Author |
Message |
Firble
Forum Yöneticisi
Joined: Mar 12, 2004
Posts: 6496
|
Posted:
Mon Oct 30, 2006 7:14 pm |
|
RP Dışı: Arkadaşlar bu aktif olmayan bir RP başlığı... Sol Lagna ile bağlantılı sayılabilir. Ama sayılmasa da en azından diyar yıkılırken bir aktif olmayan RP başlığımız olsun. Burası bir han... Kabul edilirse Sporginolde... Ama ana karakterlerle girilmesi mümkün değil... Başka karakterlerle girin sohbet edelim eğlenelim. : ) Karakter yaratırken kağıtla da uğraşmayın aktif RP ye sokarsanız kağıt yaratırsınız.... : )
Buçukluk ard arda gelen felaketlerden sonunda kaçmış olduğunu umuyordu. Sanki tüm diyar üstüne yıkılıyordu. Krasdi bir zamanlar diyarda yaşamış ünlü bir buçukluğun soyundan geliyordu. Neredeyse nesillerdir sakin bir köyde han işletiyorlardı. şimdi köyün civarında doğa çıldırmış gibiydi. Her yöne dağılmışlardı. şimdi elindeki tüm parayla iki katlı binayı alıp bu hanı kurmuştu.
Dışarıya yazıyı astığında bir an yeniden içi umutla doldu. Hanımız yarın açılıyor bekleriz. İnsanların durumları kötüydü. Yine de muhtemelen hepsinin dinlenmeye ihtiyacı vardı. Krasdi yakında müşterilerin geleceğini umuyordu. Gelirlerdi her halde...
Bir de buralara bir ozan bulabilse o zaman bu garip diyar yıkılana kadar hanı açık tutabilirdi her halde... |
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden |
|
Back to top |
|
|
ElessarTelemnar
Kullanıcı
Joined: Oct 29, 2006
Posts: 407
Location: Ankara/Bruxelles
|
Posted:
Thu Nov 02, 2006 10:43 pm |
|
Hava biraz serinlemisti ve biraz usumustu toledoras isinacak biraz oturup dinlenecegi sicak bir mekan ariyordu gezinirken Karsisinda bir bina gordu binanin kapisnda bir yazi asiliydi
Quote: |
Hanımız yarın açılıyor bekleriz
|
acaba yarin bugun muydu ne olursa olsun iceri girmeye karar verdi son birke etrafina bakti ve hana dogru yurumeye basladi |
|
|
Back to top |
|
|
buzdaglarininleydisi
Kullanıcı
Joined: Sep 21, 2006
Posts: 204
Location: EskiÅ?ehir
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 7:04 am |
|
yorgunluktan ayaklarını ve bacak adelelirni artık hissetmiyordu sadece yürümesi gerektiğini ona hatırlatan iradesi ile hareket ediyordu küçük kırmızı çantasında taşımaktan hiç vazgeçmediği hep onun eşliğinde dansedip gülen buçukluk artık kendini taşımakta zorluk çekiyordu. hiç gürültü yaratmadan yürümeye uygun olan ayaklarını kontrol edemediği için onlardan çıkan sesi bir türlü kabullenemiyordu çünkü küçük ozanın kulaklarına gelen ses sanki cüce ordusu yürüyşteymiş gibi geliyordu küçücük kulaklarınaki.
birden gözlerinin önünde bir han belirdi . gözü artık hiç bir şeyi görmüyordu gözünün önünden atlatmış olduğu sabah ,akaşam, öğlen, keyif çaylaraı ve unutup unutmadığından emin olmadıkları içtikleri pastalı börekli çay saatlerinin tadı damağında yumuşak kuş tüyü yastık gözlerinin önünde uçuşuyordu. Hata o kadarki tabelada yazan yazıyı dahi görememeişti. kendini içeriye atarken. |
_________________ Kalbinin esiri bir bilge
gözlerinin esiri bir kalp
iradenin esiri bir beden
arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...
http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957
http://www.knightfight.org/?a |
|
Back to top |
|
|
Firble
Forum Yöneticisi
Joined: Mar 12, 2004
Posts: 6496
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 8:02 am |
|
Anton içeri giren kızı gördüğünde çapkınca gülümsemesine engel olamadı. Sonra birden aklına geldi. Kızı unutarak kapıya koştu. Ve yarın bekleriz yazısını aldı. Sonuçta yarın olmuştu değil mi? Yanılmıyordu.
