1920 Türkiye'sinde geçen Seyfettin Efendi'nin maceraları tadında fakat daha fantastik olaylar içeren bir oyun oynatacağım.
Rol yapma kısmı daha ağırlıklı olacak.
Oyun sistemi gayet basit.
Çömezlere her başarılı vuruş çömezi düşürmenizi sağlar.
Denginizle savaşlar en fazla 3 tur sürecek 3'te2 yapan kazanacak.
Saldırılarda 1d20'de 10 ve üstü atarsanız başarılı sayılacaksınız.
Yeteneklerde de 10 ve üzeri başarılı sayılacaksınız.
Savaşlarda ve yeteneklerde bazı avantajlar mümkün.
Katılacak olanların buraya ayrıntılı bir özgeçmiş ve karakter özelliği yazmasını istiyorum.
Çzellikle klasik D&D gibi ailesinin hiç bir aile ferdiyle görüşmeyen karakter değilde aile ilişkileri, dostu, arkadaşı olan kimseler yaratmanız tercihimdir.
Buraya yazdığınız özelliklerden karakterinize avantaj ve dezavantaj vereceğim. Yani özgeçmişinize pehlivanlık yaptı yazarsanız yumruk atma, elense çekme zarınıza +2 avantaj veririm, Alkolik derseniz alkol aldığında yeteneklerine +1, yoksunluk çektiğinde -1 veririm vs.
Ben katılmayı düşündüm ama açıkçası tarih bilgim çok sınırlıdır. 1920'leri de çok az biliyorum, bu sebeple daha karakter yaratma aşamasında tıkandım.
Neredeyse 100 yıl fark etmesine rağmen 1920 çok eski bir tarih değil. Sen kafandaki karakteri yaz eğer zamana uymayan bir noktası olursa onu değiştiririz.
.
Valla benim de tarihi konseptlere çok ilgim yok ama oyuna aklı kıt, kasları gelişkin biri olarak katılabilirim.
.
Ortaçağda geçiyor hep oyunlarımız. Tarihe o kadar kafayı takmayın.
Oyunu anlatırken aralara resimler koyacağım o resimlerde 1880-1920 yıllarını andıran çizimler.
Yoksa maceramız klasik D&D oyunu ortacağda geçiyormuş gibi de olabilir.
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Tue Sep 28, 2010 1:25 pm
Gökmen Birkan
44 yaşında
Suikastçi
23 Aralık 1876 tarihi Osmanlı için büyük önem teşkil etmektedir. I. ve II. Meşrutiyet
zamanlarında faaliyet gösteren yasama organı Meclis-i Mebusan bu tarihte açılmıştır.
Kanuni Esasi'ye göre kurulan bu meclis 44 sene sonra, 11 Nisan 1920'de işgalci
kuvvetler tarafından tamamen feshedilecektir. Bu iki tarih, Gökmen Birkan isminde
ki yiğit Anadolu delikanlısı için çok önemlidir. Meclisin kurulduğu gün Silifke'de dünyaya
gelmişti sarı saçlı mavi gözlü oğlan. Babası Çetin Birkan, aynı sene sırp savaşında şehit
düştü. Annesi Dilek Birkan büyüttü yiğit delikanlıyı, canını dişine takarak. Dilek Hanım,
tam 12 sene sonra kansere yakalanıp öldü. Ama geride "hayat" dersini öğrenmiş bir
delikanlı bıraktı.
Gazi Osman Paşa, babası Çetin'in yakın dostuydu. Sırp isyanı sırasında da onun
komutası altında savaşıyordu. Babasının son sözlerini de o duymuştu, "çocuğuma
sahip çık" demişti dağ gibi adam, kanlar içinde son nefesini verirken. Annesi öldükten
sonra, Osman Paşa'nın hizmetine girdi delikanlı, yıllarca eğitim aldı. Eli pala dışında hiçbir
silahı sevemedi. Hep bileğinin gücüne, savaş sırasında ise aklına güvendi. Osman Paşa
onu hep özel görevlere gönderdi. Pek çok isyanı önceden bastırarak tarih kitaplarına
girmesine engel oldu. Atletik yapısı, Anadolu hakkında ki detaylı bilgisi, güçlü bileği,
keskin zekası ve millet sevgisi, onu suikastçi mesleğinde en iyisi yaptı. Seneler içinde
Gökmen ismini unuttular, ona herkes Pala diyordu artık.
24 yaşında, eğitimi tamamlandıktan 3 sene sonra Osman Paşa hayata veda etti.
Vasiyetinin büyük bir kısmını da Gökmen'e bıraktı. Pala, bundan sonra geçen 20
senesini hep padişahlara, milletine hizmet ederek geçirdi. Sayısız suikast'a bulaştı,
Osmanlı'nın çöküşünü geciktirmede büyük katkı sağladı. 99. halife, 34. padişah 2.
Abdülhamid'in hem büyük dostu, hem de en güvendiği adamlardan biri oldu.
Sessiz bir insandı her zaman, gerektiğinde konuşur, çok düşünürdü. Deliliğin sınırında
yaşadı hep, halisünasyonlar görürdü. Zaman zaman bu, görevinde başarısız olmasına
sebebiyet vermiştir. Bir rivayete göre, hayatı boyunca sevdiği tek kadını da gördüğü
bir halüsinasyon esnasında kendisi doğramıştır. Yaşı ilerledikçe, atletik yapısı gerilemiş,
deliliği de bu oranda artmıştır. 1909 yılında Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra
çok az görev almıştır. (Trablusgarp savaşın da birkaç suikast görevi olmuştur.) 10 şubat
1918 yılında Abdülhamid'in de ölümüyle mesleği terketmiş, inzivaya çekilmiştir. 2 sene
boyunca Amasya taraflarında şehirden uzaklara kurduğu kulübesinde yalnız bir şekilde
yaşamaya devam etti. Acil bir telgrafla İstanbul'a çağrıldığında hemen toplanıp yola
çıkmıştır. "Henüz emekli olma zamanı değil demek ki" diye düşmüştür. Göreve dönme zamanı gelmiştir.
Bu da bizi 2. önemli tarih olan 11 Nisan 1920'ye getiriyor. Gökmen Birkan, bu tarihte
İstanbul'a ayak bastı. Gün daha ağarmadan iskele de tanıştığı o adam ile, kaderi de
tamamen değişti.
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
Salihoğlu Deli Hamza, sıradan bir çiftçi olsa da, köyünde kahraman kabul edilirdi. Çünkü Hamza babası gibi geniş, dayısı gibi uzun olma özelliklerini bünyesinde toplamış, büyüdüğünde çam yarması gibi bir dev olmuştu. Pehlivanlıkta bileğini bükene pek rastlanmazdı. Her sene yapılan çayır güreşlerinde köyünü başarıyla temsil ettiği ve şampiyonluğu kimselere kaptırmadığı için kahraman gibi karşılanıyordu.
Hamza bir gün yeni tarla açma çalışması yaparken, toprak altında gömülü bir küpe rastlar. Çok eski olduğu belli olan küp eski altın paralarla doludur. Sevinçten havalara uçarak, bir küp altın ile evine dönen Hamza, bu durumu saklamayı aklından bile geçirmez. Ana babası ile yaşayan Hamza birkaç gün içinde yeni bir çiftlik evi, hayvanlar, topraklar, eşyalar satın alır. Zengin hayatı sürmeye başlar.
Ancak henüz on gün bile olmadan, bazı resmi görevliler HamzaÂ?nın kapısını çalmıştı bile. Â?O bulduğun altınlar devletin malıdır!Â? diyorlardı. Hamza çıkan kavgada yanlışlıkla iki devlet görevlisini öldürür, eli ağır kaçmıştır biraz. Diğer görevliler silah çekip ateş etmeye başlayınca yaralı olarak kaçmak zorunda kalır. Çocukluk arkadaşlarından Hayrettin, HamzaÂ?yı saklar ve İstanbulÂ?a doğru kaçırır. Artık aranan bir suçlu olan Deli Hamza, arkadaşının tavsiyesine uyar ve Â?İstanbulÂ?un kalabalığına karışarakÂ? yeni bir hayata başlamak üzere büyük şehre gelir.
İlk iş Galata semtinde olduğunu sandığı askerlik arkadaşı Uyanık NecmiÂ?yi bulacaktır. Uyanık Necmi, eğer askerde anlattığı kadar bitirimse, belki HamzaÂ?ya yeni bir kimlik belgesi sağlayabilir.
Gökmen Birkan
Pala Kullanımı: +2 avantaj
Casusluk zarlarına +4 avantaj (Gizlenme, kılık değiştirme, sahte belge düzenleme)
Hırsızlık zarlarına +2 (kilit açma, tuzak bulma)
Tarih ve coğrafya bilgisi: Konularında bilgilidir. +2 avantaj
Delilik: Zaman zaman hayal görür ve gaipten sesler duyar.
Salihoğlu Deli Hamza
Pehlivan: Yumruk ve tokatları öldürücüdür, +2 avantaj.
Cinnet: Yaralandığı zaman gözü kimseyi görmez, dayanıklılığı artar, saldırılarına +2 alır.
Doğa bilgisi: Tarım ve hayvancılık konularında bilgilidir. +2 avantaj
Çndeki fötr şapkalı adam
"Tabii buyrun ben Baron Von şlendırştayn.
Bu ne abi yaa. Yok Silivride Baron olması değil de adının şlendırştayn olması beni mest etti.
devrimk wrote:
İçerideki gerginlik ve tehlikeyi Hamza bile farketmişti.
"Hamza bile" mi?..Tamam Hamza süper zeka sayılmaz ama adama geri zekalı muamelesi yapmayalım sevgili GM, bak RPleri bi açarım kuantum fiziğinden filan karışmam ha! Deli Hamza denmesinin sebebi deli olmasından değil, kafası kızınca dellenmesinden dolayıdır.
Evet Devrimk ben de onu diyecektim arada kaynadı; çizimler çok hoşuma gitti. Sen mi yaptın yoksa? Zaten ben oyunlarda görsel kullanılmasını seven birisiyim. Çizimlerin siyah beyaz olması da kasvetli bir hava yaratmış. Sanırım ya drakula ya da Frankeştayn benzeri bir belaya düştük.
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Tue Oct 05, 2010 4:23 pm
Oyun çok iyi gidiyor ama biraz geride kalıyormuşum gibi hissettim. Gündüzleri pek fırsatım olmuyor işteyken. Sadece akşamları yazabiliyorum çok mu yavaşım? Bazen de düşünmek istiyorum ne tepki vereceğimi
Mesela sabahtan beri palamı çekip adamın kolunu uçurasım geliyor (Gökmen'in vaktiyle yapmadığı şey değil) öte yandan devrim abi nasıl bir dm'dir onu anlamaya çalışıyorum. Fantastik hava çok hoşuma gitti ama. Çizimler de süper, sen mi çizdin abi?
_________________ Been there. Seen that. Got the scars.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.