Genç rahip Aleas, bu sözleri söylemeyi artık adet edinmişti. Her defasında topuzunun ve altın kalkanının yanında olduğuna emin olmak istercesine elini silahlarında gezdiriyordu.
Yola çıkalı dört saat olmuştu; ancak bir yorulma belirtisi göstermemişti.
Yürürken gece çöktü, hızını bozmadan devam etti yoluna. Sağında bir yokuş ve bu yokuştan inen bir atlı gözüne çarptı.
"Selam gezgin."
"Selam." Dedi adam, ifadesini bozmadan. Uzun sakallı bir insandı; omzunun ardında ok ve yaylar dizilmişti. Adam deri bir zırh kuşanmıştı, ifadesi sert ama dostçaydı.
Aleas pelerininin kapişonunu çıkararak yüzünü gösterdi.
"Korucu gibi bir halin var."
"Evet, adım Relod, Yüksekorman'dan geliyorum."
"Yolun nereye gidiyor?"
"Derinsu. Senin de öyle sanırım."
"Evet."
"Koruyucu'nun sembollerini taşıyorsun..." Dedi adam kalkana ve zırha bakarak.
"Helm rahibiyim."
"Sahi mi? Tehlikeli bir yolda bir Helm rahibine rastlamak çok büyük br şanstır." dedi adam. Gülümsedi.
Aleas iltifatı kabul ederek reverans yaptı. "Beraber yolculuk edelim dostum."
"Pekala...Ardeep ormanına giriyoruz, çabuk olsak iyi olur."
Relod atında, Aleas yürüyerek ilerlediler. Gece çökmüştü.
"Yüksekorman artık eskisi gibi değil..." Dedi Relod. "Fazla tehlikeli... Yoldaşlarım garip bir nedenle ölmekteler... Yükselen bir karanlık var. Bilemiyorum..."
"Yola bu yüzden mi çıktın?" Dedi Aleas.
"Evet, efendi Druid Joras'ın mesajını şehre ulaştırmalıyım. Ya sen dostum?"
"Ben..." Rahibin sesi dikkatinin dağılmasıyla kesildi. Karanlıkta birşeyler hareket etti.
"Kahretsin. İzimi kaybettirdim sanmıştım"
"
Last edited by Greyspirit on Thu May 14, 2009 3:53 pm; edited 1 time in total
Aleas elini topuzuna götürerek gözlerini kapattı; birşeyler mırıldandı.
Az sonra büyük bir ışık hüzmesi etraflarını sardı. Saldırganların kimliği açığa çıkmıştı.
Dört tane normalden uzun ama ince goblin, baltalarını sallayarak üzerlerine geliyordu.
Relod, derhal yayını ve okunu hazır etti.
"Koru kendi!"
Aleas, parlak kalkanını ve topuzunu savurarak aralarına korkusuzca daldı. Goblinlerden birinin kafası gürültüyle ezildi.
Relod dikkatle nişan alarak ona yardım etti, oklarını yağdırdı.
Relod soru sormayı bıraktı; disiplinli rahibin ağzından başka laf alamayacağını anlamıştı.
Birkaç saat sonra Derinsu surları gözükmüştü.
"Ne garip" dedi Relod. "BU şehre her girdiğimde ilk kez girmiişim gibi hissederim..."
"Derinsu, değişken bir şehirdir...Ama tehlikelidir de."
Koca surların hemen ardında Lord Khelben'in kulesi yükzeliyordu.
"şu Karaasa...Dedikleri kadar güçlü mü?"
"Evet ve daha fazlası" dedi Aleas. Büyücü, Başrahip Efendi Aryonas'ın yakın arkadaşıydı. Aleas Khelben Arunsun un nelere kadir olduğunu çok iyi bilirdi...
"Durun! Kimlikleriniz nedir?" Dedi zırhlı muhafız.
"Başrahip Aryonas ın emrinde görevden geliyorum; yanımdaki ise yol arkadşım bir korucu..."
"Ah...Efendi Aleas, siz olduğunuzu anlamadım...Tabiki geçebilirsiniz."
Selam vererek ilerlediler, şehir her zamanki gibi hareketliydi. Satıcılar bağırıyor, tek tük kavgalar çıkıyordu.
Relod, kendini rahatsız hissediyordu, büyük şehirler onun için zindandan farksızdı.
"Bir hana girelim, bana görevinden bahset dostum..."
"Benimle birlikte savaştın Relok. Minnet borçluyum ve görevimi paylaşacağım."
Relok memnunca gülümsedi. "Çnemli ve gizli olduğuna eminim Aleas. Ben de Yüksekorman'daki beladan bahsetmek isterim."
"Pekala... Yıllar önce Derinsu 'altından' bir ölümbüyücüsü belirmiş."
"Karanlıkaltından mı?"
"Evet, Dağaltı bölgesinden...O zindanı bilirsin. Deli büyücü Halaster'ın yaratısıdır."
Handa birkaç kişinin dikkatini çekmişlerdi. Kuşkuyla rahip ve korucunun masasına döndüler.
Aleas, sesini alçalttı. "Dağaltı değişken ve sonsuz biryerdir. Derler ki, girdiğin zaman geldiğin yollar bile değişir; yolunu unttururmuş sana..."
"Evet dostum. Bu yaygın bir öyküdür."
"Bahsettiğim ölümbüyücüsü..." sesini daha da alçalttı. "Yıllar önce hazine ve hırs uğruna Dağaltına giren bir maceracıdan geride kalanlardır."
"Ne?"
"Evet Relok. O uğursuz dünyanın kuralları belli ve açıktır. Güçlü olan hayatta kalır; zayıf varlıkları er geç tespit ederler ve öldürürler. Ama bu kez..."
"Maceracı ölmedi mi?"
"Çyle diyebilirsin sanırım" Acı acı güldü rahip. "Kimliği belirsiz bir tarikat onu bulmuş ve uğursuz bir değişime tabi tutmuşlar."
"Fakat, Derinsu'nun güneyinden geliyordun... Bu büyücünün o bölgelerdeki etkisi nedir?"
"..." Aleas söze başlayamadan birkaç gri giysili adam tepelerinde bitmişti.
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum
FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.
FRPWorld, yeni bir frp dünyası
Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır. Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.