Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: uwaqamew
    Bugün: 3
    Dün: 27
    Toplam: 89924

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 2324
    Üye: 0
    Toplam: 2324

    Torilin Tarihçesi: Yaratým ve ilk adýmlar.
    Unutulmuþ Diyarlar



    Lupus_Nigra nın hazırladığı Toril Tarihçesi.


    Toril’in Tarihçesi: Yaratım ve ilk adımlar Ve Ao evreni yarattı. Yaratımı önceleri boşluktan ibaretti. Gölgeler ve dumanlardan baka bir şey değildi. Zaman bile daha yaratılmamıştı. Bu boşluğun içerisinde gölgeler ve sisler yoğunlaşarak bir birine tıpa tıp benzeyen ama aslen birbirinin tam zıttı iki güzel tanrıçaya dönüştüler. Selüne ve Shar.
    Chauntea Toril’in bedeni olarak bilinir. Doğanın ve yaşamın kendisidir o. Ama Işık ve karanlığın tanrıçalarından başka bir şey olmayan bu evrende Chauntea hayat veremezdi. Sıcaklığa ihtiyacı vardı. Bunun için tanrıçalara yalvardı. Yalvarışına Sülüne cevap verdi. “Sana ışık ve sıcaklığı vereceğim” dedi ancak kardeşi karşı çıktı ve iki kardeş savamaya başladı. Onarın tanrısal savaşı o zaman kadar evrenin görmediği olgular doğurdu. Savaş, hastalık, ölüm tanrıları her bir olguların doğuşu ile var oldular.
    Uzun süren tanrısal savaş sırasında Selüne, evrenin dışına, elemental boyutlardan ateşin özüne uzandı ve Chauntea’yı sıcaklık ile besledi. Sinirlenen ve nefretten gözü dönen Shar, evrenin tüm ışığını ve sıcaklığını emerek yok etmeye kardeşini ve var oluşu yok etmeye çalıştı. Zayıflayan belki de ölmek üzere olan Selüne kardeşine döndü ve toplayabildiği tüm büyü enerjisini en saf haliyle Shar’a savurdu. Shar’ın vücudunu parçalayıp içinden geçerken onun da özünden bir kısmını alan bu enerji yoğunlaşıp vücut buldu. Yeni tanrının ismi Mystryl idi.
    Büyünün tanrıçası İkizlerin arasında Salüne’a yardım ederek bir denge sağladı ve zor da olsa geçici bir ateşkes sağladı. Geri çekilen Shar intikam yeminleri içerisinde karanlığa saklandı. Gölgelerin arasında entrika ve kumpaslarla Salüne ve yandaşlarını yok etmek için uğraşan Shar ve onun ışıktan oluşan ikizi Salüne’un savaşı bu güne kadar sürdü.
    Öyle ya da böyle artık üzerinde yaşam olan bir dünya vardı. Canavarlarla dolu vahşi ve medeniyetten uzak bu dünyada yaşamaya çalışan medeniyet kurmak için uğraşan ırklar da vardı. İlk önce sadece beş ırk zekâsı ile dünyaya hâkim olabilecek gibi görünüyordu. Bu beş ırka Yaratıcı Irklar denir.
    Yaratıcı Irklar’ın ilki tabi ki ejderhalardı. Görene korku ve dehşet saçan alevler ve yıldırımlar soluyan bu uçan dev yaratıklar dünyayı yönetirken diğer ırklar ya bunların kölesi ya da ejderhaların korumasına ihtiyaç duyan zavallı kara yaratıklarından başka bir şey değildi. Birbirleriyle toprak, eş ya da statü için savaşırken şehirler bir gecede büyü ve ateş ile yok olabiliyor yüz yılların birikimine sahip yerleşimler sanki hiç var olmamışçasına siliniyordu. Halen High Forest etrafındaki halkın kullandığı bir deyim sanırım bu durma güzel bir örnektir. Bölge insanı bir şeyin sonsuz olmadığını hatırlatma ihtiyacı duyduğunda şöyle der “Ejder gelene kadar…”
    Tabi bu hükümdarlık alt ırklar dedikleri yaratıklar büyünün gizemine muktedir olana kadar sürebildi.
    Ejderler’in gölgesinde reptilan olarak sınıflandırılabilecek saurianlar ilk medeniyetleri kurdular. Saman alevi gibi parlayıp sönen uygarlıkları geriye ortak atadan gelen birbirinden farklı ırkları bıraktı. Bu gün bunları naga, lizardfolk ya da troglotyte olarak biliyoruz.
    Bir diğer Yaratıcı Irk ise suda yaşayan bir tür şekil değiştirici idi. Bu ırkın bazı üyeleri evrim geçirerek ejderlerin hüküm sürdüğü topraklara kaçtı. Bir bakıma bu kaçış surian uygarlığının yok oluşuna da katkıda bulunmuştur. Kendi yok oluşları da kaçınılmazdı. Denizdeki akrabaları sahuagin, melfolk, triton ve krakenler le uğraşırken yüzeydekiler de ejderler ve saurianlarla uğraşıyordu. Bu gün bu ırktan geriye kalanlar denizde locathat, karada kalanlar ise doplaganger olarak biliniyor.
    Dördüncü ve en gizemli ırk ise Sylvian ırklarıdır. Bildiğimiz anlamıyla gerçek bir medeniyet kurup kurmadıkları bir gizem olmakla birlikte bazı kaynaklar bir sylvian medeniyeti olduğuna hastalık ve şeytani büyünün bu medeniyetin sonunu getirdiğine inanmaktadır. Tarihçeleri ve yaşayışları hakkında pek bilgi vermeye yanaşmayan, yazarın sorduğu sorulara “arkanı dönüp girdiğin gibi ormandan çıkmazsan alacağın tek cevap böğrüne sapladığım şu elimdeki mızrak olacak” şeklinde cevap veren centorların arşivlerine girmekte de başarı sağladığımız pek söylenemez. Bu nedenle bu yazıda sylvian halkının tarihçesi hakkında pek bilgi veremeyeceğiz. Ancak halen Toril’in her köşesinde onlara rastlamak biraz da şans ile bu karşılaşmadan sağ kalabileceğinizi söylemek mümkündür.
    Son olarak ve gururla söyleyebilirim ki Yaratıcı Irklardan günümüze kadar güçlenerek gelen tek ırk insanlardır. Adaptasyon yetenekleri, her koşula ayak uydurmalarıyla Diyarların her köşesine yerleşmiş, düşmanlarına sayıca üstün gelip sonunda uygarlıklarını yükseltebilmiş tek ırk insanlardır. Diğer ırklar ya alt ırklara ayrılıp kaybolmuş ya da tamamen yok olmuşken onlar eğilmiş bükülmüş ama var olmuşlardır.
    Ve işte Toril böyle doğmuştur.
    Bu ilk yazımda yüzeysel olarak Toril’in yaradılışına kısaca tarihçesini aktarmaya çalıştım. Sonraki yazılarımda daha ayrıntılı olarak anlatacağım konulara bir ön hazırlıktı bu yazı. Bir sonraki yazımda İlk Çiçeklenme, Diğer Irkların Toril’e Gelişi, Elf Taht Savaşı ve Drowların Doğumu konumuz olacak.




    Toril’in Tarihçesi: Yaratım ve ilk adımlar










    Attila “Lupus Nigra”
    SATAN











    Copyright © FRP World © Fantezi Edebiyat ve FRP sitesi T�m haklar� sakl�d�r.

    Yay�nlanma:: 2007-01-11 (5651 okuma)

    [ Geri Dön ]
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.61 Saniye