Karanlıklar içinde pusuya yatmış güneşin ilk ışıklarının çıkmasıyla birlikte saldırıya geçmeyi bekliyordu, yavaş yavaş güneşin ilk ışıkları gözlerine vurmaya başladığı zaman kılıçlarını çıkarttı ve öldürücü zehiri bu silahların üzerine sürdü, yüzüne maskesini giydi,herşeyin gizli olması çok önemliydi. Gelecek olan ilk kervanı beklemeye başladı, gözleri gün ağarırken ileriden gelen bir kervan gördü, yavaşça saldırı hazırlığına geçti,kervan gelirken dikkatlice atrafında koruma olup olmadığına baktı, hiç bir koruma izi yoktu. bir elinde hançeri, diğerinde kılıcını tutuyordu, tam sırtında da bir kılıç vardı, kervanla tam aynı hizaya gelmişken elindeki hançeri kervan sürücüsüne doğru fırlattı , hançer sürücünün göğsüne saplanmıştı, sürücünün gözlerinde ne olduğunun farkında olmamanın verdiği bir dehşet görülüyordu, sensei bu görünüşle çok büyük bir huzur hissetti ölümü tekrar yayamaya devam ediyordu, kervanın içinden sesler gelmeye başladı.
---(Kervanın içindeki sesler, benden başka oluşan konuşmalar 3 tire ile gösterildi) Hey!!!... Neden durduk acaba... sürücü neden devam etmiyoruz.
Dışarıdan gelen inleme sesleriyle , içeridekileri bir korku almıştı, içerideki adam sürücüye bakmak için kafasını uzattı.Kafasını çıkardığı anda düştüğü dehşet nedeniyle dondu kaldı, sürücü kanlar içinde yerde yatmış can çekişiyordu, ağzından kabarcık halinde kanlar çıkıyordu bir şeyler götermek istedi eliyle adamın arkasını işaret ediyordu ama adamın, bu manzara karşısındaki tepkisi sadece durmak ve kanlar içindeki sürücüye bakmak olmuştu.
İçerideki sesleri duyan sensei hemen sürücünün oturduğu koltuğa yan yatacak bir biçimce pusuya yattı, arkasını karavanın sürücü girişine verdi ve bakledi. Yavaşça açılan perdenin ardından sürücüye bakmak için bakan adamı gördü, adamın şaşkın ve korku dolu bakışlarını görünce senseinin içi biraz daha şehvetlendi, gözleri alev alev parlamaya başladı,adamın donup kalmasını fırsat bilip adamı boynundan çektiği gibi yere fırlattı, yere düşen adamın üzerine atladı topuklarıyla üztüne bastı, adamın kaburgalarının kırılma sesi senseiyi mest ediyordu, içeriden çığlıklar gelmeye başladı silahının kabzaını tutarak adama bir darbe vurdu ve bayılttı.
Kervanın içindeki kadın dışarıda kötü şeylerin olduğunu düşünerek çığlık atmaya başladı yanında uyumakta olan oğlunu bu çığlık uyandırdı.
---Anne neler oluyor, neden bağırıyorsun, babam nerede?
Çocuk daha uyku sersemliğini üzerinden atamamıştıki arabanın arkasındaki bölmeden içeri süzülen, elleri kan içerisindeki adamı gördü. Çocuk bu manzara karşısında annesine sokuldu ve sarıldı.
Annesi çocuğunu korumak amacıyla yanında bulunan bıçağı alıp savunma durumuna geçti
Sensei içerideki çığlıklarda beraber hızlı hareket edip kervanın arkasındaki bölmeye girdi içeride bir çocuk ve kadın duruyordu, bu çocuğun ve yanındaki kadının yüzündeki dehşet ona zevk veriyordu, kadının kendini savunmaya geçmesini gülmeyle karşıladı.
-HAHAHAHAHAHA, çok güzel çoooookkkk!!...
---sende kimsin ve ne istiyorsun,kocam nerede?
-Ben ölümüm, aklına gelebilecek en büyük kabusum(yüzündeki maskeyi çıkarttı ve diliyle kan sanki kan içiyormuş gibi bir hareket yaptı.) Dışarıdaki senin kocan mı hmmmmmmmm o şimdilik uyuyor ama uyanacak emin ol.
Elindeki kılıcı hızla sallayıp kadının elini kesti.Kadın kısmen kopmuş elinde tutuğu bıçağı çığlıklar içinde yere bıraktı. Yanındaki çocuk annesine sığınmış, feryat ediyordu. Sensei çocuğu bir hışımla yana itti çocuk bu duruma daha fazla dayanamayıp bayıldı, kadın kesilen eliyle yarı sersemlemiş durumdaydı.sensei yerde duran ipi alarak kadını bağladı. dışarıdakı adamı aldı ve hemen yanı başındaki ormana doğru yerde sürükledi sonra aynı şeyleri içerideki kadına ve çocuğa yaptı, hepsinin yüzlerine su serpti.
