Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: Angelita38
    Bugün: 6
    Dün: 35
    Toplam: 90370

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1987
    Üye: 0
    Toplam: 1987

    FrpWorld.Com :: View topic - durnick kapıkulbu(diyarlar a giriş)
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     durnick kapıkulbu(diyarlar a giriş) View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    shalafi666
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 13, 2007
    Posts: 25

    PostPosted: Tue Apr 24, 2007 1:12 pm Reply with quoteBack to top

    Hafif eyimli bir tepecikti,sürekli bakımı yapılan bir bahçeymişçesine çimenler düz yeşil ve sağlıklı görünüyorlar,zirvedeki huş ağacının gölgesinde iki sincap bir palamut u çekiştiriyor,serçeler ağacın dallarında köşe kapmaca oynarken cikliyorlar dı..

    Bu huzurlu ortamı dağıtan tepeye giderek yaklaşan tangırtı,tungurtu ların arasına sert ve kaba bir lisanda serpiştirilmiş homurtular,ara sıra ne anlama geldiğini anlamanız için lisanı bilmenize gerek bırakmayan yakınmalar eşlik ediyordu.

    Kızıl sakalı gün ışığını eğip büküp size pırlanta vari ışımalar yansıtıyordu.üzerinde hafif bir zincir gömlek ki galiba oda sakalı gibi minik değerli taşlarla bezeliydi,sırtına asılı çantasının üzerinden sapı neredeyse kendi boyuna denk kocaman bir çift ağızlı balta ilk bakışta gözünüze çarpan özellikleriydi.

    Ağır dengini korkunç bir gürültüyle huş ağacının dibine bırakırken bu gözlemlerin sahibi sincap ciyak ciyak ağacın yüksek dallarına koşturdu.daha korkusuz yahut arsız serçelerse çoktan çantanın üzerine birer ikişer kırıntı arama pikeleri yapmaya başladılar.

    Durnick kapıkulbu nam ı diyar cüce savaşçısı;elbet bir gün tüm diyar onun savaş efsanelerini duyacaktı simdilik devasa kötü kalpli kargalardan kurtardığı birkaç çiftçinin minnettarlığıyla yetine bilirdi.kendisini pof diye kalçalarının üzerine yumuşak çimenlere bıraktı ve bir an başını huş ağacının serin gövdesine dayayarak gözlerinin kapanmasına izin verdi.

    -kapıkulbu beyinli,kender dostu kadim salak.diye yerdi kendi kendini.

    Sen ne iflah olmaz bir budalasın ki deniz olması gereken yerde çöl,vadi yerine göl bulmana rağmen aptal haritanın kender yapımı olduğunu ancak iki ay kullandıktan sonra fark edebildin.

    Reorx tüm sakallarımı yolsun bu tanrıların yolunu kaybettiği yerde yalnız bir cüce olarak ölücem.etlerimi kargalar didikleyecek ve kemiklerimi çakallar kemirecek,hah işte belki o zaman biri kafatasını alırda bi kapıya kulp yapar sende kaderini tamamlamış olursun.

    Çantasından bira tulumunu ve peynir tekerleğini çıkardı,serçeler ve sincaplar için yanına biraz ekmek kırıntısı atarak tulumu kafasına dikip birasından iki litre kadarını gövdeye indirdi.fırlatma baltalarından birini el altında bir yere saplayıp iç cebinden üzerinde çalışmaya yeni başladığı bir parça ametist kristali öbeği çıkardı.ametistten en iyi mor bir güneş yapardınız fazla uğraştırmaz ve kent pazarlarında gezinen soyluların çok hoşuna giderdi.

    Neden sonra aklına kafasını kaldırıp çıktığı tepenin öbür yüzünde ne olduğuna bakmak geldi.
    Pekde ufak sayılamayacak bir liman şehrine bakıyordu,bulunduğu tepeden dokları,tersaneleri,Pazar alanını,bir tapınak belikli bir büyü kulesi olan çok yüksek kan kırmızısı bir kule,askerlerin talim alanları ve daha birçok şey görülebiliyordu.

    Haritasını çıkarıp kıvrık orman olması gereken yerde bulduğu bu şehre büyük bir lütuf gözüyle yeniden baktı.akşam olmak üzereydi.uzun zamandır yolda olmasına rağmen açık havayı hanların puslu boğuk havasına tercih eden cüce çadırını kurarak geceyi bu sakin tepede geçirmek için hazırlandı.sabah ilk iş şehrin Pazar yerini ziyaret etmeye karar vererek horlamaya başladı.
    Back to top View user's profileSend private message
    slickblade
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 24, 2006
    Posts: 182
    Location: Eskisehir

    PostPosted: Wed Apr 25, 2007 5:00 am Reply with quoteBack to top

    Cesur bir sincapın çadıra girip çantasını karıştırması dışında olaysız bir geceydi.

    Sabah olup gözlerini açtığında ilk olarak sol eliyle baltasını aradı; eli baltanın bakımlı yüzeyini kavrayınca rahatlayarak uzandığı yerde doğruldu. Kollarını iki yana açıp adelelerini esnetirken aldığı hazzı uzun uzun tattı.

    Güneşin gökyüzüne mavi rengini verdiğini görünce pazara gitme zamanı geldiğini anladı. Çadırını topladı ve yola düştü. Pazarda bakacağı ilk şey yeni ve bir kender tarafından yapılmamış bir harita olacaktı. Sonra da pazarın uçlarında bir yerde kendi tezgahını açardı.

    şehire geldiğinde bu yöreyi kışın ılık, yazın serin tutan denizin havasını kucakladı vücudu. şehir halkı yüksek taş binalardan anlaşılacağı gibi insanlardı.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    shalafi666
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 13, 2007
    Posts: 25

    PostPosted: Wed Apr 25, 2007 4:16 pm Reply with quoteBack to top

    ıslıkla bir thorbardin madenci şarkısı tutturarak oldukça bakımlı ve temiz görünen,genişliği yüzünden ve yukarılardaki saraya dümdüz devam ettiğine göre şehrin ana caddelerinden biri olduğunu tahmin ettiği yolda tangırdayarak ilerledi.

    sokaklar insanlarla doluydu ama tıka basa değil,itişip kakışmadan rahat ve mağrur yürüyorlardı.kimisi hızlı adımlarla bir yerlere yetişmeye çalışıyor,bir diğeri koluna eşini takmış parkta yürüyüş yapıyordu.cüceyle göz göze gelenler ya şapkalarını çıkarıp selam veriyor,iyi bir gün geçirmesini diliyorlardı yada en azından başlarını hafifçe eğerek yanından geçiyorlardı.

    şehirde insanlar çoğunlukta olmasına rağmen bir gurup elf ana caddede hafif adımlarla yol alıyor ve kimse çevirip başını o yöne gereğinden fazla bakmıyordu.bir gnome un küçük mutfak aletleri tabelalı dükkanının önünden geçti.ve tabii birkaç kenderide sokak devriyesinin önüne katılmış kıkırdayarak ve hoplayıp zıplayarak ana kapıya kışkışlanırken farketti.ister istemez gelen bir titremeyle çantasına sıkı sıkı sarılıp yönünü değiştirdi ve ana caddeden yanlızca biraz daha dar bir sokağa yöneldi.

    sokağın aşağılarından gelen bağırış çağırışı duyup,baharat kokusunu aldığında kender korkusu yerini mutluluğa bıraktı ve pazar yerine doğru ilerlemeye başladı.
    Back to top View user's profileSend private message
    slickblade
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 24, 2006
    Posts: 182
    Location: Eskisehir

    PostPosted: Fri May 04, 2007 8:44 pm Reply with quoteBack to top

    Pazar yerinin o bilindik atmosferine kaptırmıştı kendini bir süre sonra. Sıkış tepiş insan yığının arasında ilerleme gayreti verirken dört bir yanından tüccarların müşteri çekmek için avaz avaz bağırışlarını duyuyordu...

    Pazardaki çeşit türlü malzeme dikkatini bir o yana bir bu yana çeviriyordu. Ne almak istediğini unutması pek uzun sürmedi bu şartlarda.

    Bir süre boyunca bir tezgahtan diğerine sürüklendi. Bazen onu çeken, nasıl çalıştığı ilk bakışta anlaşılmayan 'gnom zımbırtıları' olurken, bazen de mis kokulu yiyecekler aklını başından alıyordu.

    Bunca çekici malzemenin hiçbiri cebindeki parayı harcamayı düşünmesi için yeterli olamamıştı... Bir dağ cücesinin yere serili bir çarşaftan oluşan tezgahındaki o balyozu görene kadar; mavi renkli bir çelikle yapılmıştı, deniz gibi parlıyordu durduğu yerde, sapı da çelikti.

    Yakından bakmak için tezgahın başına gelip eğildiğinde balyozun başında mavi yansımasını gördü. Sanki sırf o gelsin de kullansın diye yapılmıştı bu silah. Kendini daha fazla tutamadı ve kafasını kaldırıp uzun sakallı kel cüceye "Bu mavi balyozun fiyatı ne?" diye sordu.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    shalafi666
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 13, 2007
    Posts: 25

    PostPosted: Thu May 24, 2007 11:37 pm Reply with quoteBack to top

    dükkan sahibi cüce muhtemel müşteri cüceyi şöyle bi baştan ayağa süzdükten sonra;sana bile altmış kıraliyet altını kardeşim diye cevap verdi.cüce olmasaydın ikiyüz altından aşağıya bırakmazdım,adam gibi bir cüce olsaydım onu satmak zorun da da kalmazdım ya herneyse.

    ahh sadece kabzası üzerindeki işlemelere bile sakalımın ucunu feda ederdim yanıtını alan tüccar cüce iltifattan keyifli,mecburiyetten sıkkın bir gülümseme çıkarabildi dudakları arasından.

    heh dediğim gibi altmış altın seni rüzgar götüresice havari tepe cücesi cevabını yapıştırdı.

    bizimki cebindeki mangırları şöyle bir karıştırmasına rağmen orada geceyi ortalama bir handa geçirmesine ve bir fıçıcık içmesine yetecek kadar bakırı kaldığını biliyordu.

    ehh her neyse silahtar efendi cüce,diye buyurdu.sen onu bi gobline satmadan önce bu şehirde sıkı bi balta ne kadar kazanıyor öğrenmeye çalışayım bari. aman ucuza vermeyesin ha sahibi ne kadar kaymak olursa geri almak için ikna etmek te o kadar zor olur.görüyorsun artık çok da genç sayılmam.

    eh o zaman bir an önce gidip asayiş birliğindeki birkaç sümüklüyü pataklasan iyi olur, tabiki antreman arenasında.sıkı bi cüce kolay kolay iyi bir teklif almadan dönmez bugünlerde savaş yakın.

    bak sana ne diyeceğim paranı toparlayana kadar bunu tezgahtan kaldırıyorum.ona çok emek verdim ve bi kenderin ödünç alması hiç işime gelmez.

    karşılıklı sırıtan cüceler işlerine geri döndü.
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.65 Saniye