Geriye döndü kıza gülümsedi. Güzel bayan... Size ne verebilirim diye sordu. İsterseniz yeni yemek var. İsterseniz verebilirim bayan. Bir yandan da sandalyelerden birini masadan indirdi. İlk girenin uzun boylu itici insan kadınlarından biri değil de normal boylu bir hobbit kadını olmasına çok sevinmişti. |
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden |
|
Back to top |
|
|
yeminer
Kullanıcı
Joined: Oct 01, 2003
Posts: 4320
Location: istanbul
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 8:13 am |
|
Hızlı adımlarla köye girmişti Remi, acelesi vardı. Ya da böyle olması gerektiğini düşünüyordu ama bir türlü neye, nasıl ve neden acele edeceğini bilmiyordu. Tek istediği bir şekilde hareket etmek, henüz ne olduğunu bile bilmediği birşeyden kaçmaktı.
Çok büyük bir köy sayılmazdı burası, daha adını dahi bilmiyordu ve öğrenme niyetinde bile değildi. Belki yiyecek satın alıp yoluma devam edebilirm diye gelmişti bu köye. Aceleci bakışlarla etrafı süzdü ama ilk bakışta birşeyler satın alabileceği herhangi bir yer görememişti.
"Kahretsin ! " dedi sinirle "Zaten bende şans olsa kız doğardım ! " dedi eski arkadaşı Ordan'ın ünlü sözünü istemeden söyleyerek ve ardından kendine küfür etti. Binlerce kez kendine söylemişti, böyle şeyler söylememeliydi, insanlar onu küçümseyebilirdi ve Remi hiç sevmezdi küçümsenmeyi.
Kendi iç çekişmeleri ile uğraşırken farkında olmadan köyün merkezine varmıştı bile. "Sakin biryere benziyo bura ve şansma tüküriim, hiç işe yarar yer yok " derken önünde duran koca han binasını fark etti.
"Ben ne diyim sana ya ? Salaksın sen... bi gün ölücen bu dikkatsizliğinden tam olacak ! "
Henüz kendini küçümseme ve küfretme aşamasındayken hana girmiş, ya da girmeyi ummuştu.
"Pişt len çocuk ! " dedi ve içten içe kendine yeniden küfretmek istesede zaten ufacık olan beyni özür cümleleri hazırlamakla meşgul olduğundan kendini hakkıyla kalaylayacak doğru sözleri bulmakta zorlandı ve kendine küfretme meselesini sonraya bırakıp hancıdan özür dilemeye çalıştı. Eğer hancı kendisinden hoşlanmazsa zaten azcık olan parasına güle güle diyebilirdi ki Remi gibi iradesiz birini kandırmak bir hancı için oldukça kolay birşey olurdu.
Çocuk sandığı kişinin olgun bi buçukluk olduğunu fark ettiğinde ki bunu fark etmemek için Remi olmak yeterliydi özür aşaması birkaç saniyelik bir duraklamının ardından gelmişti.
"Çzür dilerim hancı efendi, çok dalgınım, mazur görün rica ederim. Kalacak yer, yiyecek yemek arıyordum. " |
_________________ her zaman yalan söyle ki, kimse yalan söylediÄ?ini anlayamasın
güç amacın, karanlık aracın olsun. |
|
Back to top |
|
|
buzdaglarininleydisi
Kullanıcı
Joined: Sep 21, 2006
Posts: 204
Location: EskiÅ?ehir
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 8:20 am |
|
Ama artık ayaklarını taşıyamasada yemek kelimesini net biçimde duymuştu küçük hobbit hanım. Ayakkabısız ayaklarının acısı artık dayanılmazdı karşıda bir şömine ilişti gözüne çok güzel sıcacık ve çıtırtıları uyuyan bir kedi gibi masum geldi kulağına.
