Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: SharonMass
    Bugün: 21
    Dün: 23
    Toplam: 90350

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1744
    Üye: 0
    Toplam: 1744

    FrpWorld.Com :: View topic - Ağlayan Kadın Hanı ( RP BAşLIğI)
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Ağlayan Kadın Hanı ( RP BAşLIğI) View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon Oct 30, 2006 7:14 pm Reply with quoteBack to top

    RP Dışı: Arkadaşlar bu aktif olmayan bir RP başlığı... Sol Lagna ile bağlantılı sayılabilir. Ama sayılmasa da en azından diyar yıkılırken bir aktif olmayan RP başlığımız olsun. Burası bir han... Kabul edilirse Sporginolde... Ama ana karakterlerle girilmesi mümkün değil... Başka karakterlerle girin sohbet edelim eğlenelim. : ) Karakter yaratırken kağıtla da uğraşmayın aktif RP ye sokarsanız kağıt yaratırsınız.... : )

    Buçukluk ard arda gelen felaketlerden sonunda kaçmış olduğunu umuyordu. Sanki tüm diyar üstüne yıkılıyordu. Krasdi bir zamanlar diyarda yaşamış ünlü bir buçukluğun soyundan geliyordu. Neredeyse nesillerdir sakin bir köyde han işletiyorlardı. şimdi köyün civarında doğa çıldırmış gibiydi. Her yöne dağılmışlardı. şimdi elindeki tüm parayla iki katlı binayı alıp bu hanı kurmuştu.

    Dışarıya yazıyı astığında bir an yeniden içi umutla doldu. Hanımız yarın açılıyor bekleriz. İnsanların durumları kötüydü. Yine de muhtemelen hepsinin dinlenmeye ihtiyacı vardı. Krasdi yakında müşterilerin geleceğini umuyordu. Gelirlerdi her halde...

    Bir de buralara bir ozan bulabilse o zaman bu garip diyar yıkılana kadar hanı açık tutabilirdi her halde...

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    ElessarTelemnar
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 29, 2006
    Posts: 407
    Location: Ankara/Bruxelles

    PostPosted: Thu Nov 02, 2006 10:43 pm Reply with quoteBack to top

    Hava biraz serinlemisti ve biraz usumustu toledoras isinacak biraz oturup dinlenecegi sicak bir mekan ariyordu gezinirken Karsisinda bir bina gordu binanin kapisnda bir yazi asiliydi
    Quote:

    Hanımız yarın açılıyor bekleriz

    acaba yarin bugun muydu ne olursa olsun iceri girmeye karar verdi son birke etrafina bakti ve hana dogru yurumeye basladi
    Back to top View user's profileSend private message
    buzdaglarininleydisi
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Sep 21, 2006
    Posts: 204
    Location: EskiÅ?ehir

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 7:04 am Reply with quoteBack to top

    yorgunluktan ayaklarını ve bacak adelelirni artık hissetmiyordu sadece yürümesi gerektiğini ona hatırlatan iradesi ile hareket ediyordu küçük kırmızı çantasında taşımaktan hiç vazgeçmediği hep onun eşliğinde dansedip gülen buçukluk artık kendini taşımakta zorluk çekiyordu. hiç gürültü yaratmadan yürümeye uygun olan ayaklarını kontrol edemediği için onlardan çıkan sesi bir türlü kabullenemiyordu çünkü küçük ozanın kulaklarına gelen ses sanki cüce ordusu yürüyşteymiş gibi geliyordu küçücük kulaklarınaki.

    birden gözlerinin önünde bir han belirdi . gözü artık hiç bir şeyi görmüyordu gözünün önünden atlatmış olduğu sabah ,akaşam, öğlen, keyif çaylaraı ve unutup unutmadığından emin olmadıkları içtikleri pastalı börekli çay saatlerinin tadı damağında yumuşak kuş tüyü yastık gözlerinin önünde uçuşuyordu. Hata o kadarki tabelada yazan yazıyı dahi görememeişti. kendini içeriye atarken.

    _________________
    Kalbinin esiri bir bilge
    gözlerinin esiri bir kalp
    iradenin esiri bir beden
    arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
    ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...

    http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957

    http://www.knightfight.org/?a
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 8:02 am Reply with quoteBack to top

    Anton içeri giren kızı gördüğünde çapkınca gülümsemesine engel olamadı. Sonra birden aklına geldi. Kızı unutarak kapıya koştu. Ve yarın bekleriz yazısını aldı. Sonuçta yarın olmuştu değil mi? Yanılmıyordu.

    Geriye döndü kıza gülümsedi. Güzel bayan... Size ne verebilirim diye sordu. İsterseniz yeni yemek var. İsterseniz verebilirim bayan. Bir yandan da sandalyelerden birini masadan indirdi. İlk girenin uzun boylu itici insan kadınlarından biri değil de normal boylu bir hobbit kadını olmasına çok sevinmişti.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    yeminer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 01, 2003
    Posts: 4320
    Location: istanbul

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 8:13 am Reply with quoteBack to top

    Hızlı adımlarla köye girmişti Remi, acelesi vardı. Ya da böyle olması gerektiğini düşünüyordu ama bir türlü neye, nasıl ve neden acele edeceğini bilmiyordu. Tek istediği bir şekilde hareket etmek, henüz ne olduğunu bile bilmediği birşeyden kaçmaktı.

    Çok büyük bir köy sayılmazdı burası, daha adını dahi bilmiyordu ve öğrenme niyetinde bile değildi. Belki yiyecek satın alıp yoluma devam edebilirm diye gelmişti bu köye. Aceleci bakışlarla etrafı süzdü ama ilk bakışta birşeyler satın alabileceği herhangi bir yer görememişti.

    "Kahretsin ! " dedi sinirle "Zaten bende şans olsa kız doğardım ! " dedi eski arkadaşı Ordan'ın ünlü sözünü istemeden söyleyerek ve ardından kendine küfür etti. Binlerce kez kendine söylemişti, böyle şeyler söylememeliydi, insanlar onu küçümseyebilirdi ve Remi hiç sevmezdi küçümsenmeyi.

    Kendi iç çekişmeleri ile uğraşırken farkında olmadan köyün merkezine varmıştı bile. "Sakin biryere benziyo bura ve şansma tüküriim, hiç işe yarar yer yok " derken önünde duran koca han binasını fark etti.

    "Ben ne diyim sana ya ? Salaksın sen... bi gün ölücen bu dikkatsizliğinden tam olacak ! "

    Henüz kendini küçümseme ve küfretme aşamasındayken hana girmiş, ya da girmeyi ummuştu.

    "Pişt len çocuk ! " dedi ve içten içe kendine yeniden küfretmek istesede zaten ufacık olan beyni özür cümleleri hazırlamakla meşgul olduğundan kendini hakkıyla kalaylayacak doğru sözleri bulmakta zorlandı ve kendine küfretme meselesini sonraya bırakıp hancıdan özür dilemeye çalıştı. Eğer hancı kendisinden hoşlanmazsa zaten azcık olan parasına güle güle diyebilirdi ki Remi gibi iradesiz birini kandırmak bir hancı için oldukça kolay birşey olurdu.

    Çocuk sandığı kişinin olgun bi buçukluk olduğunu fark ettiğinde ki bunu fark etmemek için Remi olmak yeterliydi özür aşaması birkaç saniyelik bir duraklamının ardından gelmişti.

    "Çzür dilerim hancı efendi, çok dalgınım, mazur görün rica ederim. Kalacak yer, yiyecek yemek arıyordum. "

    _________________
    her zaman yalan söyle ki, kimse yalan söylediÄ?ini anlayamasın
    güç amacın, karanlık aracın olsun.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's website
    buzdaglarininleydisi
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Sep 21, 2006
    Posts: 204
    Location: EskiÅ?ehir

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 8:20 am Reply with quoteBack to top

    Ama artık ayaklarını taşıyamasada yemek kelimesini net biçimde duymuştu küçük hobbit hanım. Ayakkabısız ayaklarının acısı artık dayanılmazdı karşıda bir şömine ilişti gözüne çok güzel sıcacık ve çıtırtıları uyuyan bir kedi gibi masum geldi kulağına.

    Saolun nazik bey fendi lütfen mümkünse şöminenin başında yiyebilirmiyim yemeğimi.

    der ve yemekten sonra sızıp kalacağı kadar güzel bir koltuk kestiri gözüne. aslında koltuk han sahibinindir am bilmediği şeyler için suçlanamazya hiç bir kere....
    Ve karanlıklar içindeki insanın yanından geçerek ..ki kesinlikle böyle bir kişinin orda oturdugunu hatırlamayacaktır uyandıgında ...gözüne kestirdiği boyu boyuna uygun koltuga oturuverir hafifce....

    _________________
    Kalbinin esiri bir bilge
    gözlerinin esiri bir kalp
    iradenin esiri bir beden
    arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
    ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...

    http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957

    http://www.knightfight.org/?a
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    findor
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 28, 2004
    Posts: 2247
    Location: Bursa

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 9:52 am Reply with quoteBack to top

    Yarım adam... Kuyruğunu sallaya sallaya yollarda ilerliyordu...
    Bu diyarlarda en zor olanı tiefling olabilmekti bi yerde...
    Herkes küçük boynuzları yüzünden onu şeytanın temsilcisi sanıyordu...
    Yerleşim birimleri azalmış olanlarda yaşayanlarda çıldırmışlardı..
    Söylene söylene yürüyordu.. Taki iki katlı binayı ve yazısını görene kadar...

    Kapıya doğru ilerledi... Ahşap kapıyı açtı hafifçe önce kafasını uzattı içeriye..
    Kontrol eder gibisinden içinde bi sinsilik vardı ve suratına yansımıştı...
    Hoppidi hoppi bir heycan kaplamıştı içersini...

    Fazla geçmeden ilk ayağını içeriye attı ve girdi...
    Etrafı süzüyordu....

    _________________
    DiÄ?erleri acı çektirirse
    ben kan kustururum...
    Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
    Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
    gereken bir intikam varsa BEN alırım.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    buzdaglarininleydisi
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Sep 21, 2006
    Posts: 204
    Location: EskiÅ?ehir

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 10:43 am Reply with quoteBack to top

    yorgunluktan agrıyan bacakları ve kazınan midesi izin vermiyordu gözlerinin kapanmasına ve huzursuzduda buçukluk şimdi daha önce farketmediklerini görüyordu odada onun dışında orda bulunan 2 dev cüsse 1 ne üdü belirsiz tip o halen kapıdaydı sadece varlığını hissediyordu bulundu yerden göremiyordu. ...

    Birde en önemlisi halen ve halen açtııı çok açtı şu hancıda nerdeydiki...hani şu bahsettiği güsel yemekler yapmakdan bahseden yada önüne koymakdan bahsetmişti sanırım bu kısma pek dikkat edememişti..ama önemli değildi kesinlikle çünkü sihirli kelime vardı ortada "yemek " offfffnerde bu adam die bakındı bakındı ama bir türlü görünürlerde yoktu yada tabi bi büyücü yüüzüğüyle knedini fareye çevirmediyse , yada görünmez olmadıysa diye düşündü kederle.

    Ama yemeğide nerde kalmıştıki ve bu adamlar pek tekin gözükmemişti gözüne ve bir hobbit zaten ayrılmamalıydı köyünden.Ama o biraz melezdi neyse ...hos görülürdü .. böyle şeyler bazen yabanıl diyarlarda.

    _________________
    Kalbinin esiri bir bilge
    gözlerinin esiri bir kalp
    iradenin esiri bir beden
    arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
    ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...

    http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957

    http://www.knightfight.org/?a
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    findor
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 28, 2004
    Posts: 2247
    Location: Bursa

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 11:01 am Reply with quoteBack to top

    Kapıdan içeriye tamamen girdi ve yavaşça kapadı kapıyı..
    Kendisine bakan buçukluğu varlığını hissettirmişti...

    Ellerini arkasında başladı ve "Tak Tak" yürümeye başladı hanın içinde...
    Gözüne kestiirdiği bir masaya oturdu...
    Hanlarda herkesin düştüğü bir hataya düşmek istemiyordu...
    Onun muhatabu hancı değil içerdeki garsonlardı...
    Geldiği yerde hancılar oldukça saygın ve sözü geçen kişilerdi...
    Bir garson bakındı bişeyler sipariş edicek...
    Bu sırada etrafı izliyordu...
    Meraklı gözlerle...

    _________________
    DiÄ?erleri acı çektirirse
    ben kan kustururum...
    Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
    Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
    gereken bir intikam varsa BEN alırım.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 11:40 am Reply with quoteBack to top

    Hancı telaşla içeri girip yemekleri hazırlamaya başladı. Tabağa yemeği koyarken kolu çarptı... Dışarıdakiler şarngırtı sesi duydular. O telaşla yemeği koyması biraz sürecekti.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    findor
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 28, 2004
    Posts: 2247
    Location: Bursa

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 11:52 am Reply with quoteBack to top

    Mutfakta neler oluyor diye içinden geçirmeden duramadın tiefling...
    Yerinde duramıyordu sürekli bi hareket enerjisi vardı..
    Oturduğu yerden kalktı....
    Dolanmaya başladı... parmaklarıyla az sora başlıcak mısralarına ritim tutuyordu..

    "Yollarda yine küçük bir adam...
    Meraklarına yenilen ...
    Heycan peşinde
    ölümlerden dönen...."

    Diye mırıldanıyordu kıpırdatıyordu dudaklarını...
    ve atrafını süzüyordu.....

    İlerki masada oturan hobbite takılmıştı gözleri...
    Eline aldığı madeni parayı parmaklarının arasında gezdiriyordu..
    Deri botları ve Deri kıyafetleri ile bir bütün gibiydi bu genç tiefling....

    Sadece izliyor ve gülümsüyordu...

    _________________
    DiÄ?erleri acı çektirirse
    ben kan kustururum...
    Onlar korkutursa ben dehÅ?ete düÅ?ürürüm.
    Ve sizden yada baÅ?kasından alınması
    gereken bir intikam varsa BEN alırım.
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    ElessarTelemnar
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 29, 2006
    Posts: 407
    Location: Ankara/Bruxelles

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 12:04 pm Reply with quoteBack to top

    Quote:

    Anton içeri giren kızı gördüğünde çapkınca gülümsemesine engel olamadı. Sonra birden aklına geldi. Kızı unutarak kapıya koştu. Ve yarın bekleriz yazısını aldı. Sonuçta yarın olmuştu değil mi? Yanılmıyordu.

    Geriye döndü kıza gülümsedi. Güzel bayan... Size ne verebilirim diye sordu. İsterseniz yeni yemek var. İsterseniz verebilirim bayan. Bir yandan da sandalyelerden birini masadan indirdi. İlk girenin uzun boylu itici insan kadınlarından biri değil de normal boylu bir hobbit kadını olmasına çok sevinmişti

    kapini onundeki ikiliyi goorunce "sonunda acik olduguna cok sevindim"diyerek adimlarini hizlandirdi o kapiya varana kadar onlara coktan iceri girmislerdi bile hemen onlarin arkasindan biri daha girmisti (findor
    ) oldukca usumustu ve biran once hana girmek istiyordu biraz kosmustu kapi tam kapanmamistiki kendini iceri atti bos bir masa ariyordu aklinda bir suru soru vardi ole dalmis icerdekileri suzuyordu
    Back to top View user's profileSend private message
    buzdaglarininleydisi
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Sep 21, 2006
    Posts: 204
    Location: EskiÅ?ehir

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 12:34 pm Reply with quoteBack to top

    ne garip bir handı bu kocaman ayak sesleri kaba görüntülü devasa insanlar ve birde üstüne mutfak çöktü galiba ne o sesler.."ahahaha gititi bisim güsel ekmekler yemekler.." asda aç kalcaz galiba.


    neyseki şöminem güsel
    çıtır çıtır şöminem
    hayalleirm çıtır çıtır içinde
    alev alev görüntü görüntü
    beynimdemi alevdemi hayaller
    bilinmes aslında derler
    osanlar uyanıkmı yoksa
    uykudamı görür hayaller
    mısralar nasıl gelir onlara
    nasıl bilirim ben aslında
    bir bebek nasıl örenirse
    ana dilini
    işte öledir ozana yazmak
    sölemek,çalmak, oynamak

    mısıkam mısıkam güsel mısıkam " kırmızı çantasından çıkartır mızıkasını doldurur hanın sisli ve mahcup havasını , dökülür minik ciğerlerden çıkan nefesin yettiğince müzüik hanın bos duvarlarını" çalar çalar ve çalmakla kalmaz ayrıca yakalar meraklı bakışları.

    acaba nereye kadar onu süzecek bilinmez sorgucubakışlar ama söyledi müziğinde aslında ta kalplerine "o küçücük bir köyde yeşerdi içindeki ozan aşkıyla kelimenin kafiyesiyle müziğin gücüyle örendi açmayı yıldızlara derdini yollara vurdu anlamadı köylü beyni en derin sevgisini sevmediler belkide hoppala yuvarla tası taragı demeyen sözlerini ama o sevdi müziği onun büyük tanrısıda sevdi ve övdü onu bilinen bilinmeyen diyarların söylenmiş söylenecek tüm ezgileriyle besledi kulalarını ve işte tamamen öyle küçük öyküsü küçük ama tatlı ozanımızın..

    _________________
    Kalbinin esiri bir bilge
    gözlerinin esiri bir kalp
    iradenin esiri bir beden
    arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
    ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...

    http://tr2.monstersgame.net/?ac=vid&vid=34051957

    http://www.knightfight.org/?a
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mail
    ElessarTelemnar
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Oct 29, 2006
    Posts: 407
    Location: Ankara/Bruxelles

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 12:45 pm Reply with quoteBack to top

    farkinda olmadan ole bos bos ayakta beklediginin farkina varmisti ama hic degilse biraz isinmisti ama sominenin yanina gecip birazdaha isinmak istiyordu oraya dogru yaklasti oradaki rahat bir koltukta (hic degilse o oyle dusunuyordu) bir hobit oturuyordu "han yeni acildigina gore daimi musteri olamaz " diyerek yanina yaklasti yuzu ona donuk degildi hafif bir sarki mirildaniyordu onu urkutmek istemiyordu sarkinin bitmesini bekledi ve " bakarmisiniz handa yatacak yer sicak bir icecek ve biraz yemek istiyordum"
    Back to top View user's profileSend private message
    mikael
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 07, 2006
    Posts: 692

    PostPosted: Fri Nov 03, 2006 12:53 pm Reply with quoteBack to top

    '...Bir gümüş, bir gümüş daha, bir bakır ve yine bakır ve yine bakır.'

    Felnall hoşnutsuzlukla bakır ve gümüş parçalarını küçük kesenin içine geri koydu. 'Beş gümüş ve yedi bakır,' diye düşündü keseyi kemerine yerleştirirken. Derince iç geçirdi ve bir süre önce kesesinin çalındığını fark etmemiş iyi giyimli adamdan uzaklaşırken kurduğu çeşitli yemek ve tatlılar, kaliteli şarap ve güzel kadınlarla dolu bir gecenin hayallerini gönülsüzce aklından çıkarıp, bir veya birkaç gün kalması için daha uygun bir yer aramak üzere ıssız ara sokaktan çıktı.

    'Ağlayan Kadın Hanı.' diye dudaklarını oynatarak okudu hanın tabelasını. Burayı daha önce görmemişti, yeni açılmış olmalıydı. Bu da hancının hırsızı tanımadığını ve Felnall'ın Sorgipol'deki çoğu handa kalırken yaptığı gibi kılık değiştirme veya han korumaları tarafından kapıdan dışarı fırlatılma gibi zahmetli işlerle uğraşmasına gerek kalmayacağını gösteriyordu.

    Kapıyı iterek açtı ve hızla odadakilere göz gezdirdi. Kendisini rahatsız edecek birini göremeyince de hancıyı aramaya başladı.

    Mutfaktan gelen bir şangırtı, ona bir tahmin hakkı verdi.

    İç çekip masalardan birine oturdu ve hancıyı beklerken güzel yemekler, tatlılar, şarap ve kadınlarla dolu hayellere daldı.
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.69 Saniye