Giyom yavaÅ?ça gölün kıyısındaki Novel edoÄ?ru yürüdü. Aralarında bir metre kadar mesafe kalmıÅ?tı ki. Birden MERHABA diye baÄ?ırdı.
Daha Novelin yüz ifadesini görmeden gülümsedi. Sonra da Novele Beni hatırladın mı bilmiyorum diye sordu. Birlikte Å?arkı söylemiÅ?tik Å?ehirde dedi. Ona hatırlaması için biraz zaman verdikten sonra boyuna asılmak için bir zinciri olan rengarenk bir matarayı Novele verdi. AÄ?ırlıÄ?ından anlayabildiÄ?i kadarıyla mataranın içi boÅ?tu. EÄ?er mataraya vurursan her rengin ayrı bir ses çıkardıÄ?ını göreceksin dedi Novel e.
KamıÅ?ını sevdiÄ?ini biliyorum ama bununla da belki arada müzik yapmak istersin diye düÅ?ündüm. Hem bu senin sonuçta... Å?ehirde size verilenlerden biri. EÄ?er sesleri sevmediysen o zaman su içmek için kullanırsın güzel bir matara dedi. Suya daldırınca hiçbir özelliÄ?i bozulmuyor diye de ekledi.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Joined: Nov 14, 2006
Posts: 28
Location: bartın
Posted:
Tue Jan 16, 2007 6:48 am
Elbetri uyku sersemi ne olduÄ?unu anlamadan birini görünce baÅ?ında önce biraz durakladı.Tam da adamın ne dediÄ?ini anlayamadı.Ares tapınaÄ?ı diyordu Gordeon diyordu iyileÅ?tirme diyordu..Sanırım bu adam ares tapına rahibiydi ama burda ne iÅ?i vardı.Bir ara yardım etmen gerek bu adama,yalnıÅ? tutuklanmıÅ? gibi bir Å?ey duydu.ve sonra peki onu nasıl götürebilirim.Å?u an hapiste ve yargılanacak.Bir Å?uçluyu dıÅ?arı kaçırmamı önermiyeceksin sanırım bana..Hem seni ilk defa görüyorum ben. Ares tapınaÄ?ında daha önce sana hiç raslamadım.dedi
---------------------------
RP DIÅ?I:aceleye geldi biraz salladım kusura bakmayın
Ayrıca sana birisini kaçırmanı önermiyorum dedi. Bir sorusu olan olabileceÄ?i için valinin damgalı iznini aldım dedi. AÄ?ır kil tableti cebinden çıkarıp adama uzatarak.
Adam için kefil oldum. Ama tabii bu senin için o kadar önemli olmamalı. Onu iyileÅ?tirebilecek tek yer Gordeon daki Kibele tapınaÄ?ı. Daha sonra orada onun tanınan bir ozan olduÄ?una dair bir belge alıp bir asker kafilesi ile bana göndermesi gerektiÄ?ini söylersin. Buraya dönemsine gerek yok. Orada bir ozan grubu ile buluÅ?acak. Sonra da. Sözünü kesip bir iki saniye düÅ?ündü. Onlarla epey uzun bir yolculuÄ?a çıkması gerekiyor. Belki sana saçma gelebilecek bir amaç ama ozanların amaçları saçma da olsa saygı gerektirir.
Å?imdi kabul etmek zorunda deÄ?ilsin. Ama sana bu adamla Gordeon a tavsiye kesinlikle tavsiye ediyorum. DüÅ?ünmen için kısa bir süren var. Sonra bana kararını söyle. EÄ?er seni rahatlatırsa kıÅ?ladan beraber çıkarız. Böylece nöbetçilerin tepkilerinden yalan söyleyip söylemediÄ?imi de çıkarabilirsin. Zaten sen kabul etmezsen adamı Gordeon a ben götüreceÄ?im.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
"Kimseler yok galiba." diye düÅ?ünürken Novel yüzünü ekÅ?itti. En azından birkaç kiÅ?inin çoktan gelmiÅ? olacaÄ?ını düÅ?ünüyordu. Dünkü gruptan birileriyle buluÅ?mak istiyordu çünkü neler olup bittiÄ?ini hala bilmiyordu ve öÄ?renmek için sabırsızlanıyordu. "Oberon... veya Herimes." diye mırıldandı. "Onlardan birini bulabilirsem de olur. Bana anlatırlar."
