Genç büyücü yüksek bir tepenin yamacına geldiğinde, arkasını dönüp ayrıldığı kasabaya son bir kez baktı.
'Ne hoş günler geçirdim bu diyarda, ne güzel dostluklar kurdum, ve ne harika deneyimler kazandım.'
Anılar, muhteşem anılar zihnini doldurdu, hani neredeyse geri dönecekti.
Ama geri dönemezdi, dönmemeliydi. Burada daha fazla işi kalmamıştı, ve burada kalmak için bir bahanesi de. Cilveli Keçi'nin meşhur bal likörü bile eski tadı vermiyordu sanki.
Hem, onun dönmek istediği şey anılarıydı, ve onları da yanında götürüyordu zaten.
Son bir tepeyi aştı ve zemini sabırsızca pençeleyen griffonunu buldu. Hayvanın yelesini sakinleştirici bir edayla okşadıktan sonra sırtına atladı ve eğilip, "Haydi gidelim." diye fısıldadı.
Güneş batarken, artık sadece kasabadan zar zor seçilebilen bir karaltıdan ibarettiler.
Joined: Oct 08, 2004
Posts: 1861
Location: aksaray-izmir
Posted:
Sun Dec 24, 2006 7:52 pm
ben anladığım kadarıyla bile hüzünlendim yeteri kadar. sadece sitede gidenlere değil, hayatımda tüm biten şeylere karşı bir hüzünlenme.
_________________ Bir tek seni bana çok gördü dünya
Ä°yiler bu savaÅ?ı kaybetmiÅ?
Peki ben nası büyük adam olucam
Kötü olmak seni geri getirir mi acaba...
Joined: Oct 08, 2004
Posts: 1861
Location: aksaray-izmir
Posted:
Sun Dec 24, 2006 8:09 pm
Aransayes elinden bugünlerde hiç bırakmadığı bal likörü kadehiyle hanın kapısında çıktı. Yavaşça gerinirken gözü tepede ki gri insan silületine takıldı. Gözlerini kısarak dikkatle inceledi. Sonra yavaşça iç geçirdi. "Demek sen de gidiyorsun dostum" diye fısıldadı.
Birkaç dakika sonra tepenin zirvesinden bir griffonun sırtında gri büyücüyle beraber havalandığını gördü.
Aransayes gözlerini hüzünle birkaç saniye kapattı ve büyücülere özgü birkaç veda kelimesi fısıldadı.
Batan güneşe doğru giden büyücünün arkasından kadehini kaldırdı.
"Seni ve seninle eğlendiğimiz muhteşem partileri özleyeceğim" dedi ve kadehini fondipledi. Diyarlarda muhteşem tadıyla ünlü olan ballikörü bu sefer ona gözyaşı kadar tuzlu ve acı gelmişti.
Dün kasabadan bir paladin ayrılırken bugün bir büyücü.
Aransayes kadehini sıkıca kavradı ve büyü sözünü fısıldadı. Bıraktığın da kadeh havaya doğru fırlayarak gözyüzüne doğru yükselmeye başladı ve yeterli yüksekliğe ulaştığına karar veren karanlık büyücü büyünün son kelimesini söyledi. Kadeh havada havaifişekler gibi patlamaya başladı.
Muhteşem büyücünün arkasında böyle bir uğurlama gerekliydi.
Zaman geldiğinde ünlü ozanında dediği gibi
"Daha vakit vardır
Bizim gideceğimiz güne... "
Hana doğru dönen Aransayes sessizce odasına çıktı ve kapıyı çarparak kapattı. Odanın tam ortasında durarak derin derin nefes almaya başladı. Burada onu tutan ne vardı ki. Hemen şu an gidebilirdi. Sonra yorgunlukla yatağına çöktü ve elleriyle kafasını tuttu. Bu aralar delirmenin eşiğindeydi. Çstüste aldığı manevi darbeler ruhunun ve aklının dengesini ve ritmini bozmuştu.
Burada onu tutan ne vardı ki...
Sonra odasının içinden kendisine ait olmayan bir ses konuştu. "Bunu sen zaten çok iyi biliyorsun, inkar etmen faydasız Aransayes."
_________________ Bir tek seni bana çok gördü dünya
Ä°yiler bu savaÅ?ı kaybetmiÅ?
Peki ben nası büyük adam olucam
Kötü olmak seni geri getirir mi acaba...
Burada çok iyi günler geçirdim.Çok güzel insanlar tanıdım ve iyi arkadaşlar gördüm.Bu site ve kazandırdıkları iyi bir şey ama bazen bazı şeyler bazı nedenlerden geride bırakılmalıdır.
Ve ben geride bırakmam gereken bir şeyi daha bırakmalıyım . Siteyi bırakıyorum arkadaşlar hepinize güle güle.
İyisiyle kötüsüyle bu kadar yol geldik.Ama bu yolun sonunun olacağına inanmadığım düşüncesi ile siteden ayrılıyorum.Ama ayrıldığım sadece burasıdır.Ne arkadaşlarım ne de dostlarım değildir.Konuşmak isteyenle her zaman konuşurum.Bu sitede uzun zamandır bulunmaktayım.Bazı şeyleri görüp bazı şeyleri itmek bana göre değil sanırım.
Bana göre olmaması gereken şeyler yaşandı.Ama oldu bitti artık yapılacak bir şey yok.
Kendinize iyi bakın arkadaşlar. Rhonin..
_________________ Beni mutlu et tatlı kız..<br> Bana sarıl bu gece.<br> Öp beni yaÄ?murun altında.<br> Sev beni sonsuza dek..<br>
Joined: Oct 08, 2004
Posts: 1861
Location: aksaray-izmir
Posted:
Sun Dec 24, 2006 8:54 pm
Bir paladin,büyücü ve şimdide genç savaşçı. Zaten bilinen bir gerçeği buradan okumak kötü oluyor.
Büyücü pencereden dışarı bakarken savaşçının kasabadan uzaklaştığını gördü. Aransayes gözlerini kapattı ve kendine hakim olmaya çalışırken han şiddetle sallanmaya çalıştı. Aransayes dizlerinin üstüne çökerek kollarını kendine doladı. Son birkaç ayda kimler gitmişti böyle. Her gidenin yeri boş kalacaktı. Han dahada şiddetli sallanmaya başladı. Karanlık büyücünün bedeninden alevler yükseldi ve odayı yakmaya başladı.
Akıl-beden-ruh dengesini yitirmeye başlamıştı artık. Son bir gayretle gözlerini açtı ve alevlerin içinde bir ismi dua gibi fısıldadı. Her söylediğinde alevler dinmeye, sallanma yavaşlamaya başlı. İsim... Çstünde dengesini korumasını sağlayan tek tılsım. Çksürerek ayağa kalktı ve duvarda kararmış ve kısmen erimiş aynadan kendi yansımasını gördü. İsmi bir kez daha fısıldadı.
_________________ Bir tek seni bana çok gördü dünya
Ä°yiler bu savaÅ?ı kaybetmiÅ?
Peki ben nası büyük adam olucam
Kötü olmak seni geri getirir mi acaba...
"Ben gitmiycem" dedi Aredhel... "Ne olursa olsun gitmiycem..."
gölgelerdeki yuvasına cekildi geri... Herkes hayatını sürdürürken, o gölgelerdeki evinden olup bitenleri izlemekle yetindi...
Büyücüler, soyluluktan bunalmıslar,,,
Savascılar savasmaktan,,,
Ve paladinler düsturdan bıkmışlar,,,
ama biz bıkkınlık içinde elimizi kana bulayarak buralara geldik,,, sokaklar bizm evimiz,,,
Ve biz,,, evimizi terketmeyiz,,,
_________________ <div>Duvarlar renkli olsada, karanlıkta ne görebilirsinki?... Bir köre rengi, nasıl anlatabilirsinki?</div><br>
Joined: Aug 13, 2006
Posts: 361
Location: dark city arcadia bazen istanbul..
Posted:
Mon Dec 25, 2006 12:53 am
emerus yolcuların gidişini seyrediyordu.. muhteşem diyarın cezbedici duvarlarının kenarına sinmiş ve dostlarının kaleyi terkedişini seyre dalmıştı..kalede yaşanan olaylar onu çok üzmüş ve dostlarının hatıralarıyla süslü diyarda duramazdı daha fazla...
hemen yanında onu vahşi gözleriyle dört ayak üstünde takip eden altaferen e döndü
gel dostum.. hatıralar ve sözcüklerden ötelere gidelim.. gidelim buralardan!!!
diye seslendi.. diyarda sessizlik hakimdi herkes gidenleri uğurluyordu... kalede yaşanan olaylardan sonra gururlarını ezdirmek istemeyen cesur savaşçılar terkediyordu diyarlarını..
emerus da bu diyara aitti.. en azından öyle olduğunu hissediyordu.. uzun uzun seyretti tekrar diyarı.kalenin o karanlık ve kasvetli havasından ürperdi bi an.. şimdi karanlık bulutların yükseldiği yerde bir zamanlar güneşli ve masmavi bir gökyüzü vardı.. Gözünden bir damla yaş aktı.Yere düştü ..toprağa karıştı.. Altaferen emerus u izlemeye koyuldu..
o nereye giderse gitsin Altaferen onu yalnız bırakmayacaktı.. Vahşi ve Güçlü yapılı bir kaplandı..Asla emerus a ihanet etmezdi.. emerus diyarı uzun uzun seyrettik sonra
hoşçakal diyar dedi.. bu topraklarda en güzel dostlukları kazanmıştı. ve birer birer kaybetti.. çoğunu göreceğini biliyordu çünkü onun gittiği yöne doğru gitmişti dostları
gururun ve adaletin peşinden gitmişlerdi.. Gücün ve şerefin peşinden.. emerus gözlerinden akan yaşları sildikten sonra diyarın kuzey kapısına doğru yürümeye devam etti
kuzeyden uçsuz bucaksız çöllere devam edecekti.. ordan da gri limanlara çıkıp gemiyle karşı diyara geçmeyi düşünüyordu..ama nereye gideceğini kendisi bile bilmiyordu..kuzey çıkışında tekrar geri döndü diyarın çıkış kapısıydı bu koca ve iri demir parçalarından oluşmuştu.. Emerus seslendi yüksek sesle bağırdı.. "HOşÇAKAL DİYARRR" Altaferen de ona eşlik edercesine hırlayarak cevap verdi o da diyarına hoşçakal demek istemişti..
Emerus -Druid of Elderlights
25.12.2006 "Diyardan Ayrılış"
_________________ emerus "druid of elderlights"
was here...
Gerçekten irdelemesi çok zor. Karar vermek bir o kadar daha zor.
Gitmek mi zor kalmak mı?
Tamamen sevgiye bağlı bir soru aslında. Ne kadar bağlı olduğuna. Tamam... Bazen insan sevdiğinden gitmek zorundadır. Zarar vermemek için en iyisi uzaklaşmaktır. Ama bu terk etmek değildir. Elveda sayılmaz bu zaten. "Görüşmek üzere" denir.
Ama bu o zamanlardan değil. Hırsı da sevgiyi de nefreti de kefelere koyup ölçme zamanı. Anlama zamanı:
Gitmek mi zor kalmak mı?
Analamkla da bitmiyor ya iş. Ne zor olanı yapmak zorundasın ne kolay olanı. şimdi kefelere kendini koyma zamanı. Kendinle yüzleşme zamanı... Seviyorsan eğer gerçekten burayı. Kalıp yüzleşme cessaretibi gösterecekmisin? Yoksa kapıdan ayrılınca hiç gelmemiş olabilecek gibi hissedebilecek kadar kolay mı senin için ayrılık.
Belki bir defa yapılmaz seçimler lakin. Gelenler ayrılır, ayrılanlar geri döner bu diyara. Ayrılmadan da anlaşılmaz bazen ayrılığın en olduğu. Kararlar bir defa verilmez. İnsan kendine sormaya devam eder, ayrıldıktan sonra dahi:
Gitmek mi zor kalmak mı?
-------------------------------------------------------------
Site frpworld olunca rp yazmak yakışır...
Alışkanlığı olduğu üzere balkondan sabah manzarasını izliyordu. Elleri altın işemeli, beyaz nispeten sade rahip kıyafetlerinin altında birleşmişti. Bir dinginlik vardı yüzünde. Belki bıkkınlıktan, belki alışkanlıktan belki de sadece olması gerektiğinden. şehir kapılarını seyrediyordu.
Pekçok kişiyi tanırdı şehirde. Pekçok kişiyle yüzyüze görüşmüştü. Aslından bunun ayrı bir anlamı vardı onun için. İnsanlarla konuşmak öğretmek ve öğrenmek demekti. Anlatmak ve anlamak... Dost kazanmak da kaçınılmazdı. Dostlarıyla gurur duyardı her zaman.
Zaten belki de bugün kapıyı öylece izlemeyi bile zor yapan şey buydu.
şehrin kapıları sonuna kadar açıktı. Her zaman olduğu gibi. Yeni gelenlere olduğu kadar gidenlere de açıktı. Ve tabii gidip geri gelenlere de...
Anlayamıyordu bu sefer tam olarak. Hep anlamayı denerdi. Karşısındakinin yerine koyarak düşünmeye çalışırdı. Anlamaya çalışırdı. Bu kez beceremediği için kendisini de suçlamıyor değildi.
Bu şehrin bir amacı olmuştu. Kalanlara yuva olmuştu burası. Dışarıdaki tehlikelere karşı bir barınak. Yalnız hissedenler için arkadaş, kaybolanlar için yol demekti. Değişik olaylar olmuştu hep içerde ama şehrin amacı daima aynı kalmıştı. O da şehri bu yüzden hep sevmişti. Sevecekti de...
şehirde kalanlar kaldıkları sürece buranın bir parçası olmuştu giderken bile herkesin biryerlerde bir izi vardı. Bunlar için bir teşekkür mırıldandı
Fakat o bıraktığının sadece bir iz olmasını istemiyordu. Hala buradaydı. Ne zamana kadar bilmiyordu ama uzun bir sre daha öyle görünüyordu. Fırtınadan sonraki sakin havaya ve ufak bulutlara baktı. Ve tekrar bulutların arasıdnan sızan güneş ışığının aydınlattığı şehir kapısına. Derin bir nefes çekti. İçeri girmeliydi. Bütün gün öylece izleyemezdi.
Yapılacak şeyler vardı. Hala içeride olanlar için...
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man.
gölgelerden kadasını cıkardı ve yolcuları izlemeye devam etti...
birtanede daha ve şimdi birtane daha...
herkes ayrılıyordu buradan, ama o hala yuvasındaydı, hem gidip neyapacaktıki?
kalanlarla birlikte yoluna devam edecekti, taki son kişiye kadar...
ve o gölgelerine geri döndü,
ve o, sessizliğe büründü...
o ki, diyarda doğmus ve diyarda ölmeye kararlı olanların yanlarında yürüdü...
_________________ <div>Duvarlar renkli olsada, karanlıkta ne görebilirsinki?... Bir köre rengi, nasıl anlatabilirsinki?</div><br>
Hayat hiç bir zaman adil değildi. İnsanları tanıdıkça da yaşama oaln saygım da gittikçe azalıyor. Kendimize göre adil olmayan noktaları buluyor ve üzülüyoruz. Çzülmeliyiz de insan kalabilmek için...
Horcoel güzel bir insandı, Rhonin de efendi ve sevimli bir genç arkadaşımızdı. Siteye bir daha girmemeleri büyük ihtimalle hayatlarında çok boşluk bırakmayacaktır. Çünkü yerine birşeyler koyabileceklerini tahmin ediyorum. Tahmin ediyormuyum? Hayır bunu biliyorum. Ancak belki zaman zaman farklı yerlerde, farklı kişiler olarak birbirimizi görebiliriz. Çyle olduğu durumlarda kendi adıma iyi anılarınıza saygı göstereceğimden emin olunuz. Diğer gidenler Setsuna ve emerus`u tanımıyorum ancak iyi dileklerim onlarla da.
Unutmayın hayat hiç bir zaman adil değildi...
_________________ Yukarıda yazdıklarımı bir daha okursan sen kazanırsın, okumazsan ben!<br>
Joined: Sep 21, 2003
Posts: 629
Location: L' I'niken d' Draeval (The Sands of Time)
Posted:
Tue Dec 26, 2006 9:18 pm
Yine olağan gezilerinden birine çıkan kara elf büyü kullanıcısı diyarlara yorgun argın adımını atmıştı... Birşeylerin eksikliğini hissediyor, yanlış birşeylerin olduğunu anlıyordu, ne nedenini ne anlamını nede sonuçlarını kestiremiyordu, yorgundu... Her yolculuktan döndüğünde olduğu gibi bazı kayıpları bazı kazançları olmuştu ama o güzeller güzeli kasabasına döndüğünde, onu ırkını sorgulamadan kabul eden dostlarına döndüğünde daha büyük kayıplarla karşılaşacağını hiç tahmin etmemişti...
Ne oluyor LANET OLSUN!!! diye yakarmak istiyordu içinde alevlerin canlandığını kanını kaynattığını hissediyordu. Bağırmak, yakarmak istiyordu ama önce olanları öğrenmesi gerekliydi belki bir çözüm bulunabilirdi. Güçlerinden önce zekasını kullanmayı çok önceleri öğrenmişti. Kesin birşey varsa diyarların sessiz kaldığı, canını yakan ağıtların okunduğuydu. Umarım geri dönüşü olmayan birşeyler olmamıştır diye fısıldadı... Ne hata yaparsan yap Thar ama geri dönüşü olmayan hatalardan uzak dur...
_________________ <div align="center">Nindyn vel'uss kyorl nind ratha thalra elghinn dal lil alust... <br>Those who watch their backs meet death from the front... </div><br><strong><em><div align="right"><strong><em>Tharivol Amakiir the Dark Elf Mystics Master</em>
yaparaklar dökülüyordu, insanlar onlara takılıp bu dünyadan gidiyordu am sadece hedef bu diyardı gönüller diil kesinlikle, bunu biliyordu her giden insalah kalanlarda farkında olacaktı birgün yollar tekrar kesişecek büyük ihtimalle bir gün kalanlarında ayağının altına saklanacak belki bir yaprak belki onlarda kayacak bir yıldız gibi kaydığını anlamadan.
Kendi lanetine yenik bir yürek
Çzülmezmi
Zamnsız Acılara
Yeni bulunana
Acıyla kaybedilene
Ama gönlünde yaşatmaya
Onları buzlarla sarmalayıp
Yokolmalarını önlemeye
Alışkın bu yürek
Ve şimdi kendi yolunun kesiştiği
Yolunun dönüm noktasında
Buzdan kaderi
Bir örümcekten usta ördü ağlarını kader
Gözler ağlamıyor ama
Sevinç ve hüzünle bakmakta diyara
İşte ayrılık çanı
Diyarın tam ortasında çalıyor
Ama görenlerin ve duyanların
Harekete geçmesini sağlıyor sadece
Sadece onlar bilecekler belki neden gitiklerini
Nereye gitiklerini...
...................................................................................................
Tekrar görüşmek dileğiyle diorum dost olanlara, arkadaşlığını paylaşanlara, belki dönülür belki dönülmez bu bilinmez ama..neyse uzatmim veda sözü dil bunlar ..başarılar , sağlık ve sıhatle mutlu günler diliyorum herkeze bu yaklaşan yılbaşı ve kurban Bayramında...
Tüm iyi dilekler dostlara
Kötülüklerse geldiği cehenneme
Hayaller ve umutlarsa şuan cebimde
Onları yanımda götürücem paylaşamam onlar benim
Herkez kendi umudunun mumunu yaksın penceresinin önüne ve beklesin
Yada kalksın benim gibi cebine koysun diyarın dışındaki hayata katılsın
BuzDağlarınınLeydisi kafasını kaldırdı artık diyara değil gökyüzüne bakıyordu yıldızlar parlaktı gideceği yerlerdede öyle olacaktı, biliyordu umudu ve hayalleri cebinde eski acıları kalbinde, gözlerinin önünde canlanan iyi ve kötü anılar artık geçmişinde . Artık yönü kapıya dönüktü yürüyordu yavaş ve dimdik gruru ve öfkesi çizecek belki yolunu belki bilinmeyen yardımlar..
_________________ Kalbinin esiri bir bilge
gözlerinin esiri bir kalp
iradenin esiri bir beden
arzularını hapsetmiÅ? iki göz,
ve sevgiden bir haber sözler prensi sana selam...
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.