Onu arayış içine sokuyor ama aradığı şey ışık değil.

    Daeya: Onu arayış içine sokan şey ne?

    Dreamshadow: Babasının onun için bir gizem, bir sır olması. Kimse Thor’a babası hakkında bir şey söylemiyor. Sadece ağabeyinin günlüğünü karıştırırken kötülüğe hizmet ettiğini öğreniyor o kadar. Karanlığın sonunda bulmayı umduğu tek şey, babası.

    Daeya: Ya güç?

    Dreamshadow: Çnemli. Fazlasıyla önemli. Bu konuda kendini kontrol edemiyor. Ama bir şekilde bu gücünü kullanmaya hazır. Enerjisini gereksiz yere de harcamak istemiyor aslında.

    Daeya: Güç ne ifade ediyor onu demek istemiştim.

    Dreamshadow: İstikrar, akılcılık.

    Daeya: Mabede girdiğinde soytarı haricinde iki kişi daha vardı ve birinin yaşamı soytarı tarafından sona erdirildi. Sence nasıl olmalıydı? Ne düşünüyorsun?

    Dreamshadow: Aslına bakarsan yarattığım karakterin de benim düşüncelerime sahip olması gerekiyordu. Nitekim de öyle oldu. Olaya pek ukalalık olarak bakmıyorum ama biraz saygısızlık olduğu doğru. Çünkü karakterler, oradaki soytarının kim olduğunu, nasıl bir güce sahip olduğunu bilmiyor. Bu kadar hararetin olmaması gerekirdi.

    Daeya: O zaman forumlarda açılan “karakteriniz sizi yansıtmalı mı?” sorusuna evet diyorsun.

    Dreamshadow: Tabi canım kesinlikle.

    Daeya: Peki senin hangi özelliklerini yansıtıyor?

    Dreamshadow: Agresifliğimi yansıttığı kesin. Olaylar karşısındaki soğukkanlılığı ve olayları sentezlemesi. Bir nevî seçici geçirgenlik özelliği yani.

    Daeya: Thor soytarı ve diğer savaşçı hakkında ne düşünüyor?

    Dreamshadow: Dark elf’te kontrolsüz bir cesaret seziyor ve bu cesaretin onu öldüreceğini
    düşünüyor. Soytarı; tehlikeli bir tip. Pek fazla şakaya gelmeyeceğini düşünüyor. İyi anlaşmalı yani.

    Daeya: O zaman sana bol rp’li günler diliyorum ve bu güzel sohbet için tekrar teşekkür
    ediyorum.

    Dreamshadow: Rica ederim. Asıl ben teşekkür ederim. Ee şey, bittiğine göre artık hayatım diyebilir miyim?

    Daeya: De.

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:20 pm; edited 3 times in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Fri Feb 04, 2005 11:23 pm Reply with quoteBack to top

    LORD OF SLAUGHTER, MURDER AND CHAOS!!


    Daeya: İyi akşamlar efendim. Sizinle FrpWorld Postası için röpartaj yapmamız mümkün mü?

    Raistlin: Sor meraklı rahibe!

    Daeya: Ama Azalin taklidi yapmak yok! :.( böuu

    Raistlin: Poahahah taklit değil orijinal!

    Daeya: Hadi be!

    Raistlin: Tarz meselesi. Azalin şöyle:
    DİNLİYORUM GAZETECİ ANLAT DERDİNİ!

    Daeya: Bana öyle davranamaz. Gelsin zaten askerden onunla da yapacağım bir röportaj neyse. Tekflimi kabul ettiğin için teşekkür ederim.

    Raistlin: Çnemli değil, ruh halim röportaj boyunca sürekli değişebilir dikkat et...

    Daeya: Peki. Çncelikle sitemizdeki konumundan bahdermisin bize? Raistlin kimdir, nedir,
    ne iş yapar?

    Raistlin: Raistlin 2.5 sene önce siteye katılmıştır, şimdiye kadar 1,5 sene Kulaktan Kulağa Moderatörlüğü, Ocakbaşı Hikayeleri Moderatölüğü yapmış, bir çok kez admin olarak aday gösterilmiş fakat kabul etmemiştir. En son Azalin'in ricası ve sitenin düşüşü karşısında siteyi yeniden canlandırma amacıyla Alt-Adminlik görevini kabul etmiştir. 5200 tane mesaj atmıştır, fakat bunu yeterli görmemektedir. Bir çok toplu ya da tek yazarlı hikaye yazmıştır. Bunlardan en çok beğenilenleri yamyam barbar Corax Tigerheart'ın FRPWORLD diyarındaki epik hikayesi ve Vladimir Nikolai Kormiltsev adındaki bir gangrel vampirinin World of Darkness(WOD) istanbul'unda geçen hikayesidir. Bir süre senaryolarda çok fazla yer aldığına kanaat getirip siteden geri çekilmeye çalışsa da, site bir şekilde onu bırakmamıştır. şimdi ise siteyle bağları Lesser God Kaos Tanrısı rolüyle daha da artmıştır. Raistlin'in gerçek hayatına girmiyorum, site hayatında da daha ayrıntıya girmiyorum 2.5 seneyi anlatacak zamanımız yok sanırım.

    Daeya: Tabi. Peki bize biraz Lesser God Kaos Tanrısından söz edermisin?Nasıl bir karakter? Ne yer, ne içer?

    Raistlin: O halde önce nasıl ortaya çıktığından bahsedeyim. Seneler evvel Tanrılar savaşından biraz önce Karanlığın ordularını toplayan Corax Tigerheart isimli savaşçı bir peygamber olduğunu iddia ettikten sonra, diyarı ele geçirip, Tanrılara bağnaz bir ibadetle hizmet eden bir düzen getirmeye çalışıyordu. Bu durumdan hoşlanmayan iyiliğin askerlerinin yanında yer alıp, saf ve kararlı Komutan Hükümlü'nün de aklını çelen kara kalpli Yeminer the lich bir cehennem lorduyla bağlantı kurdu. Amacı cehenneme bir boyut kapısı açıp, hem Corax'ın ordularını, hem de tüm diyarı yakıp yok etmek ve bir Tanrı olarak diyarda var olmaktı. Bu cehennem Lordu Katliam, Cinayet ve Kaos'un lordu Apocalypse idi. Ordu dünyaya hiç ayak basmadı, çünkü başka entrikalar Corax isimli savaşçının düşüşüne ve Tanrısına ihanetine kadar giden dramatik bir sona yol açtı. Corax MASK isimli hırsız tanrısını katlettikten sonra seçilmişi olduğu Savaş Tanrısı Malovan'ı da yenilgiye uğrattı. Corax günahlarından dolayı cehennemin en dibinde cezalandırılırken, Zamanın Tanrısı Dragonfire, Corax'ın ruhunu elinde tutan gizemli bir varlık olan "İsimsiz Olan"la gizli bir anlaşma yaptı ve zamanı geri döndürerek Corax'ı yeniden diriltti. Fakat İsimsiz Olan tarafından işaretlenen Corax'ın ruhu, başından geçenleri gördüğünde; intikam, nefret ve vahşet ruhunu doldurdu. Dragonfire'ın diyara umut olması için dirilttiği Corax, intikamın yarı tanrısı Azalin'den sonsuz yaşam ve güç istedi. Azalin Corax'a kanından içirerek, onu kaosun gücüyle bir yarı-iblise dönüştürdü ve oğlu ve varisi yaptı, 3 metrelik, 500 kiloluk bir iblise dönüşen, zaten deli olan Corax, Hellfire ismini alarak yaşayan her varlıktan neferet eden bir manyağa dönüşmüştü. Diyarda her pisliğe ve entrikaya bulaşan Hellfire, Burock ve babası Azalin'in savaşını izlediğinde için daha büyük bir nefret bir karanlık kapladı ve çığlıkların kalesinin yıkıntıları arasında karanlık Tanrıları aradı. Ulaşabildiği varlık Yeminerin eski ortağı fakat anlaşmanın asla yapılamadığı Cehennem Lordu Apocalypse idi. Corax; Kaos'un cehennemdeki Tanrısından bir istekte bulundu. Fakat, tabi ki kolayca kandırıldı ve cehennemi diyara bağlayan bir boyut kapısının açılmasına neden oldu. Bu kapı pentagram şeklinde, anti-madde denen günümüzde radyoaktif atığa tekabül eden bir nehir dizisi ve karanlık hortumların ve fırtınaların estiği, toprağın bile cehennemin zehirli gazları ve sıvısıyla doldurduğu kara topraklara dönüştü. İşte Kaos Tanrısı Apocalypse; bu toprakları araştırmaya gelenlerin ölüleri, verilen kurbanlar sayesinde kendisini temsil edecek 5 kşiyi belirledi ve ona tapmaları için psikolojik olarak hazırladı. Kaos ve karanlık güçler her zaman saf ve iyi kalplerin bozulmasından ve karanlıkta çürümesinden büyük zevk almıştır, Apocalypse de bu şekilde düşündüğü için başka tanrıların inananlarını yalanlarıyla zehirledi. Kaos'un Tanrısı; iyi olan her şeyin karşısında ve yalan dolan, entrika'dan ihanetten, intikamdan, öfkeden, kinden, nefretten çok zevk alan bir Tanrı. Desteklediği bir çok hareketten bir kaçı hastalık yaymak, kaosa yol açmak, hırsla güce ulaşma isteği ve ölümsüzlüğe ulaşıp, Tanrıların kurallarını bozmak isteyen bütün kafirleri kendi tarafında toplamak. Barbarlar, savaşçılar, süikastçiler, düşmüş ruhbanlar, düşmüş paladinler yani cinayete ve kaosa eğilimi olan bir çok kişi inananları arasında. Kötülük, Kaos, Yıkım ve Savaş ana amaçları, diyarla ilgili başka planlar da var fakat bu yalnızca yüksek rütbeli kişilerin bilgisi dahilindedir. Çzellikle kendisine kurban edilen kahramanların ruhlarını çok sever. Açıklamalarımın yetersiz olduğu bir şey var mı?

    Daeya: Hayır kesinlikle yok. şu anda dm liğini senin yaptığın bir rp var. Gidişatı nasıl görüyorsun? En son baktığımda baya bir ordu toplamıştın.

    Raistlin: şu anda gezici DM tarzı bir şey olduğumu itiraf etmeliyim. RPlerde gördüğüm hataları ve hak edenlere ödüllerini dağıtıyorum. Kendi tapınağımdan bahsedersek zaten inananlarımla her zaman çok yakından ilgilendiğimi ve toplantılar yapıp hem muhabbet edip eğlenip hem planlar yaptığımız nadir değildir. Lanetliler Ordusu'na alınan askerlerden yüksek başarı ve cesaret gösterenler, ordunun kaos rütbesinden birine layık görülüyorlar ve sürekli yükselme ihtimalleri var. Daha önce bu konuda sorular almıştım. "Nasıl komutan sayınız asker sayısınızdan daha fazla olur?" tarzı bir yaklaşımla karşıma gelmişlerdi. Anlamadıkları nokta kullanıcılardan bir ordu toplanmasının mümkün olmaması ( ki laf arasında bu tarz bir şeye en çok yaklaşmış olan kadrosu büyüyen Kaos tapınağıdır), çavuş, komutan ve general rütbelerinin insan yığınlarını kontrol etme ve ordu hiyeraraşisinde diğerlerine emirler verme yetkisini alması anlamına gelir. Soru'nun başına dönecek olursak; şu anda aktif DM'lik yaptığım sadece Kaos Tapınağı bulunmaktadır, fakat yakın gelecekte bir Arena ve Gladyatörlük RP'si başlatıyorum bilindiği gibi.

    Daeya: Evet bu konuda da birkaç sorum olacak ama önce kaos! Rütbeler nelerdir?

    Raistlin: İlk rütbe, sitede daha önce RP deneyimi az ya da hiç olmayan kişilerin aldığı, ya da kaos deneyimlerinin daha başında olduklarını sergileyen Legion of the Damned, yani düz askerliği temsil eden rütbedir. Kendi birliği içindeki en güçlü savaşçılar ya da bölüklerinin şampiyonları olarak da açıklanabilir bu rütbeyi alan kişiler... İkinci rütbe ise, bölüğün çavuşu olan "Legion Commander". Bu kişiler, bölüktekilerin emir aldıkları ilk mercidir ve sert bir emir komuta zincirinin ilk parçasıdırlar. Ççüncü rütbe yüzbaşılığın ilk adımlarıdır "Chaos Knight" adıyla anılırlar, henüz bu rütbeye ulaşan komutanımız yok ama yakında rütbelerde artma seremonisi olacaktır. Dördüncü rütbe "Chaos Lord" yani generalliktir. Beşinci rütbe, en yüksek rütbe olan Kaos Tanrısının Seçilmişliğidir. Seçilmişler; güçleri dolayısıyla çok eleştirilseler de her biri elit bir kesimdir ve sırf pp amacıyla güçlerini kullanacak kadar cüretkar olmaları durumunda zaten düşerler ve yerlerini bir başkaları alır. Kaos tapınağının kuralları serttir...

    Daeya: Eğer sitede yayınlamış olduğum röportajları takip ediyorsan "iyi"lerin size karşı büyük bir planlarının olduğunu görmüşsündür. Bu plan için ne diyor, ne düşünüyorsun? Kötülüğün sonu geliyor olabilir mi?

    Raistlin: İyilik-kötülük, adalet-kaos her zaman bir dengededir. Kaosun ve kötülüğün güçlendiği yerde bunu engellemeye çalışanların çıkması aşikardır. Fakat sitede kendini "iyi" olarak tanımlayanlar sadece kendilerini kandırıyorlar. Gözlerini kan bürümüş pvp'ye susamış kişiler kötüler daha çok olduğu için iyi numarası yapıp bunun yanlarına kalacağını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu numaralara karnımız yok. Herkes kendi karakterini oynar, aksini yapanı belirleriz, daha önce yaptık, yine yaparız... İyi RP ve doğru RP yapıldığı sürece sorun yok bizim için. Bu tanrı mücadeleleri sadece kullanıcıları gaza getirmek ve onları bazı amaçlara yönlendirmek için kurulmuş senaryolardan ibarettir. Çnemli olan hep birlikte eğlenmektir. Nokta.

    Daeya: Ama bazı arkadaşlar bu şekilde görmüyor, sen ve senin gibilerin bu şekilde görmesine rağmen.

    Raistlin: Onlar olayı kişiselleştirip, hırslarına yenilip sonra da iyi RP'si yapmaya kalkanlardır büyük ihtimalle. İsim vermek istemiyorum, zaten yarası olan gocunur demişler. Diğer taraftan gerçekten iyi karakter oynamaya gönül vermiş kişiler de var, yani bir genelleme yapmak istemiyorum.

    Daeya: Anladım. Peki sizin bir saldırı planınız yada savunma planınız var mı hazırda tuttuğunuz?

    Raistlin: Savunmamız gizliliğimiz, saldırımız ise entrika yeteneğimiz, diğer planlar kaos tapınağını ilgilendirir.

    Daeya: Ya sizi içeriden vururlarsa?

    Raistlin: Tapınağıma sızmış olduğu söylenen kişiler ruhlarını ve canlarını karanlığın imzasıyla mühürlemeye karar verdikten sonra "RP içi" olarak bana ihanet edemezler. Kaos'a hizmet etmek, karanlığa doğru inen uzun bir merdiven dizisidir ve ilk merdiveni indikten sonra bile arkanızdaki kapı kapanır. Diğer yandan "RP dışı" köstebekler ise sadece diğer insanların zevkini öldürüyorlar daha fazlasını yapmıyorlar. Bu yüzden bazı planları ve görevleri yüksek rütbelere veriyorum ve başkalarına açıklamamaları için de tembihlerim. Tabi Oren'i seçilmişim yaparak bile bile lades diyorum fakat Oren'in zaten bu tarz bir meta yapacağını zannetmiyorum, yeterince deneyimli, iyi bir oyuncu ve DM'dir kendisi ve kardeşim sayarım.

    Daeya: Kendini "iyi" diye nitelendirmiş biri, kötü gibi davranarak içeri girerse, ama ruhunu teslim etmek istemezse kurban mı ediyorsunuz hemen?

    Raistlin: Tapınak büyüsü itibariyle bu tarz bir kişi tarafından zaten "bulunamaz". RPlerde defalarca kez belirtildiği gibi yalnızca kuvvetli yıkıcı duygulara sahip olanlar tapınağı bulabilir. Çfke, nefret, intikam, acı, cinayet işleme dürtüsü. Kaos bu tarz insanların zihinlerine karabasanlar ve halisünasyonlar göndererek kendine çeker. Ayrıca Kaos Tapınağı niteliği itibariyle oldukça fanatik bir külttür.

    Daeya: Ama tapınağa daha önce saldırmayı deneyen yada saldıran kişiler tarafından bilinmiyor mu tapınağın yeri?

    Raistlin: Tapınağa giren ve "kötü" gibi davranan bir arkaşın hayatta kalma şansı yoktur. Bazı hatalar bir kez yapılır... Henüz bu tarz bir şey olmadı ve ne saldıranımız var ne de tapınağımıza daha önce ayak basıp çıkabilen, şu anda savunmamız gizliliğimiz ve gizliliğimizi koruyoruz.

    Daeya: Daha önce böyle bir hata mı yaptınız?

    Raistlin: Hayır ben tapınağa numara yaparak girmeye kalkanlardan bahsediyorum. Bu yaptıkları son hata olur.

    Daeya: Dışarı çıkan askerleriniz olmuyor mu hiç?

    Raistlin: Bu konunun üzerine gittiğine göre bu konuda RP'de hata yapan biri olmuş belli ki, dışarı çıkan askerlerin geldiği yeri gördüğünü iddia edenler, bunu DM'lere danışmadan yapmışlarsa dağ dizilerinin arasında gizlenmiş herhangi bir mağaradan birini bulduklarını iddia ediyorlarsa zaten meta yapıyorlar demektir. Bu tür izleme olaylarında spot, hide, move silently tarzı yetenekler karşılıklı kullanılmalı. Ama askerlerden herhangi biri ihanet etti ve tapınağının yerini söyledi anlamında konuşuyorsak, o zaman bundan emin ol haberim olurdu ve gereken yapılırdı.

    Daeya: Askerlerinin arasında bir anlaşmazlık olabilir. Ve birbirlerine zarar vermeleri söz konusu olduğunda neler olur?

    Raistlin: Kaos'un seçilmişleri kendi aralarında rekabet ve taht kavgasına zorlanmışlardır. Bu yüzden çelişkili ya da birbiriyle çatışan görevleri olması doğaldır. Bu durumda seçilmişlerin birbirine kıyması söz konusu değildir. Aynı durum herhangi iki asker için de geçerlidir. Geçinememeleri durumunda bile birbirlerine katlanmak zorundalar. Malhevian ve shi'el'Elesia'nın durumunda olduğu gibi... Zarar verdiğinde neler olura gelirsek; Tapınağın öğretilerinden en önemlilerinden biri "Kaos için önemli olan kazanılmış toplu zaferdir, kaybedilmiş komutanlar veya askerlerlerle dolu bir kişisel zafer değil". Bu biraz kuralcı bir yaklaşım gibi gözükse de kaos tapınağı kaotik yapısının içindeki ordunun gerekliliklerinden biridir.

    Daeya: Malhevian ve shi'el'Elesia tapınak dışında bir görevdeler. Tapınağa döndüklerinde ne olacak?

    Raistlin: Changes'in yönettiği RPyi baştan sona okudum. şu anda RP'leri tatmin edici ve aralarındaki çekişme ve kin çok orijinal kanımca. Hem eğlendiren, hem korkutup tedirgin eden bir atmosferi var, sanki her an birbirlerine gireceklermiş gibi... Eğer amaçlarına ulaşabilirlerse Kaos tapınağı tarafından ödüllendirilebilirler.

    Daeya: Yeni gelen askerlerinden bahsedelim biraz. Onları nasıl buldun?

    Raistlin: Dreamshadow'u genel olarak etkileyici buldum. Çzellikle psikolojik analizi harika olmuş. Yaptıklarıyla düşünceleri arasındaki çelişkiyi güzel tasvir etmiş. Eğer yeteneğini deneyimle pekiştirirse hızlı yükselmesi işten bile değil. Yüceeren de RP'de ufak bir iki hata yapmasına rağmen genel olarak gelecek vaat ediyor fakat katılımı biraz az kalıyor. Odishimar ve Darenn beni hayal kırıklığına uğratarak, insanlar harıl harıl RP ararken girdikleri RP'ye devam etmediler. Rhonin biraz daha devamlılığı sağlayacak gibi görünüyor. Rhonine de güveniyorumki bir şekilde Oren'in seçilmişi, Cervantes'ten kurtulup adaletten kaçarak yeniden kaos tapınağına geri dönecektir. En son savaşta gördüklerinin ona deneyim kattığından eminim.

    Daeya: Tapınağında rahibe ve rahip olarak kim görev yapıyor? Kaç tane rahiben ve rahibin var ve bunlar senin için ne önem taşıyor?

    Raistlin: şu anda bir rahibem ( ruhban ) shi'el'Elesia var. Rahip olarak ise Malhevian var. Dinimi yayma konusunda Peygamberim Brenne'ye de büyük görev düşüyor. Her seçilmişe has verilen görevler arasında ona da özel olarak dini yayma görevi verilmişti. şu anda gayet tatminkar bir şekilde işini yapıyor. Rahibeler konusuna geri dönersek...shi'el'Elesia, Malhevian'la beraber devi öldürdükten sonra, onun yaralarını iyileştirmek istiyor ne kadar ondan nefret etse ve tiksinse de. Bu da bir kara elf olmasına rağmen, Tanrısına olan bağlılığının ve sadakatinin gücünü gösteriyor. Tapınağa bağlılığını kanıtlayanlar her zaman ödüllendirilirler ve shi'el'Elesia konusunda da farklı olmayacak. Fakat her zaman dediğim gibi önemli olan amaca ulaşma.

    Daeya: Bir başka bayan karakter olarak Redayı görüyoruz; o da bir komutan... Reda nasıl?

    Raistlin: Reda güçlü, ve yetenekli bir savaşçı. O da karanlığın yolunda yeterince yol almış ve her RP'sinde gaddarlığını ve kinini güzelce sergiliyor. Ondan da gayet memnunum. Lysana'nın RP'sindeki gelişme takdire şayan. Tapınak için kurduğum çekirdek kadrodan asla şüphe etmemiştim zaten, fakat rehavete kapılıp onların hatalarını aramayacağımı sanmasınlar. Her şey daha güzel RP için...

    Daeya: Askerlerinden biri; bu herhangi bir komutan da olabilir, dünyevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, Reda'nın yada rahiben olan shi'el'Elesia'nın isteği olmadan bir tecavüze kalkışabilir mi?

    Raistlin: Bu tarz bir şeye kalkışması durumunda ister asker, ister seçilmiş olsun en ağır şekilde cezalandırılır. Ama entrika, yalan, dolan ile ya da şantajla bu tarz bir şey yapılması mümkün. Sonuçta bu tarz bir durumda sahip olunan kişi, bu bedeli ödeyerek sessizlik satın alıyor gibi düşünülebilir ama tecavüz apayrı bir konu. Ne kadar sapkın ya da deli olursa olsun, herhangi bir kişi, bu tarz bir şeye kalkışırsa duruma göre çok ağır bir ceza alır. Bulunan yerin; kaosun gücüne, yakınlığına göre ilahi müdahale olabilir ve ölüm, hayal gücümdeki cezalar arasında en hafifi diye de ekleyebilirim. Kaos'un kendi içindeki bu tarz bir çatışma kabul edilemez fakat diğer tapınaklar ya da diyar konusunda bir kısıtlamam yok. "Kaynağı daha iyi kullanmanın başka bir yolu olmadığı sürece"

    Daeya: Yani dişilerinden birini herangi bir şekilde kandırırsa bu tecavüz olayı mümkün olur mu?

    Raistlin: Kandırılacak kadar aptalsa ve bu tuzağa düşecek kadar cahilse o zaman bunu hak etmiş demektir. Yine de dişiyi aşırı intikam duygusuyla beslenerek delirtilebilir. Delirmiş bir kadın, ölü bir tecavüzcü ve alınmış bir intikam, kadının tanrısına olan bağlılığını pekiştirecektir ve diğer senaryolardan daha "tatminkar" bir sonuç kaos tanrısına göre...

    Daeya: Baya etkili bir olay olabilir bu. Gelelim şu tapınaktaki insanlara. Onlara ne yapmayı planlıyorsunuz? Orduya katılabilirler mi?

    Raistlin: Tapınağa getirilmiş insanlar genelde kadın ve çocuklardan oluşuyor. Fakat
    aralarında toplumun taban tabakası diyebileceğimiz tarzda adamlar da var. Hırsızlar, eşkiyalar, pis adamlar yani. Bu adamlar kontrol altına alınmazsa tapınakta tehlike arz edebilirler. İnsanlara ne yapılacağı konusunu Kaos'un peygamberi Brenne'nin "hayalgücüne" bıraktım. Eminim aklında kaos'a hizmet edecek iyi planlar vardır. Kullanıcıları hayalgücü konusunda biraz sebest bırakma taraftarıyım her zaman. Yaratıcı çözümlerden hoşlanırım.

    Daeya: Kesinlikle ben de bu görüşü savunuyorum. Rp'de sana "O" diye hitap ediliyor, ve aynı zamanda Balor'u canlandırıyorsun. Başka rollerin de var mı?

    Raistlin: "O" diye hitap edilmesini çok etkileyici buluyorum. İsmi ağzına alınamayacak derecede korkulan bir varlık izlenimi yaratması kulağa hoş geliyor. Balor Kaos Tanrısına karşı işlediği eski bir günahından dolayı nefret dolu tapınağa hapsedilmiş bir gardiyan. Sonsuza dek bu ayak işine koşmaya mahkum edldiği için en basit savaş fırsatını bile kaçırmayacağı aşikar. Canlandırdığım direk karakterler arasında gizemli güzel Glasya ve Adalet Tanrısının seçilmişi Paladin ruhban Cervantes de var.

    Daeya: Bu kişiler ne yaparlar, görevleri nedir?

    Raistlin: Glasya kafası karışmış bir güzel. Aslında boyutdışı bir varlık fakat kişilik bölünmesi yaşıyor ne yazıkki. Bazen kendini hazinesi olan altın takıları üstüne geçirmiş bir kırmızı ejderha zannediyor. Bazen bir boyutgezgini olarak insanların duygularını ve tepkilerini inceleyen bir bilimadamı zannediyor. Bazense öfke ve nefret dolu bir iblise dönüşüyor kişiliği. Kadının kaotik değişimi gözlerinin renginden de izlenebiliyor ve kendisini sürekli izleyen bir hayranı olduğunu zannediyor. Fakat işin aslı kendisi Kaos Tanrısı'nın bir avatarı fakat farkında bile değil.

    Daeya: Bir nevi şizofrenlik var yani?

    Raistlin: Çok ileri bir safhası hem de... Kendisinin hayranı olan büyücünün, onu insanları öpememekle lanetlenmiş olduğunu düşünüyor ve flört ettiği her erkeğin büyücüyü kıskandırdığını ve cezalandırdığını düşünerek bundan ayrı bir haz alıyor. Bu yüzden ilgi odağı olmaktan ve iltifat almaktan çok hoşlanıyor.

    Daeya: Paladin ruhban cervantes?

    Raistlin: Cervantes bir öksüz iken; Oren, ruhban okullarından birine alınmış. Oren'in Kaos'ı kontrol ettiği zamandan beri ona hizmet etmiştir. Bu yüzden Oren konusunda din bilgisi çok yüksektir. 40'larına gelmiş bir ruhban, paladin, tapınak şovalyesi ve aynı zamanda deneyimli bir savaşçıdır. Çmrünü ve hayatının amacını ölümü doğru şekilde dağıtmaya ve savaşmaya adamıştır. Defalarca kez ordular kumanda etmiş; elit, zeki ve bilge bir savaşçıdır. Oren'in tapınağında hayatını dualara ve savaş eğitimi vermeye adadıktan sonra, Tanrısı tarafından göreve çağırılmıştır. Savaştaki korkunç öfkesine rağmen kararlarında soğukkanlı davranır. İnsan hayatına önem verir, sadece kafa koparmak için yaşayan paladinlerden de farkı budur sanırım.

    Daeya: Anladım. Peki şu yeni oyunun arena?

    Raistlin: Arena'yı RP'ye özendirmek ve geliştirmek amacıyla açmayı düşünüyorum. RP konusunda obsesif olduğum, zaten artık herkes tarafından biliniyordur. Bu sitenin asıl amacı da zaten bence budur. Sitede çok iyi RP yapmaya başlayanların, normal masaüstü FRP'lerde büyük gelişme gösterdiğini deneyimlerimden aktarabilirim. Arena konusuna geri dönersek...şöhret, para kazanmak, kişisel zevk amacıyla, ya da kendini kanıtlamak amacıyla gladyatörler bu arenada birbirlerine karşı dövüşecekler. Vücutlarını sergileyen ve kışkırtan zırhlarıyla ve egzotik silahlarıyla seyirciyi etkileyerek diğerine üstün gelmeli. Fakat silahlar ölümcül olmayacak, böylece hiç kimse ölmeyecek.

    Daeya: Herkes ana karakterleriyle rp ye girmek zorunda değil mi? Ana karakterler, aynı anda nasıl ayrı yerde olacaklar?

    Raistlin: Bu RP'yi geçmişinize yerleştirmeniz mümkün olabilir. Belki de güzel bir flashback olur karakterler için...

    Daeya: Ya kazayla ölüm olursa?

    Raistlin: Silahları özel olarak kesici ya da delici olmayan bir şekilde tasarlandı. Hasarlarına da belli bir penaltı var tabi, ama bu kabul edilebilir. Sonuçta önemli olan; seyirciyi etkilemek. Seyirciyi yeterince tatmin edebilen kişiler yenilseler bile, bir şans daha tanınabilirler, tabi farklı kıyafetler giymeliler. Seyirci kandırıldığını öğrenmemeli değil mi ; )

    Daeya: Seyirciyi de Dm mi yönetecek?

    Raistlin: Seyirci ve seyirci tepkileri DM tarafından yorumlanacak ve tasvir edilecek. İnsanlarla dolu dev bir arenada olduğunuz varsayılacaktır. Hatta sevgili Eldarin ve Thlyrotel tarafından çizilen haritada da böyle bir arenanın bulunduğu alan tasarlandı, teşekkürlerimi sunuyorum onlara.

    Daeya: Ben de buradan teşekkür edeyim bize böyle bir harita çizdikleri için. Bu arena senin fikrin miydi? Kendin mi ortaya çıkarttın, yoksa birileriyle ortak alınmış bi karar mı?

    Raistlin: Evet tamamen benim fikrim ve benim sorumluluğumda ama diğer admin, alt-admin ve DM arkadaşların karışmalarında bir sakınca görmüyorum, hatta destekliyorum. Sonuçta aklın yolu birdir, FRP kuralları belli ve sabittir. Savaş tasvirlerini ve RP'lerini geliştirebilecek ve insanları da motive edecek bir RP oalcağını düşünerek açıyorum bu
    RP'yi...

    Daeya: Kaosun Tanrısı'na geri dönmek istiyorum. Kendilerini yine "kötü" olarak adlandırmış olan tanrılardan biriyle bir anlaşma yapman söz konusu olabilir mi? Daha fazla yıkım ve güç için?

    Raistlin: Yeminer'in tapınağının bu tarz bir girişimi oldu fakat önerilerini tatminkar bulmadım ve anlaşmayı gereksiz gördüm. Zamanımı boş yere harcamam. İleride dikkate değer işler yapabilirlerse ortaklık düşünülebilir ama şu anki haliyle bana hiç umut vermiyor.

    Daeya: Ama daha çabuk büyüyeceksiniz, gelişeceksiniz ve eğer bir anlaşma sağlanırsa ilerleyen zamanlarda egemenliği bile eline geçirebilirsin. Biz buna içten fethetmek diyoruz...

    Raistlin: Kendi gücümü arttırmadığı sürece başka bir tanrının gücünü arttırma gereği duymuyorum, Kaos Tapınağına hızlı bir gelişim sağlayacaklarından şüpheliyim. En azından anlaşma şartları bu tarz bir şeyle sonuçlanacak gibi gözükmedi gözüme.

    Daeya: Sen başka bir tanrının gücünü arttırmayacaksın ki. İşin daha da kolaylaşacak. Bazı şeyleri elde etmek, önündeki engeli ortadan kaldırmak için. Yani kısaca demek istediğim ilerleyen zamanlarda anlaşmayı bozup onu yok edebilirsin?

    Raistlin: Bilgeliğimi mi sorguluyosun ölümlü?

    Daeya: Azalinleşme!!

    Raistlin: Her kararın arkasında belirli bir sebep vardır. Ve demek ki senin de bilmediğin şeyler var meraklı rahibe.

    Daeya: Ben de öğrenmek için sordum ya neyse. Ayrıca Azalinleşmeee. Siz ve ordunuz sadece korku, kin ve nefretle mi besleniyorsunuz?

    Raistlin: Çlümle, savaşla, kanla, ihanetle, entrikayla, hırsla, öfkeyle besleniyoruz. Yani, insan hayatının büyük bölümünü oluşturan ve onun özündeki gerçek benlikle besleniyoruz.

    Daeya: Tüm kainatı ele geçirince ne olacak o zamanki amacınız?

    Raistlin: Amacım kainatı "ele geçirmek" değil, onu kaosa savaşa ve katliama boğduktan sonra, küllerinden karanlığın cennetini yaratmak, ve değerli olan her canlıya ölümsüzlüğü tattırmak...

    Daeya: Bunu yaptığında ne olacak? Herşey bitecek mi?

    Raistlin: Kaos değişim demektir, kainat sürekli değişmelidir. Kainatın sonunu getirebilecek asıl güç stabilitedir. Kaos değil...

    Daeya: Azalin dönünce ne olur sence?

    Raistlin: Azalin eski karakterim Hellfire'ın Tanrısı ve Kaos'un tahtındaki eski kraldı. Dönünce eminim konuşacak çok şeyimiz olacaktır.

    Daeya: Sana katılması olası yani, rp'ye tekrar dönmesi?

    Raistlin: Azalin gibi bir kullanıcının daha önemlisi *insanın* bana katılmasından onur duyarım. Aramızda büyük mantalite farkı var fakat canlandırmak istediği karakterle benim dogmalarım uyuşuyorsa bundan mutlu olurum elbette. Eskiden yaptığımız *RP düetlerini* tekrarlarız onunla ; )

    Daeya: Biz de büyük bir zevkle okuruz. Balor'un lejyon'una katılmış olanlara yaptığı dövme neyi simgeliyor, anlamı ne?

    Raistlin: Tanrı'nın ordusuna katılanların ve ona hizmet edecekleri sorguladığı anda ruhuna koyduğu bir işaret. Böylece değerli olanlar gerekirse diriltilebilir, ama bu çok ender olur. Tanrıya müthiş bir hizmet sunmayı başarabilen bir general ölümü yenebilir, ama her inanana bahşedilmez.

    Daeya: Bu ölümsüzler nasıl ölüyorlar hele ki tanrıları sensen?

    Raistlin: Herhangi bir ölümsüzün maddesel vücudu yok edilebilir. Çlümsüzlerin ruhları cehennemde bağlanmıştır ve her öldüklerinde reenkarne olarak dünyaya geri dönerler. Tabi her reenkarnasyonun bir de bedeli vardır ve Kaos Tanrısı başarısızlıktan hiç hoşlanmaz. Bu nedenle evet seçilmişler bir anlamda ölümsüzler, fakat güçlerini kaybederek yok olmaları ya da Kaos Tanrısı'nı tatmin edemezlerse onun hışmına uğrayıp yok olmaları mümkün. Tabii eğer görevlerini en iyi şekilde yerine getirirlerse, karanlığın cennetini yürüyecek ölümsüzlerin beklediği yere de alınabilirler. Hatta Kaos Tapınağına layığıyla hizmet etmiş bir general de, yeniden reenkarne edilip, gerekirse hayata yeniden geri döndürülebilir. Kaos'un öğretileri ölümsüzlüğü temsil ederler.

    Daeya: Sorularım şimdilik bu kadar. Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim.

    Raistlin: Rica ederim... Elimden geldiğince bildiklerimi anlatmaya çalıştım.
    Ama binde birini bile anlatamadım sanırım.

    Daeya: Poahahahah... Daha nasıl anlatacaksın ki!

    Raistlin: Neyse kolay gelsin sana meraklı rahibe...

    Daeya: Aman efendim, çok teşekkür eder saygılarımı sunarım...


    Raistlin'in canlandırmış olduğu karakterlerden Glasya'nın resmi...
    Image

    Ve Balor'un Lejyon'una katılmayı hakedenlerin sırtlarına yaptığı dövmenin şekli...
    Image

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:24 pm; edited 3 times in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Tue Mar 22, 2005 8:46 pm Reply with quoteBack to top

    DİYARIN ÇRKÇTÇCÇ FAKAT BİR O KADAR DA EğLENCELİ SOYTARISI... HÇKÇMLÇ!


    Daeya: Merhaba Emirhan seninle sitemizdeki Frpworld Postası için bir röportaj yapabilir miyim?

    Hükümlü: Selam Tabi..

    Daeya: Bu teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.

    Hükümlü: Sorun değil yapacak işim yok zaten sıkıldım.

    Daeya: Seni sitemizde Hükümlü nick'i ile tanıyoruz ve Savaş Karargahı'nın moderatörü
    olarak. Kimdir Hükümlü anlatır mısın bize?

    Hükümlü: Hükümlü pek çok kişi aslında yani beni mi yani Emirhan Demirel'i mi yoksa Hükümlü'nün sembolize ettiği şeyleri mi merak ediyorsun?

    Daeya: Çncelikli olarak Emirhan'dan başlayalım ne zaman başladı frp'ye Emirhan?

    Hükümlü: Hmm lise 1'di sanırım ama işte bu Ejderha Mızrağı zımbırtılarını okumaya başladığımda orta 2'deydim ama asıl tanışmam lise 1'de oldu. Lakin hiç o kadar derine giremedim kurallarına falan, istemedim de pek, pek de öyle deneyimim yoktur zaten ama hiç de bunları o kadar dert etmedim ehe-he.

    Daeya: Peki siteyi nereden öğrendin?

    Hükümlü: Siteyi ise öğrenmem şöyle oldu...

    Daeya: Smile Nasıl oldu?

    Hükümlü: Sitede ilk açılmaya başladığı zamanlar eskiden alt admin bir arkadaşımız vardı Maniak. O, bana "gel abi gel bak site açacağız çok güzel olacak" diyordu ben de pek iplemiyodum açıkcası. Neyse bir gün baktım site falan yok. Ortada yeller uçuyor açılmamış daha. Yazın Pranga'dan tanıştığım bir arkadaş vardı gandalfoftheday eski adminlerden onunla buluştuk bana siteyi anlattı. Daha o zamanlar doğru düzgün modetarör de yoktu ilk bendim sanırsam -yo hayır birde Maniak vardı doğru- Neyse anlattı işte Savaş Karargahı falan filan böyle böyle olacak, e o zaman seni Savaş Karargahı'na mod yapalım dedi. Ben de peki dedim ve Frpworld maceram böyle başladı.

    Daeya: Vaay ilginç ve farklı.

    Hükümlü: öyle oylama yapılmadı yani diğerlerinde olduğu gibi.

    Daeya: Pranga'ya da üye misin?

    Hükümlü: Evet hala üyeliğim var ama pek ziyaret etmiyorum sitelere ilk bakınmaya başladığımda orayla başlamıştım zaten. lise 2'nin başıydı sanırsam yine Maniak önermişti. Sonra lise 2'nin sonlarına doğru Frpworld açılınca diğerleri gitti benim için.

    Daeya: Ehuehuehu.. Gelelim Hükümlü'ye

    Hükümlü: Gelelim.

    Daeya: Hükümlü'nün sembolize ettiği şeyler neler?

    Hükümlü: şimdi Hükümlü ismi nerden çıktı onu bir anlatayım önce. Kayıp Dünya forumlarına üye olacaktım Frpworld'den önce çok sıkılmıştım bir de oraya bakayım dedim. Ve yeni bir isim istiyordum -'knightflame'di önceki- ve o sırada Stephen King'in Kara Kule serisinin 2. kitabı olan Çç'ün Çekilişini okuyordum. Orada bir karakter vardı. Eddie Dean. Bir kapı hikayesi var anlatması çok uzun girmeyeceğim. Kapının üstünde HÇKÇMLÇ yazıyordu. Bu eroin bağımlısı adamı temsilen, ben bu karakteri çok seviyordum ve onu kullanmaya başladım.

    Daeya: Aa evet biliyorum. Ben de o adamın tüm serilerini okudum.

    Hükümlü: Ben o kadar aşamadım kendimi daha. Neyse. Bir süre sonra Hükümlü ismi sadece isimden öteye geçti benim için ve rp'lerde kullanmaya başladım ve kendime bir karakterimin soy ağacını ve hikayesini oluşturmaya başladım. Karathas 'KnighFlame' Bardaaner bu adamın bağlı olduğu bir kült vardı bir şövalye düstürü. Hükümlü şövalyeler ve ben kendi içimde bunu düşünmeye başladım ve bunu rp'lere aktardım bir şekilde görevleri gezginci şövalyecilik yüzünden ceza çekiyor gibilerdi. Sevgililerinden ayrı kalıyor, evlerinden çocuklarından yurtlarından... Bir nevi sürgün gibi ama bunu yapmaları lazım ve işte bu görevleri onları bir şekilde HÇKÇMLÇ kılıyor diye devam ediyor.

    Hükümlü: Uyumadın ya orda?!

    Daeya: Smile Yok uyumadım. Ee devamı? Orda bitmiyor herhalde?

    Hükümlü: Hmmm işte bunların kültünün adı bu Hükümlü şövalyeler işleri gereği evlerinden yurtlarından ayrı kalıyorlar e tabii Hükümlü'nün benim için daha derinde anlamları var ama onları anlatmak gereksiz.

    Daeya: Peki Hükümlü hep evil mıydı yoksa sonradan mı oldu?

    Hükümlü: Aa orda bir karışmış hatlar açıklığa kavuşturalım hemen. şu ana kadar sadece üç tane Hükümlü şövalye vardır. Birincisi Kinithos Bardaaner. İkincisi Karathas Bardaaner ve Ççüncüsü Ardan Bardaaner. şu anda Ardan yaşamakta zaten yer yüzünden aynı anda sadece bir tane Hükümlü şövalye olabilir ve bunlarda her daim iyi kimselerdir. Sitede ilk rp'ye Karathas karakteri ile başladım ciddi anlamda. Bu kişi Raistlin arkadaşımızın karakteri tarafından katledildi ve onun yerine oğlu geldi Ardan bu da bir şekilde diyardan gitti görevi gereği yani şu andaki karakterim neredeyse tamamen kopuktur bu kült ile bazı söylenceler vardır, lakin Kerkenkele Emrahab'ın bu soydan geldiğine dair. Ama sorunun başına gelirsek Kerkenkele Emrahab bir şovalye değildir ve olamaz da zaten.

    Daeya: Nedir peki?

    Hükümlü: Emrahab'ın ne olduğu pek belli değil aslında. Kafadan çatlak olduğu bir gerçek ve ahlaklı birisi olduğunu da söyleyemem. Bazı söylemlere göre Karathas'ın bakire kalacağana yemin eden ama bu yemini bozan kızkardeşi Oûksum'un oğlu olduğunu söyler. Karathas Oûksum'u lanetlerken onu güneş'in huzurundan da kovar, kült güneşe tapınmaktadır, ve Oûksum güneşe çıkamaz ve onun dölleri, Oûksum'un Sinring adından bir oğlu olur ve bunlar baba bir mağarada aç sefil bir hayat sürerler. Maalesef bir gün şansızlık eseri küçük Sinring mağaradan dışarı çıkar. (bunun sadece bir söylence olduğunu hatırlatırım tekrar) Ve bunu fark eden ulu güneş de bu günahkar soyundan gelen zavallının üstüne tüm hışmıyla ışınlarını çevirir. Tabii ki ilk defa güneş gören bu zavallı çocuk büyük bir şok geçirir ve koşarken kafasını ağaca çarparak bilinçsiz yatar yerde. Ta ki güçlü kuvvetli bir kral avdan dönerken bu zavallıyı fark edene kadar. Kral bu çocuğu alır ve sarayına götürür. Sarayında bu güçlü Kraldan kurtulmak isteyen kötü kalpli bir soytarı vardır. Ama bunu kendisi yapamaz çünkü korkağın tekidir ve ölmekten de inanılmaz korkar. Bu yarı bilinçsiz çocuğu görünce onu yanına çırak alır ve ona bütün bildiklerini öğretir ve beynine resmen kendini koyar bu çocuğun ve onu çok genç yaşta yoldan çıkarır. Ve çocuk 17 yaşına geldiğinde kralı öldürür ve saraydan kaçar. Zaten akli dengesi yerinde değildir çocuğun ve gittikçe daha da sapıklaşır düşünceleri zamanla. Ve yine o vilayette pek çok insan öldürmüş ve katliam yapmıştır tabii ki bu bölge Bardaaner ailesinin de kuvvetli olduğu bir yerdir. O yüzden suç hemen Oûksum'lara atılmıştır ama dediğim gibi bu sadece bir hikaye bu seri katil hakkında anlatılan

    Hükümlü: (bitti)

    Daeya: Peki bu konuyu geçiyorum. Hükümlü'nün Raistlin'le karşılaşmadan önceki hayatını anlatırmısın ne yapardı, nasıl biriydi?

    Hükümlü: Emrahab'dan bahsediyoruz değil mi?

    Daeya: Valla sen bilirsin kafam karıştı benim. 7385878356 tane şeyle ilgileniyorum da şu an

    Hükümlü: O zaman sonra devam edelim.

    Daeya: Hükümlü diyorum, Hükümlü olmadan önce kimdi?

    Hükümlü: Soytarı mı şövalye mi? Hükümlü sadece bir sembolden ibarettir şövalyeler için. Soytarı için ise hayat ona hüküm giydirmiş ne diyelim kader utansın.

    Daeya: Smile) Peki Raistlin'le karşılaşman nasıl oldu?

    Hükümlü: Hmm Raistlin'le karşılaşmam işte 'Fırtına, Sel, Deprem'le oldu. Orada yine eblek eblek gezerken benim adam kendini bir anda bir böcayı ile aynı kayada otururken buldu ardından, bir şövalyeyle kapışırken, ardından da ölü... Raistlin ise bu karakteri, Kaos'a çok yakın olduğu için kendi yanına almayı seçti ve onu bi ghoul yaptı. Aslında o kadar karışık bir karşılaşmamız yok.

    Daeya: Sana seçim hakkı tanınmadan mı oldun ghoul?

    Hükümlü: Hmm bir bakıma öyle. Yani iki şansım vardı; ya ghoul olucaktım ya da o köprüdeki zavallı ruhlar arasındaki yerimi alacaktım. Çok mantıklı bir karardı verdiğim aslında. Adam yaşamak istiyordu, hoş buna yaşamak denirse artık... Olsun hala oldukça eğleniyor...

    Daeya: Nasıl gidiyor rp? Nasıl buluyorsun?

    Hükümlü: Rp bu aralar oldukça durgun... Pek çok başlık durmuş gibi yoksa bana mı öyle geliyor bilemiyorum. Açıkcası itiraf etmeliyim, sadece kendi aktif olduğum rp'leri takip ediyorum ve şu anda Tapınağın biraz durgun olduğunu söyleyebilirim. E tabii bende durgunum. Pek bir keyifsizim neden bilmiyorum ama sonuçta neşeli bir karakter canlandırmak için az da olsa keyiflenmem gerekiyor. O yüzden fazla yazamıyorum. Onun dışında Mabed'e yeni gelenler de oldukça hoşuma gidiyor. Çzellikle Dreamshadow pek hoş rp'ler yapıyor. Lyad (dı sanırım) iyi olacağa benzer bakalım nasıl olacak.

    Daeya: Hmm peki bu yazıları tasvir ederken kendi hareketlerini mi betimliyorsun yoksa bu
    hareket karakterime gider tarzıyla mı?

    Hükümlü: Hmm....ya yazıları yazarken esinlendiğim karakterler var aslında. Onları kafamda canladırıyorum ve onlar olsa ne yapardı diyorum. Buna biraz da kendi hareketlerimi katıyorum ama aslında yaptığım şey "ben okusam ne hoşuma gider" deyip, öyle yazmak oluyor. Ani, pek çoğunu fazla düşünmeden yazıyorum. Aklıma geldiği anda. Sanırım fark edilmiştir. Yani soytarı bir anda yere oturur mesela düşünmeye başlar, genelde hmmm şöyle şöyle yapayım demiyorum 5-10 dakika düşünmüyorum yani, yazmaya başlıyorum nereye giderse sonu. Genelde de zaten dönüp silmiyorum. Hatta bazen yazım hatalarına bile bakmadığım oluyor.

    Daeya: Peki şu ana kadar rp'lere baktığında kimin karakterini beğendin yani okuduğun zaman evet işte bu dediğin oldu mu hiç?

    Hükümlü: Hmm...... şu ana kadar bakacak olursak Oren Dautry'yi çok takdir ettim, Azalini ve Kirath'ı. İlk zamanlardan itibaren çok sinsiydiler. Bu kadar taraflı nasıl olunur bilmiyorum açıkçası ehe-he ama misal şu anda Des'in karakteri hoşuma gidiyor, Horcoel'i beğeniyorum gerçekten.

    Daeya: şöyle bir karakterim olsaydı da oynatsaydım dediğin oldu mu hiç?

    Hükümlü: Hayır aslında olmadı. Ama tekrardan şövalye oynatmak istiyorum. Her ne kadar bu karakter oldukça eğlenceli olsa da bilmiyorum şövalyeliğin yeri ayrı. Eminim onu oynatayım ondan da sıkılırım ve soytarıma dönmeyi isterim ama onun dışında, ne bir büyücü, ne bir barbar, ne bir başka bir şey ah keşke dediğim yok...

    Daeya: Karakterinin tanrısıyla arası nasıl?

    Hükümlü: Birebir de çok da fazla bağlantımız yok. Bir iki defa karşılıklı sohbet ettik ama ondan hoşlandığını düşünüyorum. Sonuçta Kaos'a inanılmaz yatkın birisi ve Tapınağa geldiğinden beri içindeki zarar verme ve bundan haz alması da arttı. Evet araları benim tarafımdan bakınca oldukça iyi; ama tabii büyük patrona sormak lazım asıl soruyu.

    Daeya: Tanrı olmak ister miydin?

    Hükümlü: Kim istemez ki ama rp'lerde Tanrı olmakla kalmıyor ki iş. Sonuçta admin oluyorsun. Bir sürü ıvır zıvır. Açıkçası ben yapamam, bana göre değil yani.

    Daeya: E moderatörlük yapıyorsun.

    Hükümlü: Açıkcası moderatörlük öyle pek de abartılacak bir iş değil. Bir kaç mesaj siliyorsun uygun bulmadığın, bazı konuları canlı tutuyorsun, bir de adın moderatör oluyor. Ha bir de rp'lerde 2 seviye üstten başlıyorsun.

    Daeya: Karakterinin diğer karakterlerle arası nasıl kendini beğenmişlik yapıyor mu üst olduğu için?

