Author |
Message |
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Sat Dec 02, 2006 9:44 am |
|
Lord Necros wrote: |
"Kısacası adamı tanımıyorsun, öyle mi Masi? Sadece yolda buldun." |
Masi : "Evet doktor aynen öyle oldu."
Lord Necros wrote: |
"Peki kim olduğuyla ilgili herhangi bir fikrin var mı, veya kanıt buldun mu?" |
Masi : "Hayır doktor kim olduğunu bilmiyorum, bir araç vardı, adamı bulduğum yerde. Kapısında garip bir resim vardı."
Sağ kolunda ki, garip halkaların iç içe geçtiği dövmeyi göstererek,
Masi : "Bunun gibi bir resim, ama daha farklı."Biraz duraksadıktan sonra kendinden emin bir şekilde devam etti. "İsterseniz sizi Masi oraya götürür doktor."
Masi sırtında ki mızrağı çıkardı ve alt kısmını yere vurdu.
Masi : "Merak atmeyin doktor," gururlu bir askermiş edası ile konuştu, "Masi sizi korur." |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Sat Dec 02, 2006 9:54 am |
|
Bethie dışarı çıktığında adamın ortadan kaybolduğunu farketti. Bu kuru sıçakta resmen yer yarılmıştı ve içine girmişti. İşte şüphe uyandıran bir durum daha diye aklından geçirdi.
Güvenli bir yer bulmak artık öncelikli amacı olmalıydı. şimdi bir yandan etrafı geziyor bir yandan da şansına lanetler yağdırıyordu.
Etrafı uzun bir süre gezmesine rağmen başka bir bar bulamadı. |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
mikael
Kullanıcı
Joined: Apr 07, 2006
Posts: 692
|
Posted:
Sat Dec 02, 2006 10:01 am |
|
Yener wrote: |
"Bizimle oyun oynama insan, paramız nerede ? Eğer bir terslik çıkarırsan "
Sivri dişli mutan yanında ki çenesinin alt tarafı prinç kaplama olan mutant 'ı işaret ederek,
"çekiç senin icabına bakar !!"
şimdi prinç kaplamalı mutant sırtındaki çekicini sırtındaki kılıfından çıkardı ve elleri arasında sıkıca kavradı.
|
'Çok hoş.' diye homurdandı İlapia. Görünüşe göre bu mutantlar laftan anlamayacaklardı. Ve derdini yumruklarıyla da açıklayabileceğinden pek emin değildi.
Ama geri koşup kendisinin anca sığabildiği o delikten geçerse, bu heyhulalardan kurtulurdu.
"Ah, o iş. Ama parayı getirecek kişi ben değildim, o kişi, ah işte geliyor!" dedi ve gözlerini mutantların arkasındaki yola dikip, parmağıyla boşluğu gösterdi. "Kocaman bir çanta taşıyan, amma da çok para getirmiş olmalı, anlaştığımızın iki katı sanırım, bakın.".
Mutantlar bu blöfü yutsa da, yutmasa da arkasını dönüp mazgala koşacaktı. Zaten başka çaresi de yoktu. |
|
|
Back to top |
|
|
Firble
Forum Yöneticisi
Joined: Mar 12, 2004
Posts: 6496
|
Posted:
Sat Dec 02, 2006 4:25 pm |
|
Kölelik günleri onun sıcaktan en azından daha az rahatsız olmasını sağlamıştı. O günlerde koşullar hiç istediği gibi olmuyordu. Ama tabii ilerleyen yıllardan sonra artık eskisi gibi değildi. Yine de sallanıp duran adama bakıp ne yapması gerektiğini düşündü. Shady Sands de kendi halindeki adamlara müdahale etmek her zaman doğru değidi. Yine de eğer adamın sorunu varsa onu öylece bırakmak da istemiyordu. Çnce bir etrafa bakıp binalardan hangisinin ne olduğunu anlamaya çalıştı. ( rp dışı: ve umarım başardı. )
Sonra adama yaklaşıp adamın eğer panik halinde ise kendini rahat hissedeceğini umduğu bir mesafede durarak HEY DOSTUM diye bağırdı. İYİSİN DEğİL Mİ? BİR SORUNUN YOK? |
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden |
|
Back to top |
|
|
haldor_goraxe
Kullanıcı
Joined: Oct 26, 2005
Posts: 275
Location: Ýstanbul, sen??
