Tozlu kitaplarla kaplı, darmadağınık bir odanın ortasındaki yegâne mobilya olan ahşap masada, iki büklüm olmuş bir suret oturuyordu. Gecenin karanlığına göğüs geren tek savaşçı, bitmeye yüz tutmuş olan mumdu. Cılız ışığı titreştikçe, odada dolaşan garip gölgeler, acıyla çarpılmış sıska vücutları andırıyordu. Onun dışında tek hareket, parşömen yığınına bir yenisini eklemek için, aceleyle mürekkep hokkasıyla kâğıt arasında gidip gelen narin eldi.
“Bir kez daha yaklaşıyor,” diye fısıldadı kadın kendi kendine. Sesindeki korku, titreyen ellerindekinden bile belirgindi. Hep otuzlu yaşlarının sonuna geldiğinde, o korkunç ziyaretçisi, kara kanatlara binerek ruhunu almaya gelmez miydi? şimdi de geliyordu işte… Tam da sırra vakıf olmaya bu kadar yaklaşmışken!
“Bu kaçıncı,” diye düştü kalemi parşömene. Kaçıncıya ölmek zorundaydı? Ve kaç kere daha dirilmek?
O gelmeden bildiklerini –ki O bu yüzden geliyordu- aktarmanın bir yolunu bulabilseydi… Ama hayır! Asla geç kalmazdı. Daima bilinmeyeni irdeleyen, kurgulayan ve bunları yazıya aktaran kadın, sayısız yaşamları boyunca Onu hep rahatsız etmişti. Sırrı keşfettiğinde ise kısır döngü tamamlanırdı. İşte zamanı gelmişti. Bildiğini başka kuşaklara aktaramadan, O yine geliyordu.
Ama kadın bundan önce defalarca olduğu gibi, kaçmadı… Kalemini bırakmadı… Hızla, ‘belki bu defa başarırım’ umuduyla mürekkebe uzandı. Altın bukleleri yüzüne dökülürken dikkatini son yazısına vermişti…
Kanat sesini duyuyordu, gittikçe yaklaşan,
Çlümün karanlığını kabullenmişti, tıpkı mum gibi sönmeye başlayan,
Son bir umut uzatmıştı kalemini, asla parşömenle buluşamayan…
Eğreti kanatları savruldu pencerenin,
Çlüm doldu odaya ve rüzgarı savurdu her şeyi,
Mum devrildi, sessizlik eşlik etti karanlığa…
EldariL hızla başını kaldırdı biraz sersemlemiş,
Çnünde, bir vampir klanı için hazırladığı rütbeler ve açıklamaları duruyordu, yarım kalmış…
Uyuya kalmıştı ve bu bir işaret olmalı diye düşündü gördüğü rüyayı hatırlayınca. Çok fazla yazıyor, ama ailesi hariç pek kimseyle paylaşmıyordu. Paylaşmayı seven bir topluluğu nereden bulacaktı ki…
Derken kendisini monitör karşısında buldu. Okumaya meraklı bir topluluğun olduğunu bildiği ve buna değeceğine emin olduğu tek yere gelmişti.
Ufak tefek hikayelerimi, okuduğum ilginç konulardaki fikirlerimi –metafizik, eski medeniyetler, mitoloji, vs.- paylaşmaya hevesli biri olarak yazarlık başvurumun kabul edilmesini diliyorum…
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.