Ormanda yıldızlar azalmıÅ?tı. Günden güne artan karanlık ve yokluk hissi yarım-elfi tedirgin ediyordu.
DüÅ?ündü : "Ben Elweyn GümüÅ?yaprak, ormanla, topraÄ?ımla birim. Ama bir asırdır yuvam olan bu yeri yabancılamaya baÅ?lıyorum... Sayısız kıÅ?, sayısız bahar yaÅ?adım, fakat evimi hiç bu kadar düÅ?man görmemiÅ?tim." Eliyle topraÄ?a dokundu, soÄ?uktu. Ama bu soÄ?ukluk elini üÅ?ütmüyordu, adeta yakıyordu, derhal elini çekti. "Hayır, bu baÅ?ka birÅ?ey. Daha önce
hiç görmedim ama alıÅ?maya da niyetim yok. KaynaÄ?ını bulmalıyım. Orman acı çekiyor, yardım istiyor, dinlemeliyim." Gözlerini kapattı, kılıcının kınını sıktı ve eÄ?ildi. AÄ?açların fısıltısını hissetti, hâlâ tanıdık birÅ?eyler bulmak onu mutlu etti. DoÄ?rulduÄ?unda anlamıÅ?tı, "güney" dedi. "Güneye gideceÄ?im."
Böylece baÅ?ladı sürgün, yarım elf bir bir daha geri dönmeyecekti.
Yürüdükçe, hava karardı, yokluk hissi arttı. Birgün yürüyerek geçmiÅ?ti; fakat yolculuÄ?u sırasında Elwevyn aÄ?açların acılı haykırıÅ?larını, topraÄ?ın çoraklıÄ?ını duyarak ve görerek ilerlemiÅ?ti.
Gece çöktü.
Hassas kulakları birÅ?eyler duyuyordu, yarım elf ileriye baktı. Gri bir kurt ona doÄ?ru koÅ?uyordu, çaresiz ve korkmuÅ?tu. DurduÄ?unda ise sinirlendi ve yarım elfe hırladı. Elwevyn odaklanarak kurdun gözlerine baktı : "Neden?" dedi kurda, "bu kadar kötü olan ne?"
Cevap olarak bir hırlama daha geldi, fakat kurt yarım elfe zarar vermedi, yanından geçerek gitti.
Ã?ok uzaklardan, baÅ?ka bir ses iÅ?itti. Hırlama benzeri bu garip ses, öylesine rahatsız ediciydi ki tüm aÄ?açlar yapraklarını titretti. Elwevyn düÅ?ündü : " Buraya ait deÄ?il. Hayır bu baÅ?ka bir Å?ey. Hatta bu dünyaya bile ait deÄ?il." Birdenbire bir öfke dalgası sardı yarım elfi, ince kılıçlarının ikisini de çekti. "Artık acı olmayacak."
Ä°leri atılarak gece içinde bir gölge gibi ilerledi, marifetli ayakları bir hıÅ?ırtı bile çıkarmıyordu. Ä°lerledikçe korkusu artıyordu ama aldırmazdı, korkmaya zamanı yoktu.
"Nesin sen?" dedi, "neden buradasın?" cevap alamadı ama hırıltılar hâlâ devam ediyordu.
KoÅ?uÅ?u hızlandı, "acı" dedi, "Bu kadar acının bedelini ödemelisin"
İlerledikçe, korktu Elwevyn; korktukça daha da hızlandı...
"Rwedoras toprakları bana kulak verin!" dedi, "Acının kaynaÄ?ını gösterin bana, bu anlamsız soÄ?ukluk beni delirtecek!"
Hırıltılar cevap verircesine arttı yarım elfin kulaÄ?ında, sanki "buradayım" diyordu.
Güneybatıda bir karaltı gördü, bir figür hareket ediyordu. Yarım elf yaklaÅ?tıkça artan yanlıÅ?lıÄ?ı sezerek zihinden tekrarladı : "Bu dünyaya ait deÄ?il"
Seslerin kaynaÄ?ını bulmuÅ?tu sonunda, kara yaratıkÄ?a kendini göstermeden bir aÄ?aca tırmandı...
Karaltı, herzamanki hırıltılarıyla unutulmuÅ? lisanlarda sözcükler fısıldıyori orada burada dolanıyordu. ELwevyn keskin gözlerinin seçebildiÄ?i kadarıyla bu uÄ?ursuz varlıÄ?a baktı, kara cüppeli cılız ve hastalıklı görünümlü birÅ?eydi. Sanki bir ritüel uyguluyor gibiydi, etrafta büyü rünlerine benzer semboller vardı.
"Biraz daha izlemeli" diye düÅ?ündü, "beni neden hissedemiyor? Belki de varlıÄ?ımın farkındadır"
"Yabancı" dedi, "konuÅ? benimle." AÄ?açtan zarifçe atladı .
Karaltı kıpırdansa da ona aldırmıyor gibiydi, iÅ?ine devam etti.
"Hayır" dedi yarım elf "ama gerektÄ?inde onu baÅ?kalrına tattırırım"
Bir kahkaha daha : "Uzun zamandır buradayım, aradıÄ?ımı buldum sayılır"
"Sahi mi?"
"Evet, hayat dolusunuz, hem de hepniz..."
Elwevyn anlamıyordu, bu konuÅ?ma bir yere varmayacaktı, harekete geçmeliydi ama nasıl?
Kara Å?ey onun kararsızlıÄ?ıyla eÄ?leniyordu : "Anlamıyorsun deÄ?il mi? Sen, ormanın, diyarın, hepiniz lanetlisiniz. Kehaetlere kulak asmalıydınız... Ama artık bunun bir önemi yok, ölüm sizi susturacak, bir kez daha..."
Bir kez daha? Yarım elfin kafası git gide karıÅ?ıyordu, ama oyunlardan bunalmıÅ?tı, baÄ?ırdı :"Hangi pis amaçla geldiysen burayı terket! Uyarımı dikkate almanı öneririm..."
Kılıçları hazırdı, bir kaç dakika hazırda beklediler...
"Rwedoras topraklarının isim babası kutsal korucu Rwedorasr, çaÄ?lar önce bir iblisle dövüÅ?tü. Oku "AltınsöÄ?üt" ile öldürdü onu."
"İblisin nefreti öylesine büyüktü ki hiddeti ormanı uzun süre terk etmedi..."
Kuzeyli gezginler ve ozanlar bu hikayeyi anlatıp dururdu, ayrıca efsaneye göre kutsal korucuya Magus isimli bir büyücü yardım etmiÅ?ti...
Benları düÅ?ünürken yarım elf anlamıÅ?tı. "Relok, Brum, buraya gelin can dostlarım."
GümüÅ? renkli iki kurt sahiplerinin sesini duymuÅ?tu, itaatle yanına koÅ?tular; yarım elf onları Å?efkatle okÅ?adı : "SOrularınız var biliyorum. Ama Å?imdi beklemeli, kaybedecek vakit yok."
Sürgün devam etti : "Ne garip" dedi Elwevyn "Bir daha geri dönmeyekmiÅ?im gibi hissettim bir an" Kendi kendine gülümsedi.
Beraber yürüdüler, yarım elf dün geceki olayı düÅ?ünüyordu. Kara Å?ey güneyden gelmiÅ?ti.
Ufka baktı yarım elf, Å?afak çoktan sökmüÅ?tü, ilerideki doÄ?al olmayan karanlık onu Å?aÅ?ırtmamıÅ? gibiydi
Um Grarak adlı varlık zorla çıkarıldıÄ?ı yolculuÄ?un ardından Rwedoras adlı diyarda var oldu. HerÅ?ey efendisinin zihnine iÅ?lediÄ?i gibiydi. Efendisi Å?ılyamak Jorul'un ona biçtiÄ?i surete ve bedene sahipti artık. Bu diyarlarda elf adıyla çaÄ?rılan bir ırktan gibi görünüyordu. Bunu biliyordu. AldıÄ?ı her nefeste Å?ılyamak'ın yakıcı iradesini bir diken gibi hissediyordu zihninde. Ä°taat etmek zorundaydı. Zorla da olsa boyun eÄ?miÅ?ti bir kere o uÄ?ursuz varlıÄ?a. Onun sözündeydi artık...
Yeni vücuduyla yeni bir soluk alıp usunun derinliklerini yokladı. Anımsayıverdi hemen Å?ılyamak'ın dediklerini: ''Magus denilen bir kimse vardır ki zamanında kardeÅ?imin gizlerini, marifetlerini tutup yere çalmıÅ? hüneriyle. Sonra Rwedorasr adlı kimse öldürmüÅ? kardeÅ?imi AltınsöÄ?üt'ü ile. O hünerli Magus Å?imdi ölüdür. Lakin hükme eriÅ?ecek olan karanlıÄ?ı durdurmak için Rwedoras diyarında ete kemiÄ?e bürünmesi kuÅ?kusuz. Ã?yle ya, kudretinin ünü ötelere kadar gitmiÅ?. Mutlak dirilecektir kurtarmak için o zayıf meskenleri. Toplayacak der kahinler direnecek olanları etrafında. Ama AltınsöÄ?üt gerekecek onlara. Bilirim. O olmadan durduramazlar yükselen karanlıÄ?ı. Sen Å?imdi gidip AltınsöÄ?üt'ü bulacaksın. Yerini Odayda isimli ozan bilir. Kuzeyde gömülü derler ok için ama mutlak yerini o bilir. YaÅ?ar hala kendisi. Onu bul, oku da bul, ikisini de yok et. Sonra yükselen karanlıktan biz de payımızı alırız. BaÅ?arılı olursan, yükün hafifler. BaÅ?arısız olursan gazabım üstünedir...''
AlıÅ?makta güçlük çektiÄ?i yeni bedeninin ürperdiÄ?ini hissetti Um Grarak. Odayda... Yokladı bir usunu. Kuzeyden sezdi ozanın ruhunu. Gözünü çevirdi kuzeye. Bir orman vardı. Ä°lk gideceÄ?i yer orası olacaktı. Altında, samur adı verilen hayvanın derisinden yapılma bir pantolon, üzerinde kahverengi denilen renkte bir kazak, sırtında ise haki rengi bir pelerin ile koÅ?turmaya baÅ?ladı kuzeye.
Ormana girdi. İçini bir garip his sardı. Ä°lerlemeye devam etti bir süre ama herÅ?ey farklılaÅ?maktaydı sanki gözünde. Dönmekte olduÄ?unu sandı geldiÄ?i yere birden. Bir bulanıklık ve yeniden netleÅ?me hali geldi gördüÄ?ü dünyaya. Bu yolculuk türü bir Å?ey deÄ?ildi. Ä°radesinin özgürleÅ?meye baÅ?ladıÄ?ını hissetti neden sonra. Nereden geldiÄ?ini anlayamadıÄ?ı bir histi bu. Ama özgürleÅ?iyordu. Å?ılyamak'ın korkunç yüzünü görür gibi, ızdırap ile öfke dolu haykırıÅ?ını duyar gibi oldu. Ama ikisi de yitti. Sonra yere devrildi Um Grarak. Huzurlu bir uyku sardı dört bir yanını. HatırlamadıÄ?ı kadar uzak bir haldi bu.
GüneÅ?in tepeye varmasına az kala uyandı. AyaÄ?a kalkıp yeni yeni alıÅ?maya baÅ?ladıÄ?ı bedenini gerdi. Neler olduÄ?unu hatırlamaya çalıÅ?ırken bir ses duydu pek sık olmayan aÄ?açların arasından. Ã?ok yabancıydı ama düÅ?mancıl olmayan bir sesti. BaÅ?ını sesin geldiÄ?i yöne çevirdiÄ?inde, gri renkli bir kurdun baÅ?ını yana eÄ?miÅ? ilgiyle kendisini süzmekte olduÄ?unu gördü. Ä°stem dıÅ?ı bir Å?ekilde gülümsedi...
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Um Grarak, gri kudun yalnızca sıradan bir orman hayvanı olduÄ?una karar verip, belirli bir amacı olmadan kuzeye doÄ?ru yollandı. Yolda özgürlüÄ?üne kavuÅ?muÅ? zihnini düÅ?ündü. Ve öncesinde kendine söylenenleri... Madem burada özgür kalmıÅ?tı, bu zavallı diyarın halklarına yardım etmeliydi. Ozan Odayda'yı korumalıydı. Biliyordu ki Å?ılyamak'ın, ozanı bulmak için yeni bir hizmetkar yollayacaÄ?ı kuÅ?kusuzdu. Bu düÅ?ünceler eÅ?liÄ?inde akÅ?amüstüne doÄ?ru bir köye vardı. Köyün içine doÄ?ru sakin görünmeye çalıÅ?arak ilerlemekteydi ki tepeden tırnaÄ?a zırhlara bürünmüÅ? bir insan, bir elf ve iki kurt dikkatinii çekti. Derin bir nefes alarak dikkatini çeken topluluÄ?a doÄ?ru yürümeye baÅ?ladı. Bu Rwedoras diyarında yapacaÄ?ı ilk konuÅ?ması olacaktı. GırtlaÄ?ını temizledi, ''Selam olsun dostlar.''
Ek Bilgi: Um Grarak'ın dünyayla ilgili sahip olduÄ?u tüm bilgiler(hayvanlar, yer Å?ekilleri, diller, ırklar...) boyut deÄ?iÅ?tirmeden önce Å?ılyamak tarafından beynine iÅ?lenmiÅ?tir.
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
Elwevyn Å?aÅ?ırmıÅ?tı, bölgede daha önce hiç görmediÄ?i bir elf vardı kaÅ?ılarında.
"Sana da selam elf dostum..."
"Ne ilginç bir gün!" dedi savaÅ?çı. "Aynı günde iki elf ile tanıÅ?tım hah!"
Yarımelf ve yabancı elf gülümsedi, birbilerini süzdüler. Elwevyn, elfte doÄ?al olmayan birÅ?ey sezmiÅ?ti. Sanki kendi vücuduna yabancıydı bu elf. Ama herhangi bir tehlike unsuru göremedi, dost canlısı bir havası vardı...
"Dranel." dedi savaÅ?çı ve reverans yaptı. "Memnun oldum dostlarım."
SavaÅ?çının kesinlikle soylu bir havası vardı; belki de bir Å?övalyeydi kim bilir?
Um Grarak bulunduÄ?u surete alıÅ?maya baÅ?lamıÅ?tı. Elwevyn'e sordu :
"Kuzeyli bir korucu gibi bir havan var dostum?"
"Evet Rwedoras topraklarında büyüdüm, Relok ve Brum ise can dostlarımdır. Orman evimdir."
Bunları söylerken yüzünü acı bir ifade aldı. "Orman" dedi "Kimin ormanı?"
Bu acıılı ifadeyi farketti Um Grarak, düÅ?ündü :
"Durumu biliyor...belki de yardım edebilir. Evet bu insan ve bu yarımelf kurtuluÅ? umudum olabilir."
''Buraya gelirken bir ormandan geçtim. Birazcık güneyde kalıyor. Evin orası mı?'' Elwevyn kısa bir süre cevap veremedi. DüÅ?ündü... ''Evet evim orası.'' dedi sonra. Um Grarak, ciddi bir ifade takınmaya çalıÅ?tı, ''Ormanda yolunda gitmeyen birÅ?eyler var Elwevyn. Bunu biliyosun deÄ?il mi? Evin orasıysa biliyorsun. Ben de biliyorum. Vakit yok. Bu yüzden açık konuÅ?mamız gerek. Birlikte hareket etmek gerek.'' derin bir nefes aldı. ''Dranel, Bu köyde rahatça konuÅ?abileceÄ?imiz bir yer biliyor musun? Belki biraz da Å?arap?'' Elwevyn Å?aÅ?kınlıktan ne yapacaÄ?ını bilemiyordu. Kurtlarıysa ilgiyle sahiplerinin vereceÄ?i tepkiyi beklemektelerdi. Dranel tok sesiyle konuÅ?tu, ''Å?ey, biliyorum ama... Yani neler oluyor? Tanrım! DüÅ?ün önüme tamam. Bilinmedik hikayeler dinlemeyi severim. Å?u andan itibaren bana birkaç kadeh Å?arap ve iyi birkaç hikaye borçlusunuz kabul ediyorum.'' Um Grarak sırıttı. Ä°ki elf, iki kurt ve insan yürümeye baÅ?ladılar.
_________________ Ve sonbahar gelmeden topraÄ?a düÅ?tü yeÅ?il renkli yaprak, geceyi beklemeden ortaya çıkan ayla birlikte.
"Lanet mi? Bunu daha önce de duydum." dedi Elwevyn.
Dün gece tanık olduÄ?u kara ritüeli ve kara figürü anlattı onlara.
Um Grarak ilgiyle dinlemiÅ?ti, Dranel ise kaÅ?larını çatmıÅ?; düÅ?üncelere dalmıÅ?tı.
"Bu olayın baÅ?ka birÅ?ey ile baÄ?lantısı olduÄ?unu düÅ?ünüyorum..." Sustu. Fazla konuÅ?tuÄ?unu hissetmiÅ?ti.
"Söyle dostum çekinme" dedi Dranel.
"Tamam öyleyse anlatayım. Evim olan bu yerin tarihi aslında oldukça karanlıktır... Ã?aÄ?lar önce yaÅ?anmıÅ? bir kahramanlık öyküsü vardır..."
Um Grarak gülümsedi, bahsettiÄ?i Å?eyi çok önceden beri biliyordu.
"AltınsöÄ?ütten mi bahsediyorsun?" dedi Dranel.
Elwevyn fazlaca Å?aÅ?ırmıÅ?tı : "Evet dostum, bunu bilmen beni Å?aÅ?ırttı!"
SavaÅ?çı ve yarımelf buna bir anlam verememiÅ?ti, kuÅ?kuyla birbirlerine baktılar.
"Um Grarak" dedi bir ses "Amacından sapıyor gibisin..."
"Hayır efendim..." diye kekeledi Um Grarak, "Amacım hâlâ belli...ben sadece..."
"Ã?zürlerini kendine sakla!" diye gürledi efendi Jorul. "BaraÅ?amazsan sonsuz acı seni bekliyor olacak!"
Ses gitmiÅ?ti, Um Grarak rahatlamıÅ? gibiydi, kafasını kaldırdıÄ?ında ona kuÅ?kuyla bakıldıÄ?ını gördü; ayrıca iki kurt ona hırlıyor, hıÅ?ımla bakıyordu.
"Ä°yi misin Dorfin?"
"Ben...iyiyim...ama konuya geri dönelim isterseniz...gidiÅ? yolumuzu belirleyip..."
"Pekâlâ" dedi Dranel, kalın sesiyle. "Sanıyorum hepimizin geçmiÅ?leri bir sır olmasına raÄ?men amacı ve bilgisi aynı..."
Birbirlerini süzdüler, aralarında fikir birliÄ?i saÄ?lanabilirdi; ama hâlâ güvenmiyorlardı birbirlerine.
Um Grarak'ın daha temkinle konuÅ?ması Elwevyn'i rahatsız etmiÅ?ti, elfin önceki trans halini gözünün önüne getirdi. DoÄ?al olmayan birÅ?ey vardı, Relok ve Brum'a baktı, dostları yarımelfi uyarır gibi bakıyordu.
"Dorfin... Buraya nereden geldin?"
Um Grarak beklemediÄ?i bir soruyla karÅ?ılaÅ?mıÅ?a benziyordu; biraz Å?aÅ?ırsa da istifini bozmadı.
"Bunun sana sorulacaÄ?ını hiç düÅ?ünmemiÅ? miydin?"
"Elbette ki düÅ?ündüm..Size Å?unu söyleyebilirim. Oldukça uzak biryerden geliyorum. TanıyacaÄ?ınızı sanmam. Ama bu toprakları sevdim; sonsuz karanlıÄ?ın burada bir iÅ?i olmamalı..."
"Pekâlâ dostum. Bize bildiklerini anlat."
"3 mil ötede... DoÄ?uda..." Gözlerini kapatmıÅ?tı. "Evet doÄ?uda...Bir büyücü kulesi bulunur. Derler ki efsanevi Magus'un öÄ?rencilerinden biridir içinde yaÅ?ayan..."
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum