Frp World Ana Menü
  • Frp World
    » Anasayfa
    » Forum
    » Anketler
    » Akademi
    » Kitap Tanıtımları
    » Haber Arşivi
    » Haber Gönderin
    » Makale Gönderin

  • Üyelere Özel

  • Kişisel
    » Hesabınız
    » Özel Mesajlar
    » Üye Listesi
    » Üye Arama
    » Siteden Çıkış

  • Site Bilgileri
    » Top10
    » Site Hakkında Yorumlarınız
    » İstatistikler
    » Destekleyen Siteler

  • Kullanıcı Menüsü
    Hoşgeldin, Diyar Gezgini
    Üye Adı
    Şifre
    (Kayıt Ol)
    Üyelik:
    Son Üye: Gregory51S
    Bugün: 18
    Dün: 35
    Toplam: 90382

    Şu An Bağlı:
    Ziyaretçi: 1320
    Üye: 1
    Toplam: 1321

    Şu An Bağlı:
    01 : mitinaef0iy

    FrpWorld.Com :: View topic - Çlüm Zamanı: Karanlığın Tohumları! (Ortak Çykü)
    Forum FAQ  |  Search  |  Memberlist  |  Usergroups   |  Register   |  Profile  |  Private Messages  |  Log in

     Çlüm Zamanı: Karanlığın Tohumları! (Ortak Çykü) View next topic
    View previous topic
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.
    Author Message
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 10:44 am Reply with quoteBack to top

    Taş merdivenlerden döne döne aşağı katlara yol almaktaydılar. İçinde bulundukları yapı için en uygun tanım köhne olabilirdi ancak, eski bir bina olmasının yanı sıra rutubet de her köşeye sinivermişti. Duvarların çıkıntıları hamam böceklerinin yuvalarına giden yolların girişi haline gelmişti. Duvarlara asılmış mumlar pek aydınlatmaya yetmediğinden binanın büyük bir kısmı karanlığın içinde boğuluyordu. Aynı kükreyerek ilerleyen suların önüne çıkan her şeyi yutmasını andırıyordu.

    Elinde erimeye başlayan mumla yeni üyelere yol gösteriyordu Hüsnü Bey. Kapkara cübbesi yüzünden kahverengi gözleri seçilemese de iri burnu kendini belli ediyordu. Boşta kalan eliyle hafif sakalını taşırken arkasından onu takip eden kişilere acıyan bakışlar atmaktaydı.

    Tarikatın içinde on yıldır yer alıyordu ve çoğu kişinin aksine tarikatın asıl amacının ne olduğunu öğrenerek bu oluşumun bir parçası olmuştu. Genelde tarikat sır dolu geçmişini üyelere hemen açık etmezdi, geçmişte meydana gelen bahsedilmesi yasak olan olaylardan dolayı biraz güven sorunu söz konusuydu.

    Konuşmaları yasaklandığı için sessizce Hüsnü Bey’in peşinden gidiyorlardı tarikatın yeni üyeleri. Tarikat üye alımı konusunda son derece hassastı. Belirlediği hedefinin peşinden giderken tarikat her yıl düzenli olarak nüfusunu artırmaktaydı. Çye seçimi yapılan yoğun araştırmaların ve uzun süren testlerin sonucuna göre belirlenmekteydi. Her bir üye belirli bir amaç için özel olarak seçilirdi ve bu amacın ne olduğunu sadece tarikatın seçkin birkaç üyesi bilirdi.

    Hüsnü Bey en alt kata indiklerinde: “Hepiniz belirli bir amaca ulaşacağınız düşünülerek özel olarak seçildiniz. Tarikat size güvendi ve bunun karşılığında size mühim bir hediye vermeyi uygun buldu. Ama bunun oldukça tehlike içeren bir duruma sizi sokabileceğini önceden belirtmem gerekecektir. Bizzat benden size içinde bulunduğunuz oluşum ile ilgili bilgiler vermem istendi. Çncelikle hepinize hoş geldiniz diyorum.” diye sözlerine başladı.

    “Tarikat otuz yıl önce Henry Soul tarafından kurulmuştur. Kendisi Hsoul diye bilinen tarikatın hedefini ve vizyonunu belirleyen aşamaları meydana getirmiştir. Tarikat da bu aşamaların her birini sırasıyla yerine getirmeye çalışmaktadır. Bilindiği üzere Henry Soul’un üvey torununun ismi de Henry ismini taşımaktadır. Hsoul bankalarının sahibi, yirmi yaşlarında, burnu havada, ukala bir genç olsa da o da tarikatımızın seçkin üyelerinden biridir ve çoğu kişiden daha çok söz hakkı vardır belirli konularda.”

    “Hepinize birazdan bir form dağıtacağım. Bu formda özellikle sağlık durumunuz ile ilgili bir takım bilgileri doldurmanızı istiyoruz. Çünkü yarın olduğunda tarikat size bir ilaç verecektir, ilacın içeriğini bilmemenizin daha doğru olduğunu düşünüyoruz şimdilik. Bu ilaç sizde bir takım farklılıklar meydana getirecektir ve artık sizler sıradan insanlar olmayacaksınız. Karanlığın ordusunun bir parçası olacaksınız.”

    Hüsnü Bey, mumu masanın üstüne bıraktıktan sonra formları eline aldı ve bunları sırasıyla yeni üyelere dağıtmaya başladı.

    Gökhan, heyecanını bir türlü bastıramıyordu. Hüsün Bey’in uzattığı formu az daha yere düşürecekti. Kalbi sanki mayın döşenmiş topraklar gibi her an patlamaya hazır bir haldeydi, sadece elini üstünden çekmesi yeterliydi. Bu yüzden sol eliyle sol göğsüne bastırmakta ısrar etmekteydi. Sağ eliyle de forma göz attı mum ışığından ne kadar görebildiyse.

    Formda, adamın da belirttiği gibi sağlık durumları daha çok yer kaplıyordu istenilen bilgiler arasında. Yılda ortalama kaç defa hastaneye gittiklerini bile öğrenmek istediklerine göre yarın sabah onlara verilecek ilacın bayağı bir tehlike içerdiğini düşündü bir an için, ama yine de kararlıydı. Korkusu ilaçtan kaynaklanmıyordu zaten, Gökhan’ın kalbinin mayın tarlasına dönüşmesinin nedeni bilinmeyenlerin çok fazla yer işgal etmesiydi.

    Hayatını kontrol edenin kendisi olmasından yanaydı ve bu da etrafında gelişen olayların neden ve sonuçlarını ne kadar bilirse o kadar rahat olması anlamına geliyordu. Değişimin getireceklerine hazırlık olamamak onun en büyük korkusuydu.

    Gözünün içine kadar giren saçını alnına doğru iterken forma boş boş bakmaya devam etti. Köhne sözcüğüne cuk oturan bu yapının en alt katına onunla beraber inen diğer kişilere pek fazla dikkat etmediğini fark etti. Oysaki bundan sonraki hayatında daha çok karşılaşacağını düşündüğü bu yeni yüzlere gözlerinin şimdiden alışması gerektiğini düşünüyordu.

    Hüsnü Bey gülümseyerek: “Rahatına bakın, formu doldurduktan sonra birbirinizle tanışmanız için yarım saat zaman veriyoruz. Ben şimdi gidiyorum. Burada konuşabilirsiniz artık.” dedi ve odadan ayrıldı.

    Gökhan sessizce formu doldurduktan sonra etrafındakilere göz gezdirdi, ona ancak söz hakkı tanındığında konuşacaktı. Birisi ona soru sormadıkça konuşmayacak demek oluyordu bu.

    Bulundukları oda fazla geniş olarak bahsedilemezdi, ama odada bulunanların birilerini rahatsız etmeden odanın etrafında birkaç tur atmasını sağlayacak kadar da geniş sayılırdı. İki tane deri koltuk vardı, tabi yırtılmamış yerleri kalmadığından iki koltuk da pek rahat değildi. Ahşap bir masa ve üç de sandalye vardı bir de. Hüsnü Bey’in masanın üstüne bıraktığı mum son ışıltılarını saçıyordu, az sonra tamamen eriyip odayı daha da karanlığa boğacaktı. Duvarlara asılmış mumların da aydınlatma konusunda diğer aydınlatma araçlarından ders almaları gerekiyordu.

    Binaya girmeden önce tüm eşyalarını teslim etmişlerdi, cep fenerinden cüzdanlarına kadar ne varsa almışlardı. Sadece üstlerinde kıyafetleri duruyordu, ama onların yerine de yakında tarikatın üniforması olarak kullanılan siyah cübbe gelecekti.