|
Posted:
Sat Dec 02, 2006 6:39 pm |
|
"Bir ghoulun yanında kalmaktansa dışarda uyurum daha iyi." diye geçirdi içinden. Marcus'a gitmeliydi ve ona sormalıydı nerde kalabileceğini. Kendini New Reno'da yapamayıp oradan kaçan masum bir kız gibi gösterirdi. Bu sayede Marcus'un koca kalbini belki ısıtmayı başarırdı...
Ana yolda yürümeye devam etti. Eğer hatırladığı yerde ise hala ilerde olmalıydı... |
_________________ Rakı ve Balık....Ä°Å?te Bütün Mesele Bu... By ViceRoy Haldor Goraxe Herkesin Å?uursuzluÄ?u kendine... By ViceRoy Haldor Goraxe Don't dream of women; cause they'll only bring you down... by Dio |
|
Back to top |
|
|
Efla
Site Admin
Joined: Apr 10, 2004
Posts: 3916
Location: Ankara
|
Posted:
Mon Dec 04, 2006 1:03 pm |
|
*Joseph
"Lanet olsun" diye geçirdiiçinden yine. Görünüşe bakılırsa bugün işler pek de iyi gitmeyecekti.En azından havalandırmalara birilerinin birşeyler tıkadığını öğrenmişti. Fakat ne olduğunu hala bilmiyordu. sadece tıkamak için miydi yoksa bir çeşit yatlayıcı mıydı. Bunlar kimdi? neden böyle yapıyorlardı?
Kafasını kurcalayan bunca soru yetmezmiş gibi birde parayı taşıyan çantalı adam olayı çıkmıştı. Onları görmediği için ne tarafı işaret ettiklerini bilmiyordu. Bu nasıl bir tesadüftü yoksa ordaki kişi onu görmüş olabilir miydi. başından savmak için kullanmayı mı düşünmüştü. Her durumda risk vardı. Peki şimdi ne yapmalıydı?
şerife gidip haber verene kadar olayın tamalanıp tamamlanmayacağından emin değildi. Ama şerife en azından birilerinin madenlere birşeyler tıkamış olduğunu haber verebilirdi. En önemli olan şey canını kurtarmak gibi gözüküyordu. O heriflerle uğraşmak istemediği açıktı. Görmüş olabileceklerine ihtimal vermiyordu. Bu yüzden o adama inanma ihtimalleri de düşüktü.
Adamlar eğer çantalı biri olduğuna inanırlarsa vakit kaybetmeden şerifin ofisine koşmaya karar verdi. Çantada para olduğuna inınırlarsa zaten çantaya bakmak isteyecekelridi bu da ona vakit kazandırırdı. Çantayı gördüklerinden emin olmak içinkendisini görene kadarpeşinde sürükleyebilirdi.
İnanmazlarsa da saklanmaya devam edebilirdi. Kavgaya girmek istemiyordu. Hiç istememişti aslında. Bu fiziksel oalrak pek de güçlü olmamasıyla açıklanabilirdi belki. Fakat yine de olayları çözerken şiddet kullanmamaya eğilimliydi. Belki de ikisi de birbirinin bir sonucuydu. Ortada aynı zamanda tehtid edilen bir adam vardı. Ama onun da suçsuz olduğundan emin olamazdı. |
_________________ Chaos is the law of nature,
Order is the dream of man. |
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 6:33 am |
|
Mutantlar arkalarına doğru baktıkları an İlapia koşmaya başladı. Yaklaştığı an mazgalların geçemeyeceği kadar dar olduğunu farketti, o küçük çocuk buradan rahatlıkla geçmişti fakat cüsseleri bir değildi tabi. İlapia şimdi gövdesinin yarısı mazgalın içerisindeydi fakat geri çıkabiliyordu neyseki sıkışmamıştı, fakat kapana kısılmıştı. Bir tarafta geçilmez bir yol diğer tarafta heyula gibi mutantlar. |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 6:45 am |
|
Mutantların dikkati tekrar karşılarında ki adamın üzerinde toplandığı an Joseph var gücüyle koşmaya başladı, arkasına bile bakmadan koşuyordu.
tam sokağın çıkışına ulaşacaktı ki aksilik yine peşini burakmamıştı ve alet çantasının kulbu koptu. Kulp elinde kalırken alet çantası yere düştü ve içerisinde ki aletler ise yerlere saçıldı. Bu düşüşün gürültülü bir ses çıkardığı çok açıktı.
şimdi ise arkasında kısık ve boğumlu bir ses duydu.
"Bu acele ne için ?"
Arkasını döndüğü an elinde çanta taşıyan yaşlı bir adam ile karşı karşıya geldi. Çzerindeki kıyafetler uzun bir yoldan geldiğini belli ediyordu. Eskiden askeri bir elbise olduğu hala belli oluyordu üzerindeki kıyafetin fatak inanılmaz derecede kirlenmiş ve hırpalanmıştı. |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
mikael
Kullanıcı
Joined: Apr 07, 2006
Posts: 692
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 12:11 pm |
|
"Lanet olsun." diye sesli bir şekilde sövdü İlapia. İlk göz attığında bu mazgallardan geçebileceğini zannetmişti. 'Keşke daha dikkatli bakmış olsaydım.' diye geçirdi içinden. Az sonra mutantlar blöfünü anlayacak ve pestilini çıkaracaklardı.
Sırtındaki mızrağa uzandı ve 'Gelsinler bakalım' diye dişlerini gıcırdatarak mutantları beklemeye başladı. Hasımlarına karşı kolay lokma olmayacaktı.
Yine de, arbede sırasında kaçabilirse kaçacaktı. Sonuçta, bunca zamandır vahşi dünyada sadece savaşarak hayatta kalmamıştı. |
|
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 3:24 pm |
|
Firble wrote: |
HEY DOSTUM İYİSİN DEğİL Mİ? BİR SORUNUN YOK? |
Adam olduğu yerde sallanmaya devam ederek hiç cevap vermedi.
Bir kaç saniye sonra adam Oleg 'e kafasını çevirdi ve umut dolu bakışlarla bakmaya başladı. Adamın bakışları farklı bir yöndeyi sanki Oleg 'in yanında duran birine bakıyordu.
"Roza, Jonny 'yi bugün ben okuldan alırım. Çimlerin kokusu harika, çimbiçme makinası gerçektende çok iyi iş çıkardı. Evet haklısın. Bir Tane Limonata alayım hayatım..." |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 3:42 pm |
|
Bethie şerif Marcus' un ofisine gitmek için yola çıkmıştı. Yolları az çok hatırlıyordu, fatak etraftaki yapılara daha önce pek dikkat etmemişti. Boş bira fabrikasına yaklaştığında köpek havlamaları duymaya başladı. Köpekler çıldırmışçasına havlıyordu. havlama sesleri fabrikanın arkasından geliyordu. şerifin ofisine ulaşmak için ya fabrikanın arka tarafına geçmeliydi yada fabrikanın çoğu hırpalanmış tellerinin üzerinden atlamalıydı. Teller pek sağlam durmuyordu ve oldukça paslıydılar, bunların üzerinden atlamaya kalkması biryerlerinin kesilmesine sebep olabilirdi. |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
Horcoel_Baator
SeçilmiÅ? SavaÅ?çı
Joined: Oct 22, 2004
Posts: 673
Location: BoÅ? boÅ? gezindigi Ankara sokaklarından..
|
Posted:
Fri Dec 15, 2006 7:44 pm |
|
Yener wrote: |
Antony şimdi o uyuşuk sersemlerin yanından uazaklaşmıştı ve etrafı geziyordu burası çok küçük bir yerleşim yeriydi, buraya genelde Broken Hills de yaşayamayan insanlar gelirdi.
Antony ellerini pantolonunun cebine sokmuştu ve amaçsızca etrafta dolaşıyordu, tam onünde ki boş nuke cola şişesine tekmeyi bastığı bir an bir kadının çığlıklarını duydu. Sol tarafına baktığı bir an bir herifin kadını tartakladığını gördü. Olay yaklaşık 45 - 50 m kadar uzaklıkta oluyordu (Antony 'nin konumuna göre). Etraftaki sessizlikten ötürü sesler hertaraftan duyuluyordu fakat olay kimsenin umrunda değildi.
- "Seni adi ...... onu bana ver, o piç geberdi işte ona ihtiyacın yok artık !!"
Ağlamaklı bir ses :
- Hayır buna izin veremem, o kardeşime ait.
- Git kendini becer seni adi heriffff !!!
Adam kadının elindeki bir nesneyi almaya çalışıyordu kadın ise nesneye sarılmıştı ve onu vermemek için mücadele ediyordu.
Kadın şimdi avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
- Lütfennnn lütfen onu benden alma o kardeşimden kalan son hatıra !!! |
Antony kaşlarını kaldırarak adama ve kadına bakındı..
''Sokak serserileri..'' dedi içinden..''Vault girişinde bunlardan bol bulunurdu..Ama korumalar onlara nefes aldırtmazdı..''Ve hızla oraya ilerlemeye başladı..''Hey sen..Kadını derhal rahat bırak seni lanetolasıca sokak ucubesi..''(Tek eline bıçağını aldı) Ve hızla olay mahaline doğru ilerlemeye başladı.. |
_________________ ''No matter what I do, no matter how hard I try,
the ones I love will always be the ones who pay..'' |
|
Back to top |
|
|
Firble
Forum Yöneticisi
Joined: Mar 12, 2004
Posts: 6496
|
Posted:
Sat Dec 16, 2006 3:02 pm |
|
Oleg bir süre düşündü. Adam daha çok deli gibi görünüyordu. Bu tarz adamlar pek çok yerde olurdu.
Belki adam işine yarayabilirdi. Adam kendini muhtemelen karısı zannetmişti. Oleg için önemli değildi. Kölelik zamanında birçok hakarete bile katlanmayı öğrenmişti. Çstelik şimdi belki bunu kullanabilirdi. Bir bara gitmeden doğrudan Markus a gitmek muhtemelen daha doğru olurdu.
Adamın yüzüne tekrar baktı. şerif Markus benimle konuşmak istiyor galiba diye konuştu çok da yüksek olmayacak ama adamın duyacağı şekilde konuşmaya çalışarak. Evinin nerede olduğunu biliyor musun acaba? Döndüğümde Jonny le üçümüz biraz dolaşırız olur mu? |
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Orhan Veliden |
|
Back to top |
|
|
haldor_goraxe
Kullanıcı
Joined: Oct 26, 2005
Posts: 275
Location: Ýstanbul, sen??
|
Posted:
Wed Dec 20, 2006 1:41 pm |
|
Ya tetanoz olursam yada bi tarafımı kırarsam diye aklından geçirdi... Fabrilkanın arkasına doğru ilerlemeye başladı. Köpek seslerinden korkmaya başlamıştı... Sessizce ilerlemeye devam etti... Bıçağını kontrol etti ve köşeyi döndü... |
_________________ Rakı ve Balık....Ä°Å?te Bütün Mesele Bu... By ViceRoy Haldor Goraxe Herkesin Å?uursuzluÄ?u kendine... By ViceRoy Haldor Goraxe Don't dream of women; cause they'll only bring you down... by Dio |
|
Back to top |
|
|
Yener
Kullanıcı
Joined: Jan 12, 2005
Posts: 1742
Location: Ä°stanbul
|
Posted:
Sat Dec 23, 2006 1:41 pm |
|
Mutantlar arka taraftan gelen gürültü sebebiyle birden irkildiler ve tedirgin bir şekilde birbirlerine bakınmaya başladılar.
Sivri diş mutant suç ortağına bakarak konuştu : "Acele et Çekiç buradan gitmeliyiz bu böceğin icabına daha sonra bakarız."
şimdi bir yardan İlapia' aya tehtitkar bakışlar savuruyorlar biryandan da geri çekiliyorlardı. Sokağın çıkışına geldiklerinde ise hızlarını arttırdılar. |
_________________ [b:bc27a75495]Ignorance is not bliss, merely uninformed misery.[/b:bc27a75495] |
|
Back to top |
|
|
|
|