Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: MauraIngle
    Bugün: 9
    Dün: 23
    Toplam: 90338

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1613
    Üye: 0
    Toplam: 1613

    FrpWorld.Com :: View topic - Fallout: Utopia [RPG]
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Fallout: Utopia [RPG] View next topic
    View previous topic
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.
    Author Message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Tue Nov 21, 2006 7:53 pm Reply with quoteBack to top

    Oleg tabelanın önünde biraz durdu. şu meşhur yere sonunda gelmişti. Mutantların yaşadığı şehir. Çocukluğunun mutlu geçen birkaç yılı biraz da masallaşmış kötü mutantlarla dolu olan biri için böyle bir kasaba girmek biraz ürpertici idi.

    Gerçi Shady Sands de birçok mutant vardı. Ama burası farklıydı burası mutantlara aitti.

    şerifle görüşmesi gerekiyordu. Neden onu göndermişlerdi acaba? Konuşma konusunda hep berbat biri olmuştu. Bir yanı hep eski köylüydü. Yine cümlelerin içindeki anlamları kölelik günlerinden beri bulmaya çalışırdı. Eğer Marcus'un evine gitmek istediğini birine söylese muhtemelen gizli nedeni ağzından kaçırırdı. Çyle ise evi öğrenip bir bahane ile içeri girmeye çalışmak daha doğru olur gibiydi.

    Çnce biraz oturup bir şeyler içse de fena olmazdı. Çok fazla alkol olmayan bir içecek. Belki varsa kola içerdi. İçeri girer girmez bir şeyler içebileceği bir yer aramakla işe başlamalıydı.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Nov 25, 2006 9:51 pm Reply with quoteBack to top

    Ombus içerideki ghoul ların çokluğundan rahatsız olmuştu, bu kadar ghoul ile bir arada durmanın bir takım rahatsızlıklara sebep olabileceğini duymuştu, sağlığını sebepsiz yere riske atmak hiç işine gelmezdi doğrusu.

    İçeriyi bir kaç saniye daha süzdükten sonra dışarı çıktı.


    ---------------------------------------------------------------------------------------------------


    Bethie bir yandan içkisini yudumluyor bir yanda da çaktırmadan adamı gözlüyordu, şimdi adam dışarı çıkmıştı. Belkide adamla ilgili şüphelendiği şeyler sadece birer kuruntudan ibaretti, belkide adam dışarıda sayıca fazla pusuya yatmış katilleri harekete geçirmek için bir komut verecekti.

    Kafasında yine şüpheler uyanmıştı.

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Nov 25, 2006 10:00 pm Reply with quoteBack to top

    İlapia tam az önce girdiği ara sokaktan çıkmıştı ki iki iri yarı Mutant karşısında dikiliyordu. Mutantların her ikiside 2.5 m ye yakındı iri cüsseleriyle birer devdiler. Birinin çenesinin alt tarafı birinç bir plakayla kaplıydı, diyerinin ise hafif dışarı çıkık sivri dişleri vardı.


    Sivri dişli olan mutant konuştu : "İşi tamamladık insan paramız nerede ?"

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    haldor_goraxe
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 26, 2005
    Posts: 275
    Location: Ýstanbul, sen??

    PostPosted: Sat Nov 25, 2006 10:01 pm Reply with quoteBack to top

    Bethie, son kadehini shot yapıp ayağa kalktı ve barmene gidip borcunu ödedi... Buradan kalkma vakti gelmişti. Broken Hills'in şerifini bilmeyen yoktu ve onu koruyabilecek en iyi kişi o gibi gözüküyordu. Fakat ona da gerçek kimliğini söyleyemezdi. Daha iyi düşünebilmesi için iyi bir uykuya ihtiyacı vardı. Uyuduktan sonra aklı daha iyi çalışırdı... Bardan dışarı çıktı ve kalabileceği -ghoulsuz ama viskili- bir yer aramaya başladı.

    Gene o adamla karşılaşırsa . . . ne yapacağını o zaman düşünecekti...

    _________________
    Rakı ve Balık....Ä°Å?te Bütün Mesele Bu... By ViceRoy Haldor Goraxe Herkesin Å?uursuzluÄ?u kendine... By ViceRoy Haldor Goraxe Don't dream of women; cause they'll only bring you down... by Dio
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Nov 25, 2006 10:11 pm Reply with quoteBack to top

    Joseph buz dolabının kapağını açtı ve hazır yiyecek konservelerinden birini ve birde nuke cola aldı.

    Tam yemeğine başladığı an Denny başka bir şey söylemeden odadan çıktı.

    Uranyum madenleri ile ilgili oldukça fazla söylenti vardı son zamanlarda özelliklede aniden ortadan kaybolan uranyumlarla ilgili. Bu kayboluşlara sebep olan kişilerin başka bir gezegenden olan canlılar olduğundan yeni bir hükümet örgütlenmesinin buna sebep olduğuna kadar varan çeşitli söylentiler.

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Nov 25, 2006 10:47 pm Reply with quoteBack to top

    Masi elinden geldiğince çabuk bir şekilde yaralıyı ameliyat masasına yatırdı.

    Aynı Theodore 'in tahmin ettiği gibi kısa bir süre sonra adam bir titreme nöbetine girmişti, fakat Masi kaslı kollarıyla adamı sıkı sıkı yattığı yere sabitlemişti.



    Lord Necros wrote:
    "Bunun nasıl olduğunu biliyor musun?"


    Masi : "Yine pek çok zaman olduğu gibi arazi gezintisi sırasında kuma saplanmış bir aracın yakınında rastladım bu adama. Radscorpion ların saldırısına uğramış iki tanesi tam onu komların altındaki inlerine çekmeye çalıştıkları sırada yetiştim ve onları savuşturdum neyseki dev anneleri yanlarında değildi. Daha sonrasında da adamı kaptığım gibi size geldim."



    Lord Necros wrote:
    Theodore buzdolabından aradığı ilacı buldu: Bir antisteminik. minik şişenin kapağını kıdı ve ilacı şırıngaya çektikten sonra bir pamuğa biraz alkol döküp yaralının kolunda damarın üzerini temizledi ve aceleyle damara girip şırıngayı boşalttı.

    "Bir dozu şimdilik onu yatıştırır." diye mırıldandıktan sonra Theodore elini temizlediği dezenfekte ilacından pamuğa döktü ve pamukla yarayı iyice temizledikten sonra eline kaptığı bir bijüyü kullanarak yarayı alt taraftan hafifçe kesti. Ardından da eliyle üstten bastırmaya başladı.

    "Hadi bebeğim. Bütün zehri dışarı çıkart." diye mırıldandı dişlerini sıkarak. Göz ucuyla Masi'ye baktı Theodore.



    Doktor yeteneği denemesi ; Doctor = + 40 % gelen zar + 100 % = 140 % başarılı.


    Kısa bir süre sonra ilaç etkisini göstermeye başlamıştı, zehir hastanın vücudundan hızla temizleniyordu, fakat hastanın daha dinlenmeye ihtiyacı vardı. Hastaya bir serum bağlamak iyi olacaktı.

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sun Nov 26, 2006 9:35 am Reply with quoteBack to top

    Horcoel_Baator wrote:
    ''Devam et..Kendini öldür..'' dedi sakince adamın arkasından..''Açıkçası kendini jet e bulaştıranlara pek acıyamıyorum bu yüzden benden anlayış bekleme..''



    Adam oturduğu yerden bir kaç saniye Antony' e baktı ve uyuşuk bir ses ile konuşmaya başladı.

    "Seni lanet serseri benim hayatımdan sanane, benim bu lanet olası dünyada neler yaşadığımı biliyormusun ? Eğer elli doların varsa Merez den sende bir "jet" al ve keyfine bak, eğer paran yoksa uza, keyfimi bölüp canımı sıkma".

    Antony, Merez adında ki kişiyi tanımıyordu, bir uyuşturucu satıcısı olduğu belliydi bu kişinin.


    Horcoel_Baator wrote:
    ''Dostum burada tabanca bulunabilecek bir yer biliyormusun..Hani anlarsınya..''



    "Git kendi lanet tabancanı kendin bul".

    Adam yaptığı şeye kaldığı yerden devam etti ve elindeki şırıngayı kolundaki damarından enjekte etmeye başladı.

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Horcoel_Baator
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Oct 22, 2004
    Posts: 673
    Location: BoÅ? boÅ? gezindigi Ankara sokaklarından..

    PostPosted: Sun Nov 26, 2006 6:34 pm Reply with quoteBack to top

    Eminim bir tabancam olsaydı şu anda beynini dağıtırdım..Diye aklından geçirdi..Belki leşin akbabalara dünya denilen bu çöplükte daha fazla hizmet ederdi..Sinirle düşüncesini tamamladı..

    Adamdan uzaklaşarak ileriye yöneldi..''Her yer uyuşturucu satıcısı ve bu lanet yerde bir silahçı yok ha..'' diye söylendi ilerlerken..''Zaten hep aradığın şeyi bulamassın..Ne zaman bulmuşsundur ki..''Devam etti söylenmeye..

    Yıkık dökük binadan uzaklaşarak etrafını araştırmaya koyuldu..Belki çevrede yerel silah satıcılarından birine rastlayabilirdi..

    _________________
    ''No matter what I do, no matter how hard I try,
    the ones I love will always be the ones who pay..''
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon Nov 27, 2006 8:18 pm Reply with quoteBack to top

    Zehrin yeterince çıktığına kanaat getiren Theodore, hemen bir parça pamuk alarak yaraya tampon yapmaya başladı ve bir dakika kadar bekledi. Biraz sonra Masi'ye kaş işareti yaptı ve "Gelip bunu böylece bastır." dedi. Masi eline aldığı zaman Theodore yeniden dolaba gitti ve bir anjeokat çıkartıp bunu seri hareketlerle adamın eline batırdı. Ardından buzdolabını karıştırıp aradığı serumu buldu ve serumu askıya astıktan sonra hortumu anjeokata bağladı. Serum, yaralı adamın kanına karışmaya başlarken Theodore da eline aldı sargı beziyle adamın yarasında açtığı kesiği sarmaya başladı.

    "Kısacası adamı tanımıyorsun, öyle mi Masi? Sadece yolda buldun." dedi Theodore işinin arasında. "Peki kim olduğuyla ilgili herhangi bir fikrin var mı, veya kanıt buldun mu?"

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    mikael
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 07, 2006
    Posts: 692

    PostPosted: Mon Nov 27, 2006 9:48 pm Reply with quoteBack to top

    "İş mi?" diye sordu İlapia, geriye birkaç adım atıp, "Sanırım beni başkasıyla karıştırdın."

    Mutantların görüntüsünü hiç beğenmemişti. Her ne kadar bir savaşçı olarak eğitilmiş olsa da, bu heyhulalarla dövüşmeye de hiç niyeti yoktu.

    Genç savaşçı, eğer işler kötüleşirse, ki bu ucubelerin ne yapacağı belli olmazdı, geriye dönüp şansını mazgalda denemeye karar verdi.
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Efla
    Site Admin
    Site Admin





    Joined: Apr 10, 2004
    Posts: 3916
    Location: Ankara

    PostPosted: Tue Nov 28, 2006 9:23 pm Reply with quoteBack to top

    Dolaptan aldıklarını pek fazla vakit geçmeden tüketti. Çalışırken sadece yatması gerektiğini değil yemek yemeyi de unutuyordu. Çok iştahlı bi insan oda olmadığından doyması çok vakit almamıştı.

    Oraya gerçekten gitmek istemiyordu ama başka seçenek yok gibiydi. Yemeğini bitirdikten sonra üzerine uygun kıyafetleri giyindi. Alet çantasına gerekli biriki ekleme yaparak yanına aldı. [Sanırım Joseph benden daha iyi bilir ne gerekeceğini Smile].

    "Kahretsin be..." diye geçirdi içinden. Yine ağır olmuştu. Çzellikle çok kuvvetli bir bedeni olmayan birisi için kolay değildi. şükür ki fazlaca kaldırarak taşıması gerekmiyordu. Bu yüzden altına tekerlekler monte etmişti. Boyları biraz büyük olduğundan düz sayılabilecek arazidede sürüklenebiliyordu. Tabi bir de uzayabilir sap gerekmişti. yoksa yerde sürümek için komik bir tablo çizmesi gerekebilirdi... aslında bir motor takmak da aklına gelmemiş değildi ama fazla abarttığını düşünerek ilgisini başka yere yönlendirmişti...

    Hazır olduğunda madenlere doğru yollandı...

    _________________
    Chaos is the law of nature,
    Order is the dream of man.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Dec 02, 2006 8:38 am Reply with quoteBack to top

    Oleg kasabanın içerisindeydi artık. Etrafına bakındı ve kimseyi göremedi ilerlemeye devam ediyordu, genelde weste land kasabalarında öğle saatlerinde kimseler olmazdı.

    Kavurucu öğle güneşi altında Oleg adeta bir ter banyosu yapmış gibiydi.

    Yıkık duvarının kuzey tarafı tamamen yıkılmış bir yapının yanından geçerken kendi kendine konuşan bir adamı farketti, adam çömelmiş ve sürekli sallanıyordu.


    -------------------------------------------------------------------------------------------------

    Not (malzemeler) : x2 stimpak , x1 lighter, x 19 mm baretta pistol, x 20 ammunition

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Dec 02, 2006 9:12 am Reply with quoteBack to top

    Setsuna wrote:
    "İş mi?"

    "Sanırım beni başkasıyla karıştırdın."



    Sivri dişli olan mutant : "Bizimle oyun oynama insan, paramız nerede ? Eğer bir terslik çıkarırsan "

    Sivri dişli mutan yanında ki çenesinin alt tarafı prinç kaplama olan mutant 'ı işaret ederek,

    "çekiç senin icabına bakar !!"

    şimdi prinç kaplamalı mutant sırtındaki çekicini sırtındaki kılıfından çıkardı ve elleri arasında sıkıca kavradı.


    Sivri dişli olan mutant : "İstediğin oldu madenlere gizlice sızdık ! Ve o garip aletleri havalandırmalara tıkadık !"

    İlapia, mutant 'ın ne anlattığından hiç bir şey anlamamıştı, ortada bir yanlış anlaşılma vardı. Ya burada esas olması gereken kişi yoktu veya bu kuş beyinli mutantlar yanlış yerdeydi.

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Dec 02, 2006 9:17 am Reply with quoteBack to top

    Joseph kapıyı kapattı ve dışarı çıktı. Esasında öğlen saati dışarı çıkmak baya sakıncalıydı, fakat yapması gereken işleri vardı elbet bu sebeplede bazı sonuçlara katlanmalıydı. Kuru sıçağın içerisne kendini attığı an gözlerini, tam tepedeki güneşten ötürü kısmak zorunda kalmıştı.

    Yolu uztmadan bir an önce kısa yollardan şerifin ofisine ulaşmalıydı, uranyum madenlerine radyasyon koruma kıyafetleri olmadan girmek bir insanın hayatına mal olurdu. şerifin ofisinde bir kaç koruma kıyafeti mevcuttu. Marcus çok iyi bir mutanttı, ödünç alınan bir şeyin asla lafını bile etmezdi, zaten madenlerde ki sorunun giderilmesinide o istemişti.

    Joseph tam yolunu tutuğu kestirme yol üzerindeki ara sokağın bitşiğinden geçerken, düşüncelerine daldığı bir an bir konuşma sesi ile irkildi.


    Yener wrote:
    "İşi tamamladık insan paramız nerede ?"



    Bu ses ile ara sokağın ilerisindeki yolu takip etmeden hemen duvar dibine sırtını yapıştırdı, sesin sahibini şu anda göremiyordu onlarda onu göremiyordu. m Muhtemelen orada ki kişilerin arkaları Joseph' e dönüktü.

    Ardından farklı bir ses daha ;


    Setsuna wrote:
    "İş mi?"

    "Sanırım beni başkasıyla karıştırdın."



    Bulunduğu yerden dinlemeye devam ediyordu.


    Yener wrote:
    Sivri dişli olan mutant : "Bizimle oyun oynama insan, paramız nerede ? Eğer bir terslik çıkarırsan "


    "çekiç senin icabına bakar !!"


    Sivri dişli olan mutant : "İstediğin oldu madenlere gizlice sızdık ! Ve o garip aletleri havalandırmalara tıkadık !"


    Adamın son sözü gözlerinin faltaşı gibi açılmasına neden oldu.


    Yener wrote:
    Sivri dişli olan mutant : "İstediğin oldu madenlere gizlice sızdık ! Ve o garip aletleri havalandırmalara tıkadık !"




    __________________________________________________________________

    Not (yanına aldığı mazemeler) : x 3 Tool set, tamirci kıyafetleri (mavi).

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Yener
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jan 12, 2005
    Posts: 1742
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Sat Dec 02, 2006 9:35 am Reply with quoteBack to top

    Antony şimdi o uyuşuk sersemlerin yanından uazaklaşmıştı ve etrafı geziyordu burası çok küçük bir yerleşim yeriydi, buraya genelde Broken Hills de yaşayamayan insanlar gelirdi.

    Antony ellerini pantolonunun cebine sokmuştu ve amaçsızca etrafta dolaşıyordu, tam onünde ki boş nuke cola şişesine tekmeyi bastığı bir an bir kadının çığlıklarını duydu. Sol tarafına baktığı bir an bir herifin kadını tartakladığını gördü. Olay yaklaşık 45 - 50 m kadar uzaklıkta oluyordu (Antony 'nin konumuna göre). Etraftaki sessizlikten ötürü sesler hertaraftan duyuluyordu fakat olay kimsenin umrunda değildi.

    - "Seni adi sürtük onu bana ver, o piç geberdi işte ona ihtiyacın yok artık !!"

    Ağlamaklı bir ses :

    - Hayır buna izin veremem, o kardeşime ait.

    - Git kendini becer seni adi heriffff !!!

    Adam kadının elindeki bir nesneyi almaya çalışıyordu kadın ise nesneye sarılmıştı ve onu vermemek için mücadele ediyordu.

    Kadın şimdi avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

    - Lütfennnn lütfen onu benden alma o kardeşimden kalan son hatıra !!!

    _________________
    [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.63 Saniye