Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber ArÅŸivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • KiÅŸisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » Ä°statistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    HoÅŸgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Åžifre
    (Kayıt Ol)
    Ãœyelik:
    Son Ãœye: owiqareqa
    Bugün: 17
    Dün: 23
    Toplam: 90346

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1080
    Ãœye: 1
    Toplam: 1081

    Şu An Bağlı:
    01 : owiqareqa

    FrpWorld.Com :: View topic - Kırık Aynadan Yansımalar (RP Ekranı)
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Kırık Aynadan Yansımalar (RP Ekranı) View next topic
    View previous topic
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.
    Author Message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Sat May 20, 2006 5:11 pm Reply with quoteBack to top

    Yanındaki iki bina da üçer katlıydı, ama bulunduÄŸu taraftaki duvarlar dümdüzdü. Erober’in buradan tırmanması gerçekten de zordu.

    Dışarıda bir hareketlilik sezinledi Erober. Mültecilerde ciddi bir hareketlilik vardı. Nedenini az sonra gördü. Tapınak şövalyelerinden beş tanesi oradaydı. Ççü mültecilerle konuşup kağıtlara bir şeyler karalamaya başlamışken, ikisinin gözü sürekli çevreyi kolaçan ediyordu. Erober bu ikisinin kendisinin peşinde olanlar olduğunu fark etti.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Sat May 20, 2006 5:13 pm Reply with quoteBack to top

    Adamın tek kaşı kalktı. “Siz kimsiniz mi? Buraya kadar geliyorsun ama kimin kim olduÄŸu konusunda hiçbir fikrin yok, öyle mi?” dedi adam şüpheyle. Sonra kağıda eÄŸildi ve elindeki kalemle kağıda bir ÅŸeyler yazdı. “Ben tapınak şövalyesi Earl Wiccinthash. ÅŸimdi lütfen yaşını, geldiÄŸin yeri, doÄŸduÄŸun yeri ve mesleÄŸini rica edeyim. EÄŸer annen, baban, karın veya çocukların varsa lütfen onları buraya çağır.”

    Sorgulama herkes için seri bir şekilde devam ediyordu. Kağıtlar hızla doluyordu. Gecenin körü olmasına rağmen cadde yoğun bir uğultuyla kaplanmıştı. Çyle ki çevredeki evlerin bazılarının pencerelerinde uykularından uyanmış şehir ahalisi görülebiliyordu.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    AZaZ3L
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Mar 20, 2006
    Posts: 117

    PostPosted: Sat May 20, 2006 5:38 pm Reply with quoteBack to top

    Aradığı hanı bulamayınca içinden bu tiksindirici şehre bir küfür etti..Küfürü bittiği anda ise sanki şehir onun bu küfürüne alınmışçasına bir inilti duydu..İnilti nin geldiği yöne bakarken gözleri Çeşmenin yanında duran şekilde kenetlendi..
    Jui yavaşça adam doğru yaklaştı..Yürüyüş tarzı hernekadar rahat görünsede aslında bir okadar dikkatliydi.

    Adamın 2 metre kadar yanında durdu..Hafifçe boğazını temizleyip adamın dikkatini çekmek istedi..Ama büyük ihtimalle adam zaten onun çoktan farkındaydı;

    ''Sanırım şimdi istediğim şeyi söyliyeceksin...Bana ayrıntılı bilgi ver..Bilgi herzaman işimi kolaylaştırır....''

    Adamın vereceği cevabı sabırsızlıkla beklemeye koyuldu...Bu son işi olacaktı ve bunun temiz bir şekilde bitmesini istiyordu...

    _________________
    http://www.travian.com.tr/?uc=tr2_22747
    Back to top View user's profileSend private message
    FrontsideAir
    Gölge Ustası





    Joined: Aug 03, 2004
    Posts: 1245
    Location: Ä°stanbul (Ä°zmir)

    PostPosted: Sat May 20, 2006 8:47 pm Reply with quoteBack to top

    Sinirle bir anlığına gözlerini kapatıp içinden küfürler sıraladı Erober, sanki o küfür edince adamlar yok olacakmış gibi. Gözlerini açıp şövalyelerin hâlâ orada oldularını teyit etti, ardından kafasını kutunun altına indirerek düşünmeye başladı.

    Eğer orada durmaya devam ederse uzun süre onu bulamazlardı ama hem eninde sonunda bulurlardı hem de sonsuza kadar orada duramazdı. Acilen para bulmalıydı ayrıca. Tehlikenin nerede olduğunu biliyor olması bir avantaj olabilirdi ama karşısındaki tek tehlike onlar değildi. Kendisini arayan başkaları da olabilirdi, bu yüzden onların hareketini bekleyecekti bir süre. Eğer harekete etmezlerse veya üzerine doğru gelirse başka bir plan uygulayacaktı..

    _________________
    Spoiler:
    Kör sabahın beÅ?inde,
    Sessiz gölge peÅ?inde;
    Her soylunun leÃ…?inde,
    Hançeri saplı Erober'in.

    GeçmiÅ?in sayfalarına gömülü kullanıcı..
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    demarch
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 07, 2005
    Posts: 63
    Location: kimsenin bulamayacaÄ?ı cennetimden

    PostPosted: Sat May 20, 2006 9:21 pm Reply with quoteBack to top

    Necros_Spellweaver wrote:
    Dakikalar birbirini kovalarken Celdar sessizce izledi. Atlılar, Celdar’ın görüş sınırına kadar ilerlyor, sonra tekrar geri dönüyorlardı. Bu da Celdar’ın içeri girmesi için ona oldukça az bir vakit veriyordu ve bu durumda bile giriÅŸteki beÅŸli kendisini yol dışından ÅŸehre girerken görebilirdi.

    şehrin çevresinde bir surun varolmaması Celdar için büyük avantajdı; ama eğer şehrin tüm sınırları bu atlılar gibi kontrol ediliyorsa o zaman durumu oldukça zordu.

    Atlılar ve girişteki bekçiler hiç de sıradan şehir muhafızlarına benzemiyorlardı. şehir muhafızları muhtemelen uykulu olurlar ve zorlukla ayakta dururlardı. Ama bu adamlar bırakın ayakta duramamayı, dimdik, mağrur bir edayla duruyorlardı. Dolayısıyla bunları atlatmak, uyku sersemi şehir muhafızlarını atlatmaktan daha da zor olacaktı.



    "Bu muhafızları atlatmak çok zor olacak" diye mırıldandı Celdar kendi kendine. "Burdan girmek de öyle..."

    Başka bir yerden şehre girmek daha kolay gibi görünüyordu. Atlıların gidişini gözledi Celdar ve onların aksi istikametine doğru ilerledi. Diğer muhafızların onu görmemesi için dikkatli ,atlılara yakalanmayacak kadar da hızlı hareket etmeye çalışıyordu. Sağda solda herhangi bir muhafız görmediği herhangi bir yerden şehre girmeyi deneyecekti. Acele etmesi gerekiyordu çünkü çok oyalanmıştı ama yine de dikkatli olmalıydı. Birilerine kıyafetini ve dövmelerini açıklaması çok uzun sürebilirdi...

    _________________
    quidquid latine dictum sit, altum videtur
    (anything said in latin sounds profound.)
    Back to top View user's profileSend private message
    esen
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Sep 10, 2004
    Posts: 809

    PostPosted: Mon May 22, 2006 5:42 am Reply with quoteBack to top

    "Arkadaşıma gelince..." diye devam etti George "O aslına bakarsan benim çocukluk arkadaşım. Onu baban da tanırdı. Ama maalesef ki onunla yıllardır hiç görüşemedik. Birbirimizin izini kaybetmiştik. Bu yüzden ondan haber alınca çok şaşırmıştım."
    Babasını tanıyan biriyle tanışmak için sabırsızlandığını fark etti ve hiç düşünmeden cevap verdi -" Seninle geliyorum amca." George bu cevabı bekliyor gibiydi ve başını sallamakla yetindi. Bir süre sessizlik içinde yola devam ettiler, Essonya amcasındaki bu ruh halini pek beyenmemişti tam olarak neler olduğunu bilmediğinden şimdilik sessiz kalıp gözlemlemeyi tercih etti... -"Amca yeni görev hakkında hala pek bir şey bilmiyorum, ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Bana ne zaman anlatacaksın?" Essonya bu soruyu sormayı daha fazla erteleyemeyeceğini fark ettiği anda kelimeler ağzından kendiliğinden dökülüvermişti...
    Back to top View user's profileSend private message
    celebnor
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 11, 2004
    Posts: 173

    PostPosted: Mon May 22, 2006 1:46 pm Reply with quoteBack to top

    Mahtan şehri gördüğünde hayalkırıklığını gizleyemedi...Ustasının övdüğü şehir bu olamazdı ama tabelaya baktığında doğru yere geldiğini üzülerek kabul etti...yavaşça şehre doğru ilerlerken zırhların sesini duydu..ona doğru ilerliyorlardı...

    ork olma ihtimaline karsı kendini savunmak için birkaç büyüyü zihninde canlandırdı...ama yakına geldiklerinde bunların şehir muhafızları olduklarını farketti

    “Lord Oren adına sana emrediyorum, dur!”

    Atını durduran Mahtan yavaşça başını eğerek selam verdi...

    "İyi akşsamlar beyler,nasıl yardımcı olabilirim umarım bir sorun yoktur"

    _________________
    Auré Entuluva...Outa i lomé
    Back to top View user's profileSend private messageYahoo Messenger
    calis
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 21, 2004
    Posts: 738
    Location: Ä°zmir

    PostPosted: Mon May 22, 2006 4:19 pm Reply with quoteBack to top

    Hala konaklıycak bir yer bulamamıştı.Bir han yerine çeşit çeşit dükkan vardı.Ama acilen bir han bulması gerekiyordu.şu ana kadar başına herhangi bir bela gelmemişti fakat bu gelmiyceği anlamına gelmiyordu.

    Garip bir şekilde yeni çıktığı yolun sokak lambaları yanmıyordu.Yolunu aydınlatan sadece ay ışığıydı.Fakat bu yolun sonunda bir adet sokak lambası etrafındaki karanlığı aydınlatmaya çalışıyordu.Işığın hemen önünde ise elinde kase tutan yırtık elbiselere sahip bir dilenci vardı.

    Estalus oraya doğru yürümeye başladı.Kim bilir belki birkaç bakır paraya han ın yerini söylerdi.Tabi akıl sağlığı yerinde ise.

    _________________
    No one hears him cry so he turns to evil...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Rhonin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: Dec 27, 2004
    Posts: 478
    Location: Ankara

    PostPosted: Mon May 22, 2006 6:22 pm Reply with quoteBack to top

    Gredix soğuk kanlılığını koruyarak olduğu yerde bekledi.."Kimsin.." dedi sesi sokakta gür bir şekilde yankılanırken..Gredix olacak herşey için kendini hazırlıyordu ve karanlık sokağa girmeden bekledi.Gözleri hareket eden veya edecek herşeyi tarıyordu dikkatle etrafı izledi..

    En başından bu tür bir yere gelmesi bile belki bir hataydı ama hatalara yenik düşmek..İşte o daha da kötüydü.Aklından binbir türlü şey geçiyordu ve cüppesinin başlığını kafasından çıkarmadan dikkatle etrafı süzdü...Başına gelebilecek türlü türlü şeylerin hepsi burada kesinlikle cezasını bulmazdı ta ki onlardan güçlü çıkana dek..

    Sokak 5-6 metre kadar uzanıyordu.Ama zifiri karanlık onun buradan geçmesi için büyük bir engeldi.Göremiyordu ve herhangi bir şey olabilirdi orada.Boğazına şu an bile kılıç dayanması olasıydı..

    Dikkatinin dağılmasını istemiyordu Gredix ve her yeri kontrol ederek bir kez daha tonlu sesi sokakta yankılandı..

    "Kimsin.."

    _________________
     Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
    Back to top View user's profileSend private messageMSN MessengerICQ Number
    Yılmax
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 05, 2005
    Posts: 686
    Location: Ä°stanbul

    PostPosted: Mon May 22, 2006 6:56 pm Reply with quoteBack to top

    "Saol hancı, şimdilik yeterli. Bir dostumu bekliyorum, eğer zamanında gelirse burada konaklamayı düşünebiliriz." Tok bir sesle konuştuktan sonra tehditkar olmayacak şekilde sorun çıkarması muhtemel olan adamları süzdü. Bu adamlara karşı temkinli olması gerektiği gibi bir fikir yürütmüştü. Ah şu Estebin'de bir gelebilseydi!

    _________________
    Ä°nsan labirentte, içgüdülerini ince, keskin bir uç gibi bilemelidir, neredeyse bir hançerin, bir kılıcın aÄ?zı kadar keskin, çünkü içgüdüler de hayatta kalmak için kullanılan silahlardır ve sık sık en az çelik kadar faydalı olduklar
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon May 22, 2006 9:25 pm Reply with quoteBack to top

    Tuhaftır ama adam hiç yanıt vermedi. Hatta kılını bile kıpırdatmamıştı. Yarı gölgelerin içinde, yarı sokak lambasının ışığı altında duruyordu.

