Joined: Aug 31, 2006
Posts: 2004
Location: Midkemia, portal/istanbul
Posted:
Sat Mar 10, 2007 11:54 pm
Bir sürü şey kaybedilmişti, otorite ye ihtiyaç vardı.
Yeminer'in geri dönmesini sağlayacaksa, Büyük mevkilere gelmeliydi.
İnançlarına bağlı, kanlı tüniği içinde karmaşadan sağ çıkabilmişti.
Her taraf patlamadan dolayı, kararmış ateşin izlerini taşıyordu, kel kafasındaki kuru kafa dövmesini okşadı. Yokuştan yukarı doğru çıkmaya devam etti. Aşağıdaki koca şehrin yıkıntılarına bakıyordu, Boynundaki ağzı açık kafatası şeklindeki kutsal tılsıma bir şey olmayacağını bildiği halde, işaret parmağıyla dokundu.
"Ne yapacağım, Yutucu, Tanrım Yeminer. Ne olursun, geri gel. Kimse kalmadı geriye."
Sinirle, aşağı vadideki yıkık, Yeminer Tapinağınin dağılmış taşlarını seyretti.
Tapınağın yıkıntılarının ortasında gümbürdeyen bir patlama gerçekleşti. Yıkıntıların taş parçaları havaya savrulurken Mark kendini yere atmış, kollarıyla başını siper almıştı. Taşları göremiyordu, ama büyükçe bir tanesi az sonra sırtına çarptığında taşların o kadar yükseğe bile gelebildiğini anlamıştı. En sonunda tekrar sessizlik hakim olurken vadiye, Mark kollarını indirip tekrar yıkıntılara baktı. Orada, patlamanın olduğu yerde bir şeyler hareket ediyordu sanki. Gerçekten başkaları da sağ kalmış olabilir miydi, yoksa sadece hayal mi görüyordu?
Bunu anlamanın tek bir yolu vardı: Aşağı geri inip yıkıntılara bakmak.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Yıkıntılar sessizdi. Az önce tepelerden gördüğü şekiller eğer hâlâ oradalarsa bile işlerini kesinlikle sükûnetle yürütüyorlardı.
Kayaların arasından ilerlemek Mark için oldukça zordu. O rahat laboratuar ve tapınak ortamına alışkındı, yıkık kayaların arasında dolaşmaya değil. Bu yüzden çok uzun ve zahmetli uğraşlar sonucunda ancak kayaları aşabilmişti.
Gözlerine inanamıyordu. Patlamanın olduğu yerde kapkara, devasa tuhaf bir kapı vardı ve çevresindeki her şeyi içine çekiyordu.
Cüppesi üzerinden kayarak kapıya doğru giderken Mark ayaklarının kaydığını fak etti. Kayalara tutunmaya çalıştı ama başaramadı. Kapıya doğru çekilirken Mark tekrar buraya indiği için kendine küfredip duruyordu.
Kapı tarafından bedeni ve ruhu emilirken Mark'ın son düşündüğü şey tanrısına layık olamadığıydı.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.