3.Oyunlarımız farklı baÅ?lıklar altında interaktif ve senkronize olarak devam edecektir. RP BaÅ?lıklarının kontrolü site DM lerimizden Shevarash, Dakgnome, Necros_Spellweaver' a aittir. DiÄ?er DM arkadaÅ?lar ve Adminler ara hikayeler yazarak oyunları destekleyeceklerdir.
4.Oyun Frpworld ün kendi diyarında baÅ?layacak olup düzlemlerarası maceralar ile devam edecektir.
7.Cevaplanması gereken mesajlarınız 2 gün içersinde tarafınızdan yanıtlanmamıÅ?sa DM tarafından cevap yanıtlanır. Makul sebepler göstermeksizin RolePlay i aksatırsanız karakteriniz oyundan atılır.
8.Hayatta kalmanız için bir grupla gelmeniz Å?iddetle önerilir.
9.RP BaÅ?lıÄ?ında geçen oaylar Diyar Tarihçelerine geçirilecektir.
10.Karakter kaÄ?ıtlarınızı sorunsuz Å?ekilde yaratmak için RP Karakter KaÄ?ıtları adresine bakmanızı öneririm. Karakter kaÄ?ıtlarınızı frpworld@gmail.com adresine word, veya web dökümanı olarak ataçlanmıÅ? Å?ekilde göndermeniz beklenmektedir...
11.BaÅ?vurularınızı bu baÅ?lıÄ?ın altına karakteriniz hakkında açıklamalar yaparak bırakabilirsiniz.
12.Oyunlar en geç 15 Kasım 2005 tarihinde baÅ?layacaktır.
-------------------------------
� Arbitrium Vincit Omnia ��
Kudret avuçlarımızda olsun
Eldarin!
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülü
Maelthrachath aka Dragonfire
-AD : Maelthrachath
-YAÃ…? : 149
-BOY : 160 cm
-KÄ°LO : 50 kg
-TEMEL EÅ?YALAR : Ã?zel yapım zırh, birbirinin eÅ?i ama farklı güçlere sahip iki adet özel kılıç, 12 adet hançer, pelerin, pantolon, matara, ip(halat), ok-yay, oklar için birkaç özel baÅ?lık, yeterli erzak, harita kapları, parÅ?ömen ruloları, tüy ve mürekkep, sırt çantası, kese çantası, çizme.
Maelthrachath karanlık altının uçsuz bucaksız yer altı Å?ehirlerinden birisi olan Â?VilzantÂ?dan gelmektedir. Bu drow Å?ehrinin asil ailelerinden birisine mensup olup gelecek vaat eden bir silah ustasıdır. Kendisini sadece silah sanatına adamıÅ? olan Maelthrachath Å?ehrin en genç meele-akademi eÄ?itmenidir. Akademinin verdiÄ?i bir görevle( evininde izniyle) bir grup drowÂ?la yüzey diyarlarına çıkmıÅ?tır. Burada baskına uÄ?rayıp bozugun edilmiÅ?lerdir. Kaçmayı baÅ?aranlardan biriside MaelthrachathÂ?dir. Ancak bu kaçma olayından sonra karanlık altına dönememiÅ?tir. Yenilgi drow hiyerarÅ?isinde kaldıramayacaÄ?ı bir konumdu ve böylece yüzey dünyasının kısıtlı ve zamanlı karanlıÄ?ında kalmaya karar verdi. Yüzey diyarlarında kendisine pek çok rakip ve dövüÅ? bulmuÅ?tur. Sanatını geliÅ?tirmenin en iyi yolu onu devamlı icra etmek ve tazelemektir. Bu Å?ekilde yer yüzündeki diyarlarda kendisine kısa sürede bir isim ve onu avlamaya çalıÅ?an rakipler buldu. Maelthrachath savaÅ?ı yaÅ?amın bir bütünü olarak görür ve savaÅ?ın gerekliliÄ?i tüm duygusal ihtiyaçlarını bastırmaya yetmiÅ?tir. SavaÅ?, savaÅ? asla bitmez!...
_________________ "What is locked can be opened; What is hidden can be found; What is yours will be mine."
-AD : Necros Spellweaver
-YAÃ…? : 25
-BOY : 1.87
-KÄ°LO : 70
-TEMEL EÅ?YALAR : YürüyüÅ? asası, çanta, gümüÅ? kutsal sembol (BeÅ? BaÅ?lı Ejderha sembolü), büyü bileÅ?enleri keseleri, büyü kitabı heybeleri, asilzâde giysileri, aile niÅ?anının bulunduÄ?u bir yüzük. (Sadece dıÅ?arıdan bakınca görünenler. Ceplerde veya çantada bulunanlar karakter kaÄ?ıdında yazılıdır.)
Sen büyük bir haz ile doÄ?dun oÄ?lum.
Ah, kes sesini!
Sen büyük bir haz ve hırs ile doÄ?dun oÄ?lum.
Sana susmanı söylediÄ?imi hatırlıyorum yaÅ?lı adam.
Sen bize Karanlık MajesteleriÂ?nden bir armaÄ?ansın. Seninle birlikte Å?anlı ailemizin makus talihini deÄ?iÅ?tireceÄ?iz.
Ya ya, ne demezsin.
Seni bizzat eÄ?iteceÄ?im. Sen beceriksiz baban gibi olmayacaksın. Ahmak annen gibi olmayacaksın. Hain kız kardeÅ?in gibi olmayacaksın.
Ne kadar reddetsen de, onların öyle olmasında senin de payın var.
Amcaların ve onların çocukları gibi, güçlü bir büyücü olacaksın.
Peki ne uÄ?runa?
Gözden düÅ?müÅ? olan ailemiz benim önderliÄ?imde yeniden yükselecek. Bizim zamanımız geliyor. En sonunda yeniden biz hükmedeceÄ?iz!
Senin demir yumruÄ?unun altında deÄ?il mi büyükbaba? Sen asla diÄ?er Spellweaverların birbirlerine duydukları sevgiyi bizim için duymadın. Sen sadece kendi çıkarların için bizleri kullandın. Babamın hükmedemediÄ?in diÄ?er döllerini ortadan kaldırdın. Korkuyorsun deÄ?il mi? Asla çok güçlenmemize izin vermeyeceksin. Ã?ünkü senin tahtını ele geçirebiliriz. Ama o piçleri denetleyemediÄ?inden korktun. Birisinin seni bir gün yerinden edeceÄ?inden korktun ve hepsini katlettin!
Hayır büyükbaba, sen hükmedeceksin. Biz deÄ?il. Annem, babam ve kız kardeÅ?im böylelerse, bunun tek sebebi senin despotluÄ?undan kurtulmayı baÅ?armıÅ? olmalarıdır.
Sen, baban, amcaların ve diÄ?erleri, hepiniz benim hükmüm altında birleÅ?tiniz oÄ?lum. GüvendiÄ?iniz gücümü, sizinkilerin yardımıyla daha da büyülteceÄ?im.
Evet, birleÅ?tik. Ama kendi arzumuzla deÄ?il. Söylemek acı olsa da bizi bir arada tutabilecek senden daha güçlü, daha bilge birisi yoktu. Ã?aresizce sana tutunduk, bizi dibe çene çapa olduÄ?unu bile bile.
En sonunda çabalarım meyvesini verdi. Karanlıklar Kraliçesi bizi savaÅ?a çaÄ?ırdı. Bir kez daha onun gözünde deÄ?er kazandık. SavaÅ?a gideceÄ?iz ve zaferle döneceÄ?iz. Böylece hak ettiÄ?imiz yere yakınlaÅ?acaÄ?ız.
Bizi çaÄ?ırdı, çünkü bize ihtiyacı vardı. Senin yaptıÄ?ın hiçbir Å?ey bizi çaÄ?ırmasına neden olmadı.
Ä°taatsizlik! Sen hala itaatsizliÄ?in cezasını öÄ?renemedin mi?! AnlaÅ?ılan cezanı bir kez daha çekmen gerekecek...oÄ?lum!
HAYIR BÃ?YÃ?KBABA HAYIR! BENÄ° ORAYA GÃ?TÃ?RME! O KORKUNÃ? YARATIKLARINA YANINA KAPATMA YALVARIRIM! O KARANLIK ODAYA KAPATMA BENÄ°!
Karanlıkla kucaklaÅ? ki oÄ?lum, baÅ?kalarının korktuÄ?u yerde senin hükmün azalmasın. Karanlık, amacın için kullandıÄ?ın araç olsun.
Evet büyükbaba, evet. KaranlıÄ?ı kucakladım. Onunla bütünleÅ?tim. Senin bile kabusun olan yaratıklarla yüzleÅ?tim. Artık o benim silahım. Sen ailemizi ölüme götürürken, ben senin yaptıÄ?ın yanlıÅ?ları gördüm. Senin parçalanmıÅ? bedeninin doÄ?urduÄ?u kaosun içinden yeni bir düzen yükselttim. Senin hatalarına düÅ?medim, düÅ?meyeceÄ?im. Artık bu karanlık koridorlarda ölmeyen uÅ?aklar dıÅ?ında yapayalnızım. Peki ya sen nerdesin yaÅ?lı adam? Ä°deallerin, amaçların, hayallerin nerede? UÄ?runa bütün ailemizi paramparça ettiÄ?in Å?an, Å?öhret nerede? Hepsi bir savaÅ? meydanında, kanlı et parçaları olarak uzanıyor yaÅ?lı adam. Senin kadar güçlü yada bilge deÄ?ilim. Ama bir gün olacaÄ?ım. Ve sonra o sefil ruhunu bulacaÄ?ım. Asla sahip olamayacaÄ?ın hükümdarlıÄ?ı göstereceÄ?im sana, BENÄ°M hükümdarlıÄ?ımı. Sonra da ruhunu, hep beni attıÄ?ın o karanlık odaya atacaÄ?ım. Ebediyen orada iÅ?kence göreceksin. Kim bilir, belki kayıp tanrıçamız iÅ?kence dolu çıÄ?lıklarını duyar ve seni kurtarır. Ama kurtulursan da, odanın kapısında seni bekliyor olacaÄ?ım. Ve uÄ?uruna düzlemler de yıkılsa, Styx kan da aksa, hükümdarlıÄ?ımı koruyacaÄ?ım. Ve sen yaÅ?lı adam, sadece unutulmuÅ? bir hiç olacaksın. Yine de hayatım boyunca verdiÄ?in öÄ?ütler için teÅ?ekkür ederim büyükbaba. Onlar olmasaydı belki de buralara kadar gelemezdim. Ve seni, kendi silahınla vurmak benim için en güzel intikam olacak.
_________________ All power demands sacrifice...and pain. The universe rewards those willing to spill their life's blood for the promise of power.
Joined: Jan 08, 2004
Posts: 1636
Location: Ä°stanbul
Posted:
Mon Nov 14, 2005 8:32 am
Aklımdaki en belirgin sahne bir yangın sahnesi... 4 yaÅ?ımın hatıralarına kazınmıÅ? alevler, ve alevlerin arasında kaybolan gölgeler ve kan... Annem, babam, büyükbabam, kardeÅ?lerim, ölüler... Ve önümde beliren gölge, sonrası karanlık...
Kendime geldiÄ?imde Å?ehrin dıÅ?ındaki Tyon korusunun içinde bir manastırdaydım. Beni bulan Rasengen KeÅ?iÅ?lerinin arasında. Ben Matengi Klanının son üyesi artık çaresiz bir öksüzdüm. Günlerim çalıÅ?mak ve çalıÅ?makla geçiyordu. Tarikatın prensiplerini öÄ?rendikçe kendimi buna adadım, baÅ?ka ne yapabilirdim ki zaten... Beni o geceden kurtaran Samen aynı zamanda eÄ?itmenim de olmuÅ?tu. Yıllar yılları kovaladı ve gün geçtikçe eÄ?itmenim, ustam ve dostum SamenÂ?in gözetiminde kendimi geliÅ?tirdim. 4 yılda bir yapılan Zanared SınavıÂ?ını aldıÄ?ımda 21 yaÅ?ındaydım. Sınavı tam olarak geçemesemde tam olarak da baÅ?arısız sayılmadım. Yaralı da olsam sınavı saÄ? olarak geçmeyi baÅ?armıÅ?tım. Tarikatın sırlarının bir kısmı bana açıldı ve en büyük erdemin susmak ve dinlemek olarak kabul eden eÄ?itimimiz sonucunda dilimi kaybettim. Tarikatın sırlarından code of silenceÂ? ve compulsionÂ? bana öÄ?retildi.
YaÄ?murlu bir güz sabahı hayatımın ikinci Å?okunu yaÅ?adım. Ustam, eÄ?itmenim ve dostum Samen ölü bulunmuÅ?tu. AteÅ?, hava, su ve toprak hainleri ve suikastçileri lanetlesin!!!
Ad: Kami
YaÃ…?: 25
Boy: 1.76
Kilo: 72
Koyu siyah uzun saçlar, siyah gözler.
Human
Monk
Temel EÅ?yalar: Sırt çantası, El baltası, Cultrip, Shurikens, Ä°p, Yedek cüppe, Matara, Kukri
_________________ Kral cesurdu ve öfkesiyle kudretli,
GümüÅ?tendi parıldayan miÄ?feri.
Ringil'di kadim kılıcının adı,
Kristallerle donanmıÅ?tı mavi kalkanı.
Joined: Jan 15, 2005
Posts: 1310
Location: Ä°zmir
Posted:
Sat Nov 19, 2005 2:50 am
ArkadaÅ?lar , FRPWORLD yönetimi tarafından "Kıyametin Ayak Sesleri" isimli oyuna katılacak karakterler belirlenip dm olarak bana belirtilmiÅ?tir. Bu isimler:
Andero
Dragonfire
Eldarin
Fingolfin
Necros
�nümüzdeki günlerde msn adresimi : makine5000@hotmail.com
eklemeleri ve karakter kaÄ?ıtlarını yollamaları rica olunur. Ayrıca, rp içinde bu olayla ile ilgili iletiÅ?ime geçilen varsa (duyumlar alan, göreve çıkmıÅ? olan vs) kısa hikayelerine (özgeçmiÅ?inizi eklemeyi unutmuyorsunuz tabii ki) bu son olayı da eklemeliler. Kendi adıma karakterinizle ilgili tüm ayrıntıları (hatta herkesten gizlediÄ?iniz duygular, beklentiler, ön yaÅ?antılar)
görmek isterim. Ã?ok acil olmamakla beraber hazırlayabildiÄ?iniz kadar kısa sürede göndermeniz dileÄ?iyle...
Last edited by Shevarash on Sat Nov 19, 2005 11:09 am; edited 1 time in total
Oyuncu: Eldarin
-AD : Damien Hymnhand
-YAÃ…? : 121
-BOY : 1.34
-KÄ°LO :78
Gri saçlar ve sakallar, nispeten geniÅ? ve kaslı bir vücuda sahip cüce rahibidir Damien. Gözleri göz çukuruna iyiden iyiye oturmuÅ? yorgun bakar bir hal almıÅ?. Sözlerine eski dilllerden sözcükler katıyor ve olgun bir bakıÅ? açısına sahip. Bunu karÅ?ısındakine en iyi Å?ekilde açıklamaya çalıÅ?an temiz bir üslubu var. Daima doÄ?ruları savunan fanatik bir Truesilver evanjelisti. DoÄ?ruluk, adalet ve iyilik uÄ?rua dil dökmekten, yardım ve baÄ?ıÅ?larda bulunmaktan, feda etmekten(herÅ?ey olabilir), kehanetlerde bulunmaktan ve eÄ?er gerekirse savaÅ?maktan asla ve asla çekinmez...
-TANRI: Berranor Truesilver
-EÅ?YALAR : Backpack, Pale Justice(Mace), Warhammer, Full Plate Mail +1, Shield, Helmet, Wand of Cure Moderate Wounds(25 charges), Rope, Flask, Symbol of Truesilver, Tome of Healing Lore, Tome of High Divinity, Tome of Sacred Lore of Church Truesilver, Tome of Cosmology, Map of Realms, Tome of Secret lore of Inner Planes, Tome of Secret lore of paraelemental and quasi elemental planes, Medicine Set, Ring of Protection +2, crafter's hammer, pieces of stones, sands in purse, gems and precious valuables(Yeter sanırım).
---------
Ä°yi bir zanaatkar ve teolog olan babasından çok Å?ey öÄ?rendi Damien. Onun sözleri yönünde ilerleyerek Truesilver'ın yolunu buldu, Truesliver tapınaÄ?ında yer edindi. Truesilver'ın öÄ?retilerini katıksız bir bütünlükle idrak etti ve onun saygınlıktan uzak ama bildiÄ?ini karÅ?ısındakine en iyi Å?ekilde aktaran birisi haline geldi. Yıllarca Truesilver tapınaÄ?ına hizmet etti, negatif enerji düzlemi baÅ?ta olmak üzere boyutlararası araÅ?tırmalarda bulundu, cüce ve insan anatomisi üzerine, farklı boyutlar, ve buboyutlarda yaÅ?ayan yaratıklar üzerine bilgiler edindi. TapınaÄ?ın üst seviye rahipleri arasına girerek daha gizemli ve herkesineriÅ?emeyeceÄ?i bilgiler önüne açıldı.
Yıllarla beraber Å?ifa ve koruma dalları üzerine yoÄ?unlaÅ?an Damien bundan 12 yıl önce evlendi ve bir çocuk sahibi oldu. AraÅ?tırmalarını genelde Makval ın büyük kütüphanelerinde, Å?ifa evlerinde ve Moradin-Truesilver tapınaklarında devam ettiren Damien tabiatın birdenbire içine düÅ?tüÄ?ü dengesizliÄ?i araÅ?tırmak üzere yanında bir grup cüce i beraber SavaÅ?çıların tepesine gönderilmiÅ?tir. Ã?zellikle buraya gönderilmesinin sebebini bilmemektedir fakat bunu Truesilver ın elçisinin ona söylemesi kendisi için yeterli olmuÅ?tur. Orada bu durumu araÅ?tıracak baÅ?kalarınında olduÄ?unu biliyor ve bu konuda elindeki tüm belgelerle beraber yola çıkıyor...
_________________ Bu kullanıcı siteden ayrılan fakat forum düzeni açısından mesajlarının durması gereken kullanıcılar için ayrılmıÅ?tır. Kullanıcı kesinlikle yoktur. Sorumluluk ve yükümlülü
Joined: Jun 24, 2004
Posts: 758
Location: Ä°stanbul
Posted:
Thu Nov 24, 2005 9:08 pm
Ä°sim: Andero "The Hand of Slaughter" Amraphent
YAÃ…?: 31
TEMPLATE: Half-fiend
BOY: 2.40
KÄ°LO: ?
Deity: Apocalypse (The Lord of Slaughter, Murder and Chaos)
Possession: 1 katana, 1 wakizashi, bir kaç gözlü bir pouchbelt içinde bir miktar kum, çakmaktaÅ?ı, dagger.
DıÅ? görünüÅ?: Bana bakan birinin ilk dikkatini çekecek Å?ey üzerimdeki zırhtır. Zırh tam olarak bileÅ?eni bilinmeyen bir metalden yapılmıÅ?tır ve normal siyah renkten daha parlak durmaktadır. Zırhın üzerinde hiç dinmeden yanan siyah alevler vardır ve bu alevler zırhın her yanını sarmaktadır. Zırhın boyundan klipsli ve açıldıÄ?ında baÅ?ın arka kısmında durmak üzere tasarlanmıÅ? bir miÄ?feri de vardı. MiÄ?fer kapatıldıÄ?ında vücutta alevler içindeki siyah zırh dıÅ?ında görülebilen tek Å?ey görmek için açılmıÅ? ince göz açıklıÄ?ı çizgileridir. Bu iki açıklık dıÅ?ında zırhta herhangi bir boÅ?luk, açıklık vs. yoktur ama hareketi herhangi bir full plate'den fazla kısıtlamamaktadır. Zırhın omuz kısımlarındaki klipslerle zırha tutturulmuÅ? pelerin, kanatlarımı kapalı tuttukça onları içine alarak saklayabilecek kadar geniÅ?tir ve omuzlarımdan diz kapaklarımın arka kısmının yaklaÅ?ık otuz santimetre altına kadar uzanmaktadır. Andero'yu bu zırh üzerinde olmadan görmek imkansızdır.
Zırhın üzerinde kaos ve katliam rünleri parça parça yerleÅ?tirilmiÅ?tir. MiÄ?ferin bir yarısı gülen, diÄ?er yarısı ise aÄ?layan bir yüz simgesiyle iÅ?lenmiÅ?tir ve kaosu yansıtmaktadır. Å?akak kısımlarına denk gelebilecek yerlerde ise katliam amblemi vardır.
Kılıçlar sade görünmekle birlikte kabzalarındaki katliam simgeleri ve bu simgelerden çıkan ve dalgalarla geri giren, sadece çok dikkatli bakıldıÄ?ında görülen ufak grimsi sis benzeri maddeler göründüklerinden daha fazlasına sahip olduklarının göstergesidir.
MiÄ?fer açık olduÄ?unda koyu kızıl tenim ve kırmızı gözlerim göz önündedir. Yüzüm sakalsızdır. Zırhın boyun boÅ?luÄ?undan içeriye doÄ?ru giren siyah saçlar göze çarpabilir. Alnın biraz üst kısmından çıkan iki boynuz, klaisk yarı iblis kanının fiziksel görünüm fazını tamamlar.
Kimilerine göre trajik kimilerine göre sıradan bir hayat öyküm var aslında. Ama hiçbir zaman rahat olduÄ?u söylenemez. Anlatacaklarımın çoÄ?unu anlatmak bana acı veriyor ama yapmam gerekenleri yapmam en büyük özelliÄ?im.
Å?imdi adını vermek istemediÄ?im bir kasabada (ki orada kimi iyi ama çoÄ?u kötü bir çok anım var hatırlamak istemediÄ?im) doÄ?dum bundan tam 31 yıl önce. Kasaba fakirdi,ailem zengindi. Sadece bizim kasabamız için deÄ?il, civardakiler ve hatta oraya yakın birkaç daha zengin kasabanın sakinlerine oranla bile zengin. Tüccarlık yaparlardı. Ticaretle ilgili (sonradan öÄ?rendim ki sattıkları malların arkasından köle ticareti yapıyorlarmıÅ?. Ne yazık) birçok alanda civar içinde söz sahibiydiler. DoÄ?umumun nasıl olduÄ?unu bilmiyorum, zira bana hiç anlatılmadı yada anlatıldı da hatırlamıyorum. Bu hayattaki ilk yılım hakkında da bir fikrim de yok açıkçası. Ama sonrasını hatırlıyorum.
Ailem bana fazla deÄ?er vermezdi. Olsa olsa onlara reklam olan basit bir tabela kadar büyük bir deÄ?er. Ä°Å?levimde buydu zaten, müÅ?terilere ailemi sempatik göstermek. Bu görevi baÅ?arıyla yerine getirdiÄ?imi de söyleyebilirim. Å?irinmiÅ?im o zamanlar. BüyüdüÄ?ümde yani 5-6 yaÅ?larımda yavaÅ? yavaÅ? arkadaÅ?larıma önem vermeye baÅ?ladıÄ?ımda bu görevimde kayboldu. Kasabada bizden baÅ?ka zengin olmadıÄ?ı için hala anlamadıÄ?ım tabaka kavramında ailemin deyimiyle Â?alt tabakaÂ? insanların çocuklarıyla olmam onların itibarlarına leke sürüyormuÅ?. Böyle demiÅ?ti annem. AnlamamıÅ?tım tabii o zaman bu sözlerden hiçbir Å?ey. Haliyle bana engelde olmadı. Bu Å?ekilde dıÅ?arı çıkmaya baÅ?ladıkça kasabadaki çoÄ?u insanın aileme kuÅ?kuyla bakmakta olduÄ?unu fark ettim. Hatta çocuklarının benimle oynamasına bile izin vermiyorlardı. Ailemin ticaret yaptıkları kiÅ?iler de genelde oradan geçen zenginler, soylular, yolcular vs. oluyordu. Halk aileme kuÅ?kuyla baktıÄ?ından az arkadaÅ?ım vardı. Bunlardan biri hala görüÅ?tüÄ?üm ve o arkadaÅ? gurubumdan tek dostum olarak çıkan sevgili EflaÂ?ydı. Gerçekten iyi anlaÅ?ırdık onunla. Ä°kimizde Å?ehirden geçen süvarileri, askerleri seyretmek için koÅ?uÅ?turmayı severdik ama sanırım onları izlemekten Efla benim kadar hoÅ?lanmazdı. Parlak zırhları içinde beni büyülerlerdi. Kimi zaman beraber eÄ?lenirdik, kimi zamansa kasabanın yakınındaki çalıklarda yalnız baÅ?ıma dolanırdım. İçimi kurcalayan garip Å?eyler vardı. Bu yaÅ?ımdaki berrak düÅ?üncem ve nasıl bu yaÅ?ta korkmadan buralarda yalnız olabildiÄ?im gibi. Å?u an deliler gibi beni çaÄ?ıran, kendine çeken, kendine gömen bu çaÄ?rıyı o zamanlar rahatlatıcı bir rüzgar gibi hissediyordum tabii, bana yön veren, yavaÅ? yavaÅ? hayata bakıÅ?ımı Å?ekillendiren bir rüzgar.
Bir gün yine EflaÂ?yla oynarken (sanırım 8 yaÅ?ındaydım) bize ait,zs Å?ehrin biraz dıÅ?ındaki bir ambara gelmiÅ?tik. Buraya arada bir gelir orayı koruyan paralı askerlerden arada bir hikayeler dinlerdim. O zaman bile anlayabildiÄ?im üzere bunların çoÄ?u safsataydı tabii. EflaÂ?yla ambarın etrafında oynarken babamın sesini duymuÅ?tuk. Ona doÄ?ru gittik ama hislerim beni durmam konusunda uyardı, EflaÂ?yla sinip olanları izledik. Babam birkaç soylu adamla (pelerinlerindeki armalarından anlaÅ?ılıyordu bu) hararetle konuÅ?uyor birkaç fakir ve yarı çıplak adamsa arkada onları büyümüÅ? gözlerle seyrediyordu. Bu sahne karÅ?ısında nereden geldiÄ?ini bilmediÄ?im bir öfke (ki artık biliyorum, kalbimdi o kaynak) bütün benliÄ?imi sarmıÅ?tı. Aslında ne yaptıklarını bilmiyordum ama sinirlenmiÅ?tim iÅ?te. EflaÂ?yı orada bırakıp koÅ?a koÅ?a eve döndüm (sonradan bana kızmamıÅ? olduÄ?unu görmek beni sevindirmiÅ?ti). Anneme olanı biteni anlattım. Hastaydı ve yataÄ?ında yatıyordu ama yinede beni dövecek ve yaka paça bir odaya atıp kilitleyebilecek gücü kalmıÅ?tı. Annemden nefret ettim o ölene dek, ki bu da sadece bir gün eder. Annem ertesi gün ölmüÅ?tü.
Aradan iki yıl geçti. Hala EflaÂ?yla beraberdik (hep böyle kalsın). Olay hakkında babamla annemin ölümünden sonra konuÅ?tuÄ?umuzda oda beni dövmüÅ?tü ama sonra beni yanına almıÅ? bunun ailemizin geleceÄ?i için gerekli olduÄ?unu söylemiÅ?ti. Ä°Å?te o anda babamdan nefret ettim ve geçen bu iki yıllık zaman zarfında onunla hiç konuÅ?madım. Babam çok gülen bir adamdı. O kadar çok ki yüz yapısının o Å?ekilde olduÄ?unu bile sanabilirdiniz. Onunla konuÅ?madıÄ?ım halde yine de gülmesi üstelik annemin ölümünden sonra dahi gülümsemesi (ki annemden nefret ettiÄ?im için hala azap çekerim tıpkı babamdan nefret ettiÄ?im için çektiÄ?im gibi) sinirlerimi bozardı.
Ä°Å?te o yıl,yani 10 yaÅ?ında yine çalılıktaki düÅ?ünce seanslarımın birinden döndüm. Hava biraz kararmıÅ?tı ama hala yeteri kadar ıÅ?ık vardı. Eve yaklaÅ?tım ve içeriden boÄ?uÅ?ma sesleri duydum. Saklandım ve olanları izledim. BoÄ?uÅ?ma sesleri kısa süre sonra kesildi. Ä°ki adam kapıdan çıktı. Yüzlerini görmedim. UzaklaÅ?tılar. Daha sonra eve girdim. Evimizin ilk katı ana hol, ona baÄ?lı üç oturma odası ve mutfaktan oluÅ?ur, mutfakta bulunan bir merdivenle de ikinci kata çıkılırdı. Orada da iki yatak odası, banyo ve tuvalet bulunurdu. Hizmetçiler eve sabahın erken saatlerinde gelirlerdi ve akÅ?am güneÅ? batmadan önce babama yemeÄ?i vererek ayrılırlardı. Ben genelde yalnız yerdim. Ä°Å?te bu saatte hizmetçilerin ayrıldıÄ?ı saatti. Babam holün ortasında yavaÅ? yavaÅ? büyüyen bir kan gölünün ortasında sırt üstü yatıyordu. Yanına yaklaÅ?tım. Gözlerimden habersizce akan yaÅ?lar görüÅ?ümü buÄ?ulandırırken diz çöktüm ve iki yıldan sonra onunla konuÅ?tum Â?BabaÂ?Â? diye aÄ?lamaklı bir sesle. Babam bana baktı zor nefes alıyordu ama bu cümleleri söyleyebildi.
Â?OÄ?lum. (öksürdü) Bana bu zamana kadar hep kin ve nefret duydun. Haklıydın da aslında. Ã?ok büyük hatalar yaptım. Sonunu yaÅ?amadan göremediÄ?im büyük hatalar. Emin ol bir yaÅ?am hakkım daha olsaydı böyle yaÅ?amayı seçmezdim. Sana son bir öÄ?üt vereceÄ?im. Biliyorum sinir oluyorsun bunu yapmama ama senin de yapmanı istiyorum. Her zaman gülümse oÄ?ul, hayata karÅ?ı gülümse, dostlarına karÅ?ı gülümse, düÅ?manına karÅ?ı gülümseÂ? Gülümse ki ne yaparsan yap hayattan zevk al, hiçbir zaman korkma. Gülümse ki kalbindeki cesareti gör, o cesaretle kendi yolunu kendin çizebil. Ve bana söz ver ki bunu yapanların peÅ?ine düÅ?me, çünkü haklıydılar.Â? Sonra gülümsedi babam, yavaÅ? yavaÅ? inen göÄ?sü durdu ve bana sessiz bir veda etti. Yanımdan uçup gitti. Göz yaÅ?larım içinde orada öylece kalakaldım birkaç saat belki de birkaç dakika bilemiyorum belki de birkaç gün ta ki birileri beni bulana kadar. Onlar ki söylediklerine göre beni bulduklarında babamın yanında gülümsüyormuÅ?um. (Sanırım köle olarak akrabaları satılan birileriydi bunu yapanlar)
Cenazeden sonra uzun süre eve kapandım ve kimseyle konuÅ?madım. Aklımda hep katilleri saklanarak izleyiÅ?imden duyduÄ?um piÅ?manlık vardı, kılıç kullanmayı bilmeyiÅ?imden duyduÄ?um utanç vardı, daha tahta bir kılıç bile tutmayıÅ?ımdan ötürü öfke vardı. Hepsi birikip göz yaÅ?ı olarak döküldü bedenimden. Utancı dindirmenin farklı yolları vardır. Bu seferki çalıÅ?maydı. Kasabada bir oymacı vardı. Ondan küçük tahta kılıçlar aldım. EflaÂ?yla beraber antremanlar yaptık. Ä°ki küçük çocuÄ?un oynaması gibi görünüyordu dıÅ?ardan bakana ama içimdeki ateÅ? beni kılıç kullanmayı öÄ?renmeye hızla itiyordu.
Altı yıl böyle geçti. YavaÅ? yavaÅ? içimdeki çaÄ?rının ne olduÄ?unu anlamaya baÅ?lamıÅ?tım. Ama çaÄ?rının nereden geldiÄ?ini bilemiyordum. Bu sesin kaynaÄ?ını aramaya karar verdim. On altı yaÅ?ında, o on altı yılını küçük bir kasabada geçiren artık genç bir adamın kendi baÅ?ına yollara düÅ?mesi Å?aÅ?ırtıcı olmasa gerekti. Evet, altı yıl beni gerçekten çok deÄ?iÅ?tirmiÅ?ti. Ä°nsanlara yaklaÅ?ımın olumlu olmasının, kibarlıÄ?ın özellikle ikili iliÅ?kilerde çok önemli olduÄ?unu keÅ?fetmiÅ?tim. İçimden de farklı davranmak gelmiyordu zaten. EflaÂ?yla konuÅ?tum. Ä°lk baÅ?ta kararımı garip buldu. Ona içimdeki çaÄ?rıdan bahsettim. Anlayıp anlamadıÄ?ını bilmiyorum. Neyse, o günlerde kasabadan geçmekte olan bir korucuyla beraber ayrıldım hayatımın gençliÄ?inden bir daha dönmemek üzere kader beni oraya düÅ?ürmedikçe.
Ä°lk baÅ?larda korucuya karÅ?ı biraz sakıngan davranmıÅ?tım. Kılıç becerim tahta kılıçlarla sınırlıydı ve kasabadan (yakındaki çayırlık hariç) hiç çıkmamıÅ?tım ne de olsa. Ormanda konakladıÄ?ımız bir akÅ?am yaÅ?anan ufak bir olay bu sakınganlıÄ?ı yok etti. Gece vaktiydi. Ã?evrede az da olsa goblin olduÄ?u söylentileri son çıktıÄ?ımız köyde alıp baÅ?ını gitmiÅ?ti. Köylüler kendi aralarında gruplar oluÅ?turup nöbetleÅ?e köylerini bekliyorlardı. AteÅ? yakmamıÅ?tık. Ormanda bulduÄ?umuz hafif bir açıklıkta yatıyorduk. Korucunun beni sarsmasıyla uyandım. Sessiz olmamı iÅ?aret ediyordu. Kasabamdan ayrıldıÄ?ımız gün bana verdiÄ?i uzun kılıcı çektim. OlabildiÄ?ince sessiz doÄ?rulup elimde kılıcım beklemeye baÅ?ladım. Korucu yayını eline aldı ve sırtındaki sadaktan bir ok çıkararak yayına sürdü. Elleri okun dibindeki tüyleri okÅ?uyordu. Hafif bir rüzgar saçlarını arkaya atıyor, ne Å?ans ki görüÅ?ünü engellemiyordu. Bir süre bekledi, sonra yavaÅ?ça yayı gerdi. AÄ?açların arasına bir ok fırlattı. BoÄ?uk bir ses duyuldu. Ona baktım. Gülümsüyordu korucu. Yayına bir ok daha sürerken aÄ?açların arasından dört goblin çıktı. HeyecanlanmıÅ?tım ama bu heyecan kesinlikle sonunda sizi mutlu edecek türden bir heyecan deÄ?ildi. Hatta oturup aÄ?lamıÅ?tım sanırım savaÅ?tan sonra. Goblinlere saldırdım amatör bir savaÅ?çının beceriksizliÄ?i ve heyecanıyla. Ben yerimden kalkıp onlara ulaÅ?amadan bir tanesi daha yere yıÄ?ılmıÅ?tı göÄ?süne aldıÄ?ı okla. Daha ne olduÄ?unu anlamadan kendimi iki goblinle baÅ? baÅ?a buldum. Å?aÅ?ırmıÅ? ve kızmıÅ?lardı. Aralarından ikisini kaybedeceklerini hiç düÅ?ünmüyorlardı. Biri bana diÄ?erinden çok daha yakındı. Kılıcımı ona soktum. Direnç ilk baÅ?ta biraz zorladı ama sonra kılıç rahat kaydı. Elimin üstünden sıcak bir sıvı akıyordu. TiksinmiÅ?tim (hala tiksinirim). Kılıç yavaÅ? yavaÅ? aÅ?aÄ?ı inmeye baÅ?ladı. Onun beni çekmesiyle beraber kendime geldim. DüÅ?en goblin kılıcımı da beraber indiriyordu. Kılıcı çekip goblinin cesedinden kurtardım. O sırada diÄ?er goblini tam karÅ?ımda kılıcını kafama indirmek üzereyken gördüm. Hayatım buraya kadardı derken goblin kafasına giren okla yere yıÄ?ıldı. Nasıldır bilinmez ama beraber savaÅ?an insanlar dostlukları rahat kurabiliyor. Korucunun, bende çok payı vardır. O günden sonra sıkı iki dost olduk diyebilirim. Bana kılıç ve yay dersleri verdi. Kılıçla onu bir çok kez yendim ama yayda bir türlü beceremedim. O bana savaÅ? sanatını öÄ?retiyor, bende üstün diplomasi yeteneÄ?imle uÄ?radıÄ?ımız her yerleÅ?im yerinde rahat konaklamamızı saÄ?lıyordum. Gerçekten mutluyduk.
Bir sınır Å?ehrindeydik. Daha doÄ?rusu bir garnizon kalesinde. Sınırın diÄ?er tarafına yaban topraklar demek doÄ?ru olur. UygarlıÄ?ın henüz geliÅ?mediÄ?i yerlerdi oralar kendimize uygar dersek. Aslında toprakların öte tarafları hakkında da fazla bir bilgi yoktu. BilindiÄ?i kadarıyla buralarda orklar, goblinler vb. ırklardan baÅ?kaları yaÅ?amıyordu. Burada birkaç gün kalmayı planlıyorduk. Kaledeki ikinci günümüzde köylerden toplanmıÅ? gençleri getirmiÅ?lerdi. Asker olmadıkları her hallerinden belli oluyordu. 19 yaÅ?ındaydım o zamanlar. Ã?ç yıldır kolcuylaydım ve kasabadan ayrıldıÄ?ım zamana oranla büyük bir ilerleme kaydetmiÅ?tim. Kaleye gelenleri inceliyordum. Aralarında eski bir tanıdıÄ?ı görmek beni Å?oka uÄ?ratmıÅ?tı. EflaÂ?ydı bu. Ä°ki eski dost hasret giderdik. Daha sonra korucumun yanına gidip üçümüz beraber sohbet ettik. AnlattıÄ?ına göre ben gittikten sonra köyde hiç bir Å?ey deÄ?iÅ?memiÅ?. Ã?yle ki en deÄ?iÅ?ik Å?ey savaÅ? için eli kılıç tutanları toplamaya gelen askerlermiÅ?. Â?SavaÅ?Â? sözcüÄ?ünü duyunca çok Å?aÅ?ırmıÅ?tım. Korucumla göz göze geldik. Göz kapaklarını yavaÅ?ça kapatıp açtı. Bu, konunun baÅ?ka bir zaman tartıÅ?ılacaÄ?ı anlamına geliyordu. Daha sonra ben EflaÂ?ya yaÅ?adıklarımı anlattım. Ä°lk goblin olayımdan sonra birçok olay yaÅ?amıÅ?tım ama onları burada anlatmaya lüzum yok. Sık sık korucu söze girip beni öven bir Å?eyler anlattı. Efla bu kadar övülmeme Å?aÅ?ırmıÅ?tı. Bana soran gözlerle yan yan bakıÅ?ını hala hatırlıyorum. AkÅ?am olduÄ?unda toplanan gençlerin tutulduÄ?u barakaya gitmek zorunda kaldı.
O akÅ?am korucuma neler olduÄ?unu sordum. SavaÅ? söylentileri olduÄ?unu söyledi. Yaban toprakların bu taraflarında goblin ve ork savaÅ?çıların kümelendiÄ?i ve yanlarında da kuÅ?atma kuleleri taÅ?ıdıÄ?ı gözcülerce doÄ?rulanmıÅ?tı. Garnizon da köylerden topladıkları gençlerle kaleyi güçlendirmiÅ?ti. Bunları bana bu zamana kadar anlatmaması beni sinirlendirmiÅ?ti ama artık o sinir çıkıÅ?larının hiçbir iÅ?e yaramadıÄ?ını hatta iÅ?i daha da kötüleÅ?tirdiÄ?ini öÄ?renmiÅ?tim. Ona bunları bana neden daha önce anlatmadıÄ?ını sordum. Bir süre düÅ?ünceli gözüktü. Sonra Å?u cevabı verdi:
- Onurlu bir gençsin Andero. Hem de fazlasıyla. Bu savaÅ?a katılmak istemiyorum bu yüzden buradan gidecektim. Ama seni de burada bırakmak istemiyordum. Bu yüzden sana bundan hiç bahsetmeden buradan ayrılmayı planlamıÅ?tım. Ama artık kalacaÄ?ız herhalde.
Ä°nsanları, çoÄ?unu tanımasam da, yüz üstü bırakmak beni en çok yıkan Å?eylerden biriydi onlar sevdiÄ?im Å?eylere karÅ?ı olmadıkça,
-Evet, diye cevap verdim. GitmeyeceÄ?iz.
Ertesi sabah savunucular gruplara kısa sürede ayrıldı. Koruyucum okçulara gitmiÅ?ti. Bense 2. kılıçlı gruptaydım. Ã?stümde örme zincir zırhım (koruyucum vermiÅ?ti ama her zaman bir levha zırh istemiÅ?imdir) vardı.Bir an EflaÂ?yı arandım. Ä°yi silah kullanamayanları arka gruba koymuÅ?lardı. SavaÅ? sırasında cephane, saÄ?lık malzemesi vb. yardımında bulunacaklardı. EflaÂ?da onların arasındaydı. GerektiÄ?inde kullanmaları için her birine birer kısa kılıç verilmiÅ?ti. EflaÂ?nın da bana baktıÄ?ını gördüm. Birbirimizin gözlerine baktık. Sonra kafamı öne çevirdim ve artık bir tanrı çaÄ?rısı olduÄ?unu bildiÄ?im bu çaÄ?rının sahibinden, her ne kadar kim olduÄ?unu bilmesem de, bu savaÅ?tan EflaÂ?nın da korucumun da saÄ? çıkmasını diledim. Surlara merdivenleri ittirmek için ellerinde uzun sırıklar taÅ?ıyan adamların arasına yıÄ?ıldık. Bu herkesin yerini öÄ?renmesi ve yenilerin silahlarına alıÅ?ması için yapılan ufak bir tatbikattı. DüÅ?man ordusu ufukta ancak görünüyordu. AkÅ?amsa kalenin surlarının önündeki alan ok menzili dıÅ?ında kamp ateÅ?leriyle dolmuÅ?tu. Askerlerle beraber ben de surda geceledim. Sabah davul sesleriyle uyandık. DüÅ?man orduları ok menzili dıÅ?ına dizilmiÅ? sıralarını oluÅ?turuyor, kuÅ?atma merdivenlerini hazırlıyorlardı. Büyük bir ordu deÄ?ildi ama kalede de eÄ?itimli asker sayısı azdı. YaÅ?lı bir asker tek elle silah kullananlara sürdüÄ?ü el arabasından kalkan daÄ?ıtıyordu. Ben de bir tane aldım. Kalkan sık kullanmıÅ?tım ve onu sadece bir savunma aracı olarak deÄ?il ayrıca bir saldırı aracı olarak kullanmayı da becerebiliyordum. Boru sesleri duyuldu ve savaÅ? baÅ?ladı.
Ã?zerimde nereden geldiÄ?ini bilmediÄ?im bir dinginlik vardı. Sur üstündeki okçular oklarını yaÄ?dırıyor, ok yaÄ?muru altından geçebilen orklar surlara merdivenleri dayıyor, sırıklı adamlarda bu merdivenleri indirmeye çalıÅ?ıyordu. Ä°lk baÅ?larda baÅ?arılı oldular ama daha sonra ilginç merdivenler gelmeye baÅ?ladı. Merdivenler surlara dayandıÄ?ında uçlarındaki metal konstrüksüyon inerek merdivenin sura tutunmasını saÄ?lıyordu. Orklar bir anda surlara dolmuÅ?tu. Ve benim için savaÅ? baÅ?ladı.
SavaÅ?tan bahsetmeyeceÄ?im. Klasik bir saldırı ve klasik bir kale savunmasıydı. Ama iyi savaÅ?mıÅ? olacaÄ?ım ki korucumun kutlamaları arasında kale komutanının benden sürekli askeri olmamı istediÄ?ini bile duydum. SavaÅ?ta en ilginç olayın içinde Efla vardı aslında. Orklar biraz içeri girmiÅ?ti. EflaÂ?nın çıÄ?lıÄ?ını yakında duymuÅ? ve sese doÄ?ru gitmiÅ?tim. Oraya vardıÄ?ımda bir ork garip bir Å?ekilde yerde yatıyordu. Ã?lmüÅ?tü. EflaÂ?da yere düÅ?müÅ?tü. Kendinde deÄ?il gibiydi. Kısa kılıcı yanında yerdeydi. Ã?stünde kan izi yoktu. Ben kılıca bakarken kendine geldi. Bana bakan gözleri sanki benden fazlasını görüyormuÅ? gibiydi. Orka ne olduÄ?unu sordum, cevap vermedi. Bende üstelemedim. SavaÅ?ın sıcaklıÄ?ına geri döndüm.
SavaÅ?tan sonra kutlamalar yapıldı. Mutluydum. Seviliyordum, saygı görüyordum, övülüyordum. Ama bazen mutluluk gerçekleri gizler. İçimden artan bir kaygı vardı. Bir görevi yapmamak gibi bir Å?ey. Sonra beni çaÄ?ıran bu sesi arama görevimi, kasabadan ayrılıÅ?ımın esas amacını göz ardı ettiÄ?imi anladım. Artık bu iÅ?in üzerine yoÄ?unlaÅ?maya karar verdim. Korucumdan ayrılmak zorundaydım. Ã?ok zor oldu ama bu iÅ?i yalnız yapmalıydım. EflaÂ?yla da vedalaÅ?tım. Ayrılırken bana düÅ?ünmesi gereken Å?eyler olduÄ?unu ama bunun yanında bir han açmaya niyetli olduÄ?unu söylemiÅ?ti. GülümsemiÅ?tim. Uzun zamandır yapmadıÄ?ım bir Å?eydi. Ä°hmal edilmiÅ? bir görev dahaÂ?
Tam on yıl diyarda dolaÅ?tım. Hep beni çaÄ?ıran bu sesin kaynaÄ?ını aradım durdum. Tapınaklar gezdim, inançlar duydum. Rahiplerle, rahibelerle, keÅ?iÅ?lerle, inananlarla konuÅ?tum. Amacıma on yıl sonra, 30 yaÅ?ımda ulaÅ?tım. AradıÄ?ımı buldum. Tapınakta eski dostum EflaÂ?yla da karÅ?ılaÅ?tım. Hanını açmıÅ?tı. Beni oraya davet etti. Bir süre orada kaldım.
Korucumla, ayrıldıktan sonraki bu on yıllık zaman zarfında hiç görüÅ?medim. Merak ediyorum Å?imdi nerelerdedir? O benim hayatımı çizmem de, yolumu bulmam da bana çok yardımcı oldu. Ailem bana nasıl davranırsa davransın bu yola ilk taÅ?ı onlar koydu ve tüm tanıdıklarımÂ?
Tam adımdan paladinliÄ?imi ispat edene kadar kimseye bahsetmemeye karar vermiÅ?tim ama sanırım artık söylemeliyim. Adım Andero Amraphent. Hayatımı belli amaçlara adadım kimi zaman fedakarlıklar da yaptıÄ?ım ama az çok beni anlatan belli bir düstur etrafında, sadakat sevgiyle, cesaret itibarla, ihanet intikamlaÂ? IÅ?ık ebediyen baki kalsın ve umut hiç bitmesin.
Andero Amraphent
BÃ?LÃ?M 2 : DEÄ?Ä°Å?Ä°M ve KÄ°MLÄ°K
İçimdeki güç o kadar fazla ki� Beni ne durdurabilir?
Lord DragonfireÂ? Bir zamanlar beni çaÄ?ırdıÄ?ını düÅ?ündüÄ?üm ama artık benim için bir düÅ?man isminden pek bir Å?ey ifade etmeyen ve *O*na göre zayıf gördüÄ?üm bir tanrıÂ? Onun tapınaÄ?ındaydım; bilgiye eriÅ?mek, o zamanlar düÅ?tüÄ?üm Â?iyilikÂ? tuzaÄ?ında debeleniÅ?ime devam etmek ve kendimi kandırmak için. Tapınaktan içeri giriÅ?imi hala hatırlıyorum zira sadece birkaç ay oldu. Büyülü çadırın ilginç görüntüsünün insanı Å?aÅ?ırtan hislerini yaÅ?ayıÅ?larım hala aklımdaÂ? YazıkÂ? Ne kadar zayıftım o zamanlarÂ?
İçeri girdiÄ?imde etrafın düzensizliÄ?ini o zaman nasıl fark etmedim bilemiyorum. Adını hatırlayamıyorum zira bir konuÅ?mam olmadı ama SquanÂ?dan önceki Dragonfire komutanı, sunaÄ?ın etrafında, nedenini bilmediÄ?im siniriyle bir Å?eylerin peÅ?indeydi ve hıÅ?ımla ayrılmıÅ?tı tapınaktan. Son görüÅ?üm oldu bu onu zira ardından ölüm haberi geldi. Å?ans benimleymiÅ?, yada *O*nun Å?u an sahip olduÄ?um kutsamasının sadece bir kısmı. O cahil kafamla peÅ?ine düÅ?üyordum ama rahibe Lysana durdurmuÅ?tu beni. Kim bilir, belki beni durdurmasa Å?u an bu satırları yazamıyordum. Ona borcumu, çabuk bir ölümle ödedim. SquanÂ?a göndermiÅ?ti beni, Â?komutanÂ? SquanÂ?aÂ?
Tapınaktan ayrılıp EflaÂ?nın hanına uÄ?ramıÅ?tım. Orada dostum ve o ozan, adı neydi, hatırlamıyorum, vedalaÅ?tımÂ? Ve Zamanın Karargahına gittim çaÄ?rımı gösterebilmek için.
Karargaha ilk gittiÄ?imde SquanÂ?la konuÅ?muÅ?tum ilk olarak ve bana beklememi söylemiÅ?ti. Ardından beni çaÄ?ırdıÄ?ında ben, kendimi gösterecekken tapınaktan gelen bir haber üzerine gitti. Garip bir Å?eyler vardı içimde. Yıllar boyu süren arayıÅ?lardan farklı olarak, aradıÄ?ını bulmanın verdiÄ?i huzurdan farklı bir Å?ey. Bir, huzursuzlukÂ? SquanÂ?ın ardından ben de tapınaÄ?a gittim.
TapınaÄ?a girdiÄ?imde rahibe Lysana ve komutan SquanÂ?ın orada konuÅ?tuÄ?unu görmüÅ?tüm. Onlara doÄ?ru ilerlerken içimden bir Å?eyler koptu. Ã?yle ki yere yıkılmıÅ?tım. İçim kırılan koca bir cam gibi paramparçaydı. HissettiÄ?im boÅ?luk yüzünden çektiÄ?im acı tarif edilemezdi. BayılmıÅ?ımÂ? Ve kendimi, artık çok iyi bildiÄ?im ama o zaman ilk kez gördüÄ?üm, bir yerde ve tasavvur bile edemeyeceÄ?im bir varlıÄ?ın, ApocalypseÂ?in önünde bulmuÅ?tum. Vücudum acılarla kıvranıyor, yanıyor, zırhım eriyip bedenime yapıÅ?ıyor, tenim soluyor ve sonsuz iÅ?kenceler geleceÄ?imi karartıyordu. Bana, bu acıyı yok etmenin tek yolunun onu durdurmam olduÄ?unu söylemiÅ?ti. Tapınaktan nasıl kaçtım bilmiyorum.
EflaÂ?nın hanı Ã?atlak KazanÂ?a gitmiÅ?tim. Deli gibiydim. Adeta yaÅ?amıyor, hissetmiyor, nefes almıyordum.. Efla yoktu. Kendimi bir masaya atmıÅ?tım. DüÅ?ünürken yanıma bir rahip gelmiÅ?ti, rahip Majenta, DragonfireÂ?ın baÅ? rahibi. Bana yardım etmek istediÄ?ini söyledi. Bu sırada rahibe LysanaÂ?da gelmiÅ?ti. DüÅ?müÅ? bir paladin, bir rahip ve bir rahibe çıktık yola, ApocalypseÂ?e uzanan, bilmediÄ?imiz o yola. Ayrılmadan dostum EflaÂ?ya bir haber de bırakmıÅ?tım
DulbırakanÂ?a vardıÄ?ımızda ilk duraÄ?ımız han olmuÅ?tu, adını hatırlamıyorum. Å?oku biraz atlatmıÅ?tım ama hala kendimi kötü ve boÅ? hissediyordum. Efla, nasıl becerdi bilmiyorum, biz handa daha oturalı birkaç saat olmuÅ?ken hana geldi. Rahibeye sulanan bir soytarıyla uÄ?raÅ?tıktan sonra hana, bu sefer için özel önem taÅ?ıyan biri girmiÅ?ti, Dhamon Brenne. BrenneÂ?in ardından içeri giren adamın ona efendi demesi onda garip bir Å?eyler olduÄ?unu rahatça anlatabiliyordu. Masadan kalkmıÅ? ve onun yanına gidip konuÅ?muÅ?tum, ertesi sabah yola çıkmak içinÂ?.
Gece kabus dolu geçmiÅ?ti yine. Odada MajentaÂ?yla kalmıÅ?tım. Sabah ben kalktıÄ?ımda o hala yatıyordu. AÅ?aÄ?ı inmiÅ?tim. MajentaÂ?yı beklemeye baÅ?lamıÅ?tık. Bir türlü inmeyince yukarı çıkmıÅ?tım onu uyandırmak için. İçeri girip onu uyandırdım. O an ApocalypseÂ?in eli dokundu zamana, güne, ıÅ?ıÄ?a, banaÂ? Majenta yoktu karÅ?ımda, baÅ?ka bir Å?ey vardı, tarif edilemez acılarla kaplanmıÅ? bedeni bükülmüÅ? ve ruhunun çektiÄ?i acılar fiziksel görüntüsüne yansımıÅ? bir zavallı. Bu yaratık yaÅ?amamalıydı. Dostum MajentaÂ?yı son görüÅ?ümde, kılıcımın ucunda Å?aÅ?kın gözlerle bana bakıyor ve hayatının elinden alınıÅ?ını çaresizce izliyordu.
MajentaÂ?nın katılmak istemediÄ?i için ayrıldıÄ?ı yalanını söylemiÅ?tim. Fazla ayrıntıya gerek yok buradan sonrasında. Brenne bize yol gösterdi, ApocalypseÂ?e doÄ?ru. Yolda, bu yola benimle çıkan diÄ?er kiÅ?inin, rahibe LysanaÂ?nın da canı kılıcımın soÄ?uk metaliyle emildi ve hiçliÄ?e karıÅ?tı, kısacık zamanda daha niceleri gibi. Ben, Efla ve BrenneÂ? Ä°yi bir üçlü gibiydikÂ?
ApocalypseÂ?in karÅ?ısında hissettiÄ?im korkuyu asla unutamam, o anı yaÅ?ayıp yeniden korkudan titremek istemiyorum artık ölümsüz de olsam. Artık kabuslarım yok zira artık onlar benim yaÅ?amım, Apocalypse adaÄ?ım, baÄ?lılıÄ?ım, amacımÂ? *O* ki bana güç verdi, beni hiçlikten çekip bu diyarın sarsılmaz vücutlarından biri yaptı. *O* ki beni içinde boÄ?ulduÄ?um saçmasapan dogmalardan çekip aldı ve karanlıÄ?ın huzurunu bedenime taÅ?ıdı. DönüÅ?ümümden sonra sahip olduÄ?um buz mavisi gözlerde bir tanrıyla konuÅ?muÅ? olmanın verdiÄ?i bilgelik, düÅ?manını bilmenin verdiÄ?i haz ve amaca ulaÅ?mak için gereken güce sahip olunduÄ?unu bilmenin zevki var. Andero AmraphentÂ? Zayıf biri için zayıf bir isim. Ben artık KatliamÂ?ın EliÂ?yim.
Bu eski ve boÅ? günleri hatırlamak zihnimi çok yordu. Birilerini öldürmeliyimÂ? İçimdeki güç o kadar fazla kiÂ? Beni ne durdurabilir?
Hand of Slaughter
BÃ?LÃ?M 3: GERÄ° DÃ?NÃ?Å?
BaÅ?arısız oldum ... KaybettimÂ? YenildimÂ? Utancım büyükÂ? Cezamda öyle oldu.
Hatırlamak istemediÄ?im o kadar çok anı var ki son günlerde. Tek avuntum, hatalarımı görebiliyor olmam. Kendime fazla güvendim, diÄ?erlerini hafife aldım. Asla yapılmaması gereken bir hataÂ? Apocalypse bana bunu öÄ?retti. Cesur olmayı, saygı duymayı, itaat etmeyiÂ? Oysa her Å?ey o kadar basit görünüyordu kiÂ?
Görevim, 10 kasabaya Zamanın Karargahından giden kervanı ele geçirmek ve SquanÂ?ı öldürmekti. Ä°nancımız, daha yeni yeni büyüyordu. Sahip olduÄ?um askerleri aldım ve daÄ?lara çıkıp çapulcu topladım, bana hizmet etmeleri için. Onlarla kervanlar soydum ve hedefimi bekledim.
Yollarını kesmiÅ?tim, önlerindeydimÂ? Ama o atlı grubu planlarımı bozmuÅ?tu. Ã?nce onları buz duvarımla durdurmayı denedim ama nasıl olduysa yeniden bir yol bulmayı baÅ?ardılar. Kervanı yakaladım ve saldırmayacaklarını söylediÄ?im halde askerlerime saldıran o paladini öldürüp ardından SquanÂ?la savaÅ?tım. BaÅ?ta verdiÄ?im emirler gibi, çember daraldı ve SquanÂ?ın hayatı ellerinden uçup gitti, son balta darbemle kafasının uçup gitmesi gibi. Ardından toynak sesleri geldi arkamdan. Ä°Å?te, yine o atlılardı. Askerlerimi yarıp geçtiler. Zaten yorgun ve yaralıydım, üstüne büyü gücümü harcamıÅ?tım, biri hariçÂ? Elim havada yumuÅ?ak dalgalar çizdi ve alevlerin geceleri gündüz eden patlayıÅ?ı cereyan etti alanda, yanık et kokusu doldurdu havayı.
Az önce tekrar geldim diyara. Bu sefer farklı bir formdaÂ? Bir yarı iblis olarakÂ? Boyum eski halimle aynı, 2,40 civarlarında. Kilomsa, bilemeyeceÄ?im, hiçbir fikrim yok. Hala güçlüyüm ve bu sefer, hata yapmayacaÄ?ım. Ã?ünkü artık biliyorumÂ?
Kanatlarım uçarak savaÅ?mak için fazla elveriÅ?li görünmese de uçmak için kullanıÅ?lı. Zira odamda bulduÄ?um siyah pelerin onu ben açmadıkça kanatları saklayabilecek geniÅ?likte. Zırhım yine buradaydı ve kara alevleriyle yine korku saçıyordu. İçimde bir yerlerde, bir Å?eyler farklı, tıpkı aklımda farklı olduÄ?u gibi. Artık neyi nasıl yapacaÄ?ımı daha iyi biliyorum. O hataları nasıl yapmıÅ?ım ben?
BaÅ?ıma dokunduÄ?umda elime gelen sert Å?eyler ilk anda beni biraz ürkütmüÅ?tü ama sonradan boynuz olduklarını anladım. Pençeler, boynuzlar, sivri diÅ?ler, kırmızı bir tenÂ? Artık buyum, artık bir yarı iblisimÂ?.
Ve hizmet etmek için buradayım.
Tapınak bıraktıÄ?ımdan bu yana fazla deÄ?iÅ?memiÅ?. Zaten öÄ?rendim ki benim yüzyıllar sandıÄ?ım o iÅ?kenceler, buradaki zamanla, sadece dakikalar sürmüÅ?. ApocalypseÂ?in büyüklüÄ?üne Â?zamanÂ? bile karıÅ?amıyorÂ?
Brenne görevinde baÅ?arılı olmuÅ?. Tanrımızın bir lütfu daha olan ve kaos boyutu olarak adlandırılan yeni oluÅ?umun içi insanlarla dolu. Onlardan faydalanmalıyım bir Å?ekilde. Belki kadınları kendi soyum için kullanabilirim. Ã?stelik ata kanımdan gelenlere de onlar sayesinde bir zevk sunmuÅ? olurum. Neden olmasın ki?
Bütün planlarım bir süre bekleyecek. BrenneÂ?e göre ApocalypseÂ?in çıkarlarından birisi düÅ?müÅ? rezil tanrı AzalinÂ?in KalesiÂ?nde. O zaman yapılması gereken Å?ey basit. Gitmek, yıkmak ve ele geçirmekÂ? BrenneÂ?in bize bir açıklama yapmaması ve bize olacakları kalede anlatacaÄ?ını söylemesi can sıkıcı. Birbirimizi zorlama riskimiz yok zira her ne kadar bireysel olarak güçlü de olsak bütün seçilmiÅ?ler bir bedenin farklı parçaları gibi. Sadece koordineli çalıÅ?arak baÅ?arılı olabiliriz. BrenneÂ?in gizemleri her ne kadar bu koordinasyonu bozsa da bir Å?ekilde karÅ?ılaÅ?tıÄ?ımız Å?eylerin üstesinden gelebileceÄ?imize eminim. ApocalypseÂ?in isteÄ?i yerine getirilmeli.
Kılıçlarım kınından çıkmayalı uzun zaman olmuÅ?tu. Birazdan kan havuzunun orada buluÅ?acaÄ?ız. Artık sefer zamanı. Apocalypse zaferimizi bekliyor. ZaferimiÂ? Artık kaybetme hakkım yokÂ?
Hand of Slaughter
BÃ?LÃ?M 4 : GELECEK
Her Å?ey karanlık görünüyor. YaÅ?ananlar neler bilmiyorum. BaÅ?ardım mı? Yoksa yine mi maÄ?lup oldum? Karanlıklar benim evim. Onları görmeye baÅ?lamalıyım. Buna yetecek gücüm varÂ?
Odam... Tanrısal güce sahip olduÄ?um yegane yerÂ? Peki bu güce diyarlar boyunca sahip olan efendi nerede? Neler oluyor? Apocalypse bana yardım et!
AzalinÂ?in KalesiÂ?nde yaÅ?adıÄ?ımız tam bir fiyaskoydu. On bir kiÅ?iden sadece iki kiÅ?i, Efla ve ben, sona ulaÅ?abildik, tabii aradıÄ?ımız son buysa. BrenneÂ?in düÅ?üÅ?ü ve askerlerimizin taraf deÄ?iÅ?tiriÅ?i iÅ?in rengini deÄ?iÅ?tiriyor. *O*na ait olan ruhları AzalinÂ?le görmek acı vericiydi. Ä°lüzyon muydu? Bilemiyorum ama bildiÄ?im tek Å?ey hayalet bile olsalar bir dahaki karÅ?ıma çıkıÅ?larında bu yaptıklarının hatasını ödeyecekler. ApocalypseÂ?in yoluna giren kimse o yoldan sapamaz. Ruhunu ona teslim eder ve ruhuyla ona hizmet etmeye devam eder. ApocalypseÂ?e hizmet, ruhun amacıdır. Bunu ödeyecekler. Ã?zellikle soytarı. Hayatının son demlerini pençelerimin sivriliÄ?ini hissederek geçirecek.
Bir kez daha bir tanrıyla karÅ?ılaÅ?tım. Ama bu sefer bana diz çöktürttüÄ?ü için dizlerini keseceÄ?im, tanrıma küfrettiÄ?i için dilini kopartacaÄ?ım o muhteÅ?em günü bekliyorum bundan zevk almak ve güç duymak yerine. AZALÄ°NÂ? Seni ben düÅ?üreceÄ?imÂ? Yeniden ve sonsuza kadarÂ? Hazır olduÄ?umdaÂ? Ã?lümsüz bedenim senin için hazırlanacak. Kimbilir, belki de Apocalypse adına, diÄ?erleri içindeÂ?
Canım sıkkın. Görevimde baÅ?arılı olup olmadıÄ?ım konusunda bir fikrim yok. EÄ?er baÅ?arısız olduysam, Apocalypse neden beni kurtardı? Amacımı bilmeden baÅ?arılı olabilir miyim? Karar veremiyorum. YapacaÄ?ım Å?ey ApocalypseÂ?in hükmü doÄ?rultusunda ilerlemek. Beni kurtardıÄ?ına göre baÅ?arılıydım. Derin düÅ?ünmek gereksizÂ? Peki Å?imdi ne yapacaÄ?ım? *O* daha önce hiç hissetmediÄ?im kadar yakında hissediyorum. Bizi izliyor, gözlüyor ve bekliyor. YakındaÂ?.
Hand of Slaughter
_________________ Sadness is my reward because I hate, because I am alone, because I exist. It is the thing which reveals my rage, my envy. I neither live nor die. I will always pursue her. I am sad, I am angry and, I am waiting my time, because I am it, revenge itself.
Joined: Jan 15, 2005
Posts: 1310
Location: Ä°zmir
Posted:
Sat Dec 10, 2005 7:25 pm
Cüce daÄ?ın giriÅ?indeki büyük kapıdan dıÅ?arıya çıktıgında henüz gün doÄ?mamıÅ?tı. SoÄ?uk daÄ? havasını ciÄ?erlerine çekerken düÅ?ünceliydi. Aylar yıllardır kendi klanından, topraklarından ve hatta kendi diyarından uzaktaydı. BaÅ?larda bunun bir test olduÄ?unu sanmıÅ?tı ama artık yanıldıgını düÅ?ünüyordu. DüÅ?ünceleri bir kez daha kutsal Â?cüce yurduÂ?ndaki tanrısına yöneldi.
Â?Ey SavaÅ? Babası, Devlerin Felaketi, Kudretli babamız. Hala neden bu garip diyarda oldugumu bilmiyorumÂ? Mordinsamman (cüce pantheonu)`dan burada pek iz yok. Halkımızdan çok azı burada yerleÅ?miÅ?ler ve insanlar çok kalabalık. Burada yapacaÄ?ım ne olabilir ki yıllardır burada yaÅ?amaya mahkum ettin beni?Â?
Rasnar`ın bu son yıllardaki en ilk ne son yakarıÅ?ı olacaktı. Her ne kadar tanrısı büyülerine karÅ?ılık verse de bu zaman içerisinde yakarıÅ?larını duydugunu belirten bir davranıÅ? görmemiÅ?ti. Bu yüzden Ransar kendisinin cezalandırıldıgını düÅ?ünüyordu. Ã?ünkü Â?Büyük YarıkÂ? olarak bilinen kadin cüce diyarında yaÅ?arken kilisenin hiyerarÅ?isini tam olarak anlayamamıÅ? bu kendisi gibi olmaya çalıÅ?anlarla sorunlar yaÅ?amıÅ?tı. Tam bunlar zirveye ulaÅ?tıgında sorun çıkmaması için kaçmıÅ?, nice maceralar sonucunda kendini bu diyarda bulmuÅ?tu.
Anılara daldıÄ?ında eski kilisesini düÅ?ünürken yine kaÅ?ları çatılmıÅ?tı. Orada bir çok cüce rahip vardı ancak hiçbiri kendisi gibi doÄ?uÅ?tan ilahi büyülere yatkın deÄ?illerdi ve kendisine yarı kıskançlık yarı anlayıÅ?sızlıkla bakmıÅ?lardı. Sadece yüce Moradin baÅ?rahibi Khalzur, O`nu anlamıÅ? ve Â?sen kutsanmıÅ? bir ruhsun oÄ?ulÂ? demiÅ?ti. Bu tip kiÅ?ilerin her jenerasyonda 1-2 kiÅ?i oldugunu ve doÄ?uÅ?tan tanrılara yakın oldugunu anlatmıÅ? ancak bu kıskançlıkları daha da arttırmıÅ?tı. Belki de baÅ?rahip neler olacagını göröüÅ?tü yada kendisi ile ilgili bir planı vardı. Bunu ancak tanrılar bilebilirdiÂ?
Adı : Ransar TaÅ?miÄ?fer
DıÅ? GörünüÅ? : Kızıl saç ve sakal, sakallar iki yandan örülü, saÄ?lıklı bir dıÅ? görünüÅ? ve fiziki yapı, kahverengi gözler, boy 1.20, Kilo 80, Kalbinin üzerinde Clangeddinin çaprazlanmıÅ? ikiz baltalarının oldugu sembolü vardır. Elinde yine aynı sembolün iÅ?lenmiÅ? oldugu çok iyi yapılmıÅ? bir balta ve Siyah-kırmızı süslemeleri olan bir kalkanı vardır.
Dwarf male Favored Soul (Clangeddin Silverbeard)
Ä°sim: Rivro Vatros
YaÃ…?: 22
Irk: Buçukluk
Sınıf/Uzmanlık: Hırsız/yankesici
Boy: 1.10 m
Kilo: 40 kg
DıÅ? GörünüÅ?:
Zayıf bir buçukluk sarı saçlara sahip. Saçları kısa.. OÄ?lan çocuk gibi. mavi bir gömlek giyiyor. Pantolonu kahverengi. Giysiler biraz tozlu duruyorlar ama saÄ?lamlar. Ayakkabılar da yine kahverngi sıradan duran ayakkabılar.. Kısacası yoksul ama kimsesiz olmayan bir oÄ?lan çocuÄ?u ya da buçukluk görünümündeyim. Kıyafetlerin hepsi birçok gizli ve farklı boylarda ceplere sahip. Cepler kılıç gibi nesneleri taÅ?ıyamasa da ufak bir hançerden baÅ?layarak altın kesesi ve benzer eÅ?yaları taÅ?ıyacak boylarda olanları var.
Hikayenin baÅ?ında kırmızı bir kuÅ?akla belime baÄ?lanmıÅ? bir kısa kılıcım ve bir aÄ?aç dalına asılmıÅ? içinde yiyecek ve iki üç parça çalıntı mal olan bir torbam var.
Ã?zgeçmiÅ?: Ã?ok gerilere gidersek ailem Hobbit YerleÅ?im yerinden geliyorlar. Ã?ıÄ?lıkların Kalesi Civarı... Bir ara yaÅ?anan kuraklık bir çok buçukluÄ?un göç etmesine neden olmuÅ?. Benim ailemden onlardan biri. Babam ve annem henüz ben doÄ?mamıÅ?ken Maltyr kasabasına yerleÅ?iyorlar.. Babam bir handa çalıÅ?maya baÅ?lıyor. Annem de o sırada bile sayıları beÅ? olan çocuklarına bakıyor. Bir süre sonra getirdiÄ?imiz malzemeler bitince zor duruma düÅ?tüÄ?ümüzde kardeÅ?lerimde handa çalıÅ?maya baÅ?lıyorlar. Ã?zellikel yaÅ?ları çok küçükken böyle bir özveride bulunmaları babamı çok duygulandırıyor. Ben kasabadaki altınca yılımızda doÄ?uyorum. 7. çocuÄ?um. Han sahibi ben beÅ? yaÅ?ındayken öldükten sonra babama bırakıyor. Böylece bir hanımız oluyor ..
Ben daha ilk yaÅ?larımda babamın ve annemin kardeÅ?lerime sevgisini kıskanıyorum. Onlar da bunun farkındalar ama allerinde deÄ?il. Zamanla han iÅ?lerine ilgi duymayıp tüm günü dıÅ?arıda tek baÅ?ıma kendi yarattıÄ?ım oyunları oynarken geçirdiÄ?imde daha da benden soÄ?uyorlar.
Bu arada pek çok hobbit ailesi hobbit köye yeniden göç etmiÅ? biz temelli göç etmesek deÃ?ocukluÄ?umda zaman zaman hobbitköy e gittiÄ?imizde kardeÅ?lerime duyduÄ?um kıskançlık duygusu orada onların oyunlarına katılmamı engelliyor.. Ben gizlice onları izliyorum. Farkedilmemek için elimden geldiÄ?ince dikkat ederek.
Bir gün yine babam bir müÅ?teriye abimi överken sinirim bozuluyor. DıÅ?arıya çıkıyorum kapıda birisine çarpıyorum. Adamdan özür dilenirken babam ve abim hakkında söyleniyorum o da benimle konuÅ?uyor. Teselli ediyor. Sonra istersem biraz konuÅ?abileceÄ?imizi söylüyor. Konu bir süre sonra adamın bildiÄ?i zevkli oyunlara geliyor. Adam çaktırmadan benim yankesicilik yeteneklerimi sınıyor fena bulmuyor.
Adam kasabadaki bir hırsız grubunun üyesi... Muhtemeln bir Å?ehirden kaçmıÅ? ve dükkan açmıÅ? ama bu dükkanın onu Å?ehre dönüp yeniden itibarını satın alacak duruma asla getiremeyeceÄ?ini biliyor tek çaresi hırsızlık yapmak ve yaptırmak. Ã?nce Å?ehirdeki birkaç arkadaÅ?ını da getiriyor ve çeÅ?itli yerlerde iÅ?e sokuyor ve Kasabadanda dört beÅ? çırak toplamaya çalıÅ?ıyor. Kasabalılara yankesicilik tarzı iÅ?ler yaptırıp, Å?ehirliler de daha ciddi soygun iÅ?lerini yapacak. Å?ehirliler sabıkalı oldukları için daha çok onun elindeler o onları çaÄ?ırdıÄ?ında da zaten çok zor durumda oldukları için gelmekten baÅ?ka Å?ansları yok gibiydi.
Ben özellikle Hobbitköye gidilen bir gezi öncesi adamın da teÅ?viki ile gitmemeyi önerip ailem de bunu kabul edince ailemden iyice soÄ?uyorum. Ve adamın dükkanına gidip orada çalıÅ?mak istediÄ?imi söylüyorum. Ailem kabul ediyor. Ve bunu yapıyorum da. Bu arada adam benim dıÅ?ımda dört tane de çocuk bulmuÅ? bir süre bize oyun oynar gibi yan kesicilik öÄ?retmeye devam ediyor. Sonra dükkanın çok zor durumda olduÄ?unu ellerinde çok fazla Å?eyi olanlardan bir Å?eyler çalmazsak yaÅ?ayamayacaÄ?ımızı söylüyor. Biz de hoÅ?alnmasak da yankesicilik yapmaya baÅ?lıyoruz. AldıÄ?ımız deÄ?erli görünen Å?eyleri ona veriyoruz. Parlak mücevherimsi Å?eyler kitaplar ve benzeri deÄ?erli nesneleri bize öÄ?retiyor. Ben zaten daha önce handan bunların bir bölümünü biliyorum. Ama fiyatlarını bilmiyorum.. O nedenle onca deÄ?erli eÅ?ye bile bizi zar zor geçindiriyor sanıyorum.
Zaman zaman çok zor durumda olduÄ?umuzda evleri soymak zorunda kalıyoruz. Ve biz de gözcü olarak evlerin civarına yerleÅ?tiriyoruz. Å?ey aslında bu soygunlar bizim bildiÄ?imizden daha sık oluyor. En sonunda adam Å?ehirden kasaba ile ilgili bir iÅ? alıyor bu ona son parayı saÄ?layacak. Masum birisini öldürüp suçu baÅ?kasına atacaÄ?ız. Bize bu uzun uzun neden yapmaya mecbur olduÄ?umuz anlatarak açıklıyor. Hepimiz adamı tuzaÄ?a düÅ?ürme ve iftirada rol almak zorundayız. Ve ben yapayacaÄ?ımı söyleyip ayrılmaya karar veriyorum.
Ã?ocuklardan birinr on dört yaÅ?larında bir kıza gideceÄ?imi söylüyorum. O da istediÄ?ini ve gidecek yeri olmadıÄ?ını söylüyor. Benim de aklıma ailemin yanına dönemeyeceÄ?im geliyor. Kasabanın yakınlarındaki gölün kıyısında ufak köyler olduÄ?unu duyduÄ?umdan oraya gidip köylerden birinde bir iÅ? bulabilir miyim ona bakacaÄ?ımı söylüyorum.
Kız yolların tehlikeli olduÄ?unu söyleyip bana çalınan eÅ?yaları koyduÄ?umuz depodan bir kısa kılıç getiriyor. Bir an yeni görevimiz aklıma geliyor duraklıyor ama alıyorum. Sonra belki satıp biraz para kazanabilirim diye yine depodan çalıntı bir iki parça bir Å?ey daha getiriyor onları torbaya koyuyor. Sonra herkesin yatmasını bekliyoruz.
Ã?ıkarken kılıcı üzerime yerleÅ?tiremiyorum. Kızda adamın kendine verdiÄ?i giysilerden birinin alt bölümünü yırtıp veriyor kılıcı baÄ?lıyorum. Ã?ıkmadan gizlice mutfaÄ?a sızıp yiyecek bir Å?eyler de dgetiriyor. Sonra torbayı da elime alıp sırtıma vurup çıkıyorum. Kasabadan ayrıldıktan sonra
Bir aÄ?aç dalı bulup torbayı da ona baÄ?lıyorum. SavaÅ?çıların Tepesine yaklaÅ?ırken bu haldeyim.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
Karakterle ilgili bir iki ek Gerekirse... Adam izleme ve uayanıklık ( alertness) doÄ?al özellikleri.. EÄ?er ekleyebilirsem deÄ?er biçme( sadece deÄ?erli ve deÄ?ersiz Å?ekilde ama kesin fiyat deÄ?il) ve gözlem yeteneklerini de alabilirim.
_________________ HARBE GÄ°DEN
Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>Gene böyle güzel dön; <br>Dudaklarında deniz kokusu, <br>Kirpiklerinde tuz; <br>Harbe giden sarı saçlı çocuk! <br>
View next topic View previous topic
You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot vote in polls in this forum