“Peki peki peki.” dedi Troller ve elini lütfedercesine salladı. Tuhaf bir Ã…?ekilde sakindi. “Ne istiyorsn onu yap sevgili Darcalus.”
Troller birkaç adım geri çekildi ve kendi yürüyen ölülerinin arasına karıÅ?tı. Ä°fadesiz gözlerle hem Darcalus’u hem de GümüÅ?yüz’ü izliyordu.
Ta ki...
Borular sessiz gece göÄ?ünde patladı. Güney yönünden, On Kasaba yıkıntılarından geliyorlardı. Lord Shadowbane istemsizce durdu ve tıpkı GümüÅ?yüz, Troller ve kendi bilinçlerine sahip diÄ?er yürüyen ölüler gibi yıkıntılara doÄ?ru çevirdi baÅ?ını her ne kadar yıkıntıları buradan göremese de.
Bu da neyin nesiydi? Lord Shadowbane’in bu yeni gelenlerden hiç haberi yoktu. Kim olabilirlerdi ki?
“Eyvah, hiç vaktimiz kalmadı!” diye ciyakladı Troller birden. “Ã?abuk olmalıyız! Ã?abuk olmalıyız Darcalus!” Gözlerini kısarak GümüÅ?yüz’e baktı sonra. “Cezanı ertelemek zorunda kalıyorum, ama unuttuÄ?umu sakın sanma.” dedi ve iÃ…?aret parmaÄ?ını ona doÄ?ru kızgınca salladı.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Horcoel, Salvador, Slach, V’ladhek, Azazel, Yılmax ve Hastlisch’in bindikleri örümcek yiyenler hızla havalanırken, Zehiran elleriyle Maximillian ve Peter’ı duvara yapıÅ?tıran kayaları iÃ…?aret etti ve ardından ellerini yukarı kaldırdı. Elleri kalktıkça kayalar da yükseliyordu. Nihayetinde Zehiran elleriyle kayalara yön vererek avlunun üzerinden uçurdu ve birkaç orku öldürmesi umuduyla kayaları aÃ…?aÄ?ı bıraktı. Geçmek bilmeyen saniyelerin ardından kayaların tok gürültüsü yankılandı, ama ejderha korkusu yüzünden zaten çıÄ?lık çıÄ?lıÄ?a olan orkların bu kayalar yüzünden kayıp verip vermedikleri anlaÃ…?ılamadı.
Zehiran tekrar onlara dönüp baktı. Gözleri sanki ikisinin de varlıÄ?ını emer gibiydi. Birkaç saniye sadece ikisini süzdü. “Burada durmanız tehlikeli. İçeri girin!” buyurdu ve sonra bastonuna dayanarak hızlı hızlı kapılardan geçti.
Zehiran’ın gidiÃ…?inin ardından Maximillian ve Peter bir süreliÄ?ine öylece kalakaldılar. Sonra Maximillian fısıltıyla “Oren aÃ…?kına, bunlar da neydi böyle?!” diye mırıldandı. Sonra Ã…?aÃ…?kın bir ifadeyle Peter’a baktı. “Benimle gelsen iyi olur. Burası pek de güvenli deÄ?il.”
Peter ise o sırada artık bulunduÄ?u yerden orduları göremediÄ?ini fark etmiÅ?ti. Avlunun ucuna gidip oradan izlemeliydi ama bu da onu yaÄ?mur altına çıkaracaktı ve yaÄ?mur altında yazı yazamazdı.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Cervantes sinirleri tepesinde bir halde kalenin koridorlarında hızlı adımlarla ilerliyordu. Ä°lk mancınık atıÅ?ının ardı gelmemiÅ?ti. Ejderha orklara saldırdıÄ?ında orklar atıÅ?ı kesmiÅ?lerdi. Veya hepsi de ejderha korkusundan daÄ?ılmıÅ?lardı, kim bilir. Cervantes kendi adamlarının durumunun da farklı olduÄ?unu düÅ?ünmüyordu, özellikle de o korkak koboldlar düÅ?ünülürse.
Cervantes ömrü boyunca savaÅ? ve adalet tanrısının sadık bir inananı olmuÅ?tu, ve Å?imdi yenilgiyle tanıÅ?mayı kendisine yediremiyordu. Bu kale duvarları içerisinde son savunmasını yapacaktı. Ama yenilecek de olsa bunun Å?anlı bir yenilgi olacaÄ?ına kendi kendine yemin etti.
Oren artık ondan inanılmaz uzaklaÅ?mıÅ?tı. Kılıcın da gittikçe zayıfladıÄ?ını içten içe hissedebiliyordu Cervantes. Ä°lk baÅ?larda düÅ?ük seviyeli rahipleri kapsayan bu olay, Å?imdi bu kadar geniÅ?lemiÅ?ti. EÄ?er baÅ?kasında olmasaydı Cervantes suçu kendinde arardı. Babasına yeterince layık olmadıÄ?ını düÅ?ünürdü. Ama hayır, kesinlikle normal olmayan bir Å?eyler vardı. Oren kesinlikle inananlarını terk edecek bir tanrı deÄ?ildi, özellikle böyle zor bir zamanda. Bir sınav söz konusu olamazdı zira bunca insanı ölüme mahkum edecek kadar kaprisli deÄ?ildi o.
Kesinlikle bir Å?eyler vardı, normal olmayan bir Å?eyler. EÄ?er buradan kurtulursa Cervantes bunu kesinlikle araÅ?tıracak ve cevabı bulacaktı.
Cervantes burçlara yöneldi. Korkuyla kaçan askerlerin karmaÅ?ası içinde oldukça zor olmuÅ?tu oraya ulaÅ?mak. Yine de bunu baÅ?arıp aÅ?aÄ?ı baktıÄ?ında durumu gördü.
Ejderha, Kaos Ordusu’nun üzerine üÅ?üÅ?müÅ?tü. Henüz orklara saldırma fırsatı bulamamıÅ?tı zira vrocklar ve örümcek yiyen binicileriyle baÃ…?ı dertteydi. Ã?evik hareketlerle ejderhanın diÃ…?lerinden ve pençelerinden kurtulmayı baÃ…?arıyorlardı. Ama onların aksine yerdeki orklar dehÃ…?et içinde kaçıyorlardı. Mancınıkları oldukları yerlerde bırakmıÅ?lardı bile. Binalardan birinin tepesinde beÃ…? tane Ã…?ekil fark etti Cervantes. TartıÅ?ıyor gibiydiler.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
“Ä°yi b*k yedik beyler. Ã…?imdi kafayı bize takmıÅ? durumda.” diyerek Urgonosh durumu kısaca özetleme lütufunda bulundu. Drejjesh ve Ghuzz sinirli gözlerle kaçıÅ?an orkları izlerken, Gnorha sıkıntıyla ejderhayı izliyordu.
“Vrocklar onu fazla oyalayamazlar. Ã?rümcek yiyenlerin halen dayanıyor olmalarına ise çok Ã…?aÃ…?ırdım. Acilen bir çözüm bulmalıyız.” deklinde homurdanmaya baÃ…?ladı Trush.
Drejjesh yumruÄ?unu eline geçirdi. “EÄ?er yere inerse onun kafasını kırıp baÄ?ırsaklarını kemireceÄ?im, sonra da kemikleriyle kürdan yapıp-“
“Hiçbir Ã…?ey yapamazsın, ona kahvaltı olmaktan baÃ…?ka.” diyerek cevabı yapıÅ?tırdı Trush. Kesinlikle Drejjesh’in anlamsız tehditlerini dinleyecek ruh halinde deÄ?ildi.
“Peki o halde ne yapacaÄ?ız? Burada durup ölümü mü bekleyeceÄ?iz?” Ghuzz’un sesi çok huzursuzdu.
“OluÃ…?acak bir katliam, hangi tarafa ait olursa olsun *O*’nu güçlendirecektir. Buradan kendimizi kurtarmamızın yeterli olacaÄ?ını düÅ?ünüyorum.
“Echberiathos’un ordusunu ayartıp kontrol altına alanlar bizleriz. Burada orduyu yok etse bile peÃ…?imize düÅ?ecektir. Asla güvende olamayız.” Gnorha itirazını dile getirdi.
“Kaos TapınaÄ?ı’na bir kez vardık mı, bize elleyemez.” Trush kendinden gayet emin görünüyordu.
“Tabi geride tapınak kaldıysa.” diyerek hırladı Gnorha.
“*O*’nun bir ejderha karÃ…?ısında yenik düÅ?ebilecek kadar güçsüz olduÄ?unu mu söylemeye çalıÅ?ıyorsun?” Trush’ın emin görüntüsü aniden yerini bir öfke ifadesine bırakmıÅ?tı. Böcayının gözleri çakmak çakmaktı.
“Kendine bir bak. Tanrına ulaÃ…?abiliyor musun? Sen ki kaos seçilmiÃ…?lerinden birisisin, ama sen bile tanrına ulaÃ…?amıyorsun. Ã…?unu kabul et artık: Apocalyspse yok, gitti! Hâlâ mevcutsa bile bizimle deÄ?il!”
“Apocalyspe hâlâ burada veya deÄ?il...” diyerek Trush ve Gnorha arasındaki tartıÅ?mayı noktaladı Urgonosh “Ben ne uçan bir kertenkeleye, ne de farelerle birlik olan bir avuç çiroz mahlûkata yenilmeyi reddediyorum! Orduyu bir an önce toparlamalı ve Echberiathos’u durdurup kaleyi zaptetmeliyiz!”
“Sana katılıyorum, ama nasıl?” Ghuzz da Urgonosh’la hemfikirdi
“Hmmm.” Urgonosh çenesini sıvazladı. “Sanırım öncelikle burada ejderhanın tehdidi altında olmadan düÅ?ünebileceÄ?imiz bir yere çekilsek daha iyi olacak. Sakin kafayla düÅ?ünebiliriz.”
“Ya orklar? Ya kaçarlarsa?”
“Tek köprü de yıkıldı. Bir yere kaçamazlar. Elbette nehri geçmeye çalıÅ?abilirler ama bunun ilk örnekleri nehirde boÄ?ulurken kalanlarının bundan vazgeçeceÄ?ini düÅ?ünüyorum.”
Hepsi birbirlerine baktı. Sonra baÅ?larını sert bir Å?ekilde tek bir sefer sallayarak onayladılar. HoÅ?nut bir gülümsemeyle Urgonosh elini sallayarak gelmelerini iÅ?aret etti ve çatıdan atlayıp yoldaÅ?larıyla birlikte kalenin sokakları arasında gözden kayboldu.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
GümüÅ?yüz sanki babasının kızmasından korkan bir cocuk gibi, kafasını eydi... boru sesi ile irkilip baktıÄ?ında yıkıntılara doÄ?ru baktıÄ?ını anladı ama saÄ?dece sese bakıyordu... GümüÅ?yüz,
Ardından efensinine bir Å?ey sölemek içn döndü ama efendisinin kızgınlıÄ?ı geçmediÄ?ini ve Å?u anda ona sinirli olduÄ?unu aklına getirince sustu...
Halbuki havalanıp bakmayı önerecekti....
_________________ Ã?LÃ?M NEREDEN VE NASÄ°L GELÄ°RSE GELSÄ°N!!! Savas NaÄ?ralarmız kulakdan kulaga yayilacaksa ve silahlarimiz elden ele gececekse ve baskalari silah sesleriyle,savas ve zafer narâlariyla cenazelerimize agit yakacaksa Ã?LÃ?M HOS GELDÄ° SEF
Troller' in onayıyla Lord Darcalus bir adım daha öne çıkarak gulyabaniye yaklaÅ?mıÅ?tı.
Fakat ne olduysa tam o anda olmuÃ…?tu.
Boru sesleri...
Onkasaba yıkıntılarından geliyordu.
Bunun birçok anlamı olabilirdi; yeni bir müttefik, savaÅ?ın durdurulması, ordunun yön deÄ?iÅ?tirilmesi gibi..
Ã?lüm Å?övalyesi bu olanın ne olduÄ?una gittikçe artan ilgisiyle boru seslerinin geldiÄ?i yöne doÄ?ru bakarken boÅ?ta duran sol zırhlı elini yavaÅ?ça havaya kaldırdı..
Hafif bir hırıltılı kiÅ?neme ile gölgelerde gizlenen bineÄ?i öne çıktı, Ã?lüm Å?övalyesinin biraz gerisinde duruyordu.
"Olanlardan bizi haberdar et, fazla uzaklaÅ?ma. Sadece bize lazım olan raporu getir,"
Karabasan hafifçe baÅ?ını oynattı. Ardından yürüyerek yerden yükseldi ve gereken raporu Ã?lüm Å?övalyesine bildirmek için havalanarak oradan ayrıldı..
Lord Darcalus gözünü güney yıkıntılarından ayırmadan konuÅ?masını sürdürdü.
"Olanların ne olduÄ?unu öÄ?renmeden bir saldırıya giriÅ?emeyiz. Olay lehimize olabilir ya da tam tersine, bizim iÅ?imize yarayacak bir Å?ekilde." dedi durgun bir sesle devam ederek...
_________________ -I grow tired of shouting battle cries when fighting this mage. Boo will finish his eyeballs once and for all, so he does not rise again! Evil, meet my sword! SWORD, MEET EVÄ°L!!
Peter diline kadar gelen Å?arkıyı söylemedi. Buna gerek kalmadı. AÅ?aÄ?ıda bir Å?ekilde kuÅ?ların istedikleri büyüyü yaptıklarını görebiliyordu. Askerlerse yavaÅ?ça kaleye çekiliyor gibiydiler.
KuÅ?lara yeniden baktıÄ?ında üzerlerinde bir dalgalanma hissetti. Ã?nce hafifçe sonra giderek artarak kuÅ?lar Å?ekil deÄ?iÅ?tirdiler. Garip Å?ekillerle yukarıdaki onkasaba silahlarına saldırdıklarında Peter ne olduÄ?unu anlamadı.
KuÅ?lar toplanarak yukarıdaki maÄ?ralara uçarken de ne olduÄ?unu anlamadı. Daha doÄ?rusu bir Å?ekilde ne olduÄ?unu biliyor ama inanmak istemiyordu. Ancak içeriden çıÄ?lık sesleri geldiÄ?inde Peter savaÅ?ın ve her Å?eyin kaybedildiÄ?ini içinden kabul edebildi. İçeride insanlar öldürülüyordu. Onkasabalılar onun doÄ?duÄ?u yerin insanları... AÅ?aÄ?ıdaki askerlerin yetiÅ?emeyecekleri açıktı. Geride kimseyi bırakmamaları hataydı. Ama karÅ?ıÅ? ordunun bu yaptıÄ?ı ise kesinlikle....
Peterin içinden bir Å?eyler yapmak geliyordu. Gidip birilerini kurtarmak.... Ancak orda durmak dıÅ?ında bir Å?ey yapamadı. O kara derili adamın geldiÄ?ini sanki bir rüyadaymıÅ? gibi farketti. Bu olanlar da sanki rüya gibiydi. Bir türlü bozamadıÄ?ı üstelik hareket de edemediÄ?i bir rüya gibi.
Katliamın ne zaman bittiÄ?ini bilmedi. Veya ordunun ne zaman geldiÄ?ini. Yalnız kara derili adamın sesi onu irkiltti. Å?u Å?ovalyeyle konuÅ?uyordu. Ä°smi. Horsel olan Å?ovalye...
Neler söylediÄ?ini öylesine duydu. Ä°sim... Aklında kalan isimdi. Barra Qu’elaeruk... Kendine geldiÄ?inde adamın deÄ?iÃ…?tiÄ?ini gördü. Bir çeÃ…?it sürüngene... Hayır... Bir ejderhaya dönüÅ?üyordu..... Ama ne olduÄ?u önemli de deÄ?ildi.
Peter Barra ya baktı... Sana söz veriyorum Barra dedi.... EÄ?er hem ben hem sen saÄ? kalırsam... Senin hakkında öyle Å?eyler yazacaÄ?ım ki her duyduÄ?unda sözleri en keskin kılıçtan fazla acı verecek sana....
İçindeki duyguları korumaya devam ederek dövüÅ?ü izlemeye devam etti. Ã?zerine düÅ?en kayalar onu tamamen hazırlıksız yakalamıÅ?tı. En son hissettiÄ?i bir çocuÄ?un onu duvara doÄ?ru itmesiydi.
Sonra gömülü kaldı. Ne kadar gömülü kaldı? O da bilmiyordu ama kaldı. Hemen yanında çocuÄ?un olduÄ?unu hissediyordu. Ã?ocuk... Demek hala saÄ? kalan bir çocuk vardı. Ya da .... ya da belki bu çocuk savaÅ?anların arasındaydı.
Ne garipti... SavaÅ?anların saÄ? kalıp savaÅ?amayanların ölmesi.. Sanki önce onları savunanlar ölmeli diye düÅ?ünülürdü.
Peter üzerindeki kayaların kalkıÅ?ını hissettiÄ?inde epey süre geçmiÅ? olmalıydı. Bir kadın bir kadın kayaları kaldırmıÅ?tı. Sesleri duyduÄ?unda ejderhaya döndü... KuÅ?lar maÄ?ralara saldıran kuÅ?lar Å?imdi ejderhanın üzerine saldırıyordu. DüÅ?man yine kendi içinde bölünmüÅ?tü. Artık onkasabayı bu kadar zayıf buluyorlardı demek....
Aslında artık onkasaba yoktu zaten... MaÄ?ralara bir dah bakmak için döndüÄ?ünde Horcel ve diÄ?erlerinin de gittiÄ?ini farketti. Komutanların büyük bölümü de kaleyi terk ediyordu. Acaba yine de kale savunulacak mıydı? Gerçi SavaÅ? tanrısının Å?ovalyelerinden bunu beklerdi.
İçinde çok büyük bir aÄ?ırlık vardı. Barra ya verdiÄ?i sözü tutmayı da istiyordu. Ama bunun zamanının Å?imdi olmadıÄ?ını da hissediyordu. Å?imdi kaybedilen savaÅ?ın onkasabanın üzüntüsü içinde o kadar yoÄ?undu ki diÄ?er her Å?eyi bastırıyordu.
O anda devam eden savaÅ? da o kadar önemli deÄ?ildi kaybedilmiÅ? onca Å?ey varken...
Peter nerelerden gittiÄ?ini bilmeden çocuÄ?u izledi... Neresi olduÄ?unu bilmediÄ?i bir yere oturdu.
KaÄ?ıtları farkında olmadan çıkarttı ve yazmaya baÅ?ladı.
UÄ?urlar Olsun
DoÄ?duÄ?um kasaba uÄ?urlar olsun sana
Unuttum bana ettiklerini
En nefret ettiÄ?im anlarda bile senden
Aslında seni yürekten sevmiÅ?tim
Ancak Å?imdi anladım
Ne büyük bir boÅ?lukmuÅ? yüreÄ?imdeki
BaÅ?ardılar sonunda yapmak istediklerini
Diyarın var oluÅ?undan beri
Corax Oren Yeminerdi adları hep deÄ?iÅ?ti
Bir oyundu onlar için
Ã?nemsemediler bizleri
Ã…?imdi oyun bitti
Ã?ıÄ?lıklar göz yaÅ?ları ulaÅ?tı yalnız bana
Görmedim içeride yaÅ?ananları
Yankılar yayılırken kalenin tepesinde
Bekledim sadece
Koca bir ordu izledi benimle
Hiç bilemeyecekler bu oyunun anlamını
�ok üstün olsalarda komutanlarından onkasabanın
Hiç bir zaman tadamayacaklar
Bir zamanlar bu topraklarda
YaÅ?anmıÅ? olanları
Onkasaba en kızdıÄ?ım zamanlarda da
�züldüm sana
Sevdim insanlarımı
En uzak diyarlarda bile
Bıraktım bir parçamı
Yoksun artık
UÄ?urlar olsun sana
Seni göremese de
Gelenler artık bu daÄ?lara
Hep hatırlanacak en mutlu günlerin
UÄ?urlar Olsun Onkasaba
SavaÅ?ın nasıl kazanıldıÄ?ı bir yere kadar önemliydi. Kesin yenilgiden önce aklına gelen Å?ekil.... Ã?yle uyuyordu ki... Onkasaba askerlerinin gafilliÄ?ine... O Å?iir dıÅ?ında savaÅ?ı anlatan baÅ?ka Å?iire gerek yoktu. Ã?stelik Å?imdi....
Peterin bir anda aklına maÄ?ralara tekrar bakmak geldi. Katliam... katliam kısa sürmüÅ?tü. EÄ?er saklanacak yer varsa insanlar saklanmıÅ? olabilirdi.
Neden olmasın diye düÅ?ündü. Bir Å?ekilde onların kaçmasını saÄ?layabilirdi.
Ã?ocuÄ?a dönerek... maÄ?ralar dedi. Orada saÄ? yaralı saklanan birileri olabilir. Neden oraya gitmiyoruz? Böylece bir iÅ?e de yararız, deÄ?il mi?
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Karabasanı çürümekte olan aÄ?açların arasında kaybolurken Darcalus ve Troller tartıÅ?maya baÅ?lamıÅ?lardı bile. Troller inatla harekete geçilmesi gerektiÄ?ini öneriyordu, Darcalus ise beklenmesi gerektiÄ?ini söylüyordu.
“Hayır hayır hayır! Oyalanmadan güçlerimizi toplamamız lazım Darcalus! Geç kalırız! Hemen harekete geçmeliyiz!” diyerek viyaklıyordu Troller.
On dakikanın sonunda durum hâlâ deÄ?iÃ…?memiÃ…?ti. Troller hâlâ harekete geçmeyi öneriyor, Darcalus ise hâlâ beklemeyi öneriyordu. En sonunda Troller tepinerek Darcalus’a rest çekti.
“Burada efendi BENÄ°M! Buraya hükmeden de BENÄ°M! Ve sen de bana UYACAKSIN! GümüÅ?yüz, gidiyoruz!”
Onun haykırıÅ?ıyla birlikte ormandaki sessizlik bozuldu ve yürüyen ölüleri huzursuzca kıpırdandı. Troller ne zaman öfkelense, GümüÅ?yüz de içinde huzursuz bir kıpraÅ?ma, bir yok etme isteÄ?i uyanıyordu.
Troller, Darcalus’a sırtını döndü ve kendi ölüleri eÃ…?liÄ?inde doÄ?uya doÄ?ru-doÄ?uya?-ilerlemeye baÃ…?ladı.
Tuhaftı, gerçekten tuhaftı. Borular güneyden geliyordu ama Troller doÄ?uya gidiyordu. Darcalus bunun nedenini anlayamasa da üzerinde düÅ?ünemedi. Karabasanı geri dönmüÅ?tü. Darcalus ona döndüÄ?ünde karabasanın gözlerinde olanları gördü.
Wholkom Lejyonu, On Kasaba’ya yardıma gelmiÃ…?ti.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Gittikleri yerin farkında olmasa da Maximillian Peter’ı kalenin arkalarında bir odaya götürmüÅ?tü. Bu kısımlar askerler tarafından kullanılmıyorlardı zira buraya ıÅ?ık girmiyordu, ama Maximillian geçmiÃ…? deneyimlerinin ve merakının bir ürünü olarak bu bölgeleri daha önce keÃ…?fetmiÃ…?ti.
Maximillian, Peter’ı elinden tutup sürüklerken bir elinde tuttuÄ?u meÃ…?ale ile yolunu aydınlatıyordu. En sonunda Maximillian dolambaçlı, tozlu ve örümcek aÄ?larıyla kaplı koridorlardan birinin sonundaki bir odaya tıktı. Bu odada da her Ã…?ey toz kaplıydı ve elbette ki cüce standartlarında yapıldıÄ?ından oldukça kısaydı. Ama raflardan görünen o ki burası kitaplarla ve yazılarla ilgilenen birisine aitti.
Maximillian, Peter’ı çalıÅ?ma masasının sandalyesine oturdu ve meÃ…?aleyi de onun yanında, duvardaki yerine sokuÃ…?turdu. Peter masada Ã…?arkısını yazarken o da huzursuzca bekliyordu. Neden burada beklediÄ?ini bilmiyordu. Aslında siperlerde olması gerekiyordu. Yoksa korkuyor muydu?
Onun düÅ?ünceleri de Peter’ın önerisi ile bölündü.
“Oraya gitmek mi? Ama oraya gitmek için kaleden çıkmamız lazım. DıÅ?arıda da orklar var. Oraya biz saÄ? varamayız, oradakileri nasıl kurtaralım?” Maximillian suratını astı ve cüce için bir koltuk, ama bir insan için tabure olacak büyüklükteki Ã…?eye oturdu.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Cervantes, beÅ? Å?eklin de bulundukları çatıdan atlayarak Å?ehrin içinde kaybolduklarını gördü ve lanet etti. Tüm bunlar o beÅ?linin yüzünden olmuÅ?tu! Tüm bu ölümler, kaybolan yaÅ?amlar onlar yüzündendi!
O anda Cervantes aÄ?zını son zamanlarda fazlasıyla bozduÄ?unu fark etti. Bu ona pek yakıÅ?mıyordu. Daha sakin olmalıydı.
“Ama ne için?” diye düÅ?ündü Cervantes. DüÅ?manlarının bir Ã…?eyler düÅ?ündüÄ?ü belliydi, ama bu neydi? Kendilerini hazırlamaları gerekiyordu, hem de bir an önce!
Cervantes arkasını döndüÄ?ünde artık çevresinde hiçbir askerin kalmamıÅ? olduÄ?unu gördü. GörünüÅ?e göre hepsi de kalenin iç kısımlarına kaçmıÅ?lardı. Å?imdi onları bulmalı ve cesaretlendirip hazırlamalıydı.
Ve Zehiran...Neredeydi acaba yaÅ?lı kadın? Ejderhayla birbirlerini tanıdıkları belliydi. Sadece bununla da kalmamıÅ?, ejderhayla da savaÅ?mıÅ?tı. Oren aÅ?kına, kadının gücünün sınırları neydi? Daha doÄ?ru o kadın neydi?
EÄ?er ejderhayı durduracaksa, Zehiran’ın yardımına ihtiyacı olduÄ?unu kendi kendine itiraf etti Cervantes. Onu da bulması gerekliydi.
Evet, kafasına bir plan oluÃ…?turmaya baÃ…?lamıÅ?tı bile. Oren’in sadık savaÃ…?çısı, kendinden emin adımlarla kalenin iç kısımlarına doÄ?ru ilerledi.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Peter çocuÄ?a baktı. Arada askerlerin olduÄ?unu bilmiyordum kardeÅ?im... Ama ama oraya belki bir yolla gidebiliriz. EÄ?er bizi hava yoluyla oraya ulaÅ?tırmanın bir yolu varsa... Ya da en azından bize bir birlik verilirse belki maÄ?raya gidebiliriz. Kaos ordusu ejderhayı yok etmek için uÄ?raÅ?ıyor Yeterince az dikkat çekersek bizi görmezler.
Umutsuzca çocuÄ?a baktı... Orada çok fazla insan vardı. Hepsinin yaÅ?ayıp yaÅ?amadıÄ?ını anlamak için çok az kaldılar orada... Bir an önce nereye gideceklerse oraya gittiler. Orada birinin bulunup bulunmadıÄ?ını anlamak için bir ozanın gözleri ile bakmak lazım...
Ã?ocuÄ?a tekrar baktı. Bir an onun yaÅ?ını düÅ?ünmeden konuÅ?tuÄ?unu hissetti. Ã?ocuk ona kendisini hatırlatıyordu. KuÅ?kusuz çok daha cesurdu. Peter o yaÅ?lardayken sadece hasta oluyordu. Abisi olmasaydı...
Sanırım tanıÅ?madık dedi çocuÄ?a öncelikle hayatımı kurtardın. SaÄ?ol kardeÅ?im. dedi elini çocuÄ?un omzuna koyarak. Sanırım bu iÅ?i kendim halletsem daha iyi olabilir. Sen yeterince tehlikeye girdin bugün sanırım.
Sonra kalede kalmanın daha az tehlikeli olmayacaÄ?ını da aklına getirdi. MaÄ?ralara bir kere farkedilmeden girerlerse asıl ordular kaleye saldırırken orada güvende olurlardı muhtemelen.
Bu düÅ?üncenin de etkisi ile tabii karar senin diye ekledi Peter.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
“Burada efendi BENÄ°M! Buraya hükmeden de BENÄ°M! Ve sen de bana UYACAKSIN! GümüÅ?yüz, gidiyoruz!”
Lord Darcalus kolları ile göÄ?sünde baÄ?daÅ?tırmıÅ?tı, hareketsizce duruyordu.
Binlercesine bir kuvvete karÅ?ı onların birkaç yüz kuvveti karÅ?ı koyamazdı. Yenilmeye hiç niyeti yoktu.
Bu sefer onun dediÄ?i olmayacaktı.
Onun peÃ…?inden gitmeyecekti..
Troller gittiÄ?inde Limerik ormanlarından kalan yerde sadece Lord Darcalus ve onun yaÅ?ayan ölüleri bulunuyordu. Ã?ok geçmeden karabasan geri dönerek gördüklerini ona aktardı.
Lejyon kasabaya yardıma geliyordu! Bu hem orkların hemde Troller' in sonu olacaktı. Bu durum onu biraz keyiflendirse bile bundan sonrasında ne yapacaÄ?ı düÅ?üncesi onu zorda bırakıyordu...
_________________ -I grow tired of shouting battle cries when fighting this mage. Boo will finish his eyeballs once and for all, so he does not rise again! Evil, meet my sword! SWORD, MEET EVÄ°L!!
GümüÅ?yüz Troller i takip ediyor... Onun yanında yürüyordu...
Bir Å?öle arkasına bakmak için kafasını cevirdiÄ?inde Ã?lüm Å?ovalyesinin onlarla gelmediÄ?ini gördü.
Ã?lümÅ?ovalyesinin gözlerine baktı gümüÅ?yüz VE gözlerini kıstı... Gelmeyede niyeti yoktu Galiba bu Å?ovalyenin.
Troller Yanına doÄ?ru yaklaÅ?tı. VE
'' Ã?lüm Å?ovalyesi GElmiyor, boru o yönden gelmedi efendim''
_________________ Ã?LÃ?M NEREDEN VE NASÄ°L GELÄ°RSE GELSÄ°N!!! Savas NaÄ?ralarmız kulakdan kulaga yayilacaksa ve silahlarimiz elden ele gececekse ve baskalari silah sesleriyle,savas ve zafer narâlariyla cenazelerimize agit yakacaksa Ã?LÃ?M HOS GELDÄ° SEF
Karabasan kiÅ?neyerek toynaÄ?ı ile yeri kazıdı ve baÅ?ını eÄ?di. Lord ShadowbaneÂ?in sancaÄ?ını taÅ?ıyan diÄ?er yaÅ?ayan ölüler de eÄ?ilerek DarcalusÂ?un kararına boyun eÄ?diler.
Darcalus bir süre uzaklaÅ?makta olan TrollerÂ?ın kuvvetlerini izledi. GümüÅ?yüz de havadan onu takip ediyordu. En sonunda deliden kurtulmuÅ?tu, ama kuvvetleri de hatırı sayılır bir ölçüde bölünmüÅ?tü.
Sonra borular bir kez daha yankı buldu. Wholkom Lejyonu�nun yolunun tam üzerinde duruyordu.
Ä°lerideki gulyabanilerden birisi topallayarak yanına koÅ?turdu. Bu gulyabani yaklaÅ?ık yüz senedir DarcalusÂ?laydı. Oldukça iyi hizmet vermiÅ?ti hep...hızı ve konuÅ?ması dıÅ?ında.
“Tabi ki boru bu taraftan gelmedi. Sen beni ne sandın? Gerizekalı bir moron mu? Hayır hayır, benim Darcalus gibi geride kalıp onların mızrakları altında ölmeye hiç niyetim yok. Benim çok daha iyi bir planım var. Gel, acele et. Geride kalma.”
Troller her zamankinden de aksi görülüyordu. Bariz bir hoÅ?nutsuzluk yüz hatlarını kaplarken kırıÅ?tırdıÄ?ı yüzü iyice bakılmaz bir hal alıyordu. Onun, cüppesinin eteklerini çeke çeke ilerlemesine karÅ?ılık olarak diÄ?er yaÅ?ayan ölüler de hızlandı ve GümüÅ?yüz de içinde ilerlemek için karÅ?ı konulmaz bir dürtü hissederek hızlandı.
Ne kadar gittiklerini bilmiyordu GümüÅ?yüz, ama en sonunda kocaman bir maÄ?aranın karanlık giriÅ?inin önünde buldu kendisini. YaÅ?ayan ölüler maÄ?aranın çevresine yayılmıÅ?tı. GümüÅ?yüz ise tam ortada duruyordu. Birkaç metre ötesinde Troller öne çıkmıÅ?, iki kolunu yukarı kaldırmıÅ?tı.
“Cydanor! Koca Cydanor! Sana sesleniyorum, duy sesimi!”
Birkaç saniye herhangi bir Ã…?ey olmadı. Her Ã…?ey sessizdi. Hiçbir Ã…?ey kıpırdamıyordu. Ve sonra GümüÅ?yüz’ü dehÃ…?et içinde bırakan bir Ã…?ekilde, maÄ?aranın engin karanlıÄ?ının içinde bir çift dev, kırmızı nokta ortaya çıktı.
“Aaaah, Troller... Zamanı geldi mi?” Ses, korkutucu bir yankıya sahip, yüksek tonda bir gürüldemeydi.
Troller o kadar keyifliydi ki, yaÅ?ayan ölüler bile neÅ?eli neÅ?eli kıpırdanmaya baÅ?ladılar. GümüÅ?yüz de içinde bir keyiflilik hissediyordu.
Troller o kadar keyifliydi ki, yaÅ?ayan ölüler bile neÅ?eli neÅ?eli kıpırdanmaya baÅ?ladılar. GümüÅ?yüz de içinde bir keyiflilik hissediyordu.
Gözler hafifçe kısıldı. DüÅ?ünüyor gibiydi. Ama fazla uzun sürmedi. Borular ikinci kez yankılandı.
“Görünen o ki gerçekten de fazla vaktimiz yok Troller. Gitme vakti.”
Sonra aniden, maÄ?aranın içinden çok sayıda yaÃ…?ayan ölü çıkmaya baÃ…?ladı. Bunlar Troller’ın veya Darcalus’un yaÃ…?ayan ölülerinin çoÄ?unluÄ?u gibi akılsız iskeletler ve zombiler deÄ?ildi. Gulyabaniler, gölgeler, mumyalar ve çeÃ…?itli baÃ…?ka hortlaklardı bunlar.
Ve en sonunda, yer sarılmaya baÅ?ladı. Sarsıntılar eÅ?liÄ?inde iki koca, kımızı göz maÄ?aranın karanlıÄ?ında ilerledi ve maÄ?aran çıkıp kendini ay ıÅ?ıÄ?ında gözler önüne serdi.
Bu bir ejderhaydı!
Ama kahrolası, iskelet bir ejderha... lich bir ejderha!
Cydanor kanatlarını iki yana açıp gerindi. YaÅ?ayanlara özgü bu hareket ilginçti.
“Aaaah, güzel bir savaÃ…? görmeyeli uzun zaman olmuÃ…?tu. Bu arada Troller, bana bahsettiÄ?in Ã…?u ölüm Ã…?övalyesi nerede?”
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum