Joined: Dec 24, 2006
Posts: 182
Location: Eskisehir
Posted:
Sun Dec 02, 2007 5:55 am
Sarı saçlarının arasına girmiş kum ve tozlar seçilebilen kirli bir çocuktu. Sir Bors ona seslendiğinde, böyle güzel atı olan heybetli birinin onunla işi olmayacağını düşündüğünden olacak, üzerine alınmadı başta. Ama Sir Bors'un ondan cevap bekleyen bakışlarının devam ettiğini görünce "B-bilmiyorum efendim" dedi kalabalığın içinde boğulan ince sesiyle. Bilmediğini için özür diler gibi bakışları vardı "Ama ön taraftakilerin bir ceset taşındığını gördüm, kalasların üzerindeydi, yeni ölmüş olmalı."
Yollarına devam eden Huor ve Nielas'ın işi o kadar da kolay değildi kalabalıkta; bu kasabanın insanları için kibar demek pek doğru olmazdı. Her zaman önce geçmeye çalışıyorlar, çarptıklarında özür dahi dilemiyorlardı.
Huor sinirlenmeye başlamıştı, zaten sırtındaki ağırlık yeterince problem çıkarıyordu, bir de bu halkı hiç çekemeyecekti.Ardından milletle yarışta gibi hissetmeye başlamıştı kendisini, biraz daha sinirlenirse, çelme takmayı bile göze alabilecek kadar sinirlenebilirdi.Ama kendisini durdurmalıydı.Yavaşlamalıydı.
Sırtındaki çuvalı hissetmemeye çalıştı, o çuvalı unutacaktı.Başarabilirse ağırlığı hissetmemeyi başarabilirdi.Sonra düşünmeye başladı, nereye gidiyordu?Gideceği bir yer var mıydı?Yoksa boş boş koşturuyor muydu?Ancak bu düşünce de onu isyana teşvik edip, geri dönmesini sağlayabilirdi.O ağırlığı taşımak bile daha iyiydi.
Sonra kendisine çarpıp özür dilemeyen ilk kişiye bağırmaya karar verdi.Eğer ki bir kişi daha çarpıp da özür dilemezse, *Düzgün yürü!* şeklinde bir tepki verecekti.
_________________ I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.
The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.
I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.
Bors; çocuğun kafasını okşayıp hafifçe vurdu; "sağol delikanlı" Ardından Hourun sırtındaki çuvala uzandı; "istersen taşımana yardım edebilirim, şu kalabalığın da nedenini öğrenelim, birisinin naaşını taşıyorlar önde, sanırım çok sevdikleri birisi ölmüş."
Huor'u sırtındaki çuvaldan yakalamıştı bunları söylerken, sinirlendiğini görünce hafifçe sırıttı, insanlar neden bu kadar kolay sinirlenir anlam verememişti hiç, halbu ki sinirlerine hakim olamayan birisi nasıl başka insanlara mukayet olabilirdi.
İlk önce bir köylü zannetmişti ancak daha sonra bunun Bors olduğunu farketti.Gülümseyerek *Sonunda birisi teklif etti!* dedi.Ardından çuvalı sırtından indirdi ve Bors'a verdi.*Çok teşekkür ederim Bors!* dedi, sonra da biraz daha hızlanarak ilerlemeye başladı.Ancak kimseye laf söylemeyi düşünmüyordu artık.
_________________ I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.
The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.
I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.
Joined: Jul 25, 2007
Posts: 205
Location: Ankara- susuz diyar
Posted:
Tue Dec 04, 2007 1:59 pm
Bir cenaze olduğunu duyduktan sonra önemli birinin öldüğünü Bors'un vurguladığı gibi tahmin etmişti. Huor'un çuvalını Bors aldı. Alsında zaten diye düşündü adamın fiziğini inceleyerek. Kalbalıktan canı sıkılmıştı. Millet çarpıp duruyordu, aralarından geçmeye çalışmaktan yorulmuştu. Sonunda durdu ve "Bir karar verelim, cenazeyle ilgilenecekmiyiz yoksa hana gidip olayın detaylarını boşmu vereceğiz? Ne yapalım dersiniz?, Kimin öldüğü beni pek ilgilendirmez ama belki birşeyler elde edebiliriz" aklına ölen kişinin zengin olabileceği ve evini içindekilerle beraber boş bırakmış olabileceği gelmişti, sırıttı.
_________________ Giden o eski dünler; geçmiÅ?in karanlıÄ?ında anılarımdı onlar. Bense bulamaz oldum onları. Hep selam gönderdim geride kalana, kanıtım yoktu yarına, Yolcularımla aÄ?ladım...
*Sanırım işi fazla uzatmaya gerek yok, üzüldüm ölen kişiye ancak, beklemenin hiçbir manası olduğunu zannetmiyorum.Çlenle ölmeye de lüzum görmüyorum.Bence yolumuza devam edelim*, ardından keşişliğinden utanarak yoluna devam etti.
_________________ I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.
The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.
I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.
"Bunca insanı öldükten sonra bile peşine taktığına göre mühim birisidir, bence bir yerlerden öğrenelim şu adamı; kimmiş, neden ölmüş, ne yapmış? Sonra nasıl olsa başımızı sokacak bir yerler buluruz, artık ormanda değiliz. Ben de yorgunum ama biraz daha gayret edin, bu olayın basit bir ölüm olduğunu sanmıyorum, belki bu insanlara yardım edebiliriz." dedi. Bunu söylerken yanındaki adamlara bakıcaktı ki, ayrıldıklarını farketti, kalabalığın içinde araları açılıyordu.
"Var mısınız? Yoksa bu kalabalığı böyle başıboş bırakıp ağıt tutmalarınımı bekliceksiniz, kasabanın belki de tamamı buradayken nerde ne yapmayı düşünüyorsunuz?"
Son cümlesini kurarken bu adamların da kendisiyle gelmesini umuyordu. Eğer gelmezlerse kendisi nasıl osla gidecekti bu kalabalığın peşinden ama bu adamları da yalnız bırakmak istemiyordu; daha yolları bitmişe benzemiyordu ve başlarını belaya sokabilirlerdi.
Joined: Dec 24, 2006
Posts: 182
Location: Eskisehir
Posted:
Wed Dec 05, 2007 5:20 pm
Maceracılar kalabalığı takip etme kararı aldıklarında insanlar onları çoktan gerilerinde bırakmıştı. Esas kalabalık gittikçe uzaklaşırken etraflarında çocuklar oyunlarını oynuyor, kalabalıktan ayrılan köylülerse farklı yönlere gidiyordu.
Kalabalıktan ayrılan bir adam evinin kapısında ona meraklı gözlerle bakan kadına bir şeyler anlatarak içeri girdi. Kapı kapandığında çıkan tok ses maceracıların bekleyerek birşey elde edemeyeceğini söyler gibiydi...
Atını üzerinde kalabalığa doğru yaklaşıyordu, biraz araları açılmıştı ama yetişmek üzereydi, diğerlerinin gelip gelmediğini görmek istedi; bir an durdu ve etrafına baktı.
Joined: Jul 25, 2007
Posts: 205
Location: Ankara- susuz diyar
Posted:
Thu Dec 27, 2007 11:56 am
Nielas kararını zaten vermişti, kalabılığın uzaklaştığını farkedip Bors'un hareketlendiğini görünce peşinden gitti. Ortalık bir anda tenhalaşmıştı, yakınlarda bir yerde bir kapı kapandı. Bu Nielas'ın aklına bir ev ve burada pişen sıcak yemekler ve içecekleri getirdi. Acıktığını ve susadığını farketti ama şimdi bu kalabalığı takip etmek daha önemliydi. Biraz önünde Bors durup etrafına bakındı ve göz göze geldiklerinde ona geliyorum der gibi başını salladı ve ilerlemeye devam etti.
_________________ Giden o eski dünler; geçmiÅ?in karanlıÄ?ında anılarımdı onlar. Bense bulamaz oldum onları. Hep selam gönderdim geride kalana, kanıtım yoktu yarına, Yolcularımla aÄ?ladım...
Joined: Dec 24, 2006
Posts: 182
Location: Eskisehir
Posted:
Thu Dec 27, 2007 9:48 pm
Maceracılar çok geçmeden kalabalığa yetişti ama ön safa ilerlemek kolay değildi. Onlar da fazla uğraşmayarak kalabalıkla hareket ettiler.
Yarım saat geçmeden kalabalık, köyün sokaklarında yaptıkları yolculuğu sona erdirdi.
Bulundukları yerde binalar bitiyor, çam ağaçlarının kasvetli hale getirdiği köy mezarlığı başlıyordu. Oduncular bu kesimlerdeki ağaçlara dokunmamış olmalıydı.
Kalabalık, gömünün yapılacağı yere gelince sokaklara nispeten geniş olan alana yayıldı. Böylece maceracılar kalasların üstünde sırt üstü yatan ölü bedeni görebildi. Adam beyaz, ipeğe benzeyen kıyafetlerinin üstüne gök mavisi bir pelerin geçirmişti. Saçlarının neredeyse tamamı ağarmış, griydi. Onun bir ruhban olduğunu anlamak için tanışmaya gerek yoktu; giydiği renklere bakan Sir Bors onun bir Heironeus rahibi olabileceğini düşündü. şövalye tarikatında da rastladığı ruhbanlar böyle gök mavisi pelerinler giyerdiler.
Alandaki tek ruhban o ölü değildi. Onun başında dikilen beyazlar içinde bir bayan da vardı. Hüzünlü görünse de gözyaşı dökmüyordu. Bir yandan yanındaki şişman, kahverengi ceketli adamla birşeyler konuşuyor bir yandan da cesede bakıp dua ediyordu...
Bors atından inip, önce rahibeyi selamladı, ardından gömülmeyi bekleyen rahibin önünde sağ dizini yere koyarak çöktü ve zırhının arasından çıkarttığı ahşap küçük bir heykelciği avuçlarında sıkı sıkı tutarak duasnı etmeye başladı.
Dua bittikten sonra yavaşça doğruldu ve rahibeye dönüp, acınızı paylaşıyorum leydim, eğer yapabileceğim bir şey varsa lütfen çekinmeden söyleyin,eminim arkadaşlarım da kabul edecektir seve seve.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.