Catboy hala ne yapacaÄ?ım ne olacaÄ?ım belli deÄ?il. Vallahi buradaki durum kafamı çok karıÅ?tırdı.
Neyse yazayım son notumu...
GÃ?NLÃ?Ä?Ã?N SONSÃ?ZÃ?
Uzuun bir maceranın sonunda döndüm ülkeme, uçaÄ?ı kaçırıÅ? havalimanında sabahlama ve sonra 12 kusur saatlik Fransız dolu bir uçakta yolculuk.
Bir Å?ekilde adapte olduktan sonra buraya gelmenin en tuhaf yanı herkesin Türkçe konuÅ?ması... EÄ?er hayatımı Ä°ngilizceye adapte etmiÅ? olsam, internet baÄ?lantısı olmasa mesela, ya da Türk arkadaÅ?lar ya da telefon o zaman daha kolay olurdu. Ama ben orada Türkçe konuÅ?uyordum. Yalnız orada Türkçe bir çeÅ?it gizli dildi benim için. : ) ) )
Taksiler, dükkanlar, domuz gribi miyim korkusu ( deÄ?ilmiÅ?im gittim doktora ) buradaki ilk günlerimden kalanlar.
Bir de bakkala girdiÄ?imde Ä°ngilizce konuÅ?up sonra kendime gelmem. ArkadaÅ?larımla, hatta sokakta gördüÄ?üm insanlarla konuÅ?urken, hatta dolmuÅ?a binerken ( ne de olsa orada neredeyse hiç toplu taÅ?ıma kullanmadım ) sorun yoktu, ama dükkanlarda tabii orada hep ingilizce konuÅ?tuÄ?umdan demek o alıÅ?kanlık olmuÅ?. Neyse bir defa baÅ?ıma geldi.
Ã?lkemi özlemiÅ?im, ama iÅ?te bu ne yapacaÄ?ım duygusu yok mu?
Å?imdi iÅ?ler biraz daha toparlanmıÅ? gibi. En azından bir sene daha gidebilirim New Yorka. Gidersem yeni bir ev ve aynı okulda okusam bile yeni bir yaÅ?am olacak.
Å?imdi aÄ?ustosa kadar buradayım sanırım biraz kendimi bırakmam lazım. : ) )
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
HoÅ?bulduk arkadaÅ?lar yeniden gidecekmiÅ? gibi görünüyorum Å?imdilik. AnlayacaÄ?ınız bakalım çabalamaya devam edeceÄ?im akademisyen olmak için.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Boylece New York'a dondum. Bir defa daha kalacak bir evim yok. Sadece bir hostelde alti gunluk rezervasyonum var. En azindan bu defa hersey biraz daha tanidik. Bunda hostelin eski evimin civarinda olmasinin da etkisi var.
Buraya gelince ilk olarak beni etkileyen ne mi oldu?
Sanirim reklamlar.... Supermarketlerin, vakiflari, politik kurumlarin, universitelerin kisacasi akla gelebilecek her kurumun reklamlari her an gitmedigimiz yerlerin, almadigimiz urunlerin, okumadigimiz okullarin, cozmeye calismadigimiz toplumsal sorunlarin bedelini animsatiyor.
Her an yapmadigin ve yapamadign seylerin en cok aklina sokuldugu sehir burasi. Kendi hayatinin ve secimlerinin disinda bir hayat secenegi oldugunu insanin kafasina vura vura hatirlatan bir sehir.
Ilk gunun saskinliginin, sokaklarda sanki hic ayrilmamis gibi hatirladigim onca yerde dolasmanin ardindan sanirim bir seyler yapmak lazim. Ev bulmak mesela. Ya da telefonumun kaybettigim sarj aletini almak.
Dun guzel gecti. Cin mahallesi, okulumun civari. Bir kere daha etrafimda birbirine benzemeyen ve senin kim ve ne oldugunu cok da onemsemeyen onca insani hissetmek.
Evet New Yorka dondum bir defa daha...
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Böyle kaybolup yeniden görünmelerime alıÅ?madınız anlaÅ?ılan. Hala düzenli olarak internete giremiyorum. Ama bilgisayarımla internete girebiliyorum en azından... Neyse bir ev buldum. Bu konu ile ilgili yazacaÄ?ım. Ama önce baÅ?ka birkaç konuya yer ayırmak lazım. Ä°Å?te ilki
Brooklyn Köprüsü
Ä°nsan bir yıl boyunca bir köprüyü görür. İçinden bir ses köprünün üzerine çık karÅ?ıya geç der de, bir defa içindeki sesi dinleyip geçmez mi? Ben geçmemiÅ?tim. Geçen sene boyunca defalarca köprüyü üzerinden geçen insanları gördüm. Ama üzerine çıkıp karÅ?ıya geçmedim.
Dolayısı ile geçen dönem içimde kalan dönünce yapmalıyım diye düÅ?ündüÄ?üm Å?eylerden birisi köprüyü geçmekti. Bu da sanıyorum New Yorktaki ikinci günüme nasip oldu.
Ä°lk gittiÄ?im yerlerden birisi Ã?in Mahallesi idi. Burası geçen sene ne olacak benim halim diye düÅ?ünmek istediÄ?im zamanlarda gittiÄ?im parkında oturduÄ?um hatta çimlere uzandıÄ?ım. OturuÅ? duruÅ? bakıÅ?larında hep tuhaf bir anlam fark ettiÄ?im özellikle yaÅ?lı Ã?inlileri seyrettiÄ?im, dondurma yiyip Ã?ine özgü baloncuklu çay içtiÄ?im yerdi.
Ã?in Mahallesinde anılarımı tazeledikten sonra aÅ?aÄ?ıya Å?ehrin sahil Å?eridine ineyim dedim. Ve yolda karÅ?ıma köprünün giriÅ?i çıktı. İçimden sonra yürürüm gibi bir ses duysam da bedenim sesi dinlemedi ve yürüdü.
Köprüden geçen yaya yolu tam ortada ve yukarıda, trafik üç dört metre kadar alttan akıyor. Dar bir yol ama hem köprünün kuzeyindeki DoÄ?u Nehri denen su yolu, hem de güneydeki New York körfezi muhteÅ?em görünüyor.
Ara ara durarak da olsa karÅ?ıya geçtim. KarÅ?ı taraf Brooklyn. Daha önce sadece bir defa nehrin aÅ?aÄ?ısından yani metro ile bir arkadaÅ?ımın evini ziyaret için geçmiÅ?tim. Yani sırf Brooklyn i görmek için ilk geçiÅ?imdi.
DoÄ?u Nehrinin kıyısına Manhattandan sıkılan sanatçıların adım adım kaçtıkları noktalardan birisine yani Dumboya geldim. Dumbo Manhattan köprüsünün altı demek. Ben ama sanat galerilerine falan hiç girmeyip sahil kenarında oturdum dondurma yedim. KarÅ?ıyı seyrettim. New Yorkta ne halt yiyeceÄ?im? Nasıl ev bulacaÄ?ım? Olmazsa sokakta mı kalacaÄ?ım? Kalırsam hangi sokak olur? gibi soruları düÅ?ündüm.
Sonra da eve döndüm. Manhattan daki ikinci tam günüm böyle geçti iÅ?te.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
New York'ta iyice oturulmayacak kadar kötü olmayan en kötü bölge neresi denirse sanırım Queens cevabı verilecektir. Aslında Queens i geride bırakan iki bölge var. Biri Staten Island adında Ä°stanbulun adalarını andıran, hiç gitmesem de genel görünüÅ?ünün bir kasabaya benzediÄ?ini tahmin ettiÄ?im yer.
Evet fena deÄ?il belki ama ABDnin yüzde 90ı kasaba olmuÅ?ken bu kasabaların birçoÄ?unda Büyük Å?ehirde bulunan iÅ? ve eÄ?itim olanakları varken sen kalkmıÅ? gelmiÅ?sin New Yorka gidiyorsun Å?ehrin kasabasına yerleÅ?iyorsun.
Tabii bu benim için geçerli deÄ?il. Ama ne yalan söyleyeyim Staten Island beni hiç çekmedi.
Ã?bürü Bronks. Aslında ilanlara baktıÄ?ımda elim zaman zaman Bronks a gitti. Ama güvensiz. Geceleri dolaÅ?mak cesaret ister gibi laflar henüz bir yıldır New Yorklu biri için biraz fazla geldi. En azından bir önce gidip göreyim bu sene. EÄ?er bana para da verecek bir program bulursam New Yorkta o zaman Bronks u da oturulacak yer seçeneklerine dahil ederim.
Gelelim Quenns e... Manhattan dan Quennse uÄ?rayınca bambaÅ?ka bir Dünyaya gelmiÅ? gibi oluyor insan. En azından geldiÄ?im bölgeye. Astoria adındaki bölgede biraz yan sokaklara sapınca insan sanayi bölgesinde gibi hissediyor kendini. Yine de iki katlı Å?irin evler dört beÅ? katlı ama hiç de Å?irin olmayan apartmanların arasında var. Buralar eskiden New Yorkun köylerinin olduÄ?u yermiÅ? belki küçük evler oradan kalmıÅ?tır.
Metro istasyonu en azından benim gittiÄ?im yerlerde yeryüzüne çıkıyor. Böylece ismi ile ( Underground yani yer altı treni ismi ile ) çeliÅ?iyor.
Aslında çeliÅ?en sadece metro deÄ?il. Manhattanda kaldıÄ?ım sürece Avenue nun bulvar olduÄ?unu düÅ?ünüyordum. Street yani caddeler genelde daha küçüktü. İçlerinden birkaç avenue lar kadar büyüÄ?ü olsa da onlar da Avenuelar kadar uzun deÄ?ildi. Bir de bizdeki sokaÄ?ı karÅ?ılayan daha kısa yollar vardı ki onlara road deniyordu.
Burada ise birbirinden hiç farksız yollara avenue street ve road deniyor. KarÅ?ılaÅ?tıÄ?ınız yolun ne olduÄ?unu anlamanın imkanı yok. Sanırım Manhattandakine benzeyen bir dikdörtgen cadde-bulvar sistemi yapmak istemiÅ?ler. Ancak Queensi kaplayan ufak köyler ve onların sokakları buna izin vermemiÅ?. Sonuç Manhattandaki gibi dümdüz bir ucundan bakınca birkaç kilometre ötesi görünen cadde ve bulvarlar yerine saÄ?a sola kıvrılan yine de Å?ehri eÅ?it parçalara bölmeye çalıÅ?an tuhaf bulvar ve sokaklar.
Asteriks den bir deyim ödünç almak gerekirse.... Bu Amerikalılar kafayı yemiÅ?.
Asteriksde de Romalılar derdi Oburiks. KeÅ?ke New Yorku görme Å?ansı olsaydı. : ) ) ) ))
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Aslında Coney Island demeliydim. Ama bir kelimeyi Türkçeye çevirme fırsatını yakalayınca kullanayım dedim. Eh İspanyollarda New Yorka Nueva York diyor.
Coney Island bir ada deÄ?il. Sanırım yarım ada deÄ?il. Aslında yarımadanın bir bölümü. Yarımadanın doÄ?u ucunun farklı bir adı var. O bölüm Rusların daha çok oturduÄ?u bir bölümmüÅ? ki o nedenle Yeni Odesa olarak da anılıyor.
Coney Island New Yorkun Brooklyn bölümünde metro ile ekspes trene binmeyince gitmek bir saati geçebiliyor. Burası ve Küçük Odesa New Yorkun en ünlü plajı. Aslında sadece plaj da deÄ?il, plajın arkasında birçok eÄ?lence parkı da var. Ã?oÄ?u ünlü en azından New Yorkluların bildikleri ve epey de reklamını yaptıkları parklar bir bölümü tarihi. Ancak Å?ehrin diÄ?er yerlerinde olmayan bir amatörlük havası burada yine de korunuyor. Sadece parklarda deÄ?il, plajda hatta lokantalarda hatta insanlarda....
1950lili yılların kola reklamlarını bir yerden gördüyseniz, buradaki lokanta tabelaları onlara benziyor mesela.
Sahil boyunca binbir yerde tuvalet var, ama hiçbir yerde soyunma odası yok. Dolayısı ile her tuvaletin önünde burada kıyafet deÄ?iÅ?tirmek yasak da dense kıyafetlerini insanlar deÄ?iÅ?tiriyor.
Bir tane ama sadece bir tane iskele var. Buradan arka tarafa eÄ?lence parklarına lokantalara ve denize veyahut iÅ?te okyanusa giren insan yıÄ?ınlarına bakmak güzel oluyor.
Beni tanıyanlar tahmin eder. Sahil Å?eridini boydan boya yürüdüm. Denize girilmeyen zamanı geçirmek için en iyi yer Coney Island tarafı, vaktim olsa, bir de evden dolayı para tasarrufu yapmasam, oyun parklarında epey vakit geçirecektim. Okyanusa girmek içinse en iyi yer Rus bölümü, hatta Rus yemeÄ?i seviyorsanız orada yemek de yiyin ben yedim hem yemekler çok güzel. Hem de ortam, garsonların tavırları gerçekten insanı bir Rus lokantasında hissettiriyor.
Denize giremedim. Ä°lk gittiÄ?imde yanımda pasaportum vardı. Ä°kinci de havlunun üstüne eÅ?yaları atıp kaybolmalarını bile göze aldım ama yaÄ?mur yaÄ?dı. Hem havai fiÅ?ekleri de izleyecektim cidden çok kötü oldu. Ama en azından normal Å?artlarda az sayılmayacak ama Coney Island standartlarında az sayıda insanla sahilin tadını çıkardım, iskelede Å?arkı söyledim mesela, anlamadıÄ?ım dillerde söylenen Å?arkıları ve sahilin sesini dinledim. Lokantalar ve eÄ?lence yerleri de kapalı olduklarından fazla ıÅ?ık da yoktu, geçen sene Manhattandan ayrılmamıÅ? biri için bu büyük hazine.
Kısaca bu sene daha sık gitmeyi planlıyorum. EÄ?er yolun uzunluÄ?u beni caydırmazsa, diÄ?er izlenimlerimi de yazarım gittikçe...
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Biraz fazla mı abarttım diye düÅ?ündüm baÅ?lıÄ?a bakınca... Ama hayır abartmadım. Hani insan bazen sorar ya insanlar bu koÅ?ullarda nasıl yaÅ?ıyor, yürüyor çalıÅ?ıyor diye. New York metrosu da en azından bugüne kadar ilk defa benimbu koÅ?ullarda nasıl seyahat ediyor diye sorup sonra bizzat seyahat ettiÄ?im yer oldu.
Geçen sene bunu nasıl fark etmedim. Belki daha geç geldiÄ?im, daha az metroya binip daha kısa süre istasyonlarda kaldıÄ?ım ve kafamda baÅ?ka bazı sorunlar olduÄ?u içindir.
Ancak bu defa New York metrosunda yaz vakti seyahat etmenin tadını gerçek anlamda çıkardım.
Ã?ncelikle bu metro eÄ?er Türkiyenin ABDye göre Å?öyle bir bakıÅ?ta fark edilecek üstün bir yanı var mı denince verilebilecek mükemmel bir örnek. En azından Ä°stanbul ve Ankara metrosu düÅ?ünüldüÄ?ünde. Tabii onlara göre çok çok daha eski bilmiyorum bu bir bahane olabilir mi?
Ama metronun üzerinde gittiÄ?i rayların arası birçok istasyonda çöplük gibi, hadi duvarlardaki grafitileri hınzır gençler yapıyor diyelim rutubet izlerinin olduÄ?u duvarlar ve sütunlardan dolayı da gençleri suçlamak mümkün olabilir mi?
Trenler sanki bir yerlerden hibe edilmiÅ? gibi. O kadar eski görünümlü. Bazı hatlardan geçince o kadar çok sallanıyor ki tren hayatımda ilk defa kesin bir metro hattında kesin kaza olacak dedirtti bana.
Daha sayılacak birçok Å?ey var. Ama yazın bunlara bir de sıcak ekleniyor. Metro istasyonlarının sıcaÄ?ı korkunç ötesi.... Klasik sıcaÄ?a bir de nem ekleniyor. Böylece kıyafetlerimle hamama girmiÅ? gibi oluyor. Ama nefes almak hamamdakinden çok daha zor oluyor. Metro hatlarından çıkarken su gibi terli oluyorum. Ã?zellikle treni beklemek uzun sürmüÅ?se ki çoÄ?u zaman sürüyor.
Bu nedenle özellikle bu yaz metro istasyonuna girmek gözümde büyüdükçe büyümeye baÅ?ladı. Ama mecburen giriyorum. Ã?ünkü Queense Manhattandan gitmek için bir buçuk saat yürümek lazım. Yürüyerek geçilen tek köprü Brooklyn köprüsü sonuçta....
Neyse böyle... Yine de görün New York Metrosunu... Eh New Yorklu bir arkadaÅ? bu kente çöplük Å?ehir demiÅ?ti. Bu ismi hak ettiren yerlerden birisi de New York Metrosu sanırım.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum