Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: PilarCharl
    Bugün: 24
    Dün: 23
    Toplam: 90353

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1222
    Üye: 0
    Toplam: 1222

    FrpWorld.Com :: View topic - Hanımız Kullanımınıza Açılmıştır!
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Hanımız Kullanımınıza Açılmıştır! View next topic
    View previous topic
    Post new topicReply to topic
    Author Message
    gandalfoftheday
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 17, 2003
    Posts: 212
    Location: Ankara

    PostPosted: Tue May 20, 2003 11:59 am Reply with quoteBack to top

    Hepinize merhaba dostlar,
    Günlerdir beklediğiniz hanımızın kapıları sonunda açıldı. Lütfen içeri buyrun. İsteğinize göre gölgelerde bir köşe, ya da sahnedeki kuzeyin en güçlü sesi ozan Oqilius'a daha yakın olabileceğiniz bir masa seçin ve keyfinize bakın. Bugün bütün içkiler bizden. Uzak topraklardan gelen elf dostlarımıza sunabileceğimiz mükemmel şaraplarımız, sakalını hak eden her cüceyi yerinden hpolatacak sert biralarımız ve daha niceleri hizmetinizde. Yalnızca iki altın karşılığında harika bir yemek yiyebilir, 5 altın karşılığında hanımızda konaklayabilirsiniz. Meşhur ötegörücü Resinna Hanım'a el falı baktırmak sadece 10 altın. Hepiniz hoş geldiniz.
    İyi eğlenceler...

    _________________
    Ben Giderim,Adım Kalır<br>Dostlar Beni Hatırlasın...
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's website
    Estebin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 20, 2003
    Posts: 105
    Location: Ankara

    PostPosted: Tue May 20, 2003 12:28 pm Reply with quoteBack to top

    Eyvallah gölgeli mekanlarınız nasılmış görelim. şimdiden hanınızı görünce heyecanlandım. şerefe! éserefé .Zengin züppeler ( *puro* ) umarım buralara uğramaz. Very Happy

    _________________
    Karanlık yolumu gösterir, sessizlik gerçeÄ?i bana fısıldar. Onlar benim yoldaÅ?ım, ben onların parçası.
    Back to top View user's profileSend private message
    MaNiak
    Gölge Ustası





    Joined: May 17, 2003
    Posts: 492
    Location: Luskan

    PostPosted: Fri Jun 06, 2003 8:05 pm Reply with quoteBack to top

    tanrım kimler burda lanet lonca başkanı arşımda öteki yanda alacalı büyücü şu kutsal şovalye brat değilmi yanındakide rahip guter guter yine brat in bütün parasını kiulise için alıcak nese ben ona ay sonuna kadar destek çıkarım ay başındada guter onu bulmadan onda faiziyle alırım ya ortalarda görünmeyen biri wa sür knigh flame nerelerde acaba
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Sun Jul 13, 2003 1:02 pm Reply with quoteBack to top

    Buna soygun derler! O kadar altını verecek yiğidi ben barbar halimle soyarım Dil
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Estebin
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 20, 2003
    Posts: 105
    Location: Ankara

    PostPosted: Tue Jul 15, 2003 9:46 am Reply with quoteBack to top

    O kadar parayı verecek olan kişi o parayı zaten senden çalmıştır Very Happy

    _________________
    Karanlık yolumu gösterir, sessizlik gerçeÄ?i bana fısıldar. Onlar benim yoldaÅ?ım, ben onların parçası.
    Back to top View user's profileSend private message
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Tue Jul 15, 2003 3:33 pm Reply with quoteBack to top

    Bende soyanı bulup derisini soyarım sonra da hanın kasasını soyarım Dil
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Baron_Sengir
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 11, 2003
    Posts: 194
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Aug 13, 2003 11:29 am Reply with quoteBack to top

