Modules
  • Ana Sayfa
  • AvantGo
  • Downloads
  • FAQ
  • Feedback
  • Forums
  • Journal
  • Private Messages
  • Recommend Us
  • Search
  • Statistics
  • Stories Archive
  • Submit News
  • Surveys
  • Top 10
  • Topics
  • Web Links
  • Your Account

  • Who's Online
    Şu an sitede, 1 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

    Henüz üye değilseniz, Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

    Languages
    Site Lisanını Seçin


    FrpWorld.Com :: View topic - New York Günlükleri
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     New York Günlükleri View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Wed Mar 10, 2010 1:11 pm Reply with quoteBack to top

    New York Halk Kütüphanesi

    Buz pateni pistleri denince aklıma bir de New York halk kütüphanesi geldi. Söz konusu halk kütüphanesi, önceki mesajımda da belirttiÄ?im gibi, çok sayıda filmde yer almıÅ?tır. O çok sayıda filmden aklımda kalansa Yarından Sonra filmi... ABDnin benim hatırlamadıÄ?ım bir yerinde üç günlüÄ?üne New Yorka gelen kafadarlar, Dünyanın iklimi deÄ?iÅ?ince soÄ?uktan donmamak için kütüphaneye sıÄ?ınıyorlar ve kitapları yakarak ısınıyorlardı. Elbette sıÄ?ınacak baÅ?ka yer mi yok onca gökdelen var diye de düÅ?ünmek mümkün...

    Kütüphanenin olduÄ?u alanı New Yorklular çok seviyor. Daha önce bu alan New York un su depoloma alanıymıÅ?, sonra bir fuar için Ä°ngilteredeki o zamanlar ( 1850ler) çok meÅ?hur bir binanın küçük bir taklitini buraya yapmıÅ?lar. En son da kütüphane yapmıÅ?lar.

    Kütüphanenin arka tarafı, diÄ?er bölümde de belirttiÄ?im gibi park. KıÅ?ın buz pateni olmasının yanısıra, yazları da deÄ?iÅ?ik etkinlikler var sanırım. Benim Å?ahit olduÄ?um bir bedava yoga kursu vardı mesela.... Ä°steyen parkın bir köÅ?esine serilmiÅ? kumaÅ?ların üzerine oturup yogaya katılabiliyordu. Ancak kütüphanenin en azından benim izlediÄ?im filmdeki görünümü öbür taraftan yani parka deÄ?il caddeye bakan taraftan. Söz konusu cadde, 5. cadde, yani New York un en lüks maÄ?zalarının sıra sıra dizildiÄ?i bir cadde. Açıkçası alıÅ? veriÅ? yapmaktan çok zevk alacaÄ?ımı sanmıyorum. Ama Å?öyle boydan boya yürüyüp caddedeki insanları seyretmek güzel oluyor.

    Kütüphanenin caddeye bakan tarafında meÅ?hur merdivenler var. Bu merdivenlere oturup sokak satıcılarından alınan yemekleri ( tabak çatal da veriyorlar saÄ? olsunlar ) yemek mümkün. Oturacak temiz bir yer aramıyorsanız en kaliteli New York lokantısındaki kadar güzel bir yemek olabiliyor. ( Å?imdi bana diyeceksiniz, kaç defa kaliteli New York lokantasında yemek yedin diye, ama iyi kötü ortamlarını tahmin edebiliyorum. ) Gelelim içeriye girmeye.. İçeriye girerken çantaların içine bakıyorlar, dolayısı ile girmek çok az da olsa bir süre alabiliyor. Yukarıda bulunan ana çalıÅ?ma salonuna çıkmak daha da vakit alıyor.

    EÄ?er böyle Å?eylere meraklıysanız, kütüphanenin bir anı eÅ?yaları ile bir takım kitaplar satan bir dükkanı var, bunun dıÅ?ında kütüphane için resim sergileri ve film gösterileri de oluyor. Sergilerden bir iki tanesini gezdim ama pek film gösterisine katılmadım.

    Ana salona girildiÄ?i zaman ilk yapılması gereken yukarı bakmak... Oldukça yüksek bir tavan var ve tavandaki resimler, kütüphanedeki her hangi bir sergiden daha etkileyici... Açıkçası bir iki defa kütüphanede çalıÅ?tım, genelde yorulduÄ?um zaman yukarıya bakıyordum.

    Ana salonda birçok kitap var, onun dıÅ?ında kütüphanede özel bir takım alanlarda çalıÅ?mak isteyenlere ayrılmıÅ? odalar da var ayrıca, oralarda da kitaplar var. Ama bu kitapların nasıl alındıÄ?ını açıkçası bilmiyorum. Sanırım bir kütüphane kartı gerekiyor. Açıkçası ben NYU ile bizim üniversitenin kütüphanelerini kullanmayı tercih ediyorum.

    Bunun dıÅ?ında belki en güzel yanı kütüphanenin, bedava internete girebiliniyor. Ã?zellikle biraz ilham gerektiren yazılara baÅ?lamak gerçekten çok güzel oluyor New York Halk kütüphanesinde...

    Evet iÅ?te o kütüphane kütüphane dedikleri de bu...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Mar 15, 2010 2:30 pm Reply with quoteBack to top

    İkinci El Barrio Macerası ve Ward Adası

    Ä°lk maceradan bu yana aslında El Barrio ya epey bir uÄ?ruyorum. O nedenle El Barrio'ya da genel olarak gördüklerimi de anlatacaÄ?ım bu yazıda...

    Genel olarak arkadaÅ?lar El Barrio en sevdiÄ?im mahallelerden birisi. Ã?ncelikle etnik bir mahalle. New York un etnik mahallelerini öteden beri çok seviyorum.

    Ama onun da ötesinde, Latin Amerika kültürünü de seviyorum. Ã?rneÄ?in Harlem gibi mahallede turistlerin gidebileceÄ?i neredeyse hiçbir yer yok. Harlem hakkıyla turistik bir merkezken, El Barrio sadece bir mahalle... Ama yine de içinde dolaÅ?mak bile Harlemden daha iyi geliyor bana... Ã?ncelikle her yer hareketli. Gülen insanlar, yüksek sesle konuÅ?anlar, oynayanlar, dans edenler. Tüm bunlar kıÅ?ın bile var, hatta dıÅ?arıda fırtına varken, yani insanların en dıÅ?arı çıkmayacaÄ?ı havalarda bile.

    Binaların üzeri resimlerle kaplı... Harlemde de resimler var, ama oradaki resimler daha nasıl desem, sanki zoraki çizilmiÅ? gibi... Buradaki resimler çok daha canlı, doÄ?al.

    El Barrio nun tüm Latin Amerikalıların yerleÅ?tiÄ?i bir yer olmadıÄ?ını belirtmek lazım. El Barrio ya yerleÅ?enler daha çok Porta Rikolular. Porta Riko 20. Yüzyılın baÅ?ında ABD Ä°spanya arasındaki savaÅ?la ABDnin eline geçmiÅ?. Hala ABDye bildiÄ?im kadarı ile baÄ?lı. Ancak adadakiler ABD vatandaÅ?ı deÄ?iller, ABDye de rahatça gelip gidemiyorlar. Ancak 1950lerde sanırım Porta Rikoluların ABD vatandaÅ?ı olmaları kolaylaÅ?ıyor. Böylece çok sayıda Porta Rikolu New Yorka geliyor.

    El Barrio, ya da DoÄ?u Harlem olarak da bilinen bölge daha önce Ä°talyanların yerleÅ?tiÄ?i yerlerden biri imiÅ?. Biri imiÅ? diyorum çünkü Manhattanda bile ayrıca Küçük Ä°talya var. Gerçi bugün Küçük Ä°talya aslında Ã?in Malı sayılabilir, Binalar ve dükkanlar Ã?inlilere aitmiÅ?, ama akıllıca davranıp boylu boyunca bir caddeyi Ä°talyanlara kiralamıÅ?lar Ã?inliler böylece Ã?in Mahallesinden farklı bir turistik bölge oluÅ?muÅ?. Bu Ã?inlilerin desteÄ?i ile oluÅ?an Küçük Ä°talyayı bir yana bırakırsak Manhattanda Ä°talyan dükkanlarının en yoÄ?un olduÄ?u yer hala El Barrio sanırım.

    El Barrio ayrıca kentte berberlerin de en yoÄ?un olduÄ?u yerlerden birisi... Ve berberler aynı bizim berberlere benziyorlar. DiÄ?er yerlerdekiler biraz saç bakım stüdyolarını andırıyorlar. BaÅ?ka bir tuhaf Å?ey, El Barrio da bir internet kafe buldum ve internete girme fiyatı neredeyse bizdekinin aynı... Å?ey tamam iki katı kadar ama New York standartlarında neredeyse aynı sayılır. Ayrıca buralardan internete giren yerliler de var, sadece turiste benzeyen insanlar girmiyor bu da insana kendini iyi hissettiriyor.

    El Barrio nun tam güney sınırında 96. cadde var. Bu caddeye 1970lerde Berlin Duvarı diyorlarmıÅ?, o zamanlar beyazlar için bu caddeyi geçmek cesaret istermiÅ?. Å?imdi de hafif Berlin Duvarını andırıyor. Oldukça geniÅ? olmasına raÄ?men iki yanında neredeyse hiçbir dükkan, kafe, lokanta vesaire bulundurmayan sanırım tek cadde.

    Ama caddenin üstünde bir cami var. Afrikalı Amerikalı olmayan Manhattanlı Müslümanların sanırım en çok övündükleri cami çünkü lafının geçtiÄ?ini çok duydum. Yanında da Ä°slam Kültür Merkezi var.

    Ward Adasına gelince... Eve dönünde öÄ?rendim aslında bu ada Raskal Adası denilen baÅ?ka bir ada ile birleÅ?ik bir ada. Ã?zerinde demiryolu ve kara yolu olan dev iki köprü var. Köprülerin yanına yaklaÅ?tıÄ?ınız zaman zaten gürültü epey fark edilir oluyor.

    Adanın güney ( ve sanırım kuzey) bölgelerinde spor tesisleri var. Güney yakasında ayrıca güzel bir Manhattan manzarası var. �zerine oturulabilecek kayalar da var. Kısacası güzel denilebilecek bir mekan.

    Adanın ortaları ise... Ä°Å?te oralar korkunç.... Ã?ncelikle bir süre vakıfın tesisi var. Ancak hemen hemen hepsi, girilmesi yasaktır, sakın denemeyin, hatta etrafta bile dolaÅ?mayın gibi yazılarla kaplı... Sanırım birkaç fabrika ya da en azından fabrikayı andıran tesis var. Ayrıca metalleri tahtaları çürümüÅ? bolca bina da var. Kısacası ortasından kuzeye çıkmayı denediÄ?imde beni korkutacak bolca öge vardı.

    Ben de ne yaptım? Aynen geri döndüm tabii. Ondan sonra da El Barrio ya...

    Açıkçası Manhattan manzarasına raÄ?men pek bu adaya gitmenizi önermem. Güzel manzara ama 20 dolar verip Rockafeller Merkezinin terasına çıkmak daha mantıklı gözüküyor.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Fri Mar 19, 2010 1:32 pm Reply with quoteBack to top

    Harlem'in MeÃ…?hur Apollo Tiyatrosu

    Aslında son birkaç gündür yaÅ?adıÄ?ım epey bir macera var. Ama ben Apollo Tiyatrosu üzerine yazayım. Epey zamandır gitmek istiyordum, sonunda dün çarÅ?amba akÅ?amı gidebildim.

    Å?imdi arkadaÅ?lar Apollo Tiyatrosu denen tiyatro New Yorkta Harlemin kalbinde... Aslında Times Meydanında olsa son derece sönük görülebilecek bir yer... Ama Harlem'in kendine özgü havası aslında döküntü yer diyebileceÄ?iniz yerlerin bir Å?ekilde hoÅ?unuza gitmesini saÄ?layabiliyor.

    Bu Apollo Tiyatrosu 1930larda kurulmuÅ?. Bu yıllar ABDli zencilerin ilk önemli kültürel ürünlerlerini verdikleri yıllar. Edebiyattan, müziÄ?e, tiyatroya kadar birçok alanda zenciler epey önemli isimler çıkartıyor. Daha önce de birkaç kiÅ?i var ama bu dönem daha önceki yıllara göre çok daha fazla insan çıkıyor. Ki zaten ABDli zenciler bu döneme Harlem Rönesansı diyorlar.

    Apollo Tiyatrosunun en önemli etkinliÄ?i Amatörler Gecesi... Ä°smi aslında çok da güzel bir Å?ey deÄ?ilmiÅ? izlenimi uyandırıyor. Ki ben de buraya ilk taÅ?ındıÄ?ımda öyle düÅ?ünmüÅ?tüm. Sonra ama insan anlıyor ki aksine, Amatör Gecesi aslında Apollo Tiyatrosunun en güzel en etkileyici gösterisi. Sanırım 30-40 belki 50-60 yıldır sürüyormuÅ?, çok sayıda da ünlü Å?arkıcı çıkarmıÅ?. Biraz bizim popstar gibi... Ama gördüÄ?üm kadarı ile jüri yok, kimin kazanacaÄ?ını seyircilerin çıÄ?lıkları ve çıkardıkları sesler belirliyor. Müzik ve Å?arkı epey daha ön planda Türkiyenin popstar yarıÅ?masına göre... Bir de çok daha amatör sanırım, yarıÅ?manın gücü de buradan geliyor.

    MeÅ?hur bir odun parçası var, üzerine insan Å?ekilleri kazınmıÅ?, bu oduna Umut AÄ?acı ( Tree of Hope diyorlar ) her Å?arkı söyleyecek kiÅ?i aÄ?aca elini deÄ?diriyor öyle söylüyor Å?arkısını....

    Seyircilerden birilerinin seçildiÄ?i ve çocukların Å?arkı söylediÄ?i bölümler var, bir de yetiÅ?kin yarıÅ?macıların olduÄ?u bölümler... YetiÅ?kin YarıÅ?macılar Å?arkı söylerken yuhalamak serbest ve yeterince yuhalananları polis, temizlik görevlisi itfayeci gibi kılıklara giren komik bir karakter sahneden kovuyor. Açıkçası çok sinir bozucu... Bana ilginç gelen insanların yuhalanırken bile Å?arkı söylemeye devam etmesi...

    Neyse Amatörler Gecesi hep çarÅ?ambaları benim de çarÅ?amba dersim var... Hem de gece var... Bir bakıma ben de Makroekonomi Gecesi yaÅ?ıyorum. : ) ) Dolayısı ile hiç fırsatım olmamıÅ?tı. KatılmıÅ? görmüÅ? oldum, güzel oldu bence... Eh bir çarÅ?ambam daha boÅ?alırsak doÄ?rusu görmek isterim tekrar... Ã?zellikle en son bir final bölümü mayısta... Belki onu görürüm.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Mar 22, 2010 12:24 pm Reply with quoteBack to top

    Grand Central Tren Ä°stasyonu ile Pennslyvania Tren Ä°stasyonu

    Aslında bunları uzun zamandır yazmak istiyordum. Ã?zellikle ikinci istasyonun benim için oldukça büyük bir önemi var. Ama birincinin daha ünlü olduÄ?unu itiraf edeyim. Ã?nlü çünkü adeta ünlü olmak için yapılmıÅ?. Dev bir tavan, tavana çizilmiÅ? resimler, istasyonun içinde lüks balo salonu, lüks bir lokanta ve eh nisbeten yine fena olmayan lokantalar... Daha da yetmezmiÅ? gibi Grand Central, tenis turnuvaları gibi birçok etkinliÄ?e de ev sahipliÄ?i yapıyor. Evet burası bir tren istasyonu....

    Ama Å?unu da belirtmek lazım ki buradan kalkan trenlerin gittiÄ?i yerler çok sınırlı... Açıkçası adını duyduÄ?um neredeyse hiçbir yer yok. ABDnin asıl tren firması Amtrak ve onun da istasyonu Penn Station.

    PennStation, ya da Pensilvanya Ä°stasyonu adını istasyonun tam karÅ?ındaki otelden almıÅ?. istasyonun hemen üstünde Madison Square Garden var. Burası NBA maçlarının oynandıÄ?ı yer. NBA maçı dıÅ?ında, buz hokeyi, boks, tenis maçları, konserler, sirk, ayrıca politik konuÅ?malar da burada yapılıyor. Kısacası çok renkli bir tarihi var.

    Ä°stasyon buranın altında.... Yani alt katında falan deÄ?il, üzerinde durduÄ?u zeminin altında... New Yorklular kentlerinin ana tren istasyonunu yer altına yapmıÅ?lar. Ne denebilir ki... Ä°lahi New Yorklular. Ä°stasyona inmek için yerin altına iniyorsunuz merdivenle. Trene binmek için daha da iniliyor. Trenler Manhattanın kuzeyine kadar yerin altından gidiyorlar. Kentin nisbeten daha düÅ?ük gelirli kiÅ?ilerinin oturduÄ?u bölgelerinde yukarı çıkıyorlar.

    Penn Station benim için çok büyük bir manevi öneme sahip... Eskiden evim çok yakınındayken, iki günden bir gelirdim. GiriÅ?in de bir abimin Welcome to Pennsilvanya Station. Please exercise Caution lafını dinlerdim. Lafın ne olduÄ?unu hala bilmiyorum.

    Ä°stasyonun içinde New Yorktaki türlü turistik aktivite hakkında bilgi alınabiliyor. Eh ben de bazen çok ilginç bir Å?ey var mı diye bakardım. Bir de ne bileyim öteden beri tren bekleyen insanları izlemeyi severim. Eskiden de HaydarpaÅ?a Garını severdim.

    Belki Å?unu da eklemek lazım. Trenler bir defa yukarı çıktı mı bu defa iyice yukarı çıkıyorlar. Belki de Å?ehir evlerle kaplı olduÄ?undan Å?ehirden geçen tren hatlarını bazen 10 15 metreye bulan üst yollara yapmıÅ?lar. Ä°nsan altından geçerken kendini tuhaf hissediyor ki, yol dümdüz olduÄ?undan aslında trenin ille de yukarıdan geçmesi gerekmiyor aslında...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Mar 29, 2010 12:48 pm Reply with quoteBack to top

    BirleÅ?miÅ? Milletler Binası

    Her halde yazmıÅ?ımdır diyordum. Az önce bakmıÅ?ım. Nasıl yazmam yaaaa.... Cidden yok... Bari hemen açıÄ?ı kapatıp yazayım.

    Å?imdi arkadaÅ?lar BirleÅ?miÅ? Milletler New York'un beni en çok heyecanlandıran yerlerinden biridir. Lise yıllarımdan beri burada çalıÅ?mayı istemiÅ?tim. Hala da isterim öyle bir fırsat çıksa...

    Bina New York'un, daha doÄ?rusu Manhattan'ın ortalarında ve doÄ?usundadır. Sembolik olarak binanın içini uluslararası arazi sayılıyor. ( Ã?ok ciddi bir olayda bunun dikkate alınacaÄ?ını sanmıyorum gerçi ) Kendine ait bir postanesi var, kendine ait damgası ve pulları var. Burada birkaç arkadaÅ?ıma mektup yolladım. : ) ) )

    Binanın caddeye bakan tarafında, sanıyorum Dünyanın bütün devletilerinin bayrakları var. ( Belki BMye üye olmayan birkaç üye vardır) Açıkçası bildiÄ?im ülkelerin bayraklarını aramak BM çevresinde en çok hoÅ?uma giden aktivitelerden birisi...

    İçeride üst kat sergiler ( çoÄ?unlukla çocukların yaptıÄ?ı, barıÅ?, sevgi, doÄ?a, küresel ısınma tarzı konuları içeren resimler ), belli devletlerin gönderdiÄ?i hediyeler ve heykeller var. Heykellerde genellikle barıÅ? temalı...

    Alt katta kafeterya BM Unicef, Unesco logolu eÅ?ya ve kitapların satıldıÄ?ı bir dükkan var. Tam karÅ?ısında da farklı ülkelerden gelen hediyelik eÅ?yaların satıldıÄ?ı bir baÅ?ka dükkan... Açıkçası bu ikinci dükkanı gezmek de çok zevkli...

    BMnin içindeki turlar ise... Aslında bunlar özellikle çok Å?ey beklerseniz hayal kırıklıÄ?ı gibi gelebilir. Genellikle BMnin normal Å?artlarda giremediÄ?iniz bölümlerindeki heykel ve resimleri görüyorsunuz.

    BM Genel Kurul salonuna girebiliyorsunuz. Ã…?u salona yani Image

    Etkiliyor mu derseniz... Evet beni etkiliyor. Salonda ses cihazları var. Her konuÅ?ma anında altı ayrı dile çevriliyor. Bu dillerin neler olduÄ?unu bazen arkadaÅ?larımdan tahmin etmelerini istiyorum.

    Eh size doÄ?rudan yazayım. Ä°ngilizce, Fransızca, Ä°spanyolca, Arapça, Ã?ince, Rusça.

    Bir de BMnin meÅ?hur Güvenlik Konseyi var. Oraya tabii sokmuyorlar. Oradaki kameralardan canlı olarak Güvenlik Konseyinin görüntüsü izlenebiliyor. Ama ben zaten Irak SavaÅ?ı öncesinde canlı olarak konseyde yapılan toplantıyı ( tabii Türkiyeden ) izlemiÅ?tim.

    Ã?ok muazzam çok muhteÅ?em yapacak bir Å?ey yok aslında... Ama içinde bulunmak bile güzel bence.. Belki bu nedenle zaten adamlar ek birÅ?ey koymamıÅ?lar. Yine de açıkçası New Yorktan dönmeden tekrar ( hatta belki de tekrar tekrar ) uÄ?ramak isteyeceÄ?im yerlerden birisi.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Thu Apr 01, 2010 2:56 pm Reply with quoteBack to top

    New York Gazeteleri

    Aslında New Yorktaki yaÅ?amın vazgeçilmez parçalarından birisi gazeteler sayılabilir. Gazete okumuyor olsanız da benim gibi, mutlaka New York gazeteleri dikkatinizi çekecektir.

    Ã?ncelikle New York Times var tabii, sanırım New York'un en kaliteli en çok satan gazetesi.... Oldukça etkili bir gazete, birden fazla New York belediye baÅ?kanının yolsuzluÄ?unu ortaya çıkarmıÅ? ve en sonunda tutuklatmıÅ?. ( Ä°lki 1870li yıllarda Tweed adında bir adam ) Ã?lke düzeyinde de sanırım tarihi düzeyde etkili haberleri olan bir gazete. Aynı zamanda da New York un gayrıresmi merkezi sayılabilecek Times Meydanı ismini bu gazeteden almıÅ?. Eskiden gazetenin merkezi meydanın ortasındaymıÅ?. Bu gazetenin olduÄ?u binadan her yılbaÅ?ı gecesi bir tür top yere atılıyormuÅ?. Yani aslında hala her yılbaÅ?ı atılıyormuÅ?. Ama nasıl bir Å?eydir bu top, nasıl meydandaki insanların kafasına düÅ?mez bilmiyorum. Hiç yılbaÅ?ı günü New Yorkta olmadım bugüne kadar.

    New York Times normal Å?artlarda TL ile 2-3 TL düzeyinde fiyatı olan bir gazete... Pazar ise fiyatı 8-10 TLye çıkıyor. Ã?ıkıyor çıkmasına da, adamlar pazar resmen ansiklopedi veriyorlar. Yani Å?imdi, New Yorktaki ilk günlerimizde dediydilerdi bizim üniversitede ABDdeki yaÅ?ama alıÅ?mak için gazete okuyun diye. Ben de iyi okuyayım dedim. OkumuÅ?ken de bari en meÅ?hur gazete olsun diye bir pazar günü New York Times aldım.

    Yani almaz olaydım, öyle bir gazete ki, tüm pazarı harcaman lazım okuman için. Her halde en az yirmi, belki kırk tane eki var gazetenin pazar günleri.

    Eh bu New York Times... New York Timestan daha küçük ucuz gazetelere uzanan uzun bir yol var. Sanırım New York Post, Wall Street Journal gibi gazetelerde etkinler ama yine sanırım New York Times Düzeyinde deÄ?iller. Geçen gün bedava New York Post daÄ?ıtıyorlardı bir yerde aldım okudum. Son derece orta karar güzel bir gazete...

    Å?imdi New York Post a orta karar dediÄ?ime göre bir de bu iÅ?in öbür ucu var demektir. Ã?bür uçtaki gazeteler hangileri denirse Å?öyle izah edeyim. New Yorkta her hafta içi günü, metro çıkıÅ?larında bedava daÄ?ıtılan bir yıÄ?ın gazete var. İçlerinden en meÅ?huru A. M. New York adımda bir gazete. Sanırım kısaltma sabah saatlerinin önüne koyan kısaltmadan geliyor. Neyse bu tür gazeteleri adamlar adeta aldıÄ?ınızda minnetkar oluyorlar. Eh ben de alıyorum. YaklaÅ?ık iki üç dakikada gazetedeki ciddi her Å?eyi okuyabiliyorsunuz. Zaten bu tür gazetenin yarısı bekleyebildiÄ?iniz reklamlardan oluÅ?uyor.

    Gazete daÄ?ıtanlar dıÅ?ında sokaklarda gazete kutuları var, söz konusu gazete paralı ise bozuk para atıp alabiliyorsanız, parasızsa zaten kutuyu açıp alıyorsunuz. Bunun dıÅ?ında gazete dükkanları var. Bizim gazete bayiisi gibi, ama yaklaÅ?ık bir süper market büyüklüÄ?ünde, Dünyanın birçok ülkesinin gazetesi var, Türkiyeden Hürriyet vardı benim gittiÄ?imde... Ä°Å?in güzel yanı gece 10 gibi Türkiye'de ertesi gün çıkan gazeteyi almak mümkün oluyor.

    Evet kardeÅ?ler New York'un gazeteleri de böyle iÅ?te...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Fri Apr 09, 2010 12:32 pm Reply with quoteBack to top

    Barnum And Bailey Sirki

    ArkadaÅ?lar bu sirk benim New Yorkta en çok gitmek istediÄ?im Å?eylerden biri idi. Sanırım, görmeyi çok istediÄ?im son gösteri. Eh yine görsem iyi olur dediÄ?im Å?eyler var, ama çok özendiÄ?im baÅ?ka bir Å?ey yok en azından Å?imdilik.

    Ã?ncelikle sirk baÅ?ka yerlerde ne kadar meÅ?hur bilmiyorum. En azından Türkiyede çok duymamıÅ?tım adını... Ama burada, New Yorkta sanırım en çok bilinen sirk... New York'a, Manhattan'a her yıl aynı tarihte, geceyarısı giriyorlarmıÅ?, ard arda hayvanların ve eÅ?yaların olduÄ?u arabalarla, Å?ehrin ortalarında bir yerdeki tünelden geçerek giriyorlarmıÅ?.

    Gittikleri yer normal Å?artlarda oldukça trafiÄ?in olduÄ?u bir yer. Madison Square Garden. Hani Å?u NBA maçlarının da oynandıÄ?ı mekan. Aynı zamanda bir yer altı tren istasyonunun üstü.

    Madison Square Garden aslında 20000 kiÅ?ilik bir mekan, ama mekanın yarısını sirk gösterisi için gerekli aksamlar falan kapattıÄ?ı için, geriye 10000 kiÅ?ilik bir alan kalıyor, amma adamlar 8 gün boyunca günde 3 gösteri yapıyorlar. 5000 kiÅ?i geliyor olsa gösterilerine bir günde 15000, sekiz günde 120 bin eder ki bence fena deÄ?il.

    Eeee sirk nasıldı derseniz, yani birçok defa olduÄ?u gibi hayal kırıklıÄ?ına uÄ?radım biraz. Rusyada zamanında sirke gitmiÅ?tim bence daha güzeldi.

    Bu sirk bana biraz daha çocuklara yönelik gibi geldi. Zaten yanımda da oldukça heyecanlı çocuklar vardı, bol bol da hayvanlara el salladılar. Bir iki göstericiyi de tanıdılar sanırım, demek ki geçen sene de gelmiÅ?ler sirke...

    Gösteride "KarÅ?ısınızda MuhteÅ?em Jack duruyor, Dünyanın en güçlü adamı, bakalım Jack Å?u aÄ?ırlıÄ?ı kaldırabilecek mi?, Olamaz kaldıramayacak mı yoksa? Aman Tanrım inanılmaz Jack aÄ?ırlıÄ?ı kaldırdı." tipi sözlere biraz fazla zaman harcıyorlar.

    Rus sirkinde adamlar çok laf etmeyip daha çok gösteri yapıyorlardı.... Ama sirkin güzel yanı 19. yüzyıl ABDsi havası vardı. Yani hani VahÅ?i Batı filmlerinde kasabalarda halkı eÄ?lendirmek isteyenler olur, baÄ?ıra çaÄ?ıra insanları bir yere toplamaya çalıÅ?ırlar. Biraz onu andırıyordu. Gerçi sonuçta burası bir kasaba deÄ?il, ABDnin en büyük Å?ehri ama iÅ?te en büyük Å?ehir bile bazen ABDde kasabalaÅ?abiliyor.

    Neyse sonuçta sirki de görmüÅ? oldum. Bol bol, New York'un en ünlü bebek ürünleri ( bildiÄ?imiz 0-2 yaÅ? arası bebekten bahsediyorum ) indirim kartı verdiler biletin yanında... Ben de bebeÄ?im olmadıÄ?ından kartları New Yorklu arkadaÅ?larıma daÄ?ıttım.

    MeÅ?hur, Madison Square Garden da muhtemelen son gösteriye gitmiÅ? oldum. Yani Å?imdilik, New York maceram yaz sonunda bitecek gibi, çok beklenmedik bir Å?ey olmazsa, en azından tek baÅ?ıma artık gitmem gibi geliyor.

    Madison Square Garden'ın nesi aklında kaldı derseniz, gösterinin ortasında ( hem maçta hem de sirkte ) çıkıp arkada binbir çeÅ?it yemek satıÅ? yerlerinde yemek alıp gelen, yiyen, sonra gidip yine yemek alıp gelen insanlar...

    Bir de NBA maçlarının sloga atmayı bilmeyen taraftarları... Hani Defence çok da dahice bir slogan olduÄ?u için söylenmiyor anladıÄ?ım kadarı ile...

    BaÅ?ka br slogan atmayı beceremiyorlar, en azından bizim New Yorklular... Hatta Defence i bile bazen tek aÄ?ızdan söyleyemiyorlar.

    Neyse Madison Square Gardenla da ilgili de böylece son bir yorumda bulunmuÅ? olayım.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat Apr 10, 2010 12:10 pm Reply with quoteBack to top

    New York'un Sinemaları

    Bunu ekleyip eklememekte bir süre kararsız kaldım, ama sonra bu kadar sinemaya gitmiÅ? bir adamsın, ekle bari dedim kendi kendime... Å?imdi New York'ta iki tür sinema olduÄ?undan söz ederek baÅ?layayım. Birincisi, daha özel zevklere sahip olanlara hitap eden sinemalar, ki içlerinde aslında hiç de küçük olmayanlar var. Ã?oÄ?unlukla New York'ta ressam, müzisyen ve benzer insanların bir arada oturduÄ?u mahallelerde böyle sinemalar.... Eeee tabii öyle olunca da hiç küçük olmuyorlar.

    Bu sinemalarda, eski ya da sanatsal filmler seyredebiliyorsunuz, ben Afrikalı Amerikalı bir ailenin hikayesini konu alan bir film izledim bir defa.. Ama sorun Å?uydu ki, sanki benim dıÅ?ımdaki herkes birbirini tanıyor gibi bir izlenim edindim. Ve bu da beni rahatsız etti. Eh, daha herkese hitap eden yerlere gitmenin güzel yanı kalabalıÄ?ın içine kaybolmak daha çok mümkün oluyor, ama böyle özel ilgi için kurulmuÅ? yerlerde hemen göze batıyor insan...

    Neyse bir de kültür merkezleri var. Oralarda da ufak çaplı tiyatrodan sinemaya dönüÅ?ebilen salonlar var. Ben Latin Amerikalıların ve Yunanlıların Kültür Merkezinde film seyrettim. Açıkçası Yunanlıların filmleri bana daha çok hitap etti. Filmden sonra da tanıÅ?tık, konuÅ?tuk, kokteyl gibi bir Å?ey yaptılar zeytin ve peynir ikram ettiler, ki zeytini cidden özlemiÅ?tim.

    Bunun dıÅ?ında asıl büyük salonlar var. IMAX ve REGAL in salonları... Bakın Å?imdi aklıma geldi, genelde büyük kuruluÅ?ların yerlerine gitmeme gibi bir adetim vardı benim. Mesela daha küçük oyuncakçı,eczane ( burada eczane zincirleri de var ), kafe ve dükkanlara gitmeye çalıÅ?ıyorum, ama sinemada bunu yapmıyormuÅ?um demek ki aklımda olsun. : ) ) )

    Neyse bu salonlar dev gibi, beÅ? altı katlı.... Bir katta iken diÄ?er katları da bir Å?ekilde görüyorsunuz, mekanın büyüklüÄ?ünü algılayacak Å?ekilde tasarlamıÅ?lar salonları. Mısır, içecek yanında, ufak pizza, pretzel denen simitimsi yiyecek gibi birçok farklı yiyeceklerden yiyebiliyorsunuz. Film sırasında girip çıkmama gibi bir adet yok, istediÄ?iniz gibi girip çıkabiliyorsunuz, ama NBA maçlarından farklı olarak girip çıkma hakkını daha çok ben kullandım, Amerikalı kardeÅ?lerimizden önce...

    New York sinemalarının en kötü yanına gelince...... Ara yok... New York sinemalarında ara diye bir kavram yok... Bazı filmlerde aranın olmaması cidden çok kötü olabiliyor. Hele film iki saatten uzunsa...

    Artık Türk sinemalarında da yaygınlaÅ?tı sanırım, ama ilk defa burada sürekli üç boyutlu film gösteren salonların olduÄ?unu gördüm. Epey de bir üç boyutlu filme gittim. Yani elbette görüntü çok daha iyi ama insan bazen sanki farklı bir Å?ey yokmuÅ? gibi hissediyor.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sun Apr 11, 2010 11:40 am Reply with quoteBack to top

    Dünya Finans Merkezi ( Ve de Dünya Ticaret Merkezi Yıkıntıları )

    ArkadaÅ?lar bugün kafamı esti, Dünya Ticaret Merkezinin eskiden olduÄ?u yere gittim. Buranın hemen arkasında da Dünya Finans Merkezi diye baÅ?ka bir yapı var. Ã?nünde de New Jersey'e bakan çok güzel bir artık deniz kıyısı mı dersiniz, nehir kıyısı mı öyle bir Å?ey var.

    Eh gittim orada biraz oturdum.

    Å?imdi arkadaÅ?lar Dünya Ticaret Merkezinin yıkılmasının öncelikle ABDde sıklıkla iÅ?lenen bir konu olduÄ?unu belirteyim. Hiç beklemediÄ?iniz yerlerde karÅ?ınıza çıkabilir. Mesela otogarda Dünya Ticaret Merkezi anısına bir köÅ?e var, ya da metroda saldırıda ölenlerin isimlerinin olduÄ?u bir duvar var.

    Yıkıntıların hemen yanında da bir Dünya Ticaret Merkezi Anı Merkezi gibi bir yer var.

    Girmeye deÄ?er mi derseniz, deymez derim. Sen girdin mi derseniz, girdim. : ) ) ) Eeee iÅ?te kendimi tutamıyorum.

    İçeride adım adım o gün olan olaylar, Dünya Ticaret Merkezi kalıntılarından çıkan parçalar, orada çalıÅ?anların ya da itfayecilerin ya da binaya çakılan uçaktan parçalar. Ve de ABD ve Dünyanın farklı yerlerinden insanların mesajları, çocukların yaptıkları resimler var.

    De bunların her birini New Yorkun farklı yerlerinde defalarca görebiliyorsunuz. Hele mesajları, çocukların yaptıÄ?ı resimleri birçok kilisede görmek mümkün.

    Å?imdi Dünya Ticaret Merkezinin eski yerinde yeni bir kuleler dizisi yapılıyor. Ben New York'a ilk geldiÄ?imde henüz daha yükselen bina yoktu, Å?imdi iki kulenin katları adım adım yükseliyor.

    Dünya Finans Merkezi pencerelerinden inÅ?aatı görebiliyorsunuz, dört ayrı büyük pencere var Dünya Ticaret Merkezi kalıntılarını görebileceÄ?iniz, bugün dördünün de önünde turist grupları vardı. Turistler epey merak ediyorlar demek ki Dünya Ticaret Merkezini. : ) ) )

    Finans Merkezine gelince, 10 15 katlı AÅ?aÄ?ı Manhattan standartlarında ufak bir bina... Güzel bir yerde... Ä°lerisinde yat iskelesi var. Ã?ocukların çıÄ?lık atıp oynadıÄ?ı geniÅ? bir alan var, eh iyi kötü ufak yeÅ?il alanlar da var.

    Amma iÅ?te felaket sessiz. Bilmiyorum bu New York beni de mi deÄ?iÅ?tirdi, ama sessizlik de beni rahatsız etti açıkçası.. Hele hele binanın içi yine New York standartlarında terk edilmiÅ? bina gibi neredeyse... Buradan New Jersey'e de feribot kalkıyor, ki bir zamanlar Brooklyn e nasıl geçmediysem Å?imdi de New Jersey benim için yasak ülke gibi oldu. Yani diyebilirsini yahu kardeÅ?im insan bir defa da mı geçmez. Ama bir defa bile New Yorkun karÅ?ısındaki Jersey City denen Å?ehre geçmedim. New York böyle biraz. KarÅ?ında bile olsa, farklı bir Å?ehre çok da gitmek istemiyor insan... New Yorkta yapacak o kadar çok Å?ey varken...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Apr 12, 2010 12:05 pm Reply with quoteBack to top

    New York'un Oyuncakçıları

    AlıÅ?veriÅ? cenneti New Yorkta aslında farklı türden maÄ?azaların kendilerince görülmeye deÄ?er olmalarında sanırım Å?aÅ?ılacak bir nokta yok. Bu dükkan türlerinden sanırım en azından benim için öne çıkanlardan birisi oyuncakçılar...

    Sanırım özellikle içlerinden iki tanesi öne çıkıyor. Birisi Toysareus maÄ?azası, öbürü de FAO Swarz diye bir maÄ?aza...

    Ä°lki Times Meydanında, yani bir bakıma New York'un gösteri merkezinde... Böyle bir yerdeki oyuncakçıdan beklenebileceÄ?i gibi üç katlı, içinde dev dinazorlar, uzay araçları, legolar, barbi bebek evleri var. Bir katı sadece Å?ekerci. Kolleksiyon yapanlar için farklı bölümler var örneÄ?in ayrı bir robot bölümü var. Bu arada dükkanın ortasında dev bir dönme dolap da var...

    AnlayacaÄ?ınız New York'un en görülecek yerlerinden birisi... Ninja KaplumbaÄ?a, Jurrasic Park gibi bir zamanlar beni cezbeden oyuncaklardan sürü ile var. AnlayacaÄ?ınız, almak isteyeceÄ?im sürüyle oyuncak var, ama ben mütiÅ? bir irade sergileyip, dükkanı birçok defa gezdim ve hiçbir Å?ey almadan çıktım. Tabii Times Meydanının içindeki her dükkan gibi dükkanın içinde kalabalıÄ?ın içinde kaybolma ve sürüklenme ihtimali olduÄ?unu belirtmekte yarar var.

    FAO Schwarz a gelince, aslında daha küçük çocuklara yönelik bir maÄ?aza... Ama doÄ?rusunu söylemek gerekirse Toysareus tan daha çok sevdim. Mesela kızlar kendi bebeÄ?ini erkekler için oyuncak canavar tasarlayabildiÄ?in bir bilgisayar programı var. Ben ikisini de tasarladım. Canavarını tasarladıktan sonra diÄ?er canavarlarla da dövüÅ?türebiliyorsun. Eeee tabii dövüÅ?türdüm... Benden gören çocuklar da daha önce hiç ilgi duymamıÅ?ken canavar dövüÅ?türme oyununa ilgi duydular, yani çocuklara kötü örnek oldum, iyi bir Å?ey yapmadım.

    Dükkanın en hoÅ? ayrıntılarından birisi, ayaÄ?ını tuÅ?lara basarak çalabildiÄ?in dev bir piyano, ki çocukları çıldırtıyor. Aslında beni de bayaÄ?ı heveslendirdi, ama piyanonun üstünde yedi sekiz çocuk görünce dokunmayayım dedim.

    Küçük oyuncak maÄ?azalarına gelince... Açıkçası dayanamam gördüm mü girerim, oynarım... Ama en çok ilgimi çeken ayı yapma ( Build a Bear ) isimli bir dükkandı. Bu dükkanda, en baÅ?ta içi boÅ? ayıyı alıp, içini pamukla doldurup, sonra istediÄ?in gibi bir giysi ve aksesuar seçip giydiriyorsun, yani kendi ayını tasarlıyorsun....

    Ben de ayımı tasarlayıp birisine hediye edeyim dedim, ama sonuçta hediye ettiÄ?im kiÅ?i için, ha ben tasarlamıÅ?ım, ha dükkandan almıÅ?ım bir farkı olmayacaktı. Eh bu dükkandan da bir Å?ey almadan çıktım... Aslında en güzeli dükkanları bir tür müze gibi görmek... : ) )

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat Apr 17, 2010 4:59 am Reply with quoteBack to top

    Intrepid Ucak Gemisi Muzesi

    Oncelikle buradaki muzelerin kafeteryalari, yemekhaneleri , internet siteleri, haftasonu etkinlikleri ile cok daha muze otesi bir gorunumlerinin olduklarini belirtmeliyim.

    Eh bir muze lokantasinin reklamini yapar mi derseniz burada yapiyor. Mesela Jean Piermont Morgan in ( JP Morgan firmasinin kurucusu, New York'un ikinci buyuk is Dunyasinda basari oykusunun kahramani ) yemek yedigi yerde yemek yemek ister misiniz diyen bir muze var. ( Tahmin edebileceginiz gibi adamin 19. Yuzyilda oturdugu artik sehrin en gurultulu yerinde kalmis evinde kurulu muze, eh bir gun de Firblenin yemek yedigi yerde yemek yemek ister misiniz denir mi bilmiyorum )

    Neyse bu girisin ardindan, muzeye geleyim. Intrepid Ucak Gemisi Muzesi New York un beni en cok etkileyen muzelerinden birisi idi, ozellikle kendimi kentin asagi bolumlerini once gezecegim diye sinirlandirdigim gecen sene...

    Bu ucak gemisi, Ikinci Dunya Savasinin ortasinda 1941 de yapilmaya baslanmis. 1943te resmen savasa katilmis diyecegim, ama New Yorkun az asagisindan taaa Filipin Adalari civarina gitmesi neredeyse 6 ayi bulmus. Ilk olarak Panama Kanalindan gecerken hasar almis. Sonra ilk katildigi Subat 44deki savasta hasar almis. Bu hasari aldiktan sonra 3 4 ay boyunca donmus gerisin geri Havai ye.

    Sonra yine gelmis 1944un ekiminde Pasifik te insanlik tarihinin e buyuk deniz savasi denen savasa katilmis.

    Savasin ismi Leyte Korfezi Savasi, hikayesi de kisaca soyle. ABD Filipinlere cikartma yapacak, Japonya da bu cikartma sirasinda ABDye epey saglam bir darbe indirmek istiyor.

    Soyle bir plan yapiyor. Donanmayi uce ayiriyor. Ilk parca ile ondeki savas gemilerine saldiriyor, sonra kaciyor. Ondeki gemiler ilk gemileri kovalarken, aniden ikinci grup gemilerin arkasini kapatiyor, boylece geri donmelerini engelliyor.

    Ucuncu grubun gorevi ise, cikartma gemilerine saldirmak, ki basarirlarsa ABDnin Pasifik Ordusu epey bir darbe alacak.... Ama cikartma gemilerini koruyan az sayida geminin actigi ates Ucuncu grubun komutanini korkutuyor adam saldirmaktan vaz geciyor. Bu arada ikinci ve ilk grup da epey hasar aliyor, eh Filipinleri savunacak donanma da kalmiyor.

    Neyse bu savastan kisa sure sonra ilk Kamikaze saldirilarini baslatiyor Japonlar, ve Intrepid i vuruyorlar.. Epey saglam vuruyorlar, gemi iki saat yaniyor, tasidigi ucaklarin cogu hurdaya donuyor... Eh tabii gerisin geri donuyor gemi bu defa Amerika kitasina...

    Sonra yine Pasifik e donuyor, martta, Japonlar zaten cokmus, yine de gemiyi bir defa daha vuruyorlar... Neyse iste boyle...

    Sonra gemi Kore Savasi, Vietnamda gorev yapiyor, Akdeniz de epey bir tur atiyor, bir ara okyanusa dusen astronotlari topluyor falan... Bu arada Turkiyeye de geliyor birkac defa...

    Simdi arkadaslar, geminin tarihinin kucuk bolumunu olustursa da acikca en etkileyici yeri Ikinci Dunya Savasi, hatta bu Kamikaze Saldirisinin anlatan bir tur gosteri de yapmislar, tam geminin hangarinda kamikazenin carptigi yerde... Ola ki gemiye girerseniz bence izleyin.

    Geminin tamami zaten ufak bir kasaba boyutlarinda... Zaten bir o kadar kisi yasiyormus. Terzileri, postaneleri, camasirhaneleri falan var... En azindan yatip yemek yedikleri yerleri gorebiliyorsunuz. Tabii makina dairesi, radar odasi, pilot egitim yeri ( buraya da kamikaze carpmis.. ) hangari ve aklima gelmeyen daha bircok farkli gemi bolumunu de gorebiliyorsunuz.

    Adamlarin zamaninda yemek yedigi yerde yemek yiyebiliyorsunuz. Gecen sene ucak gemisi gormek beni heyecanlandirdigindan bu muzeye uye olmustum, hem uc defa girince uyeligin parasini karsilamis oluyorsunuz... Evim de yakindi bazi gunler gelir, zamaninda denizcilerin yemek yedigi yerde ders calisirdim, artik muze gorevlileri beni tanir hale gelmisti.

    Ozellikle aniden yemekhaneye dalan masalari birlestiren cocuk gruplari cok ilginc oluyor... Arada da canim sikildikca cikar geminin farkli bolumlerini gezerdim, tabii ozellikle yatak odalarini cunku en yakinlari onlardi.... Yemekhane geminin en alt bolumunde, o nedenle de garip bir kokusu var, metal ile yemek biraz da sanirim deniz kokusunun karisimi... Eh ben de makine muhendisiyim eninde sonunda... Metal kokusu hep hosuma gitmistir....

    Geminin bir bolumu, daha acik konusmak gerekirse hangarin yarisi, Kesif Bolumu denen bolum... Daha acik konusmak gerekirse Explorerium... Ben Turkce de bu tarz bir isim bulamadim. : ) )

    Burada mesela geminin postanesinin damgasini basan posta makinasi.. Geminin mutfagindakini andiran yemek yapma aletleri, kuslarin ucagin nasil uctugunu gordugunuz, hava ufleyen bir makinanin onunde ucak model kus ve ucaklar, uc boyutlu sinema gosterisi ( katildim.. : ) ), ucak kullanma simulasyonu ( ona da katildim ) var.

    Ucak kullanma simulasyonuna bir arkadasimin tesvigi ile katildim bu arada... Ucak tamamen ters bile donebiliyor. Ama acikcasi adam gibi ucagi kontrol ettirmeyi basaramadim... Yani hava kuvvetlerinde pek basarili olamayabilirim... : ) )

    Ucagin en ust bolumu ki zamaninda ucaklari buradan ucururlarmis, cok sayida ucagin sergilenmesine ayrilmis ( hangarda da eh bir parca ucak sergileniyor ) Rus Mig Ucagi da var burada, ABDnin meshur siyah sanirim adi Hayalet Ucak olan ucaklarindan da var...

    Ucak gemisinin hemen yaninda da bir Nukleer Deniz Alti ve Concorde Ucagi var... Concorde su ses hizindan hizli giden meshur yolcu ucagi... Ben yine inatciligimin tutmasi sayesinde deniz altiya gitmedim. Concorde a arkadasimin tesvigi ile gittim.