Tekrar ayıldıklarında hava iyiden iyiye açmıştı.Sensei kadını sadece ellerinden ve kollarından bağladı , çocuk ve babasını sensei ve kadını rahatça görebilecek bir yere oturttu. Kadını yere doğru fırlattı ve tecavüz etmek için hazırlıklara balşladı kadın bu durum karşısında inlemeye başladı, senseiyi tekmelemeye başladı , bu tekmeler senseiye daha çok zevk veriyordu, çocuğunun ve kocasının yanında özlerinin önünde kadına tecavüz ediyordu. Adamın gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyordu çocuk zaten bayılmıştı.
Sensei işini bitirdikten sonra kadına bir tokat attı ve bayılttı, adama doğru hareket etti yanındaki küçük hançeri çıkarttı, adamın yanına diz çöktü.
-şimdi şuna bak ve gör ölümü,işkenceyi gör, ve bunu gör.
Adamın gözü senseinin elindeki hançere kaydı ve o anda sensei adamın gözleine zarar vermeksizin adamın gözlerini oymaya başladı göz kürelerini çıkartana kadar adam can çekmeye devam etti, gözerindeki bu dehşeti görmek ve bunu korumak senseinin tek amacıydı.Adam artık öldükten, adamın gögsünü açıp , hançeriyle şu sözleri kazıdı "GELİYORUZ"
Yavaş yavaş ayılan kadına da aynılarını yaptı ve ikisininde dillerini kesip kesesine koydu,yüzlerindeki korku ifadesi hala üzerlerindeydi.Atın sürücüsünü de parçalara ayırıp yere "GELİYORUZ" diye yazdı, gözlerini de yanında getirdiği yeni keseye koydu. İkisini de kaldırıp kervanın yanına doğru gitti, kurbanlarının kanlarıyla kervanın üzerine "GELİYORUZ" diye yazdı. Kurbanları yerke sürükleyerek kanlarıyla yere "GELİYORUZ" yazdı. Arabada değerli bir şey olabilir diye arabayı araştırdı, sadece tahtalar ve ipler vardı başka bir şey yoktu.
Yerde yatan çocuğun gölzerini bağlayıp, çucuğu sırtladı, çalılar arasına gizlediği atına doğru gitti, atına çocuğu bağladı ve sonra kendisi de atına bindi.Çldürmenin vermiş olduğu rahatlıkla karargaha doğru yola çıktı.
Joined: Mar 22, 2004
Posts: 2057
Location: Meleran
Posted:
Mon Jul 12, 2004 10:45 am
Gorath hanın yanından çığlıkların kalesine doğru yola çıkmıştıki içini kaplayan bir dehşetle boğuldu. Arkasında onu takip etmekte olan ruha baktı ve Firble'ın ruhunun ona bir şeyler söylemeye çabaladığını fark etti. O zaman gecenin ölümlerle lekelendiğini anladı. Cehennemden dönmesi ve aynı anda burada bir şeyler olması oldukça tuhaftı. Cehennemdekiler onun yaptıklarına boyun eğecek değillerdi her halde. Kaos dünya üzerine yayılmaya başlamış olmalıydı.
Birden yanından geçen Firble'ın ruhunu gördü ve gnome'un ruhunun peşine takıldı. Ruh gecede beyaz bir hâle gibi süzülerek onu şehirden dışarıya sürükledi ve Gorath uzun bir koşu ile onu takip etti. Ruh yeri geldimi takip etmesi için duruyor ve onu izliyordu. Bir an sonra havaya yayılmış kan kokusunu aldı Gorath. Dağda hâla çığ düşmekteydi ve gecede kötü bir şeyler olmakta olduğunu anladı.
Daha hızlı oldu. Bir süre sonra saldırıya uğramış bir kervanla karşılaştı ve kervana doğru koşmaya başladı. Dilleri kesilmiş, gözleri oyulmuş insanların görüntüsü karşısında bir an için dondu kaldı. Ruhunda hâla kaostan bir parça vardı ama bu kaos ona nedense zevk vermiyordu. İçinde nefret ve intikam ateşleri yanmaya başladı. Ormana doğru ilerleyen firble'ın ruhunu izledi ve ölü kadının cesedini bulunca cesedi incelemeye başladı. Kdının ölmeden önce tecavize uğramış olduğunu gördü. Bu kaos için bile mümkün değildi. Kaosun kısa süre önce burada olduğunu hissediyordu ama bu kaos için bile mümkün olamazdı.
Kendisine bakmakta olan Firble'ın ruhuna baktı ve "Bunun suçlusu bulunacak!" dedi.
_________________ Hayatın anlamsız oyunlarında anlamlı bir kapı açmak için sadece gözlerini kapat ve... hisset...
Hisset yaÅ?amak için olan savaÅ?ını, böylece elde edersin o sonsuz anlamı...
Karargahta hayali dusmanlari ile dovusurken aniden eli basina gitti. Gelecegi goren gozleri bir an parildadi ve hizla uzerine zirhini gecirdi. Karagahin ahirina dogru ilerlediginde binegini gordu. Yelerine dek siyah olan bir at, kimileri onun bir 'Nightmare' (Kabus) olduğunu söylerdi. Hızla atıan atladı ve saldırıya uğrayan kervanın yanına gitti.
'GELİYORUZ' dikkatle yazılara baktı. Ceset parcalarına ve vahşete... Bir an geçmişi gören gözü parıldadı kızıl ışığı gecenin karanlığında metrelerce öteden görünecek şekilde parıldadı. Donuk yüz ifadesi bir an değiştiğinde tek bir ifade hakimdi yüzüne 'Hiddet'... Donuk sesi yaprakları titreterek yayıldığında...
- Tanrım bana geçmişi ve geleceği görme gücü verdin Dragonfıre olacakları ve olanları gördüm. AZALIN intikamın Tanrısı şimdi sen beni Kutsa ki intikam alınsın...
Komutanın ayaklarını bastığı yerden hafifce yükselen dumanlar yanmış toprağın kokusu sardı bir anlığına etrafı ve Seçilmiş Savaşçı oradan ayrılırken topraktaki aya izleri kaldı...
_________________ Sıradan bir insanla bir savaÅ?çı arasındaki fark,
savaÅ?çının olayları mücadele kavramıyla eÅ?deger görmesi,
sıradan bir insanın ise olayları mutluluk kaynaÄ?ı ya da felaket olarak ele almasıdır...
Joined: Mar 22, 2004
Posts: 2057
Location: Meleran
Posted:
Mon Jul 12, 2004 11:25 am
Gorath arkasında Firble'ın ruhu ile Unholy'nin sesini duyunca o tarafa yöneldi ve Unholy'nin gitmekte olduğunu gördü. Artık lordunun huzuruna çıkmasının zamanı gelmişti. şimdi içinde yeni bir intikam isteyi vardı ve bunu alıcaktı. Ama önce lordunun huzuruna çıkmalıydı. Ondan yardım istemeye ve bunu yapanın kim olduğunu öğrenmeye...
Yerdeki yazılı kelimeye baktı ve kelimelerin üzerine tükürdü. Birden aklına şu anda savaşacak silahı olmadığı geldi. Bir balta bulmalıydı. En kısa sürede bir silah bulmalıydı. Gözlerinde yeniden beliren kızıl ışıklarla Azalinin kalesine doğru ilerlemeye başladı. İçinde büyük bir öfke vardı ve o anda karşısına birisi onu öldürmeye çalışsa bile Gorath onu bu hissetle çıplak ellerle bile yok edebilirdi. Yinede baltasına karşı büyük bir özlem duyuyordu.
_________________ Hayatın anlamsız oyunlarında anlamlı bir kapı açmak için sadece gözlerini kapat ve... hisset...
Hisset yaÅ?amak için olan savaÅ?ını, böylece elde edersin o sonsuz anlamı...
Joined: Jun 21, 2004
Posts: 366
Location: Mordasket
Posted:
Mon Jul 12, 2004 12:09 pm
ooohhh bu rahatlık gibisi yoktu.Youln başından beri tutuyordu tuvaletini...
Bitirince dönüp sadık atına baktı:
-Yaaa aslında insan böyle anlarda anlıyor hayatın tadını...
Bir an durup acaba zombiler hiç tuvalet yaqpıyorlarmı diye düşündü.Eğer yapsalardı o ölü etleri çok pis kokardı herhalde...
Sonra aklına korumak zorunda olduğu kervan geldi.Sürekli sorun çıkarttığı bardan uzaklaştırmak için bu kervana vermişti onu babsı.Artık sürekli gelen kızlara asılması kavga çıkartması babasının canına tak ettmişti...
Birazdan buradan geçecekler diyerek kervanla buluşma noktasına gitti.Gittiğinde şoka uğramıştı.Kervan dağılmış insanlar ölmüştü...Onu en çok sinir eden şeyse Defast 'ın (çocuğun) ölmüş olmasıydı.Çocukların ölmesi onu çıldırtırdı...
O sırada köyden gorath ı gördü...
-bu çocuğu kim öldürdü Gorath söyle bana, diye acı bir sesle Gorath a seslendi...
Sesindeki hüzün ve intikam duygusu Gayet belli oluyordu...
_________________ Ozan FEryat gelecek masalı dediÄ?i, elindeki sarımdan bir nefes daha aldı...
Joined: Jun 21, 2004
Posts: 366
Location: Mordasket
Posted:
Mon Jul 12, 2004 12:56 pm
Rp dışı: hasss...tir. Abi kusra bakmayın o zaman orayı kaçırılmış diye algılayın. Hiç modaretör yok mu etrafta. Amanın moderatör, biri moderatör çağırsın yetişin dostlar...
_________________ Ozan FEryat gelecek masalı dediÄ?i, elindeki sarımdan bir nefes daha aldı...
Fakat herr ne olursa olsun sensei nin yaptığı şeylerrin iğrenç olduğunu biliyordu.Bu onun için katliamdan başka bi şey değildi.Daha sonra olacakları izlemeye başlar calis
_________________ No one hears him cry so he turns to evil...
Joined: May 26, 2003
Posts: 5819
Location: Cehennem
Posted:
Mon Jul 12, 2004 7:55 pm
On Kasaba'nın etrafından geçmekte olan kara cüppelere sarınmış dev bir adam gece yolculuk ediyordu. Dolunayın ışığıyla yolunu bulan adam yolda terk edilmiş karavana yaklaştı. Bir şeylerin üzerine bastığını farketti ve yere eğilip onu aldı. Elinde duran etleri sarkan bir omuz parçasıydı. Sakince iki yanına baktı ve ceset parçasını cüppesinin içine sıkıştırıp yoluna hiç bir şey olmamış gibi devam etti.
_________________ That which doesn't kill you, makes you stronger
Only God should have this power
Çığlıklar Kalesi'nde Prens AZALİN'in huzuruna çıkmayı bekleyen Karathas ulağın ona getirdiği haber ile şaşkına döndü. Derhal ayrıldı oradan Rahip Ares Majere daha ağzını açamaya fırsat bulamadan Karathas oradan ayrılmıştı. Son derece kızgındı burnundan soluyordu adeta...
Ulağın yanında atını rüzgar gibi sürüyordu Karathas adeta. Hızlı hızlı çarpıyordu kalbi.
Uzaktan kervanlar gözükünce Karathas atını mahmuzladı ve ulağı geride bırakarak derhal oraya gitti...karşılaştığı manzara korkunçtu! İnanılmaz bir şeydi bu. Her yer kan içindeydi. Cesetler...cesetler....cesetler!
Yerde insan parçalarıyla GELİYOPUZ yazılmıştı. "geliyopuz mu?" diye düşündü Karathas bütün o nefretinin arasında. "Daha okuma yazma bilmiyor herhalde bunu yapan...cahil bir barbar grubu herhalde..." ama cesetlerin üzerinde GELİYORUZ yazılmıştı ve bazılarının gözü oyulmuştu. Karathas bu manzara karşısında midesini tutmakta zorluk çekiyodu...
hızla soluyordu. gözleri çakmak çakmak olmuştu. ulağı korkuturcasına parlıyorlardı. yumruklarını sıktı.
Bu açık açık bir tehditi on kasabaya yapılan ve On Kasaba bu tehdite karşı hazırlıklı olacaktı...
Demek geliyorlardı. pekala! o zaman gelsinler.
Ulağa cesetleri toplaması için bir grup yollamasını söylerek atına bindi. karathas atını mahmuzladı ve derhal önündeki kasabalara yöneldi.
İntikam ateşleri yanıyordu içinde.
_________________ --------------------------------------------------
MutluluÄ?un ve üzüntünün ötesinde...
Joined: Jun 21, 2004
Posts: 366
Location: Mordasket
Posted:
Tue Jul 13, 2004 8:02 am
-Yaa gorath sana diyorum duymuyor musun? Esaretin nefreti adına konuşsana. Anlat neler gördün...
Çocuğun bulamadığı için hala içinde çocuğun yaşadığına dair bir ümit vardı...Ve ne olursa olsun bu masum aileyi dağıtan insandan öcünü alıp çocuğu bulacaktı...Entrika konusunda uz man olan ozan feryat aniden ayağa kalktı ve olaydan haberi olup olmadığını öğrenmek üzere azalinin sarayına Komutan Hükümlü ile görüşmeye gitti.
_________________ Ozan FEryat gelecek masalı dediÄ?i, elindeki sarımdan bir nefes daha aldı...
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.