Saolun nazik bey fendi lütfen mümkünse şöminenin başında yiyebilirmiyim yemeğimi.
der ve yemekten sonra sızıp kalacağı kadar güzel bir koltuk kestiri gözüne. aslında koltuk han sahibinindir am bilmediği şeyler için suçlanamazya hiç bir kere....
Ve karanlıklar içindeki insanın yanından geçerek ..ki kesinlikle böyle bir kişinin orda oturdugunu hatırlamayacaktır uyandıgında ...gözüne kestirdiği boyu boyuna uygun koltuga oturuverir hafifce.... |
_________________ Kalbinin esiri bir bilge
gözlerinin esiri bir kalp
iradenin esiri bir beden
arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...
http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957
http://www.knightfight.org/?a |
|
Back to top |
|
|
findor
Kullanıcı
Joined: Jun 28, 2004
Posts: 2247
Location: Bursa
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 9:52 am |
|
Yarım adam... Kuyruğunu sallaya sallaya yollarda ilerliyordu...
Bu diyarlarda en zor olanı tiefling olabilmekti bi yerde...
Herkes küçük boynuzları yüzünden onu şeytanın temsilcisi sanıyordu...
Yerleşim birimleri azalmış olanlarda yaşayanlarda çıldırmışlardı..
Söylene söylene yürüyordu.. Taki iki katlı binayı ve yazısını görene kadar...
Kapıya doğru ilerledi... Ahşap kapıyı açtı hafifçe önce kafasını uzattı içeriye..
Kontrol eder gibisinden içinde bi sinsilik vardı ve suratına yansımıştı...
Hoppidi hoppi bir heycan kaplamıştı içersini...
Fazla geçmeden ilk ayağını içeriye attı ve girdi...
Etrafı süzüyordu.... |
_________________ DiÄ?erleri acı çektirirse
ben kan kustururum...
Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
gereken bir intikam varsa BEN alırım. |
|
Back to top |
|
|
buzdaglarininleydisi
Kullanıcı
Joined: Sep 21, 2006
Posts: 204
Location: EskiÅ?ehir
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 10:43 am |
|
yorgunluktan agrıyan bacakları ve kazınan midesi izin vermiyordu gözlerinin kapanmasına ve huzursuzduda buçukluk şimdi daha önce farketmediklerini görüyordu odada onun dışında orda bulunan 2 dev cüsse 1 ne üdü belirsiz tip o halen kapıdaydı sadece varlığını hissediyordu bulundu yerden göremiyordu. ...
Birde en önemlisi halen ve halen açtııı çok açtı şu hancıda nerdeydiki...hani şu bahsettiği güsel yemekler yapmakdan bahseden yada önüne koymakdan bahsetmişti sanırım bu kısma pek dikkat edememişti..ama önemli değildi kesinlikle çünkü sihirli kelime vardı ortada "yemek " offfffnerde bu adam die bakındı bakındı ama bir türlü görünürlerde yoktu yada tabi bi büyücü yüüzüğüyle knedini fareye çevirmediyse , yada görünmez olmadıysa diye düşündü kederle.
Ama yemeğide nerde kalmıştıki ve bu adamlar pek tekin gözükmemişti gözüne ve bir hobbit zaten ayrılmamalıydı köyünden.Ama o biraz melezdi neyse ...hos görülürdü .. böyle şeyler bazen yabanıl diyarlarda. |
_________________ Kalbinin esiri bir bilge
gözlerinin esiri bir kalp
iradenin esiri bir beden
arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...
http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957
http://www.knightfight.org/?a |
|
Back to top |
|
|
findor
Kullanıcı
Joined: Jun 28, 2004
Posts: 2247
Location: Bursa
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 11:01 am |
|
Kapıdan içeriye tamamen girdi ve yavaşça kapadı kapıyı..
Kendisine bakan buçukluğu varlığını hissettirmişti...
Ellerini arkasında başladı ve "Tak Tak" yürümeye başladı hanın içinde...
Gözüne kestiirdiği bir masaya oturdu...
Hanlarda herkesin düştüğü bir hataya düşmek istemiyordu...
Onun muhatabu hancı değil içerdeki garsonlardı...
Geldiği yerde hancılar oldukça saygın ve sözü geçen kişilerdi...
Bir garson bakındı bişeyler sipariş edicek...
Bu sırada etrafı izliyordu...
Meraklı gözlerle... |
_________________ DiÄ?erleri acı çektirirse
ben kan kustururum...
Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
gereken bir intikam varsa BEN alırım. |
|
Back to top |
|
|
Firble
Forum Yöneticisi
Joined: Mar 12, 2004
Posts: 6496
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 11:40 am |
|
Hancı telaşla içeri girip yemekleri hazırlamaya başladı. Tabağa yemeği koyarken kolu çarptı... Dışarıdakiler şarngırtı sesi duydular. O telaşla yemeği koyması biraz sürecekti. |
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden |
|
Back to top |
|
|
findor
Kullanıcı
Joined: Jun 28, 2004
Posts: 2247
Location: Bursa
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 11:52 am |
|
Mutfakta neler oluyor diye içinden geçirmeden duramadın tiefling...
Yerinde duramıyordu sürekli bi hareket enerjisi vardı..
Oturduğu yerden kalktı....
Dolanmaya başladı... parmaklarıyla az sora başlıcak mısralarına ritim tutuyordu..
"Yollarda yine küçük bir adam...
Meraklarına yenilen ...
Heycan peşinde
ölümlerden dönen...."
Diye mırıldanıyordu kıpırdatıyordu dudaklarını...
ve atrafını süzüyordu.....
İlerki masada oturan hobbite takılmıştı gözleri...
Eline aldığı madeni parayı parmaklarının arasında gezdiriyordu..
Deri botları ve Deri kıyafetleri ile bir bütün gibiydi bu genç tiefling....
Sadece izliyor ve gülümsüyordu... |
_________________ DiÄ?erleri acı çektirirse
ben kan kustururum...
Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
gereken bir intikam varsa BEN alırım. |
|
Back to top |
|
|
ElessarTelemnar
Kullanıcı
Joined: Oct 29, 2006
Posts: 407
Location: Ankara/Bruxelles
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 12:04 pm |
|
Quote: |
Anton içeri giren kızı gördüğünde çapkınca gülümsemesine engel olamadı. Sonra birden aklına geldi. Kızı unutarak kapıya koştu. Ve yarın bekleriz yazısını aldı. Sonuçta yarın olmuştu değil mi? Yanılmıyordu.
Geriye döndü kıza gülümsedi. Güzel bayan... Size ne verebilirim diye sordu. İsterseniz yeni yemek var. İsterseniz verebilirim bayan. Bir yandan da sandalyelerden birini masadan indirdi. İlk girenin uzun boylu itici insan kadınlarından biri değil de normal boylu bir hobbit kadını olmasına çok sevinmişti
|
kapini onundeki ikiliyi goorunce "sonunda acik olduguna cok sevindim"diyerek adimlarini hizlandirdi o kapiya varana kadar onlara coktan iceri girmislerdi bile hemen onlarin arkasindan biri daha girmisti (findor
) oldukca usumustu ve biran once hana girmek istiyordu biraz kosmustu kapi tam kapanmamistiki kendini iceri atti bos bir masa ariyordu aklinda bir suru soru vardi ole dalmis icerdekileri suzuyordu |
|
|
Back to top |
|
|
buzdaglarininleydisi
Kullanıcı
Joined: Sep 21, 2006
Posts: 204
Location: EskiÅ?ehir
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 12:34 pm |
|
ne garip bir handı bu kocaman ayak sesleri kaba görüntülü devasa insanlar ve birde üstüne mutfak çöktü galiba ne o sesler.."ahahaha gititi bisim güsel ekmekler yemekler.." asda aç kalcaz galiba.
neyseki şöminem güsel
çıtır çıtır şöminem
hayalleirm çıtır çıtır içinde
alev alev görüntü görüntü
beynimdemi alevdemi hayaller
bilinmes aslında derler
osanlar uyanıkmı yoksa
uykudamı görür hayaller
mısralar nasıl gelir onlara
nasıl bilirim ben aslında
bir bebek nasıl örenirse
ana dilini
işte öledir ozana yazmak
sölemek,çalmak, oynamak
mısıkam mısıkam güsel mısıkam " kırmızı çantasından çıkartır mızıkasını doldurur hanın sisli ve mahcup havasını , dökülür minik ciğerlerden çıkan nefesin yettiğince müzüik hanın bos duvarlarını" çalar çalar ve çalmakla kalmaz ayrıca yakalar meraklı bakışları.
acaba nereye kadar onu süzecek bilinmez sorgucubakışlar ama söyledi müziğinde aslında ta kalplerine "o küçücük bir köyde yeşerdi içindeki ozan aşkıyla kelimenin kafiyesiyle müziğin gücüyle örendi açmayı yıldızlara derdini yollara vurdu anlamadı köylü beyni en derin sevgisini sevmediler belkide hoppala yuvarla tası taragı demeyen sözlerini ama o sevdi müziği onun büyük tanrısıda sevdi ve övdü onu bilinen bilinmeyen diyarların söylenmiş söylenecek tüm ezgileriyle besledi kulalarını ve işte tamamen öyle küçük öyküsü küçük ama tatlı ozanımızın.. |
_________________ Kalbinin esiri bir bilge
gözlerinin esiri bir kalp
iradenin esiri bir beden
arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...
http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957
http://www.knightfight.org/?a |
|
Back to top |
|
|
ElessarTelemnar
Kullanıcı
Joined: Oct 29, 2006
Posts: 407
Location: Ankara/Bruxelles
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 12:45 pm |
|
farkinda olmadan ole bos bos ayakta beklediginin farkina varmisti ama hic degilse biraz isinmisti ama sominenin yanina gecip birazdaha isinmak istiyordu oraya dogru yaklasti oradaki rahat bir koltukta (hic degilse o oyle dusunuyordu) bir hobit oturuyordu "han yeni acildigina gore daimi musteri olamaz " diyerek yanina yaklasti yuzu ona donuk degildi hafif bir sarki mirildaniyordu onu urkutmek istemiyordu sarkinin bitmesini bekledi ve " bakarmisiniz handa yatacak yer sicak bir icecek ve biraz yemek istiyordum" |
|
|
Back to top |
|
|
mikael
Kullanıcı
Joined: Apr 07, 2006
Posts: 692
|
Posted:
Fri Nov 03, 2006 12:53 pm |
|
'...Bir gümüş, bir gümüş daha, bir bakır ve yine bakır ve yine bakır.'
Felnall hoşnutsuzlukla bakır ve gümüş parçalarını küçük kesenin içine geri koydu. 'Beş gümüş ve yedi bakır,' diye düşündü keseyi kemerine yerleştirirken. Derince iç geçirdi ve bir süre önce kesesinin çalındığını fark etmemiş iyi giyimli adamdan uzaklaşırken kurduğu çeşitli yemek ve tatlılar, kaliteli şarap ve güzel kadınlarla dolu bir gecenin hayallerini gönülsüzce aklından çıkarıp, bir veya birkaç gün kalması için daha uygun bir yer aramak üzere ıssız ara sokaktan çıktı.
'Ağlayan Kadın Hanı.' diye dudaklarını oynatarak okudu hanın tabelasını. Burayı daha önce görmemişti, yeni açılmış olmalıydı. Bu da hancının hırsızı tanımadığını ve Felnall'ın Sorgipol'deki çoğu handa kalırken yaptığı gibi kılık değiştirme veya han korumaları tarafından kapıdan dışarı fırlatılma gibi zahmetli işlerle uğraşmasına gerek kalmayacağını gösteriyordu.
Kapıyı iterek açtı ve hızla odadakilere göz gezdirdi. Kendisini rahatsız edecek birini göremeyince de hancıyı aramaya başladı.
Mutfaktan gelen bir şangırtı, ona bir tahmin hakkı verdi.
İç çekip masalardan birine oturdu ve hancıyı beklerken güzel yemekler, tatlılar, şarap ve kadınlarla dolu hayellere daldı. |
|
|
Back to top |
|
|
|
|