    Guzel bir ucak tabii cok kucuk... Zaten cok kucuk oldugu icin de sanirim zarar etmis sonrasinda da seferden kaldirilmis... Hani beyaz fil hikayesi varmis, zamaninda sultanin biri cok sevdigi kisilere bakmasi icin beyaz bir fil hediye edermis... Ama beyaz file bakmak cok masrafliymis, ancak buyuk onur oldugu icin de kimse reddemezmis.. Concorde u da cok meshur bir ucak oldugu icin bir sure seferden kaldiramamislar sanirim zarar ediyor da olsa...

    Ucak gemisinin hemen yaninda guzel bir sahil seridi var. Aslinda havanin guzel oldugu gunlerde ciktigimda hemen hic, dogrudan eve gitmek gelmiyordu... Hele icerde biraz ders calismissam biraz sahilde oturuyordum.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Tue Apr 20, 2010 6:31 am Reply with quoteBack to top

    New York'un Eski "Yoksul Mahallesi" Lower East Side

    Arkadaslar, Yoksul Mahallesi kelimesi belki biraz tuhaf bir kelime ama adamlar bunu kullaniyor vallahi.. Hatta neredeyse bunu turistleri cekecek bir kelime olarak kullaniyorlar. Soz konusu mahalleye duzenlenen turlarda adamlar " Burasi bir zamanlar Dunyadaki en kotu sohretli "otorious" gecekondu mahallesi "slum" diyorlar...

    Simdi ne oldu nereden yolun dustu bu adi cikmis yere derseniz... Soz konusu mahallede bir muze var.. Zamaninda gocmen ailelerin kaldiklari dairelerin yeniden aslina uygun dokore edildigi bir apartman...

    Bina 1940larda yapilmis... Aslinda ilk basta epey guzel yapilmis. Duvarlar merdivenler falan cok kaliteli malzemelerden yapilmis... Amma yil 1840lara gelince bu mahalle bir anda once onbinler sonra yuzbinlerce gocmenin akinina ugramis...

    Soz konusu evin de mutfak, yatak odasi oturma odasindan olusan bir dairesinde zamaninda 10 15 kisinin kaldigi olurmus... Eh muze yapilanlar da bu daireler... Gercekten orada yasayanlarin esyalari ya da o esyalarin kopyalari konmus. Hatta isterseniz o zamanlar yasamis birisinin canlandirildigi bir tur da var. Siz Italyadan 1916da goc etmis bir grup oluyorsunuz, dairlerden birinde zamaninda Selanikten goc etmis bir kiz da size mahallede ve New York'ta dikkat etmeniz gereken kurallari anlatiyor. Cok hos bir tur... Ben kizi epey farkli konularda zorladim. Mesela kadin haklari konusunda... Yahu ABDde kadinlarin bazilari oy kullanmak istiyormus nedir bu is gibi sorular sordum... : ) ) Tabii 1916 ABDsi hakkinda daha once okudugum icin o aralar ne olup bittigini biraz ogrenmistim.

    Neyse, mahalleye gelince... Irlanda, Alman, Italyan, Rus ve en son Cinlilerin yerlestigi bir mahalle ve tahmin edebileceginiz gibi eski Lower East Side adindaki mahallenin bugun buyuk bolumu Cin Mahallesi...

    Ancak cogunlukla sokaklarin bombos oldugu kucuk bir bolum de var ki, muze de orada...

    1800lerin sonlarinda, sonradan durumunu duzeltmis Danimarkali bir gocmen ( adi Jacop Riis ) bu mahalleden yasayanlarin hayatini anlattigi bir kitap yazmis adi "How The Other Part Lives?" Bu kitabin da verdigi tesvikle evlerin ve mahallenin kosullarini duzeltmeye baslamislar. Ornegin her apartmanda her katta tuvalet bulunmasi zorunlulugu getirilmis, daha once bazen 1000 kisinin yasadigi evin tek tuvaleti ve disarida tek cesmesi varmis. Sonra mahallenin bir bolumundeki evleri yikip park yapmislar, ki parkin adi da Jacop Riis Parki, bugun Cin Mahallesinin icinde...

    Eh bir zamanlar bu muzeye de dolayisi ile mahalleye de epey girip ciktip, bircok farkli turlari vardi, benim de ilgimi cektigi icin coguna katildim. Ama nasil derler, Cin Mahallesi olmayan bolumu cok sessiz sedasiz bir mahalle artik... Eskiden Dunyanin farkli yerlerinden gelenler epey renkli hale getiriyormus.

    Simdi Harlem, El Barrio ve tabii mahallenin Cin Mahallesi olan bolumu New York'un o eski hareketlilige sahip bolumleri. Tabii Manhattan in disinda da bu tarz epy bir mahalle var.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Apr 26, 2010 12:47 pm Reply with quoteBack to top

    New York'un �ılgın Köpekleri ve Onların �ılgın Sahipleri

    Efendim, benim köpeklerle uzuuun bir deneyimim vardır. YaÅ?adıÄ?ım yerlerde hep makum miktarda sokak köpeÄ?i olmuÅ?tur. Köpeklerden hep korkarım... Korkmama raÄ?men de eh onlarla epey bir deneyim yaÅ?adım. En son kardeÅ?imin de bir köpeÄ?i olduktan sonra birkaç defa oynadım bile... Ama yine de korkuyorum... Bu arada ODTÃ?de de birkaç defa köpek saldırısına uÄ?radım, ama bir Å?ekilde artık benden korkup kaçtılar...

    Tüm bu deneyimlerime raÄ?men, New York'un köpekleri kesinlikle bambaÅ?ka bir deneyim. Neden derseniz... Birkaç neden sayayım. Hayatımda ilk defa elinde yirmi dev gibi köpeÄ?i tutup gezdiren adam burada gördüm. Hayatımda ilk defa köpek parkı burada gördüm. Hayatımda yine ilk defa köpekleri beraber oynasın diye buluÅ?an insanları burada gördüm.

    Å?imdi efendim, burada köpek bakımı bir tür endüstridir. Kedi bakımı da öyle mi derseniz bilmiyorum. Belki inanmayacaksını ama hiç kedi görmedim, hayvanat bahçesi dıÅ?ında... En azından Å?imdi aklıma gelmiyor.

    Köpeklere gelince... Onlar her yerde ve yaÅ?amın bir parçası... Mesela Central Parkta en soÄ?uk havalarda dolaÅ?an insanların çoÄ?u köpek sahibi... SoÄ?uk da olsa, bir dıÅ?arı çıkıp parkta tur atmak isteyen benim için güzel bir Å?ey deÄ?il...

    Å?imdi güzel olan Å?u, köpekler için etrafı kapalı parklar var. Burada onlarca köpek bir arada kardeÅ? kardeÅ? oynuyor. Köpek sahipleri de girip isterlerse oyunuyor. Bu tür köpek parklarının civarındayken, oradan birileri köpekle geçtiÄ?in köpeklerin sahiplerini parka doÄ?ru sürüklemeye çalıÅ?tıÄ?ını gördüm. Yani köpekler bu parkları tanıyorlar.. Eh bu da iyi bir Å?ey.... Normalde köpekleri ile oynama izinleri olan yer de bu parklar. Parkların dıÅ?ında köpeklerin tasması olmalı aslında... Bu da iyi bir Å?ey...

    Ama burası neresi? New York... New Yorkta kurallar tavsiye niteliÄ?indedir. ( Gerçi ben Ä°stanbulda tavsiye deÄ?eri bile yoktur diyorum. B ) ) Dolayısı ile bol miktarda köpeÄ?ini tasmasız dolaÅ?tıran insan var... Ama çok Å?ükür parkta çok sayıda insan varken bunu yapmıyorlar...

    Bunun dıÅ?ında köpeklerin bir de bir internet endüstrisi var. Mesela köpek bakıcıları tutulabiliniyor, köpekler sahipleri birbirileri ile yazıÅ?ıp buluÅ?abiliyor. Ki köpeklerini buluÅ?turmayı çok seviyorlar zaten, iki köpek sahibi yürürken köpekler birbirleri ile iletiÅ?im kurdu mu köpeklerin sahipleri mutlaka duruyor.

    Bunun dıÅ?ında bekleyebileceÄ?iniz gibi özel köpek hastaneleri, okulları ve de maÄ?azaları var. Hayır hayvan maÄ?azaları deÄ?il, köpek maÄ?azaları... Bizde Pet Shop denen Å?ey de deÄ?il... Hayvan satmıyorlar sadece köpek aksesuarı satıyorlar. Ve de bir süper market boyutunda olanları var...

    Eh bir de köpeklere özel ilgisi olanlar için yazmıÅ? olayım, Mart-Nisan ayında Madison Square Garden da, hani Å?u NBA maçlarının da olduÄ?u yerde bir köpek Å?enliÄ?i var... Sanırım Å?u meÅ?hur en güzel köpek, en hızlı köpek, en akıllı köpek gibi dallarda köpekler yarıÅ?tırılıyor... Ben gitmediÄ?im için bilmiyorum, ama en azından Å?ehirde bol bol reklamını gördüm. Yazları da Central Parkta her ay parkın bir yerini komple köpeklere açıyorlarmıÅ? ki bu yaza mayıs da dahil. Benim de her ay hangi gün nerenin köpeklere açıldıÄ?ını öÄ?renmem lazım ki, o gün oradan uzak durayım deÄ?il mi ama? ? ? ?

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Wed Apr 28, 2010 5:37 am Reply with quoteBack to top

    New York'un En Siradan Meydani "Unıon Meydani"
    Simdi siradan denince neyin kastedildigi tabii biraz supheli oluyor... Aslinda bakarsaniz Manhattan disi mahallelerde de siradan sayilabilecek baska meydanlar olabilir. Ama iste en azindan benim bildigim meydanlari dusununce iclerinde en duzgun meydana benzeyeni sanirim Unıon Meydani... O nedenle onu siradan olarak aniyorum.
    Simdi Unıon Meydani, oncelikle benim okulumun iki adim mesafesinde... Neredeyse hic turisti yok, eee diger meydanlarda birilerinin toplanip hergun onunden gectiginiz o nedenle tanidik hale gelmis bir yapinin onunde tur rehberini dinlemesi tuhaf oluyor... Ama Unıon Meydani oyle degil.
    Oyle belirli bir gruba da ait bir meydan degil, New Yorkta oyle meydanlar var, mesela cogunlukla ogrencilerin, belli etnik gruplarin, alis veris meraklilarinin toplandigi meydanlar... Unıon Meydani hepsinden bir parca iceriyor.
    Meydanin farkli yerlerinde oturabileceginiz yerler var, bu iyi bir sey... Sokak saticilarindan, ya da meydanin etrafindaki dukkanlardan yemek alip dukkanda yiyebiliyorsunuz, New Yorkun klasik trafik sesi, itfaye sirenleri, kornalar, konusan onca insan, kosusanlar, cocuklu anneler, kopeklerini gezdirenler, her etnik gruptan, farkli tarzlarda giyinen onca insan etrafinizda.... Eee bunlar yetmezse bir de sincaplar var, ki sehrin ortasinda kucuk parklarda sincaplarin olmasi benim icin yeni bir sey... Ama bu parktaki sincaplar da cok agresif degil.
    Parkta suru ile farkli farkli aktivite yapan var. Tuhaf resimler ve urunler, ki Obama bu urunlerde sikca rastlanan bir karakter, degisik muzikler, tuhaf gosteriler, mesela cimnastik, hokkabazlik gibi gosteriler, farkli politik gruplarin, vakiflarin temsilcileri ki akliniza gelebilecek her turden vakif ve grup var, sokakta kalan kopekleri evlat edindirme organizasyonlari ki kopekleri de yanlarin da getiriyorlar, aksam vakti silinecegini bile bile parkin ortasina tozlar, taslar ya da tebesirle resim yapanlara parkin farkli yerlerinde rastlanabilir. Bir de satranc oynayanlar var, gecmiste cok ozenmistim, ama bir turlu cesaretimi toplayip satranc oynayamadim meydanda, ne bileyim herkesin izlemesi tuhaf oluyor. Tabii bir de kaykaylarla gosteri yapanlar da var ki, parkin on tarafinda merdivenler var, ben de bazen masa yerine orada oturup yemegimi yiyiyorum ve orada merdivenlerin uzerinde bol bol kaykay gosterisi izleyebiliyorum.
    Bunun disinda tabii bir de hemen hemen her gun pazar kuruluyor, eyaletin turlu yerlerindeki sanirim ciftliklerden gelen her turlu sey satiliyor. Ozellikle peynir ve meyveleri canim cekiyor, ama alinca yiyemeyecegimi ve yemegin kalacagini biliyorum, cunku tek basina kalinca ev insanin uzerine uzerine geliyor, olabildigince cok disari cikmak istiyor...
    Yilbaslarinda bir de yilbasi pazari kuruyorlar, eee kis diye yilbasi pazarinda corba da satiliyor ( ama subatta satilmiyor, ille de yilbasi oncesinde satiliyor ) bunun disinda tuhaf gorunumlu tuhaf urunler var, sanirim bircogu ya el yapimi, ya da ufak atolyelerde yapilmis.\

    Bir de bedava sarilma gonulluleri var, bu adamlar uzerlerine free hug ( bedava sarilma ) denen tisortler giyiyorlar, isteyenlerle kucaklasiyorlar, yani iclerinde adam da var kadin da.. Arada da free hug free hug diye bagiriyorlar... New Yorkta herseyin bedavasi makbuldur gerci, ama ben su ana kadar pek ragbet etmedim bu free hugcilara.. : ) ) )
    Meydanin etrafinda en azindan benim onemli buldugum uc bina var... Birincisi kitapci Barnes and Noble... Cok sik gidiyorum, meydana bakan cok guzel bir kafeteryasi da var, ama isleten Starbucks, ben de Starbuckslara gitmedigim icin, gitmiyorum.
    Ikincisi meydanin bir yaninda New York film akademisi var, burasi bir zamanlar sehrin en etkili politik kurulusu, yaklasik 100 yil boyunca secilen belediye baskanlarinin yaklasik dortte ucunu cikarmis Tammary Salonu binasiymis... ( tabii en son binasi, daha once farkli yerdeymis ) 1960larda bu organizasyon dagiliyor, binayi da bir ara film akademisi almis..
    Bir de meydanda Fuerzo Bruta diye bir gosterinin yapildigi bir sahne var var... Soyle bir sey oldugundan bahsediliyor, sanirim seyirciler bir havuzun altina oturuyormusuz, gosteriyi yapanlar havuzun ust tarafinda hareket ediyorlarmis biz de izliyormusuz. Cok guzel deniyor, ama guzel oldugu gibi pahali da, bir misafirim olursa belki gotururum.. : ) ) )
    Meydanin biraz ilerisinde meydandan gozuken uzerinde saat olan bir kule de var ki bu kule sayesinde, kolunda saat tasimaktan nefret eden bir kisi olarak saati sormama gerek kalmiyor. Eh tabii meydan da belki baska kisilerin ilgisini cekecek giyim magazalari falan da var, ama benim ilgimi cekmiyor.. : ) ) ) )
    Sonuc olarak, evet bir meydandan bekledigim gibi bir meydan Unıon Meydani, mesela meshuuur Times Meydani gibi topu topu bir dort yol agizi ile sinirli degil.. Eeee arada okuldan cikip yarim saat bir saat hava almak isteyince yani basinda olmasi guzel oluyor.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Wed Apr 28, 2010 5:39 am Reply with quoteBack to top

    Arkadaslar yaklasik iki gunluk bir maceranin ardindan yukaridaki mesaji yollamayi basardim. Meydanin asil ismi, Union, ben i yi farkli yazdim cunku orjinal sekilde yazinca sistem yazimi yayinlamayi red ediyordu... Neyse durum bu.. : ) )

    Efla'nın Notu: Gerçekten ilginç bir durum. Epey uÄ?raÅ?tık ama olmadı. mesele araÅ?tırılıyor. BulduÄ?u akıllıca çözüm için Firble'a teÅ?ekkür ediyorum.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     


    All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2005 by me.
    You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt

    Sayfa Üretimi: 0.33 Saniye