abim annattıydı tanımadığı bir grup insanla oynamış aşşadaki oyunu
dm: şimdi bir ovada ilerliyorsunuz ilerde dagın yamacında bahçeli büyük bir ev var
oyuncu1:yanından geçip gidelim
dm:olmaz daglar çok dik
oyuncu2:diğer taraftan geçelim
dm:o taraftada jungle var geçit vermiyo
oyuncu1:iyi girelim bari
(kötü dm)
o da bişey mi bizim bi dm vardı "sercan kulakların cınlasın" adam dungeons and dragons u sadece dungeon da gecen bişey zannediyodu. bizi dungeondan dungeona dragondan dragona sallıyodu. biraz aşmıstım o zamanlar ucan bi halım var buyucuyum diğer arkadaslar yuruyor ben yukardan etrafı kolacan ediyorum. dungeon gibi bişey gorursem donup kacıcam. DM bize dondu "--abi bi delik acılıyo ayagınızın altında ve dungeon girişi oldugunu anladıgınız bi delige dusuyonuz."
playerlar=??????
ben= abi ben ucuyorum hatırlarsan
DM= ha sende arkadaslarının dusmesine goz yummayıp dalıyon dungeona tam arkandan delik kapanıyo.
Playerlar=yuhhhhh abi ben bırakıyom....
TAMAMEN GERÇEKTİR YALANIM VARSA Bİ DAHA MAGE OYNATMAK NASİP OLMASIN...
bi arkadaşla orta dünya (ank.da bi cafe bilen biliodr zati) diğer bi arkadaşı beklioduk canımız sıkılıdı hadi dedim bana frp oynat. adam hikaye konusunda gayet başarılı bişey buldu. ben yaşlı bi elf okçuyum ...
en sonunda bnm gıcık kararlarıma dayanamayan bu cins ark. ın oytunu bitiriş sözü...
- yolda yürürken bi adamın pelerinine bastın adam sana laf etti sen de ona laf ettin en son bi ıslık çaldı 100 tane assassin gelip üzerinde anatomik inceleme yaptı, öldün...
Oldun böle bir olayın neresi kötü allah rızası için adam oraya girmelerini istiyor belki senaryosunu oraya göre ayarlamıştır.
Kötü Dm'mi arıyorsunuz buyur.
Dm:Karşınızda 2 yol var bir oramana bir vadiye gider.
Player'lar:Hmm orman tehlikeli biz vadiden geçicez
Dm:Hmm demek öyle pekala yolda gitmeye başladınız birden "piyano" düştü ve hepiniz öldünüz.
_________________ hayatın daima görmediÄ?imiz bir yanı vardır. ve hep o yanı görmek isterken asıl kısmını kaçırırız...
Kötü oyun adayı:
Kahramanlarımızın kaldığı evin önünde bir adam öldürülür. Bunu farkettikleri halde adamın cesedini ortada bırakıp evlerine geri dönerler. Ardından sonraki sabah guardların gelip kapıyı kırarcasına çalmasının ardından guardlarla savaşırlar (neden yani?) ardından 2sini öldürüp birinin kaçmasını sağladıktan sonra şehirden uluorta ellerinde kanlı kılıçlarla kaçmaya çalışınca guardların öldürüşündende haberi olan şehir halkı ve ardından yetişen başka guardlar tarafından linç edilirler.
(Dmde kötüydü biras tabi..)
Ayni oyunu oynadim.Ben yandaki evde idim.3 kere satsam mi arklari dedim.sonra arkadan guardlara daldim.Biri kacti.biz pesinden.Halk bize engel oldu.Bi barbar(Kuraltanimaz iyi 8O 8O ) koyluleri bicip yol acti(rage).en son ben duvarlarin arkasina saklanmistim :lol: .
_________________ Diablo 1'in unutulmazları:
Hello my friend, Stay a while and listen(Cain The Elder)
I sense a soul searchs for his answers(Adria The Witch)
What ails you my friend(Peppin the healer)
Hi, What Can I do for you?(Rahmetli Griswold The Blacksmith)
Joined: Aug 03, 2004
Posts: 1245
Location: Ä°stanbul (Ä°zmir)
Posted:
Tue Feb 28, 2006 10:06 am
Siz bunlara kötü DM mi diyorsunuz?? En azından sizi girmenizi istediği yere hemen sokmuş, eziyet etmemiş. İşte kötü DM:
Chapter I: Kayıp Pantolon
Bir nehirden karşıya geçmemiz gerekiyor, sebebi zaten ayrı bir hikaye. Arkadaş derinliği iple ölçmeye çalışırken suya düştü (paladin), ben onu kurtardım (büyücü) ama bizim ders almamızı isteyen DM arkadaşın pantolonunun suya düştüğünü söyledi.. (Sadece bununla kalsa iyi, zavallı adam pantolonsuz kaldığı için -2 str, -2 con gibi bir penaltı aldı)
Chapter II: Geçilmez Dağ
Biz bu olaydan sonra nehirden geçmekten vazgeçip köprü falan aramaya başladık. DM bize nehrin bir mağaraya girdiğini söyledi. Bizim de sütten ağzımız yandığı için girmeyelim dedik. Mağaranın üzerinden tırmanalım dedik. Günlerce tırmandık ve orasının yere inmediğini, sonsuza kadar uzandığını söyledi. (nasıl oluyor?) (ben de anlamadım) Bu yolculukta da yemeğimiz bittiği için gördüğümüz çam ağaçlarının kozalaklarını yedik. Her kozalak için fort attık, tutturamayan hasta oldu. Mağaraya girdik çaresizce. Nehrin kenarından giden bir yolu takip ettik sonunda nehir sığlaştı, karşıya geçtik ve geri döndük. Böylece nehri geçmiş olduk. Geçmiş olsun..
Benim de çok efsane bi railroad(*1) olayım olmuştu. Yine ben bunlar kadar mantıksız yapmadım ama, sonuçta railroad railroaddır.
Oyuna yeni başladık, ben de hazırlanmışım ama tek macera hazırlamışım öküz gibi. başka hazırlığım olmadığından da oyuncular farklı bir şey yapmaya kalktığında (o zamanlar deneyimsizdim de ) beceremiyordum. Onlar da iki dakka hoşgörü göstereyim demediler. Neyse;
İki muhafız olarak başladılar. Bulundukları kasabanın yanında bir kale inşaatı filan vardı. Yardım isteyen çığlıklar duyduklarında koşup yaşlı kadını ninjatorik acayip assasinimsi adamlardan kurtardılar. Adamlar (o zaman takla yeteneğini yeni öğrenmiş olan benim gazımdan dolayı) taklalar atıp bıçaklar fırlatıyor, duvardan muvardan hopluyolar, zıplıyolar filan... Zor zahmet kadını kurtardıktan sonra kadın bu adamların kalenin yapımına büyük bağış yaptığı için kendisini öldürmeye geldiklerini, kalenin yapımını sabote etmek isteyen bu adamları durdururlarsa ödül vereceğini söyledi (kendisi güya zengin bir duldu. Niye kaleyle ilgileniyosa manyak...)
Oyuncular olur olur diye kadını geçiştirdikten sonra ninjatorik adamlardan tırsıp kaleye gitmediler. Gidip kasabanın çarşısında geziyorlar, annelerinin yanına gidip yemek yiyorlar filan ama kaleye gitmemeye kesin kararlılar. Çnce asıldıkları hatunlar "gelin kalede içelim bişiler, manzarası güzelmiş" diyerek kandırmaya çalıştı, olmadı. Halktan konuştukları bir kaç önermede bulundu, yine yemediler. En son uyumaya barakalara gittiklerinde gece öldürülmelerine ramak kaldı uykuda, kurtuldular ama bu sefer sekiz katı korktular. Derken askerlerden biri, "benim gece nöbetim kaledeydi, siz de izindeymişsiniz, annem hastaymış yerime bakar mısınız?" diyerek, iki kişiye tek kişilik nöbeti (niyeyse?) verdi. Asker olduklarından mecbur kabul ettiler, gittiklerinde yine ninjatorik adamların karanlıktan attıkları acayip asitler, ateşler vs. ile zor durumda kaldıktan sonra oyunu bıraktılar
Hâlâ "ninjatorik adamlar" geyiği döner biraraya geldiğimizde. Bu oyundan sonra yine oyunculara oranla daha karizmatik ve atraksiyonlu adamlar üç beş ortaya çıktıktan sonra şikayetlere dayanamayıp ortadan kaldırdım, oyunlar daha eğlenceli oldu
Joined: Nov 29, 2006
Posts: 864
Location: Istanbul
Posted:
Mon Jan 15, 2007 11:18 am
Hmm evet linear senaryolar hakikaten ızdıraptır... Benim de şöyle bir anım olmuştu...
FRP'yi ilk öğrendiğim yıldı, yaz tatilinde yazlıktaydım ve sonsuz zamanım vardı...
DM'imiz yemeden içmeden bir hafta boyunca mükemmel bir oyun hazırladığını söyleyerek bizi gaza getiriyordu.
En sonunda oyuna başladığımızda adamın "Diablo" gibi bir oyun hazırladığının farkına vardık... Dungeon'da 10 kat aşağıya indiğimizde bile daha hala goblinler çıkıp duruyordu... (Diablo çıkmamıştı o zamanlar ama...)
Neyse sonunda dayanamayıp sorduk adama... Abi zindanın yeri nasıl bir şey?
DM: Zindan toprağın altına kazılmış.. yer toprak.
Oyuncu: Kazıyoruz abi... (Adam paranoyak olduğu için town dan kazma kürek de satın almıştı... )
DM: (Bozularak) Bir alt kata indiniz abi.
Oyuncu: Kazıyorum.
DM:(Biraz sinirli...) Bir alt kata indiniz.
... aradan 20 dakika geçer, artık saymadığımız kadar çok kat hızlı hızlı geçilmiştir. Diyalog DM ile oyuncu arasında inatlaşmaya dayanır ve şöyle bir hal alır...
O: Kazıyorum. DM: Bir alt kata iniyorsun. O: Kazıyorum. DM: Bir alt kata iniyorsun. O: Kazıyorum. DM: Bir alt kata iniyorsun.
O: Bir alt kat çıkmayıncaya kadar kazıyorum.
DM: Karşına şöyle bir yaratık çıktı. (Çzelliklerini kapatarak Tarasq'ın 2E MM deki resmini gösterir. O zamanlar hepimiz o yaratığı ilk kez görüyoruzdur. DM o kitaba bakmamızı yasaklamıştır çünkü.)
Oyuncu saldırır, DM zar atar... Oyuncu DM'in sürekli zar atmasından sıkılır ve abi benim 22hp'im var zaten artık zar atmasan da olur diyerekten oyunu bırakır.
Daha sonradan bizler yaratığın özelliklerini okuyup nasıl olup da oraya sığabildiğini düşünüp dururuz.
Kısacası benim bir desturum var. O da olabildiğince DM Friendly oynamaktır. Her DM'in yeteneği ve kurgu kabiliyeti farklı. Bu yukarıda bahsettiğim olayda DM çok üzülmüştü çünkü günlerce Dungeon tasarlamıştı ve gerçekten de bir sürü kat yapmıştı ama biz 10. katta doğal olarak oyundan sıkılmıştık.
Eğer DM hevesliyse ve gerçekten ortaya bir emek koyduysa bazen biraz DM'e de destek çıkmakta fayda var. Sonuç olarak biraz uysal olarak çok başarısız bir kurguya sahip bir oyunu bile zevkli hale getirebilirsiniz. Yok eğer hiç çekemiyorsanız o zaman da oyundan çıkarsınız olur biter....
Bazı oyuncular oyunun amacını unutup DM'in iyi kapatmadığı delikleri bulup codebreaker'lık yapmaya çalışırlar, oyunun plotundaki olaylara hiç bulaşmadan illa özgür olacak diye apalakasız şeyler yapar ve bir anlamda DM'i yoklar...
Ama yukarıda anlatılanlar gerçekten çok bariz acemice oyun yönetimler olmuş.
DM aşağılanırcasına oyunu eline verildiğinde açıkcası hep yüreğim parçalanıyor...
_________________ <div><strong>ÇıÄ?lıkta henüz umut vardır, çıÄ?lık atmak güç ister. Tehlike, fısıltıdadır. Çünkü fısıltı bir tükeniÃ…?in ifadesidir.</strong></div>
Joined: Mar 10, 2005
Posts: 2585
Location: YalnızlıÄ?ın hüküm sürdüÄ?ü yerden
Posted:
Mon Jan 15, 2007 12:03 pm
Bir keresinde düello yaptıracaktım iki arkadaşa(bu sitedenler). İkisi de gayet yüksek level o yüzden bende saçma bir arena olmasın dedim, hikayeli mikayeli değişik egzotik olsun dedim. Biraz da gıcığımdır Yugolothlar esir alsın diye düşündüm. ÇYle kocaman 30 katlı bir arenaya geldiler etrafta türlü türlü yugoloth var. Bizimkiler bir iki turn birbirlerine atak yaptılar sonra bi tanesi coştu arenanın en üstüne uçtu büyüyle. (gıcığım demiştim dimi) bi güzel indirdiler bunu aşağı, noluyo demeye varmadan bu seferde seyircilere daldı bu, birsürü ok yedi tabi doğal olarak. Ben de diğer elemanın tarafını tutmaya başladım. Baktı bu baya hasar yedi ben oynamıyom erteleyelim dedi, ben de eywallah istediğin gibi olsun dedim gıcık üzerine gıcık bir oyundan kurtuldum.
Halbuki arenayı egzotik yapmıştım, zaman ayarlı tuzaklar falan vardı, environment effects falan vardı, hiçbişi yapmaya fırsat bırakmadılar. Ben de böyle yaptım. Siz yapmayın...
_________________ And i still wonder if you ever wonder the same!...
o da bişey mi bizim bi dm vardı "sercan kulakların cınlasın" adam dungeons and dragons u sadece dungeon da gecen bişey zannediyodu. bizi dungeondan dungeona dragondan dragona sallıyodu. biraz aşmıstım o zamanlar ucan bi halım var buyucuyum diğer arkadaslar yuruyor ben yukardan etrafı kolacan ediyorum. dungeon gibi bişey gorursem donup kacıcam. DM bize dondu "--abi bi delik acılıyo ayagınızın altında ve dungeon girişi oldugunu anladıgınız bi delige dusuyonuz."
playerlar=??????
ben= abi ben ucuyorum hatırlarsan
DM= ha sende arkadaslarının dusmesine goz yummayıp dalıyon dungeona tam arkandan delik kapanıyo.
Playerlar=yuhhhhh abi ben bırakıyom....
TAMAMEN GERÇEKTİR YALANIM VARSA Bİ DAHA MAGE OYNATMAK NASİP OLMASIN...
yalan diyenmi var böyle zırtapoz DM'lere çok rastladık biz, normaldir yani
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.