    Yağmurlu bir akşamda şimşeklerin eşliğinde aralandı hanın kapısı.Ve yavaşça içeri girdi bir silüet.Dikkat edenler için,yeteri kadar gürültü yapmıyo gibiydi hafif çamurlu çizmeleri.Ne yanında seçilebilen bir silahı,ne de gizlenme gibi bir derdi vardı.Elleriyle kapşonu kaldırdığında çakan şimşekler,bir an o bembeyaz yüzünü açığa çıkardı.Bara doğru yürümeye başladı yabancı.Hancı tam da rahatsız olup olmadığını,istediği birşey olup olmadığını soracakken göz göze geldiler.Bu adamın herhangi bir ihtiyacı yoktu,olamazdı,o gözlerle değil..Sessizce bir köşeye geçti yabancı,ve beklemeye başladı.Çnce handakileri süzdü şöyle bi.Tam gözlerinin içine baktı gölgelere sinmiş hırsızın,imkansız bir şekilde.Dudakları büküldü azıcık.Sonra rahibe takıldı gözü.Nefret miydi hisleri,yoksa tiksinti mi?Uzun saçları birşey mi kapamaya çalışıyordu?Belki de kulaklarını.Ama elflerin hoş karşılandığı biryerde neden kulaklarını saklamak istesin di ki?......

    _________________
    Evil rises,darkness falls...
    Back to top View user's profileSend private messageICQ Number
    raini
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: May 20, 2003
    Posts: 449
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Aug 13, 2003 12:39 pm Reply with quoteBack to top

    Vay be... Hana demek yeni biri gelmiş.. Epey ürkütücü biri gibi yine de kasaba halkı adına hoşgeldin diyorum umarım burada aradığı neyse onu bulur...
    Back to top View user's profileSend private message
    Wuroldar
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 22, 2003
    Posts: 851

    PostPosted: Thu Aug 14, 2003 9:56 pm Reply with quoteBack to top

    Oooo hanımızda yok yok buçukluğumuz, vampirimiz, büyücümüz... Walla ben etliye sütlüye karışmam. Çyle drow drow oturum kenarda köşede büzüşe büzüşe. (aman esteblin naaptın zengin züppe gelmezse kimi soyacağız. Ben seni hırsız biliyodum. Diil misin yoksa? Aman diyim hatta amanin diyim dikkat et haa) Very Happy
    Back to top View user's profileSend private message
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Thu Aug 14, 2003 10:15 pm Reply with quoteBack to top

    Kaçıranlar için yine yeni yeniden:

    Kapılar birden korkunç bir gürültüyle açılır. Çnce Alev kırmızısı saçlar görünür kapının tam tepesinde. İçeriye kafasını eğerek giren 2metre 10santim boylu dev bir adamdır. Uzun saçları ve uzun kırmızı sakallarıyla içeri giren dev etrafına bakınır ve diğer han müşterilerini sinirli sinirli süzer. Yüzü hafif bir gülümsemeyle çarpılır, açıkçası gördüklerinden fazla etkilenmemiş gibidir. Güneşten yanmış esmer yüzündeki hafif yaralar yüzünden yaşı tam olarak anlaşılamamaktadır fakat görenler insanlara göre 25-30 yaşında olduğunu düşünür. Kollarında dev yaralar ne kadar deneyimli bir savaşçı olduğunu açıklar gibidir. İçeri girip siyah pelerininin bağını çözer sırtındaki dev kılıcı bir yıldız gibi parlar. Çok değerli olduğu belli olan 1.5 metrelik dev kılıç ancak çok güçlü savaşçıların kaldırabileceği kadar kalın ve ağır gözükmektedir. Boynunda 2 kurtun kafası birbirine bağlanmış omuzlarının üstünden sırtına uzanan iki kurdun kürkü vardır. Boynunda ise onlarca dişin asılı durduğu bir kolye vardır. (Dişlerden bazıları Ogre dişlerini anımsatmaktadır) Çstündeki siyah oymalı deri zırh binlerce gece kadar karanlıktır ve sol omzundaki dev vahşi çelik dikenininin üzerinde biraz kurumuş kan vardır. Sırtında normal bir insanın germesi imkansız olan ilginç bir şekilde çift kirişi olan bir yay asılıdır. Savaşçının üzerinde hafif bir orman kokusu vardır(aynı zamanda ölüm kokusu). Ağır deri botları odanın içinde yürürken tahta zeminde hafif sallantılar oluşturur. Belli ki sırtında taşıdığı kocaman çanta da en az adamın kendisi kadar ağırdır. Diğer han müdavimlerini tepeden yeşil alevden gözleriyle süzerek, özellikle karanlığa kendini gizlemeye çalışan figürleri tesbit ederek, ilerlemeye devam eder ve gözüne ilişen ilk kadın garsona doğru yüzünde hafif bir gülümseme ile yaklaşır...
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Baron_Sengir
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 11, 2003
    Posts: 194
    Location: Ankara