    Hükümlü: Çstlerine bile fazla saygı göstermiyor içeride ve eğer birinin üstünde gücü olduğunu bilirse, onu tüketene kadar kullanır ve sonrada da kullanmaya devam eder. Diğer karakterlerle olan ilişkisi sanırım değişkenlik gösterir. Eğer eğlence anlayışı Soytarı ile uyum gösterirse onunla olmayı sever ama tabii ki her zaman için sırtından bıçaklamaya da hazırdır. O yüzden tamamen güvenilmez, e tabi kafadan kontak olduğunu da unutmamak gerekir.

    Daeya: Güç ne demek Soytarı için?

    Hükümlü: Güç soytarı için hmmm.... Sanırım emrinde çok adam çalışması, çok korkulan birisi olması ve istediği zaman istediğini yapabilmesi ve bunun ardından karşısında kimsenin duramaması. Yani tam bir zorba zihniyeti var elemanda.

    Daeya: Korku nedir? Soytarı'nın korktuğu bir şeyler var mı?

    Hükümlü: Soytarı'nın korktuğu bir şey sanırım yok. Çlümü bile bir deneyim olarak görüyor. 'O'nun karşısında tabii ki korkmuştur; ama herkes gibi korktuğunu sanmıyorum. Sonuçta deli ve neden korkması gerektiğini bilmiyor; ama kurtulması için neler yapması gerektiğini biliyor. Nasıl davranması gerektiğini. Gerektiğinde kendini durdurması lazım yoksa lejyonda hayatta kalamaz ve bunun da gerçekten bilincinde.

    Daeya: Neyden kurtulmasını biliyor? Korkudan bahsediyoruz korkudan mı kurtulmayı biliyor?

    Hükümlü: Pardon biraz karışık söylemişim sanırım. Leyjonda yok olmaktan kurtulması için neler yapması gerektiğini biliyor. Korkunun ne olduğunu bilmediği için kaçmasına da gerek yok zaten.

    Daeya: Soytarı güçlü mü?

    Hükümlü: Sitedeki karakterlerle bakıldığında hayır o kadar güçlü olduğunu sanmıyorum; ama çok tatlı özellikleri var ben seviyorum. Yarım barda, yarım suikastçi, yarım da ghoul (kaos yaratığı). Olsun güçlü olmaması daha güzel rp yaptırıyor bana. Güçlü olmasın o kadar. Zevkli olmuyor güçlü karakter oynatmak zaten. Zayıflığı olsun ki oynaması zevk versin.

    Daeya: Frp ya da rp ne demek senin için ne ifade ediyor?

    Hükümlü: Eğlence. Hayal kurmak için fırsat. Daha fazlası olduğunu sanmıyorum. Bir hayat tarzı, olmazsa olmaz değil yani. Açıkcası kendimi 'frpci' olarak da görmüyorum pek. Gerçekten çok sınırlı bilgim var benim bu zımbırtılarda.

    Daeya: Sınırlı bilgin olmasına rağmen bu işi iyi yapıyorsun. Bunu neye bağlıyorsun? Yeni başlayanlara ne önerirsin?

    Hükümlü: Evet bu işi yapıyorum çünkü hayal kurmayı seviyorum. Yeni başlayanlara ne mi öneririm?! Hmm... Kuralları az buçuk da olsa bilsinler bence yoksa misal zor bir durumda
    kalıyorsun ve seni o durumdan kurtaracak bir yeteneğin varken sen kullanamıyorsun onu bilmediğin için. Oldu da ordan biliyorum, kendilerine güzel bir orta yol bulsunlar. Kurallarla kuralsızlık arasında Smile ehheehe ama yok ya bir şey tavsiye etmiyorum ne isterlerse yapsınlar ben tavsiye verecek adam değilim.

    Daeya: Kuralları nasıl buluyorsun?

    Hükümlü: Sıkıcı, iç karartıcı, gereksiz (pek çoğu). Beni baydığı için uğraşmıyorum o kadar. İlgilenmediğim için de okumadım o yüzden de ayrıntılı bir yorum yapamayacağım. Yani dediğim gibi hayal gücümü kısıtladığını düşünüyorum.

    Daeya: Nasıl olmalı sence? Sen olsan nasıl kurallar koyardın?

    Hükümlü: Bak beni sıkıştırıyosun hoşuma gitmedi.

    Daeya: Very Happy

    Hükümlü: Ya olabildiğince geniş tutardım... Yerimden atıp tutuyorum şimdi ama, işte
    adamın fiziksel özellikleriyle ilgili kurallar olurdu, yetenekler falan filan. Ama savaş durumlarını kısıtlayacı olayları azaltmak isterdim. Tamam tamam ne yalan söyleyeyim doğru düzgün düşünmedim bu konuyu mutlu oldun mu?

    Daeya: Ahuahuahu... Tapınak baya bir kalabalıklaştı bu sizin için iyi bir şey. şimdiki amacınız nedir, ne planlıyorsunuz?

    Hükümlü: şşşş.... Gizli bilgiler orası kalsın olduğu gibi. Tapınak da kalabalıklaşsın ama herkes de bize gelmesin ya biraz iyiler de olsun. Karşıda adam kalmazsa biz kimi doğrayacağız ki? Değil mi eğlencenin tadı tuzu kalmayacak.

    Daeya: Thor adında bir gençle beraber dolanıyorsun Mabed'de. İyi anlaştığınız söylenebilir mi?

    Hükümlü: Hmm evet kullanışlı buluyorum kendisini bakalım üstlerden birine kaptırmazsam yanımda tutmaya niyetliyim. Bir üst-er ilişkisi nasıl olursa ilişkimiz de o boyutta daha ötesi yok zaten.

    Daeya: Thor hakkında iyi planların var sanırım.

    Hükümlü: Yooo.... Onu yanımda bir güvence olarak tutuyorum bir planım yok. Tabii benim gibi olmayı kabul ederse o ayrı. Ama bi kusuru var eğlence anlayışı biraz tezat, fazla ciddi.

    Daeya: Ne güvencesi?

    Hükümlü: Yani işte baba adamların elemanları olur ya yanıbaşlarında onlardan falan. Ben severim yanımda dolaştırmayı öyle.

    Daeya: Yani Thor'u ayak işlerinde kullanacaksın!?

    Hükümlü: Evet aynen öyle.

    Daeya: Cık cık cık...

    Hükümlü: Bence oldukça normal adil olan bu.

    Daeya: Neden?

    Hükümlü: Ben bir rütbeyim, o bir alt rütbe. Oldukça doğal. Herkesin altında birileri çalışmalı
    değil mi ama? Very Happy

    Daeya: Bak bir şey daha soracaktım unuttum. Neyse başka soruya geçelim.

    Hükümlü: Sen bilirsin.

    Daeya: Eğlence anlayışına uyamadığını söyledin Thor'un. Senin eğlence anlayışın nasıl?

    Hükümlü: Benim eğlence anlayışım hiç bir şeyi ciddiye almamak. Tamam o da eminim katliamdan zevk alıyordur ama bunu bir sanat olarak görmek lazım.

    Daeya: Ne yani gözünü oymak sanat mı ya da bağırsaklarını deşmek?

    Hükümlü: Evet kesinlikle. Hem ben orada adama estetik ameliyat yaptım. Her bir haltla
    matrak geçmek lazım ciddiyet bana göre değil.

    Daeya: Ama herkes senin istediğin gibi davranamaz ne kadar rütbeli olursan ol. Tabi bu
    konuda.

    Hükümlü: Olsun davranmalı. Pek faşist bir gençtir kendisi. Herkes kendisi gibi olmalı. Dil

    Daeya: Reda ile aynı yerde miydiniz? Çünkü reda shi'el'Elesia ve Malhevian'ın olduğu yere
    gitti.

    Hükümlü: Yok valla o nerde napıyor bir haberim yok. Ya bütün ekip toplanmış ben
    kıskandım şimdi. Olsun ben özel göreve gideceğim siz gidemeyeceksiniz.

    Daeya: Allah allah siz toplanırken biz sesimizi çıkarıyormuyduk.?

    Hükümlü: Olsun ben kıskanırım.

    Daeya: Ahuhauhau... Peki Malhevian, Reda ve shi'el'Elesia hakkında ne düşünüyorsun?

    Hükümlü: Hmmm açıkçası öyle çok özel düşüncelerim yok. Ama o keçi adam beni
    eğlendiriyordu özledim onu. Sonra Reda ile shi'el'Elesia(bu kadar zor isim neden seçersinki sanki!) onları da sırf kadın oldukları için seviyordum bildiğin üzere pek ahlaklı birisi değil kendileri.

    Daeya: Bul o zaman güzel bir isim. Bu isim bulma konusunda pek yaratıcı değilim.

    Hükümlü: Çok zor, ben napayım yazamıyorum.

    Daeya: Nıahahahah o zaman yandın sitedeki nick'imi shi'el'Elesia olarak değiştirmek
    istiyorum.

    Hükümlü: Neyse artık bakalım nasıl olacak.

    Daeya: Palyaçolara olan merakın karakterin sayesinde mi oluştu yoksa zaten vardı da
    karakterini mi ona uyarladın?

    Hükümlü: Hmm... Soytarılara olan merakım en başta Batman'i izledikten sonra Jokerden
    geliyordu ilkokulda. Daha sonra bir kitapta okudum iskambil kağıtlarındaki jokere de hasta
    oldum yeni bir boyut kazandı orada jokerler benim için. Daha sonra O'yu okuyunca orada
    Pennywise'ı gördüm. O çok ayrı bir tarafa çekti benim ilgimi eh hala da bir şeyler
    öğreniyoruz.

    Daeya: Ailene Frp'yi nasıl anlattın? Ne dediler öğrenince?

    Hükümlü: Hmm hatırlamıyorum vallaha ama babam iyi güzel devam et demişti. Sadece
    biraz tırsmışlardı hatta annem bir kafe görmüştü Oversoul diye bak orda Frp oynuyorlar
    başlamak istiyorsan git demişti. Yani köstek olmadılar hiç bizimkiler. Demek ki iyi anlatmışım
    zaten annem ben orta 1'deyken Hobbit'i okutmaya çalışmıştı ben yanaşmamıştım. Hala da
    Yüzüklerin Efendisi'ni ve Hobbit'i okumadım.

    Daeya: O zaman sana kolay gelsin diyorum ve bu güzel sohbet için çok teşekkür
    ediyorum.

    Hükümlü: Bitti mi?

    Daeya: Evet bitti.

    Hükümlü: Aaaa.....

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:28 pm; edited 1 time in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Thu Feb 09, 2006 8:30 pm Reply with quoteBack to top

    BEYAZ CÇPPELİ BAş BÇYÇCÇ ELDARİN HAKKINDA HERşEY!!!


    Daeya: Ehhem ehhem.

    Eldarin: Hmmm ehömmm. Goarkkk!!!

    Daeya: Çncelikle sitemizde meydana gelen php-nuke azizliği için daha önce yapmış
    olduğumuz röportajın silinmesi beni çok üzdü bunu bilmeni istiyorum. Ve ikinci bir röportajı kabul ettiğin için de ayrıca teşekkür ederim.

    Eldarin: Bende teşekkür ederim Çilek, öncekinin gitmesi kötü oldu ama bu sefer daha eğlenceli bir röportaj bizi bekliyor olsa gerek.

    Daeya: Mutlaka.. Çncelikle ayağının durumunu ben dahil tüm site sakinleri merak ediyor.
    Ayağın nasıl oldu?

    Eldarin: Anlatmayayım boşver . Ama iyiyim şimdi, sadece deri kaldı üstünde, derinin altı
    kabuk bağladı, birazda morarık gözüküyor. Ve birde fazla ayağa yüklenemiyorum, hala
    seke seke yürüyorum yani.

    Daeya: Ayy ilaçlarını kullanmayı ihmal etme geçmiş olsun tekrar. şimdi öncelikli olarak
    Eldarin, yani sitemizin alt admini bize FrpWorld'e girişini, nasıl üye olduğunu ve bu seviyeye nasıl geldiğini anlatırmısın?

    Eldarin: Hmm bayağı gerilere gittik, ama hala hatırlıyor gibiyim...FrpWorld'e sitemizin eski
    kullanıcılarından Fallen (Thlyrotel) in referansı ile girmiştim, ve o da Green eye of devil
    dan almıştı sitenin ismini. Eh bende bunun üzerine siteye girdim, internet ile de yeni
    tanışıyorum o zamanlar. Girmekteki amacım downloadlara göz atmaktı.

    Daeya: Eheh downloadları alıp kaçmaktı yani... Smile

    Eldarin: Evet, ama hiç elleyemedim downloadları. Çalışmıyordu hiçbiri, site hacklenmişti.

    Daeya: Peki sitenin müdavimi haline nasıl geldin? Seni bağımlı yapan ne oldu?

    Eldarin: Sitenin müdavimi olmamın altında yatan en büyük sebepte o zamanlar yeni
    kurulmakta olan Büyü Konseyi'ydi. Sitede ilerlemiş onca RP ye baktıktan sonra yeni yeni
    ilerlemeye başlamış Büyü Konseyi'nden başlamayı uygun görmüştüm. Sonra tabi
    Büyücülük Kulesi ile tümden ilgilenmeye başladım, orada incelemelerime devam ettim. Yani
    Büyü Konseyi ve Büyücülük Kulesi, FrpWorld'ün bana çekici görünmesinin altında yatan
    cevherlerdi. Ve tabi gerek frp bilgisi açısından, gerek arkadaşlık ve düzeylilik açısından site
    kullanıcılarını kendime yakın hissetmemde önemli bir etkendi. Ve son olarak sitede dönen
    RPG ler, onlarda apayrı bir tat veriyor zaten...

    Daeya: şu anda Baş Büyücüsün sitede. Karakterini bize anlatırmısın biraz ne yapar, ne
    yer, ne içer?

    Eldarin: Hmm Eldarin'i kısa zaman önce oynamayı bıraktım, belki bir gün karakter tekrar
    oynamam için önüme sunulabilir ama ne zaman olur bu -veya olur mu?- bilemiyorum. Yine
    de ben kısaca değineyim Beyaz Cüppelilerden Eldarin'e...

    Daeya: Dur değinmeden önce neden oynamayı bıraktığını açıkla bari?!

    Eldarin: Eldarin karakterini oynatmaya başladığımdan beri yanımda olan kimseler artık
    beyaz cüppelinin yanında değildi, onların kaderi benim sağ avucumun içinde diyen birisi
    onları birer birer kaybedince bundan kendini sorumlu tutmaya başlamıştı. Çok büyük
    planları, büyük amaçları vardı ama hiçbir işi tam anlamıyla bitirememek ona acı veriyordu.
    Yani genele yayarsak bu, RP içersinde dönen birçok şey oldu ki hala Eldarin diyarda bozulan bazı şeyleri yeniden yerine getirmeye çalışıyor, ama bunu kendisi için bir son görev olarak görmekte. Bunun içinde elinden gelen herşeyi yapacak, feda edebileceği pek de değerli bir şey kalmamıştı ellerinde. Bir tek kendisi ki Eldarin paranoyak bir kimse ve hayatının kimseye bir fayda sağlamadığını düşünen birisi zaten...

    Daeya: Bu yüzden mi bıraktın yani?

    Eldarin: Eh evet ...

    Daeya: Peki. Bahaneyle Eldarin'e de değinmiş olduk. Karakterinin en çok sevdiğin ve en nefret ettiğin yanı neydi?

    Eldarin: Eldarin'in en sevdiğim karakterlerden biri oldu benim. Bunda forum karakteri olmasınında büyük etkisi var tabi, ruhsal tahlillemeleri gayet hoş olmuştu çünkü. Eldarin'i oynarken en sevdiğim yanı esprili bir karakter olmasıydı, en nefret ettiğim yanı ise, şizofreni hastalığı. Çünkü bundan gerçekten çok çekti.

    Daeya: Peki kendinden bir şeyler kattın mı hiç Eldarin'e?

    Eldarin: Mutlaka katmışımdır, hem kendimden hem çevremde gördüklerimden hatta
    yaşadıklarımdan. Uzun süre bir karakter üzerine yoğunlaşınca ister istemez oluyor bunlar.
    Espriler, mimikler, tepkiler...Bunların bir çoğu gerçek dünyada görüklerime ve
    yaşadıklarıma aitti. Kendinden ne kattın diyorsun, Eldarin'in ruhsal çehresini bir yere
    kadar kendimden almış olabilirim.

    Daeya: Aynı zamanda bir çok rp de Dm'lik yapıyorsun. Zevk alarak Dm'liğini yaptığın hangi
    oyundu ve neden?

    Eldarin: Rp yapmaya zaman zaman üşensem de yapmaya başladıktan sonra bu negatiflik
    üzerimden kalkıyor diyebilirim. Bu bağlamda da oynattığım her oyunu zevk alarak
    oynattım ve oynatıyorum. Ama en zevk aldığın oyun diyerek beni fena köşeye
    sıkıştırıyorsun. Buna cevabım Azalin'in Tahtı olabilir, zira üzerine bayağı kafa yormuştum
    ve daha kaliteli bir oyn ortaya çıkarmak için elimden e geliyorsa yapmıştım. Tabi Azalin'in
    Tahtı daha güzel olabilir miydi? Elbette daha iyisini çıkartabilirdik. Azalin'in Tahtından sona
    10 Kasabaya Giden Yol Çzerinde gelebilir. O oyunda katılımcıları ve gerek oyuna
    kazandırılan anlam bakımından gerekse kaliteli roleplay den ötürü bayağı hoşlanarak
    oynattığım bir oyundu. Belki de hiçbiri değildi, ilk göz ağrısıydı .

    Daeya: İlk göz ağrısı olmasının ayrı bir özelliği olduğu anlamını çıkıyor. İlk göz ağrınsa bu
    kadar basit bir açıklamayla geçiştiremezsin bence..

    Eldarin: Eh basit bir açıklama yeterli değil tabi. 25 sayfaya yakın bir oyun oynanmıştı
    orada. İki tarafında belli bir amacı vardı, iki tarafta buna kararlıydı, kendilerine verilmiş
    olan sorumluluk ve olası başarısızlık ihtimali iki taraf içinde büyük bir önem taşıyordu. 10
    kasabaya giden kervan ise tıpkı bir satranç tahtasında diğer tüm kurmay taşların tek bir
    piyonu korumak adına birbirini ardı ardına tetikleyebileceğini andırıyordu bana hep. Ve
    piyon hareket ettirildikten sonra hakikaten tüm kurmay taşlar birer birer birbirlerini yuttular. Sonunda kazanan kervanı 10 kasabaya götürmeye çalışan grup oldu. Yine de kayıplar büyüktü ve bence iki taraf da kazanamadı. Tüm bunları bana yani Dm Eldarin'e bağlarsak, oyuna ilk Dm olduğumda başlık Adminler tarafından açılmıştı ve 4 - 5 sayfa ilerlemişti. Rpg'yi şöyle bir incelediğimde hiçbir konusu olmadığını görmüştüm. Ve yine farklı tatlar ve görevlerle bu basit oyun da büyüdü ve 25 sayfalık bir oyuna dönüştü, site tarihine işledi. Eh ben de forumda ilk oynumu başarıyla oynatmış oldum, bu da 10
    Kasabaya Giden Yol Çzerinde'yi benim gözümde hep hatırlanır kıldı.

    Daeya: şu an Dm'liğini yaptıpın Kıyametin Ayak Sesleri adlı Rp'yi nasıl buluyorsun? Her Rp'de kendini daha da geliştirdiğin söz konusudur mutlaka. Ama hiç bunun tersini düşündüğün oluyor mu?

    Eldarin: Hmm evet Kıyamet Rpg'lerini ardı ardına açarak sitede önemli bir iş daha yapmış olduk aslında. Senkronize oyunlar dizisi...Ve tüm bu oyunları birbirine bağlayan ve elinde tutan bir oyun var ki o da Kıyametin Ayak Sesleri...Oyun diyarda gezen en güçlü kimseleri birbirine bağlıyor ve Kıyamet gerçekleşmeden hemen önce diyar halklarını ve mümkün olursa diyarı kurtarmak üzerine harekete geçiriyor. Oyun gerek kalite açısından gerek drama açısından pek de fena gözükmüyor benim gözüme, oyuncular zaten kendilerini kanıtlamış kimseler. Tabi biraz yavaş ilerliyor ona sözüm yok. Ama bu şekilde giderse bence çok iyi olur, bizim Rpg'lerde en çok yakındığımız mevzu bazı kullanıcıların saçmalayarak oyunun akışını bozması. Kıyametin Ayak Sesleri'nde bunun olmaması sevindirici. İkinci soruna da cevap vereyim, Ben her Rpg'de kendimi biraz daha geliştirdiğimi hissediyorum. Çzellikle daha orjinal olaylar ve diyaloglar karşısına çıkınca bu daha bariz belli oluyor. Ama bazı arkadaşlar var ki zamanla Rp'lerinin hep birbirine benzediğinden, artık yeni ve orjinal birşeyler üretemediklerinden bahsediyorlar. Eski Rp'lerini özler hale geliyorlar. Ama bende pek olmadı bu durum şimdiye kadar. Sende oluyor mu hiç? Eski Rp'lerini özlüyor musun? Daha orjinal birşeylere karşı bir beklentin var mı?

    Daeya: Hehe. Bazen. Ama bu tamamen Dm yüzünden oluyor. Orjinallik değil de daha çok özen arıyorum ben.

    Eldarin: Evet doğru cevap da bu olsa gerek, Dm oyuncunun karşısına klişe şeyler koydukça bu insanı sıkıyor ve eskiyi, orjinal olanı özlemeye başlıyor. Veya dediğin gibi
    özeni...

    Daeya: Bence bir Rp açılmadan 100 kere düşünmeli Dm. Ne kadar bu işte iyi de olsa..Bir yerde gerekiyor.

    Eldarin: Hazırlanma açısından elbette bu olmalı, ama ben birçok Rp'ye tam olarak hazırlanmadan giriyorum diyebilirim. Çünkü her halükarda bir yerden sonra oyun senin kontrolünden çıkıyor ve apayrı bir yola sürükleniyor. Ama tabi değişen duruma da hazırlanmak ve yeri geldiğinde anlık müdahalelerde de bulunmak gerekir ki bu da Dm'liğin kurallarından biridir. Yoksa hiçbir oyunun devamlılığı sağlanmaz, oyun sürekli bir yerde kesilir, hiçbir şeye benzemez.

    Daeya: Dm'liğe yeni başlayan kullanıcılarımız için eklemek istediğin bir şey var mı? Ya da buradan tüm Dm'lere iletmek istediğin bir mesaj?

    Eldarin: Yok ne desem komik algılanacaktır. Bir şey demesem en iyisi Smile

    Daeya: O kadar komik bir site miyiz canım alla alla Smile

    Eldarin: O zaman Dm'liğe yeni başlayan kullanıcılarımıza Dm'likten korkmamaları
    tavsiyesinde bulunabilirim. Belli noktalarda tıkandığınız, oyunun devamının gelmediği, anlık
    tepkileri veremediğiniz ya da bu konuda başarılı olamadığınız olabilir. Yine de tüm bu
    hataları yapsanız bile bir süre sonra iyi oynatmaya alışacaksınız, bu sorunlar aslında iyi bir
    Dm olma yolunda atılmış adımlardır.

    Daeya: Diğer Rp'leri de takip ediyorsun sanırım. Diyarlarda büyük bir hareketlilik var.
    Bunu neye yorumluyorsun? Herkes bir panik içinde.

    Eldarin: Eheh...Kıyamet ayak sesleri duyuluyor olmasın sakın???

    Daeya: Bilemeyeceğim. Ben sana soruyorum...

    Eldarin: Evet diyarı büyük bir kıyamet bekliyor demiştik, ve bunun için Kıyametin Ayak
    Sesleri adlı oyunda seçilmişlerimiz oynuyor. Ama halledilmesi gereken başka meselelerde
    var tanrıların gözünde. Kimi tapınaklarını kurtarmaya çalışıyor, kimi inananları için bir çıkış
    yolu aramakta, kimi ise hala diyarı ele geçirme hayalleri peşinde evanjelistlerinin
    aktivitelerini destekliyor. Ve tanrılar arasında geçen tüm bu meseleler, işin odak
    noktasıyla, diyar ile, diyar üzerinde onları temsil eden lider pozisyonundaki kimseler ile
    mümkün. Tanrılar inananlarına birer birer görevler vererek içinde bulundukları durumdan
    en iyi şekilde sıyrılmanın yolunu arıyorlar. Ve buna bağlamla önemli görevleri
    gerçekleştirmek üzere büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Gelecek neler gösterir bilinmez...

    Daeya: Tanrıların düşeceği söyleniyor. Buna ne diyorsun. Diyarda sadece tek bir tanrı
    kalacakmış...

    Eldarin: Yok bu hem teorik, hemde mantıken mümkün olamaz. Tek bir tanrı, diyar ve onu
    çevreleyen düzlemsel alanın kontrolünü üstlenemez, bunun için bir pantheon
    görevlendirilmelidir ki şimdi kullandığınız pantheon da 12 tanrıdan oluşmakta. Bu tanrıların hepsi farklı güçler üzerinde hakimiyet sahibi ve sahip oldukları bu hakimiyet ile düzlemler üzerindeki dengeyi sağlamakla yükümlüler. Aynı şekilde tanrılar çeşitli arketipleri desteklerler ki bu da işi mantıken yürüten kısımdır. Tek bir tanrı aynı anda hem iyiyi, hem kötüyü, hemde dengeyi savunamaz. Bunun için farklı seslerin ve farklı güçlerin temsilcileri gerekmektedir. Bu da pantheon'lar ile mümkün. Ama sanırım diyara tek bir tanrı hükmedecek derken kastın İsimsiz Olan'dan bahsetmekti. Hani şu Apocalypse'i minicik bir demiplane'e hapseden muazzam güçteki tanrı...

    Daeya: Ahuahuaua evet.

    Eldarin: İsimsiz Olan'ın hikayesinden sitede biraz bahsetmiş olmam lazım. Kendisi pantheon'lara gizlice sızan ve büyük bir gizlilik ile girdiği pantheon lardaki Ulu Tanrıların güçlerini birer birer emerek pantheon daki güç dengelerini bozan, işini bitirdikten sonra da yine gizli bir şekilde kendisini başka bir boyut içersinde başka bir pantheon a sokan tam tabiriyle "Kan Emici" bir tanrı. Son kurbanı da FrpWorld pantheon'u olsa gerek. Ama bu sefer işler karışabilir...

    Daeya: Kaos'un müridleri tapınaklarını başka bir boyuta taşıdılar. Her tanrı'nın böyle bir şey yapma ihtimali var mı yok mu bilmiyorum ama eğer varsa kıyametin ne anlamı olur?

    Eldarin: Tanrıların bunu yapma gibi bir imkanı vardır tabiiki. Ama nereye taşıyacağın önemli. Dışboyutlar bilinenin ötesinde tehlikeleri içlerinde barındırırlar. İlk anda bu hareketi yapmak mantıklı görülebilir fakat işi derinlemesine incelediğimizde aslında hiçte öyle değildir. Sizin tapınak Outer Planes'e Kaos büyüsü ile çekildi mesela. Pandemonium fısıldayan çığlıkların dinmediği boyut olarak bilinir. Normal şartlarda bir ölümlünün ilahi bir boyutta yaşaması imkansızdır. Sizin elinizde buna bir nebze karşı koyacak bazı güçler var ama olmaması tam bir katliam anlamına gelirdi. Ama yine dediğim gibi düzlemler arasında taşlar çok ince bir ayarla üstüste yerleştirilmiştir. Bu taşlardan birini kıpırdatmanız büyük felaketlere yol açabilir. Her tanrının inananlarını ayrı bir boyuta çekmesi büyük bir felakettir. Ki şu anda da farkındasınızdır ki Pandemonium felaketin ta kendisi. Orada lanetlenmemiş birşey bulabileceğinizi hiç ama hiç sanmıyorum...

    Daeya: Valla bana bakma ben apayrı bir yerdeyim. Sence diyarlardaki durumun sonu ne olacak?

    Eldarin: Hmm sonucu tahmin etmek güç, herşey oyuncuların ellerinde. Potansiyelleri neler
    ortaya çıkarır bilmiyorum. Başarısızlık büyük felaketlere yol açabilir, başarı dahi yeterli olmayabilir. Bunun için oyuncuların beklenilenin ötesinde performans sergilemeleri gerekir ki ben daha bunu pek kimsede görmedim. Çnemli bir iş başaran oyuncunun ismi hiç kulağıma gelmedi. Bu konuda ben de senin gibi beklemedeyim. Umarım oyunlar istediğim gibi son bulur. Yani başarı ile, ki oyunlar dizisi üzerine aylar önceden konuşulmuştu. Onca hazırlığın sonunda başarısızlığı ben pek tahammül edemem açıkçası .

    Daeya: Very Happy Nacizane sitemizin genelini nasıl buluyorsun? Eksikleri olan bir site mi yoksa fazlasına sahip olan bir Frp sitesi mi?

    Eldarin: Belli konularda eksiğiz kabul ediyorum. Ama Türkiye'de Frp hususunda bu işi en iyi yapan sitelerden biri olduğumuzu rahatlıkla savunabilirim.

    Daeya: Sitemizin reklamı iyi yapılıyor mu? İnsanların çoğu hala böyle bir sitenin varlığından haberdar değil. Bu konudaki çalışmalar ne derecede?

    Eldarin: Evet hala bazı kendinibilmezler FrpWorld'den bihaber. Reklam konusunda son zamanlarda bazı adımlar atmış bulunmaktayız, ama yeterli değil elbette. Çalışmalarımız içersinde Çniversitelerin FRP Toplulukları ile iletişime geçmek, onlardan hem bilgi hemde destek almak, aynı şekilde destek sunmak. Çte yandan benzer fikirlerin savunucusu olduğumuz siteler ile yine birbirimize destek oluyoruz. Bunun dışında benim yaptığım birşey yok. Yine site Adminlerimizden Maniak yeni kullanıcılar ile birebir ilgilenme konusunda görevli. Bu işe de ufak ufak ısınıyor. Yakın zamanda FrpWorld'ün daha da güzelleşen, bilgiyle donanan bir site olacağını düşünüyorum, ki daima bunun için emek harcıyoruz zaten hepimiz.

    Daeya: Site yönetiminin değiştiğini yeni kullanıcılarımız hariç herkes biliyor. Buna neden ihtiyaç duydunuz.? Çünkü belki biraz ispiyonlamak biraz da şikayet etmek gibi olacak ama bazı arkadaşlardan duyuyorum yeni yönetimin pek iyi olmadığı, eski sistemin daha düzen sağlayıcı olduğu kanaatindeler. Hatta sitenin iyiye gideceği yerde daha da kötüye gittiğini düşünen arkadaşlarımız var.

    Eldarin: Eski sistem derken Saray Sisteminden bahsediyoruz değil mi?

    Daeya: Evet.

    Eldarin: Hmm aslına bakılırsa kendi açımdan söyleyeyim, sistemin değişmesi bana yaradı . Ama dediğin doğru olabilir, yönetim sistemi getirdiğinden çok şey götürdü benim gözümde.

    Daeya: Eskiden moderatör olarak kabul edilmeyen kişiler artık alt admin oluyormuş. Buna isyan eden, siteyi bu şekilde görmeye tahammül edemediğini anlatan arkadaşlar var. Sistemin değişmesi senin açından neden yaradı?

    Eldarin: Çnce sondan başlayayım. Bana yaradı çünkü ben sitede dinamik çalışmayı isteyen biriyim. Saray sistemi hem moderatörlerin çalışma gücünü azaltıyor hemde alınan kararlar açısından bariz bir yavaşlık veriyordu. Bunun için uygulamalar oldukça azalıyordu. Moderatörler siteye giriyorlar 2 3 saat sitede online bulunuyorlar ve sadece Saraya mesaj atıyorlardı. Bu da işlerin sıfırlanması demek oluyordu doğal olarak. Saray kapatıldıktan sonra işler iki üç kişinin kararları ile yürümeye başladı. Bu kararlar bazen doğru oldu bazen yanlış. Ama daha önemlisi bir karar vermek kararsız kalmaktan iyi oldu. Hata yapa yapa artık nasıl doğru işin yapılacağını öğrendik ve işleri daha sıkı bir şekilde ele aldık. Evet eskiden moderatörlüğe kabul edilmeyen kimseler şu anda site yönetiminde mevcut, hatta toy dediğimiz kimseler bile şu anda sitede yetki sahibiler. Zaten sarayın kapatılmasındaki amaç sitede iş yapmak isteyen arkadaşların önünü açmaktı. İş yapabiliyorlarsa ne ala, öyle değil mi?

    Daeya: Eh orası öyle tabi de arada yine de bir tezatlık oluşturuyor.

    Eldarin: Tahammül edemeyen arkadaşlar olabilir, tezatlarda olabilir. Ama bekleyip
    görmekle alakalı bu işler. Bana da zamanında bu işten anlamaz etmez deniyordu. O yüzden bu konu hakkında kimseye söyleyecek kelamım yok.

    Daeya: Kelam falan fazla edebiyatik konuştun ya sen makina.! Ehhem neyse sitemize yeni bölümler açıldı ve takip ettiğim kadarıyla da yeterince aktif haldeler. Ne düşünüyorsun bu konu hakkında bence çok iyi oldu.

    Eldarin: Bilmem bir an gaza gelmiş olabilirim, arada oluyor. Very Happy Evet Anime ve Sanat bölümleri açıldı. Daha her ikisini de detaylı inceleme fırsatım olmadı ama aktiflikleri memnuniyet verici. Başta bölümleri açarken hep bir kuruntu olmuştu içimizde ama güvenilir kimselerden destek alınca bunun üstesinden de geldik. Bence de çok iyi oldu.

    Daeya: yeni bölümlere açığız diyorsun yani.

    Eldarin: Sitemiz ile uyum içersinde çalışacaksa, kullanıcı kitlemize hitap ediyorsa neden olmasın .

    Daeya: Hakan son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

    Eldarin: Bilmem bana sormak istediğin bir şey var mı?

    Daeya: Bilmem senin "ah keşke şunu sorsa da cevaplasam" dediğin bir şey var mı? Very Happy

    Eldarin: Dil Yok ya anlatacak çok şey var da hepsinden bahsedecek zamanımız ve yerimiz
    yok.

    Daeya: Tamam o zaman ben de daha fazla ısrar etmiyorum ve bu güzel sohbet için
    teşekkür ediyorum.

    Eldarin: Benden de teşekkürler, umarım eskisinden çok hit alır bu röportaj.

    Daeya: Artık eskisi kadar popüler değilsin çok yaşlandın.

    Eldarin: Elder in oldum. Bu arada yarın öbür gün yine silinir mesajlarımız bir daha yaparız
    röportaj değil mi?

    Daeya: Tabi tabi yaparız gene yalama oldu zaten site Very Happy

    Eldarin: Haftada bir Eldarin'le röportaj düşünsene. Eveeeeeeet, bu haftaki konuğumuz
    da Eldariiiiiiin. "Çilek: Eee nasılsın gene Eldarin" "Hakan: Kusçam artık yeteeeeeer." Very Happy
    Kusuk kusuk muhabbetler dönüyormuş artık, soracak birşey bulamıyorsun sen de. Saçma
    sapan espriler vs.

    Daeya: Ya gidişat da onu gösteriyor zaten. İşte beklenen süpriz konuk Eldarin!!!

    Eldarin: "Seyirciler: aaaaaaaaaa...yine miiii"

    Daeya: Seyirci denmez ona bir kere okuyucu denir.

    Eldarin: Neyse işte.

    Daeya: Tamam yeter artık cılkı çıktı valla şimdiden Very Happy

    Eldarin: Peki peki.

    Daeya: Bu güzel sohbet için tekrar teşekkür ederim.

    Eldarin: Ne demek ben teşekkür ederim. İyi çalışmalar kolay gelsin.

    Daeya: Çok teşekkür ederim. Sana da kolay gelsin.

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...

    Last edited by Daeya on Wed Jul 05, 2006 1:31 pm; edited 1 time in total
    Back to top View user's profileSend private message
    Daeya
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 13, 2004
    Posts: 2183
    Location: KarÅ?ıyaka

    PostPosted: Wed Jul 05, 2006 1:08 pm Reply with quoteBack to top

    SİTE KURUCULARIMIZDAN MANIAK İLE SİZE ÇZEL SOHBET!

    Sitemizin admini Maniak ile çok güzel bir röportaj yaptım. Daha doğrusu röportajdan çok hoş bir sohbet oldu.

    Dün gece rica ettim kendisinden "bir ara seninle röportaj yapabilir miyiz site için" diye. Sağolsun "yapalım başla hemen" dedi, kırmadı beni Very Happy Eh peki madem diyerekten başladı bu güzel sohbetimiz..




    Daeya: Aslında biz seni biliyoruz fakat bir çok kullanıcı için aniden ortaya çıkan admin oldun. Nedir bunun hikayesi??

    MaNiak: E pes valla kısa bir şeyler sor.

    Daeya: Röportajdayız bunun kısası uzunu mu olur canım?

    Maniak: Tamam anlatayım hemen. şimdi benim site üyeliğim çook eskilere 8. üyeliğe kadar dayanır. Bundan sonra çok sıkı bir çalışmayla siteyi bir yerlere getirene kadar devam eder sorasında ise öss derdiyle bölünür. İşte talihsiz günler başlar; öss'den sonra hemen bir taşınma curcunası başlar ve taşınılır ama bir bakılır ki, adsl'i geçelim telefon bile yok ve öss kazanılamaz....Bir sene daha öss'ye çalışılırken evde binbir yokluk çekilir sonra ise biliyorsunuz geldim işte herşey yoluna girdiğinde. Ve eskiden yaptığım işlere döndüm; insan ilişkileri, rp planlamaları, projeler, sitenin akli sağlığı falan böyle uğraşmaya devam ediyorum. Sır yok yani anlaşılacağı herşey ortadaydı ama bilmek istemeyenler bilmediler, dönmemi istemeyenler ise unutturdular beni diyebiliriz. En eski yönetimden beri ayakta ve sitede olmam, hırsarımla başarıyı doğru orantılamam belki bazılarını kızdırdı, bazılarını endişelendirdi. Yönetime döndüğümde yönetimin çoğu çalışma şeklimi bilmediği için kuşkulandı ama şu anda çok uyumlu çalışmaktayız.

    Daeya: Sitenin en eski yöneticilerinden biri olarak hatta kurucularından diyelim, sitenin içinde bulunduğu durumu, yönetim de olmak üzere nasıl buluyorsun yada değerlendiriyorsun?

    MaNiak: Valla şöyle kısaca özetliyebilirim ki, her yönetim kötü zamanlar geçirir. Biz kendi içimizde çok uyumluyuz sitede görünmeyen arkadaşlar bile çok iş yapmaktalar ve çok yorulmaktalar ama asli görev başında olması gereken bazı mod. arkadaşlar görevlerini aksatmakta ve bunların kamuflesi için bizim içimizdeki arkadaşlara iş yapmıyormuş muamelesinde bulunmaktalar belki bunun nedeni hırstır, bir üst yönetim hırsıdır bilinmez ama biz kendi içimizde gayet istikrarlı çalışmaktayız bir kaç arkadaşımız hiçbirşeyden haberdar olmadan adminler arasında gerginlik varmış gibi açıklama yapsalar da, ara sıra yönetim dağılmakta falan gibisinden, yok öyle bir şey ve biz saraydan da aynı istikrarı bekliyoruz.

    Daeya: Kullanıcılar bakımından ve sitemizi nacizane içeriği bakımından nasıl değerlendiriyorsun?

    MaNiak: Çok kullanıcısı olan bir siteyiz ve gönül ister ki hepsi aktif olsun. Bunun için çalışıyoruz herkesin aradığını bulabildiği bir yer olucaz. Zaten çok yakındır...Çoğu yerine hepsi olacak.

    Daeya: Biliyorsun ki geçen günlerde Frpworld Postasında bir haber yayınladım diyarımızdaki değişim ile ilgili. Bu konuda bize biraz daha detaylı bilgi vermen mümkün mü?
    MaNiak: Değişimden herkes mutlu olacak bunu garanti etsem herkesin içi rahatlar aslında ama ben biraz daha bilgi vermeyi uygun bulmuyorum çünkü, ağzımdan çıkan her sözün, bir oluşunun olması gerekir. şimdi bir şey sölersem ve gerçekleştirmezsem bu hoş durmaz, benim bu sitedeki duruşuma yakışmaz.

    Daeya: Peki ben sorayım sen cevpla madem anlatmayacaksın...

    MaNiak: Cevabını alabileceğin sorular sorduğun sürece cevplamaktan mutluluk duyarım.

    Daeya: Diyar haritası neden o kadar büyük yapıldı? Kullanıcı sayımız yapılan haritaya kadar oldukça azken?

    MaNiak: Aslında kullanıcı sayımız haritanın var olan kısmını doldurur da taşırır ama zaten aktif kesimin üzerinde rahat edebileceği bir coğrafi düzenle, sosyo ekonomik düzenle yapılması şarttı. Mesafeler bazında büyük olduğu doğru ama dünya üzerinde duruşu, Kuzey Amerika ve Orta Amerika kadardır haritanın şu günkü hali.

    Daeya: Eskiden kullanıcılarımızın karakterleri baya bir uğraş verdikten sonra rp'lerde tanrı olabiliyorlardı ama yeni sistemde tanrıları da dm'ler yönetecek ve bundaki amaç da adam kayırmayı engellemekmiş. Daha önce adam kayırma mı yapıldı da böyle bir değişim uygun görüldü?

    MaNiak: Hayır burada ki amaç adam kayırmayı önlemek değildir daha önce de böyle bir şey olmuşsa bile o zaman bir cezai yaptırım olmuştur sorasında da önüne geçilmesi için elden gelen arda konmamıştır. Burdaki amacı açıklamak gerekirse biraz daha gerçekçi bir diyar ve daha az epik olan oyunların oynanıp daha çok zevk wermesidir. şu anki yok oluş rp'lerinden canlı çıkan karakterler ise diyarın sayılı efsaneleri olmak yolundadır. Bunun bilincinde davranmaları gerekir. Diyar daha gerçeğe yakın olması için daha düşük lvl'larda karakterler barındırmaktadır ve yeni sistemde de karakterler düşük lvl'larda yaratılacaktır. Hatta buna bu diyarda bile başlanmıştır.

    Daeya: Peki sayılı olan efsane karakterlerin lvl'ları yüksek, mesela benim karakterimi örnek alırsak. Yaratılacak olan karakterlere kıyasla arada baya bir fark olacak. Biz kendi karakterlerimizle davam edebilecek miyiz açılan rp'lere, yoksa biz de yeniden karakter mi yaratacağız?

    MaNiak: Yoo siz devam edebileceksiniz ama çoook dikkatli olmalısınız çünkü büyük güç büyük sorumluluk isteyecektir. Eğer bir tehlikeye girecekseniz emin olun bu seviyenizle eş değer bir tehlike olacaktır. Yani kısacası seviyelerin yüksek yada düşük olması karakterleri pek ayırmayacak şekilde düzenlemeler mevcut.

    Daeya: Tapınaklarda toplanmalar bitiyor diye duydum tarikatlar olacakmış. Tapınakların önceliğini yitirmesinin nedeni nedir?

    MaNiak: Tapınaklar önceliğini yitirmeyecek, tanrılar güçlerini verecek, seçilmişler gene olabilir ama tarikatların ön planda olması şebekeleşmekten öte gelir. Bu tarikatlar arasında din, mezhep tarikatları da olacaktır.

    Daeya: Seçilmişler gene olabilir derken neyi kast ettin?

    MaNiak: Yani eski seçilmişleri hatırlarsak özel güçler vaad edilen tanrıların din adamlarıydılar. şimdi ise özel güçler vaad edilmeden mezheplerin kendi aralarında onları yönetecek olarak seçtikleri seçilmişler olabilir. Yani bir nevi şampiyonlar.

    Daeya: Peki eski seçilmişlerin bu yeni diyardaki konumları ne olacak?

    MaNiak: Seçilmişlikten gelen güçleri maalesef onları terk edecek ama başka bir kayıpları olmaz diyorum. Hatta avantajları olabilir akıllarını kullanırlarsa. Ama bilsinler ki eski tanrılarından bir hayır yok. Herkesin yeni şeyler öğrenmesi gerekecek bu diyarda buna emin olsunlar.

    MaNiak: Hatta bu diyar iyice özümsenip yaratılan karakterler, eski diyardan gelen karakterlerden düşük seviye olmalarına karşın, kuralları ve kültürleri ne bileyim yaşadıkları yerleri bildiklerinden çoook daha avantajlı olacaklardır. Yani rakamlardan çok artık roller konuşacak.

    Daeya: Yani buna tam olarak sayısallık önemini yitiriyor diyebiliriz?

    MaNiak: Evet bence çok da güzel oluyor. Yani herkesin artık rol yapması ve bu işten zevk alması öne çıkıyor. Sayısal hırslar çok da önemli olmayacak.

    Daeya: Yeni diyarın sistemi tam olarak nasıl işleyecek?

    MaNiak: Aynı sistem aslında ama değiştirilemez olan şeyler olacak ve dm'lerin bunları gayet iyi bir şekilde öğrenmeleri, bunu çok iyi bir şekilde senaryolarında oturtmaları gerekecek. Yani dünyanın kaderiyle oynamayı bırakın bir şehrin sosyo-ekonomik yapısını bile bozamaz bir oyun. Bunlara izin verilmediği sürece de oyunlar gerçeklikten kopmaz ve daha zevkli hale gelir. Bir örnek vermek gerekirse; bir savaşçı, bir çocuk tarafından öldürülebilecek. Çünkü aslında bu işler böyledir, gerçek yaşama ne kadar yaklaşırsa bir diyar, o kadar zevk werir. Birisi karaciğerinden bir yara aldıktan sonra benim 3000 hp'm var deyip 10 saat koşamayacak. Oyunlar daha çok gerçekçilik tabanına oturacak.

    Daeya: Buna alışmak yada eski alışkanlıklardan vazgeçmek diyelim biraz zaman alacak gibi görüüyor. Yeni sistemi, yeni diyarı beğenenler kadar beğenmeyecek, eski diyarı arayacak kullanıcılarımz da olacak muhtemelen. Peki tüm bu sistemi en iyi şekilde yönetecek kadar bilgili ve yaratcı dm'lere sahip miyiz? Dm'lerimiz bu yeni sisteme ayak uydurabilecekler mi? Bunun için ne gibi çalışmalar yapılıyor?

    MaNiak: Dm'lere listeler verilecek. Oyuncuların bilmeyeceği sayısal değerler vs.ler. Bunları iyice bilen her dm oyun oynatabilecek ve zaten biz hep yanlarındayız tıkandıkları noktada desteklerimizi esirgemeyeceğimizden emin, içleri rahat oyun oynatacaklardır. Oyun raporları da yazılabilir aslında bilemiyorum tam olarak ama asıl işin özü ailedir. Kimsenin düşmesine izin vermemektir.

    Daeya: Site, yeni diyarcılar ve eski diyarcılar olmak üzere 2'ye ayrılmazsa çok iyi olur. "Ne yani ben o kadar kasayım, elin veledi gelsin karakterimi öldürsün olmaz o iş" diyenler ve bunu dm'e de mal edenlerimiz de olacağı gibi "yoo çok da iyi oldu, hak yerini buldu" diyen kullanıcılarımız da olabilir.

    MaNiak: Valla her karakter böyle ölmeyecektir bunun için endişelenmeye gerek yok. Ama eski sistemdeki rahatlıkta yok. Ben lvl 15'im bana bir şey olmaz diye gezemeyecek hiç kimse. Daha çok roller önemli, işte dostlar, ittifaklar, bilgiler, sonra iş ilişkileri vs.. bunları oturtan ve kendini sağlama alan karakter ölmez, ama adam lvl15'im diye her belaya balıklama dalarsa bir şekilde belasını bulacaktır.

    Daeya: Dm'lerde aranan ilk özellik ne olmalıdır sence? Ve kullanıcılarımız dm olmaya karar verdikten sonra başvuruyu nereye yapıyor? Ve bu başvuru sonucunda onları ne bekliyor? Dm olduktan sonra kendilerine ne gibi yetkiler veriliyor?

    MaNiak: Dm'ler dilek kuyusuna yada direk olarak adminlere başvurabiliyor. Oyun deneyimi ve istenilen kurallara uyabilmesi, yaratıclık, bunlar aranmalıdır iyi bir dm'de. İstedikleri zaman oyun açabilmeleri sağlanıyor, diyar üzerinde yorum yapabilme, planlarını açıklama, diyarda ekler yapabilme ve ufak değişikliklerine izin verilebilir zannediyorum.

    Daeya: Rplere bakıldığında Arayış adlı rp'nin bir süredir durduğunu görüyoruz. Sadece Kırık Ayna'dan Yansımalar adlı rp işliyor. Kıyamet ne zaman son bulacak? Ayakta kalan tanrı olacak mı?

    MaNiak: Bunları söylersem bir zevki kalmaz bekleyişin. Sadece söyleyebileceğim bütün rp'lerde sona yaklaşılıyor.

    Daeya: Ufak bir tüyo versen?

    MaNiak: Nasıl bir şey istiyorsun?

    Daeya: Vallaha elinde ne varsa olur be! Siparişle mi alacaz bilgiyi Very Happy şöyle allengirli bir şeyler olsun.

    MaNiak: Ya şöyle söyleyeyim; bu dünyadan ümidinizi kesin arkadaşlar artık!

    Daeya: Dur ne soracağımı unuttum!!

    MaNiak: Yaa işte aklını başından alırım adamın.

    Daeya: Hıhı tabi ben de öyle demiştim zaten. Aaa ama trak geldi hiç hoş değil.

    MaNiak: Trak ne ya?

    Daeya: Tiyatrocuların kullandığı bir terim.

    MaNiak: Hmmm ben anlamam tiyatrocu muyum?

    Daeya: Peki hali hazırda başka bir değişim söz konusu mu site içinde?

    MaNiak: Mesela?

    Daeya: Ne bileyim gerek sunucu olarak, gerek şekil olarak, gerekse yeni kurallar olarak.

    MaNiak: şekil olarak olacak bir şeyler ama bakalım planlarımız var.

    Daeya: Ne gibi peki? Oluşan belirli bir taslak var mı?

    MaNiak: Taslak?

    Daeya: Evet taslak. şimdi "taslak ne?" deme bana da ölmeyeyim şuracıkta.!

    MaNiak: Ya şimdi taslaklar var da ben bir şey biliyorsun da soruyorsun sandım. Very Happy Taslaklardan bahsedemem. En başta söylediğim gibi eğer bir şeyler anlatır ve yapamazsam bu sitedeki duruşuma ters düşer.

    Daeya: Tüh yutmadın bunu.

    MaNiak: Yaa işte öyle.

    Daeya: O zaman seni daha fazla zorlamıyor ve gecenin saat 02:30'unda uykusuz kalıp sorularımı cevapladığın için teşekkür ediyorum.

    Maniak : Ne demek ben teşekkür ederim. Güzel oldu güzeel..

    Daeya: Evet öyle oldu Smile Son rötuşlardan sonra tamamdır Smile

    Maniak: O zaman sana kolay gelsin.

    Daeya: Merci efem.

    Maniak: Eh o zaman ben yatayım. Hadi sana iyi geceler. Var mı benden istediğin bir şey?

    Daeya: Very HappyVery Happy Yok sağol. Sana da iyi geceler, tatlı rüyalar. Senin var mı benden bir
    istediğin?

    Maniak: Aynısını forward ettim. Hadi öpüldün bye.

    Daeya: Bye..

    _________________
    Do you know the terror of he falls asleep? To the very tors he is terrified. Because the ground gives way under him, And the dream begins...
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.64 Saniye