    Gökhan, sarı renkte üstünde “Doğanın bir parçası ol” yazılı bir pankart taşıyan sincap resmi olan bir tişört giyiyordu. Altında da kot pantolon vardı.

    Formu doldurmuş diğerlerinin de formlarını doldurmasını beklerken Gökhan odanın her tarafını fotografik hafızasının belli köşesine kaydetmişti. şimdi de artık diğer kişilerle tanışma vakti gelmişti.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 2:28 pm Reply with quoteBack to top

    Julio merdivenlerden inerken de, adam konuşurken de umursamazbir havadaydı. Adamın boşa yarattığı gerilime inat, sıradan bir müzeyi gezer gibi bir hava takınmıştı. Gereksiz sağlık bilgilerini de bir çırpıda doldurdu; ne bir hastalığı, ne şikayetçi olduğu bir ağrısı vardı. Ancak bunamışlara sorulacak sorulardı bu tarz şeyler. Herhalde sağlıklı birilerini aradıklarına göre, her ne görev için istemişlerse onu, kendisi biçilmiş kaftandı!

    Kağıdı doldurup, masaya bıraktığı gibi kalkıp odayı aceleyle şöyle bir turladı. Sağa sola, insanlara baktı. Normalde olsa oturup iki laf etmek için duracağı insanlar değillerdi, ama madem sözde şartlar böyle gerektiriyordu, kaçınılmaz olarak bu grupta sosyalleşecekti.

    Julio'nun hızı yüzünden fazlaca kısa süren tur bitti, ve o sandalyesinin sırtına, daha doğrusu sırtında asılı siyah deri cekete dayandı ve aklından geçenleri esirgemeyen bakışlarla odada kim varsa hepsini uzun uzun süzdü...

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 7:16 pm Reply with quoteBack to top

    "Hsoul bankalarının sahibi, yirmi yaşlarında, burnu havada, ukala bir genç olsa da o da tarikatımızın seçkin üyelerinden biridir ve çoğu kişiden daha çok söz hakkı vardır belirli konularda." Slicer adamın açık sözlülüğüne şaşırmıştı. Hayatımı adadığım bu tarikatın babadan oğula geçen, saltanat türünde saçma sapan bir özelliği mi var? diye düşündü. Bu adam çocuktan belli ki hoşlanmıyordu, ama bunu bu kadar rahatça söylemesi onun için bir sorun olmaz mıydı? Belki de açıktan açığa kavgalıydılar.


    İki elinin parmaklarını birbirine geçirip yavaşça çıtlattıktan sonra hafızasının el verdiği şekilde formu doldurmaya başladı. Bildiği kadarıyla hiç bir rahatsızlığı yoktu, hafızasını kaybettiğinden beridir de boyun ağrısından başka hiç bir sorun çıkmamıştı. Hızlıca formu doldurduktan sonra sandalyesinde arkasına yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Çstünde büyük, beyaz, çirkin bir balık resmi ve bir kaç yazı olan kırmızı bir t-shirt, altında ise dizlerinin altına kadar inen siyah bir şort giyiyordu.

    Birden ağzını açmak isteyen bir güç geçti kaslarından. Bu güce direndi, ama bu sefer de ağzı gerilmiş, dudakları büzülmüştü. Sonunda bu güce karşı koyamayacağını anlayınca pes etti, sol elini ağzına götürdü ve derince esnedi. O kadar derin ve uzun bir esnemeydi ki gözleri yaşardı. Yorulmuştu. Gözlerini kapattı, ne odadaki kişilerin isimlerini ne de yüzlerini merak ediyordu. Zaten eninde sonunda onlarla tanışacağını biliyordu. Zaten şimdi duysa bile bazılarının adını hatırlamayacaktı. En iyisi zamanla öğrenmek...

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 7:44 pm Reply with quoteBack to top

    şu kalitesiz tişörtlü adamın parmak çıtlatması ve esnemesi, kalitesiz tişörtün aslında bir pijama olduğuna dair güçlü bir işarete benziyordu. Julio adamın -ki çok da genç görünmüyordu- gözlerinin içine bakarak aşağılayıcı bir sırıtış gönderdi, sonra gençliğinin özelliği olan, gür sayılabilecek ve en az üzerindeki bordo gömlek kadar 'kaliteli' saçların şöyle bir karıştırdı, sandalyesini çekti ve bir kolunu masaya uzatarak, hala da adama eğlentiyle bakarak, hakkındaki bütün küçümsenesi detayları aklına kazımaya başlayarak rahatça oturdu.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 7:54 pm Reply with quoteBack to top

    Oturduğu sandalyede iyice yaslanmıştı şimdi Slicer. Kafasını o kadar geriye atmıştı ki yutkunmaya kalktığı zaman boğazına inanılmaz derecede bir ağrı saplanıyor, her yutkunuşta onu biraz daha düzelmeye mecbur bırakıyordu. Sonunda rahatsız olup doğruldu. İç çekip önündeki masayı incelemeye başladı. Yapacak birşey bulamayınca form kağıdının arkasını çevirip bir kaç şey karalamaya başladı.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 8:04 pm Reply with quoteBack to top

    Selim, fazla hızlı hareket etmek istememişti aslında, ama 1,80 boyu sayesinde yine de diğerlerinden daha büyük adımlar atmıştı (ayrıca Tekvandocu olmasının da adımlarının büyüklüğünde etkisi vardı.) . Daha sonra nezaketen önce diğerlerinin oturmasını beklemiş, sonra kendisi oturmuştu.

    Bu esnada formda yazdıklarını düşünüyordu.Hastaneye genelde onu Tarikat götürürdü, zaten şu ana kadar hep tarikatlaydı ama ilk kez bugün Tarikat için çalışmaya başlıyordu.

    Altında Lescon yazılı siyah, ama mavi çizgilerin de dağınık olarak bulunduğu bir kapri vardı.Böylesine resmi -ve kötülük dolu- bir yerde garip gelebilirdi böyle bir şey ama yine de böyle gezmeye mahkum hissediyordu kendisini.Altında kumaş bir pantolon varken ayağını düşmanının suratına hızlıca kaldırdığında pantolonunun yırtılması olayın zevkini elinden alırdı muhakkak.

    Çstünde de açık mavi bir tişört vardı ve onun kalp kısmında da fazla parlak olmasa da Lescon yazdığı göze çarpıyordu.

    Formuna "incinme, burkulma, bel tutulması, boyun tutulması" gibi bir ton sorun yazmıştı.Aslında Tarikat zaten hepsinden haberdardı ama yine de yazmıştı işte.

    Oturduktan sonra birisinin söze başlaması gerektiğini farketti.

    "Merhaba beyler, ben Selim, çok küçük yaşımdan beri tarikat ile iç içe olduğumdan dolayı sanırım bir nebze sizden daha rahatım.Fakat dürüst olmak gerekirse yarınki ilaç mevzusundan benim de ilk kez haberim oluyor.Neyse, insan olmayıp başka bir şey olma kısmımız garip.Ama yine de zevkli görünüyor.Benden bu kadar!"

    Konuşurken herkesin tek tek gözünün içine bakmıştı, hiçbirinin yüzünü bir daha unutacağını zannetmiyordu.

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 8:47 pm Reply with quoteBack to top

    Bakışlarını çirkin tişörtlüden ayırıp, pozunu hiç bozmadan konuşana baktı Julio. Selim... Çok da özellikli bir giyim tarzı yokmuş gibi görünüyordu aslen, daha iyi görünenlerini muhakkak görmüştü. Zihninde diyeceklerini önceden planlayıp, şekillendirince Selim'in ardından konuşmaya başladı. Her kelimeye yayılmış, gösterişli bir İtalyan aksanı kullanıyordu ve kimi kelimeleri vurgulamak adına masadaki eli düzensiz hareketler yapıyordu: "şu tarikattan... Zaten bizi insan dışı şeylere dönüştürmelerinden başka bir şey beklemezdim. Bir İtalyan olarak söyleyebilirim ki;" dedi, bu kısmı özel olarak, son derece güçlü bir biçimde vurgulamaya özen gösterdi: "Mafya bile bu derece gizemli davranmıyor... Benim de annem tarikat üyesiydi. Yaşarken. Onun izinden gideyim dedim, babamınkinden değil de. O yüzden buradayım işte. Daha fazlasını bilmeniz lazım mı?" diye lafını bitirdi ve bir iki nefeslik süre için cevap bekledi. Kimse bu kadar atak davranmayınca sırıtarak devam etti: "Madem öyle, benden bu kadar..."

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 9:45 pm Reply with quoteBack to top

    "Slicer derler bana, hackerım. Tarikatın network ve iletişim güvenliğini ben sağlıyorum. Karanlığın ordusu, insan dışı şeyler falan, zombileri anımsatmadı değil hani. Sonumuz hayır ola."

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    catboy
    Site Yazarı
    Site Yazarı





    Joined: Jan 19, 2007
    Posts: 3268
    Location: Izmir

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 9:49 pm Reply with quoteBack to top

    Gökhan diğerlerinin konuşmasına dayanarak neredeyse herkesin tarikatı çok önceden bildiklerini anladı. Kendisi tarikatı ilk defa geçen ay duymuştu, sahil kenarında denize bakıp dalmışken adamın biri ona bir zarf getirmişti. Bu adamın daha sonra Hüsnü Bey olduğunu öğrenecekti.

    Acılarını dindireceklerine söz verdikleri için şimdi buradaydı bu garip binada, garip insanların arasında.

    "Anlaşılan sizler tarikatı çok önceden biliyordunuz, lütfen bana biriniz bildiklerini paylaşabilir mi?" diye soruverdi Gökhan. Kendini tanıtmadan direk soru sorması kaba bir davranış sayılabilirdi. Ama şu anda ismini söylese kimin aklında kalacaktı ki diye düşünmeden de edemedi.
    Back to top View user's profileSend private messageVisit poster's website
    Edmond
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Jul 03, 2006
    Posts: 5509
    Location: Ã?anakkale

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 9:54 pm Reply with quoteBack to top

    "Dürüst olmak gerekirse."

    diye söze başladı Selim.

    "Ben yıllardır bu örgütün içindeyim, dolayısıyla ben diğerleriyle aynı amacı gütmüyorum Tarikata girerken, ben kötülük, güç ya da öldürmek için değil, burası evim olduğu için giriyorum.Pişman mıyım? Hayır, güzel bir şey mi, evet.

    Neyse, bildiğim kadarıyla biz şeytanı bu dünyaya sokmaya çalışıyoruz.Kötülüğün ordusunu falan hazırlıyoruz.Hatta inanmayacaksın ama biz şu an o ordunun birer askeriyiz.Neyse işte, tabiî bunları yaparken ödülümüz olan GÇCÇ alacağız.

    Star Wars'ta dediği gibi

    Güç, bizimle olsun!"


    Diye de bitirdi.

    _________________
    I always knew I was a star And now, the rest of the world seems to agree with me.

    The reason we're successful, darling? My overall charisma, of course.

    I never thought of myself as the leader. The most important person, perhaps.

    -Freddie Mercury
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteYahoo MessengerMSN Messenger
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Wed Jul 29, 2009 11:24 pm Reply with quoteBack to top

    "Bütün gün dosyaların güvenliğiyle ilgilendim...eh, bu arkadaşın dediklerini doğrulayabilirim ama bence bunların hepsi peri masalı. şeytandı meytandı, peh. Tabii savaş dersen orası ayrı. Biraz aksiyon hepimize iyi gelir."

    Ayağa kalktı. "Kalanını yarına saklayalım, hım?" Uyumak istiyordu, kendi saçının kokusu sinmiş olan yastığını ve yatağının rahatlatıcı duygusunu özlemişti.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Jul 30, 2009 11:56 am Reply with quoteBack to top

    Julio tüm denilenleri sakince dinledi. şeytan adına çalışmak falan, kafa karıştırıcı bir durumdu. Zaten doğru olup olmadığından emin olmanın bir yolu yoktu. Tarikatin 'doğaüstü' bir takım şeylerle ilgilendiğini biliyordu da, annesi Karanlığın Ordusu gibi şeylerden hiç bahsetmemişti.

    Çirkin tişörtlü -Slicer mıydı?- uykulu bir insan tablosu çiziyordu, tam sataşılacak bir tipti; ona doğru, yine o aşırı İtalyan aksanıyla, aşağılayıcı bir ses tonuyla seslendi: "Tişörtün çirkinmiş; adın da. Nereden buldun?" Hem tişörtü, hem adı kastediyordu.

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    CLiCKs
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Dec 03, 2007
    Posts: 1392
    Location: Bursa

    PostPosted: Thu Jul 30, 2009 6:09 pm Reply with quoteBack to top

    Statham Finlandiya'dan Amerika'ya göçmüş bir gençti. Mavi gözleri sarı saçalrı vardı. Tipik finlandiyalılar gibi...

    Merdivenlerden inerken sanki uykudan yeni uyanmış gibiydi gözleri. Ağır hareket ediyor, uzunca açık kalıyordu. Çstünde gri kapüşonlu bir hırka vardı. Altında ise koyu yeşil bol bir pantolon. İki kulağındaki küpeleri ışıkta hafifçe parlıyordu. Daha 22 yaşındaydı.

    Oturup formu eline aldığında hastalıkla ilgili olan şeylere dudak büktü. Doldurulacak kısımlara birer çizgi çizdi ve genel bölümlere geçti. Pek düşünmemişti. Doğru ve öz şeyler yazdı.

    Konuşan kişileri izledi. Slicer isimli bir hacker. Ve Selim. İsmini söylemeyenlerde vardı. Kendisi de öyle düşündü ve içinden 'bırakta şimdilik böyle kalsın' dedi.

    _________________
    Ben gelecek için hiç endiÅ?e duymadım.O yeterince hızlı geliyor zaten.
    Albert Einstein
    Back to top View user's profileSend private messageSend e-mailVisit poster's websiteMSN Messenger
    Alenthas
    Forum Yöneticisi





    Joined: Oct 04, 2007
    Posts: 2670
    Location: Innsmouth

    PostPosted: Thu Jul 30, 2009 6:44 pm Reply with quoteBack to top

    Slicer olduğu yerde durdu. "Bak çocuk." Sakince arkasını döndü "Amacın ne bilmiyorum ama, ne giydiğim şey, ne de ismim seni ilgilendirir. Hangi ergenlik hormonu seni böyle giyinmeye itiyor bilemiyorum ama, bence böyle bir yerde, böyle şeyler giydiğine göre hiç konuşmaman lazım."

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private message
    Lydronk
    Kullanıcı
    Kullanıcı





    Joined: Feb 10, 2006
    Posts: 883
    Location: Ankara

    PostPosted: Thu Jul 30, 2009 7:40 pm Reply with quoteBack to top

    Julio Slicer'ın lafları üzerine güldü ve gömleğini düzeltti: "Gelmeden önce ne yaptığımı nereden bilebilirsin ki? Peki, tişörtün güzel değil, adın da gördüklerim arasında en az rastladığım değil, ama... yaşlı birine göre bayağı... Nasıl derler, ateşlisin." dedi. Sonra dediği şeyi adamın ne kadar yanlış yorumlayabileceğini düşünüp kısa bir kahkaha attı: "Agresifsin, demek istiyorum. Yaşlılar sözkonusu olunca ayakbağı olmaktan başka bir işe yarayacaklarını sanmazdım!"

    _________________
    Image
    Back to top View user's profileSend private messageMSN Messenger
    Display posts from previous:      
    Post new topicThis topic is locked: you cannot edit posts or make replies.


     Jump to:   



    View next topic
    View previous topic
    You cannot post new topics in this forum
    You cannot reply to topics in this forum
    You cannot edit your posts in this forum
    You cannot delete your posts in this forum
    You cannot vote in polls in this forum


    Powered by phpBB © 2001 phpBB Group

    :: HalloweenV2 phpBB Theme Exclusive ::
     
    FRPWorld.Com ülkemizdeki fantezi edebiyatı ve frp sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir web sitesidir. 2003 yılında kurulmuş olan sitemiz kullanıcı ve yöneticilerimizin katkıları ile büyüyüp Türkiyenin en büyük frp sitelerinden birisi olmuştur. Galerisi, indirilecekler kısmı, akademisi, yazarları ile sitemiz tam bir frp hazinesidir. FRPWorld sizin de desteklerinizle böyle olmaya devam edecektir. FRP'nin doyumsuzca yaşandığı bu diyara hoş geldiniz.

    FRPWorld, yeni bir frp dünyası


    Sitede bulunan yazı, doküman ve diğer içerikler siteye ait olup başkaları tarafından kopyalanması, dağıtılması ya da ticari amaçla kullanılması yasaktır.
    Siteye yapmış olduğunuz katkılar frpworld.com'un olup bunları yayınlama ya da yayınlamama hakkı site yöneticilerine aittir.


    Sayfa Üretimi: 0.58 Saniye