    Birkaç dakika böyle geçti. Adam hâlâ ses vermemiş ve kıpırdamamıştı. Ortalığı kaplayan sessizliğe uyum gösteriyordu.

    Fazlasıyla uyum gösteriyordu.

    Juiblex işte tam o anda adamdan soluk sesinin bile gelmediğini fark etti. Lanet adam nefes almıyordu. İleri uzanıp adamı sarstı ve adam yüz hatlarını ışığın altına sererek kütük gibi öne devrildi. Juiblex adamı kesinlikle tanımıyordu. Ama daha önemlisi, adamın sırtına saplı bir hançer vardı.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon May 22, 2006 9:26 pm Reply with quoteBack to top

    İki şövalye bir süre kalabalığı tarayarak ilerlediler. Bakışları, kalabalıktaki her yüzü resmen delip geçiyor, ardında yatanın kimliğini bulmaya çalışıyordu. Ama olumsuz sonuçlar aldıklarında bir diğerine geçiyorlardı.

    Bu ÅŸekilde on beÅŸ dakika kadar sürdü, en sonunda ikili, kalabalığı incelemeyi bitirmiÅŸti. Ä°kisi bir süre birbirlerine dönüp konuÅŸtular. Sonra birisi caddeden aÅŸağı doÄŸru ilerlemeye baÅŸlarken, diÄŸeri Erober’in olduÄŸu sokaÄŸa doÄŸru ilerlemeye baÅŸladı.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon May 22, 2006 9:28 pm Reply with quoteBack to top

    Çalıların ardından ilerleyip yolun karşısına hızla ve görünmeden ilerledikten sonra, Celdar hayalkırıklığı ile atlı birliğinin bir başkasının da öbür yanda nöbet tuttuğunu gördü. Görünen o ki duvarları olmayan bu şehrin çevresinde bu şekilde dolanarak şehre kaçak girişleri önlemeye çalışıyorlardı.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon May 22, 2006 9:30 pm Reply with quoteBack to top

    George atını saÄŸa çevirip ilerideki bir sokaÄŸa bu sefer daha hızlı bir tempoyla girerken gülümsedi. Gözleri dalgındı. Sanki gittikleri yeri deÄŸil de, uzak bir yeri ve zamanı görüyor gibiydi. “Korkarım ki bunu ben de bilmiyorum. Tek bildiÄŸim ÅŸey, bunca yıldan sonra benimle bu kadar acil görüşmek istediÄŸine göre çok ciddi bir durum olduÄŸu. Ama neler olduÄŸunu ancak tapınaÄŸa varınca anlayabileceÄŸiz.”

    George dizginlere asıldı ve atın hızını arttırdı. Atın sokakların sert zeminine çarpan nallarının sesleri, ıssız sokaklarda yankılanıyordu. Görünen o ki George sabrını kaybetmiş, bir an önce tapınağa varmak istiyordu.

    Bir baÅŸka sokaktan çıkıp yeni bir caddeye girdiÄŸi anda George ani bir ÅŸekilde dizginlere asıldı ve atı durdurdu. Essonya birkaç metre ötelerinde yerde yatan, yaralı veya ölmüş bir adamla onun başında aÄŸlayan genç bir kadının varlığını fark etti. Kadın onları görünce yaÅŸlı gözleriyle onlara bakarak “Yardım edin! Tanrılar aÅŸkına kocama yardım edin!” diye haykırdı.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Lord Necros
    BaÅ?büyücü





    Joined: Apr 29, 2005
    Posts: 1916
    Location: Necropolis

    PostPosted: Mon May 22, 2006 9:32 pm Reply with quoteBack to top

    şövalyeler ona doÄŸru ilerlerken yandaki ikisi Mathan’ın iki yanına geçerek kılıçlarını hazırda tuttular. Ççüncüsü ise Mathan’ın önünde birkaç adım ilerisinde durdu.

    “Ä°smin, mesleÄŸin ve bu saatte dışarı olma sebebin?!” dedi önündeki şövalye emreden bir tonda. Görünen o ki insanların bu saatte dışarıda olması pek de hoÅŸ karşılanmayan bir ÅŸeydi. şövalyeler de kısa bir sorgu yapacaklardı anlaşılan.

    _________________
    All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.

    Power demands sacrifice.
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Ãœretimi: 0.52 Saniye