Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: SondraBrun
    Bugün: 12
    Dün: 23
    Toplam: 90341

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1500
    Üye: 0
    Toplam: 1500

    FrpWorld.Com :: View topic - Gizli
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Gizli View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    LeSorcier
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Apr 02, 2007
    Posts: 21
    Location: Istanbul

    PostPosted: Wed Jul 04, 2007 2:58 pm Reply with quoteBack to top

    M.Ç 600 civarlarında yazıldığı tahmin edilen ve bir lordun hikayesini anlatan bir hiyerogliften bahsedilir. Bu aynı zamanda tarihteki ilk kriptografik belgedir. şifrelenmiş, mühürlenmiş ve saklanmıştır. Açıkça anlaşılıyor ki, bahsi geçen sıradan, kibir denizlerinde boğulmuş, kansever, silik bir kişiliğe ve unvana sahip bir lord değil. Hayatında şifrelemeye değer neler olmuş bu efendinin?
    Eski zamanlardan bahsediyoruz ve bu bize basitliği çağrıştırmalı. Sistem oldukça kolay;
    kullanılan yöntem İbrani Peygamber Yeremya'nın bulduğu ATBASH şifreleme sistemi. Alfabenin ilk harfi sondan birinci harfle, ikinci harf sondan ikinci harfle, üçüncü soldan üçüncüyle olacak şekilde yer değiştirir. Belge'den bir parça göstereyim;
    "Bzljöa utrogtm trtğ, bzljöalömezj miğmkzlöböa."
    (Yalnız değilsek eğer, yalnızlıktan korkmalıyız.)
    Evet,zihnim çürüyor,sanırım şu an son nokta kuantum kriptografisi. Bilemiyorum..Yakında öleceğime göre pek önemi yok velhasıl. Yalnız önemli bir nokta var;

    _________________
    <strong>“I reject your reality and substitute it for my own.”</strong> <br>Adam Savage
    Back to top View user's profileSend private message
    dwaxer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 21, 2007
    Posts: 6687

    PostPosted: Tue Jul 24, 2007 9:52 am Reply with quoteBack to top

    .
    "Devam edin profesör," dedi Axel Brown. Ganç arkeolog, profesorün ölümcül hastalığından haberdardı ve yaşlı adamı fazla yormak da istemiyordu. Fakat anlatılanlar oldukça ilgisini çekmişti.

    Profesör Teodor Hansen, iki senedir Axel'in danışmanlığını yapmaktaydı ve hevesli öğrencisi ile aralarında kuvvetli bir bağ oluşmuştu. Axel yakışıklı, boylu poslu bir gençti. Profesör, onun popülerlik peşinde koşmak yerine, tarihin gizemlerini araştırmaya zaman ayırmasını takdir etmiş, sanki bu çocukta kendi gençliğini görmüştü.

    .
    Back to top View user's profileSend private message
    Efla
    Site Admin
    Site Admin





    Joined: Apr 10, 2004
    Posts: 3916
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Aug 15, 2007 11:24 pm Reply with quoteBack to top

    Profesör gelmekte olan bir öksürük nöbetini zar zor bastırabilmişti. Birkaç öksürükle atlattığı için şanslı sayılırdı. Masasının üstündeki sıcak bitki çayından bir yudum aldı ve boğazını temizledi.

    "Bir metni neden şifreleme gereği duyarsın Axel?"
    Cevabın gelmesini pek fazla beklemeden konuşmaya devam etti.

    "Belki can sıkıntısından, düşük bir ihtimal de olsa... Ama o zaman bunu pek saklamazdın. Çöp ktusuna atılan yüzlerce sayfanın arasına katılırdı."

    "Herkesin bilmesini istemediğim için şifrelerdim muhtemelen." Yanıt genç adamdan biraz geç gelmişti.

    "Bu doğru... Fakat cevaplar hep yeni soruları getiriyor bizim de işimiz bu. Cevapları bulup yeni sorulara ulaşmak.

    Dışardan bakınca pek de önemli gibi durmuyor. Yani bunu kimden gizlemek isteyebilirsin ki? Bu durumda ya şifreyi çözme konusunda ciddi bir hata yaptık..."

    Profosör çayından bir yudum daha almak üzereyken bu sefer genç adam tamamladı."

    "Ya da şifreyi henüz çözemedik."

    "Tahmin ettiğimden daha hızlı kavrıyorsun. Evet ya da şifreyi henüz çözemedik. Belki de bu aşamadan sonra kriptografiyle bir çözüm aramanın da anlamı yok. Bu kez sayın Lordun zihninin şifresini çözmek gerekecek."

    _________________
    Chaos is the law of nature,
    Order is the dream of man.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Artemis Entreri
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jun 14, 2005
    Posts: 1521
    Location: Ýstanbul

    PostPosted: Fri Apr 30, 2010 7:47 pm Reply with quoteBack to top

    Profesör bir ay önce ölmüştü. Geride çözülmesi gereken gizemli bir belge bırakmıştı. Ve yakaladıkları en iyi ipucu Axel'in kafasını daha çok karıştırmaktan öteye geçememişti.

    Geçen son bir ayda, Axel işini terk etmiş, tüm zamanını bu belgeyi çözmeye adamıştı. Axel en baştan başlayarak belge üzerinde kafa yormaya başladı.

    "Zamansız bir zamanda, esiri oldum zamanın. Pek fazla kalmadı zamanım."

    diyerek başlıyordu gizemli lord yazısına.

    _________________
    Been there. Seen that. Got the scars.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's websiteMSN Messenger
    dwaxer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 21, 2007
    Posts: 6687

    PostPosted: Fri Apr 30, 2010 9:09 pm Reply with quoteBack to top

    .
    Axel bir tıkırtı duyarak belgeyi okumayı bıraktı. Zaten ezbere biliyordu gerçi. Sanki her okuduğunda kelimeler biçim değiştirip de başka bir yazı mı ortaya çıkacaktı? Kağıdı mum ışığına tutup limon suyuyla yazılmış eklentilerin görüneceğini bile umut etmişti bir seferinde.

    Bu tıkırtı da neyin nesiydi? Kapı kilitliydi. Son zamanlarda bir tedirginlik hissi ele geçirmişti Axel'i, sanki takip ediliyormuş gibi hissettiği bile oluyordu.

    Derken kapı çalındı. Her kim ise zili kullanmıyor, eliyle kapıya hafif hafif vuruyordu. İyi de sokak kapısını nasıl aşmıştı bu davetsiz misafir. Tedirgin bir şekilde kapıya yaklaştı ve gözetleme deliğinden baktı. Gördüğüne inanamıyordu Axel. Derhal kapıyı açtı. Karşısında siyah saçlı, ince yapılı, hipi giysili bir kız kocaman siyah gözlerini açmış, tedirgin bir tebessümle genç adamı süzüyordu.

    "Laila ne işin var burada?" dedi Axel kararsız ve şaşkın bir tavırla. Eski sevgilisini bir daha görebileceğini hiç zannetmiyordu çünkü.

    .
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Fri Apr 30, 2010 9:32 pm Reply with quoteBack to top

    Sadece unuttugum bir esyami alacaktim dedi Laila ve Axel i beklemeden aniden iceri girdi. Sonra masanin uzerinde duran ufak balikci heykelcigini gordu. Axel de hatirlamisti, heykelcigi Laila getirmisti, birlikte yasadiklari zamanlarda..

    Laila muhtemelen cok fazla kalmak istemiyordu. Bir ay once aralarinda gecen o siddetli tartismayi hatirladiginda Axel de istemiyordu aslinda... O nedenle kizin hizla girip heykelcige uzanmasini sadece seyretti.

    Ancak Laile belki de acelesinden dolayi heykelcigin yanindaki su bardagini gormemisti. Heykelcige uzanirken eli bardaga carpti ve su yazinin uzerine dokuldu.

    Bir an ikisi de hareket etmeden durdular. Sonra ikisini de sasirtan baska bir sey oldu. Yazilarin hemen yaninda bir sekil belirdi. Bir balikcinin resmi... Ve dikkatli baktikca Axel resmin heykelle neredeyse ayni ayrintilara sahip oldugunu gorebiliyordu.

    Birden Axel Lailanin soylediklerini hatirladi, balikci heykeli 5 yasinda kaybettigi annesinden kalmisti. Hakkinda cok fazla sey bilmiyordu, sadece ne zaman basladigini bilmedigi bir gelenegin sonucunda heykelin nesilden nesile, her seferinde en buyuk cocuga aktarildigini biliyordu.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Sat May 01, 2010 10:07 pm Reply with quoteBack to top

    Kız yerinden fırladı. "Ç-özür dilerim, Axel. Bardağı göremedim."
    Axel kızı duymadı bile. "Balıkçı..." dedi düşünceli bir tavırla kağıda yaklaşırken. "Bunun ne gibi bir anlamı olabilir ki?"
    "Sanırım gitsem iyi olur. Görüşürüz." kız arkasını dönüp gidiyordu ki:
    "Dur." dedi Axel. "Bu heykelcik hakkında bilgisi olabilecek birisini tanıyor musun? Belki bir akraba, herhangi birisi?"
    Laila biraz düşündü. "Dayım bir şeyler biliyor olabilir. Ama Paris'te yaşıyor..."
    "Evinin nerede olduğunu biliyor musun? Beni götürebilir misin?"

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Sat May 01, 2010 10:30 pm Reply with quoteBack to top

    Laila gulumsedi, Axel hala beni ikna etmeye calisiyor dedi icinden...

    Ayrilmaya calistiklarinda da turlu yollarla onu kararindan dondurmeye calismisti, ama Laila nin karari kesindi. Hayatini eski parsomenlere veren biri ile iliskisini surdurmeyecekti.

    Axel e biraz da iliskisinin gecmiste kaldigini anlatmak icin, Adnan seninle Paris e gitmemi cok hos karsilamaz dedi. Adnan'i Axel duymustu, Laila nin yeni erkek arkadasi idi, galiba Turktu, dogrusu cok da onemsemiyordu Axel.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    dwaxer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 21, 2007
    Posts: 6687

    PostPosted: Sat May 01, 2010 11:31 pm Reply with quoteBack to top

    .
    Genç adam sert bir hareketle kızı bileğinden yakaladı. "Benimle oyun oynama Laila! Bunca aydan sonra buraya gelmen, hem de tam ben şifre üzerinde çalışırken..."

    "şifre mi ne şifresi!" diye kolunu kurtarmaya çalıştı kız.

    "Bana numara yapma Laila! Bu heykilciğin aynı silüeti kağıdın üzerinde belirdi görmedin mi? Senin de bu olayla bir ilgin var değil mi; konuşş!" Kızı sarsmaya başlamıştı.

    "Bırak kolumu, acıtıyorsun bırak!" diye ağlamaya başladı Laila.

    Axel kızı koltuğa doğru fırlattı ve heykelcik ile belgeyi alarak ödenin köşesine doğru yürüdü. Işık altında daha iyi inceliyordu şimdi heykelciği ve belgeyi. Tuhaf bir şekilde Laila'nın varlığını unutmuş gibiydi.

    .
    Back to top View user's profileSend private message
    Efla
    Site Admin
    Site Admin





    Joined: Apr 10, 2004
    Posts: 3916
    Location: Ankara

    PostPosted: Sun May 02, 2010 12:19 am Reply with quoteBack to top

    Laila önce biraz korkmuştu. Axel o kağıtları şifrelerini hep çok sevmişti. O konuda da hep çok hassastı. Zaten bu yüzden yürütememişlerdi daha önceden. Laila ise her şeyden çok özgürlüğüne düşkün biriydi. En büyük ızdıraplardan biri hep ertesi gün ne yapacağını bilerek yaşamak olurdu herhalde hayatta onun için. Axel ise ondan farklıydı. Her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılmazdı. Hayatını işine adamıştı. Aslında ona hiç de aynı gelmiyordu her ayrıntı onu ayrı bir dünyaya taşıyordu en heyecan verici noktası da buydu.

    laila Axel'in hassasiyetini biliyordu ama daha önce ona hiç böyle davranmamıştı. Her zaman bir şekilde nezaketini korumuştu. Bu davranışında bir gariplik vardı kesinlikle. Belki de ayrı kaldıkları zaman onu değiştirmişti. Belki de içten içe bir nefret beslemişti ona karşı. Oysa ki kapıdan ilk girdiği zaman sanki eski Axel'in aynısıymış gibi görünmüştü gözüne.

    Axel bir ışığın altına çekilmiş heykeli ve yazıyı inceliyordu deli gibi. Bu kadarı onun için bile fazlaydı. Olanlara bir anlam verememişti. Bir an için küçüklüğüne gitti. Dayısının heykelle ilgili bir lanetten bahsettiğini hatırlıyordu sanki. Ama annesi hemen dayısını susturmuştu. O zaman çok meraketmişti annesine sorduğunda dayısının onu korkutmak için şaka yaptığını söylemişti. Bir daha hiç gündeme gelmemişti mesele.

    Bir an için saçmaladığını düşündü. Büyülü nesnelere falan mı inanacaktı? Ama bu ani değişimi de başka türlü açıklayamıyordu. içinde yine o merak duygusu filizlenmişti üstelik macera da körüklüyordu onu. Paris'e gitmek istiyordu. Ama Adnan'a ne diyecekti?

    _________________
    Chaos is the law of nature,
    Order is the dream of man.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Mon May 03, 2010 1:51 am Reply with quoteBack to top

    Axel iyice işine dalmıştı bu da Laila'ya Adnan'ı nasıl ikna edeceğini düşünmek için süre verdi. Belki de en iyisi doğrudan her şeyi anlatmaktı. Axel'in yanına doğru yürüdü. Axel geldiğini fark etmemişti. Olabildiğince sakin bir ses tonu ile, " Axel ben düşündüm ki" dedi eski erkek arkadaşına... Axel hafif kızgınlıkla döndü Laila'ya...

    Düşündüm de dedi Laila Paris'e gidebiliriz tamam. Ama önce bir Adnan'ı arayayım haber vereyim. Ondan sonra hemen bu akşam yola çıkarız.

    Axel bir an Laila'nın kendisinden kurtulmak için yalan söyleyip söylemediğini merak etti, ama hayır Laila bunu yapmazdı. Gerekirse bir erkekle yumruk yumruğa mücadele edecek bir kızdı Laila. Asla dolambaçlı yollara başvurmazdı.

    Tamam Laila dedi Axel. Senin şu Adnan'ı ara bakalım. Böylece Laila Adnan'ın telefon numarasını çevirdi. Olan olayları anlattı. Adnan şaşılacak derecede sakin bir ses tonu ile bir sorun olmadığını söyledi Laila'ya. Bu tuhaftı. Çünkü Laila çoğu zaman Adnanın böyle durumlarda kendisini kıskandığını hissederdi. Bir de ses tonu ne kadar sakin de olsa, sanki belli belirsiz bir gerginlik hissetmişti Laila Adnan'ın konuşmasında... Belki de böyle kendi zihninin oynadığı bir oyundu bu.

    Ben kendime bir kahve yapıyorum sen de ister misin dedi Axel e... Başını hayır anlamına gelecek şekilde salladı Axel. Laila bu nedenle terk etmişti işte onu... O heykellere eski parşomenlere aşıktı, Laila ya değil. Mutfağa geçti. Suyu ısıtmaya başladı. Sonra Amerikan Kahvesi kutusunu çıkardı. Türk kahvesine fena alışmıştı. Ama artık şimdilik Amerikan kahvesi ile idare edecekti çaresiz.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    dwaxer
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 21, 2007
    Posts: 6687

    PostPosted: Tue May 04, 2010 2:13 pm Reply with quoteBack to top

    .


    Laila o gece evine döndü. İnternetten ParisÂ?e uçak biletlerini ayırtmışlardı. Ertesi gün Axel, yolu üzerindeki LailaÂ?yı uğrayıp almak için taksiyle gelmişti. İkisi de sadece askılı birer çanta almışlardı yanlarına. Axel fazla konuşmuyor, Laila da onunla bu yolculuğu çıktığına yavaş yavaş pişman oluyormuş gibi bir tavır sergiliyordu. Bu sırada ana caddede trafik tıkanır gibi oldu ve arkadan bir araba gelip hafifçe taksilerine çarptı. Taksici hışımla çıkıp arkadaki arabanın sürücüsüyle ağız dalaşına girdi. Trafik durmuş, olayı anlamayan daha gerideki arabalar korna çalıyorlardı.

    Â?Hay Allah aksiliğe bak!Â? dedi Laila.

    Axel de sıkıntılıydı. Â?uçağı kaçırmasak bari!Â? diyerek arabadan çıktı ve taksicinin yanına giderek olayları yatıştırmak istedi. Aradan bir kaç saniye geçmişti ki LailaÂ?nın çığlığını duyarak geri döndü. Siyah giysili, motor üzerindeki iki adamdan arkada oturan, arabadan AxelÂ?in çantasını çekmek istiyor, Laila da bir ucundan asılmış, adamların çantayı gasp etmelerine engel olmaya çalışıyordu. Axel daha harekete geçemeden motorlular gaza basıp LailaÂ?yı da arabanın dışına düşürerek kaçtılar. Neyse ki kızcağız çantayı bırakmayı akıl etmişti yoksa feci şekilde yaralanabilirdi.

    Â?İyi misin Laila!Â? diyerek kızı kaldırdı Axel. Kızcağız hırsından mı acıdan mı bilinmez ağlıyordu. Â?Pislik herifler senin çantanı çaldılar Axel! Engel olamadım.Â?

    Axel kıza sarılıp teselli ederken, nedense çarpık bir şekilde gülümsedi. Â?önemli değil canım merak etme, sadece giysi. Asıl istedikleri hâlâ bende,Â? dedi. Laila ıslak gözlerini kaldırıp AxelÂ?e baktığında, genç adam elini kahverengi deri ceketinin astarındaki büyük iç cebine uzatarak parşömene sarılı heykelciği hafifçe okşadı.

    .
    Back to top View user's profileSend private message
    Firble
    Forum Yöneticisi





    Joined: Mar 12, 2004
    Posts: 6496

    PostPosted: Thu May 06, 2010 5:39 pm Reply with quoteBack to top

    Laila Axel e baktiginda gozlerinin tuhaf bir sekilde parladigini gordu. Sonra Axel sertce kolunu tuttu ve sikmaya basladi.

    "Afedersiniz" Bir anda tanidik sesi duyan Laila arkasini dondu. Axel in eli hala Laila nin kolundan tutuyordu.

    Kiz arkadasimin kolunu birakir misiniz dedi adam Turk aksani ile Ingilizce konusarak. Sonra saskin saskin bakan Axel in suratina yumruk atti.

    Yeri dusup bir eliyle burnunu tutan bir eliyle heykeli kavrayan Axel e bakti... Sonra parsomenin heykelin uzerinden kaymis oldugunu gordu. Hizli bir hareketle parsomeni aldi. Laila ya benimle gel dedi. Laila saskinlikla belki de hic dusunmeden erkek arkadasi Adnani takip etti.

    Bir dakika kadar sonra arabadalardi. Nereye gidiyoruz dedi Laila.

    Havaalanina dedi Adnan. Hizla Ingiltereden ayrilmamiz lazim... ]

    Yeniden dusunme yetenegini kazanmaya calisarak Sen dedi Laila Sen kimsin?

    Adim Adnan. Ama Dunyanin tum ulkelerine yayilmis, tum dilleri konusunda uzman bir organizasyonun uyesiyim. Biz kendimize Zamansiz Zamanin cocuklari deriz. (RP Disi Not: Artemisin yazdigi bolume bakin )

    Peki sen benimle neden... diye kirik dokuk bir soru sormaya calisti Laila ama Adnan onun sormasini tamamlamadan cevabi verdi.

    Heykelin sende oldugunu biliyordum. Seni uzun zamandir takip ediyoruz. Bir takim onemli seyleri elinde tutanlari izleriz. Son birkac aydir arkadasin Axel konusunda suphelenmistik. O nedenle seninle arkadas olmaya karar verdim. Ve suphelerimiz sanirim dogruymus...

    Nedir supheleriniz? Ne olmus Axel e? diye sordu Laila

    Simdilik aciklamaya vaktim yok dedi Adnan araba Londra havalanina girerken. Eger yanilmiyorsam Axel bizi takip edecektir. Havaalaninda bizim orgutumuze ait bir ozel ucak var. Bircok havaalaninda birer ucak tutariz acil durumlar icin...

    Simdi bu ucaga hizla ulasmamiz lazim Axel bizi bulmadan..

    Nereye gidecegiz peki diye sordu Laila

    Sonra dedi Adnan, simdi konusmaya hic vaktimiz yok. Cok hizli hareket etmeliyiz.

    _________________
    HARBE GÄ°DEN
    Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
    Orhan Veliden
    Back to top View user's profileSend private message
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.56 Saniye