    PostPosted: Fri Aug 15, 2003 8:56 am Reply with quoteBack to top

    şimşeklerin eşliğinde pek seçilmese de buçukluğun karşılamasını rahatça duyabilmiş gibidir.Yüzünde hafif bir gülümsemeyle(Ki buçukluk kayda değer bir cesaret göstermiştir)başını hafifçe buçukluğa doğru eğer.Buçuklukta korkunun kokusundan eser yoktur.Bunu biraz garipsese de üzerinde pek durmaz ve gözü önce rahibe,sonra şu şovalyeye kayar.Kapının aralanmasını pek umursamaz ama şovalyenin girene bakışları içinde bir merak uyandırır.Tedirginlik?Giren yarmayı süzdükten sonra şovalyeye hak vermemenin saçma birşey olduğunu düşünür,her nekadar kendisinin kaygılanacak bir şeyi olmasa da...

    _________________
    Evil rises,darkness falls...
    Back to top View user's profileSend private messageICQ Number
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Fri Aug 15, 2003 9:58 pm Reply with quoteBack to top

    Barbar yağmurdan ıslanmış pelerinini bir omzuna asıp kadın garsonun yanına gidip konuşmaya başladı, sonra cam kenarına yakın bir masaya tek başına çöktü ve dışarıyı izlemeye başladı. Garson korkulu gözlerle hızla ilerleyip adama dev bir sürahide bira ve bir servis tabağı dolusu et getirdi. Barbar yemeği hemen iştahla yemeye başladı ve birasını büyük bir zevkle içerek kuvvetle geyirdi.

    Arka köşede şöminenin ışığından uzak bir köşedeki masada oturan 4 kişi barbarı izliyorlardı. Birbirlerinin kulağına fısıldayıp arada birbirlerini onaylıyorlardı. Barbar ise onlara bir an baktı sonra kötü bir tad almış gibi kafasını çevirdi ve hiç umursamadan yemeğine aynı iştahla devam etti.

    şöminenin yanında yaşlı kirlenmiş gri giysili bir adam hararetle kendisi gibi sarhoş olmuş adamlara hikayeler anlatıyordu. Arada yüksek ve iç gıcıklayan bir sesle "Neghkul'tar" adını telaffuz ettiğinde dev savaşçı refleks olarak o yöne bakıyor sinirli sinirli homurdanıyordu.
    Yaşlı adamın hikayesi şöyleydi:

    "... ve Neghkul'tar barbar'a büyük bir güç bahşetti. Onu ejderhalardan bile güçlü yaptı öyle ki kayaları hatta dağları bile yıkabilecek bir kuvvete sahip oldu. Cehennemin en dibindeki korkunç lejyonları yöneten iblisler dünyayı fethetmek için yeryüzüne çıktığında karşılarında yalnızca bir adamı buldular..."

    Kalabalıktaki sarhoş adamlardan bazıları birbirlerine bakıp dudak bükerek ya da kaş göz hareketleri yaparak hikayenin mantıksızlığıyla dalga geçiyor, bazılarıysa onaylayarak ciddileşiyordu.

    "Kara alevler saçan dev kılıcı bir darbede yaratıkları cehennemden de beter olan Neghkul'tar'ın ölüm çemberine çekiyordu. Neghkul'tar burada ruhlarına sonsuz işkenceler çektirip gücüne güç kattı ve barbar sayesinde dünyaya geri dönebilmek için ihtiyacı olan gücü elde etti..."

    Dev savaşçı artık yerinde duramıyordu. Sinirle bira sürahisini kafasına dikti ve anlatan adamın yanına doğru yöneldi.
    "...Savaşçı gücü sayesinde çok şey yaptı fakat bunu çok ağır ödedi. Bazıları cehennemde sonsuza dek yanmaya mahkum edildiğini ve Tanrıların onu kurtardığını söylüyor... Bazılarıysa..."

    Yaşlı adam son anda yanına yaklaşan barbarı farketti ama artık çok geçti. Barbar gerinip yaşlı adama korkunç bir kuvvetle aşağıdan yukarı doğru bir yumruk attı. Yaşlı adamın ağzından kanlar boşandı ve sandalyesinden havalanarak 2 metre geri uçtu. Adamın çenesi paramparça olmuştu büyük ihtimalle bir daha kalan kısa hayatını boyunca konuşamayacaktı. Sarhoş adamlar hikayeyi anlatan adamın uçuşunu izlediler sonra da bunu yapan suçluya baktılar. Bir anda 10 kişilik bir grup barbara doğru sinirle küfürler ederek ellerine bira bardaklarını ya da silahlarını kapıp yürümeye başlarken, savaşçı içten gelen korkunç bir sesle böğürdü. Saçları ve sakalı alev kadar parlak gözleri güneşten bile yakıcı bir ışık saçtı. Hanın karanlığı bir anda büyüsel bir ışıkla aydınlandı ve Kara Ateş hanın içindeki havayı biranda emip kuruttu. Sıcaklık inanılmaz derecede hızlı artmıştı. Savaşçı aynı hızla söndü fakat biraz önce ona doğru sinirli ve düşmanca yaklaşmakta olan gruptaki sarhoşlar korkup çığlıklar atarak uzaklaştı.

    O anda barbarın arkasından ona doğru koşmakta olan dev bir adam kocaman bir masayı savaşçının ensesinde parçaladı. Bir adım ileri atıp dengesini tekrar kazanan savaşçı tel eliyle adamın boynunu tuttu ve adamı havaya kaldırdı. Olaylara bir dur demesi gerektiğini anlayan şovalye yerinden kalkarak kılıcını çekti ve savaşçıya döndü:
    "Bırak o adamı büyücü! Cesaretin varsa dengin olan biriyle dövüş! Seni düelloya davet ediyorum"

    Barbar "büyücü kelimesini" duyduğunda çarpık bir şekilde gülümsedi ve "düello" kelimesinde çoktan kahkahalarla gülüyordu. Sol eliyle havaya kaldırmış olduğu kocaman adam boğazını ölümüne kavramış olan eli açamaya çalışıyor ayakları havayı tekmeliyordu. Büyük ihtimalle birkaç saniye sonra ölecekti çünkü güçsüzce can çekişiyordu.

    Dev savaşçı hiç umursamadan şovalyeyi inceledi ve kılıcı tutuşundan ve sesinin inceliğinden yola çıkarak: "Sen mi benim dengimsin çocuk! Beni hangi cesaretle düelloya davet ediyorsun ölümüne mi susadın köpek!" diye bağırdı. şovalye fırtına öncesi sessizlik misali kaslarını bile kıpırdatmadan bekliyor karşısındaki düşmanının en ufak saldırısını bekliyordu. Handaki herkes şovalyenin koduna uymak için yani güçsüzlere yardım edebilmek için hayatını vermekten sakınmayacağını biliyordu. şovalye hala savaş pozisyonunda beklerken kızgın bir homurtu çıkaran dev savaşçı sol elinde havada tuttuğu suratı morarmış hareketleri tehlikeli derecede azalmış dili dışarda duran koca adamı sanki bir elbiseymiş gibi kenara fırlattı ve birkaç masa ve sandalye daha parçalarına ayrıldı. Hiç kimse şehir guardlarını çağırmak için bağırmıyor ya da yavaşça kapıdan süzülmüyordu. Barmen barın arkasına sığınmış yalnızca kafasının üstü ve barbarı izleyen gözleri görünüyordu.

    Ufak halfling çoktan gölgelerin arasına saklanmış eski anıları canlanmıştı. Bu barbarı kesinlikle tanıyordu ama bu müthiş gücü karşısında korkmuştu. Karanlıklar içinde bacak bacak üstüne atmış beyaz tenli kara saçlı suret eğleniyormuş gibi kavgayı izliyordu. Uzun tırnaklarıyla bir şarap kadehini alıp içmeye başladı. Sanki hiç bir tad alamamış gibi yüzündeki ifadesizliği koruyarak sessizce izlemeye koyuldu.

    Siyah derili beyaz saçlı elf tek başına sanki olaya karışmakla karışmamak arasında karar vermeye çalışıyormuş gibi tek eli çenesinde kaşlarını çatmış oturuyordu.

    4 karanlık suret köşedeki masalarında hala kıpırdamadan fısıldaşıyorlar ve olanları izliyorlardı. Aralarından yalnızca bir kişi bu korkunç adamın kim olduğunu ve bu güce nasıl ulaştığını biliyordu. Ama o da bilmese kendini daha iyi hissederdi. Kalbini parçalayan anılar ve korkular yeniden canlanıyordu ve alınamamış bir öcün ve bastırılamamış bir nefret ve kinin patlaması gibi yüzünden yayılıyordu ama izliyordu... yalnızca izliyordu...

    Kenara fırlatılmış dev adam ciğerleri dışarı çıkacak gibi öksürüyor ama hiç durmadan öksürüyordu. Birkaç kez kan tükürdü ve doya doya kuvvetlice nefes almaya devam etti. Bir yandan hanın bir köşesine doğru gerileyerek kaçıyordu ve nefesinin sesini azaltmaya çalışıyordu.

    Barbar içten bir ışıkla aydınlatılmış gibi görünen kılıcını çekti. 1.5 metrelik dev kılıcı sadece kılıç kullandığı sağ elinde tutuyordu. şovalye imanının işaretini yapıp tanrısına bir dua ederken barbar boyun kaslarını ve omuzlarını yavaşça hareket ettirerek kemik kırılmasına benzer sesler çıkardı. Zevkle kılıcını okşadı ve düşmanını izledi. şovalye imanından güç almış gibiydi. Barbarın yeşil alev gibi gözlerine bakınca sanki elindeki zırhı ve uzun kılıcı biraz titriyordu bu yüzden savaşırken çok kullandığı bir taktik olarak barbarın omuzlarına bakmaya başladı. Bu sayede onun en ufak bir hareketini farkedecekti. Barbarın omuzları tam göz hizasındaydı fakat omuzlarında asılı olan kurt kafalarının gözlerindeki içi alev gibi parlayan yakut taşlar ve çığlık atar gibi açık oaln ağızları şovalyenin moralini daha da bozmuştu. Barbarın esmer tenine ve siyah zırhına tezat bembeyaz değişik boyda dişlerle süslü kolyesi de ister istemez dikkatini çekiyordu. şovalye paniğe kapıldı ve bağırarak kılıcını tüm kuvvetiyle barbara savurdu. Barbar tek eliyle kullandığı dev kılıcı hızla ileri uzatarak şovalyenin saldırısını daha başlamadan durdurdu. Sonra boştaki eliyle onu zırhından iterek geri fırlattı. şovalye 4-5 adım dengesizce geri atarak uçmaktan son anda kurtuldu:
    "Hadi çocuk git işine, bu kadar çok mu ölmek istiyorsun"

    şovalye bunun bir düello olacağını söylemişti ve olacaktı da. Birinin kanı akmadan bu düello sona eremezdi. Yeniden savaş selamı verip barbara doğru ilerlemeye başladı. Barbar da somurtkan bir ifadeyle anlamış gibi kafasını sallayıp kılıcıyla aynı savaş selamını verince şovalye şaşkınlıkla bakakaldı. Nasıl olurda böyle vahşi bir adam şovalye selamını bilir ve uygulardı? Barbar dev kılıcı imkansız bir şekilde tek elinde kullanmaya devam ediyordu. Böyle bir kılıcı tek eliyle kullanabilecek çok az savaş ustası vardı, ama bir barbar? şovalye hızla koşup barbara saldırdı. Bacağına boynuna yaptığı saldırılar hiç bir sonuç vermiyordu. Barbar inanılmaz bir şekilde her atağını daha başlamadan biliyor ve atağını yapamadan durduruyordu. Kılıcını tek eliyle kullanmasına rağmen büyük bir kudretle savuruyor ve şovalyeyi gittikçe daha fazla yoruyordu. Hanı çınlatan çelik çarpışma sesleri arasında misafirler şovalyenin yeteneğini takdir ettiler. Sürekli nefes almadan saldırıyor, basitçe ataklarını durduran barbara aldırış etmeyip umutsuzluğa düşmeden savaşıyordu.

    Dev savaşçı ise yüzünde ifadesiz bir şekilde tek eliyle tuttuğu silahıyla kendini savunuyor hiç bir şekilde saldırmıyordu. Kısa bir süre sonra vahşice bağırarak yaptığı saldırıları yavaşlamaya başladı ve güçsüzleşti artık kılıcını bile zorlukla savuruyor, kılıcı barbarın blokuna çarpıp kendine geri uçuyordu. Konsantrasyonu tamamen dağılmıştı ve barbar sol yumruğunu attığını farketmedi. Çelik dikenleri olan yine çelik platelerle süslü deri eldiven şovalyenin elinde tuttuğu kalkana korkunç bir hızla çarptı. şovalye bir anda geri uçtu ve kalkanı elinden fırladı. Dev savaşçının eli kalkanı parçalayarak içinden geçmişti ve barbar hunharca kalkanı yere fırlatıp hızla şovalyenin üzerine koştu. Düelloyu izleyenler şovalyenin öleceğini heyecan ve korkuyla anlayarak yerlerinden biraz kalkar gibi oldular.
    Yere düşmüş şovalye son bir güçle kılıcı üzerine koşan barbara doğru savurdu. Ne yazıkki bu çok güçsüz bir saldırıydı ve barbar sol gauntletinin üst kısmıyla bu atağı rahatça bloke etti ve kılıcı şovalyenin elinden kaptı. Kendi kılıcını sırtına asan barbar şovalyenin babayadigarı kılıcını iki ucundan tuttu ve şişen pazuları ve dışarı fırlayan damarları eşliğinde bükmeye başladı. Kaşlarını çatan barbar yavaş yavaş çeliği büktü ve bir anda kılıç ortadan ikiye bölünerek parçalandı:

    "Daha öğrenecek çok şeyin var çocuk ve çok çalışman gerek. Yine de ileride çok iyi bir savaşçı olacaksın bunu biliyorum. Düello yeminine gelince..." Kırılmış kılıcın sivri ucunu aldı ve bir anda şovalyenin ağır zırhını delip sol omzuna soktu. şovalye kendine hakim olmaya çalıştıysa da bir acı çığlığı atamadan duramadı. Barbar kırık kılıç ucunu şovalyenin yüzüne bakarak kuvvetlice çevirdi ve omuz kemiğini parçaladı. Bu sefer şovalye gözünden yaşlar gelerek haykırdı ve akan kanlarının sıcaklığıyla ürperdi.
    "... bir daha sol elinle silah kullanamayacaksın. Bana düello teklif edip hayatta kalan tek insan sensin. Ama canını bağışlıyorum bugün kendimi iyiliksever hissediyorum..." dedi ve yere omuzundan bir kılıçla çakılmış halde şovalyeyi bıraktı. Barmene: "Bira!" diye bağırdığında barmen korkudan sıçradı ve bir sürahi birayı doldururken 3 sürahi birayı yere döktü. Korkudan tir tir titreyen barmeni kısa bir el hareketiyle yanına çağırdı ve kulağına bir şeyler fısıldayarak ufak bir kese çıkarıp ona uzattı. Barmenin korkak itirazlarını sadece bir bakışıyla durdurdu ve barmenin uzattığı anahtarı alarak hanın üst katına doğru ağır ağır çıkarken kocaman sürahiden bira içmeye devam ediyordu.
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Wuroldar
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 22, 2003
    Posts: 851

    PostPosted: Sat Aug 16, 2003 8:54 am Reply with quoteBack to top

    Hırsız Drow hikayeyi sonuna kadar dikkatlice dinler. İçtiği hafif şarap hoşuna gitmiştir. Bir tane daha istemek için barmen kıza doğru yaklaşır o sırada gözüne bir buçukluk takılır. Dikkatlice ve merakla bir tarafa bakmaktadır. Drowda buçukluğun baktığı istikamete doğru kafasını çevirir. Gördüğü manzara onu birazda olsa korkutmuştur. Karşısındaki alışık olmadığı bir manzaradır. Bir wampir hana girmiştir. Wampiri dikkatlice fakat belli etmeden süzerek bara yaklaşır. O güzel şaraptan bir tane daha ister elini kesesine attığında parasının azalmakta olduğunu anlar. Belkide biraz iş yapmanın zamanı gelmiştir. O sırada etrafı araştırarak kendine bir iş arkadaşı arar. Yine karanlıklar içine gömülmüş bir drow görür. Ama diğer tarafındaki buçukluk ona daha makul gelir. şarabı alıp buçukluğa doğru ilerler. Gittiği yöne dikkatle ilerlerken wapire tekrar bir göz atar...
    Back to top View user's profileSend private message
    Raistlin
    SeçilmiÅ? SavaÅ?çı





    Joined: May 26, 2003
    Posts: 5819
    Location: Cehennem

    PostPosted: Mon Aug 18, 2003 9:43 am Reply with quoteBack to top

    Ya hikaye dışında atıyorum mesajı arkadaşlar vampir vampir diye gezmeyelim etrafta lütfen. Adam beyaz ciltli tırnaklarını kesmeyi pek sevmeyen bir adam da olabilir Dil. Adamın alnında "BEN VAMPİRİM!" ilanı yokki Very Happy. Lütfen görüklerimizle yetinelim, mesela bana "yarma" denmesi gayet mantıklı çünkü ben sizin için bir yarmadan daha fazla şey ifade etmiyor olabilirim. İsteyenler gördüklerinden etkilenir istemeyenler de ciddiye bile almaz, hehe Very Happy. (Ben vampiri gördü ona doğru göbek atmaya başladı demedim bilmem farkettiniz mi? şey yani göz atmaya başladı Dil)
    Neyse han sahnesinden devam edelim. Bir şeyler yapın yahu! Ben de o arada ne gibi korkunç şeyler yaptığımı anlatayım Dil
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Baron_Sengir
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Aug 11, 2003
    Posts: 194
    Location: Ankara

    PostPosted: Mon Aug 18, 2003 1:07 pm Reply with quoteBack to top

    -Konuya açıklık getiriyim ben-

    Kılıcın omzu parçalamasına kadar elindeki iğrenç sıvıyla yetinen Baron için şimdi odayı saran koku çok daha iştah açıcıydı.şarabı masanın kendisinden uzak kenarına doğru bıraktı,gözlerini kapadı ve başını hafifçe arkaya attı.Çok az şey sağlıklı bir yaşayan kanı kadar mükemmel kokabilirdi.Kanda korkunun,yaşamın ve adrenalinin izlerine rastladı.(utanmasa DNA analizi de yapacaktı ama o sırada DNA nın varlığından haberi yoktu)(ortamı dağıttık ama dayanamadım naapiiim Very Happy Very Happy )Bu aynı zamanda başka istek ve arzularını da harekete geçirmişti.Oturduğu yerden aranmaya başladı...

    _________________
    Evil rises,darkness falls...
    Back to top View user's profileSend private messageICQ Number
    Display posts from previous:      
    Post new topicReply to topic


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.67 Saniye