Quote:
"MERHABA!"
Novel hayretle irkildi. Ã?ok yakından gelen Å?iddetli ses kalbinin hızla çarpmasına sebep olmuÅ?tu. Hızla kafasını geriye çevirince Giyom'un gülümseyen yünüzü gördü ve rahatladı.
Giyom kendisini bir kez daha tanıtıyordu, unutulmuÅ? olma ihtimaline karÅ?ı... "Unutmam gereken o kadar çok asık surat varken neÅ?eli yüzleri asla unutmam." diye yanıt verdi Giyom'a ve kendisine uzatılan matarayı aldı. Hiç bu kadar keyifli bir matara görmemiÅ?ti Novel. Ã?zerinde bir sürü renk vardı. Giyom'un dediÄ?ine göre her renk bölümü ayrı bir ses çıkarıyormuÅ? üzerine vurulduÄ?unda. Novel yerden ufak bir dal parçası aldı ve mataranın üzerine vurmaya baÅ?ladı. her seferinde farklı renk bölgelerine vurmaya gayret ediyordu. Mataradan çıkan seslerle Novel'in gözleri faltaÅ?ı gibi açıldı. Her bir renkli kısımdan ayrı ses çıkıyordu gerçekten, üstelik de bütün sesler tam akordluydu. Ama ne yazık ki tahta parçası, güzel bir ses çıkarmak için çok da uygunmuÅ? gibi görünmüyordu çünkü çıkan ses boÄ?uktu.
"Buna vurmak için bi parça demir çubuk gibi bir Å?ey bulayım en iyisi." dedi Giyom'a bakarak. "Ã?ok teÅ?ekkürler Giyom, hediyeyi benim için saklamıÅ? olmana çok sevindim." diye ekledi matarayı doldurmak için gölün kenarında eÄ?ilirken. Göle eÄ?ildiÄ?inde, göldeki görüntüsü karÅ?ısında hayrete kapıldı. Bu sefer tuzaÄ?a düÅ?en kendisiydi. Gece uyurken yüzü boyanmıÅ?tı. Ã?stelik bunu farketmeyip tapınaÄ?ın sokakları arasında boyalı yüzle dolaÅ?mıÅ? ve hatta Pan'ın yanına da boyalı yüzle gitmiÅ?ti. Gerçi, Pan'a sunduÄ?u gösterisi için yüzünün boyalı oluÅ?u isabet olmuÅ?tu ama tapınaÄ?ın sokaklarında boyalı yüzle dolaÅ?ması için aynı Å?eyi söylemezdi. Sokak aralarından geçerken etraftaki herkesin dönüp kendisine gülümsemesini açıklıyordu bu boya konusu. Gerçi Novel de onlara gülümsemiÅ?ti. Bir an duraksadıktan sonra bastı kahkayı. Giyom'a dönerek "Gördün mü yüzümü boyamıÅ?lar! Ben de dolaÅ?tım böyle herkesin arasında." demeye çalıÅ?tı ama gülmeyle karıÅ?ık sözlerini Giyom'un anlayıp anlamadıÄ?ı Å?üpheliydi.
Nihayet gülmesi geçtikten sonra matarayı suyla doldurdu az önce yere attıÄ?ı dal parçasını bulmak için yere bakınırken ve Giyom'a dönerek "Acaba doluyken nasıl ses çıkarıyor merak ettim." dedi gülümseyerek.
Giyom Novel e gülümsedi EÄ?er yüzünü yıkamak istiyorsan sanırım pek fazla vaktin yok dedi.
Uzaktan önce ufak midilli atlarınınkiÅ?nemesi sonra da Herimesin kahkahası duyuldu.
Araba aÄ?ır aÄ?ır göl kıyısına kadar geldi. Herimes Novel onu duyabilecek kadar yaklaÅ?tıÄ?ında. Sanırım gitmemiz lazım dedi. Veda etmeden gitmek de daha doÄ?ru olacak dedi. Hem bu tapınaÄ?a daha uygun.
Edmond Solaron ile Batı da arabada uyuyorlardı. Herimes Novel e Pan ın yanında olanlar dedi ne olduÄ?undan bahsetmemeye dikkat ederek onları da etkilemiÅ? olmalı. Asıl etkisini uyuduktan sonra göstermiÅ? olmalı. Neyse arabanın yardımı ile onları Gordeon a kadar götürürüz diye dedi. Sonra kendi sözlerine kahkaha ile güldü. Sanki biraz öteye gidecekmiÅ? gibi söylemiÅ?ti. Oysa Gordeon çok uzaktaydı.
Sonra eÄ?er gitmek istiyorsan gidelim. Ama önce yüzünü suya sokman. Gülümsedi. Solaron bu yüzle bir ay geçirmeye karar verdi. dedi gülerek. Neyse dedi sonra güzel çizmiÅ?siniz diye ekledi. Sonra istersen giderken atları sürebilirsin. Ama dikkatli ol. Bu atlar emir vererek hareket etmezler onlarla konuÅ?malısın dedi. Yapabilirim diyorsan geçebilirsin dedi. Atların tam ortasındaki tahta sıradan biraz sola kayarak.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Rahip Struti yi kucaklayarak kapıdan çıktı. Kapıdaki önceki gün Elbetri ile beraber Strutiyi yakalayan asker sessizce bekliyordu. Rahip ona Yardımların için saÄ?ol dedi Asker rahibi duyunca birden irkilip doÄ?ruldu sonra tekrar gevÅ?edi. Ã?nemli deÄ?il dedi. Gidiyoruz diye ekledi.
Koridora çıktıkların üzerindeki kartal niÅ?anı sayesinde daha üst rütbeli olduÄ?u anlaÅ?ılan birisine rastladılar. Rahip baÅ?ını eÄ?erek selam verdi. Komutan da karÅ?ılık verdi.
AÅ?aÄ?ıda kapının önünde iki nöbetçi asker gördüler. Rahip solda durana Elbetriye verdiÄ?i tableti verdi. Å?imdi sorun yok deÄ?il mi diye sordu. Ares SavaÅ?çısı adamı Gordeon a götürecek. Asker de evet yok diye cevap verdi.
Ä°kili sonra Ã?zerinde kile resmedilmiÅ? geometrik desenlerle kaplı. Tam kapının altındaki kartal deseninin özellikle dikkat çektiÄ?i büyük bir evin önünden geçtiler. Evin önünde de bir asker nöbet tutuyordu.
Daha sonra çömlekçiler mahallesinin dar sokaklarına girdiler. Evlerin kapıları yeni yeni açılıyor insanlar yeni yeni uyanıyorlardı. Evler kaba ve kerpiç evlerdi.
Mahalleyi boydan boya geçerek kentin batı kapısına çıktılar. Kapının hemen dıÅ?ında atlara koÅ?ulmuÅ? altı arabalar tüccar kafilesi bekliyordu. Kafiledekiler siyah renkli kalın yünlü kumaÅ?a benzeyen ceketlerle sarınmıÅ?lardı. Adamlardan ikisi Dorleon halkınınkine benzer yer yer yamanmıÅ? bir giysi ile dikkat çekiyordu. Bir de göÄ?üsünün ortası Å?effaf renkli bir cübbe ile bir kadın dikkat çekiyordu. Cübbenin üzerinde bir elinde yeni doÄ?muÅ? bir bebek bir elinde bir baÅ?ak sapı tutan güçlü bir kadın figürü vardı.
Yolcuları getirdim Salbetri. dedi rahip. Siyah ceketlilerden birisi dönerek Güzel dedi. Ã?yle ise kafileme hoÅ? geldiler. Sonra ekledi. Rahibenin arabası ile gidecekler eÄ?er itirazları yoksa.
Bir arabanın ve arabaya koÅ?ulmuÅ? atların sesleri duyuldu. YamanmıÅ? giysili adamlardan birisi dönerek gelen arabaya baktı. Onaltı yaÅ?larında bir çocukla arabada yattıÄ?ı için tam olarak görülemeyen bir adam da arabadaydı. Adam çocuÄ?a inanmazmıÅ? gibi bir sesle Feyor bu sensin dedi. Ne o sen de mi geliyorsun diye sordu. Evet dedi çocuk. Bir akrabamızı Gordeona götürmeliyim. Babam da hanı bıramadı. Salbetri dönüp çocuÄ?a baktı. Bu Elessar mı dedi ozan. Hasta gözüküyor diye ekledi. Rahibe arabaya yaklaÅ?ıp adama baktı. İçkiden dedi bulaÅ?ıcı deÄ?il. Yine de belki Kibele tapınaÄ?ına gitmesi gerekir.
Salbetri içini çekti iyi o zaman dedi. Son hazırlıkları yapalım. Daha Porsuktan alacaÄ?ımız bir grup var. Kuzey köylerinden birinden gelen bir ozan grubuymuÅ?.
Kibele Rahibesi Elbetriye yaklaÅ?arak Merhaba dedi. Kıyafetinizden Ares SavaÅ?çısı olduÄ?unuzu çıkartım yanımıyorum deÄ?il mi? Ares dedi düÅ?ünceli bir ifadeyle. Sonra tanrınız yanınızda olsun savaÅ?çı dedi. Sanırım beraber yolculuk edeceÄ?iz. Uzun bir yolculuk olacak. Ama dedi sanırım önce tanıÅ?mamız daha iyi olacak. Sonra elini uzattı ve ben Elimni dedi savaÅ?çıya .
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Joined: Nov 14, 2006
Posts: 28
Location: bartın
Posted:
Thu Jan 18, 2007 7:13 am
Elbetri elini uzattıÄ?ı kadının elini öperek ,memnun oldum ben de Elbetri Ares savaÅ?çısı, dedi ve ekledi güzelliÄ?iniz büyüleyici hanım efendi:D
Novel suyun kenarında dizlerinin üstüne çökerek ellerini suya daldırdı ve avuç dolusu suyu yüzüne çarparak yüzündeki boyayı güzelce yıkadı. Sonunda yine kendisi gibi olmuÅ?tu. Sudaki görüntüsüne dikkatlice baktı. HerÅ?ey yerli yerindeydi de Å?u bıyık ve sakalı da çıkıyor olsaydı kimse onu çocuk yerine koymazdı. Eliyle çenesinin ve aÄ?zının etrafını yoklayarak herhangi bir deÄ?iÅ?iklik var mı diye kontrol ettiyse de sonuç hayal kırıklıÄ?ıydı. Sakal ve bıyıÄ?ı aslına hiç sevmediÄ?ini hatırlayarak biraz teselli buldu.
Yerinden doÄ?rularak arabanın yanına geldi. Araba, her ne kadar kendi boyunda birinin kolayca çıkabileceÄ?inden yüksek olsa da Novel arabanın kenarındaki bir çıkıntıya tutunarak çevik bir zıplayıÅ?la yukarıya tırmanıverdi. Birkaç saniye içinde Herimes'in kendisi için açtıÄ?ı yere oturmuÅ?tu bile. Arkasına dönerek arabada yatanları gözden geçirdi. Hala derin uykuda görünüyorladı.
Herimes'e dönerek "Hepsi uyuyor." dedi ve kısa bir an duraksadıktan sonra ekledi: "Å?ey... Giderken yolda gözümü falan kapatmıycaksın di mi? Yani ben ee... istediÄ?imde buraya hep gelmek isterim."
Herimes'in cevabını beklemeden öne doÄ?ru uzanarak atlara doÄ?ru yüksek sesle seslendi: "Biz Å?eye gidiyorduk da... Goredon... Gordeon. Belki siz Å?eyaparsınız dedim." Atlardan herhangi bir hareket gelmeyince bu kez Herimes'e döndü "Bu seferlik sen göstersen olmaz mı?"
Joined: Jun 14, 2005
Posts: 1521
Location: Ýstanbul
Posted:
Fri Jan 19, 2007 12:45 am
Günlük: 8
"Hadi ama Batı, bana ver Å?unu."
"Hayır onu ben çaldım !"
"EÄ?er vermessen onu çaldıÄ?ını herkese söylerim."
BıçaÄ?ı uflaya puflaya verirsin.
"Bak gördünmü? aÄ?acı nasıl da kesiyor."
"Hıhıı."
"Ã?zerindeki Å?u kristal de ne acaba?"
"Bilmiyorum, ama her neyse onu deÄ?erli kılan da bu zaten. Yoksa bıçak kesmiyor."
Sen konuÅ?urken at sesleri duymaya baÅ?larsın.Tepeden vadiye inen atlar hızla
yanınıza yaklaÅ?ır. Korkuyla arkadaÅ?ına bakarsın ama o bıçaÄ?ı çoktan saklamıÅ?tır
bir yerlere. Atlı adamlar yaklaÅ?ınca, bir tanesi - tanıdık bir yüz- atlar atından ve
arkadaÅ?ına doÄ?ru yaklaÅ?ır. Tek dostuna.
"Hemen bıçaÄ?ı bana veriyorsun."
YanlıÅ? birÅ?eyler oluyor. Bu hikaye böyle deÄ?il Batı...
Dostun bıçaÄ?ı birden kolunun altına gizlediÄ?i yerden çeker ve saplar karÅ?ısındaki
adama. Adam büyük bir çıÄ?lık atar. Geriye doÄ?ru çekilir ve bıçakda çocuÄ?un
elinden kurtulur. Hayretle bıçaÄ?a bakaerken adam ayakta bir titreme nöbeti
geçirir kan kusarak yere yıkılır. O noktada zaman durur. Dostun, hayret dolu
bir ifadeyle sana bakmaktadır. KaÅ?larını indirmiÅ?, çaresiz. Geride kalan atlılar
yerlerinden kıpırdamamıÅ?lar bile. Tek bir kelime etmemiÅ?ler. Arka tarafta
cüppesinin kukuletasını da geçirmiÅ? bir adam. Gözleri, güneÅ? kayıp giderken
çok derinden bakıyor.
Ve sen hatırlamaya baÅ?lıyorsun.
Aslında bunların hiçbiri yaÅ?anmadı.
Zaman tekrar devam ediyor ve cüppeli adam iki sözcük mırıldanıp önce
dostunu sonra seni iÅ?aret ediyor. Ã?zerine bir mahmurluk çökerken yere
düÅ?üyor, düÅ?üyorsun... ve BAM !
----------------------------------
Bam !
Bam !
Tak tuk...
Bam !
Uyanıyorsun. Bir arabadasın. Senden baÅ?ka Edmond, Herimes, küçük çocuk ve
ismini hatırlayamadıÄ?ı biri daha var. BaÅ?ın aÄ?rıyor. Bununla ilgilensen iyi olacak.
Arabanın kontrolü çocuk da, neydi ismi? Hımm.
Ã?ocuÄ?un atları kontrol etmeye çalıÅ?ıÅ?ını izleyip bununla eÄ?lenen Herimese
soruyorsun.
"Nereye gidiyoruz?"
Cevabı duyduÄ?unda yüzüne bir gülümseme yayılır.
Ã?ocuÄ?un yanına otur.
"Merhaba, bu hayvanların seni dinlediÄ?ini hiç sanmıyorum. Bir sarayda çalıÅ?an
hizmetli gibi sesleniyorsun. Neden daha sert olmayı denemiyorsun?"
Olamaz kocaman hayvanlar... Bu sefer sadece ogrip büyük tavÅ?an deÄ?il, ormandaki arkadaÅ?larını da çaÄ?ırmıÅ?... Ã?stelik busefer kendilerini savaÅ? boyalarıyla byamıÅ?lar. KoÅ?malıyım hayır, olamaz yakaladı beni..."
Solaron birdenbire ayaÄ?a fırlamıÅ?tı.
"Ohhh". dedi derinden etrafına Å?aÅ?kın gözlerle bakarak. BulunduÄ?u durumu hatırlaması ve irdelemesi birkaç saniye aldı. Gözlerini açmıÅ? etafa bakıyordu. Hemen hatırlamaya baÅ?ladı . Rüya olduÄ?unu anlamıÅ?tı. Yine o saçmasapan rüyalardan... O tavÅ?an doÄ?rusu psikolojisini hiç iyi etkilemiyordu.
Novelin ıslak ve hala boyalı yüzüne baktı. Ã?nce gülümsedi. Komik gelmiÅ?ti. Fakat sonra ıslak olduÄ?una tekrar dikkat etti. Boya... çıkmamıÅ?tı... Eli kendi yüzüne de gitti. Olamaz hala oradaydı.
Yani panın karÅ?ısına öylece mi gitmiÅ?ti. Tanrılar adına bu Å?aka artık ona pek komik gelmiyordu.
"Bidakika bidakika" diye söze girdi.
"Bu boyadan kurtaracak biÅ?ey yokmu? Pek gönüllü deÄ?ilim doÄ?rusu böyle dolaÅ?maya."
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
"Baksana uyanmaya baÅ?ladılar bile." diye seslendi Novel, Herimes'e dönerek. Neydi bu uyanan adamın ismi? "Tamam, Batı." diye düÅ?ündü Novel ismi hatırlayarak.
"Günaydın Batı." diyecekti ki Batı birden Novel'in yanına çöküverdi. Novel biraz sıkıÅ?mıÅ?tı. Arabanın önündeki sıra 3 kiÅ?inin rahatça oturabileceÄ?i geniÅ?likte deÄ?ildi. Gerçi Novel çoÄ?unlukla 1 kiÅ?inin kapladıÄ?ı yerden daha azını iÅ?gal ederdi ama olsun sonuçta o da bir yetiÅ?kindi.
Quote:
"Merhaba, bu hayvanların seni dinlediÄ?ini hiç sanmıyorum. Bir sarayda çalıÅ?an
hizmetli gibi sesleniyorsun. Neden daha sert olmayı denemiyorsun?"
Novel birsüre hiçbir Å?ey demeden atlara baktı. "Yani... ben de tam onu yapmaya çalıÅ?mıÅ?tım. Pek olmadı galiba." diyebildi biraz kırgın bir sesle. "Aslında ben hiçkimseden birÅ?ey yapmasını istemedim Å?imdiye kadar... Ama öÄ?reniyorum." diye ekledi peÅ?inden. Ã?evresindekilerin bakıÅ?larından, biraz daha açıklama yapması gerektiÄ?ini hissederek devam etti. "Å?ey, benim bütün çocukluÄ?um köle olarak geçti de... Artık köle deÄ?ilim tabi, çocuk da deÄ?ilim. Yani aslında 1 senedir tek baÅ?ımayım. Sahipsizim... yani Å?ey sahibim yok demek istedim... Ã?zgür!" aradıÄ?ı kelimeyi bulmuÅ?tu, "Evet 1 senedir özgürüm."
Arabanın arkasındaki ses Novel'in dikkatini daÄ?ıtmıÅ?tı. Dönüp baktıÄ?ında Solaron'un da uyanmıÅ? olduÄ?unu gördü ve gülümsedi. Solaron'un yüzü hala boyalıydı. Neyse ki kendisi yıkayıp kurtulmuÅ?tu boyadan.
Quote:
"Bu boyadan kurtaracak biÅ?ey yokmu? Pek gönüllü deÄ?ilim doÄ?rusu böyle dolaÅ?maya."
"Aslında, hayır yolu yok demek lazım." diye Å?eytanca bir düÅ?ünce geçti Novel'in içinden. "Göl" dedi. "Gölde yıkayabilirsin yüzünü. Benim gibi yani. Bak ben yıkadım yeni gibi oldum" diyerek gülümsedi Solaron'a ve devam etti: "Acele et istersen, birazdan atlara gitmesini söyliycem. Yani Å?imdi Herimes söyliycek ama sonrakinde ben söyliycem."
Novel in sözünü duyunca ufak boylu midilliler sanki anlamamıÅ? gibi birbirlerine baktılar. Herimes Å?imdilik benim kontrol etmem daha iyi olabilir dedi. Tam yola çıkacaktı ki Solaron ile Batının uyandıÄ?ını fark etti. Ã?çünün konuÅ?malarını yüzünde tebessümle dinledi.
KonuÅ?ma bittiÄ?inde Novel e baktı. Evlat dedi. Sanırım elfler sana oyun yaptılar. Her halde göldeki yansımaya inandın. EÄ?er tekrar bakarsan boyaların yerinde durdurduÄ?unu göreceksin.
Sonra ekledi. EÄ?er boyaları çıkarmak istiyorsanız yüzünüzü suya sokmanız gerekiyor. Elinize aldıÄ?ınız suyu yüzünüze çarparak boyayı çıkartamazsınız. Eh boyaları çıkartmak istiyorsanız acele edin. Å?imdiden biraz geç kalmıÅ? sayılırız.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Kadın hafif bir tebessümle centilmen birisiniz Bay Elbetri dedi. Sanırım zevkli bir yolculuk olacak diye ekledi.
Arabaların Porsuk kıyısında onlara katılacak olan hariç hepsi toplanmıÅ?tı ve yola çıkmaya hazırdı.
Yolda ilerlerken kadın Siz Anadolulu musunuz Bay Elbetri diye sordu? Anadolu dıÅ?ında da Ares SavaÅ?çılarını yetiÅ?tiren tapınaklar olduÄ?unu duymuÅ?tum. Gerçi bizim tapınaÄ?ımız Ares tapınaÄ?ı ile çok fazla iletiÅ?im kurmaz. Bir iki saniye sustu. Sonra devam etti. Oysa ne ilginçtir. Bereket ve savaÅ? Frigya'nın en çok saygı duydukları iki kavram dedi soru sorar gibi.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Novel elini yüzüne sürünce boyaların hala yüzünde olduÄ?unu anladı. Gölün etrafındaki birkaç elf kendilerine doÄ?ru bakıp gülümsüyorlardı. Novel de onlara sert bir bakıÅ?la karÅ?ılık vermeye çalıÅ?tı ama yüzündeki boyalar Novel'in sert bir ifadeye bürünmesini imkansız bir hale getiriyordu. Novel'e bakanlar sadece biraz daha gülümsediler.
Novel, kendisini yanıltanlara yeterince ders verdiÄ?inden emin olana kadar bakıÅ?larını sürdürdü. Sonra da üzerine giymiÅ? olduÄ?u yelek ve kazaÄ?ını çıkarıp, bindiÄ?inde arabanın arkasına koyduÄ?u heybesinin üzerine bıraktı. Aynı arabaya binerkenki çevikliÄ?iyle arabadan tek hamlede atlayarak göle doÄ?ru koÅ?tu ve kıyıya geldiÄ?inde küçük bir sıçrayıÅ?la üst tarafı çıplak halde kendini gölün sularına bıraktı. Görünürde vücudunda birÅ?ey olmamasına raÄ?men bütün vücudunun ve kafasının göle battıÄ?ından emin olduktan sonra kıyıya tırmandı. Heryerinden sular damlıyordu. Pantalonu da ıslanmıÅ?tı ama hava bunu sorun etmeyecek kadar sıcaktı.
Herzamanki çevikliÄ?iyle arabaya sıçrayarak yerine oturdu. KazaÄ?ını giymek için vücudunun iyice kurumasını beklemenin daha iyi olacaÄ?ını düÅ?ündü. Hem biraz güneÅ?lenmekten bir zarar gelmezdi.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum