Joined: Mar 10, 2005
Posts: 2585
Location: YalnızlıÄ?ın hüküm sürdüÄ?ü yerden
Posted:
Mon May 28, 2007 1:37 pm
Çncelikle sormak istiyorum. Siz 16. level bir fighter'ı ne olarak görüyorsunuz? ismi FIGHTER bunun, savaş için eğitilmiş, bu adam egzotik sayılabilecek yöresel ve kültürel silahlar dışında her türlü silahın eğitimini almış. Siz çok özel bir eğitim derken neyi kastediyorsunuz bilmiyorum. Eğer yetenekler olarak özel çalışmalardan bahsediyorsanız, D&D'de daha da fazla ok atabiliyorsunuz. Fantezi dünyasındayız diyorum, tekrar düşünün. Fizik kurallarına çok takmışsınız kafayı. Eğer fizik kurallarına bu kadar aşıksanız, D&D sisteminde oynamamanız gerekiyor. Daha çok sizin yaşadığınız çağları anlatan bir sistem gereklidir.
Bir de değinmeden edemeyeceğim RANGER dediğiniz adam okçu değildir. Eğer zaten ok üzerinde yoğunlaşmışsa aynı levelda okçuluk üzerine yoğunlaşmamış bir Fighter'dan daha iyi ok atar. Kaç tane ok attığı önemli değil yani, ikisi de 4 ok atar ama ranger attığını vurur.
İnsiyatif olayına gelince de, bu en iyi insaiyatif yöntemidir bana göre. Çünkü insiyatifi kazanmış kişi rakiplerinin ne yapacağını görür. Yine herşey aynı anda olmasına rağmen rakibine görerek davranmış kişi avantajlı olur. Açıkçası diğer yöntemde insiyatifi atamamak en iyisi, en son ben hamle yapacağım için ne kimse benim hareketime karışabiliyor ne de başka bir şey yapabiliyor. İstediği kadar bana sense motive atsın, o adam bir hareketi yaptıktan sonra ben gayet tersini yapabilirim anlatabildimmi arkadaşlarım?
_________________ And i still wonder if you ever wonder the same!...
Joined: Aug 04, 2006
Posts: 287
Location: Ä°stanbul
Posted:
Mon May 28, 2007 2:43 pm
Bende konunun sadece fighter olmadıgını sölemye çalıştım zaten War 16 ınında +16 attack bonusu var, ve 4 tane atabilyor bu adamda WARIOR belki ama, ki zaten 4 tane atılamaz demiyorum ama atıpta rahatlıkla vurulamaz, 34 tane atılıp ne kadar vuruldugu mesela görülmüş.
Quote:
Bir de değinmeden edemeyeceğim RANGER dediğiniz adam okçu değildir. Eğer zaten ok üzerinde yoğunlaşmışsa aynı levelda okçuluk üzerine yoğunlaşmamış bir Fighter'dan daha iyi ok atar. Kaç tane ok attığı önemli değil yani, ikisi de 4 ok atar ama ranger attığını vurur.
Ranger dedigimiz adam okçu degildir ve Fighter eger ok üzerinde uzmanlaşırsa ranger dan çok daha başarılı olur D&D kurallarına göre sölüyorum. Çünkü ranger herkesçe okçudur bilmemnedir olarak görülsede okmu çift silahmı diye seçimi ok bile yapsanız fighter ında aynı özelliklere sahip olabilcegni görürüz. Level 11 e gelen ranger 3 tane okla ilgili feat alır ve bundan öte okçulukla ilgili hiçbi özel tarafı yok, fighter sa level 11 e gelince toplam 10 tane feat almış oluyo bunların hepsini bi güzel okçuluk feat'i alırsa gelisn en saglam ranger. Herneyse konu o degildi zaten.
Benim demek istedgim ok atamazsın diil, atarsın ama vurabilme ihtimali çok az olması lazım yoksa kassan atarsın 5 tanede altı tane de. AYrıca hiç tutturulamazda demyiroum tutturuluar tabi ama diyroumki şimdi, bir dakika örnek vericem:
Mesela level 16 warior var elimizde bi tane dex score'uda 18 olsun 400 ft ötede bi adam bekliyor. Oku kullanacak arkadaşın elindede gayet sıradan bir longbow ve büyüsüz oklar var, adamdada büyülü hiçbir eşya yok. şimdi attack bonus hesaplayalım:
+20/+15/+10/+5 oluyor. Diyceksiniz zaten atmak bu kadar zor oldugu için her attack de 5 ceza alıyosun, öyle zaten bu yüzden koymuşlar ama yinede yetersiz diyorum. şimdi 400 ft ötede duran adam ( ki 120 metre) AC si 10 bile olsa kaçınaiblir bu darbeden, 120 metreden görür yana bir adımını atar olur biter attack bonusunun ilk 20 idi menzilden dolayı 8 ceza alıyor, kurallara göre bu adamı HER türlü vurucak gib görünoyr bende diyorumki bu yetersiz.
Joined: Aug 04, 2006
Posts: 287
Location: Ä°stanbul
Posted:
Mon May 28, 2007 3:07 pm
Bu arada yanlış okumuşum "yoğunlaşmamış" demişsin ama yinede ranger'a gelen okla ve yayla ilgili şeyler 3 tane feat den ibaret, ki bunların ikisi istege baglı olarak kullanılıyo ve kendi cezaları var. Sonuçta Ftr ve Rgr'ın attack bonus lar aynı. Konu sınıflar degil attack bonusa balgı atabilcegin ok sayısı aslında.
Hatta konu oda degildi aslında, sadece oku tartışmak degildi veya initiative'i, başka saçma kurallar gelmiyormu kimsenin aklına yada bu okla iligli soruna bi çözüm fikri varsa mesela?
Joined: Mar 10, 2005
Posts: 2585
Location: YalnızlıÄ?ın hüküm sürdüÄ?ü yerden
Posted:
Mon May 28, 2007 3:30 pm
Ben söylemek istediğim söyledim bu konuda, zaten dediğin gibi her atışta -5 alıyor stacklenerek, bu da bir dezavantajdır. Ama yeterlimidir bilemem, sonuçta özel olarak ok eğitimi almış biri değilim, yaşamadan anlayamam doğru bir sistem mi uygulamışlar diye.
şu an için benim aklıma gelenlerden bir tanesi hitpoint artışına bağlı olarak yüksekten düşme olayı, lvl 20 bir barbarın yüksekten ölme şansı çok az...ama yine de mantıklı, dayanıklı olabilir belki gerçekten de...
_________________ And i still wonder if you ever wonder the same!...
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
Posted:
Mon May 28, 2007 3:32 pm
Arkadaşlar bu mevzuyu bu şekilde uzatmaya gerek yok, evet dnd nin pek çok eksiği olduğuna katılıyorum (ki buna buraya yazı yazan herkes katılmış gördüğüm kadarıyla) bu bir gerçek, Ama her şey oyuncu ve DM in elinde.
şimdi dnd kurallarını gerçekçi bulmayan arkadaşlarıma tavsiyem (Gediz ve Batu sadece sizin için söylemiyorum): G.U.R.P.S adında bir setting var, çıkışı dnd den bile daha eski ve adamlar kendi kural sistemlerini oturtabilmek için inanılmaz kasmışlar yıllarca üzerinde inanılmaz düşünülmüş bir setting, onda bu tarz hattaları bulamazsınız hatta gerçekçilik seviyesi getirilebilecek en üst seviyede. Yıllardır kendini FRP ye adamış ve bu setting i incelemiş kişiler G.U.R.P.S dan daha ayrıntılı ve gerçekçi üzerinde düşünülmüş bir setting olmadığından bahsederler. Hatta yarattığınız karakterlerin özelliklerini verirken her insanda olabilecek dez avantaşlarınızı bile dağıtıyorsunuz (bir fobinizin olması yılandan korkmak vs gibi, bir tikinizin olması (evet yanlış okumuyosunuz) vs... ) Oyunda öyle sebetsiz yere zırt diye gelen bir özellik bulamazsınız. Ayrıca bu setting i her dünya ya uyarlayabiliyorsunuz ister FR ister DL ister RavenLoft vs...vs... Bunun dışında GURPS un kendi dünyasıda Middle Earth gibi FR gibi DL gibi fantastik bir dünya yani içinde elf ler cüceler, orc larda var. Sistemide d6 yani kullandığınız tek bir zar var, tavla zarıyla bile oynayabiliyorsunuz bu oyunu .
Arkadaşlar tavsiyem şudur en kısa zamanda bu setting i biryerlerden bulun okuyun ve öğrenin, hayatınızda bulup görebileceğiniz en gerçekçi setting dir GURPS .
Bir de şunu eklemek istiyorum istiyorum en değerli altın kural şudur : "eğer ben DM ve oyuncular oynadığım oyundan zevk alıyorsak, süper eğleniyorsak hangi kuralla oynandığının hiç bir önemi yok demektir."
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495]
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Tue May 29, 2007 5:02 am
AnARcHisT wrote:
Gelelim şu meşhur ok muhabbetine Bogus çok güzel şeyler yazmışsın hepsi de doğru sayılır ama yorumun yanlış.. İngilterenin Longbowmanleri demişsin iyi hoş hatta Age of Empires'te çok severdim ben.. Ama bak ne diyoruz? "LONGBOWMAN" ne diyoruz? "Babamesleği".. Adamlar fighter bile değil resmen "okçu" adamların hayatı ok.. Biz burda War16 gibi bi karakterin bile yapabilmesinden söz edioruz.. O longbowman'leri D&Dye endexlersek bence prestij sınıf olurlar.. Ayrıca dakikada 34 ok attı sadece ikisi saplandı diyosun işte bizde bundan bahsediyoruz.. Dakikada attığın 34 okun tek bi hedef üzerinde verimliliği ne kadar olabilir ki? Adamın dakikada 40 ok atması karşıdan silme adam geliyodur Helm's Deep teki gibi çıkar sura kaldırır yayını atar da atar oklarını Ahmete çarpmazsa Mehemete çarpar ona da çarpmazsa elbet birine çarpar.. Hail of Arrows olur yani o zmn avantajı olur işte..
Bu konuda ben bir yorum yapmadım, gördüğümü anlattım. Dakikada 34 ok atıldığını gördüm, 40 ok atabilenler olduğunu duydum. Ama senin yaptığın yoruma katılıyorum.
Yüksekten düşme konusuna gelince. DM's Guide'da belirli bir mesafeden sonra (kaçtı hatırlamıyorum, her seferinde açıp bakmam gerekiyor... ) HP'niz kaç olursa olsun ölüyorsunuz. Boğulma için de durum aynı.
Daha önce de burada bahsedildiği gibi D&D d20 sistemi kendisini öyle aman aman gerçekçi olmak için paralayan bir sistem değil. Ama her şey için de bir kural bulmaya çalışmışlar. Çünkü sistemin mantığı bu. Kendi içersinde bir tane "Ana Kural"'ı yok. Bu yüzden sayfalarca kitap basılıyor ama hala toparlayamıyorlar.
Ana kural olarak ne mi kastediyorum? Mesela White Wof'un oyunlarında 8-9-10 Success'dir. Mis gibi kural işte... DM kafasına göre der ki 4 Success lazım senin bunu yapman için. Ve bu kural ıncık cıncık bir yerlerde yazmadığı için de oyuncu arayıp bulmaya kasmaz, alır eline zarı atar, 4 Success gelirse gelir, gelmezse gelmez. Dakikalarca tartışma ve kural taramasından kurtulursunuz.
Mesela aynısı Cthulhu'da WotC elini atıp bozmadan önce de vardı. Orada da bir tane tablo var, Difficulty Check olarak kullandığın bir şeye karşı bir şey yaptığında oraya bakıyorsun ve sana yüzdesini söylüyor. Tek sayfa. Kitapta başka hiç bir şeye bakmana gerek yok. O sayfanın da mantığını iki üç kere baktıktan sonra bir daha bakmayıp çözüyorsun.
Ben D&D'nin sistemini biraz Windows'a benzetiyorum. Patchlerle ve kendi içersinde tutarsızlıklarla dolu, hala DOS üstünden çalışmaya çalışan garip bir program gibi.
Benim de saçma bulduğum yığınla kural var. 16. Level Human fighter'ın STR si 22 olabiliyor. Açın bakın kitaba üzerinde kaç kilo taşıyabiliyor. Tamamen saçma.
Eskiden Weaponların speed'i vardı. 2E de. şimdi kaldırdılar. Yazık oldu ve daha saçma oldu.
Bence D&D'nin d20 sistemi biraz Homeros'un zihninden çıkmış gibi. Yunan Mitolojilerini anımsatıyor. Zar gelirse neredeyse herşey mümkün... Epik bir sistem. Farklı bir gerçeklik. Ama tabi yine de saçmalıkları paylaşalım, en azından belki üstesinden gelmenin yolunu buluruz.
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÅ?in ifadesidir.</strong></div>
O zaman aklıma geldiği kadarıyla bazı gerçekçi olamayn tarafları oyunlarımızda nasıl daha gerçekçi yaptığımızı da yazmaya çalışayım. Ne yazık ki üstüne eğildiğimiz sistem 2E idi ama size bir fikir verebilir. O sıralarda 3E çıkmadığından yada çok yeni olduğundan 3E kuralları hakkında bilgimiz yoktu tabii.
2Ede sadece savaşçı sınıflarının saldırı sayıları artıyordu ve hatırladığım kadarıya bu silahına göre değişiyordu. Çrneğin 8. seviyede bir dövüşçü 2 kere kılıç sallayabiliyor yada 3 dartı aynı anda atabiliyordu. Diğer eline bir silah daha almak saldırı sayına sadece 1 daha ekliyordu. Skill's and powers kitabını oyunlarınızda kullnırsanızsanız diğer sınıflarda dha yüksek seviyelerde daha pahallıya alıyordu bu özelliği. BU özellik sayesinde +1 saldırı +2 hasar kazanıyordun ve 1 döngü içinde 1/2 fazladan saldırı yapıyordun. Yani kılıç ile 2 döngüde 5 saldırı yada dart ile 1 döngüde 4 saldırı. Bu sistem yüzünden aşırı yavaş saldıran savaşçıları biraz düze çıkartmak için şöyle bir sistem getimiştik. Yapacağı tüm saldırılara -5 alarak 1 fazladan saldırı, yapacağı tüm saldırılara -10 alarak 2 fazladan saldırı. Yani bir savaşçı +10 ile saldırıyorsa ve 1 kere saldırıyorsa +0 ile 3 kere saldırabiliyordu. 3Ede nedense böylesi bir sistem yerine diğerine hiç etki etmeden artan saldırılar getirmişler bilmiyorum.
Büyücüler içinde ben hiç sevmesemde değişik bir component sistemi geitirlmişti ve işe yarıyordu. DM kitaptaki büyülere bakmayı yada hepsinin component'ını ezberlemeyi istemiyordu. Bu sebeple her büyü seviyesi için 50 gp component koymuştu. yani bir büyücü 3. seviye bir büyüyü yapmak için 150 altınında oluyordu ve her büyüyü yaparken çok düşünüyordun bu sayede. Tabii buna göre de çıkan para insan parası değildi. Bu yüzden çok güçsüz düşen büyücülerde bir gün içinde belli sayıda büyüyü ezberliyor ve bu repertuardan o gün ne kadar hakları varsa o kadar büyü yapabiliyorlardı. Mesela 2. seviyeden 4 büyü ezberleyebilen bir büyücü istediği 4 büyüyü ezberliyor ve bunlardan birini 4 kere yapıp diğerlerini yapmayabiliyordu. Büyücüler oldukça güzel bir esneklik getirmişti bu sistem.
Savaşçıların saldırılarında sadece saldırıyorum yoktu. O kadarsavaşçı olmuşsun değişik tarzda taktiklerinde olması gerek. Kısıtlı sayıda featler bu olayı bence çözmüyor. Kola, bacağa, kafaya bazı penaltılar alarak saldırabiliyorudunuz. Savaşçılara çeşitlilik getiriyordu yine ve zırhların vücudu kapatan kısımlarının (Çrneğin miğfer, omuzluk, bileklik) değerini artırıyordu. Bu sisteme benzer bir sistemi AD&D yaralanma sistemi olarak çıkartmıştı.
Değişik tipteki silahların değişik özellkleri vardı. Çrneğin bir kılıcın saplama özelliği ile büyüklüğüne göre x2 hatta x3 hasar verebiliyordun. Ancak karşılığında çok büyük saldırı penaltılarını da kabul etmen gerekiyordu. Oklar her saplanışlarında karakterlerin saldırılarına -1 geliyordu ve çok olduğunda karakter hareketi yavaşlıyordu. Mızrağı sapladığın kişinin içinden çıkartmazsan hareketlerine penaltı verdirebiliyordun ve hareket ettikçe hasar almasını sağlayabiliyordun. Balyoz yada balta tarzı ağırlığından yararlanılan silahlarda önceden saldırıp adama yeterli hasarı verirsen adamın dengesini kaybetmesini ve döngü sırasının yitirilmesini sağlıyodun. Kanayan yaralar, kırılan kemikler uçuşuyordu etrafta. Her silahın farklı hızı olması da (Bogusun bahsettiği olay) neredeyse tüm silahlar özellik olarak eşitleniyordu.
Sadece savaşçıların alabildiği savaş stilleri yaratmıştık. Çift elli savaş stilinde gelişirsen silahın çok düşük olan hızını yükseltebiliyor ve fazladan hasar verebiliyordun. Çift ellide aldığın penaltı düşüyordu, tek ellide +zırh alıyordun. Yani üstteki özellikleride ekleyince savaşçılar hak ettikleri güce ve taktiksel verimliliğe kavuşuyorlardı.
2Enin bir diğer güzelliğide sadece puan verdiğin silahlarda bilgili olmalarıydı. Eline bilgili olmadığı bir silahı aldığında penaltı alıyordu. Benzer tipte ama bilmediği bir silahta ise bu penaltı azalıyordu. 3E de bunu bir taraftan güzelleştirip bir taraftan da kötülemişler.
Zırh sistemi çok saçma D&D'da. Nedense üstüne kalın bir zırh giydiğinde sana vurulması zorlaşıyor. Bunun yerine 3E "Unearted arcana" daki zırhın verdiği AC değerinin yarınısını AC diğer yarısınıda DR olarak almanız. Bizde buna benzer bir sistem uyguluyorduk ve herkesin daha çok hoşuna gidiyordu.
Off yaz yaz bitmez aslında. D&D sistemi bence bir fikir olarak bakılabilir. Kural sisteminde ise istenilen yönde değişiklikler yapılması oyunu daha zevkli kılar. Yeterki bu değişiklikler dengeleri çok fazla bozmasın.
_________________ Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
"
Darkgnome oldukça iyi özetlemiş aslında olayı.
3E çıktığında koşaral yeni sistem kitaplarını alan pek çok arkadaşım vardı. 3-4 hafta geçmeden de kitapları zamanla tozlanacakları raflara kaldırmışlardı.
2ed. players handbook bu oyunu uzun süredir oynayan birisi için kesinlikle yetersizdir. Ancak bunun için ek kitaplar vardır.
Her sınıfın özelliklerini derinlemesine anlatan class kitapları gibi. Bir de olmazsa olmaz 3 kitap daha vardır : Combats&Tactics, Spells &Magic ve Skills& Powers.
Combats&Tactics ordu ile girilen savaşlar için çeşitli bilgilerden tutun, Savaşçılar için özel yetenekler (Two weapon style gibi) sunuyordu. Bir oyuncu Silah proficiency puanını bunlara vererek bu skilleri alabiliyordu. Ayrıca Sialh slt sistemi savaşcılar için 5 kadameydi, bu da kendisini bu yola adamış kişilere çok büyük avantajlar veriyordu.
Called Hit tabloları vardı sonra, vücudun her bir bölgesi için, oraya yaplan critical hitlerin ne sonuçlar doğurabileceği anlatılırdı. Her silah ve her yaratık türü için farklı tablolar vardı. (insan anatomisi ile bir ayının anatomisi aynı değildir sonuçta)
skill& powers pisişik güçler hakkında geniş bilgi ve monk ve asassin tarzı karakterler için martial art skilleri vardı.
Spells&Magic ise büyüye vebüyü yapmaya farklı bakış açıları sunuyordu.
2ed hüküm sürdüğü 15 yılı aşkın sürede çok yol katetmişti. PEk çok kural kitabi ve ek kitaplar ile oyun zevkini yükseltmeyi başarabilmişerdi.
Ne yazı ki 3E de bunların hiçbirisini bulamadım. Çıkan kuralların amacı oyunu dengelemekti elbet ama bana kalırsa işin suyunu çıkarrttılar ve D&D sistemini Hack& Slash yönüne sürüklemekten öteye gidemediler.
Ancak 3E de oldukça güzel değişiklikler getirdi. Çrneğin NWP ve WP yerine koyulan marifet ve beceriler çok daha anlamlı ve güzel oldu. Sadece hırsızlara yönelik olan savaşçıların ancak ek kitaplar sayesinde kendileridnen bir şeyler heba ederek alabildikleri sessiz hareket tarzı herkesin yapabileceği özellikler herkese maal edildi. Kötüde yapsan yapabiliyorsun . SPECİAL ile AD&D arası bir sistem yaratılmaya çalışılmış bence ama bazı güzel ayrıntılar her iki sistemden de kaybedilmiş.
Bu sistemlerde mantık aramak yerine manga yada animelerde görülen karakterler gibi düşünmek gerekiyor. Zaten MM'i açan bir kişide bu yönde ilerlemek istediklerini manga tarzı çizimlerden anlayabilir.
_________________ Göz alıcı tepenin yerinde artık binalar yükseliyor. Büyük, ulu; ama büyüleyici mi? Sislerin ardından ıÅ?ıÄ?ı daha net görürdüm, Å?imdi, kalabalıÄ?ın içinde, koca bir boÅ?luktayım.
Eskisi kadar zevk vermese de, son bir kez daha!
"
Joined: Oct 26, 2003
Posts: 78
Location: istanbul / Ankara
Posted:
Thu Aug 09, 2007 12:32 pm
Discovery Channel da izlediğim bir belgeselde ok üstadı bir eğitimci at üstünde giderken 2 saniyede bir ok atabiliyordu neredeyse, ayrıca at üstünde ve dizginleri bırakmış bir vaziyette, 10 metreden ard arda konmuş iki miğferi delerek. kısa ve at üstü kullanıma uygun moğol okları ile.. Bilginize.
Joined: Oct 18, 2005
Posts: 400
Location: istanbul
Posted:
Sun Aug 12, 2007 2:52 pm
uzun zaman sonra gördüğüm ilk konu bu gerçeklikten uzak olacak tabii ki , fantastik bi oyun bi kere , levelleri okları bi yana bırakalım normal bi insanın hp 6 bilemedin 7 , bi balta darbesi birini öldürür yada tek ok yetebilir ama oyunlarda ölee mi
beni esas rahatsız eden söylenen sözler için zarın ortada göstere göstere atılması , bi oyuncu kendi şansını belirleye bilmeli ama karşındakine inanmışsa gerçekten bunu
için her fırsatta zar atmaya çalışmamalı ,,
bu bence gerçekçilikden uzaklaştırıyor ,, birde baya bi zorlu oyunlar oynadıktan sonra , ben artık biraz daha figüran olmak istiyorum , mesela geçenlerde ayağı bi nedenden topal kalmış emekli fighter oynadım , adam gelip bi han açmış han işletiyor , han muhabbetleri döndü , ne büyü ne ok , içiyoruz sadece güzel kadınlar var , çok da pahalı değil , zaten pis biyer de , ölee bardakların temizliğine falan bakacaksanız , hiç gelmeyin zaten ,,
ayrıca da sağlam için bi cüce dostum var ,, haa cücelerin hepsi sağlam içer bilirim ama haftada iki akşam onun yarıştıkları üzerine biz burda bahis oynarız
gelin yani davetlimsiniz , iyi şarap bulamasanızda iyi muhabbet garantilidir
ve gerçekçilik de işte tamda budur , bi oyunu gerçekçi kılmak oyuncunun elinde...
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.